Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

HGK'nun 12.10.2011 tarih 2011/13-697-610 içtihatını arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-06-2014, 15:37   #1
etez

 
Varsayılan HGK'nun 12.10.2011 tarih 2011/13-697-610 içtihatını arıyorum

Merhabalar başlıkta yazdığım içtihat gerekli.

Özetle de durum şu şekilde muris vefat edince eşi ve murisin iki kardeşi kalıyor. İki kardeş ve onların altsoyları mirası reddediyor. Murisin halaları sağ. Bu durumda miras kime kalır?
Old 03-06-2014, 18:35   #2
Av. Alper

 
Varsayılan

YHGK
Esas : 2011/13-697
Karar : 2011/610
Tarih : 12.10.2011

MİRASIN REDDİ ( Murise Tebaen Açılan Davaya Etkisi )
MURİSE KARŞI TEBAAN AÇILAN DAVALAR ( Miras Red Edildiğinde )

TMK.605

Murise karşı tebaan açılan davalarda miras reddedilmiş bile olsa mirasçıların davada taraf olmalarına engel bir durum yoktur.mfk

DAVA VE KARAR:

Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; Sakarya Asliye 1.Hukuk Mahkemesinden verilen 22.03.2010 gün ve 2010/43 E- 97 K. Sayılı direnme kararının yerinde görülerek, işin esası ile ilgili diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Dairesine gönderilmesini kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`ndan çıkan 06.10.2010 gün, 2010/13-446 Esas, 2010/466 Karar sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu`nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Bilindiği üzere, murise karşı tebaan açılan davalarda miras reddedilmiş bile olsa mirasçıların davada taraf olmalarına engel bir durum yoktur.

Eldeki davada da yargılama sırasında davalılardan Keramettin Uçak ölmüş; davacı vekili Keramettin Uçak mirasçılarına husumet yönelterek davaya onlara karşı devam etmiştir. Keramettin Uçak mirasçılarına usulüne uygun olarak tebligat yapılmış ve Keramettin Uçak mirasçıları Keramettin` in mirasını reddettiklerine dair Sakarya 1.Sulh Hukuk Mahkemesi`nin 25.03.2008 tarih 2008/293-411 E-K sayılı kararını dosyaya sunarak davayı takip etmemişlerdir.

Yerel Mahkemece, karar gerekçesinde “...Her ne kadar ölü davalı Keramettin Uçak mirasçıları Keramettin Uçak`ın mirasını M.K.`nın 605.md.si gereğince reddetmişler ise de; bu husus ilamın icrası sırasında dikkate alınması gereken bir durum olduğundan tüm davalılar hakkındaki davanın kabulünün gerektiği...” belirtilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu`nda yapılan karar düzeltme görüşmesi sonunda Yerel Mahkeme gerekçesinde yer alan bu ibarenin, hükmün infazı sırasında tereddüt oluşturmaması için hüküm fıkrasının 2.bendine “davalılardan” sonra gelmek üzere parantez içinde eklenmesine, diğer yönlerden ise, karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Yerel Mahkemenin hüküm fıkrasının 2.bendinin “2) 99.000,00 YTL nin 20/06/2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan( ölü davalı Keramettin Uçak mirasçıları Keramettin Uçak`ın mirasını M.K.`nın 605.md.si gereğince reddetmişler ise de; bu husus ilamın icrası sırasında dikkate alınmasına) müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,...” şeklinde -parantez içindeki kısım eklenmek suretiyle -düzeltilmesine,

2-Diğer yönlerden ise Temyiz ilamında ve yukarıda yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin ( REDDİNE ), oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Yüksek Hukuk Genel Kurulunun, mahkemenin her iki davalının da satış bedelinden sorumlu oldukları yönündeki direnme kararını yerinde bulan ilamına karşı davalılardan SESOB vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş ve davalı Keramettin mirasçıları mirası reddettikleri için yargılamada taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, öncelikle kararın bu yönden bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.

