Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iptal davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-01-2010, 23:25   #1
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan iptal davası

merhaba sn meslektaşlarım aşağıda yazacağım sorunun çözümü hususunda yorum ve bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim.
idarenin işlemine karşı açmış olduğumuz davada idare mahkemesi, idarenin işlemini iptal etti. İptal gerekçesi idarenin yeterli ve gerekli araştırmayı yapmamış olduğuydu. Daha sonra gereğinin yapılması için, mahkeme kararını idareye sunduk. İdare(valilik) bu kez farklı bir nedene dayanarak başvurumuzu tekrar iptal etti. Şimdi merak ettiğim husus şu:idare bir konu hakkında sonsuz gerekçelerle sürekli bir işlemi yapmamakta direnebilir mi? ki böyle bir durumda biz sürekli yeni işleme karşı dava mı açmak zorundayız?
Old 26-01-2010, 00:01   #2
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Tabii ki hukuk devleti ilkesinin gereği olarak, tüm kamu ve özel kurum ve kuruluşları, Mahkeme kararlarını uygulamak zorundadır.
Olayın mahiyetinden bahsetmemişsiniz. Ancak şunu söyleyebiliriz. Eğer hukuki mantığınız açısından, idarenin tavrı, mahkeme kararını geçersiz ya da uygulanamaz kılmak için başvurduğu bir bahane niteliğindeyse, sorumlular hakkında görevi kötüye kullanma ya da en azından görevi ihmalden suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
Elinizde kesin hüküm olduğu için yeni bir idari dava açmanız gerekmemektedir.
Saygılarımla...
Old 26-01-2010, 09:42   #3
savunma

 
Varsayılan

Sayın meslektaşıma katılmakla birlikte şunu da ifade etmekte yarar görüyorum.
1982 Anayasası'nın 138/4 fıkra hükmüne göre," Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare mahkeme kararlarınıhiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."
İdare aynı zamanda Anayasal bir suç da işlemiş bulunmaktadır.

Old 26-01-2010, 12:48   #4
armegedon23

 
Varsayılan

Zeynep hanım idari kararların infaz yolu bulunmadığından bu konularda sıkça sorun yaşanmaktadır. Bizde diyarbakırda bu tür sorunlarla karşılaşıyoruz. Derviş beyin dediğine katılmamak mümkün değil, savcılığa gidip bir şikayet dilekçesi vermeniz sorunu halledecektir. Şikayetlerimiz her nekadar meslektaşlarımıza kötü yönde yansıyor olsada mesleki sorunların çözümünde başka çare bulunmamaktadır. Kolya gelsin.
Old 26-01-2010, 12:54   #5
avtayland

 
Varsayılan

Anayasanın 138’inci maddesinde “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” denilmiştir.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 4001 sayılı Kanunla değişik 28’inci maddesinde “1. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.Mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir.” hükümleri yer almıştır
Öte yandan yargı kararının uygulanmaması ceza hukuku açısından da suç oluşturmakta ve kararı uygulamayan kamu görevlileri aleyhine cezai takibat yapılmaktadır.Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 23.10.2000 tarih ve E. 2000/5861 K. 2000/6973 sayılı kararıyla ''Yürütmenin durdurulması ve katılanın görevine iadesine; ilişkin Danıştay kararını tebliğ gününden itibaren 30 gün içinde yerine getirmeyen genel müdür olan sanığın eylemi lYUY.nın 28/1. maddesine aykırı olması nedeniyle TCY.nın 228. maddesindeki suçu oluşturacağına karar verilmiştir.Yine Danıştay’ın muhtelif kararları ile yargı kararını uygulamayanlar hakkında cezai takibat yapılması gerektiği yolunda kararlar verilmektedir. (Danıştay 2. Daire 23.5.2000 E:2000/1718 K:2000/2577), (Danıştay 2. Daire 3.12.1999 E:1998/692 K:1999/2774)Yargı kararını yerine getirmeyen kamu görevlileri 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 257’nci maddesinde yerini bulan “görevi kötüye kullanma” suçunu işlemiş olacaklar ve maddede belirlenen duruma göre değişik cezalarla cezalandırılabileceklerdir.
Old 26-01-2010, 12:55   #6
avtayland

 
Varsayılan

Uygulamada yargı kararlarının şeklen uygulanarak aradan kısa bir süre geçtikten sonra yargı kararını etkisizleştirmeye yönelik olarak yeniden işlem tesis edilmesi durumları da yargı kararlarının uygulanmaması olarak yorumlanarak buna yönelik açılan davalarda yargı kararlarının uygulanmadığından bahisle gerek idare aleyhine gerekse kamu görevlileri aleyhine manevi tazminata hükmedilmekte, cezai sorumluluğun da doğduğu kabul edilmektedir.
Old 26-01-2010, 14:04   #7
onur can

 
Varsayılan

İdare Mahkeme kararları, üç şekilde kamu görevlileri tarafından suç teşkil edecek şekilde işlevsiz bırakılmakta ve sorumluluk doğurmaktadır.

