Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ayıplı mal - aracın güncel değerinin iadesi mi yoksa ayıpsız misliyle değiştirilmesi mi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-08-2021, 15:44   #1
dlndmr

 
Varsayılan ayıplı mal - aracın güncel değerinin iadesi mi yoksa ayıpsız misliyle değiştirilmesi mi

Meslektaşlarım merhaba. Müvekkil traktör satın alıyor, traktörü kepçeli olarak sipariş veriyor. Ancak traktörün fabrika çıkışlı kepçeli olmadığı, kepçenin sonradan kaynak yapılarak eklendiği ortaya çıkıyor. Kepçe sonradan kaynak yapılarak eklendiği için garanti kapsamında tamiri yapılmıyor. Sizce bu durum ayıp olarak değerlendirilir mi? Ayrıca ayıplı araçlarda bedel iadesi talep edildiği takdirde, özellikle pandemi sürecinde araç bedellerinin ekstra arttığı nazara alındığında, o zaman müvekkilin araç bedelini talep etmesinde bir menfaati olmuyor. Müvekkil zaten aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesini istiyor. Ancak ben talebin reddedilme ihtimaline karşılık araç bedelinin karar kesinleşme tarihi itibariyle güncel değerinin iade edilmesi yönünde talepte bulunmak istiyorum.(terditli) Yalnız bu talepler Mahkemede nasıl değerlendiriliyor, süreç hakkında bilginiz varsa paylaşabilir misiniz? Öneriniz var mıdır?
Old 25-08-2021, 15:08   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Bunun ayıp olduğunda şüphe yok..
Bu tür davalarda hakimler neticei talep ile sıkı sıkıya bağlı değiller bu nedenle davanız terditli olmasa bile tümden reddedilmez diye düşünüyorum.

...araç bedelinin karar kesinleşme tarihi itibariyle güncel değerinin iade edilmesi yönünde talepte bulunmak...
Bu talep ilginç geldi bana...
Bu tür bir ilamın infazı nasıl yapılacak..
İlamın infazı sırasında değeri kim neye göre belirleyecek..
Bunun için de ayrıca bir ilam gerekecek..
Mahkeme kararlarının uyuşmazlığı hiçbir tereddüte yer vermeyecek biçimde sonlandırması gerekir ki tekrar uyuşmazlık çıkmasın..

Araç muhtemelen halen sizdedir...araç bedelinin karar kesinleşme tarihi itibariyle güncel değerinin iade edilmesi yönünde talepte bulunsanız bile mahkeme iade ve faizi hakkında.....aracın davalıya iade tarihinden itibaren işletilecek faiziyle tahsiline karar verecektir..

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2015/23487 K. 2016/17354 T. 27.9.2016
Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup yasa gereği bu talepte bulunmaya hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu için davacının talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, davaya konu aracın davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin ürünün davalılara iade tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken,
Old 26-08-2021, 13:51   #3
Lord Mozart

 
Varsayılan

Meslektaşım merhaba

Ayıpsız misli ile değişim talebiyle açılan davalarda hükümde ayıpsız misli ile değişim kararı çıktığında işin icra aşaması biraz meşakkatli oluyor. Bu konu hakkında bizzat davam olmadı ancak bir makalede edindiğim bilgileri size aktarayım.

Uyuşmazlık ile ilgili misli ile değişim kararı alındığında, karar bir işin yapılmasına yönelik ilamlı icraya konulmaktadır. Ülke şartlarında yargılamaların ortalama süreleri dikkate alındığında, örneğin 2019 model araç için davanın ilamı 2020 yılında icraya konulduğunda(en iyimser yönüyle), ilamda belirtilen 2019 model araç ile misli ile değişim talep edildiğinde genellikle firmalar tarafından aracın mislinin bulunmadığına yönelik cevaplar vermektedir. Bu durumda uyuşmazlık bedele dönüşmektedir. Bu halde icra müdürlüğü tarafından kıymet takdiri yapılmaktadır. Ve yapılan kıymet takdirinin genellikle örneğin 2019 model araç 100.000 TL satın alınmış ise 2020 modelde araçta 120.000 TL olduğu varsayımında icra müdürlüğü tarafından 110.000 TL gibi bir bedel belirlenmektedir. Yani belirlenen bedel yeni bir araç almaya yetmemekle birlikte fatura bedelinden az bir rakam yüksek olmaktadır. Tabiki icra müdürlüğü tarafından yapılan kıymet takdirine davalı tarafından itiraz vs aşamasıda gözardı edilmemelidir. Neticeten belirlenen bedele bir de davalı şirketler tarafından tehiri icra kararı alınması gözönüne alınırsa takdir edersiniz ki süreç bir hayli gecikmeye uğramaktadır.

