Avukatın Reklam Yapma Yasağı - Avukatın Radyoda hergün ve defalarca reklam vermesi

Merhaba Meslektaşlarım,


Ben İstanbul Barosu avukatıyım. 2002 yılından beri Berlin'e yerleşerek Berlin Barosu'na da kaydolduktan sonra burda açmış olduğum büromda burdaki vatandaşlarımızın ve Almanların Türkiye bağlantılı davalarında kendilerine avukatlık hizmeti veriyorum.


Benimle aynı dönemde Berlin'e gelen bir Ankara Barosu avukatı, Berlin'den Türkçe yayın yapan ve Almanya'nın birçok eyaletinde dinlenebilen bir radyoda aşağıda metnini yazacağım sesli reklamı hergün ve defalarca yayınlatmaktadır ve meslekte tam bir kartel oluşturmuştur.


Bu avukatın radyoda hergün defalarca yayınlattığı ve tam bir tekel kurmasına aracı olan reklam metni kelimesi kelimesi şu şekilde:


BABAM VEFAT ETTİ

TÜRKİYE'DEKİ BANKALARDA PARA, MEMLEKETTEKİ ARSA İLE DAİRELERİ MİRAS BIRAKTI,

FAKAT KARDEŞLER ARAMIZDA BİR TÜRLÜ ANLAŞAMIYORUZ,


DEVLET MİRASA EL KOYACAK DİYE KORKUYORUM.


NE YAPACAĞIZ ŞİMDİ?

TÜRKİYE'DEKİ BOŞANMA, MİRAS, GAYRİMENKUL DAVALARINDA ÇÖZÜM WEDDİNG'DE, ....... HUKUK BÜROSU (noktalı kısımlar bu avukatın harfi harfine soyadını içeriyor)


TELEFON:......


Bu avukatı defalarca nezaketen uyarmak istememe rağmen telefonlarıma dahi çıkma nezaketi göstermedi. Benim gibi burda Türk Hukuku dalında danışmanlık yapan meslektaşlarımda aynı gayreti göstermelerine rağmen kendisi şu ana kadar da bu reklamını yayınlatmaya devam etmekte. Bu avukat bunun dışında detaylı el ilanları bastırarak Türkler'in ulaşabildiği her noktaya dağıtıyor. En nihayetinde bu avukat bu reklamlarıyla meslekte burada tam bir tekel oluşturdu.


Yazık ki en başta yapmam gereken şikayet yoluna ancak başvurabildim. Son dönemde bu avukatın vatandaşlara yaşattığı mağduriyetler sebebiyle birçok danışmanlık yaptım. En nihayetinde bu avukata vekaletname çıkaran bir müvekkilim, bu avukatın müvekkille anlaşmış olduğu ücretten başka yüksek ve haksız para talebi karşısında şoka uğruyarak talebini reddediyor ve kendisini azlettiğini ifade ediyor. Yine resmi azil işlemi için vekaletnameyi çıkarmış olduğu Konsolosluğun noter birimine gittiğinde ilgili memur müvekkilin talebine uyarak azilname işlemini yapacağına; müvekkilin bu avukatı azledemeyeceğini, gidip bu avukatla anlaşmaya çalışması gerektiğini belirtiyor. Bu durum karşısında çaresiz kalan müvekkil ofisime gelmiş ve benden hukuki yardım istemiştir. Kendisine eşlik ederek ilgili Konsolosluğun noter birimine giderek müvekkilin azilname talebinin kabulünün zorunlu olduğuna kendilerini ikna ettim. Müvekkilin bu avukat hakkında şikayette bulunmak istemesi üzerine beni vekil tayin etmesinden sonra ben bu avukat hakkında bağlı olduğu Ankara Barosuna şikayette bulundum.


Bu hususta beni şok eden nokta şu ki; başka bir mesletaşımız bu avukatın yukarıdaki reklamı sebebiyle Ankara Barosuna şikayet dilekçesi vermesine rağmen; Ankara Barosu'nun, bu reklamın bu avukatla ilgili olduğunun belirsiz olduğu ve dolayısıyla işlem yapılamayacağı yönünde karar verdiği yönünde. Oysa reklamda geçen 'ÇÖZÜM WEDDİNG'DE, ....HUKUK BÜROSU' ibaresinden çıkarılacak olan şu; WEDDİNG, bu avukatın bürosunun bulunduğu Berlin'in bir ilçesi. Yine '... HUKUK BÜROSU' ibaresinin noktalı kısmını bu avukatın harfi harfine soyadı taşıyor.