Mahkemece davalı Keramettin ile SESOB`un müştereken müteselsilen sorumluluğuna hükmedildiğinden, müteselsilen borçlu olduğuna hükmedilen diğer davalı yönünden de hükmün kesinleşmesinde davalı SESOB`un yararı olduğundan SESOB`un diğer müteselsil sorumlu davalı hakkında taraf teşkili bakımından karar düzeltme isteminde bulunmakta da hukuki yararı vardır. Yargılama sırasında davalı Keramettin`in vefat ettiği ve mirasçılarının 25.03.2008 tarihli mirasın reddinin tespiti kararı sundukları ve diğer taraf vekillerinin mirasın reddinin iptali için dava açmayacaklarını beyan ettikleri, Fatma Uçak`ın 18.03.2010 tarihli dilekçesi ile mirası reddettiklerinden bahisle “davanın, taraflarına tevcih edilmemesi, karar verilirken kararın dışında tutulmasını” talep ettiği anlaşılmıştır.

Mahkemece bozmadan önceki ilk kararda, ”Keramettin Uçak mirasçıları mirası reddetmişler ise de bu husus ilamın icrası sırasında dikkate alınması gereken bir durumdur” denmiştir. Bu ilk karardan sonraki tüm tebligat işlemlerinin mirası reddeden mirasçılara yapıldığı anlaşılmaktadır. 4721 s. TMK.605 ve devamı maddelerine göre, mirasın reddi beyanı, bozucu yenilik doğuran nitelikte beyan olup geriye doğru hükümler doğurur.

Mirası reddedenin ölüm gününden başlayarak mirasçılık sıfatı kalkar, tereke borçlarından da sorumlu olmaz. Taraf teşkili hakimin resen nazara alması gereken bir husustur. Yargılama sonunda hüküm de yargılama sırasında ölen davalı hakkında verilemez, mirasçıları hakkında verilir.

Karar düzeltmeye konu işbu davada mahkemece yapılacak iş, öncelikle davalı muris Keramettin`in terekesinin kim tarafından temsil edileceğini belirleyerek (bu, duruma göre iflas idaresi tasfiye memurluğu da olabilir. (B.Kuru HMUK 2001, 1.cilt syf. 924) bu yasal temsilcilerin davaya katılmasını sağlamak, taraf teşkilini sağladıktan sonra işin esasıyla ilgili karar vermekten ibarettir. (B.Kuru HUMK 2001, 1.cilt syf 916-926) Dosyada bulunan tüm kararların mirası reddeden mirasçılara tebliği suretiyle kararların Keramettin mirasçılarınca temyizi edilmediğinden bahisle davalı Keramettin mirasçıları yönünden kesinleştiğini düşünmek usul kurallarına aykırıdır.

Mahkemenin, davalı Keramettin mirasçılarının mirası reddi hususunun infazda nazara alınacağına dair kararı usul ve yasaya aykırıdır. Davalı SESOB vekilinin karar düzeltme itirazının bu yönden kabulüyle, Yüksek Hukuk Genel Kurulu`nun onama kararının bu nedenlerle kaldırılarak direnme kararının bu yönden bozulması, sair karar düzeltme itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun karar düzelme talebinin reddi görüşüne katılamıyorum.
YHGK 12.10.2011 E.2011/13-697 - K.2011/610
____________ oOo ____________


Old 04-06-2014, 07:59   #3
arif sadi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan etez
Merhabalar başlıkta yazdığım içtihat gerekli.

Özetle de durum şu şekilde muris vefat edince eşi ve murisin iki kardeşi kalıyor. İki kardeş ve onların altsoyları mirası reddediyor. Murisin halaları sağ. Bu durumda miras kime kalır?


Mirası usulünce reddedenler, sanki ölmüş gibi miras taksimi yapılıyor..
Old 04-06-2014, 08:34   #4
etez

 
Varsayılan

Sayın Av.Alper'e çok teşekkür ederim. Bir başka içtihatta atıf yapılan bu kararı arayıp bulamamıştım.

