Senette Yazi Ve Rakam Arasinda Farklilik Bulunmasi Ve Rakamin Borçlunun Isteği Ile Değiştirilmesi

Sevgili meslektaşlarım merhaba. Önümüze gelen bir konuda yardımınıza ihtiyacımız var.Olay şu şekilde;
Müvekkilim alt bayisinin kendisine olan borcu sebebiyle 12.000 TL lik senet düzenliyor.Toplam borç 22.000 TL esasında. 10.000 TL lik kısmı kredi kartından çekmeyi düşünüp bakiye yetersiz olduğu için çekemiyorlar. Bunun üzerine iki borçludan biri senetteki 12.000 TL nin 22.000 tl yapılmasını yani 1 rakamının 2 olarak değiştirilmesini müvekkilime öneriyor ve müvekkilim de kabul ederek senetteki 1 rakamını 2 yapıyor. Bu teklifi sunan borçlu diğer borçluya senedi götürerek imzalatıyor. Daha sonra senet işleme konuluyor ve borçlular senette sahtecilik olduğu iddiasıyla (kendilerinden habersiz 1 rakamının 2 yapıldığı gerekçesiyle) suç duyurusunda bulunuyorlar ve ticaret mahkemesinde menfi tespit davası açıyorlar. Ağır ceza mahkemesinde yargılanan müvekkil senedi kendisinin tanzim ettiğini ve 1 rakamını 2 yaptığını beyan ediyor.Ticaret mahkemesi davayı müvekkilin senedi kendisi tanzim ettiğini kabul etmiş gerekçesiyle davayı kabul ediyor.
Sorularım şu şekildedir;
1)Ticaret mahkemesinin ağır ceza mahkemesinin kararını beklemesi gerekmiyor mu?
2)Ticaret mahkemesinde açılan dava menfi tespit davası olduğu için ağır ceza mahkemesindeki müvekkilin beyanına (ki bu beyanı da ikrar olarak yanlış anlaşılmıştır)itibar edilmesi doğru mudur?
3)Ticaret mahkemesinin menfi tespit davasında asıl borç durumunu inceleyip tarafların alacaklı-borçlu olup olmadıklarını tepit etmesi gerekmez mi?

Vakit ayırıp sorumu cevaplayan tüm meslektaşlarıma şimdiden sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...

Sayın Meslektaşım,
1) Benzer bir ceza davamızda, Yargıtay müvekkilin öncelikli olarak senet miktarı kadar alacağının olup olmadığının tarafların ticari defterlerinin incelenerek araştırılma yapılması gerektiğinden bahisle yerel mahkeme hükmünü bozmuştur.
2) Ayrıca hukuk mahkemeleri genellikle ceza yargılamasını bekletici mesele yapmaktadırlar.
3) Son sorunuza gelince menfi tespit davası kapsamında davaya konu hukuki ilişki kapsamında bir alacağın olup olmadığını ve bu alacağın miktarının tespit edilmesi gerekmektedir.

Sayın Tuğ. Çapar,

Öncelikle sorum hakkında zaman ayırdığınız ve cevap verme nezaketinde bulunduğunuz için çok teşekkür ederim.

Ben de sizinle aynı fikirdeyim. Temyiz dilekçemizi de bu doğrultuda hazırladık. Sizden ricam sizin için bir sakıncası yoksa Yargıtay dosya numaralarını paylaşabilir misiniz?

Şimdiden teşekkürler...

Sayın Meslektaşım,
Bir önceki cevabımda her ne kadar Yargıtay tarafından yerel mahkeme hükmünün bozulduğunu söylemişsem de dosyada gelinen aşamayı yanlış hatırlamışım. Şöyle ki, tarafımıza Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yerel mahkeme hükmünün bozulması yönünde tebliğname tebliğ edilmiştir. Bu tebliğname, aklımda Yargıtay kararı olarak kalmış. Tarafınıza yardımcı olmak maksadıyla, tebliğnamede geçen esasa ilişkin kısmı olduğu gibi aktarıyorum "Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından, bononun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla düzenlenip düzenlenmediği, her iki tarafın mevcut olan ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre TCK.nun 211. maddesinin uygulama kabiliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, ....
Nedenleriyle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün CMUK.nun 321. maddesi uyarınca
BOZULMASI talep ve dosya gereği tebliğ olunur."
İyi çalışmalar dilerim

Üstadım,
emek ve zaman harcayarak mesajıma cevap verdiğiniz için tekrar teşekkürler.
Vermiş olduğunuz bilgiler doğrultusunda temyiz itirazlarımızı sunduk. Sonuç hukuki açıdan doyurucu olur sanıyorum.