En nihayetinde bu avukata karşı bağlı bulunduğu Ankara Barosuna şikayette bulunmamdan, reklam metnin CD'ye kayededip delil olarak ilgili Baroya göndermemden sonra; kendisi bana karşı manevi tazminat davası açtı, savcılığa suç duyurusunda bulundu, bağlı bulunduğum İstanbul Barosuna şikayette bulundu. Şikayetinde; kendisinin fiili olmasına rağmen, benim reklam amaçlı el ilanları hazırlayıp dağıttığım YALAN BEYANINDA bulunmuş, yine burdaki en büyük Türk Sivil Toplum Kuruluşu olan TBB'de yaptığım danışmanlık hizmetini de bedava danışmanlık yaptığım, Berlin'deki Türk İş Rehberi isimli bir rehbere reklam verdiğim, kendisinin Türkiye'deki bir siyasi partinin Berlin örgütünün başkanı olduğu dolayısıyla önemli bir kişilik olduğu için kişilik haklarına saldırıda bulunduğumu kendisine dayanak yapmış.


Ben şu an gerek müvekkil ve gerekse kendi adıma bu avukata karşı manevi tazminat davası açmanın yanında savcılığa da suç duyurusunda bulunacağım. Savcılığa suç duyurusunda kendi durumumla ilgili oalrak temelde aklıma gelen yalan beyanlarla hakkımda idari ve cezai işlem yaptırmaya çalışması aklıma geliyor. Bunun dışında, bu avukatın özellikle mesleğe aykırı reklamlarıyla oluşturduğu tekel sebebiyle maddi ve manevi varlığımı tehdit etmesi sebebiyle dayanabileceğim bir ceza kanunu hükmü veya başkaca hükümler olduğunu düşünüyorsanız yardımlarınızı esirgemezseniz memnun olurum.


Açık meslek kurallarına (avukatlık kanununun reklam yasağı hükmüne) rağmen bu avukatın bu reklamı ve dolayısıyla oluşturduğu tekel sebebiyle kazançtan da mahrum kaldığım için bu avukata karşı maddi tazminat davası açılıp açılamayacağı noktasında da görüşlerinizi bildirebilirseniz sevinirim.


Saygılarımla


Av. Kamer Akgül

Sayın meslektaşım, öncelikle geçmiş olsun. Avrupada avukatların reklam yasağı olmadığı ülkeler olduğun biliyorum. Türkiye Cumhuriyeti kanunları Türkiye için geçerlidir. Türkiye, Almanya için böyle bir reklam yasağı kararı alamaz diye düşünüyorum. Diğer avukatın yaptığı reklamın da Türk Avukatlık Kanununa aykırılık teşkil etmediğini çünkü bu reklamları Türkiye'de yapmadığından yasaya aykırılık olmadığını düşünüyorum.

Anladığım kadarıyla şikayet edilen avukat Ankara Barosu'na kayıtlı ve yaptığı reklamlar Türkiye'de sağladığı avukatlık hizmetine ilişkin. Durum böyleyse kendi mevzuatımız gereği reklam yasağına tabi olduğunu düşünüyorum. Şikayetle ilgili baronun Almanya'da reklamın kimin tarafın verildiği hususunu detaylı olarak araştırması gerekir. Reklamın kimin tarafından verildiğine ilişkin ilgili radyolarda kayıt ve ödemeye ilişkin evraklar muhtemelen vardır.

