Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Delil ve tanık listesinde olmayan tanık

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-03-2011, 11:14   #1
akrd61

 
Varsayılan Delil ve tanık listesinde olmayan tanık

Değerli meslektaşlar,dava boşanma davası ve biz davacı vekilliyiz,dosyaya delil ve tanık listemizi sunduk hakim duruşmasında masraf yatırıldığında tanıklarımızın celbine karar verdi.Bir sonraki celse 10.05.2011 tarihinde.Müvekkil dün itibariyele bana geldi ve yargılama dışında ikamet eden davalının başka bir kişiyle ilişkisi olduğu ayrıca bu kişiden çoçuğu olduğunu davalının kardeşinden yeni öğrendiğini bu hususta tanıklık yapabileceğini söyledi.Sorum şu olacak:

1)Dosyanın bu aşamasında müvekkililn belirttiği mahkemenin yargı çevresinde olan bu tanığı talimatla dinlettire bilir miyiz?Bunun için nasıl bir yol izlemeliyim?
Old 31-03-2011, 11:22   #2
aurorainci

 
Varsayılan

bana göre davanın sonucunu değiştirecek yeni bir delil olduğu için dinlenebilir diye düşünüyorum. hakimlede öncesinde görüşülebilir.
Old 31-03-2011, 13:22   #3
akrd61

 
Varsayılan

Sayıın meslektaşım delil listemizde yeniden tanık dinletme hakkımızı sakliı tutmuştuk bu durumda ek tanık listesi verip bu tanığı dinlettire bilirmiyiz?
Old 31-03-2011, 13:43   #4
avcihansahin

 
Varsayılan

Boşanma davasında ikinci tanık listesi verilemez. Bu hususa ilişkin Yargıtay kararları mevcut. (2HD 15.03.2007 15727-4079)yİNE yARGITAY BİR BAŞKA KARARINDA .... TARİHLİ DELİL LİSTESİNDE YER ALMAYAN KİMSELER TANIK OLARAK DİNLENEMEZ VE İKİNCİ BİR ŞAHİT LİSTESİ VERİLEMEZ DENMEKTEDİR. BENİM ŞAHSİ GÖRÜŞÜM O TANIKLARI BU DAVADA DİNLETMENİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR. BİR BAŞKA DAVA DAHA AÇARAK BU DAVA İLE BİRLEŞTİRİLMESİ DÜŞÜNÜLEBİLİR AMA EMİN DEĞİLİM.
Old 31-03-2011, 14:38   #5
akrd61

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlar bu tanığın dinletilmesini, masraflarınıda yatırmak kaydıyla duruşmada talep edip takdiri mahkemeye bıraksak , kamu düzenini ilgilendiren ve re'sen araştırma ilkesinin uygulandığı boşanma davasında işe yarar mı acaba ?
Old 31-03-2011, 15:20   #6
Güldal

 
Varsayılan

Hakim büyük ihtimalle talebinizi red edecektir.Taraflara TÜM DELİLLERini sunmak için zaman verilmiştir.Ayrıca karşı tarafın iddianın genişletilmesi iddiası ile de karşılaşmanız olası.Tabi ki şansınızı denemekte fayda var
Old 01-04-2011, 08:55   #7
av.ismailcelik

 
Varsayılan

Bu çıktı Dominant Mevzuat ve İçtihat programından alınmıştır.

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Tarih : 02.10.2001
Esas No : 2001/9825
Karar No : 2001/13056


743 - TÜRK KANUNU MEDENİSİ 143
1086 - HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU ( HUMK ) 274
743 - TÜRK KANUNU MEDENİSİNİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ HÜKÜMLERİ 143

