Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

" Devletin Dili ", " Resmi Dil ", " Ortak Dil "...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-11-2010, 12:31   #1
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan " Devletin Dili ", " Resmi Dil ", " Ortak Dil "...

"Devletin Dili", "Resmi Dil", "Ortak Dil"...

1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

III. DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜ, RESMİ DİLİ, BAYRAĞI, MİLLİ MARŞI VE BAŞKENTİ
Madde 3 - Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.

1961 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

III. Devletin Bütünlüğü; Resmi Dil; Başkent

Madde 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.

Resmî Dil Türkçe’dir.

Başkent Ankara’dır.

1924 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

Madde 2- Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi Layik ve Devrimcidir. Devlet dili Türkçedir. Başkent Ankara’dır. (**)

(**) Maddenin ilk şekli:

“Türkiye Devletinin dini, dinî İslâmdır: Resmi dili Türkçedir; makkarı Ankara şehridir.”

Maddenin 1222 sayılı kanunla değişik şekli:

“Türkiye Devletinin resmi dili Türkçedir; makkarı Ankara şehridir.”

http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm

1876'da Kabul Edilen Kanuni Esasi

Madde 18 - Tebaai Osmaniyenin hidematı Devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.

http://www.belgenet.com/arsiv/anayasa/1876.html

Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası

Madde 21 : Devlet dili.
I. Azerbaycan Respublikasının devlet dili Azerbaycan dilidir. Azerbaycan Respublikası Azerbaycan dilinin gelişmesini temin edir.
II. Azerbaycan Respublikası nüfüsu konuştuğu başka dillerin serbest kullanılmasını ve gelişmesini temin edir.

http://www.anayasa.gen.tr/azerbaycan.htm

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası

Devletin Bütünlüğü, Resmi Dili, Bayrağı, Ulusal Marşı ve Başkenti

Madde 2
(1) Kuzey Kıbrıs Türk Cumnhuriyeti Devleti, ülkesi ve halkı ile bölünmez bir bütündür.
(2) Resmi dil Türkçe'dir.
(3) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Bayrağı ve Ulusal Marşı yasa ile belirlenir.
(4) Cumhuriyetin başkenti Lefkoşa'dır.

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası


MADDE 3

Cumhuriyetin resmi dilleri Elence ve Türkçedir.



http://www.mahkemeler.net/cgi-bin/anayasa.aspx

Türkçe yazılmış farklı anayasa metinlerinden yaptığım alıntılarda göreceğiniz gibi yurttaşların ortak dilinin hukuksal nitelendirmesi yani bunun hukuk dilindeki ifadesi üzerinde bir oydaşmanın olmadığı görülmektedir. Devlet dili ya da resmi dil ifadelerinin kullanıldığı görülüyor. Daha çok resmi dil teriminin yeğlendiği dikkat çekiyor. 1982 Anayasasında ise her konuda olduğu gibi dilde de kimliksizlik dikkat çekiyor, ne resmi dil diyor ne de devlet dili. "Dili Türkçedir" tümcesini istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz. Belki anlam değişmiyor ama eksik, sorunlu bir tümce... Bütün bu farklılıklar, hangi terimin daha doğru olduğu tartışmasına sürüklüyor bizi. Bu başlık altında siyasal değil hukuksal ve dilsel bir tartışmanın yürütülmesi hem site ilkelerimiz hem de çalışma grubunun doğası gereğidir. Ancak konunun çerçevesini tam olarak oluşturmak adına "ortak dil" sözünden de kısaca söz etmek gerekir. Her devletin resmi dili vardır, bir de bunun dışında konuşulan diller... Ancak resmi dilin inkar edildiği noktada belki de ortak dil savunusu ve vurgusu öne çıkıyor. Çünkü bir ortak dilimiz olmazsa nasıl birlikte yaşayacağız toplum olarak? Ortak dil, toplum olarak, ulus olarak var olmanın ön koşuludur. Birbirimizin derdini anlayamazsak nasıl anlaşacağız, nasıl ortak amaçlarımızı belirleyip bu doğrultuda çalışacağız? "Ortak dil" vurgusu belki şimdi gerekli, peki bir terim olarak kabul edilebilir mi? Hukuk dilindeki sözcükleri neye göre seçeceğiz, dayanaklarımız ne olmalıdır?

