Torba Yasada Belediyelerin Kira Alacakları

Arkadaşlar, bir ilçe belediyesinin taşınmaz kira (işyeri) alacaklarını icra kanalıyla takip ediyorum. Zannederim benzer durumda olan başka meslektaşım da vardır.

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama torba yasa olarak adlandırılan 6111 s. yasada her nedense belediyelerin taşınmaz kira alacakları açıkça kapsama alınmamış. İlgili maddede (m.17/25-f) muğlak ifadeler var, 'kira bedeli' yerine 'kullanım bedeli' gibi farklı anlama gelebilecek bir terim kullanılmış. Halbuki aynı fıkranın diğer betlerinde SGK, KİT, Vakıflar gibi değişik kurumların taşınmazları için açıkça 'kira bedeli asılları' deniliyor. Bu ayrımın sebebini, bilinçli olup olmadığını ve hakikaten kapsam dışı tutma niyeti olup olmadığını bilemiyorum. Bu kanunun uygulanmasına ilişkin tebliğ de de belediyelerin kira alacaklarından bahsedilmiyor (ücret denilen bir alacak kalemi var, ama taşınmaz kirası değil).

Buna rağmen yaptığım araştırmada hemen her belediyenin kira alacaklarını bu kanun kapsamında değerlendirip yapılandırdığını öğrendim. Nasıl yaptıklarını sordurdum, tatmin edici bir cevap gelmedi. Anlaşılan herkes bu alacakları kanun kapsamında zannediyor veya öyle kabul ediyor. Ben de madem uygulama böyle en azından belediye encümenince alınacak kararda bu hususun açıkça belirtilmesini ve ayrıntılı bir karar alınmasını tavsiye ettim. Zira m.17/25-f'nin son cümlesi; "Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgisine göre il encümeninin, belediye encümeninin ya da bağlı kuruluşun ve şirketin, yönetim organları yetkilidir." şeklinde. Karar alındı, şimdi benim belediyem de de uygulanıyor.

Bu maddeyi uygulayan/uygulatan diğer meslektaşlarımın nasıl bir yol izlediğini merak ediyorum. Paylaşırlarsa sevinirim...

Alıntı: Yazan mntopcu Anlaşılan herkes bu alacakları kanun kapsamında zannediyor veya öyle kabul ediyor.

Kanun koyucu da dahil...

Kanun’daki “.. belediyeler(in)....mülkiyetlerinde bulunan taşınmazlar hakkında yaptıkları irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan …. “ ifadesi yeterlidir.

“Kira bedeli” yerine kullanma bedeli ifadesinin kullanılmasının nedeni aynı maddede irtifak hakkının da düzenlenmiş olmasındandır diye düşünüyorum. Kaldı ki kanun koyucu kira bedeli sözünü esirgememekte: Kaynak sularının kiralanmasından doğan alacaklar maddeye dahil edilirken kira bedeli olarak ifade edilmiş.

Bence duraksamaya neden bulunmamakta.

Taksitlendirme işlemleri Kanun'da ayrıntısıyla düzenmiş olmasına karşın işlemleri kimin yapacağı noktası encümenin kararına bırakılmış. Her başvurunun belediye encümeni tarafından incelenmesine gerek bulunmadığı, başvurular üzerine hesaplama, tebliğ, taksitlerin takibi ve taksitlerin tahsilatı işlemlerinin emlak müdürlüğü tarafından yapılması doğru olur kanısındayım. Hukuk işleri müdürlüğü ancak taksitlerin ödenmemesi halinde, cebri icra aşamasında görevli ve yetkilidir.

Korkarım, yeterli elemanı olmayan küçük belediyelerde bu can sıkıcı işlemleri yapmak yine yeni bir haksızlık olarak avukatların üstüne kalacaktır.

Saygılarımla

Sayın Konyalının konuya ilişkin izahı yeterli, kira alacakları kanun kapsamındadır.

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Kanun koyucu da dahil...

Kesinlikle katılıyorum.

Kanun yapma tekniğimiz zayıf. Eskilerin tabiriyle "efradını cami ağyarını mani" bir düzenleme yapamıyoruz.

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Bence duraksamaya neden bulunmamakta.

Kesinlikle katılmıyorum.

Aynı kanun maddesinin aynı fıkrasının benzer konuları düzenleyen dört bendinden birinde diğerlerinden farklı bir kavram kullanılmışsa bence duraksamaya neden vardır. Zira ilk mesajımda da belirttiğim üzere; SGK, KİT ve VGM ile ilgili bentlerde açıkça 'kira bedeli' denilmişken, belediyelerle ilgili bentte (m.17/25-f) 'kullanım bedeli' denilmiş.

Öte yandan kanunun uygulanmasına ilişkin 1 Nolu Genel Tebliğ'de de belediyelerin taşınmaz kira alacakları zikredilmemiş, buna yönelik uygulamalardan hiç bahsedilmemiş. Bence bu da ikinci bir duraksama nedenidir.

Buna rağmen genel kabul doğrultusunda ben de vekili olduğum belediyede maddeyi (encümenin ayrıntılı bir karar alması şartıyla) uygulattım.

Amacım teorik tartışmadan ziyade pratikteki durumu öğrenmekti. Benzer durumda uygulayan/uygulatan arkadaşların yaklaşımını merak etmiştim.

Galiba benden başka duraksayan olmamış

Şayet belediye kira alacağına istinaden borçludan bono almış ve bunu icraya koymuşsa durum ne olacaktır? Yapılandırma icraya verilen ve kesinleşen dosyalar için de geçerli midir? İyi çalışmalar....

Akitten Dogan alacak genel hükümlere göre takibe alınmış olmakla birlikte kesinleşmiş de olsa yaplandirma kapsamindadir evet. İyi çalısmalar.

Alıntı: Yazan Av.Arzu Erkan Yapılandırma icraya verilen ve kesinleşen dosyalar için de geçerli midir?

Sayın Erkan,

Yapılandırmanın ana hedefi mahkemelere ve icralara intikal etmiş alacaklardır. Yapılandırma zaten büyük oranda bu alacakları kapsama alıyor.
Nitekim belediyeleri ilgilendiren fıkranın (17/25) d bendinde de bu husus açıkça yazılıdır.

d) Bu fıkra kapsamında olan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için borçluların bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idarelere başvuruda bulunması ve bu fıkra kapsamında hesaplanan tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bunlar için açılan davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.

Sayın Koçak ve mntopcu cevaplarınız için teşekkür ederim. İyi çalışmalar...