Şahsi kanaatim bu tür davalarda misli ile değişim olayına girmek yargılamaların süreleri dikkate alınacak çok lehe olmamaktadır.Bunun yerine direkt olarak bedel talebinde bulunmak işi biraz daha pratik hale getirir diye düşünüyorum. Ancak müvekkil tarafından ısrarla bu talebe öncelik veriliyorsa, diğer durumları son çare olarak başvurmak istiyorsa, en azından süreç hakkında bilgilendirmek sizlere bir nebze daha kolaylık sağlayabilir.
Old 06-09-2021, 13:13   #4
dlndmr

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Suat
Bunun ayıp olduğunda şüphe yok..
Bu tür davalarda hakimler neticei talep ile sıkı sıkıya bağlı değiller bu nedenle davanız terditli olmasa bile tümden reddedilmez diye düşünüyorum.

...araç bedelinin karar kesinleşme tarihi itibariyle güncel değerinin iade edilmesi yönünde talepte bulunmak...
Bu talep ilginç geldi bana...
Bu tür bir ilamın infazı nasıl yapılacak..
İlamın infazı sırasında değeri kim neye göre belirleyecek..
Bunun için de ayrıca bir ilam gerekecek..
Mahkeme kararlarının uyuşmazlığı hiçbir tereddüte yer vermeyecek biçimde sonlandırması gerekir ki tekrar uyuşmazlık çıkmasın..

Araç muhtemelen halen sizdedir...araç bedelinin karar kesinleşme tarihi itibariyle güncel değerinin iade edilmesi yönünde talepte bulunsanız bile mahkeme iade ve faizi hakkında.....aracın davalıya iade tarihinden itibaren işletilecek faiziyle tahsiline karar verecektir..

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2015/23487 K. 2016/17354 T. 27.9.2016
Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup yasa gereği bu talepte bulunmaya hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu için davacının talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, davaya konu aracın davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin ürünün davalılara iade tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken,

Meslektaşım öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Davayı açtık ancak bedel iadesi değil de ayıp oranında bedelden indirim talep ettik. Yalnız ben arabuluculuk başvurusu yaparken bedelden indirim talebinde bulunmamıştır. Ayıpsız misli ile değişim mümkün olmaması halinde bedel iadesi şeklindeydi talebimiz. Şimdi dava dilekçesi ile arabuluculuk tutanağı talep kısımları aynı olmadığı için herhangi bir sıkıntı yaşar mıyız sizce?
Old 06-09-2021, 13:16   #5
dlndmr

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Lord Mozart
Meslektaşım merhaba

Ayıpsız misli ile değişim talebiyle açılan davalarda hükümde ayıpsız misli ile değişim kararı çıktığında işin icra aşaması biraz meşakkatli oluyor. Bu konu hakkında bizzat davam olmadı ancak bir makalede edindiğim bilgileri size aktarayım.

Uyuşmazlık ile ilgili misli ile değişim kararı alındığında, karar bir işin yapılmasına yönelik ilamlı icraya konulmaktadır. Ülke şartlarında yargılamaların ortalama süreleri dikkate alındığında, örneğin 2019 model araç için davanın ilamı 2020 yılında icraya konulduğunda(en iyimser yönüyle), ilamda belirtilen 2019 model araç ile misli ile değişim talep edildiğinde genellikle firmalar tarafından aracın mislinin bulunmadığına yönelik cevaplar vermektedir. Bu durumda uyuşmazlık bedele dönüşmektedir. Bu halde icra müdürlüğü tarafından kıymet takdiri yapılmaktadır. Ve yapılan kıymet takdirinin genellikle örneğin 2019 model araç 100.000 TL satın alınmış ise 2020 modelde araçta 120.000 TL olduğu varsayımında icra müdürlüğü tarafından 110.000 TL gibi bir bedel belirlenmektedir. Yani belirlenen bedel yeni bir araç almaya yetmemekle birlikte fatura bedelinden az bir rakam yüksek olmaktadır. Tabiki icra müdürlüğü tarafından yapılan kıymet takdirine davalı tarafından itiraz vs aşamasıda gözardı edilmemelidir. Neticeten belirlenen bedele bir de davalı şirketler tarafından tehiri icra kararı alınması gözönüne alınırsa takdir edersiniz ki süreç bir hayli gecikmeye uğramaktadır.

