Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Direnme Kararı-Tehiri İcra

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-04-2015, 15:31   #1
moonliner

 
Varsayılan Direnme Kararı-Tehiri İcra

Sayın üyeler,
Davacı taraf olarak açmış olduğumuz tazminat davasında mahkemenin red kararı vermesi üzerine, karşı taraf ilam vekalet ücretini icraya koydu. Biz de tehiri icra kararı alarak icra dosyasına ibraz ettik. Sonrasında Yargıtay dosyayı bozma ilamıyla yerel mahkemeye yolladı. Yeni davada mahkeme direnme kararı verdi. Bu aşamada biz kararı yeniden tamyiz edeceğiz ancak verilen direnme kararı yeni bir karar olduğu için yeni kararda verilecek olan ilam vekalet ücretinin karşı tarafça tekrar icraya konması durumunda yeniden tehiri icra kararı almamız gerekece. Fakat eski icra takibinin akıbeti ne olacak?Yatırılan teminat ne olacak? Bu konuda bilgilerinizi sunarsanız müteşekkir kalıcam. İyi Çalışmalar dilerim.
Old 01-04-2015, 16:21   #2
Avukat2534

 
Varsayılan

meslektaşım zannımca davalı vekili yeni kararı eski icra dosyasına sunarak yoluna devam edecek..Bence yeni bir takip açmayacak.. Sizde eski dosya üzerinden yeniden tehiri icra kararı koyacaksınız.. Uygulamada benzerini yaşamıştık diye hatırlıyorum.
Old 01-04-2015, 18:49   #3
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2009/12-452
K. 2009/466
T. 4.11.2009

• FAİZ ORAN VE MİKTARINA İTİRAZ ( Bozmayla Ortadan Kalkan İlamın İcrası Yönünden Davacı/Borçlunun İtiraz Nedenlerinin İncelenmesinde Bir Hukuki Yararı Bulunmadığından İstemin Reddi Gereği )
• İLAMLI İCRA TAKİBİNDE TALEP EDİLEN FAİZ ORAN VE MİKTARINA İTİRAZ ( Bozmadan Sonra Yapılacak Yargılamada Faiz Başlangıç Tarihleri Değişeceğinden Alacaklı Derdest İcra Takibi Dosyasında Bu Yeni İlamın İcrasını İsteyebileceği - Borçlunun Yeni İcra Emrindeki Faize Yeniden İtiraz Hakkı Bulunduğu )
• İCRA EMRİNDEKİ FAİZ ORAN VE MİKTARINA İTİRAZ ( Bozmadan Sonra Yapılacak Yargılamada Faiz Başlangıç Tarihleri Değişeceğinden Alacaklı Derdest İcra Takibi Dosyasında Bu Yeni İlamın İcrasını İsteyebileceği - Borçlunun Yeni İcra Emrindeki Faize Yeniden İtiraz Hakkı Bulunduğu )
• BOZMAYLA ORTADAN KALKAN İLAMIN İCRASI ( Yönünden Davacı/Borçlunun İtiraz Nedenlerinin İncelenmesinde Bir Hukuki Yararı Bulunmadığından İstemin Reddi Gereği - İlamlı İcra Takibinde Talep Edilen Faiz Oran Ve Miktarına İtiraz )
506/m.19, 92, 109
1086/m.443
2004/m.40

ÖZET : Dava, ilamlı icra takibinde talep edilen faiz oran ve miktarına itirazdan ibarettir. Bozmadan sonra yapılacak yargılama sonucunda verilecek olan hükümde alacaklının iş göremezlik derecesi, iş göremezlik gelirinin başlangıcı ile faiz başlangıç tarihleri değişeceğinden, alacaklı derdest icra takibi dosyasında bu yeni ilamın icrasını isteyebilecektir. Borçlunun, yeni icra emrinin tebliği üzerine faiz oran ve miktarına yeniden itiraz hakkı bulunmakla, faize ilişkin itirazının o aşamada çözümlenebileceği açıktır. Hal böyle olunca; bozmayla ortadan kalkan ilamın icrası yönünden davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde, bu aşamada bir hukuki yararı bulunmadığından; Mahkemece davanın reddine dair verilen kararda direnilmiş olması sonucu itibariyle doğrudur.

DAVA : Taraflar arasındaki “faize itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak İcra Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 16.4.2008 gün ve 2006/388-2008/182 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 6.10.2008 gün ve 13734-16514 sayılı ilamı ile;

( ... İİK.'nun 40. maddesi gereğince bir ilamın Yargıtay incelenmesi sonunda bozulması icra işlemlerini olduğu yerde durdurur.