Yasa maddesinin amacı Türkiye'de haksız rekabeti önlemek olduğuna ve yapılan reklam Türkiye'de açılacak dava ve takip edilecek işleri kapsadığına göre kanımca kesinlikle reklam yasağına tabi olmalıdır

Alıntı: Yazan Avukat Kamer Akgül Varsayılan Avukatın Reklam Yapma Yasağı - Avukatın Radyoda hergün ve defalarca reklam vermesi Merhaba Meslektaşlarım, Ben İstanbul Barosu avukatıyım. 2002 yılından beri Berlin'e yerleşerek Berlin Barosu'na da kaydolduktan sonra burda açmış olduğum büromda burdaki vatandaşlarımızın ve Almanların Türkiye bağlantılı davalarında kendilerine avukatlık hizmeti veriyorum. Benimle aynı dönemde Berlin'e gelen bir Ankara Barosu avukatı, Berlin'den Türkçe yayın yapan ve Almanya'nın birçok eyaletinde dinlenebilen bir radyoda aşağıda metnini yazacağım sesli reklamı hergün ve defalarca yayınlatmaktadır ve meslekte tam bir kartel oluşturmuştur. Bu avukatın radyoda hergün defalarca yayınlattığı ve tam bir tekel kurmasına aracı olan reklam metni kelimesi kelimesi şu şekilde: BABAM VEFAT ETTİ TÜRKİYE'DEKİ BANKALARDA PARA, MEMLEKETTEKİ ARSA İLE DAİRELERİ MİRAS BIRAKTI, FAKAT KARDEŞLER ARAMIZDA BİR TÜRLÜ ANLAŞAMIYORUZ, DEVLET MİRASA EL KOYACAK DİYE KORKUYORUM. NE YAPACAĞIZ ŞİMDİ? TÜRKİYE'DEKİ BOŞANMA, MİRAS, GAYRİMENKUL DAVALARINDA ÇÖZÜM WEDDİNG'DE, ....... HUKUK BÜROSU (noktalı kısımlar bu avukatın harfi harfine soyadını içeriyor) TELEFON:...... Bu avukatı defalarca nezaketen uyarmak istememe rağmen telefonlarıma dahi çıkma nezaketi göstermedi. Benim gibi burda Türk Hukuku dalında danışmanlık yapan meslektaşlarımda aynı gayreti göstermelerine rağmen kendisi şu ana kadar da bu reklamını yayınlatmaya devam etmekte. Bu avukat bunun dışında detaylı el ilanları bastırarak Türkler'in ulaşabildiği her noktaya dağıtıyor. En nihayetinde bu avukat bu reklamlarıyla meslekte burada tam bir tekel oluşturdu. Yazık ki en başta yapmam gereken şikayet yoluna ancak başvurabildim. Son dönemde bu avukatın vatandaşlara yaşattığı mağduriyetler sebebiyle birçok danışmanlık yaptım. En nihayetinde bu avukata vekaletname çıkaran bir müvekkilim, bu avukatın müvekkille anlaşmış olduğu ücretten başka yüksek ve haksız para talebi karşısında şoka uğruyarak talebini reddediyor ve kendisini azlettiğini ifade ediyor. Yine resmi azil işlemi için vekaletnameyi çıkarmış olduğu Konsolosluğun noter birimine gittiğinde ilgili memur müvekkilin talebine uyarak azilname işlemini yapacağına; müvekkilin bu avukatı azledemeyeceğini, gidip bu avukatla anlaşmaya çalışması gerektiğini belirtiyor. Bu durum karşısında çaresiz kalan müvekkil ofisime gelmiş ve benden hukuki yardım istemiştir. Kendisine eşlik ederek ilgili Konsolosluğun noter birimine giderek müvekkilin azilname talebinin kabulünün zorunlu olduğuna kendilerini ikna ettim. Müvekkilin bu avukat hakkında şikayette bulunmak istemesi üzerine beni vekil tayin etmesinden sonra ben bu avukat hakkında bağlı olduğu Ankara Barosuna şikayette bulundum. Bu hususta beni şok eden nokta şu ki; başka bir mesletaşımız bu avukatın yukarıdaki reklamı sebebiyle Ankara Barosuna şikayet dilekçesi vermesine rağmen; Ankara Barosu'nun, bu reklamın bu avukatla ilgili olduğunun belirsiz olduğu ve dolayısıyla işlem yapılamayacağı yönünde karar verdiği yönünde. Oysa reklamda geçen 'ÇÖZÜM WEDDİNG'DE, ....HUKUK BÜROSU' ibaresinden çıkarılacak olan şu; WEDDİNG, bu avukatın bürosunun bulunduğu Berlin'in bir ilçesi. Yine '... HUKUK BÜROSU' ibaresinin noktalı kısmını bu avukatın harfi harfine soyadı taşıyor. En nihayetinde bu avukata karşı bağlı bulunduğu Ankara Barosuna şikayette bulunmamdan, reklam metnin CD'ye kayededip delil olarak ilgili Baroya göndermemden sonra; kendisi bana karşı manevi tazminat davası açtı, savcılığa suç duyurusunda bulundu, bağlı bulunduğum İstanbul Barosuna şikayette bulundu. Şikayetinde; kendisinin fiili olmasına rağmen, benim reklam amaçlı el ilanları hazırlayıp dağıttığım YALAN BEYANINDA bulunmuş, yine burdaki en büyük Türk Sivil Toplum Kuruluşu olan TBB'de yaptığım danışmanlık hizmetini de bedava danışmanlık yaptığım, Berlin'deki Türk İş Rehberi isimli bir rehbere reklam verdiğim, kendisinin Türkiye'deki bir siyasi partinin Berlin örgütünün başkanı olduğu dolayısıyla önemli bir kişilik olduğu için kişilik haklarına saldırıda bulunduğumu kendisine dayanak yapmış. Ben şu an gerek müvekkil ve gerekse kendi adıma bu avukata karşı manevi tazminat davası açmanın yanında savcılığa da suç duyurusunda bulunacağım. Savcılığa suç duyurusunda kendi durumumla ilgili oalrak temelde aklıma gelen yalan beyanlarla hakkımda idari ve cezai işlem yaptırmaya çalışması aklıma geliyor. Bunun dışında, bu avukatın özellikle mesleğe aykırı reklamlarıyla oluşturduğu tekel sebebiyle maddi ve manevi varlığımı tehdit etmesi sebebiyle dayanabileceğim bir ceza kanunu hükmü veya başkaca hükümler olduğunu düşünüyorsanız yardımlarınızı esirgemezseniz memnun olurum. Açık meslek kurallarına (avukatlık kanununun reklam yasağı hükmüne) rağmen bu avukatın bu reklamı ve dolayısıyla oluşturduğu tekel sebebiyle kazançtan da mahrum kaldığım için bu avukata karşı maddi tazminat davası açılıp açılamayacağı noktasında da görüşlerinizi bildirebilirseniz sevinirim. Saygılarımla Av. Kamer Akgül