Şahsi kanaatim bu tür davalarda misli ile değişim olayına girmek yargılamaların süreleri dikkate alınacak çok lehe olmamaktadır.Bunun yerine direkt olarak bedel talebinde bulunmak işi biraz daha pratik hale getirir diye düşünüyorum. Ancak müvekkil tarafından ısrarla bu talebe öncelik veriliyorsa, diğer durumları son çare olarak başvurmak istiyorsa, en azından süreç hakkında bilgilendirmek sizlere bir nebze daha kolaylık sağlayabilir.

Meslektaşım yorumunuz için teşekkür ediyorum. Bedel iadesi talep ettiğimiz zaman da iade edilen bedel ile yeniden traktör alınması mümkün olmuyor. Esasen benzer sıkıntılar bedel iadesi talebi için de geçerli. Bu halde her türlü mağdur olan müvekkil oluyor.. İşin içinden çıkamadım açıkçası. Misli ile değişim mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelden indirim talebinde bulunduk. Yalnız burada firma traktörün zaten kepcesiz sipariş verildiğini öne sürerse ispat yükü kimde olur acaba?
Old 07-09-2021, 08:59   #6
Av. Suat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dlndmr
Meslektaşım öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Davayı açtık ancak bedel iadesi değil de ayıp oranında bedelden indirim talep ettik. Yalnız ben arabuluculuk başvurusu yaparken bedelden indirim talebinde bulunmamıştır. Ayıpsız misli ile değişim mümkün olmaması halinde bedel iadesi şeklindeydi talebimiz. Şimdi dava dilekçesi ile arabuluculuk tutanağı talep kısımları aynı olmadığı için herhangi bir sıkıntı yaşar mıyız sizce?


2018 den sonraki başvurular hakkında taleplerin açık ve net olması aranmaktaymış..Uygulama hala bu yönde ise davada sıkıntı yaşarsınız...

YARGITAY
22. Hukuk Dairesi
2019/4419
2019/11594
Karar Tarihi: 23.05.2019
DAVA TÜRÜ: ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ: İş Mahkemesi
Özet : Anlaşmazlık tutanağında her bir tazminat ve alacak kaleminin açıkça gösterilmemesinin arabulucunun hatasından kaynaklandığı kabul edilmelidir. Bu eksikliğin de dava şartının sağlanmadığı şeklinde yorumlanması, hak arama özgürlüğünü aşırı şekilde zorlaştıran bir hâl olarak değerlendirilebilir.
Arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin “ başvuru formu “ uygulamasının başladığı 02.08.2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek belirtilmeden “işçilik alacakları” veya “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise taraflar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiği kabul edilmelidir.




T.C.
SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/4314
K. 2020/69
T. 22.1.2020
7036/m.3/1
6325/m.15/3,17/2
ÖZET : Dava; kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla çalışma gibi işçilik alacaklarına ilişkindir.
İlk Derece mahkemesi tarafından; davacı vekili tarafından arabulucu son tutanağında yer verilmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla mesai alacağına ilişkin alacak kalemlerinin talep edilmiş olduğu görülmekle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk uygulamalarında başlangıçta hem talepte bulunanlar ve hem de arabulucular tarafından yapılan bu tür hatalar tarafların mağduriyetlerine sebebiyet verdiği gibi arabuluculuk uygulamasının amaçlandığı gibi uygulanmasına engel olduğundan, arabuluculuk kanununa dayanılarak çıkartılan ve 02.06.2018 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin ve aksaklıkları gidermek amacı ile uygulamaya sokulan arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin “başvuru formu“ uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek belirtilmeden “ işçilik alacakları” “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise, başvuru formu getirtilip, talepler açık açık belirtilmiş ise talep formunda belirtilen alacakların görüşmelere konu edildiği, açıkça belirtilmemiş ise taraflar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiği kabul edilmelidir.

Başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda ise başvuran ve özellikle başvuru arabuluculuk ile görevli mahkemenin memuruna yapılmış ise görevli memur başvuru formundaki bu tür eksiklikleri giderecek uyarılarda bulunmalı, 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda başvuru formu içeriğine itibar edilerek sonuca gidilmelidir.
Bu tür anlaşmazlıklara ve tereddütlere meydan verilmemesi için arabuluculuk tutanağında tarafların anlaştıkları yada anlaşamadıkları alacak kalemleri tek tek belirtilmelidir.

Somut olayda 02/06/2018 tarihinden sonra düzenlenen tutanakda işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan ibaresi yeterli değildir. Arabuluculuk evrakı incelendiğinde 30/10/2018 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu yani 02/06/2018 tarihinden sonra başvuru yapıldığı sabittir.Dosya içinde mevcut arabulucu başvuru formunda da; "işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan" ibaresi mevcuttur. Bu nedenle yerel mahkemenin arabuluculuk tutanağını uygun bulmayarak dava şartı yokluğu nedeniyle davayı reddetmesinde hukuka aykırılık yoktur.
Old 07-09-2021, 09:03   #7
Av. Suat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dlndmr
Meslektaşım yorumunuz için teşekkür ediyorum. Bedel iadesi talep ettiğimiz zaman da iade edilen bedel ile yeniden traktör alınması mümkün olmuyor. Esasen benzer sıkıntılar bedel iadesi talebi için de geçerli. Bu halde her türlü mağdur olan müvekkil oluyor.. İşin içinden çıkamadım açıkçası. Misli ile değişim mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelden indirim talebinde bulunduk. Yalnız burada firma traktörün zaten kepcesiz sipariş verildiğini öne sürerse ispat yükü kimde olur acaba?

Yukarıdaki sıkıntıyı aşıp davanın esasına girebilirseniz...
Herkes iddiasını ispat etmek zorundadır.
Satış sözleşmesinde bu konuda bir açıklık yok ve bunu siz ileri sürmekte iseniz bunu ayrıca sizin ispat etmeniz gerekecek ....
Aradaki temel ilişki davalı yanca inkar edilemeyeceğine göre tanık beyanları ile sonuca gidebileceğinizi düşünüyorum..


Bedel iadesi talebinde iade edilecek olan bedel ile yeniden sıfır bir araç alınamayacağı muhakkak.
Bunu da munzam zarar- aşkın zarar talebi üzerinden giderebileceğinizi düşünüyorum.

44 Y. 11. HD., E. 2014/731 ,K. 2014/19357, T. 09.12.2014.(www. yargitay.gov.tr, E.T. 13.04.2020). Y.19.HD.,E.
2017/5217, K. 2019/5474, T. 09.12.2019. “Davacının davalılardan tahsil ettiği anapara ve faiz toplamının, davacının
sattığı malı yeniden tedarik etmesi için ödemesi gereken bedelle kıyaslayıp arada davacı aleyhine bir fark varsa
davacının munzam zararının bu olduğunun kabulü ile sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Ancak hükme esas
alınan bilirkişi raporu bu ilkelere uygun düzenlenmemiştir. Eksik soruşturmayla hüküm kurulamaz, bu nedenle hükmün
bozulması gerekmiştir”.

Y. 5. HD., E. 2014/10900, K. 2014/26089, T. 13.11.2014. .....
......Aksi düşünülse bile munzam zarar hükmedilebilmesi için davacı alacaklının zararının faizle karşılanamadığını, bunun
üstünde zararının oluştuğunu, maddi vakıalarla ve belgelerle kanıtlanması gerekir”
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebi-otomobil Av. Duygu Aydık Meslektaşların Soruları 6 15-07-2015 10:11
Ayıplı Malin Misliyle Değiştirilmesi- Husumet Av. Musa TAÇYILDIZ Meslektaşların Soruları 2 29-11-2013 11:55
Ayıplı malın misliyle değiştirilmesi niliş Meslektaşların Soruları 7 10-04-2013 08:21
Ayıplı Aracın Misliyle Değişimi Kararı- İcrada Sonraki İmkansızlık Av.Elvan Akkaya Meslektaşların Soruları 2 17-02-2010 13:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,17039895 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.