Bunlar;
a-Yargı kararının hiç yerine getirilmemesi,
b-Yargı kararının geç yerine getirilmesi,
c-Yargı kararının şeklen yerine getirilip, bir başka işlem ile etkisiz hale getirilmesi,
Şeklindedir.
Bu sayılan eylemler, TCK 257/1.maddesinde yer alan görevi kötüye kullanma suçunu teşkil ettiği, aynı zamanda hukuki açıdan da tazminat sorumluluğu doğurduğu, ayrıca disiplin yönünden de yaptırım gerektirdiği yargı kararları ile sabittir.

2577 sayılı yasanın 28.maddesine göre, idare mahkemelerinin ve Danıştay’ın kararlarının 30 gün içinde yerine getirilmesi zorunludur. 2577 sayılı yasanın 52.maddesinde de belirtildiği üzere, bu kararlara karşı temyize gidilmiş olsa bile, hiçbir surette 30 gün içinde kararın yerine getirilmesinin önüne geçilemez.

Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göre, mahkeme kararı doğrultusunda davacı memuru göreve iade edip, akabinde bir başka görev ve yere atama şeklinde ki eylem, 5237 sayılı Türk Ceza Yasanın 257/1. maddesi kapsamında da görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır.

Hem Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulabilir, Hem de tazminat davası açılabilir.
Old 26-01-2010, 15:09   #8
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Cevaplayan tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim. Konuyu biraz daha açmam gerekirse; 5233 sayılı yasa kapsamında Diyarbakır Valiliği ne yapmış olduğumuz başvuru sonucunda müvekkile ait ev(tapusuz) köy muhtarı ve aza tarafından gösterilmiş ve bu evin müvekkile ait olduğu keşifte tespit edilmişti. Ancak valilik daha sonra hiçbir belge olmadığı halde evin müvekkilin eşine ait olduğunu (müvekkilin eşinin hüküm giymiş olması nedeni ile)5233 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince başvurunun iptaline karar verdi. Ancak idare mahkemesine yapmış olduğumuz başvuru sonucunda idare mahkemesi evin tapusuz olduğunu, mülkiyeti belirlemede köy muhtarı ve azaların ve köy halkının, evin sahibinin müvekkil olduğunu beyan ettiklerini valiliğin eğer evin mülkiyeti konusunda bir tereddütü varsa ararştırması gerektiğini, cezaların şahsi olduğunu müvekkilin eşinin aldığı cezanın müvekkile tesir etmeyeceği bu nedenle gerekli ve yeterli araştırmayı yapmadan karar verdiği için işlemin iptaline karar verdi. Ancak mahkeme kararını uygulamak üzere idareye başvurduktan sonra tarafımıza tebliğ edilen yeni işlem ile başvurumuz yine rededildi. Red grekçesi ise; jandarma tarafından yapılan araştırmada bu kişilerin(hem müvekkilin hem eşinin)evinin olmadığı şeklindeve asıl şaşırtıcı olan valiliğin daha evvel keşifte ev tespitini yapmış olması ve zarar gören ev konusunda herhangi bir uyuşmazlığın olmayışı. sanırım idare mahkemesinin kararda cezaların şahsi olduğuna değinildiği için idare en uygun olan kararın bu olduğuna kanaat getirdi.
Old 26-01-2010, 15:57   #9
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

idarenin işlem veya eyleminin menfi mi yoksa müsbet mi olduğunu belirtirseniz daha kesin bir öneri getirilebileceğini düşünüyorum.
Old 26-01-2010, 16:00   #10
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Daha açık sormam gerekirse neden idareye başvurdunuz da hukuk mahkemesine başvurmadınız.Tapusuz g.menkulün hukuki durumu nedir ?
Old 26-01-2010, 16:06   #11
armegedon23

 
Varsayılan

İkinci red kararında da gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığından ve ilk keşifteki bilgilerle çelişki olması nedeniyle verilen kararın iptali için tekrardan dava açmanızı tavsiye ederim. Verilecek ikinci iptal kararının gerekçeside muhtemelen ilk karardaki gibi olacaktır. İlk mahkeme kararına rağmen idarece eksik inceleme ve araştırma yapılmış olması ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunmanız için yeterli. Kolay gelsin.
Old 26-01-2010, 22:19   #12
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Sn Demirtaş idare mahkemesine başvurduk çünkü idari bir işlemin iptalini talep ettik. sn armegedon23 evet ben de öyle düşünüyorum ikinci bir dava açmam gerekecek ancak idarenin bu keyfi uygulamasına karşı da gidilebilecek daha etkin bir yol olmalı. Malesef benim de aklıma suç duyurusunda bulunmaktan başka bir yol gelmedi
Old 27-01-2010, 13:11   #13
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sayın Kılıç ; idari başvuru yaptığınız için reddine karşılık idari dava açtığınızı söylemişsiniz.Ama ben yine aynı soruyu yeniliyorum , neden idari başvuru ?Çünkü 5233 sayılı yasaya göre ; Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar ile yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar devlet tarafından karşılanmaktadır.Siz ise başvurunuza konu gayrimenkulün tapusuz arazi olduğunu belirtmişsiniz.Bu yüzden , neden idari başvuru diye sorup duruyorum.Neden zilyetliğe dayalı tescil davası değil?
Old 28-01-2010, 00:07   #14
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

sn Demirtaş 5233 sayılı yasanın "Başvurunun süresi, şekli, incelenmesi ve sonuçlandırılması

