Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Eylemin suç olmaktan çıkartılması halinde sanığın yaptığı yargılama giderleri

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-06-2009, 16:05   #1
nizar

 
Acil Eylemin suç olmaktan çıkartılması halinde sanığın yaptığı yargılama giderleri

Değerli Meslektaşlarım,
Yargılama sırasında eylemin suç olmaktan çıkartılması durumunda sanık hakkında beraat hükmü kurulduğunda sanık tarafından yapılan yargılama giderleri hakkında mahkemelerce uygulamada nasıl karar veriliyor? Yargıtay kararları ne yöndedir?

Yanıtlayacak ve ilgi gösterecek herkese şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla...
Old 18-06-2009, 16:25   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın ergül;
Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan 06.12.2006 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5 maddesi uyarınca ceza yargılaması sonucunda beraat eden sanığın kendisini vekil ile temsil ettirmesi durumunda, sanık yararına, hazine aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi kabul edilmiştir. Avukata ödenen ücret de yargılama giderlerindendir. Daha önce sitemizde bu konuya ilişkin bir başlık açılmış ve bir yargıtay kararı sunulmuştu. Bilginize..http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=25893
Old 18-06-2009, 16:36   #3
nizar

 
Varsayılan

eylemin suç olmaktan çıkartılması durumunda da sanık lehine yargılama giderlerini hükmedilir mi? Bu durumda da hazine aleyhine yargılama giderlerini hükmediliyor mu ?
Saygılarımla...
Old 18-06-2009, 17:00   #4
sultanahmet

 
Varsayılan

Ceza yargılamasında sanığın yaptığı bir yargılama gideri yoktur.
Old 18-06-2009, 17:00   #5
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın sultanahmet;
Sanığın avukata ödemiş olduğu ücret yargılama gideridir. Sayın ergül, karşılıksız çek keşide etme eyleminden dolayı hapis cezasının yürürlükten kalkmış olması ile ilgili bir mahkeme kararı sunuyorum. Size bir fikir verebilir belki. Saygılarımla..