Yeniden anımsatmakta yarar var: Siyasal değil hukuksal gerekçelerle bir tartışma yapılması olmazsa olmaz kuralımızdır. Hukuksal tartışmamızı ise dilsel ve kültürel birikimimizle destekleyebiliriz, güçlendirebiliriz. Katılımınız için sağ olun.

Saygılarımla
Old 04-01-2011, 11:47   #2
pluvia

 
Varsayılan

ÖZBEKİSTAN ANAYASASI;
Madde 4. Özbekistan Cumhuriyeti devlet dili Özbekçe olacaktır.


Old 04-01-2011, 12:36   #3
suskun_juliette

 
Varsayılan

Resmi makamlar nezdinde yürütülen işlerde tek payda olmalı, görevli vatandaşa, vatandaş görevliye yabancı kalmamalıdır. Ancak ortak dil dendiğinde, kozmopolit bir teşekkül olan devletin hem resmi hem gayriresmi yaşam sahasında bu dili kullanma konusunda vatandaşları buna icbar etme durumu söz konusu olacaktır.Ortak Dil ibaresi bana göre subjektif nitelik taşıyor.

Devletin dili ibaresi ise yalnızca Türkçe konuşulup yazılacağı konusunda gizli bir sınır çiziliyor hissi uyandırıyor. Şöyle ki; "Eğer bu devletin vatandaşıysan yalnızca Türkçe konuşacak ve yazacaksın.Çünkü Devletin Dili Türkçe'dir"

Hukukî yazışmalarda toplumun her kesiminden vatandaşın anlayabilmesi ve işlemlerini net bir şekilde gerçekletirebilmesi için belirli bir dilin tekelleştirilmesi gayet doğal. Ancak bazı dil veya lehçelerin lokal olarak daha fazla konuşulduğu yerler baz alınarak işlemlerin ikili yürütülmesinde sorun çıkması muhtemeldir. Bu sebeple oluşabilecek karışıklıkları baştan önlemek en mantıklısıdır. Resmi dilin belirtilmesi,vatandaşlara sosyal ilişkilerinde de aynı dili konuşmayı gizliden gizliye dikte eden Devletin Dili ibaresinden yeğdir.
Old 04-01-2011, 23:39   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:

1982 Anayasasında ise her konuda olduğu gibi dilde de kimliksizlik dikkat çekiyor, ne resmi dil diyor ne de devlet dili. "Dili Türkçedir" tümcesini istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz

Sn.Özge Yücel,

Öncelikle, 1982 Anayasasının, bu konuda 3. maddesi ve özellikle kenar başlığı ile "resmi dil" kavramını benimseyerek tercihini ortaya koyduğunu belirtmek isterim:

AY.m.3 : Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti

Türkiye Devleti, ülkesi.........................Dili Türkçedir.

Kanımca, resmi dil kavramından devletin yazışma dili, her türden kamu hizmetinin sunulma dili anlaşılmalıdır. Bu anlamda resmi dil hukuksal, daha doğru deyimle anayasa hukukuna değgin bir kavramdır ve devletin ortaya koyduğu tüm hizmetlere yansır. (yasama dili dahil.)

Oysa, "ortak dil" hukuksal içeriğe sahip bir kavram değildir. Ortak dil toplumbilimsel bir kavramdır ve ulus denilen toplumbilimsel olgunun öznel (sübjektif) açıdan tanım ve unsurlarına dahildir.

Son tahlilde, iki kavramın farklı disiplinlere ait olduğu ve biribiri yerine kaim sayılamayacakları ve "ortak dil" in hukuksal terim olarak kabul edilemeyeceği kanaatindeyim.

