Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tapu kaydındaki malikler ölü olduğunda açılan davada husumet sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-08-2007, 10:54   #1
av.gzm

 
Varsayılan tapu kaydındaki malikler ölü olduğunda açılan davada husumet sorunu

Geçit hakkı istemi ile bir dava açma hazırlığı içindeyim.Davalı taşınmazın tapuda kayıtlı maliki olarak görülen A,B,C adlı kişiler uzun yıllar önce ölmüş. Bu nedenle öncelikle husumeti A,B ve C'nin mirasçılarına yöneltip bir ara kararla veraset ilamının alınması ve daha sonra dahil-i dava biçiminde bir yol izlemem gerektiği düşüncesindeyim.Dava dilekçemde ölü davalıların mirasçılarına husumeti nasıl yöneltmeliyim?
1-)ölü a mirasçıları
2-)ölü b mirasçıları
3-)ölü c mirasçıları şeklinde mi?
yoksa daha başka bir biçimde mi?
Yardımlarınıza ve değerli fikirlerinize ihtiyacım var.
Saygılarımla..
Old 17-08-2007, 11:43   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

ölü davalıların nüfus kaydını isteyin.Buna göre mirasçıları isterseniz dava dilekçesinde kendiniz belirtin
davalı 1)ölü Ahmet KORKMAZ mirasçıları;
a-x
b-y gibi.
Mahkeme veraset ilamını sunmak üzere süre ve yetki verecektir.
Ondan sonra davalı olarak göstermediğiniz bir mirasçı varsa onları dahili davalı edersiniz.
Yada hiç ölü olduğundan bahsetmez.Tebligatı adrese çıkarır, ölü bilgisi geldikten sonra yetki ve süre ister veraset ilamına göre dahili davalıları belirlersiniz.
Saygılar...
Old 17-08-2007, 11:53   #3
av.gzm

 
Varsayılan

Sayın av-Ufuk;
yanıtınız oldukça faydalı oldu..önerdiğiniz 1. yöntemi izleme kararı aldım fakat takıldığım bir nokta daha var;
davalıların nüfus kaydını almak için nüfus müdürlüğüne başvurduğumda ; davacılar vekili sıfatı ile tarafıma mahkemece verilmiş bir yetki belgesi olmadan ve davalıların vekaleti de bulunmadan davalıların nüfus kayıtlarını alabilir miyim?
Saygılar..
Old 17-08-2007, 12:04   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Davalı aleyhine dava açacak olmanız sizi o kayıtla ilişkilendirmektedir.
Sorun çıkacağını zannetmiyorum.Bir dilekçe ile nüfus müd.ne müracaat edin.Müvekkil a adına, b aleyhine açacağım
şu davadan dolayı nüfus kayıt bilgilerinin tarafıma verilmesi...gibi.
Deneyin bir bakalım
Old 17-08-2007, 12:08   #5
av.gzm

 
Varsayılan

Sayın Av-ufuk;
önerinizi deniycem..sonuçtan haberdar ederim muhakkak
Saygılarımla..
Old 17-08-2007, 12:28   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

En azından bilgi ve belge inceleme yetkiniz var
Old 17-08-2007, 12:42   #7
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın av.gzm

Davanın kime karşı açıldığı dava dilekçesinde açıkça yazılmalıdır. Örneğin Pekcanıtez/Atalay/Özekes in Medeni Usul Hukuku kitabında konuyla ilgili olarak "Davacı veya davalı tarafta birden fazla kişi varsa bu kişilerin hepsinin ad ve soyadlarının ayrı ayrı dilekçde yazılması gerekir. Böyle yapılmayıp da "A ve arkadaşları" ya da "M'nin ortakları ya da mirasçıları" gibi tarafın gösterilmesi mümkün değildir." denmektedir.

Bu nedenle av-ufuk'un belirttiği üzere

ölü A'nın mirasçıları

a) X
b) Y

şeklinde açıkça taraf ismi yazmanız gerekiyor.

