09-05-2004, 11:04 | #1 |
|
Hayata kayıtsız Şartsız inanmak
"Anneliğin bir kadına kattığı en önemli şey hayata kayıtsız şartsız inanmak ve her türlü acıya,güçlüğe dayanabilmek güdüsü...
Ve hatta gücüdür" Pınar Kür-Hürriyet 9 Mayıs 2004 Anneler günü kutlu olsun...... |
09-05-2004, 16:39 | #2 |
|
bir kadında en çok imrendiğim şey, annelik gücüdür sanıyorum. ben de çocuklarıma baktım, bazen doyurdum bazen altını değiştirdim. hatta gece uyandıklarında annesini değil beni ararlardı. ama annenin çocukları severken gözlerindeki ışımayı, hastalandıklarında kalbinin sıkışmasını, biz babaların aklına dahi gelmeyen en küçük ihtiyaçlarını hissetmesi, mesela yakasını düzeltmesi, ayakkabısını bağlaması vs. (tam hissedemediğim için duyguları dahi basmakalıp ifadelerle anlattığımı farketmişsinizdir) ne yazık ki bizlar bilemiyoruz. sanki 9 ay hayatını zindan eden o değilmi ve üstelik bir hayat verebilmek için çektiğisancılar başkası içinmiş gibi yavrusuna sevgiyle bağlanması bize yabancı olmasa da tadamayacağımız duygular.
bütün anneler sizleri çok seviyorum |
09-05-2004, 22:00 | #3 |
|
ANNENİZE BÖYLE TEŞEKKÜR ETTİNİZ
1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür etiniz 2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz 3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz 4 yaşınızdayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz 5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz 6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü Sokaklarda "GITMIYCEEEEEEEM"diye ağlayarak teşekkür ettiniz 7 yaşınızdayken size bir top hediye etti Komşunun camini kırarak teşekkür ettiniz 9 yaşınızdayken size piyano öğretmeni buldu Notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz 10 yaşınızdayken doğum günü partilerinden dans derslerine kadar her yere sizi arabayla oturdu Arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz 11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya oturdu "Sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz 12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz 15 yaşınızdayken sizi yurtdışında yaz kampına gönderdi Tek satir mektup yazmayarak teşekkür ettiniz 17 yaşınızdayken erkek arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz. 19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampusa oturdu ve eşyalarınızı taşıdı Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz 21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi "Ben senin gibi olmiycam" diyerek teşekkür ettiniz 22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz 24 yaşınızdayken uzun suredir çıktığınız çocukla tanışmak istedi "Zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz 25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz 30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi "Artık bu ilkel yöntemleri bırak"diyerek teşekkür ettiniz 40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın dogumgununu hatırlattı "Anne işim başımdan aşkın"diyerek teşekkür ettiniz 50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek ve ona huzur evi arayarak teşekkür ettiniz Derken bir gün............ O ÖLDÜ O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü.... EĞER HALA SİZİNLEYSE, ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA COK SEVİN ..... VE ONU HİÇ İNCİTMEYİN |
09-05-2004, 23:07 | #4 |
|
7 yaşında:annem benim her şeyim
11 yaşında: annem bana çok şey öğretiyor 15 yaşında: annem çok şey biliyor 18 yaşında: annem bana çok karışıyor, tamam bazı şeyler biliyo ama 21 yaşında: annem artık bana karışmasa 25 yaşında: artık annemin bildikleri tarihe karıştı 35 yaşında: annemin de bir fikrini alsam 45 yaşında: anneme bir danışmalıyım 50 yaşında: keşke annem hayatta olsaydı |
10-05-2004, 21:05 | #5 |
|
En İyi Anne,Mutlu Annedir
En İyi Anne,Mutlu Annedir
Çocukların anneleri hakkındaki düşünceleri hayatla olan ilişkisine ve yaşa göre değişiklik gösteriyor. Peki ya annelerin çocuklara ilişkin görüşleri,duyguları? Onları işgal mı ediyoruz sevgimizle? Saçımızı süpürge edip,sonra onlardan mecburi bir bağlılık ve hatta bağımlılık mı bekliyoruz? Büyümelerine,bağımsız olmalarına izin veriyormuyuz? Onların bir yaştan sonra terketmeleri gereken sevgilileri mi anneler? Doğrusu bilmiyorum,oğlumu düşündüğümde akşam ona sarılıp bütün yorgunluğumun uçuvermesi düşü her gün küçük mavi bir bulut gibi peşimi bırakmıyor) Annelik çok güzel bir duygu,ama annelik tarafımızın sağlıksız biçimde her hücremizi işgal etmesine izin vermeden ,kendimiz kalarak,ama daha derin yaşayarak ,çocukla birlikte büyüyerek yaşanması ise mükemmel bir sonuç.. En iyi anne,mutlu annedir ))) |
11-05-2004, 13:15 | #6 |
|
Anneler Günü
Türkiyede ne zaman yayınlandı bilmiyorum. Hürriyetin bugünkü Avrupa baskısında Bekir Coşkun un “Ayak...” başlıklı bir yazısı var.