Takibin, itiraz edilmeksizin kesinleşmesi veya itiraz nedenlerinin yerinde görülerek örneğin, talep edilen faiz oranlarının yasaya uygun hale getirilmesinden sonra, yeniden bir karar verilmesi halinde, takip itiraz üzerine inceleme yapan icra mahkemesi kararında yer alan kurallara göre devam edecektir.

Somut olayda, borçlu vekili tarafından talep edilen faiz oranlarına karşı çıkıldığı görülmektedir. Bu itirazın sonuçlandırılmaması halinde faiz oranları kesinleşecek ve bozmadan sonra hükmedilecek miktara kesinleşen faiz oranlarının uygulanması gerekecektir.

O halde, takip İİK'nun 40. maddesi gereğince durmuş olsa bile, itiraz nedenlerinin incelenmesinde borçlunun hukuki yararı vardır.

Mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, ilamlı icra takibinde talep edilen faiz oran ve miktarına itirazdan ibarettir.

Davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine Mengen Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesi'nin 13.07.2006 gün ve 2006/42 Esas 2006/64 Karar sayılı ilamına dayanılarak 08.11.2006 tarihinde ilamlı icra takibine girişilmiş; davacı/borçlu tarafından eldeki dava ile “icra emrinde talep edilen faiz oranının ve miktarının fazla hesaplandığı” ileri sürülerek, 21.11.2006 tarihinde faize itiraz edilmiştir.

Takip dayanağı ilamın yargılama sırasında bozulması üzerine Yerel Mahkemece, “takip dayanağı ilamın bozulmuş olması nedeniyle, İcra ve İflas Kanunu'nun 40. maddesi uyarınca icra işlemlerinin olduğu yerde duracağı” gerekçesiyle “davanın reddine” dair verdiği karar, Özel Daire'ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Takibe konu olan ilam, Mengen Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesi'nce verilmiş olan, iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti ile iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren ödenmeyen sürekli iş göremezlik gelirinin tahsiline ilişkindir. Belirtilen Mahkemenin 13.07.2006 gün ve 2006/42 Esas 2006/64 Karar sayılı ilamı ile “Davacının geçirdiği iş kazası sonucu 16.9.1996 tarihi itibariyle %32 oranında malul kaldığının tespitine; Hak kazandığı maluliyet aylıklarından 37,08 YTL. sinin 21.12.1996 tarihinden 257,28 YTL. sinin 31.12.1997 tarihinden 489,96 YTL. sinin 31.12.1998 tarihinden, 998,24 YTL. sinin 31.12.1999 tarihinden 1202,70 YTL. sinin 31.12.2000 tarihinden, 1.888,76 YTL. sinin 31.12.2001 tarihinden, 2.739,70 YTL. sinin 31.12.2002 tarihinden, 3.466,82 YTL. sinin 31.12.2003 tarihinden, 4.124,76 YTL. sinin 31.12.2004 tarihinden, 4.896 YTL sinin 31.12.2005 tarihinden, 864,92 YTL. sinin 28.02.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, Toplam 317,99 YTL sosyal yardım zammının hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; 26.02.2006 tarihinden itibaren tespit edilen % 32 maluliyet üzerinden davalı idarece genelge ve katsayı artışları nazara alınmak suretiyle daimi iş kazası maluliyet aylığı bağlanmasına” karar verilmiştir.

Anılan hükmün alacaklı tarafça takibe konulmasından sonra, borçlu tarafından eldeki dava ile faiz oran ve miktarına itiraz edilmiş; yargılama sırasında takip dayanağı ilam, 10. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonunda, davacının sürekli iş göremezlik gelirinin belirlenmesinde uygulanacak prosedüre ilişkin olarak 506 sayılı Yasanın 109. maddesi uyarınca inceleme yapılması ve raporlar alınması, bundan sonra 506 sayılı Yasanın 19. maddesi gözetilerek sürekli iş göremezlik gelirinin başlangıç tarihini belirlenmesi, davacıya 01.07.1999-01.06.2003 tarihleri arasındaki dönemde malullük aylığı ödendiği ve söz konusu aylıkların yapılan kontrol ve muayene sonucuna istinaden kesildiği gözetilerek sigortalıya bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri belirlenirken de anılan dönemdeki aylık ödemeleri dikkate alınarak 506 sayılı Yasanın 92. maddesi gözetilmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle, esasa ilişkin nedenlerle ve araştırmaya dayalı olarak bozulmuştur.

Açıklanan maddi olgu, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle uyuşmazlık görülmekte olan davada davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde hukuki yararının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle belirtilmelidir ki, kural olarak; alacaklının, elindeki ilama dayanarak ilamlı İcra takibi yapabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. Hüküm kesinleşmeden de alacaklı ilamlı takip yoluna başvurabilir.