İlk yöntemi denerken dilekçenize Avukatlık Kanunu'nun 2/3 maddesindeki "Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür." hükmünü de eklemekte fayda var. Her ne kadar belge örneği vermeseler de incelemenize sunmaları gerekir diye düşünüyorum.
Old 17-08-2007, 12:45   #8
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Syn.av.gzm; yaptığım harici araştırmada, nüfus kayıtlarının aleni değil gizli olduğunu öğrenmiş bulunuyorum.Ve bu kaydı mahkeme kanalıyla alabileceğinizi
görüyorum.Üzgünüm.
İnşallah bürodan çıkmadınız;
Saygılar...
Old 17-08-2007, 13:08   #9
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Bu da ayrı bir sorun. Aleni kayıtları herkes inceleyebileceğine göre Avukatlık Kanunu'nun 2. maddesi hükmünün anlamı ne oluyor.

Ömer Kavili yanıtlasın...
Old 17-08-2007, 13:47   #10
av.gzm

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım;
konu ile ilgili bir son dakika gelişmesi vermek istiyorum..
dilekçemi hazırlayıp nüfus müdürlüğüne gittim;aksi bir tutumla karşılaşmadan dilekçemin gereğini yerine getirmek üzere ilgili memur bilgisayar kayıtlarının tetkikine başladı.fakat bu kişiler 1953 tarihinden önce öldüklerinden; 1953 tarihinden önceki ölülerin de nüfus kayıtları mevcut olmadığından; ilgili kayıtlara ulaşamadık..
ikinci yöntemi denemem gerekecek..bu da bir hayli vakit kaybı demek..
Ne yapalım
Paylaşımlarınız için teşekkür ederim..
Saygılarımla..
Old 17-08-2007, 13:51   #11
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Bir avukat olarak ilgili nüfus müdürlüğü'ne teşekkürlerimi
sunuyorum.

Meslek hayatınızda başarılar...
Old 17-08-2007, 13:59   #12
av.gzm

 
Varsayılan

Açıkçası karşılaştığım bu tutum beni de şaşırttı
ne diyelim ; meslek yaşantımızda hep bu şekilde hakettiğimiz yaklaşımla karşılaşsak keşke..çok mu büyük bi şey istedim ne
Başarılar ve İyi Çalışmalar diliyorum.
Saygılarımla..
Old 17-08-2007, 14:03   #13
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Tabi bu arada ölüye karşı dava açılamayacağı aksi halde davanın reddedileceği çünkü taraf ehliyeti olmadığını dile getirmek gerek.

Yargıtay kararlarını araştırıp esnek bir uygulama olup olmadığına baktıktan sonra davayı ikinci yöntemle açmakta fayda var.
Old 17-08-2007, 14:08   #14
av.gzm

 
Varsayılan

Sayın Özoğul;
aslına bakılırsa ikileme düştüğüm bir noktaya değindiniz..
Zira ; ölü kişilere dava açılamayacağından davamın husumet yönünden reddedilme olasılığı çok yüksek..Fakat mirasçıların kim olduğunu haricen öğrenmem de mümkün değil..
bu nedenle husumeti ;

1-ölü A mirasçıları
2-ölü b mirasçıları
3-ölü c mirasçıları şeklinde yöneltmem gerekmez mi?
Old 17-08-2007, 14:15   #15
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

örneğin,ortaklığın giderilmesi davasında kim olduğu belli dahi olmayan ölü bir kimsenin kaydı var bunu dava dilekçenizde davalı olarak göstermek zorundasınız ve davanız bu davalı açısından husumet nedeni ile redde uğramaz.

Tapu kaydı kişileri ölü sayılmaz mı acaba
Bir araştırma yapmak gerek...
Saygılar...
Old 17-08-2007, 14:20   #16
av.gzm

 
Varsayılan

Tapuda kayıtlı malikleri bu ölü kişiler olarak görülüyor.
Konu ile ilgili Yargıtay kararı arıyorum ama bulamıyorum
Old 17-08-2007, 14:20   #17
Engin Özoğul

 
Varsayılan

İşte bu sefer de dava dilekçesi yasal koşulları taşımadığından reddedilebilir. Yukarıda da doktrinde dava dilekçesinin bu şekilde olamayacağına ilişkin görüşü sundum. Dilekçedi unsurların eksikliği ilk itiraz olarak dile getirildiğinde hakim dilekçenin iptaline karar verebilir. Ancak burada ilk itirazı yapabilecek kişiler de belli değil. Tebligatı çıkarmak da mümkün değil. Ayrıca yine bu kitapta tarafların ad ve soyadlarının bulunmaması halinde hakimin bu durumu resen dikkate alabileceği ve dilekçenin işleme konmayacağı belirtilmiştir.
Old 17-08-2007, 14:26   #19
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Mirasçılara