Sayın arif sadi iş zaten "ölmüş gibi miras taksimi" yapılması ifadesinde karışıyor.

Bazı Yargıtay kararlarında kısmen geçen ve mehaz kanunla ilgili yapılmış bir 1938 tarihli bir incelemede açıkça geçen şu ifade çok ilginç,

"reddedinin altsoyu varsa miras onlara geçer, yoksa miras payı kendisiyle beraber mirasçı olanların hissesine geçer. İkinci halde mirasa yeni mirasçıların çağrılması gibi bir durum yoktur."

Bu durumda kendi olayımdan örnek vereyim. Halalar mirasçı değildir. Mirasın tamamı mirası reddetmeyen eşe kalmıştır.
Old 04-06-2014, 09:17   #5
arif sadi

 
Varsayılan

tereke mirasçılardan birisi tarafından reddedildiğinde, onun payı diğer mirasçılara pay edilir ve diğer mirasçıların payı artar. Yoksa altsoy mirası reddetti diye, eş ile birlikte 2. zümre mirasçı olmaz. Alt soyun miras payı eşe kalır. Yeni mirasçılar çağırılmaz. Ancak mirası reddedenlerin altsoyunun mirasçı olup olmayacağına ilişkin çelişkili yargıtay kararları var. Ağırlıklı görüş alt soyu lehine mirası reddetmesi gereği..

Fikir olması açısından ise;

T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi
Esas: 1997/14364
Karar: 1998/2100
Karar Tarihi: 24.02.1998


MİRASIN AÇILMASI - TEREKENİN REDDEDİLMİŞ OLMASI - FÜRUĞUN TAMAMI TARAFINDAN RED EDİLEN MİRASIN SAĞ KALAN EŞE TEKLİF OLUNMASI - EŞİN REDDİ HALİNDE RESMİ TASFİYEYE GİDİLECEK OLMASI - DAVANIN REDDİ GEREĞİ

ÖZET: Füruğun tamamı tarafından red edilen miras sağ kalan eşe teklif olunur. Onun da reddi halinde resmi tasfiyeye gidilir. En yakın mirascıların kendilerinden sonra gelen parentel lehine redleri halinde miras onların tamamına teklif olunur. Birinin kabulü halinde resmi tasfiye yapılmaz. Ret eden mirasçının furuu varsa payı ona geçer.

(743 S. K. m. 551, 552, 553, 554) (2004 S. K. m. 180)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz edenler vekili Av. A.Ç. ve taraf A.K. ile karşı taraf vekili Av. M.E. ve Av. F.Ö. geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Kanuni mirasçılardan biri mirası reddederse onun hissesi bu kişi miras bırakanın ölümünde hayatta değilmiş gibi diğer mirasçılara intikal eder. (MK. md. 551) Reddedenin furugu varsa pay bunlara geçer. Yoksa murisin diğer mirasçılarının hissesi çoğalmış olur. Ret ölüm anına kadar geriye yürür. Miras en yakın bütün mirasçılar tarafından reddolunması halinde daha sonraki zümredeki (parenteldeki) mirasçılara veya devlete geçmez. Resmi tasfiye yapılır ve tasfiye sonunda artan kısım sanki ret olmamış gibi en yakın kanuni mirasçılara verilir. (MK. md. 552-553 İİK md. 180) kaynak İsviçre Medeni Kanununun 573. maddesi ve 20.9.1950 gün 4/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Sağ kalan eşte çocuklar yanında en yakın kanuni mirasçılar gurubuna dahildir. Furugun hepsi tarafından mirasın reddedilmesi durumunda ise ret durumu Sulh mahkemesi tarafından sağ eşe bildirilir ve onun tarafından bir ay içerisinde kabul edilebilir. (MK.md. 552)

En yakın bütün mirasçıların mirası kendilerinden sonra gelen derecedeki (paranteldeki) mirasçılar lehine reddetmeleride imkan dahilindedir. Buradaki ret alt tabakadaki (paranteldeki) bütün mirasçılar lehine yapılmalıdır. Bu paranteldeki mirasçılarda aynı yolu izleyebilir. (MK. md. 554) Bunların hepsinin veya bir kısmının mirası kabul yahut ret etmeleri mümkündür. Bunlardan birisinin mirası kabul etmesi halinde artık Medeni Kanunun 552. maddesinde öngörülen resmi tasfiye yoluna gidilemez.