Saygılar.
[/quote]
Old 05-01-2011, 00:00   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Dilinin yarısından fazlası yabancı sözcüklerden oluşan ve bu durum yasalarına da yansıyan, vatandaşına yeterli eğitim veremeyen, temel yasasına yazdığı ödevlerini yerine getiremeyen bir devletin o temel yasada "resmi dil" belirlemesi, bir özlemden, bir dilekten öte anlam taşımayacaktır.
Old 05-01-2011, 00:34   #6
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Sayın Av. Ömer Güntay,

Ortak dil sözünün hukuksal bir terim olamayacağı, bunun toplumbilimsel bir kavramı ifade ettiği yönündeki düşüncelerinize katılıyorum. Resmi dili açıklamışsınız, sizce devlet dili ne ifade ediyor, suskun juliette'in belirttiği gibi bir dayatma mı içerir bu söz?

Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum ve düşünmeye, tartışmaya devam etmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Saygılarımla
Old 05-01-2011, 11:19   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Sayın Av. Ömer Güntay,

Ortak dil sözünün hukuksal bir terim olamayacağı, bunun toplumbilimsel bir kavramı ifade ettiği yönündeki düşüncelerinize katılıyorum. Resmi dili açıklamışsınız, sizce devlet dili ne ifade ediyor, suskun juliette'in belirttiği gibi bir dayatma mı içerir bu söz?

Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum ve düşünmeye, tartışmaya devam etmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Saygılarımla

Değerli meslektaşım Özge Yücel,

Şahsen, resmi dil/devletin dili ayırımını da yapay ve gereksiz buluyorum. Bu iki kavram birbiri ile anlam ilişkisi içindedir zaten: resmi dil devletin dilidir; devletin kamu hizmeti ve resmi yazışmalarda benimseyip kullandığı dildir; işte bu kadar.

"DEVLETİN DİLİ !!!" (yüksek sesle okuyunuz lütfen.) tamlamasına ve genel olarak kavramlara değer yargısı ve ululuk (mehabet) yüklemesi yapma alışkanlığımız sorunları belirleyip çözmemizi de engelliyor toplum olarak. Yoksa bu kavram suskun juliette'in de yerinde bulduğu resmi dil kavramından anlamsal ayrılık taşımıyor ki.

Birçok toplumsal/siyasal sorun tartışılırken, bakıyorum, toplum kesimleri hemen ya kutsamacı/dokunulmazcılara ya da yerden yere vurucu/tümden redçilere bölünüyor. Bu da sağlıklı tartışma zeminini altımızdan kaydırıyor. Bu duruma çok üzülüyorum. Bu eksiklik ve yoksunluğumuzdan, başta biz hukukçuların çaba ve aydınlatmasıyla, umarım kurtuluruz.

İçimde beliren bir duyguyu da paylaşmam gerekir: alıntıladığım mesajınızda benimsediğiniz iletişim biçemi, bana Platon'un Devlet'indeki konuşma ve diyalogları anımsattı. Çok güzel birşey bence bu, sevindim...

Saygılarımla.

(Ben de Kayserili'yim; hemşehriyiz. Amcam okuduğunuz kolejin eski müdürlerindendi. Bu nedenle de sizinle gurur duydum; akademik yaşamınızda da başarılar dilerim. )
Old 05-01-2011, 20:43   #8
suskun_juliette

 
Varsayılan

Devlet, yalnızca toprak parçasından ibaret değildir.Bir devlete kişilik kazandıran toprak parçası üzerinde yaşam süren insanlardır. Devletin lisanı olmaz, çoğunluğun lisanı olur. Devlet; halkından beslenir, halkıyla varlığını sürdürebilir. Düzen mi insana uymalıdır yoksa insan mı düzene uymalıdır? Düzenin insana uyması elbette daha doğrudur. O sebeple 'dili Türkçe'dir' diyerek geçiştirilmemesi gerekir bence.
Old 05-01-2011, 23:08   #9
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Değerli meslektaşım Özge Yücel,

Şahsen, resmi dil/devletin dili ayırımını da yapay ve gereksiz buluyorum. Bu iki kavram birbiri ile anlam ilişkisi içindedir zaten: resmi dil devletin dilidir; devletin kamu hizmeti ve resmi yazışmalarda benimseyip kullandığı dildir; işte bu kadar.

