Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

dershane mallarına haciz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-03-2009, 18:12   #1
av.aybeg

 
Varsayılan dershane mallarına haciz

arkadaşlar mevcut bır borçtan dolayı dershaneyı icraya koyduk.Borçlu tarafın avukatı aradı eğitim öğretim devam ettiği sürece sıralar vb şeylerin haciz edilemeyeceğini söyledı.Mevcut malları kaldırsam bır sıkıntı olur mu acaba mevzuatta bılmedığım bırseyler var mı acaba
Old 12-03-2009, 13:39   #2
Murat Özyılmaz

 
Varsayılan

Sayın ayberg dersane malları ile ilgili bir karar bulamadım.ancak vakıf üniversitesi ile ilgili bir karar var. belkiT.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2002/12-1101
K. 2002/1113
T. 25.12.2002
• ŞİKAYET (Bir Alacağa Dayalı Olarak Yapılan İcra Takibine Haczedilmezlik İddiasıyla Vaki Şikayet)
• HACZE KABİL MALLAR (Devlet Malı Kavramı İçine Girmeyen ve Özel Kanunlarda Hacze Engel Hüküm Bulunmayan Malların Haczedilebilir Olması)
• VAKIF MALLARININ HACZEDİLMESİ (Devlet Malı Kavramı İçine Girmeyen ve Özel Kanunlarda Hacze Engel Bir Durum Bulunmayan Malların Haczedilebilir Olması)
• TÜZEL KİŞİLİK (Vakıf Mallarının Devlet Malı Sayılabilmesi İçin Kamu Tüzel Kişisi olmasının Yetmemesi)
• DEVLET MALI SAYILMASI (Vakıf Üniversitesinin Kamu Tüzel Kişisi Olmasının Yetmemesi-Bütçesinin Genel ve Katma Bütçe ipinde Yer Almasının Gerekmesi)
• HACZEDİLEMEMEZLİK ŞİKAYETİ (Uyuşmazlığın Davacı Vakıf Üniversitesinin Mallarının Devlet Malı Olup Olmadığı ve Malların Haczinin Mümkün Olup Olmadığı Noktasında Toplanması)
• VAKIF ÜNİVERSİTESİ MALLARININ DEVLET MALI SAYILABİLMESİ (Bunun İçin Kamu Tüzel Kişisi Olmanın Yetmemesi Bütçesinin Genel ve Katma Bütçe İpinde Yer Alması veya Kuruluş Yasasında Düzenlenmesi)
2547/m.56,Ek.15
2004/m.82


ÖZET : Uyuşmazlık, davacı vakıf üniversitesinin mallarının Devlet malı olup olmadığı ve malların haczinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Eğer bir mal Devlet malı deyimi içine girmiyorsa ve özel kanunda haciz işlemini engelleyen açık bir hüküm yoksa o mal haczedilebilir demektir. Vakıf üniversitesi mallarının Devlet malı sayılabilmesi için kamu tüzel kişisi olması yetmez, bütçesinin genel ve katma bütçe ipinde yer alması veya kuruluş yasasında açık bir düzenlemenin bulunması gerekir. Davacı vakıf üniversitesi genel ve katma bütçeye dahil değildir. Bu durum karşısında davacının mallarının haczi mümkündür.

DAVA : Taraflar arasındaki "şikâyet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6. İcra Tetkik Mercii Hâkimliği'nce davanın kabulüne dair verilen 4.3.2002 gün ve 2002/143 E. - 167 K. sayılı kararın incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2.5.2002 gün ve 2002/7877 - 9268 sayılı ilamı ile (... İlama dayalı, kesinleşen Ankara 24. İcra Müdürlüğü'nün 2001/13483 esas sayılı icra takibi sırasında; borçlu üniversitenin borcunun tahsili amacıyla Vakıflar Bankası İzmir Caddesi şubesindeki, Halk Bankası Emek ve Bahçelievler şubelerindeki döviz ve TL hesaplan ile Kızılcahamam P.T.R. Otel ve döner sermaye usulü ile çalışan B.Ü. Hastanesindeki alacakları üzerine icra memurluğunca İİK'nun 89/l. ihbarı gönderilmesine karar verilmiş, haczedilmezlik iddiasıyla iptali için yapılan borçlu şikâyeti mercice kabul edilerek işlem iptal edilmiştir.