İstihbarat çalışmasına ihtiyacınız var.
Old 17-08-2007, 14:41   #20
av.gzm

 
Varsayılan

o zaman ; A,B ve C kişilerinin herbirinin birer mirasçısına husumeti yöneltip;
daha sonra yetki ile veraset belgesi aldıktan sonra ;dahil-i dava yöntemini izlemem gerekicek sanırım
Old 17-08-2007, 15:24   #21
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

sayın av.gzm.önce veraset ilamı için dava açın, bu davayı açmakta hukuki yararınız var.
Saygılar...
Old 17-08-2007, 15:49   #22
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 1991/4234
Karar: 1991/4949
Karar Tarihi: 21.10.1991

ÖZET: Mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu yerde hasmın ayrıca dava edilmesine yer olmayıp, mahkemece bu kişilere de tebligat çıkartılmak suretiyle davada taraf teşkili yapıldıktan sonra işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda kanıtlar toplanarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.

(6183 S. K. m. 25)

Taraflar arasındaki davanın Karahallı Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek reddine dair verilen 20.3.1991 tarih ve 42-37 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

6183 sayılı Yasanın 25. maddesinde bu Kanuna dayalı iptal davalarında kimlerin hasım gösterileceği açıklanmış olup, buna göre borçludan satın alan 3. kişiler sonradan dava konusu araçları başka kişilere devretmiş olduklarından anılan madde hükmü gereğince bu kişilerle mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu yerde hasmın ayrıca dava edilmesine yer olmayıp, mahkemece bu kişilere de tebligat çıkartılmak suretiyle davada taraf teşkili yapıldıktan sonra işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda kanıtlar toplanarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

Sonuç: Yukarda yazılı nedenlerle davacı idare vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21.10.1991 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Old 17-08-2007, 15:54   #23
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu

Esas: 1978/4
Karar: 1978/5
Karar Tarihi: 04.05.1978

ÖZET: Davalı, davanın açılmasından önce ölmüşse, davanın reddi gerekir. Davalının davanın açılmasından önce ölmesi halinde davanın reddi gerektiğine, mirasçıların bu davada yer alamacağına, dava dilekçesinde kanuni noksan bulunduğundan söz edilerek mirasçıların davaya katılmasıyla davanın yürütülemiyeceğine ve ıslah yolu ile de bunun gerçekleştirilmesine olanak bulunmadığına oyçokluğu ile karar verildi.

(1086 S. K. m. 41, 187, 193) (743 S. K. m. 27)

Dava: Davalının dava tarihinden önce öldüğünün belirlenmesi halinde davanın reddi gerektiğine ilişkin hukuk genel kurulunun 28.1.1977 günlü 5/3544 - 83 sayılı kararıyla davalının dava tarihinden önce ölmesinin davanın reddi için bir neden olmayacağı dava dilekçesinin davalının halefi bulunan mirasçılara tebliği bu şekilde taraf teşkili suretiyle davaya devam edilmesi gerektiğini öngören Üçüncü Hukuk Dairesinin 30.3.1978 günül 1582 - 2160 sayılı kararı arasındaki içtihat aykırılığının giderilmesi 1730 sayılı kanunun 20. maddesi uyarınca istenilmiş olduğundan kararlar arasında içtihat aykırılığı bulunduğuna üçte ikiyi aşan oyçokluğu ile karar verildikten sonra işin esasına geçilerek gereği görüşüldü :