Muris 14.8.1961 tarihinde ölmüştür. Eşi E. ile çocukları H. A. ve J. mirası reddetmişlerdir. (Ankara 3. Sulh Hukuk Hakimliğinin 1961/1349-1415 sayılı kararı) En yakın mirasçıların mirası reddetmeleri üzerine ikinci zümredeki (parenteldeki) mirasçı durumunda olan annesi H. kardeşleri S. M. Ş. N. ve M. aleyhlerine açılan davada beyana davet edildikleri ve bu mirasçılardan M.'ın mirası kabul ettiği, diğerlerinin ise reddettikleri, M.'ın veraset ilamına ilişkin Ankara 5. Asliye Hukuk Hakimliğinin 25.11.1961 gün ve 1961/1202 sayılı kararının gerekçesinden anlaşılmaktadır. Murisin anne ve kardeşlerini (ikinci zümreyi) beyana davete ilişkin 1961/1972-2047 sayılı dosya yahut karar bulunamamış ise de esas defterinin fotokopisi beyana daveti doğruladığı gibi iptali istenen 1961-1202 sayılı veraset ilamının gerekçesini geçersiz kılacak herhangi bir delil getirilememiştir. Mirasın intikalinden itibaren otuz seneye aşkın bir süre geçmiş olması da kararın gerekçesinin doğru olduğunu göstermektedir. O halde mahkemece davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine duruşma için takdir olunan 20.000.000 lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine 24.2.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 04-06-2014, 12:34   #6
etez

 
Varsayılan

Sayın arif sadi ilginize teşekkürler.Bu içtihatı yazdığım dilekçemde kullandım. Özellikle

"Reddedenin furugu varsa pay bunlara geçer. Yoksa murisin diğer mirasçılarının hissesi çoğalmış olur. Ret ölüm anına kadar geriye yürür. Miras en yakın bütün mirasçılar tarafından reddolunması halinde daha sonraki zümredeki (parenteldeki) mirasçılara veya devlete geçmez. " ifadesini

Benim karşılaştığım vakada müvekkil farklı mahkemelere başvuruş ve hepsinden farklı farklı kararlar çıkmıştır. Benim kanaatime göreyse sağ kalan eş tek başına mirasçıdır. Çünkü kendisiyle birlikte mirasçı olan krdeşlerin ve onların altsoyunun mirası reddetmesi nedeniyle onların payıda kendisine aktarılmıştır.

MK 611'i düz bir şekilde okuyarak neticeye ulaşılamayacağı kanaatindeyim. MK 612 ve 613 okuduğumda da ulaştığım neticenin doğru olduğu kanaati hasıl olmuştur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
12. HD 28.12.2011 E.2011/13304 K.2011/31163 sayılı kararı arıyorum Dilara Sönmez Hukuk Soruları 1 06-07-2013 13:35
Yargıtay 12. HD 8.12.2011 2011/7183 sayılı kararı arıyoruz aysenc Hukuk Soruları 2 25-04-2013 13:59
Kahramanmaraş Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti’nin 2011/522 Karar ve 14.11.2011 tarihli kararı /Kaçak Kullanım Bedeli Av.Özlem PEKSÜSLÜ Meslektaşların Soruları 13 19-04-2013 12:32
HGK 2011/4-157 E. 2011/317 K. sayılı kararı arıyorum. Av.Y.Selim ÜSTÜN Meslektaşların Soruları 2 25-03-2012 13:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12231898 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.