2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ek madde 2'ye göre, vakıflar, kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla, mali ve idari hususlar dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu kanunda gösterilen usul ve esaslara uymak kaydıyla Yüksek Öğretim Kurumları veya bunlara bağlı birimlerden biri ya da birden fazlasını kurabilirler. Borçlu B.Ü., "Ankara'da Türkiye O.N. ve Y.T. Vakfı ile H. Vakfı tarafından 2547 sayılı Yüksek Öğretim (YÖK) Yasasının, vakıf yüksek öğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip B.Ü. kurulmuştur" yolundaki Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilatı Hakkındaki 41 Sayılı KHK'nin değiştirilerek kabulü hakkındaki 2809 Sayılı Yasa'nın ek madde 33'e göre kurulmuştur. Vakıf Yüksek Öğretim Kurumu tüzel kişiliğinin 7 kişilik bir mütevelli heyet tarafından temsil edileceği, mali kolaylık ve muafiyetlerden yararlanacağı, öğrencilerden alınacak ücretlerin mütevelli heyet tarafından belirleneceği, mali, idari ve ekonomik denetimin Yüksek Öğretim Kurulunca yapılacağı, gelirlerin vakıf mal ve gelirlerine intikal ettirilmeyeceği, vakıf tüzel kişiliğinin sona ermesi halinde dahi Yüksek Öğretim Kurumunun tüzel kişiliğinin devam edeceği yolunda hükümler olmasına rağmen gerek bu kanunda gerekse 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nda, borçlu vakıf üniversitesi gelir ve mallarının, Devlet malı olduğu ve haczedilemeyeceği yolunda herhangi bir hüküm yoktur. Üniversite yönetim kurulunun 6.1.1999 gün ve 126 sayılı "tüm gelirlerin yapılacak okul, derslik ve laboratuvar inşaatları harcamalarına tahsisi" yolundaki kararı, haczedilen gelirlerin kamu hizmetine doğrudan tahsis edilmesi suretiyle Devlet malı haline gelmesini sağlar nitelikli bir karar olmadığı gibi mal ve gelirlerin haczedilemeyeceği yolunda özel bir yasa bulunmadığını da doğrulamaktadır. Bu itibarla, şikâyetin reddi yerine kabulüyle memur işlemini iptal eden merci kararı isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, icra memurunun yasaya aykırı olarak yaptığı iddia edilen işleminin şikâyet yolu ile iptali istemine ilişkindir.

Davalı-alacaklıların yakını Metin 29.10.1995 tarihinde şikâyetçi idarenin işleteni olduğu, aracın çarpması sonucunda vefat etmiş ve Asliye Hukuk Mahkemesi'ne davacı idare aleyhine açılan dava sonucunda, şikâyetçi idarenin aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, yerel mahkemenin kararı Yargıtay'ca onanarak kesinleşmiştir.

Davalı-alacaklı bu ilama dayalı olarak Ankara 24. İcra Müdürlüğü'nün 2001/13483 sayılı takip dosyası ile borçlu idare aleyhine icra takibine geçmiş, icra dairesince, borçlunun bankalardaki hesapları, döner sermayedeki alacakları ve menkul malları üzerine haciz konulmasına karar verilmiş ve davacı idarenin işlettiği hastane ve otelin gelirlerine fiili haciz uygulanmıştır.

Davacı idare, 3961 sayılı Kuruluş Yasası'nın yollamasıyla 2547 Sayılı Yasa'nın 56 ve ek 7. maddesi uyarınca vakıf üniversitesi olan B.Ü.'nin mallarının Devlet malı niteliği taşıdığı ve bu nedenle mallarının haczedilemeyeceği gerekçesiyle İİK'nun 82/1. maddesi uyarınca işbu davayı açmıştır.

Yüksek özel daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık davacı vakıf üniversitesinin mallarının Devlet malı olup olmadığı ve mallarının haczinin olanaklı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.

