Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yetkisiz kişinin imzaladığı sözleşme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-09-2009, 11:06   #1
lawyersoylu

 
Varsayılan yetkisiz kişinin imzaladığı sözleşme

Sayın meslektaşlarım,
Farklı şehirlerdeki iki ayrı şirket arasında bayilik sözleşmesi imzalanıyor. Ancak üretici firma adına sözleşmeyi imzalayan kişi kendini “bölge müdürü” olarak tanıtıyor. Bu şahıs, üretici firmanın yetkilisi-ortağı değil. Ancak şirket her ay bu şahsa maaş ödemesi yapıyor.

Sözleşmenin imzasından hemen sonra mal siparişi- ödeme için çeklerin ve bir kısım malların teslimi gerçekleşiyor. Fakat, sözleşmenin diğer edimlerinde problemler çıkıyor. Örneğin üretici firma bayi firmaya kar payı vermiyor. Yaptığı masrafları ödemiyor vs. sonuçta bayi şirket üretici şirkete menfi tespit ve sözleşmeden kaynaklanan alacak davası açıyor.

Üretici şirket dava sırasında bu sözleşmenin kendisini bağlamayacağını, “bölge müdürü” olan şahsı tanımadıklarını bildirip husumet itirazında bulunuyor. Ürün sevkiyatının bir defaya mahsus yapıldığını, söylerken, sözleşmenin diğer edimlerini hangi sebeple yerine getirdiğini açıklayamıyor.

Yetkisiz kişi tarafından imzalanan sözleşmeyi ifa eden şirketin, bu sözleşmeye icazet vermiş sayılır. Bu konuyla örtüşen karar bulamadım. görüşlerinizi ve konuyu aydınlatacak karar varsa bildirmenizi rica ederim. Teşekkürler
Old 02-09-2009, 12:54   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Merhaba;

Alıntı:
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/5337
Karar: 2003/2139
Karar Tarihi: 13.03.2003

ÖZET: Acenta aracılığıyla yapılan işlemlerle ilgili olarak müşteriyle kurulan ilişkilerden doğan hukuki sorumluluk aracı kuruma aittir. Bir borç ilişkisi içinde bir edimin ifası veya bir hakkın kullanılmasını yardımcı kişiye bırakmış olan kimse, bu yardımcı kişinin işe girdiği sırada sebep olduğu zararlardan sorumludur. Aracı kurumla sözleşme imzalayan müşterilerle işlem yapan kişi aracı kurum acentası çalışanı olup, bu kişinin yapmış olduğunu işlemler nedeniyle müşterinin uğradığı zarardan aracı kurum sorumludur.

(818 S. K. m. 100)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılardan şirket vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil Abdullah Çömlekçi ile davalılardan Ulus Menkul Değerler A.Ş. vek. Av. Ünal Canbaz'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan asil ve avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı aracı kurumun Eskişehir acentasına hazine bonosu alımı için 6.500.000.000.-TL. verdiğini, ancak daha sonra hazine bonosu veya bedelinin geri verilmediğini ileri sürerek ödenen meblağın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Ulus Menkul Değerler A.Ş. vekili cevabında, taraflar arasında menkul kıymet işlemleri çerçeve sözleşmesi imzalandığını, bütün iş ve işlemlerin bu sözleşme hükümlerine tabi olduğunu, acentanın işlemlerinin müvekkili aracı kurumu bağlamadığını, davacı ile işlem yapan kişinin Konya acentası elemanı olduğunu, bu kişinin aracı kurumu Eskişehir'de temsil yetkisi bulunmadığını, acentanın ayrıca hazine bonosu alım satımı yapamayacağını, saklama hizmeti veremeyeceğini, davacıdan para alan Lütfü Uzcan'ın repo adı altında para toplamasının aracı kurumu sorumluluk altına sokmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre acentanın yaptığı usulsüz işlemler nedeniyle meydana gelen zarardan aracı kurumun sorumlu olduğu gerekçesiyle 6.500.000.000.-TL. nın 22.11.1999 tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı Ulus Menkul Değerler A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir.