Yine, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 443/1 maddesi gereğince kural olarak, temyiz edilmiş olması da ilamın icrasını durdurmaz.

Bu halde, bir taraftan Yargıtay'da temyiz incelemesi yapılırken, diğer taraftan icra dairesi, ilamın icrasına devam eder. İlamın icrası devam ederken Yargıtay'ca hükmün bozulması halinde ne olacağı sorusunun cevabı ise, İcra ve İflas Kanunu'nun 40. maddesinde düzenlenmiştir.

İcra işlemleri devam ederken ( ilam hükmü tamamen icra edilmeden önce ) ilamın bozulması halinde icra işlemleri olduğu yerde durur ( İİK. m. 40/1 ). Bu hükme göre, ilamın bozulması ile, ilamın icrası sadece olduğu yerde durur; yoksa, ilamlı icra takibi iptal edilmez.

Hükmün kısmen bozulması ve kısmen onanması halinde, bozulan kısmı için icra istemleri olduğu yerde durur, hükmün onanan kısmı için ise icra işlemlerine devam edilir.

Bir başka yönüyle, mahkeme bozma kararına uyarak yeni bir karar verirse, alacaklı bu yeni ilamın da kesinleşmeden icrasını isteyebilir. Alacaklı, bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında isteyebileceği gibi, yeni bir ilamlı icra takibi yapmasına da engel yoktur.

Mahkemece bozma kararına karşı direnme kararı verilmesi halinde ise, bununla bozma kararı hükümsüz kalır ve bu nedenle bozma ile icranın durması sonucu da ortadan kalkar. Alacaklı, direnme kararına dayanarak, bozma ile durmuş bulunan ilamlı icra takibine aynı dosyada devam edilmesini isteyebilir.

Bozma kararına uyan mahkeme, nitelik ve miktar itibariyle bozulan karara uygun yeni bir karar verirse, alacaklının bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında istemesi halinde, borçluya yeniden icra emri gönderilmesine gerek yoktur.

Aksi halde, bozma ilamına uyan mahkemece bozmadan sonra verilen yeni ilamda müddeabih ve eklentilerinin değiştirilmesi durumunda, derdest icra takibi dosyasında borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderilmesi zorunludur.

Bu noktada, borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderileceğinden, yeni icra emrinin tebliği üzerine borçlunun yeniden itiraz hakkı bulunduğu kuşkusuzdur. Şu halde borçlunun, icra emrinde talep edilen faiz oran ve miktarına yeni icra emrinin tebliği üzerine itiraz edebileceği de her türlü duraksamadan uzaktır.

Somut olayda; takibe dayanak ilamın icrası devam ederken hüküm esasa ilişkin nedenlerle araştırmaya yönelik olarak bozulmuş olup, İcra ve İflas Kanunu'nun 40. maddesinin 1. fıkrası uyarınca takip kendiliğinden durmuştur. İlk hükmün bozulmuş olması nedeniyle ortada tespit edilmiş bir alacak ve faiz başlangıç tarihinin bulunmadığı belirgindir.

Yukarıda açıklanan bozma ilamının kapsamına göre, bozmadan sonra yapılacak yargılama sonucunda verilecek olan hükümde alacaklının iş göremezlik derecesi, iş göremezlik gelirinin başlangıcı ile faiz başlangıç tarihleri değişeceğinden, alacaklı derdest icra takibi dosyasında bu yeni ilamın icrasını isteyebilecektir. Borçlunun, yeni icra emrinin tebliği üzerine faiz oran ve miktarına yeniden itiraz hakkı bulunmakla, faize ilişkin itirazının o aşamada çözümlenebileceği açıktır.

Hal böyle olunca; bozmayla ortadan kalkan ilamın icrası yönünden davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde, bu aşamada bir hukuki yararı bulunmadığından; Mahkemece davanın reddine dair verilen kararda direnilmiş olması yukarıda açıklanan gerekçelerle sonucu itibariyle doğrudur.

O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davacı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 04.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tehiri İcra Kararı alan borçlu dışındaki borçlunun icra takibindeki durumu... Av.Dostum Meslektaşların Soruları 1 08-05-2013 14:48
Tehiri İcra - Yargıtay' ın ikmalen iade kararı verilmesi av.onurcelik Meslektaşların Soruları 2 28-03-2012 14:27
Tehiri İcra Kararı Vekalet Ücretini Etkiler Mi? av.elfida Meslektaşların Soruları 4 12-11-2011 15:10
Elatmanın önlenmesi - Tehiri İcra Kararı atagin Meslektaşların Soruları 5 19-11-2008 15:19
Direnme Kararı mı değil mi? attorneytalay Meslektaşların Soruları 0 18-10-2007 12:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05812597 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.