Eğer bir mal "Devlet malı" (1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu madde 2, 4081 sayılı Çiftçi Mallarını Koruma Hakkındaki Kanun madde 22, 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanunu madde 20, 442 sayılı Köy Kanunu madde 8, 1580 sayılı Belediyeler Kanunu madde 19, 580 sayılı Milli Prodüktive Merkezi Kuruluş Kanunu madde 15, 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanunu madde 17 vs.) deyimi içine girmiyor ve özel kanunda haciz işlemini engelleyen (2510 sayılı İskan Kanunu madde 16/f, madde 30, 6245 sayılı Harcırah Kanunu madde 61, 3213 sayılı Maden Kanunu madde 40, 6831 sayılı Orman Kanunu madde 31, VI.; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu madde 61, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu madde 121, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu madde 67, 775 sayılı Gecekondu Kanunu madde 34/e vs.) açık bir hüküm yok ise o mal haczedilir demektir.

Bu yasal düzenlemeler ve davacı kurumun kuruluş yasası uyarınca durumu inceleyecek olursak:

Borçlu B.Ü. 2547 sayılı Yüksek Öğretim Yasası 17.8.1983 gün 2880 Sayılı Yasayla değişik ek madde 2'nin verdiği yetki çerçevesinde 3961 sayılı Kuruluş Yasası uyarınca kurulmuş olup kuruluş yasasında "bu üniversitenin Ankara'da Türkiye O.N. ve Y.T. Vakfı ile H. Vakfı tarafından YÖK Yasası'nın, Vakıf Yüksek Öğretim Kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş" olduğu belirtilmiştir.

2547 Sayılı Yasa'nın Mali Kolaylıklar başlığı altında düzenlenen 56/6. maddesinde "Üniversiteler ve Yüksek Teknoloji Enstitüleri genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetle, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar" hükmü getirilmiş olup davacı şikâyetçi bu yasal düzenlemeden yararlanması gerektiğini, nitekim bu yasanın ek madde 7'de "Vakıflarca kurulacak yüksek öğretim kurumları, bu kanunun 56. maddesinde yer alan mali kolaylıklardan, muafiyetlerden ve istisnalardan aynen istifade ederler ve bunlar emlak vergisinden muaf tutulurlar" hükmünün açık olduğunu, Devlet üniversitelerinin mallarının İİK 82/1. maddesi uyarınca Devlet malı olduğu için haczedilemediğini, vakıf üniversitesi bulunan şikâyetçi üniversitenin de Devlet üniversiteleri gibi bu istisnadan yararlanması gerektiğini ileri sürmüştür.

2547 sayılı "Yüksek Öğretim Yasası'na" göre Devlet üniversitelerinin, tüzel kişiliğe sahip, katma bütçe ile idare edilen, istisnalar dışında 1050 sayılı Umumi Muhasebe Kanunu'na tabi bir kuruluş olduğu vurgulanmıştır. 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Yasası'nın 2. maddesi, Devlet mallarını (Devletçe tarh ve tahsil olunan her türlü tekafül ve rüsum ile Devlete ait nukut ve esham ve her türlü menkul ve gayrimenkul eşya, emvali kıyem ve bunların hasılat ve icaratı ile satış bedelinden terekküm eder) şeklinde tarif etmiştir. Bu tariften Devlet mallarının Devlet tüzel kişiliği içindeki genel ve katma bütçeli dairelerin ellerinde bulunan malları kapsadığı açıktır. Bilindiği gibi genel ve katma bütçe biçiminde ortaya çıkan bu kurumların bütçelerinin TBMM'den geçeceği, genel ve katma bütçeli dairelerin isimlerinin Genel Bütçe Kanunu'nda yer alacağı belirgindir. Davacı üniversitenin bu kapsamda Bütçe Kanunu'nda yer almadığı anlaşılmaktadır.

Davacı vakıf üniversitesinin mallarının Devlet malı sayılması için kamu tüzel kişisi olması yetmez, bütçesinin genel ve katma bütçe içinde yer alması veya yukarıda açıklandığı gibi kuruluş yasasında açık bir düzenlemenin bulunması gerekir. Oysa davacı üniversitenin genel ve katma bütçeye dahil olmadığı tartışmasızdır. Ek 7. maddenin aynı yasanın 56. maddesine genel atıf yapması, onu genel ve katma bütçe li bir kuruluş haline getirmediği gibi bu atıf davacı üniversitenin mallarının kendiliğinden Devlet malı sayılmasını gerektirmez.