Ulus Menkul Değerler A.Ş aracı kuruluş olup, Eskişehir ecentası olarak Kazım Ayar'la çalıştığı ve dava konusu işlemlerin acentada çalışan Lütfi Uzcan tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Sermaye Piyasası Kurulunun Seri V No:19 sayılı Tebliğinin 25.maddesinde, acenta aracılığıyla yapılan işlemlerle ilgili olarak müşteriyle kurulan ilişkilerden doğan hukuki sorumluluğun aracı kuruma ait olduğu öngörülmüştür. BK'nun 100.maddesine göre bir borç ilişkisi içinde bir edimin ifası veya bir hakkın kullanılmasını yardımcı kişiye bırakmış olan kimse, bu yardımcı kişinin işe girdiği sırada sebep olduğu zararlardan sorumludur. Aracı kurumla sözleşme imzalayan müşterilerle işlem yapan Lütfi Uzcan aracı kurum acentası çalışanı olup, bu kişinin yapmış olduğunu işlemler nedeniyle müşterinin uğradığı zarardan anılan hüküm uyarınca aracı kurum sorumludur. Mahkemece bu yön gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 13.03.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Taramaya devam ediyorum

Saygılarımla...
Old 02-09-2009, 13:35   #3
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Bir de bu var:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/7966
Karar: 2005/4507
Karar Tarihi: 02.05.2005

ÖZET: Banka tarafından kullandırılan krediye ilişkin ekstrelerin davacı şirkete tebliğ edilmesine rağmen, davacı şirket tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle, davacı şirketin yapılan işlemlere icazet verdiğinin kabul edilmesi gerektiğine, bu itibarla, mahkemece inkar edilen imzanın aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmamasının sonuca etkili bulunmamasına göre, sabit görülmeyen davanın reddi gerekir.

(2004 S. K. m. 62)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 01.03.2004 tarih ve 2001/1946-2004/118 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkillerinden TEPUM A.Ş. ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, diğer müvekkillerinin de bu sözleşmelerin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğunu, bundan sonra müvekkilinin çalışanlarından olan Serdar A.'nın davalıya yetkisiz şekilde talimat göndererek, TL. olarak imzalanan kredi sözleşmelerini dövize endeksli kredi haline dönüştürdüğünü, yetkisiz talimatlar düzenleyerek, 52.000.000.000.TL. kredi kullanıp 17.8.2001 tarihinde T. Yatırım Bankasına havale ettirdiğini, bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı bankadan Serdar A. tarafından yapılan işlemlere ait belgeler istenildiği halde müvekkillerine verilmediğini, ileri sürerek, öncelikle, müvekkili tarafından kullanılan TL.sı kredinin dövize endeksli hale dönüştürülerek kullanılması ile ilgili müvekkil şirket tarafından verilen talimatın olup olmadığının tesbitine, kullanılan 52.000.000.000.TL.lık krediye ilişkin talimatların tesbitine, talimatların varlığının tesbiti halinde imzanın müvekkilini temsile yetkili kişilere ait olup olmadığının tesbitine, kullanılan kredi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan şimdilik, 1.000.000.000.TL.sının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davalıların haklarında İstanbul 2.İcra Müdürlüğünün 2001/23626 esas sayılı dosya ile yapılan takip sonucunda, takibe itiraz etmeden borçlarını ödediklerini, bu durumun borcun kendi borcu olduğunu kabul ettikleri anlamına geldiğini, savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davacı şirketin talimatlar gereğince krediyi kullandığı, kredinin hesap ekstresinin usulüne uygun davacılara tebliğ edildiği, davacıların buna itiraz etmediği gerekçesiyle, sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve banka tarafından kullandırılan krediye ilişkin ekstrelerin davacı şirkete tebliğ edilmesine rağmen, davacı şirket tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle, davacı şirketin yapılan işlemlere icazet verdiğinin kabul edilmesi gerektiğine, bu itibarla, mahkemece inkar edilen imzanın aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmamasının sonuca etkili bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.10 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 02.05.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 02-09-2009, 13:44   #4
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Belki bu da yararlı olur:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 1998/6897
Karar: 1999/1770
Karar Tarihi: 04.03.1999


Dava: ...tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekilleri, davalıların müvekkili adına aldığı hisse senetlerinden bir kısmını iade etmediklerini ileri sürerek, 108.000 adet Alarko Holding, 25.000 adet Brisa, 200.000 adet Ereğli Demirçelik ve 9.000 adet Koç Holding hisse senetlerinin tüm girdileri ile aynen iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere 4.000.000.000 liranın, hisse senetlerinin dava tarihindeki rayiç değerleri, temettü, bedeli, bedelsiz değerleri toplamı tespit edilerek davalılardan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı C. A.Ş. vekili, davacının müvekkiline herhangi bir senet teslimatı olmadığını ve davacı ile diğer davalıların işbirliği içinde olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı Turgut T., davacı adına hisse senedi almadığını, kendi yatırımlarını yönlendirenin davalı Sedat Ertürkalp olduğunu, onun yönettiği hesabına başkalarının girip girmediğini bilmediğini ve iddialarla ilgisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı vekili, müvekkilinin dava dışı M. A.Ş. brokeri olarak çalışırken, davalı Turgut içine açılan portföye davacının da dahil olduğunu, daha sonra müvekkilinin davalı C. A.Ş.ne broker olarak geçtiğini, söz konusu portföyü de transfer ettiklerini, davalı Turgut T. hesabına alınan hisse senetlerinin davalı C. A.Ş.nin takas hesabında saklandığını, davalı Turgut'un hesaptaki borcu nedeniyle bir kısım senetlerin dava dışı Selim Ü.'e rehnedildiğini, müvekkilince de bazı satışlar yapılarak borcun kapatıldığını, 7.2.1994 tarihinden müvekkilinin şirkete kabul edilmediğini, 8.2.1994 tarihinde Turgut T.'ın müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucuna göre, davalı Sedat Kamil E.'in borsa üye temsilcisi olarak, davalı C. A.Ş.nden aldığı borsa emirleri çerçevesinde borsadan menkul kıymet alım-satımı yapmakla görevli olduğu, bu emirlerin tamamen dışında faaliyet göstererek diğer davalı Turgut T.'la birlikte muhtelif kişilerden topladığı paraları kendi adına C. A.Ş.nde açtırdığı hesaplarda borsa işlemlerine konu etmesinden doğan zararlardan C. A.Ş.nin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davalı C. A.Ş. hakkındaki davanın reddine, 128.520 adet Alarko Holding, 100.000 adet brisa, 350.000 adet Ereğli Demir Çelik ve 13.500 adet Koç Holding hisse senedinin diğer davalılardan aynen alınmasına karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili ile davalılar Sedat Kamil E. ve Turgut T. temyiz etmişlerdir.

1- Dava dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delilerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı Turgut T. ile, davalı Sedat Kamil E.'in yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacı vekilinin temyizine gelince; dava, davacıya ait hisse senetlerinin davalı Turgut Türksan tarafından, davalı C. Menkul Değerler A.Ş. nezdinde açılan ve bu şirket brokeri olan davalı Sedat Kamil E.'in temsilcisi olduğu müşterek hesaptan izinsiz çıkışlarının yapıldığı iddiasına dayalı olarak bu senetlerin iadeleri istemine ilişkindir.

Davalı C. A.Ş. brokerlerinin kendilerini borsa nezdinde temsile yetkili olduğunu, müşteri ile broker arasında kuruluna temsilcilik ilişkisinden doğan borçlardan dolayı sorumlu olmadıklarını savunmuştur.

Mahkemece yaptırılan ilk bilirkişi incelemesinde davalı C. A.Ş.nin savunmasına itibar edilerek rapor düzenlenmiş, bu rapora karşı itirazların cevaplanması için yaptırılan ikinci incelemede ise bu defa davalı C. A.Ş.de sorumlu tutulmuş, üçüncü incelemede ise ikinci bilirkişi raporundaki görüş desteklenmiş, ancak mahkemece davalı şirketin sorumluluğu yönünnden son iki rapora itibar edilmemiş, davalı şirketin çalışanının yetkisiz işleminden sorumlu olmadığı görüşü benimsenmiştir.

Davalı aracı kurumun sorumluluğunun incelenmesi bakımından, davalı şirketin usulsüz işlemlerle ilgisi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Öncelikle, davalı şirket müdürü Selim Ü.'in dosyada mevcut ve idari soruşturma sırasında alınmış beyanından, dava konusu senetlerin bulunduğu portföyün müşterek olduğu ve davacı senetlerinin de bu hesapta bulunduğu hususunun davalı şirket yetkilisi tarafından öğrenildiği, bu suretle şirketin de durumdan haberdar olduğu ve izinsiz transfer işlemlerine devam olunmak suretiyle geçmişte yapılmış işlemlere de icazet verildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı şirketin çekişme konusu portföyündeki davacı payından bilgilerinin olmadığı ve izinsiz işlemlerden sorumlu bulunmadıkları savunmasız dayanaksız kalmaktadır.