Bu yazıyı okuduktan sonra gözüm yandaki habere ilişti. Başlık şu: “kaçma... Esra kaçma...” Alttaki resimde, önde başı açık şekilde koşan genç bir kadın, arkasında aynı şekilde koşan başörtülü yaşlıca bir kadın. Resimaltı yazısı: TEYZESİ PEŞİNİ BIRAKMADI Teyze Hatice Kaçmaz ile Siyde Esra Durmuşcan ın kovalamacası adliye koridorlarında başlayıp caddeye kadar taştı. Haberde başka bir resim var. Yaşlı kadın genç kadını arkadan belinden kucaklamış bırakmıyor. Kendi kendime çok sormuşumdur, gazete muhabirlerine ve fotoğrafçılarına haber olacak bir olayı kim haber verir, Allahtan içlerine bir ilhammı doğar diye. Her neyse benim merakımı çeken başka bir konu. Kaçan ve kovalıyanın başları haberdeki resimde görünüyor. Görünmiyen Bekir Coşkun un “Bizim derdimiz türbanla değil. Ayakkabılarla” dediği ayakkabılar veya ayaklar. Önde sahibini özgürlüğe koşturan, arkada bu özgürlüğü boğmaya çalışan, geleneklerin ve göreneklerin hizmetindeki ayaklar. Bir de Resimlerde görünmüyen Anne var. Habere göre bu Anne ve kız kardeşi(Teyze), ailenin kendisini evlendirmek istediği yaşlı bir adamla evlenmek istemiyen ve bu yüzden evi terk eden Esrayı, şikayet için geldikleri adliyede görmüşler ve yakalayıp polise teslim etmişler. Polis te teslim aldığı 21 yaşındaki kızı(haberde yazılı değil) herhalde karakola götürüp bir hücreye kapattı. Kız sonradan, reşit olduğu gerekçesi ile, savcılık tarafından serbest bırakılmış. Kafamı kurcalıyan ve cavap bulamadığım bir iki soruyu sizlerede aktarmak istiyorum: ● Polis reşit bir kimseyi hangi hukuki gerekçeye dayanarak alıkoyuyor? ● Aile hangi gerekçelere, hangi hislere ve hangi örf ve adete dayanarak evden ayrılan bir kızı yakalamak için sürek avı düzenliyor? ● Sürek avının hedefi olan genç kız da annesinin “anneler gününü” kutlasınmı, yahutta kutlamışmıdır, annesine teşekkür etmek içinden gelirmi? ● basının kişileri bu şekilde deşifre etmeleri doğrumudur? Saygılarımla |
25-07-2004, 23:14 | #7 |
|
Sayın Ayfer Gökçen kızım 18 yaşında ve yazdıklarınızın yaşına gelene kadar kısmının hepsini yaptı. Belki baba olduğum için kızımın doğru yapmış olabileceğini düşünüyorum. Eşim de öğretmen. biz mi yanlış düşünüyoruz acaba. ben dik cepli pantolon istediğimde, babam beni nerdeyse dövecekti. ispanyol paça pantolonları, babamızdn gizli giydik.