Uygulamada İİK'nun 82/1. maddesinde yazılı bir malın, Devlet malı sayılması için bu kuruluşun genel ve katma bütçeli daire olması, malların kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş olması, temin ettiği ekonomik ve sosyal menfaatler dolayısıyla yararlanılan ve öz sermayesi Devletçe temin edilmiş ve 1050 Sayılı Yasa'ya tabi kuruluşa ait mallar olması gerekir. Nitekim özel yasalarında kamu tüzel kişisi olan TRT, Kızılay gibi benzer kuruluşların mallan da Devlet malı kavramına girmediğinden bu kuruluşların mallarının haczedilebileceği kabul edilmektedir (Bkz. YHGK 4.10.1974 gün E: 1971/1-261 K: 1050, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 17.10.1977 gün E: 7845 K: 8664).

Diğer taraftan öz sermayesi Devletçe temin edilmemiş, genel ve katma bütçeli olmayan ve 1050 Sayılı Yasa'ya tabi bulunmayan kuruluşların mallarının Devlet malı kapsamına girmediği ve haczedilmezlik istisnasından yararlanamayacağı, yargı kararı ile benimsenmiş bulunmaktadır (Bkz. Danıştay Genel Kurulu'nun 26.12.1946 gün ve 46/213-199 sayılı kararı)

Ayrıca Devlet mallarının haczolunmazlığı kuralı kamu hizmeti görevini yerine getirmenin gereğidir. Devletin varlığını sürdürebilmesi, kamu hizmetlerini yürütebilmesi için yapılan bu düzenleme kamu yararınadır. Devlet malları İİK 82/1. maddesi uyarınca haczolunamaz ise de Devlet borçlarının ödenmesi için yasal düzenleme yapılmıştır. 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu'nun mahkeme ilamlarının yerine getirilmesini düzenleyen 59. maddesinde, "mahkeme ilamına müstenit olan düyun (borç) tertibinde karşılığı bulunmadığı takdirde ihtiyat faslından naklolunacak tahsisattan (ödenekten) ve bu tertipte de tahsisat mevcut değilse masarifı gayri melhuze (beklenmeyen giderler) faslından tediye olunur" denilmiştir. Böylece yasa koyucu Devletin ilama dayalı borcunu ödemesini sağlayıcı hükümler koyarken, kamu tüzel kişisi olan davacı-borçlu vakıf üniversitesinin borcunu ifa ederken, bu ifayı onun istencine (iradesine bıraktığı) düşünülemez.

Öte yandan, davacı üniversitenin kuruluş yasasında, 1580 Sayılı Yasa'nın 19/7. maddesinde açıklanan şekilde mal ve gelirlerini kamuya tahsis edeceğine dair bir düzenleme olmadığı halde, davacı kurumun kamuya tahsis kararı almasının bağlayıcılığı bulunmadığından belediyelerin aldıkları kamuya tahsis kararlarının borçlu üniversite için emsal olamayacağı da açıktır.

Yukarıda açıklanan gerekçelere göre, davacı kurumun mallarının Devlet malı kapsamına girmediği, kuruluş kanununda haciz işlemini engelleyen açık bir hüküm bulunmadığından mallarının haciz edilebileceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle Mercii Hâkimliği'nce özel dairenin bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu nedenle karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.12.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Karşı Oy

Davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, vakıf tarafından Ankara'da kurulan B.Ü.'ye ait malların haczedilip haczedilemeyeceği noktasındadır.