TC Şişli 11. Asliye Ceza Mahkemesi
DOSYA NO:2007/541
KARAR NO:2009/113
C.Savcılığı Esas No:2007/6970
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
HAKİM :F.O
C.SAVCISI :C.K
DAVACI :KAMU HUKUKU
KATILAN :K.K
VEKİLİ :Av.S.Y
SANIK :A.A
SUÇ :Karşılıksız Çek Keşide Etme
SUÇ TARİHİ:16.12.2006
KARAR TARİHİ:05.03.2009
Mahkememizce açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın karşılıksız çek keşide ettiğinde bahisle hakkında kamu davası açılmış ve 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesi gereğince çek yaprağı sayısınca cezalandırılması talep edilmiştir.
Öncelikle 5237 sayılı yeni TCK'nun özel kanunlarla ilişkisini düzenleyen 5. maddesinde "Bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı" hükme bağlanmış TCK'nun yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki 5252 sayılı yasanın 5560 yasayla değişik geçici 1. maddesinde ise "Diğer kanunların 5237 sayılı TCK'nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin ilgili kanunlarda değişiklik yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmasına devam edileceği" belirtilmek suretiyle çek yasasının TCK'un genel hükümlerine aykırılık içeren kısımları süreye tabi tutularak bu tarihten sonra aykırı düzenlemelerin artık uygulanmayacağı açıkca ifade edilmiştir.
Yasama organı tarafından bir çok yasada TCK'nın genel hükümlerine uygun düzenlemeler yapıldığı halde 31.12.2008 tarihine kadar 367 sayılı çek yasası bakımından böyle bir düzenleme yapılmamıştır.
TCK'nun genel hükümleri yürürlüğe girmemiş gibi 01.01.2009 tarihinden itibaren karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi TCK'nın 5. maddesiyle 5252 sayılı yasanın geçici 1. maddesini anlamsız hale getirecektir.Bir başka değişle ceza içeren diğer özel yasalar bakımından TCK'nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiğinin kabul edip sadece çek yasası bakımından yürürlüğe girmediğini ileri sürmek böyle bir istisnai düzenleme olmadığı için mümkün değildir.
Ayrıca tüzel kişilere ceza verilemeyeceğine ilişkin lehe olan TCK'nın 20/2 maddesinin 01.01.2009 tarihinden itibaren çek yasası bakımından da geçerli olduğunu kabul edip TCK'nın genel hükümlerinde yer alan diğer hususların ise çek yasası bakımından geçerli olmadığını ileri sürmek de kendi içinde tutarsızlık oluşturacak ve TCK ile 3167 yasanın genel nitelikteki hükümlerinin karma uygulamasına yol açacaktır.
TCK'nun yürürlüğüne ilişkin 5252 sayılı yasanın 5/2 maddesinde nispi nitelikteki adli para cezalarından aksedilmiş olması,bu tür cezaların karşılıksız çek keşide etmek suçları bakımından da varlığını kabul ve 01.01.2009 tarihinden itibaren de uygulanacağı anlamına gelmemektedir.Bu düzenleme aynı maddede belirtilen alt ve üst sınırların maktu adli para cezaları bakımından geçerli olduğunu ancak nispi nitelikteki adli para cezaları bakımından geçerli olmadığını ifade etmek için yasaya konulmuştur.Dolayısıyla 31.12.2008 tarihine kadar özel ceza yasalarında belirtilen nispi nitelikteki adli para cezaları uygulamasına devam edileceği ve söz konusu tarihten sonra ise bu uygulamanın da son bulacağı amaçlanmış,zaten bu durum aynı yasanın geçici 1. maddesinde açıkca ifade edilmiştir.Eğer 5252 yasanın geçici 1. maddesindeki düzenleme söz konusu olmasaydı TCK'nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarih ile 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönemde de çek bedeli kadar adli para cezası uygulaması yasal açıdan mümkün olmayacaktı
TCK'nın nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin 158/1-Son maddesinde nispi nitelikteki adli para cezasına yer verilmiş olması da çek yasası bakımından nispi nitelikte adli para cezasının kabul edildiği anlamına gelmemektedir.Çünkü bu düzenleme istisnai nitelikte özel bir düzenleme olduğundan ve TCK'nın genel hükümleri içinde yer almadığından çek yasası bakımından nispi adli para cezalarının kabulune imkan vermeyecektir.
Çek yasası bakımdan da 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve genel hükümler içinde yer alan TCK'nın 52/3 maddesinde ise ADLİ PARA CEZALARININ BELIRLENMESİNDE ESAS ALINAN TAM GÜN SAYISI İLE 1 GÜN KARŞILIĞI OLARAK TAKTİR EDİLEN MİKTARIN KARARDA AYRI AYRI GÖSTERİLECEĞİ belirtilmiş,dolayısıyla çek yasasında olduğu gibi çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur.
Ayrıca cezanın belirlenmesine ilişkin TCK'nun 61/8 maddesinde ise ADLİ PARA CEZASINDA ARTIRIM VE İNDİRİM YAPILIRKEN HESAPLAMANIN GÜN ÜZERİNDEN YAPILMASI ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR.Bu durumda çek miktarına bağlı olup gün hesabıyla tespiti mümkün olmayan karşılıksız çek suçuna ilişkin adli para cezasına örneğin:TCK'nın 62. maddesinde düzenlenen taktir-i indirim nedenlerini uygulama imkanı da kalmamış ve sonuç olarak çek yasasındaki yaptırım yasal süre içinde TCK'nın genel hükümlerine uygun hale getirilmediği için 01.01.2009 tarihinden itibaren zımmen yürürlükten kalkmıştır.
4814 sayılı yasa ile 3167 sayılı yasada değişiklik yapılmasından sonra her bir çek yaprağı ayrı suç oluşturduğundan karşılıksız çek keşide edenler hakkında teselsül hükümlerini uygulama imkanı kalmamış,ancak ceza içeren özel yasalar bakımından 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın genel hükümlerindeki 43.maddeye göre lehe kanun uygulaması nedeniyle belli şartların varlığı halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması tekrar mümkün hale gelmiştir.Bu durumda da gün hesabına göre tespiti mümkün olmayan çek yasasındaki mevcut yaptırımı TCK'nın 61/8 maddesindeki düzenleme nedeniyle teselsülden dolayı artırma imkanı kalmamıştır.
Ayrıca yürürlüğe giren TCK'nın genel hükümleri karşısında,karşılıksız çek keşide etmek suçları yönünden tekerrür,şikayetten vazgeçme,çek hesabı açtırmaktan yasaklanmaya ilişkin çek yasasındaki mevcut düzenlemeler de TCK'nın genel hükümlerine aykırı hale gelmiştir.5252 sayılı yasanın 5/3 maddesiyle cezaların infazına ilişkin 5275 sayılı yasanın geçici 1.maddesinde belirtilen ve adli para cezasının ödenmemesi halinde günlüğü kaç liradan hapse çevireleceğine ilişkin kurallar ise para cezasının ödenmemesi durumunda nasıl davranılacağını gösteren kurallar olup karşılıksız çek keşide edilmesi halinde cezanın miktarının tayini için başvurulabilecek kurallar değildir.
3167 sayılı yasadaki cezanın miktarına ilişkin ÇEK BEDELİ TUTARI KADAR ibaresi 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren TCK'nın genel hükümleri nedeniyle geçerlilğini kaybettiğinden bu durumda TCK'nın 52. maddesine giderek yaptırımı belirlemek imkanı da kalmamıştır.Çünkü genel düzenleme içinde yer alan ve cezaların sınırlarını gösteren maddeler suç olarak kabul edilen eylemlere yaptırım olsun diye değil sadece cezaların alt ve üst sınırlarını belirtmek amacıyla konulmuş hükümlerdir.
Diğer taraftan 4814 sayılı yasa ile değişiklik yapılmasından önce karşılıksız çek keşide edenler hapisle cezalandırılmaktaydılar bu değişikliğin yapılmadığı ve karşılıksız çek keşide edenlerin hapisle cezalandırıldıkları vasayılıdığında sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri nedeniyle maddede hapis cezası muhafaza edilip cezanın miktarına ilişkin kısım uygulama imkanını kaybetseydi o zaman TCK'nın genel hükümlerinde yer alan 49.maddeye giderek karşılıksız çek keşide edenlere 1 aydan 20 yıla kadar hapis cezası verilmesi ve buna bağlı olarak görevsizlik kararı verilip dosyanın ağır ceza maddesine gönderilmesi mi kabul edilecekti?
Anayasının 38.maddesinde ifadesini bulan SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİNİN doğal sonucu olarak yasama organı suç olarak benimsediği bir eylemin cezasının türünü ve miktarını ilgili maddede belirtmek durumundadır.Zaten bu nedenle ceza kanunlarında her bir suç yönünden ilgili maddede cezanın türü ve sınırları gösterilmiş,genel hükümler içinde yer alıp cezanın sınırlarını gösteren maddelerle yetinmek yolu benimsenmemiştir.Çünkü hangi eylemin kamu düzenini daha çok bozduğu ve bu nedenle daha fazla cezalandırılması gerektiği konusundaki tercih,suç ve ceza siyasetiyle ilgili olup siyası sorumluluğu gerektiren ve yasama organlarının mutlak taktirinde olan bir husustur.Ancak bu durumun belirli bir ceza makası aralığında cezanın bireyselleştirilmesi için mahkemeye tanınan taktir hakkıyla karıştırılmaması gerekmektedir.
5237 sayılı TCK'nın bedelsiz senedi kullanma suçuna ilişkin 156. maddesinde adli para cezasının sınırlarının belirtilmemiş olması karşı örnek olarak gösterilebilir ise de zaten bu madde de yasama organı bu fiil için sınırlarını belrttiği hapis cezasını da öngördüğünden aynı yasanın 52. maddesindeki limitlerin farkında olarak adli para cezası yönünden taktir hakkını mahkemeye bırakmış,dolayısıyla cezasının türü ve miktarı konusundaki tercihini açıkca ortaya koymuştur kaldı ki hapis ve adli para cezasının birlikte uygulanması gereken durumlarda,bu cezalardan birisinin asgari hadden diğerinin ise azami hadden tayini kendi içinde tutarsızlık oluşturacağından mahkemenin taktir ettğini hapis cezasının miktarı adli para cezasının gün bakımından miktarını belirlemede ölçü oluşturacaktır.Mevcut durum nedeniyle çek yasası bakımından ise yaptırımın ne miktarda olacağı konusunda kanun koyucunun ortaya koyduğu açık bir iradeden bahsetmek söz konusu değildir.Niye miktarı belirtilmeyen adli para cezasıyla hapis cezasının seçimlik olarak düzenlendiği bazı suçlarda örneğin:Mühür fekki suçunda asgari hadden uygulama yapılması yönünde bir eğilim gösterilmesi nedeniyle 5560 sayılı yasayla TCK'nın 61. maddesinde değişiklik yaparak adli para cezasının tercih edilmesi halinde hesaplamanın ne şekilde yapılacağını belirlemiştir.Zaten bu örnekler genel hükümler içinde yer almayıp TCK'nun özel hükümlerine ilişkin 2. kitabında yer aldığından çek yasası bakımından sonuca etkili olmayacaklardır.
31.12.2008 tarihine kadar karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesinin o dönem için yasaya uygun olduğu ve dolayısıyla infazının gerektiği ileri sürülebilir ise de bu tarihten sonra gün hesabına göre adli para cezası belirlemek zorunlu hale gelmiş ve buna uygun bir düzenleme yapılmadığı için de eylemin yaptırımsız kaldığı sonucuna varılmış,dolayısıyla meydana gelen ve lehe olan bu durumdan henüz cezaları infaz edilmeyen kişilerin de yararlanması yolu açılmıştır.
Karşılıksız çek keşide etmek suçlarına ilişkin yeni bir yasa yapıldığı taktirde bu yasanın yürülüğe gireceği tarihe kadar,TCK'nın genel hükümlerine aykırılık içeren mevcut çek yasasının ilgili maddelerini uygulamak imkanı kalmadığı için bu boşluğu kıyas veya kıyasa yol açacak biçimde geniştici yorum yapmak yoluyla doldurmakta TCK'nın 2/3 maddesi kapsamında mümkün görülmemiştir.
Sonuç olarak karşılıksız çek keşide etmek suçu için 368 sayılı yasada öngörülen yapıtırımda,31.12.2008 tarihine kadar TCK'nın genel hükümlerine uygun düzenleme yapılmadığından 3167 sayılı yasadaki mevcut yasadaki yaptırımı fiilen uygulama imkanının kalmadığı,ayrıca ceza miktarını TCK'nın 52.maddesine göre tayin imkanı da olmadığı,dolayısıla çek yasasındaki mevcut yaptırımın zımmen yürürlükten kalktığı sonucuna varılmış,yaptırımı kalmayan bir eylemi de suç olarak kabul etmek mümkün olmadığı için aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Sanık A.A'ya atılı olan karşılıksız çek keşide etmek suçunun yasal unsurları bakımından oluşmadığı anlaşılmakla sanığın BERAATİNE,
Yapılan yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına,
Sanığın ve katılan vekilinin yokluğunda açıkca yapılan yargılama sonucunda Cumhuriyet Savcısının istemine aykırı olarak,kararın tefhim veya tebliğden itibaren 7 gün içinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanın tutanağa geçilmesi suratiyle Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi.05.03.2009


Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İtirazın iptali davasındaki yargılama giderleri ve vekalet ücreti ilhan13 Meslektaşların Soruları 2 18-02-2009 22:49
Yargılama giderleri+kısa karar av.utkan Meslektaşların Soruları 1 24-10-2008 16:26
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Yargılama Giderleri Hak Hukuk Meslektaşların Soruları 2 21-09-2008 15:19
yargılama giderleri nizar Meslektaşların Soruları 6 18-12-2007 11:07
Kooparatifde Çalışan İşcinin Çıkartılması Halinde Ödenecek Kıdem Tazminatı necdet Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 21:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13747811 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.