Bonoda Kefilin İmzasının Olmaması

Emre Yazılı bir bono takibe konulmuştur.Senet metninde Kefil diye gösterilen şahsa ödeme emri tebliğ edilmiş ve takip kesinleşmiştir.Fakat bononun üzerinde sadece keşidecinin isminin sağında iki adet aynı imza atılmış olup Kefilin isminin olduğu yerin sağında hiçbir imza bulunmamaktadır.
İtiraz süresi kaçırıldığından bu takibi kefil açısından iptal etmek için hangi yollara başvurulması gereklidir?Şimdiden teşekkürler...

icra mahkemesine şikayet konusu edebileceğinizi düşünüyorum. Takibe konu senette kefilin imzası olmadığından icra müdürünün resen nazara alıp kefile ödeme emri tebliğ etmemesi gerekirdi kanaatindeyim

merhaba
şikayetin söz konusu olmayacagı kanaatindeyim çünkü ödeme emri gönderilirken icra memurunun takibe konu olan kişinin gercekten borçlu olup olmadıgına yada bu sıfata sahip olup olmadıgını resen nazara almak gibi bir yetkisi bulunmamaktadır.
sorulan soruyla ilgili kaatim süre neden kaçırılmış bunu bilmiyorum kanunda sayılan gecerli sebeblerden biri varsa gecikmiş itirazda bulunulabilir. fakat bu sebeblerden biri yok ise borcun bulunmadıgının tespiti dava konusu edilmelidir aynı davada takibin durdurulması da talep edilebilir.

Acaba şu hususa ne demeli? İmza dediğimiz aslında ad soyadın yazılmasıdır.Ya da bir başka ifadeyle ad soyad yazılması imza olaraka yeterlidir. Bu nedenle kefilin ad ve soyadı varsa ve bu kendi elinden sadır olmuşsa bu da imza yerine geçer. Ancak kefilin elinden sadır olmamışsa o zaman kefaletin olmadığına hükmedilmelidir.

Şikayet yoluna gidilemeyeceği görüşüne de aynı nedenle katılamıyorum. Zira bence dava imza inkarıdır.
Ne derseniz?

Senette iki imza oldugu yazılmış,bu ımzalardan bırının kefılın olmadıgını icra muduru takdır edemez.Bence mudurlugun işlemı yasal..Menfı tespıt tek çare gıbı...

Av.Kaan'ın görüşlerine katılıyorum.

İmza konusuna, yasalarımıza baktığımızda, yasalarımızda imzanın ne şekilde atılacağı hususunda kesin bir hüküm yoktur.
Ancak, Soyadı Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve Noterlik Kanunu'nda bu konuya çeşitli yönlerden değinilmiştir. Bunlardan Soyadı Kanunu ve Borçlar Kanunu'nda imzanın ne şekilde atılması gerektiği hususuna kısmen de olsa açıklık getiren hükümler mevcuttur.
Şöyle ki; Soyadı Kanununun 2. maddesinde "Söyleyişte, yazışta, İMZA'da özad önde, soyadı sonda kullanılır" ifadesi yer almaktadır. Buradan, imzada özad ve soyadın yer alması gerektiği anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanununun 14. maddesinde ise "İmza, üzerine borç alan kimsenin el yazısı olması lazımdır" ifadesine yer verilmektedir. Buradan da imzanın el yazısı olması gerektiği anlaşılmaktadır.
İmzanın gerek tanımından gerekse yasalarımızda yer alan hükümlerinden de anlaşılacağı üzere;
-İmza elle yazılarak atılmalıdır. İmzada yazılması gereken ise Önad ile Soyadıdır. Bu, Önadın baş harfi, soyadın tamamı yazılmak suretiyle de olabilir.

Dolayısıyla bu konuda icra mahkemesine yapılacak şikayetin hukuki niteliği, kanımca imzaya itirazdır. 5 günlük yasal süre geçirilmişse, bu durumda yapılabilecek tek şey menfi tespit davası açmak gibi görünüyor.