MADDE 6. - Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde ilgili valiliğe veya kaymakamlığa başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır" gereğince idareye başvuru yapmak zorunda olduğumuz için. ayrıca mülkiyete ilişkin bir talebimiz bulunmamakta, yasa gereği oluşan zararların tazmini için yapmış olduğumuz bir başvuru sözkonusu.
Old 28-01-2010, 18:22   #15
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sn.Kılıç zararın ne olduğunu yani başvurunuzun içeriğini bir türlü söylemediğinizden yorum yoluyla cevap vermeye çalışıyorum.Siz bir evden bahsetmişsiniz ve mezkur evin müvekkile ait olduğuna ilişkin tespit yaptırmışsınız.Bu tespite dayanarak da herhalde evde meydana gelen zararı idareden istemişsiniz , idare ise o evin müvekkilinize ait olmadığı gerekçesiyle talebinizi reddetmiş.Siz ise idarenin mahkeme kararını yerine getirmemesi sebebiyle cezai sorumluluğuna gitmeyi ayrıca yeniden idari başvuruda bulunmayı düşünüyorsunuz.Benim ise size ısrarla genel mahkemede dava açmanızı önermemim sebebi şu :Tespit davası sonunda verilen karar , kanımca maddi anlamda kesin hüküm değildir.Bu nedenle idare yetkililerinin cezai sorumluluğuna gidilemeyeceği gibi idareye yapılan yeni başvurularda da idarenin tespit kararına rağmen talebinizi yeniden reddetmesi mümkün olabilecektir.Bu sebeple elinizdeki tespit kararıyla genel mahkemede dava açıp hak sahipliğinizi ispat etmeniz gerekir diye düşünüyorum.(Eğer yine sizi yanlış anladıysam üzgünüm)
Old 29-01-2010, 11:16   #16
av.sebahattin

 
Varsayılan

Anladığım Kadarıyla:

5233 TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELEDEN DOĞAN ZARARLARIN KARŞILANMASI HAKKINDA KANUN' göre zararların karşılanması için başvuruda bulunulmuş.
Bu başvuru kapsamında ilgili Komisyon tarafından tespit yapılmış, buna göre taşınmasın eşine at olduğu görülmüştür.

Devamında yasanın 2/f ( f) 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkum olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar.) maddesindeki nedenle reddilmiştir.

Bu işlem idare mahkemesi tarafından İPTAL edilmiştir.

İptal edilen işlem, idarenin Red kararıdır. Yasanın ilgili maddelerine göre Komisyonun tespit kararını ve hukuki niteliğini yeniden incelemelisiniz.Yasada komisyonun tespit kararlarına karşı ne yapılacağına dair bir hüküm gösterilmemiştir. Şu halde, 5. maddeye göre zarar ile ilgili tespitleri yapacak olan komisyondur. Bu konuda valiliğin bir takdir hakkı bulunmamaktadır. Valilik bu konuda hüküm veriyorsa yetki gaspı söz konusudur. Bu nedenle elinizde kesin bir komisyon kararı bulunduğundan, söz işlemin iptali ve tam yargı davası aynı anda açmanız uygun olacktır. Diye düşünüyorum.
Bu aşamada, komisyon üyelerinin görevlerini ifa ederken işledikleri suçlarla ilgili özel bir hüküm öngörülmüştür. Valiliğe yasanın 14. maddesine göre komisyon üyeleri hakkında soruşturma açılıp açılmadığını sorabilirsiniz.
Saygılarımla.
Old 29-01-2010, 19:57   #17
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Sn Demirtaş, 5233 sayılı yasa kapsamında yapılan başvurularının birçoğunda(başvuru yapılan yerlerde kadastro ve tapulama yapılmadığından) zilyedliğe göre karar verilmekte. idarenin keşif ve tespit tutanaklarında zarar gören evin müvekkile ait olduğu tespit edilmişken idare kendi keşif ve tespit tutanaklarıona da aykırı bir şekilde red kararı vermiştir. aslında tüm sorun idarenin keyfi uygulamalarından kaynaklanmaktadır. cevaplarınız için teşekkür ederim. iyi çalışmalar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iptal davası sonrasında açılan tam yargı davası+süre hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 21 27-01-2014 12:10
evlilikte fiili birliktelik olmaması iptal davası?boşanma davası? zlm Meslektaşların Soruları 4 02-04-2009 08:40
çek iptal davası AV ŞEYDA Meslektaşların Soruları 1 29-03-2009 20:17
iptal davası ve tam yargı davası konusunda belirsizlik GaLaxY Hukuk Soruları 3 18-06-2007 12:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03790998 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.