Karar: HUMK.nun 38. maddesi uyarınca davaya ehliyet medeni kanun ile tayin olunur. Medeni kanunda öngörülen medine haklar kullanma ehliyeti yaş ve temyiz kudretini içermektedir. Hakiki kişilerin varlığı bu kurallar dışında tutulamaz. Medeni kanunun 27. maddesinin 1. fıkrası hükmünce şahsiyet çocuğun sağ olarak doğduğu andan başlar ve ölüm ile nihayet bulur. Bu nedenle ölümle kişiliği son bulan bir kimsenin medeni hakları kullanmasından ve taraf ehliyetinden söz edilemez. Bu yönün mahkemece re'sen gözönünde tutulması zorunludur. Usulün 83-90. maddelerindeki ıslah ise ancak açılan bir davada taraflar ve müddeabih dışındaki bazı usulü işlemlerde uygulanabilmektedir. Ölmüş bir kimse hakkında açılmış bulunan bir davada halefiyet yolu ile de olsa mirasçıların davalı olarak kabul edilmesi davanın bu yoldan düzeltilmesi benimsenmemiştir. Bu kuralın geçerliği usulün 87. maddesindeki "ıslah bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren usle müteallik bilcümle muamelelerin yapılmamış addolunmasını müstelzimdir." müddei ıslah suretiyle müddeahihi tezyit edemez" hükmünden de anlaşılmaktadır.

Ölen bir kimse hakkındaki dava dilekçesinde davalının kimliğinin dilekçede gösterilmemiş davalı sütunun boş bırakılmış olduğu kabul edilemez.

Dava dilekçesinde bulunması gerekli hususlar usulün 179. maddesiyle 7201 sayılı tebligat kanununda gösterilmiştir. Açılar davaya karşı ilk itirazlar düzenliyen usulün 187 nci maddesinin 7. bendinde "dava arzuhalinin veya davetiye varakasının veyahut cevap layihasının tanziminde kanuni noksanlar bulunduğu veya tebliğin usulüen muvafık olmadığı iddiası" yer almaktadır. 193. maddesinin 1. fıkrası uyarınca da mahkemece iptaline karar verilen dava dilekçesinin yerine yeniden bir dilekçe düzenleyip vermeye davacı mecburdur. Gerek medeni kanun gerekse usul kanunu hükümleri dava açıldığı zaman hayatta bulunan taraflarla ilgili düzenlemeler öngörülmektedir. Ölmüş veya merhum kimseler hakkında açılan davalar için hükümler getirilmemiştir. Dava açıldıktan sonra taraflardan birisinin ölümü halinde yapılacak işlemler usulün 41. medeni kanunun 581. maddelerinde belirtilmiştir. Ölen bir kimse hakkında açılan davaya bakılmasına davacı tarafın isteği üzerine mirasçıların duruşmaya davalı sayılmasını mevzuatımız yer vermemiştir. Bu nedenlerle mirasçılar hakkında ayrı bir dava açılması zorunludur. Temel kural budur. Hak aramak durumunda bulunan davacının davasını açarken davalı olarak gösterdiği kimsenin hayatta olup olmadığını özenle araştırması ödevidir.

Kamu düzeniyle ilgili hususlarda yorum yolu ile işlem yapmak görev ve yetkiyi daraltmak veya genişletmek olanağı bulunmaktadır.

Yukarıda yer verilen açıklamalar karşısında davalının davadan önce öldüğünün saptanması halinde halefi olan mirasçıların davalı olarak mahkemeye çağırılmaları veya davanın bu yolda ıslah edilmesi görüşü benimsenmemiştir.

Sonuç: Davalının davanın açılmasından önce ölmesi halinde davanın redid gerektiğin mirasçıların bu davada yer alamacağına dava dilekçesinde kanuni noksan bulunduğundan söz edilerek mirasçıların davaya katılmasıyla davanın yürütülemiyeceğine ve islah yolu ile de bunun gerçekleştirilmesine olanak bulunmadığına hukuk genel kurulunun bu konudaki 28.1.1977 günlü 5/3544 - 83 sayılı kararının doğru olduğuna 4.5.1978 gününde üçte ikiyi aşan oyçokluğu ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Old 17-08-2007, 15:57   #24
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

1953 yılından önce ölenlerin nüfus kayıtlarına ulaşılamamasının uygulamada bir sonucu olduğunu düşünüyorum.Benim elime böyle bir sorun gelmedi ama başından böyle bir vaka geçmiş arkadaşın yardımcı olabileceğini düşünüyorum.
1953 yılından önce ölenlerin mirasçıları ve ya mirasçısı şudur gibi bir şey olmalı.
Saygılar...
Old 17-08-2007, 16:32   #25
alpercelep