"DEVLETİN DİLİ !!!" (yüksek sesle okuyunuz lütfen.) tamlamasına ve genel olarak kavramlara değer yargısı ve ululuk (mehabet) yüklemesi yapma alışkanlığımız sorunları belirleyip çözmemizi de engelliyor toplum olarak. Yoksa bu kavram suskun juliette'in de yerinde bulduğu resmi dil kavramından anlamsal ayrılık taşımıyor ki.

Birçok toplumsal/siyasal sorun tartışılırken, bakıyorum, toplum kesimleri hemen ya kutsamacı/dokunulmazcılara ya da yerden yere vurucu/tümden redçilere bölünüyor. Bu da sağlıklı tartışma zeminini altımızdan kaydırıyor. Bu duruma çok üzülüyorum. Bu eksiklik ve yoksunluğumuzdan, başta biz hukukçuların çaba ve aydınlatmasıyla, umarım kurtuluruz.

İçimde beliren bir duyguyu da paylaşmam gerekir: alıntıladığım mesajınızda benimsediğiniz iletişim biçemi, bana Platon'un Devlet'indeki konuşma ve diyalogları anımsattı. Çok güzel birşey bence bu, sevindim...

Saygılarımla.

(Ben de Kayserili'yim; hemşehriyiz. Amcam okuduğunuz kolejin eski müdürlerindendi. Bu nedenle de sizinle gurur duydum; akademik yaşamınızda da başarılar dilerim. )


Biçemim konusundaki düşünceleriniz ve iyi dilekleriniz için teşekkür ediyorum, demek ki amacıma ulaştım. Çünkü amacım tartışma ortamı sağlamaktı.

Resmi dil-devlet dili ayrımını ben de yapay buluyorum. Aslında bunun üzerine yeterince düşünmeden yorumlar yapıldığını düşünüyorum. Kavramları düşünmek belki şimdi her zamankinden daha önemli, kavramların içinin boşaltıldığı, çarpıtıldığı bir dönemdeyiz. Resmi dil sözü daha hukuksal da devlet dili sözü daha siyasal bir anlam taşıyor olabilir mi acaba?
Old 05-01-2011, 23:14   #10
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan suskun_juliette
Devlet, yalnızca toprak parçasından ibaret değildir.Bir devlete kişilik kazandıran toprak parçası üzerinde yaşam süren insanlardır. Devletin lisanı olmaz, çoğunluğun lisanı olur. Devlet; halkından beslenir, halkıyla varlığını sürdürebilir. Düzen mi insana uymalıdır yoksa insan mı düzene uymalıdır? Düzenin insana uyması elbette daha doğrudur. O sebeple 'dili Türkçe'dir' diyerek geçiştirilmemesi gerekir bence.

Çok doğru... Resmi dil konusu aslında ulus devletler için önem taşıyan bir konu olarak karşımıza çıkıyor. İmparatorluk düzeninde resmi dilin ne olduğu bu kadar önemli değil, çünkü imparatorlukta herkesin birbirini anlaması gerekli değil. Çünkü ortak amaç, ortak gelecek, ortak kader anlayışı ve bilinci yok. Bir hükmedenin çatısı altında sürdürülen farklı yaşamlar var, sosyal olma, hukuka bağlı olma kaygısı da yok. Bu kaygılar ulus devletlerin başlıca kaygıları...
Old 05-01-2011, 23:39   #11
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Biçemim konusundaki düşünceleriniz ve iyi dilekleriniz için teşekkür ediyorum, demek ki amacıma ulaştım. Çünkü amacım tartışma ortamı sağlamaktı.

Resmi dil-devlet dili ayrımını ben de yapay buluyorum. Aslında bunun üzerine yeterince düşünmeden yorumlar yapıldığını düşünüyorum. Kavramları düşünmek belki şimdi her zamankinden daha önemli, kavramların içinin boşaltıldığı, çarpıtıldığı bir dönemdeyiz. Resmi dil sözü daha hukuksal da devlet dili sözü daha siyasal bir anlam taşıyor olabilir mi acaba?