ama annemi yok mu o cennet varlığı, dünyanın en tatlı yaratıkları, herşeye bizler için katlanan muhteşem yaratıklar. kızmasına rağmen, baban görmesin diye tembihlerle bizlere özgürlüğü yaşattılar |
28-07-2004, 19:00 | #8 |
|
Zor zanaat
Sayın Ragıp Bey,
Çocuk yetiştirmenin ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu hepimiz biliyoruz.Bende sizin gibi kendi yetiştirilme tarzımızı ve çocuklarımızın yetiştirilmesini sık sık kıyaslarım.Düşünüyorumda eğer bizi yetiştiren büyüklerimiz annelerimiz,babalarımız ve öğretmenlerimiz bizler üzerinde o kadar baskı ve otorite kurmasalardı belki bizlerde bugün bu kadar rahat,dejenere,bencil ve büyüklerini bile çok rahat kullanabilen önce ben diyen çocuklar yetiştirmezdik.Özellikle bizim nesil yani şu an 20-30 yaş arası çocukları olan aileler çok büyük hatalar yaptık gibi geliyor bana.Kendimizin yaşayamadığı ve yapamadığı herşeyi her ne pahasına olursa olsun onlara yaşatmak istedik.Çünkü çocukken bizlere uygulanan baskıyı onlara yaşatmak istemedik.Fakat büyüklerimiz nasıl ki baskı ve otorite konusunda biraz ölçüyü kaçırdılarsa bizlerde tam aksi yönde ölçüyü kaçırdık.Öyle kaçırdık ki artık önünü alamıyoruz.Çok aile çocuk erkil aile oldu artık. Bütün bu düşüncelerimi kendi çocuklarımdan yola çıkarak yazmıyorum tabiki.Her zaman gurur duyduğum 22 ve 15 yaşlarında iki oğlum var.27 yıllık öğretmem olmam nedeniyle çok çeşitli aile ve öğrenci tanıyorum ve hepsi ayrı bir dünya. Her zaman evimde ve sınıfımda demokrasiyi yaşatan bir anne ve öğretmen olarak çocukları ve gençleri çok seviyorum ve önemsiyorum.Onların çok iyi yetiştirilmesi gerektiğine inanıyorum.Aslında karşımızda çok zeki ve pırıl pırıl bir gençlik var. Ama onları işlemek öncelikle anne babalara ve sonrada öğretmenlere düşmektedir.Bu konuda toplumuda soyutlamak mümkün değil tabiki.Toplum o kadar kötü örneklerle dolu ki...Etkilenmemeleri mümkün değil.Ama herşeye rağmen en büyük görev ailelerin bence."Çocuk Ailenin Aynasıdır."sözüne her zaman inanmışımdır.Tabiki çocuklarımızda bizler gibi hatalar yapacak.Her hatasından alacağı ders onu olgunlaştıracak.18 yaşımızda nasıl ki biz annemiz ve babamız gibi düşünemiyorsak onlarda şu an bizim gibi düşünemiyeceklerdir.Çocuklarımızla arkadaş olmaktan başka seçeneğimiz yok gibi geliyor bana.Hep demez miyiz şimdiki aklımızla genç olabilsek diye:-)) Ama olmuyor maalesef.Demek ki çocuklarımızın da herşeyi yaşayarak öğrenmeleri gerekiyor. Çocuklarımız söz konusu olunca anlatacak, yazacak ne kadar çok şeyimiz oluyor.Öyle çok seviliyorlar ki onlara hiç kıyamıyoruz.Sanıyorum tüm problemde hep bu kıyamama duygusundan kaynaklanıyor.Onları hayata hazırlama açısından arasıra kıymak gerekiyor ama yapamıyoruz. Kısacası Sayın Ragıp çocuk yetiştirmek zor zanaat:-)) Allah tüm anne babalara kolaylık versin. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kayıtsız Şartsız Ve Bedelsiz Hibe | janisjoplin | Miras Hukuku Çalışma Grubu | 13 | 27-11-2013 01:14 |
Hayata yeniden gelseniz.. | yağmurdamlası | Site Lokali | 122 | 12-12-2012 17:34 |
vergi hukuku özel hayata müdahale ederse?? | MeLoDyY | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 29-03-2006 22:46 |
İnanmak İşten Değil!! | Desarac | Hukuk Sohbetleri | 0 | 09-06-2004 10:19 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |