Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Şirket genel müd.Ticari vekil midir? iş sahibine karşı sorumluluk?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-02-2008, 16:16   #1
Semanur

 
Varsayılan Şirket genel müd.Ticari vekil midir? iş sahibine karşı sorumluluk?

Tekrar ben

Artık soru sormaya cekindiğimi ancak tedirginlik ve tecrübesizlikten dolayı cevaplarınızı beklediğimi bildirerek soruma geçiyorum:

Şirket genel müdürüne karşı iş sahibi, işleri gereği gibi idare etmemesinden dolayı uğradığı zararların tazmini hukusunda dava açabilir mi? Görevli mahkeme Asliye hukuk Mahkmemesi mi olur? Başvurulacak hüküm B.K41 temsilcinin sorumluluğuna ilişkin hükümler midir? Ben şirket genel müdürünün ticari vekil olduğunu düşündüm. Yardımcı olabilen olursa çok sevinirim. Teşekkürler,
Old 14-02-2008, 10:23   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Şirketin "TTK belirtilen şirketlerden hangisi olduğu" önemli olmakla birlikte bir Yargıtay kararı sunuyorum.
Ancak öncelikle kanun maddelerine müracaat etmeniz gerektiğini bilmenizi ve yöneticilerin sorumluluğu hükümlerini okumanızı rica ederim.Hukukta araştırma tecrübe kazanmanın ve şahsi sorumluluğun gereğidir.
Kimze sizi tecrübesiz olduğunuz için yargılayamaz.Tecrübe,gösterilen emek ve bazen de zamanla oluşan fiili bir durumdur.Ancak herkes sizi hukukçuya yakışır tarzda araştırma yapmamanız sebebiyle eleştirebilir.
Emek çok değerli ve tadına doyulamayacak bir çabadır.Bu tada ve hazza varabilmeniz dileği ile...
Saygılarımla
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2001/13-1026

K. 2001/765

T. 7.11.2001

• GÖREVLİ MAHKEME ( Kanuni Yükümlülüklerini Yerine Getirmeyen Yönetim Kurulu ve Şirket Müdürlerine Karşı Açılan Tazminat Davasında )

• ŞİRKET MÜDÜRÜ VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE KARŞI AÇILAN TAZMİNAT DAVASI ( Görevli Mahkeme )

• TAZMİNAT DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME ( Şirketi Zarara Uğratan Müdür ve Yönetim Kurulu Üyeleri Aleyhine Açılan )

5521/m.1

6762/m.4,5,21,319,336,342


ÖZET : Dava, kanun veya ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmeyen ve şirketin zararına neden olan şirket yönetim kurulu üyesi, şirket müdürü ve onların eylemine katılan diğer davalılardan, oluşan zararın tahsili talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, asliye ticaret mahkemesinin mi yoksa iş mahkemesinin mi görevli olduğu noktasında toplanmaktadır. Bir uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülebilmesi için tarafların işçi ve işveren olması ve uyuşmazlığın iş kanunlarından kaynaklanmış olması gerekir.
Somut olayda, davacı şirket yönetim kurulu başkanı ve murahhas üyesi ile şirket müdürünün satım akdinde gerekli özeni göstermeyerek şirketi zarara uğrattıkları iddia edilmektedir. Uyuşmazlık, yönetici ve şirket müdürünün sorumluluğu ile ilgili hukuk davasıdır. Yönetim kurulu üyesi ve şirket müdürünün sorumluluğu Ticaret Kanununda düzenlenmiştir. Bu nedenle sözkonusu dava mutlak ticari dava olup görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.
DAVA : Taraflar arasındaki "istirdat ve bakiye semen alacağı" davasından dolayı yapılan .yargılama sonunda; İstanbul Asliye 8. Ticaret Mahkemesince davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 21.10.1999 gün ve 1996/1160 E- 1999/1259 K. sayılı kararın incelenmesi davacı-karşı davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 25.5.2000 gün ve 2000/4617-5158 sayılı ilami ile; ( ...Taraflar arasındaki ilişki hizmet sözleşmesine dayanmaktadır. Bu gibi hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davaların İş Mahkemelerinde görülmesi 1475 ve 5521 sayılı Kanunların 1. maddeleri hükümleri gereğidir. İstanbul'da ayrıca İş Mahkemesi bulunduğuna göre bu husus gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken mahkemece işin esasına girişilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, kanun veya ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen ve böylece şirketin zarar görmesine neden olan şirket yönetim kurulu üyesi, şirket müdürü ve onların eylemine katılan diğer davalılardan, oluşan şirket zararının tahsili ile şirkete verilmesi, karşı dava ise bakiye semen alacağı ödenmediğinden bunun davacı, karşı davalı şirketten tahsiline ilişkindir.
Yerel mahkemece, asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm, özel dairece yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuştur. Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, görev konusunda bulunmaktadır.
Somut olayın irdelenmesinden önce davada yer alan bazı kişilerin statülerinin inclenmesi gerekir. V İnşaat Restorasyon ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu'nun 3.6.1994 gün 1994/6 sayılı kararı ile Yönetim Kurulu Başkanı V K.'un bu sıfatına ilaveten murahhas üye ve genel müdür olarak görevlendirildiği ve tek imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Diğer davalı Abdülkadir'in 6.6.1996 tarihli ifade tutanağı ve mahkemeye verdiği savunma dilekçesindeki kabulüne göre, adı geçenin bu satım akdinden önce davacı şirkete girdiği ve imzaya yetkili genel koordinatör, şirket Genel Müdür Yardımcısı bulunduğu dosyadaki bilgi ve belgeler ile sabit olmaktadır. Diğer davalı Fahrettin'in, A. Ticaret Firmasının yetkilisi bulunduğu, satım akdinde diğer davalılarla birlikte hareket etmek suretiyle, şirketi zarara uğrattığı iddiası ile, hakkında bu davanın açıldığı dava dilekçesi münderecatından anlaşılmaktadır.
T.K.'nun 319. maddesi uyarınca Ana Sözleşmede mevcut düzenlemeye göre Yönetim işlerinin hepsinin veya bir kısmının yönetim kurulu Başkan ve üyelerinden birine murahhas üye sıfatıyla bırakılması mümkündür. Aynı yasanın 342. maddesi, ortaklık işlerinin dış ilişkide icrasıyla görevli müdürlerin tayinine izin vermiştir. Bunlar T.K. 319. maddede düzenlenen murahhas müdürlerden farklıdır. Murahhas müdür tayini, Ana sözleşmede buna izin veren bir hüküm bulunmasına bağlı olduğu halde, icra organı olan müdürlerin tayin edilebilmesi için ana sözleşmede bir hükmün bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Bu tür müdürlerin ortaklardan, yönetim kurulu üyelerinden veya üçüncü kişilerden tayin edilmesi mümkündür. Müdürler ortaklığın günlük işlerini görürler. Müdür tayini, ortaklık ile müdür arasında düzenlenen bir sözleşmeye dayanır. Uygulamada çoğunlukla sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olduğu görülür.
Yönetim Kurulu üyeleri, kanun ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmedikleri takdirde bu yüzden oluşan zararlardan dolayı ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludurlar ( Bkz. T.K. 308, 336, 338, 339, 346 md. ). Sorumluluk davası olarak anılan bu davanın kendine özgü şartlan vardır. Sorumluluk davasında asıl dava hakkına sahip kişi ortaklığın kendi dir. Ortaklığın dava açabilmesi için Genel Kurul'un bu yolda karar alması gerekir ( TK. 341 ). Sorumluluk açısından müdürler de, yönetim kunılu üyelerinin sorumluluğunu düzenleyen hükümlere tabidir. ( TTK. 342 ) Aynen Yönetim Kurulu üyel gibi, görevlerini ifa sırasında kusurlu ve özensiz davranışlarıyla ortaklığa verdikleri zararlar nedeniyle ortaklığa ve alacaklılara karşı sonımludurlar. ( Bkz. Poray / Tekinalp / Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku 8. Bası sh. 342, 327 vd. )
Bu genel açıklamadan sonra davaya genel mahkeme olan bu işle görevli Asliye Ticaret Mahkemesi mi yoksa Özel mahiyette olan iş Mahkemesi mi bakacaktır sorununun çözümlenmesi gerekir.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı TTK. 5. maddesin de belirtilmiştir, bu maddeye göre "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre Asliye Hukuk veya Sulh Hukuk Mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir. Şu kadar ki; bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4'üncü maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla, hususi hükümler uyarınca Ticaret Mahkemesinde görülecek diğer işlere Ticaret Mahkemesinde bakılır." hükmünü getirmiştir. TK.'nun 4'üncü maddesi hangi davaların ticari dava olarak kabul edildiğini göstermiştir. Bu madde ye göre "TK. 21. maddenin birinci fıkrası gereğince her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın:
1- Bu kanunda,
2- Medeni Kanunun, rehin mukabilinde ikraz ile meşgul olanlar hakkındaki 876 ila 883'ncü maddelerinden,
3- Borçlar Kanununun, bir işletmesinin satılması veya diğeriyle birleştirilmesi hakkındaki 179 ve 180, rekabet memnuiyetine dair 348 ve 352, nesir mukavelesi hakkındaki 372 ila 385, itibar mektubu ve itibar emri hakkındaki 399 ile 403, komisyona dair 416 ila 429, ticari mümessiller ve diğer ticari vekiller hakkındaki 449 ila 456; havale hakkındaki 457 ila 462, vedia hakkındaki 463 ila 482 maddelerinde;
4- Alameti farika, ihtira berati ve Telif hakkına müteallik mevzuatta;
5- Bu Kanunun 135 maddesinde yazılı ticarete mahsus yerler hakkındaki hükümlerde;
6- Bankalar ve ödünç para verme işleri kanunlarında tanzim olunan hususlardan doğan, hukuk davalan ticari dava sayılır. Şu kadar ki; herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve telif hakkından doğan davalar bundan müstesnadır." Diyerek ticari davaları açık bir şekilde belirtmiştir. Yasada anılan davalara mutlak ticari dava denilmektedir. Ticaret Yasasının 4'üncü maddesinde sayılan mutlak ticari davalar yanında bazı özel yasalarda da mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup, bunlar da tarafların sıfatına ve ticari işletmeye ilişkin bulunmasa bile ticaret mahkemesinde bakılacağı kararlaştırılmıştır. Örneğin 1163 sayılı yasanın 99 maddesi, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi, 3226 sayılı yasanın 31'inci, İİK.'nun 154, 182, 296 maddelerinden doğan davalar da mutlak ticari dava sayılır.
Nisbi Ticari davalara gelince, bir davanın bu tür bir dava sayılabilmesi için a ) Her iki tarafın tacir olması, b ) Uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
Aynca bu iki unsurun bir arada bulunması zorunludur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi ve 29/6/1960 tarih 1960/113- 15 sayılı YİBK. kararında, İş Mahkemelerinin, işçi sayılan kimselerle ( kanunun değiştirilen 2'nci maddesinin C, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç ) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlıkların bu mahkemelerde çözümleneceği açıklanmıştır. Bu mahkemeler aynca 5018 sayılı Kanunun 4'ncü maddesinin ( E ) fıkrasına göre sendikaların açacaklan ve bu sıfatla aleyhine açılacak hukuk davalarına işçi sigortaları Kunımu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakar. Özel yasalardaki özel düzenlemeler nedeniyle 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmessi, Grev ve Lokavt Kanunu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasından doğan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerincde çözümlenir.
5521 sayılı Yasa hükmüne göre bir uyuşmazlığın İş mahkemesinde görülebilmesi için tarafların İş Kanununa göre işçi, işveren olması ve uyuşmazlığın İş Kanunundan veya yukarıda yazılı kanunlardan doğan hukuki uyuşmazlık olması gerekir.
Somut olaya gelince; davacı karşı davalı V İnşaat - Restorasyon ve Ticaret A.Ş., Kazakistan'da üstlenmiş olduğu bir işle ilgili olarak gerekli olan E. N. A. Ticarret Firmasından satın alınması nedeniyle, davacı şirket yönetim kurulu başkanı ve Murahhas Üyesi V. K. ve şirket müdürü Abdülkadir'in satım akdinde gerekli özeni göstermiyerek şirketi zarara uğrattıklarından dolayı bu k:işilere karşı T.K. 336. maddesi uyarınca açılmış sorumluluk davasıdır. Davalı Fahrettin ( A. Ticaret yetkilisi ) sıfatı ile satım akdinde, şirket yetkilileriyle birlikte hareket ederek şirketi zarara uğrattığı iddia edilmiştir.
Görüldüğü gibi uyuşmazlık TTK.'nun 336 vd. maddelerinde gösterilen yöneticci ve şirket müdürünün sorumluluğu ile ilgili hukuk davasıdır. Uyuşmazlık Abdülkadir ile onu çalıştıran şirket arasındaki hizmet akdinden, İş Kanunundan doğan bir uyuşmazlık değildir. Yönetim Kurulu Üyesi ve şirket müdürünün birlikte sorumluluğu TK.'da özel olarak düzenlenmiştir. O halde TK. 4/1. madde uyarınca mutlak ticari davadır. TK. 5'nci maddesi uyarınca bu davalara o yerde Ticaret Mahkemesi varsaa, bu mahkemenin bakması yasa buyruğudur. Bu durumda yerel mahkemenin davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli bulunduğuna ilişk:in direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmaktadır. Ne var ki Özel Dairece esasa ilişkin temyiz itirazlan incelenmediğinden dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen gerekçeye göre, işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. HUKUK DAİRESİNE, gönderilmesinee, 7.11.2001 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/11410