Değerli meslektaşım, kavramlara yaptığınız vurgu yerindeliğinin yanısıra bana bir an "kavram hukukçuluğu", "içtihat hukukçuluğu" tartışmasını anımsattı. Ben bu tartışmada hep kavram hukukçuluğundan yana olmuşumdur. Bunun temel nedeni kavramları özümsememiş ve onlara egemen olamayan bir hukukçunun içtihadını oturtacağı hukuksal temelden yoksun kalacağını düşünmemdir. Kavramlara sarılalım, onlar üzerinden yürüyelim...

Son sorunuza gelince: kesinlikle resmi dil sözü daha hukuksal, hukuk dili tekniğine daha uygundur; devlet dili sözcüğü hukuk dili olarak terk edilmelidir. Ayrıca devlet dili teriminin kullanılması, anayasaların toplumsal mutabakat metinleri olduğu düşünüldüğünde siyasal/öznel değer yargısı çağrışımları barındırması nedeniyle de yerinde değildir.

Saygılarımla.
Old 05-01-2011, 23:57   #12
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Değerli meslektaşım, kavramlara yaptığınız vurgu yerindeliğinin yanısıra bana bir an "kavram hukukçuluğu", "içtihat hukukçuluğu" tartışmasını anımsattı. Ben bu tartışmada hep kavram hukukçuluğundan yana olmuşumdur. Bunun temel nedeni kavramları özümsememiş ve onlara egemen olamayan bir hukukçunun içtihadını oturtacağı hukuksal temelden yoksun kalacağını düşünmemdir. Kavramlara sarılalım, onlar üzerinden yürüyelim...

Son sorunuza gelince: kesinlikle resmi dil sözü daha hukuksal, hukuk dili tekniğine daha uygundur; devlet dili sözcüğü hukuk dili olarak terk edilmelidir. Ayrıca devlet dili teriminin kullanılması, anayasaların toplumsal mutabakat metinleri olduğu düşünüldüğünde siyasal/öznel değer yargısı çağrışımları barındırması nedeniyle de yerinde değildir.

Saygılarımla.

Kavramları, daha genel olarak da sözcükleri aynı anlamda kullanmadan anlaşmak olası değil. ("Anlaşmanın önkoşulu, ortak kavramlar düzlemidir." C.A.) Anlaşmayı, iletişimi sağlamadan "anlaşamadığını" bile anlayamıyorsun. Dil, bu açıdan devletin belirlemesi gereken bir düzlem. Ama önce ortada "senin olan" bir dil olması gerekiyor. Önerdiğin/dayattığın dil zaten senin değilse...
Old 14-11-2012, 18:12   #13
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Ama önce ortada "senin olan" bir dil olması gerekiyor. Önerdiğin/dayattığın dil zaten senin değilse...

Ortak dil gerekiyor, ama bu dil bazılarının anadili olmayınca... Bazı ülkelerde birden çok resmi dil bulunuyor, örneğin İsviçre'de dört resmi dil var. Ama Almanca ve Fransızca en yaygını bunlar arasında... Bazı yurttaşlar resmi dillerin birkaçını konuşuyor, pek çok yurttaş ise yaşadığı yerde konuşulan dili biliyor sadece. Türkiye'de pek çok il pek çok anadilin bir arada yaşıyor, bu açıdan İsviçre örneğinden çok farklı... Öyleyse bölgelere göre farklı diller konuşulsun seçeneği bize uymuyor, bilim üretmek, tartışmak, konuşmak, anlaşmak için ortak dile gereksimimiz var.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hukuk Mahkemesinden yazışma için "masraf" isteyen Bankalara "dur" diyen karar Avukat Hakan Eren Hukuk Sohbetleri 48 09-11-2012 01:33
Matbu bono metni üzerindeki "malen" kelimesinin üzeri çizilerek "nakden" yazılması Av.Özgür Özlem Öngel Meslektaşların Soruları 9 26-02-2008 18:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,21958899 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.