Alıntı: Yazan nephilis Soyadı Kanununun 2. maddesinde "Söyleyişte, yazışta, İMZA'da özad önde, soyadı sonda kullanılır" ifadesi yer almaktadır. Buradan, imzada özad ve soyadın yer alması gerektiği anlaşılmaktadır.

Kanunu bulamamıştım, sadece bir yerlerden aklımda kalmıştı, ara ara "hangi kanundu" diye de aklıma geliyordu. Merakımı giderdiniz.

Bence bu çok önemli bir konu. Genelde insanlar bi karalama yapıp buna da imza diyorlar ama asıl imza ad ve soyadın el yazısı ile yazılmasıdır. Özellikle biz hukukçuların buna dikkat etmesi ve örnek olmamız gerekiyor en azından bizler yanlış imza atmayalım dimi?

kefilin ismini kendinin yazdığı kanısına nasıl varılmıştır merak ettim. soruda bu konuda bir açıklık yok. Bonolarda kefil de asıl borçlu gibi borçtan sorumludur. TTK. 688. maddesi kefiller için de uygulanacaktır. dolayısyla ortada kefil için bir bono bulunmamaktadır. bu nedenle şikayet konusunda aynı fikirdeyim

kefilin imzası yok ismi yazılmış karşı taraf bunu imza olarak ileri sürebilir fakat isminin kefil tarafından yazılıp yazılmadıgının tespiti gerekli. hala ısrar ediyorum şikayet söz konusu degil.

TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 613 - Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır.
Aval "aval içindir" tabiri ile veya buna muadil diğer her hangi bir ibare ile ifade ve avalı veren kimse tarafından imza edilir.
Muhatap veya keşdecinin imzaları müstesna olmak üzere poliçenin yüzüne konan her imza, aval şerhi sayılır.
Kimin için verildiği aval şerhinde açıklanmak lazımdır; açıklanmadığı takdirde aval, keşideci için verilmiş sayılır.
III - HÜKÜMLER:
Madde 614 - Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur.
Aval veren kimsenin temin ettiği borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi aval verenin taahhüdü muteberdir.
Aval veren kimse, poliçe bedelini ödediği takdirde poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kimseye ve ona karşı poliçe gereğince mesul olan kimselere karşı poliçeden doğan hakları iktisabeder.

Aval veren ( avalist) kambiyo senetlerinde kefil demektir.
Aval vermenin şartı tartışmasız İMZADIR.
Şikayet yoluna gidin süreye bağlı değildir. Kanunun emredici hükmüne aykırılık vardır.

Alıntı: Yazan Mehmet Taşcı ...... Aval veren ( avalist) kambiyo senetlerinde kefil demektir. Aval vermenin şartı tartışmasız İMZADIR. Şikayet yoluna gidin süreye bağlı değildir. Kanunun emredici hükmüne aykırılık vardır.

Mehmet beyin görüşünü çok makul buldum.İmza ile ilgili ayrıntılarda boğulmaya gerek yok.Senedin keşidecisi imza atmışken aval verenin isminin ve soyisminin yanı boş bırakılmış.Hem de senedin tümü aynı el yazısıyla yazılmış.Dolayısıyla bu yazının keşidecinin el yazısı farzedilmelidir.Böylece imza eksiktir...

Kanun gayet açık.Mehmet Bey'in görüşüne katılıyorum.Kanunda emredici hüküm olarak yer almış bir hususun yokluğu durumunda şikayet süreye tabi değildir.

İcra Mahkemesi hakimi şikayet dilekçemizi görünce;Boşuna dilekçeyi işleme koymayalım, talebimizi reddedeceğini yüzüme söylemişti...Senette iki imzanın olduğunu dolayısıyla İcra Müdürlüğünün işleminin doğru olduğunu söylemişti...Neyse ki dosya tarafların anlaşmasıyla sonuçlandı...

Sayın Salim bence en iyisi menfi tesbit davası açmaktır. Çünkü takip kesinleşmiştir. Ancak borçlu olmadığınızın tespiti davası ile imzanız olmadığını ispat edebilirsiniz.Bu durumda yargılama aşamasında yapılacak işlemler ile durum ortaya çıkacaktır. İyi çalışmalar.