 
Varsayılan

Arkadaşlar hiç tartışmadığınız bir konu var ve benimde aklıma takıldı.Nüfusta kaydı olmayan kişilerin veraset ilamını nasıl alıcaksınız.Adam ölmüş nüfusta kaydı yok.zaten nüfus müdürlüğü gerekli belgeleri vermek için araştırma yapmış bu adamın nüfus kayıtları şu aşamada bulunamıyorsa yarın mahkeme yetki belgesi verdiğinde nasıl veraset ilamı çıkacak?
Old 17-08-2007, 19:20   #26
av.gzm

 
Varsayılan

Nüfus idaresi 1953 yılında bir yangın geçirdiği için o tarihten önceki kayıtlara ulaşmak mümkün değil.ben davamı ; ölü A,B,C'nin şifahi olarak bildiğim birer mirasçısına ;
1)Ölü A mirasçısı x;
2)Ölü B mirasçısı y;
3)Ölü C mirasçısı z olarak yöneltmeyi düşünüyorum.böylece ölü kişiye dava açılmadığından davam husumet yönünden reddedilmiycek.Fakat daha sonra dahil-i davalı aşamasında nüfus idaresinden ilgili kayıtları istediğimizde kayıtlara ulaşamama problemi gündeme gelicek.işte dava bu noktada kilitleniyor.
Nüfus kayıtlarına ulaşmamız mümkün olmadığına göre ;bu davada davalı tarafın teşkili nasıl sağlanacak?
Old 03-09-2007, 08:58   #27
pallanco

 
Varsayılan 3561 s.k. çare olabilir mi acaba ?

3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Atanmasına Dair Kanun'un amacı, gaip kişilerin malvarlıkları üzerindeki Hazine menfaatinin daha iyi korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük malmemurlarının kayyım tayin edilebilmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Sulh mahkemesi, Türk kayyım tayin etmeden önce, mahallin en büyük malmemurluğundan, idaresi kimseye ait olmayan mallar üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını ayrıca araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması halinde, mahallin en büyk malmemurunu kayyım tayin eder. Uygulamada kimliği ya da yaşayıp yaşamadıkları tespit edilemeyen kişilerin gayrimenkullerine ilişkin davalarda kayyım atanması yoluna gidilmektedir. Hatta ortaklığın giderilmesi davalarında birçok kez ben bu yola gitmek zorunda kaldım. Olayınızda da bence eğer tebligatın açıklamasında ölü oldukları yazma ihtimali yoksa, davayı ölü kişilere karşı açın. Nüfus kayıtları olmadığına göre ölü olup olmadıkları da nüfustan tespit edilemez. Yani bence 3561 s.k.'daki tüm şartlar gerçekleşmiştir. Kayyıma tebligat yapılır ve davanız çok kısa sürede sonuçlanır.

Eğer, tebligatların "ölü" gerekçesi ile bila gelme olasılığı varsa, bu kez bildiğiniz mirasçıları yazıp onlar için bu yola gidebilirsiniz diye düşünüyorum.

Kolay gelsin. İşiniz gerçekten zor. Ama, kolay davayı herkes kazanır. Önemli olan zor olanı başarmak değil midir ?
Old 06-06-2013, 18:00   #28
L'avocat12

 
Varsayılan Davanın şekli ve sonucu

Merhaba av. gzm,

Davanızı açtınız mı? nasıl açtınız? sonucu ne oldu?

Bu soruları soruyorum çünkü benimde elimde böyle bir dava var tapu iptali ve tescili davası açacağım, mirasçıları tarafımca tespit edilemeyen ölülere karşı.

Şimdiden teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Terditli Davada Vekalet Ücreti Sorunu Seher Meslektaşların Soruları 6 14-01-2013 12:48
boşanma davasının kesinleşmesinden 3 yıl sonra açılan davada Nafaka nasıl belirlenir? handas Meslektaşların Soruları 6 04-06-2009 15:39
GİSBİR e acılacak davada husumet köktaş Meslektaşların Soruları 9 01-06-2007 19:23
Kat Karşılığı Inşaat Sözleşmesinin Feshinin Tespiti Için Açılan Davada Harç Staj.Av.Selçuk Meslektaşların Soruları 1 06-02-2007 13:08
A, B, C aleyhine açılan davada avukat olan A, B ve C'nin avukatlığını yapabilir mi? ibreti Meslektaşların Soruları 7 14-09-2006 08:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09172893 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.