Merhaba Üstad,
1. Söz konusu avukat Türkiyedeki bir baroya kayıtlı ise ve dava konusu Türkiyede ise, daha doğrusu Türkiyede açılması gereken bir dava için reklam veriliyorsa, reklamın Türk Hukukuna göre değerlendirilmesi söz konusudur benim düşünceme göre. Bahsettiğiniz avukatın Türkiyede bağlı olduğu baroya baş vurmakta fayda var derim.
2. Avukat Almanyada reklam vermiş. O halde Alman hukukunun reklam hükümleri uygulanır düşüncesinden hareket edersek, çalışma alanı Türkiye olan avukatların dış ülkelerde reklam vermesini legalleştirmiş oluruz benim fikrime göre.
3. Söz konusu avukat Almanyadan iş alıyor, verdiği reklam Almanyadaki olası müvekkillere yönelik ve Alman reklam yasağının uygulanması gerekir dersek bile, reklam aktardığınız şekli ile Alman reklam yasağı çerçevesinde değerlendirilir ve Alman yasalarına aykırıdır diye düşünüyorum. Çünkü Alman sisteminde 'irreführende Werbung'=yanıltıcı reklam genel olarak yasaktır. Reklamdaki 'DEVLET MİRASA EL KOYACAK DİYE KORKUYORUM' cümlesi, yasada mirasçılar kendi aralarında anlaşamazlarsa devlet mirasa el koyar türünden bir hüküm yoksa, yanıltıcıdır çünkü.

Saygılarımla

Alıntı: Yazan Avukat Kamer Akgül bu avukatın bu reklamı ve dolayısıyla oluşturduğu tekel sebebiyle kazançtan da mahrum kaldığım için bu avukata karşı maddi tazminat davası açılıp açılamayacağı noktasında da görüşlerinizi bildirebilirseniz sevinirim.

Maddi tazminat davası açmak için Türk Borçlar Kanunu'nun 57'nci maddesinin sizin olayınıza uygulanabileceği kanısındayım.

Madde metnindeki ''...dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.''hükmü sizden yana görünüyor.

Olayda müşterilerinizin meslek kurallarına aykırı reklamlar nedeniyle azaldığını kanıtlayabilirseniz, meslek kurallarına aykırı olduğundan kusur sayılması gereken bu davranış nedeniyle tazminata hak kazanacağınızı umuyorum. Ancak nasıl kanıtlayacağınız konusunda bir fikrim yok.

Madde metni aşağıda sunulmuştur:

TBK
MADDE 57 - Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.

Merhaba Saygıdeğer Meslektaşlarım,


Öncelikle çok kıymetli ve çok fayda eden bilgilendirmeniz için çok teşekkür ediyorum.


Sayın Av. Armağan Konyalı, maddi tazminat talebime dayanak olacak ilgili hükme işaret ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Müşteri (müvekkil) kaybı ve azalmasını kolay ispatlayabileceğimi düşünüyorum. Mahkemeden Berlin Başkonsolosluğunun noter birimine müzekkere yazılarak; benim ve radyoda korkutucu, yanıltıcı reklam veren ve davalı taraf olacak olan avukatın adına çıkan bütün vekaletname suretleri istenebilir.


Adana Barosundan bir meslektaşımla ortak çalışıyorduk burda. Bu meslektaşım ilgilinin oluşturduğu haksız rekabete dayanamadı ve ailesini burda bırakarak Türkiye'ye dönüp orda devam etmek zorunda kaldı. Soru kısmında ilgili avukatın radyodaki korkutucu ve yanıltıcı reklamıyla ilgili olarak Ankara Barosuna şikayette bulunan ve fakat talebi hakkında olumsuz cevap alan meslektaşım da bu rekabete dayanamayıp Türkiye'ye dönüş yaptı. Ben elimdeki birkaç yüksek rakamlı davanın umuduyla 10 yıldır yılda ortalama 12.000 Euro açıkla direniyorum ve varmış olduğum olumsuz ekonomik durumu ispatlayan resmi belgelerim var. Haksız rekabette bulunan avukatın ekonomik durumu da ortaya çıktıktan sonra lehe ispat araçlarıyla haklı mücadeleme devam edeceğim.

Sayın Feyzaday, Almanya avukatların reklam yapabilmeleri konusunda en liberal ülkelerden biri. Avukat gazeteye dahi ilan verebiliyor. Ama tabiki sınır tanımayan, meslek ettiğine ve haksız rekabete neden olacak reklam yasağı burda da var. Bana en büyük desteklerden birisini veren burda benim gibi Türk Hukuku avukatı olarak çalışan bir meslektaşım, avukatın reklam yasağıyla ilgili olarak bir Alman profesörün 22 sayfalık raporunu bana gönderdi. Bu raporda avukatların reklam yapabilmeleriyle ilgili olarak başta Almanya ve avrupa ülkelerindeki düzenlemelerin yanında, raporun 5 sayfasındaTürk Hukukundaki düzenlemelere değinilmiş.

Bu rapora göre Türk Hukuku bu husustaki en sert duruşu alıyor.


Alman Hukukuna göre ise;

-HAKSIZ REKABETE NEDEN OLACAK REKLAM YÖNTEMLERİ İLE AVANTAJ SAĞLAMAK YASAKTIR.


- AVUKAT KENDİSİ İÇİN YASAKLANMIŞ REKLAM FAALİYETLERİNİ ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE YAPTIRAMAZ.


- TİCARİ İŞLEMLERİNDE, REKABET AMAÇLI AHLAKA AYKIRI EYLEMLERE GİRİŞEN KİMSEDEN, SÖZ KONUSU HAREKETTEN VAZGEÇMESİ VE ZARARIN TAZMİNİ TALEP EDİLEBİLİR.