ÖZET
TANIK LİSTESİNDE GÖSTERİLMEMİŞ OLAN KİMSELER ŞAHİT OLARAK İSTİMA OLUNAMAZ VE İKİNCİ BİR LİSTE VERİLEMEZ. İLK LİSTEDE BULUNMAYAN TANIK DİNLENSE DE İFADESİ DİKKATE ALINAMAYACAĞINDAN DİĞER DELİLLERE GÖRE KADININ KUSURU SABİT OLMAYIP KOCANIN BOŞANMA DAVASININ REDDİ GEREKİR. KOCANIN KADINI DÖVDÜĞÜ ANLAŞILMAKTADIR. BU HAL KADININ ŞAHSİYET HAKLARINI AĞIR ŞEKİLDE RENCİDE EDER, UYGUN BİR MİKTAR MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİ GEREKİR. AYRICA MALLARA KATKI NEDENİYLE TAZMİNAT, BOŞANMANIN FERİ OLMAYIP NİSBİ HARCA TABİDİR. HARCIN YATIRILIP DAVA SABİT GÖRÜLDÜĞÜNE GÖRE VERİLEN TAZMİNATA DAVA TARİHİNDEN FAİZ YÜRÜTÜLMESİ GEREKİR.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Lütfiye Taşkıran vekili Av. Kemal Eldemir ve karşı taraf Efe Taşkıran geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadın çalışmakta olup boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kabul edilemeyeceğinden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2 - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 274. maddesi gereğince 2 tanık listesi verilemez. Bu sebeple ilk listede bulunmayan tanık Arife dinlense de ifadesi dikkate alınamayacağından diğer delillere göre kadının kusuru sabit olmayıp kocanın boşanma davasının reddi gerekirken her iki davanın kabulü doğru değildir.

3 - Kocanın kadını dövdüğü anlaşılmaktadır. Bu hal kadının şahsiyet haklarını ağır şekilde rencide eder. Medeni Kanunun 143/2. maddesi koşulları oluşmakla uygun bir miktar manevi tazminat verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru değildir.

4 - Mallara katkı nedeniyle tazminat boşanmanın feri olmayıp nisbi harca tabidir. Harcın yatırılıp dava sabit görüldüğüne göre verilen tazminata dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken hükmün kesinleşmesi tarihinden faiz yürütülmesi doğru değildir.

5 - Ziynetlerin satılıp araba alındığı tanık Ekber tarafından bildirildiğine göre bu konudaki davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

6 - Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın 2, 3, 4, 5, 6. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen sebeple reddi ile hükmün bozma dışında kalan ve temyize konu edilen diğer bölümlerinin ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 97.500.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02/10/2001 ( Salı )
Old 01-04-2011, 08:58   #8
av.ismailcelik

 
Varsayılan

Bu çıktı Dominant Mevzuat ve İçtihat programından alınmıştır.

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Tarih : 24.04.2001
Esas No : 2001/2789
Karar No : 2001/6445


1086 - HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU ( HUMK ) 724 / 724
4721 - TÜRK MEDENİ KANUNU 4 / 134 / 144 / 152 / 4 / 134 / 144 / 152
4721 - TÜRK MEDENİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ HÜKÜMLERİ 4 / 134 / 144 / 152 / 4 / 134 / 144 / 152

ÖZET: MEVCUT OLAYLARA GÖRE EVLİLİK BİRLİĞİNİN, DEVAMI EŞLERDEN BEKLENMEYECEK DERECEDE, TEMELİNDEN SARSILDIĞI KUŞKUSUZDUR. NE VAR Kİ BU SONUCA ULAŞILMASI TAMAMEN DAVACININ TUTUM VE DAVRANIŞLARINDAN KAYNAKLANMIŞ OLUP, DAVALIYA ATFI MÜMKÜN HİÇBİR KUSUR GERÇEKLEŞMEMİŞTİR. BU DURUMDA AÇIKLANAN NEDENLE İSTEĞİN REDDİ GEREKİR.

DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün tazminat, nafaka, kişisel ilişki ve gerekçe yönünün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün duruşmalı temyiz eden Hüseyin ... ile vekili geldi. Karşı taraf temyiz eden Nursen ... tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR: Davacının davalıyı dövdüğü sabittir. Davalının kusuru olup olmadığının değerlendirilmesi yönünden ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 274. maddesi gereğince ikinci tanık listesi verilemez, verilse de bu listedeki tanık ifadeleri hükme dayanak yapılamaz. Davacıdan aktarılan olaylar sabit kabul edilemez. Öte yandan her dava açıldığı tarihi göre değerlendirilir ve dava tarihinden sonraki olaylar bu davada değerlendirilemez. Tanıkların görgüye ve doğrudan somut olaylara dayanmayan bilgileri dışındaki kanat ve yargıları boşanma gerekçesi yapılamaz. Bant ise başka delillerle doğrulanmadıkça delil olarak kabul edilemez. Bu koşullar altında kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olarak değerlendirilmesi doğru değildir.

Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili Medeni Kanunun 134. maddesinin eski şeklinde (ifadesinde) şiddetli geçimsizliğe ilişkin boşanma davası, ilke (unsur) olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünse de ikinci fıkrası ile dava hakkını kusuru olmayan yada, daha az olan tarafa tanımak suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmiştir. Nitekim ilk bakışta dava hakkına yönelik görünse de, söz konusu 134.maddenin eski biçiminde, kusura ilişkin hükmün böylesine <katı bir tarzda uygulanması şikayetlerin odak noktasını teşkil etmişti> (3444 sayılı kanunun Hükümet tasarısı 4. madde gerekçesi) İşte bu ve benzer düşüncelerle 3444 sayılı kanun, Medeni Kanunun 134.maddesini değiştirirken, kusur unsurunun boşanmada yarattığı güçlüğü önemli ölçüde hafifletmiş; kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde sarsılmasına önem vermiş, özetle kusurlu eşe de dava açma hakkı tanımıştır.

Ne var ki, bu değişikliği tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.

Öyle ise Medeni Kanunun 134. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.

Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(M.K. 134/2)

Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak boşanma temyiz edilmediğinden bu yön bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret olunmakla yetinilmiştir.

Tarafların maddi ve manevi tazminat, nafaka, kişisel ilişkiden temyizine gelince;

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Davalı vekili 18.11.1998 günlü açıklaması ile toplanan delillerden kadının sigortalı olarak ücret karşılığı çalıştığı anlaşılması karşısında Medeni Kanunun 144. maddesi koşulları oluşmadığı halde yoksulluk nafakası verilmesi doğru değildir.

3- Medeni Kanunun 143/1. maddesi mevcut ve hatta muntazar (beklenen) bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kabahatsiz karı veya kocanın, kabahatli olan taraftan maddi tazminat isteyebileceğini, 152. maddesi de, evin seçimi, karı ve çocukların uygun biçimde geçindirilmesinin kocaya ait olduğunu öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda kadının hiçbir kusurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu kadın, en az eşinin desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi (MK. Md. 4) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

Medeni kanunun 143/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler, kabahatsiz karı veya kocanın şahsi menfaatlerini ağır bir surette haleldar etmiş ise, hakimin manevi tazminata hükmedebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının hiçbir kusurunun olmadığı, karşı taraf ise tam kusurlu olup, kişilik haklarına ağır saldırı teşkil etmektedir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralı (MK Md. 4) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

4- Her hafta sonu kişisel ilişkin kurulması çocuk için olumsuz etki yapacağı gibi taraflar her hafta sonu eve bağlı tutar ve külfet yaratır. Daha uygun kişisel ilişki kurulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın 2, 3, 4. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine oybirliği ile karar verildi. 24.04.2001
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tanık listesinde değişiklik Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 6 22-02-2010 10:37
Tanık Dinletmekten Vazgeçmeden Sonra Tanık Dinletme İsteği Kemosabe Meslektaşların Soruları 9 14-03-2009 21:22
tanık ve delil bildirim süresi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 02-01-2009 12:57
delil ve tanık listesi AV.SANEM Meslektaşların Soruları 4 06-09-2007 14:23
tanık listesinde tanıdığın soyadının yanlış yazılması halinde bu tanık dinlenirmi? dilekgulsen Meslektaşların Soruları 6 16-03-2007 10:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06337500 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.