B.Ü.'nün 13.1.1994 tarih ve 3961 Sayılı Yasa ile kurulduğu ve kamu tüzel kişiliği sıfatını taşıdığı taraflar arasında tartışmasızdır. Öte yandan B.Ü.'nün 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kurumu Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu sözü edilen 3961 Sayılı Kanun'un ek madde 33'ün açık hükümlerindedir. Hal böyle olunca B.Ü.'nün Devlet üniversitesi düzeyine getirildiği görülmektedir. Zira yasaların yorumunda kullanılan sözcükler yasanın amacını açıkça ortaya koymuşsa başka bir yorum yoluna gidilemez. Aksi taktirde yargı yeni bir hüküm getirmiş olur ki böyle bir yorum yöntemi erkler ayrılığına aykırı düşer. Somut olayda B.Ü.'nün Devlet üniversiteleri statüsünü kazandığı anılan ek maddede kullanılan sözcüklerden açıkça anlaşıldığı gibi maddenin amaçsal yoruma göre yorumlanmasında dahi aynı sonuca ulaşılır. Zira, üniversitelerin sayısını arttırmak ve üniversite öğrenimi gören yurttaşların genel nüfusun en az % 20-30'una yükseltmek bir Devlet politikasıdır. Çağdaş toplumlarda üniversite öğrenimi görenlerin oranı ülkemize göre kat be kat fazladır. Örneğin Japonya'da yüksek öğrenim görenlerin genel nüfusa oranı % 61-70'tir. O nedenledir ki, yasa koyucu, vakıf üniversitelerine kamu tüzel kişisi niteliğini kazandırmış, bu üniversitelerdeki eğitim ve öğretimin aksamaması, milli eğitimimize uygun öğrenim yapması, özellikle Devlet üniversiteleriyle rekabet edebîlmesini sağlamak amacıyla böyle bir yasal düzenlemeyi öngörmüştür. Devlet üniversitelerinin malları "Devlet malı" sayıldığına ve haczedilemeyeceğine göre aynı niteliği taşıyan B.Ü.'nün mallarının da haczedilememesi gerekir. Kaldı ki anılan üniversite, hacze konu paranın dershane yapımına tahsis edildiğine ilişkin olarak karar vermiş ve bu karar "YÖK" tarafından onanmıştır.

Yüksek 12. Hukuk Dairesi'nin B.Ü.'nün kuruluş yasasında hacze ilişkin herhangi bir hükmün yer almaması nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verdiği görülmektedir. Bu görüş benimsendiği taktirde Devlet üniversitelerine ait malların da haczedilmesi gerekecektir. Zira 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kurumu Kanunu'nda da hangi malların haczedilebileceği, hangilerinin haczedilemeyeceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Yüksek dairenin oluşturmuş bulunduğu içtihadına göre, örneğin gerek Devlete ait üniversitelerin gerekse B.Ü.'nün ders verilen dershane binalarının dahi haczedilebileceği sonucuna varılabilir. Yukarıda değinildiği gibi yasanın böyle bir sonucu amaçladığı düşünülemez.

Belirtmeliyiz ki, 2547 Sayılı Yasa'nın 56. maddesinde Devlet üniversitelerine harçtan bağışıklık gibi bazı imtiyazlar tanınmıştır. Bu imtiyazların hepsinden B.Ü.'nün de yararlanabileceği söz götürmez. Nitekim dosyaya verilen Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin kararında gerek Devlet gerekse özel üniversitelerin harçtan bağışık olduklarına karar verildiği görülmektedir.

Vakıf üniversitelerinin Devlet üniversitesi niteliğinde sayıldığı, 2547 Sayılı Yasa'nın ek 15. maddesinin açık hükümlerindendir. Anılan maddede vakfın tüzel kişiliği sona erse bile vakıf üniversitesinin tüzel kişiliğinin devam edeceği ve Yüksek Öğrenim Kurumu'na devredileceği hükmü yer almaktadır. Devlet üniversitesi ile vakıf üniversitesi öyle özdeşleşmiştir ki yüksek öğrenime verilen önemden ötürü sonunda anılan üniversiteler YÖK'e devredilmektedir. Nitekim Anayasa Mahkememiz 4.11.1981 tarih ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun ek 18. maddesinin iptal edilmesi istemiyle ilgili olarak vermiş bulunduğu 15.7.2002 tarih ve 2001/380 E. 2002/69 sayılı kararında, açılan davanın reddine karar vermiş ise de iptal gerekçesinde vakıf üniversitelerinin Devlet üniversiteleriyle aynı hukuksal statüye sahip oldukları vurgulanmıştır. Anayasanın 153. maddesine göre yüksek mahkemenin anayasal yorumu bağlayıcıdır.

Davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş bulunduğu birden ziyade 12. Hukuk Dairesi ve yerel mahkeme kararlarına göre B.Ü.'ye ait malların haczedilemeyeceğine karar verildiği ve bu görüşün birkaç yıl sürdürüldüğü, yüksek dairenin eski görüşünden döndüğü görülmektedir.

Yargıtay'ımızın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerini değiştirebileceği yasal ve anayasal yetkileri dahilindedir. Tersini kabul etmek hukukun dondurulmasına yol açmış olur ve giderek hukukun gelişimine engel teşkil eder. Ne var ki "Hukuk ve Ceza Genel Kurulları'nın görevlerini düzenleyen Yargıtay Kanunu'nun 15. maddesinin (b) bendinde aynen "Yargıtay dairelerinden biri; yerleşmiş içtihatından dönmek isterse, benzer olaylarda birbirine uymayan kararlar vermiş bulunmuşsa, bunların içtihatlarının birleştirilmesi yoluyla kesin olarak karara bağlamak" hükmü yer almaktadır. Anılan maddenin bu açık hükmü karşısında yüksek dairenin içtihadı birleştirme talebinde bulunmaksızın eski içtihadını değiştirmesinin sözü edilen 15. maddenin (b) bendine aykırı olduğu kanaatindeyiz. Zira vakıf üniversitelerinin mallarının haczedilip edilemeyeceği konusu bu tür üniversitelerin hukuk sistemini temelden sarsacak olan bir hukuksal konudur. Yüksek dairenin ve icra tetkik mercilerinin birden ziyade verilmiş kararları bulunduğuna göre vakıf üniversitelerinin mallarının haczedilemeyeceğine dair Yargıtay görüşü yerleşmiş bir görüş niteliğindedir. Kaldı ki, Yargıtay Kanunu'nun anılan maddesi hükmü uyarınca Yargıtay dairelerinden birinin benzer olaylarında birbirlerine uymayan kararlar vermiş olması halinde dahi ilgili dairenin içtihadı birleştirme isteminde bulunması gerekir. Bundan başka Yargıtay Kanunu'nun 45. maddesine göre Yargıtay kararlan arasında içtihat aykırılığı belirgin hale gelmişse içtihadı birleştirme yoluna gidilmelidir.

Önemle belirtmeliyiz ki, Yargıtay Yasamızın böyle bir hüküm getirmesinin amacı, hukuksal gerçeği yakalamak ve halkın yargıya olan güvenini sarsmamaya yöneliktir.

Kaldı ki, öğretide de Yargıtay'ın içtihadı birleştirme yoluna gitmeden eski görüşünden dönemeyeceği görüşü savunulmaktadır. Nedeni de eski görüşün mü yoksa yeni görüşün mü daha doğru olacağının içtihadı birleştirme kararıyla saptanabileceğidir ki biz de bu görüşe katılmaktayız.

Baştan beri açıklanan nedenlerle Yüksek Daire'nin eski görüşü doğrultusunda verilen mahkeme kararı daha isabetli olduğundan Yüce Kurul'un bozma görüşüne katılamıyoruz. Yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz
yardımcı olabilir.
Old 01-06-2009, 18:13   #3
masimo

 
Varsayılan

Sayın aysberg;

benimde bu konuya ilişkin bir takibim var. Bu konuya ilişkin her hangi bir yargıtay kararı bulabildirinizmi. ve davanızın sonucu hakkında bilgi verirseniz seviniirm
Old 02-06-2009, 10:14   #4
av.cemile

 
Varsayılan

Mesele kamu malı sayılması meselesi değildir bence. Buradaki itiraz konusu İİK. 82.md. gereği dersane işletmeciliğinin sıra-masa olmadan gerçekleştirilemeyeceğinden dolayıdır. Ancak eğitim öğretim bitip tatil olduktan sonar artık dersane tatile gireceğinden haczedebilirsiniz. Bir meslek ve sanatın icrasına yönelik eşya alet ve edevatın haczedilemeyeceği ilkesinden hareket ederek itiraz edilmiştir ki bence haklıdır.
Old 02-06-2009, 11:30   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın masimo,

Dersaneler genelde Limited Şirket olarak faaliyet göstermektedirler. Sizin borçlunuz olan dersanenin ne şekilde faaliyet gösterdiğini yazmamışsınız. Sayın cemile nin de dediği gibi bence de ortada kamu malı sayılıp sayılmama ile ilgili bir durum yok. Fakat ben dersane sıralarının da (Limited Şirket statüsünde olduğunu varsayarak) haczedilebileceğini düşünüyorum.