- YANILTICI BEYANLARDA BULUNMAK (YANILTICI REKLAM) YASAKTIR. (Açtığım konuya konu avukatın 'DEVLET MİRASA EL KOYACAK DİYE KORKUYORUM' beyanı bu ana Kadar olan kriterlere açıkça aykırı YASAK)


- AVUKATLIK HİZMETLERİ PİYASASINDA KENDİNİ GÖSTERİP REKABETE KATILAN AVUKAT, REKABET HUKUKUNA İLİŞKİN KURALLARA UYMALIDIR.


- (ZARARA UĞRAYAN) AVUKATIN, YASADIŞI REKLAM YAPAN MESLEKTAŞINDAN CEZAİ ŞART KARŞILIĞINDA REKABET KURALLARINA AYKIRI DAVRANIŞINDAN VAZGEÇMESİNİ TALEP EDEBİLİR VE HAKSIZ REKABET YAPAN MESLEKTAŞININ BU TALEBE CEVAP VERMEMESİ HALİNDE DAVA AÇIP AYRICA TAZMİNAT İSTEYEBİLİR.


Sayın txyz, meslek ahlakı ve kriteri tanımayan bu avukatın radyodaki reklamı 3.bir kişi tarafından verilmiş gibi gösterilse (KANUNU ARKADAN DOLAŞMAK) bile Alman hukukunda konuyla ilgili düzenlemelere ve uygulamara aykırıdır. Kaldıki yeterli açık verilmiş. İlgilinin soyadından oluşan Slogan, ofisin adresinin bulunduğu ilçe, Telefon...hepsi ilgilinin nokta atışıyla adresine gidiyor.

Sayın Üstad Gemici,

İlgili hakkında bağlı bulunduğu baroya şikayette bulundum fakat etki altında bir karar çıkmasından kuşkuluyum. Zira burda benim gibi Türk Hukuku avukatı olan bir meslektaşım 3 yıl önce Ankara Barosuna bu reklamla ilgili olarak şikayette bulunmuş ve karar bu reklamın bu avukata ait olduğunun ispatlanamadığı yönünde çıkmış. Ben şu an Alman Profesörün raporuyla Türk Hukukundaki düzenlemeleri kendilerine hatırlatmaya çalışacağım. Fayda etmezse bu olayı uluslararası boyuta taşımaktan geri durmayacağım.

Evet, meslek kurallarına açıkça aykırı olan bu reklam Alman hukukuna da aykırı. Çünkü ben de Berlin Barosunun bir avukatıyım, burda aidat ödüyorum, emeklilik primi yatırıyorum, vergi ödüyorum. Dolayısıyla Alman Hukukunun koruma alanı içerisindeyim.

Türk Medeni Kanununda devletin miras el koyması gibi çağdışı bir düzenleme yok.

2015 Yılının VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ TARİFESİ aşağıda görülebilir.

2015 YILINDA KİŞİ BAŞINA 200.000,00 TL YE KADAR OLAN MİRAS MİKTARINDAN DEVLET %1 VERASET İNTİKAL VERGİSİ ALMAKTADIR.

Veraset ve İntikal Vergisi Tarifesi

2015 YILI
Veraset Yoluyla İntikallerde

Matrah Verginin Oranı (%)

İlk 200.000 TL için 1
Sonra gelen 480.000 TL için 3
Sonra gelen 1.060.000 TL için 5
Sonra gelen 1.900.000 TL için 7
Matrahın 3.640.000 TL’yi aşan bölümü için 10

Gerek burdan ve gerekse diğer iletişim araçalarıyla çok büyük destek ve yardımlarını gördüğüm tüm meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum.


Saygılarımla


Av. Kamer Akgül

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Maddi tazminat davası açmak için Türk Borçlar Kanunu'nun 57'nci maddesinin sizin olayınıza uygulanabileceği kanısındayım. Madde metnindeki ''...dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.''hükmü sizden yana görünüyor. Olayda müşterilerinizin meslek kurallarına aykırı reklamlar nedeniyle azaldığını kanıtlayabilirseniz, meslek kurallarına aykırı olduğundan kusur sayılması gereken bu davranış nedeniyle tazminata hak kazanacağınızı umuyorum. Ancak nasıl kanıtlayacağınız konusunda bir fikrim yok. Madde metni aşağıda sunulmuştur: TBK MADDE 57 - Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.