K. 2005/625

T. 1.2.2005

• KUSURSUZ SORUMLULUK ( Şirket Müdürü Hakkında Kusursuz Sorumluluk Esaslarının Uygulanamayacağı/Kusur Sorumluluğu Uygulanması Gereği - Haksız Eylemden Dolayı Üçüncü Kişilere Karşı Ayrı Tüzel Kişiliği Bulunan Şirketin Sorumlu Olacağı )

• ŞİRKET MÜDÜRÜNÜN SORUMLULUĞU ( Kusursuz Sorumluluk Esasına Dayandırılamayacağı - Haksız Eylem Niteliğindeki Çalışmaları Nedeniyle Zarar Gören Üçüncü Kişilere Karşı Ayrı Tüzel Kişiliği ve Mal Varlığı Bulunan Şirketin Sorumlu Olduğu )

• İNŞAAT KAZASI ( Sonucu Binaya Verilen Zarardan Şirket Müdürünün Sorumluluğunun Kusura Dayanması Gerektiği - Şirket Müdürünün Elatma Eylemine Katıldığı Yardımcı Olduğu veya Talimat Verdiği İspatlanamadığına Göre Sorumlu Tutulamayacağı )

818/m.41, 50


ÖZET : Dava, inşaat kazısı sırasında davacılara ait binaya verilen hasarın tazminine ilişkindir. Davalının şirket müdürü sıfatını taşıması, şirketin haksız eylem niteliğindeki çalışmaları nedeniyle zarar gören üçüncü kişilere karşı sorumlu tutulmasını da gerektirmez. Sorumluluk, ayrı bir tüzel kişiliği ve mal varlığı olan şirkete aittir.
DAVA : Davacı Celal Sekman ve diğerleri vekili Avukat Özgür Doğan tarafından, davalı Emir Topaç ve diğerleri aleyhine 21.8.2002 gününde verilen dilekçe ile bina enkazının tesbiti, 27.6.2002 tarihli karşı dava ile yıkılan bina ile ilgili zararların tazmininin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece tesbitle ilgili davanın atiye terk nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen 24.6.2004 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacı-davalılar Celal Sekman ve diğerleri vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 1.2.2005 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekilleri Avukat Oktay Doğan ve Avukat Özgür Doğan ile karşı taraftan davacılar vekili Avukat Sami Türemen geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan Celal Sekman ile Sekman Tekstil Ltd. Şti.nin temyiz itirazlarının reddi ile bu davalılar hakkındaki hüküm bölümünün onanması gerekir.
2- Davalılardan Mahmut Sekman'ın temyiz itirazlarına gelince; dava, inşaat kazısı sırasında davacılara ait binaya verilen hasarın tazminine ilişkindir. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiştir.
Davalılardan Mahmut Sekman, hasara neden olan eylemi gerçekleştiren davalı şirketin müdürüdür. Mahkemece bu davalının sorumluluğunun dayanağı açıklanmamıştır. Davalı Mahmut Sekman bakımından kusursuz sorumluluk hallerinin uygulanması söz konusu olmadığı gibi; şirket müdürü sıfatını taşıması, şirketin haksız eylem niteliğindeki çalışmaları nedeniyle zarar gören üçüncü kişilere karşı sorumlu tutulmasını da gerektirmez. Sorumluluk, ayrı bir tüzel kişiliği ve mal varlığı olan şirkete aittir. Şu haliyle, adı geçen davalının sorumluluğu kusura dayanmaktadır ( BK. 41 vd. ). Bu davalının taşınmaza el atma eylemine katıldığı, yardımcı olduğu veya talimat verdiği yönünde bir bulgu söz konusu değildir ( BK. 50 ). Mahkemece, bu davalı yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde onun da sorumlu tutulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 2 ) sayılı bentte gösterilen nedenle davalılardan Mahmut Sekman yararına BOZULMASINA, diğer davalıların temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddi ile adı geçen davalılar hakkındaki hüküm bölümünün ONANMASINA ve davalı-davacılar Emir Topaç ve diğerleri yararına takdir olunan 400,00 YTL. duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı-davalılardan Celal Sekman ve Sekman Tekstil İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.ne, ve temyiz eden davacı-davalılardan Mahmut Sekman yararına takdir olunan 400,00 YTL. duruşma avukatlık ücretinin de davalı-davacılar Emir Topaç ve diğerlerine yükletilmesine 1.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-02-2008, 11:16   #3
korayoz

 
Varsayılan

şirket genel müdürü genellikle ticari mümessildir. bunu anlamak için kişinin şirket içindeki konumuna bakmak gerekir. ticari mümessil şirket adına borçlanabilir, kambiyo taahhütünde bulunabilir, davalarda şirketi temsil edebilir ancak ticari vekilin bu gibi yetkileri yoktur. ayrıca şirketin niteliğine göre ticaret kanununda da sorumlulukla ilgili hükümler bulunmaktadır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
derdestlik itirazı ve karşı vekil ücreti avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 2 21-04-2010 16:53
kira sözleşmesinde yer alan hüküm yeni mal sahibine karşı ileri sürülebilir mi?acil!! zeynepozay Meslektaşların Soruları 3 06-02-2008 22:40
ticari taksi sahibi tacir midir? muhatap Meslektaşların Soruları 3 18-05-2007 13:58
ben çözemedim ticari vekil mi ticari mümessil mi? evora Hukuk Soruları Arşivi 6 05-01-2007 03:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05442691 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.