Saygılarımla...
Old 27-01-2014, 12:09   #6
US71

 
Varsayılan Limited Şirket olan borçlu Dershanede Haciz

Sayın, Av.Nevra Öksüz
Borçlu dershanenin Limited Şirket olarak faaliyet göstermesi, yapılacak haciz işlemini sizce hangi nedenle İİK.82/2 kapsamından çıkartır, dershane yasada ifade edilen anlamda sermayeden ziyade emek yoğunlukla işletilen bir işyeri değil midir? Aksi yönde mevzuat ya da kararınız varsa paylaşabilir misiniz?
Benim de borçlusu Limited Şirket Dershane olan dosyam var ve hacze gittiğimde İİK.82/2 itirazı ile karşılaşma olasılığım var.
Old 28-01-2014, 09:45   #7
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan US71
Sayın, Av.Nevra Öksüz
Borçlu dershanenin Limited Şirket olarak faaliyet göstermesi, yapılacak haciz işlemini sizce hangi nedenle İİK.82/2 kapsamından çıkartır, dershane yasada ifade edilen anlamda sermayeden ziyade emek yoğunlukla işletilen bir işyeri değil midir? Aksi yönde mevzuat ya da kararınız varsa paylaşabilir misiniz?
Benim de borçlusu Limited Şirket Dershane olan dosyam var ve hacze gittiğimde İİK.82/2 itirazı ile karşılaşma olasılığım var.


82/2 maddesinde :

"Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya"haczedilemez denmektedir.

Şİrket olarak faaliyet gösteren borçlu için ilgili madde geçerli değildir.Bu nedenle 82/2 itirazı mahkemece kabul görmez.
Old 28-01-2014, 10:53   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın US71,
Alıntı:
Yazan US71
...Borçlu dershanenin Limited Şirket olarak faaliyet göstermesi, yapılacak haciz işlemini sizce hangi nedenle İİK.82/2 kapsamından çıkartır, dershane yasada ifade edilen anlamda sermayeden ziyade emek yoğunlukla işletilen bir işyeri değil midir? Aksi yönde mevzuat ya da kararınız varsa paylaşabilir misiniz? ...
"Aksi olmayan yönde" hukukî dayanağınızı belirtmemişsiniz ama... :

Forum konusu soruya cevap verdiğimizde: İİK m.82/1-b.2: “Borçlunun zatı ve mesleki için lüzumlu elbise ve eşyasiyle borçlu ve ailesine lüzumu olan yatak takımları ve ibadete mahsus kitap ve eşyası”
Yürürlükteki İİK m.82/1-b.2: “Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya”

Tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinden limited şirketler, sermaye şirketidir (TTK m.124-125); iktisadî amaç için kurulurlar (TTK m.573/3); hizmet edimi, kişisel emek limited şirkete sermaye olamaz (TTK m.581). Bu sebeplerle limited şirket olan dersaneyi İİK m.82/1-b.2 kapsamında değerlendiremezsiniz. (diye düşünüyorum )

TTK'yı ve Limited Şirketleri inceleyebilirsiniz...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
acil - dershane öğretmeninin maaşına haciz parézer Meslektaşların Soruları 3 27-06-2008 12:27
kaçakçılıkta , miras mallarına el konulması av.buğra Meslektaşların Soruları 0 15-01-2008 18:34
eşimin mallarına tedbir koydurmak istiyorum. nurzade68 Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 14-01-2008 13:37
ücretsiz dershane kaydı NAZ80 Meslektaşların Soruları 1 27-09-2007 12:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05031490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.