Öte yandan, davalı Sedat Kamil E.'in dava konusu portföy yetkilisi olarak işlemler yaptığı, bu yetkinin davalı Turgut T. tarafından verildiği ve bu durumun davacının bilgisi dahilinde olduğu anlaşılmaktadır.Davalı Sedat Kamil E.'in portföy yetkilisi olarak atanmasında, davalı kurum çalışanı olması birinci derecede önem taşımaktadır. burada davalı Kamil'in davalı şirket brokeri olmasının üçüncü şahıslarda yarattığı güven duygusu suistimal edilmiştir. Davalı aracı kurum böyle bir eleman istihdam etmekle, yaptığı işin mahiyeti itibariyle çalışanlarını seçmekte yeterli dikkat ve özeni göstermemiş ve bu suretle zararın oluşmasına sebebiyet vermiştir.

Davalı şirket bu nedenle dahi davacı zararında sorumludur.

Mahkmece yukarda açıklanan esaslar dairesinde davalı aracı kurumun da diğer davalılar gibi davacının hisse senetlerinin izinsiz transferinden sorumlu olduğu gözetilerek buna göre hüküm tesisi gerekirken, aksine düşünceyle yazılı şekide karar verilmesi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Turgut T. ve Sedat Kamil E.'in temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30.832.000.- lira temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 4.3.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 02-09-2009, 13:45   #5
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 1988/1865
Karar: 1989/384
Karar Tarihi: 03.02.1989

ÖZET: Ticari vekil ticari mümessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı muameleleri için temsile memur edilen kimsedir. Ticari vekil oldukları ileri sürülen (C.K.) ve (E.Ö.)'e bu konuda verilmiş yazılı bir yetki bulunmamaktadır. Ne var ki müessese sahibi ticari vekile zımnen de yetki vermiş olabilir. Bu durumda vekilin yaptığı işlemler ve adına yapılan ödemeler müesseseyi bağlayacaktır. Mahkemece bu konuda yeterli araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

(818 S. K. m. 453)

Dava: Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 20.1.1988 tarih ve 303 - 7 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1- (..)

2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı şirket tarafından (C.K.) ile (E.Ö.)'e yapılan ödemelerden kaynaklanmaktadır. Davalı; sözü edilen bu kişilerin davacı şirketin ticari vekili olduğunu belirterek ödemelerin davacı şirkete yapılmış sayılacağını, bu nedenle de borçları kalmadığını savunurken davacı şirket ödemelerin şirketi bağlamayacağını iddia etmektedirler. B.K.'nun 453. maddesi ticari vekili: "ticari mümessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı muameleleri için temsile memur edilen kimsedir" şeklinde tarif etmektedir. Ticari vekil oldukları ileri sürülen (C.K.) ve (E.Ö.)'e bu konuda verilmiş yazılı bir yetki bulunmamaktadır. Ne var ki müessese sahibi ticari vekile zımnen de yetki vermiş olabilir. Bu durumda vekilin yaptığı işlemler ve adına yapılan ödemeler müesseseyi bağlayacaktır.

Olayda; mahkemece, bu konuda yeterli bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle (C.)'la (E.)'e zımni yetki verildiği hususu da anlaşılmamaktadır.

O halde mahkemece yapılacak iş, davacı şirketin defter kayıtları ibraz ettirilip üzerinde belirkişi incelemesi yaptırılarak belirtilen bu kişilere yapılan ödemelerin davacı tarafından binemsenip benimsenmediği, binnetice davacının bu kişilerin işlemlerine zımni icazet verip vermediği üzerinde durularak hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemenin bu konuda eksik incelemeyle sonuca varması doğru görülmemiş, vekilin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 no'lu bentte yazılı sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3.2.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sözlü talimat ile yetkisiz kişinin yazdığı çekin hükmü av.harun sevimli Meslektaşların Soruları 2 15-09-2011 16:30
Yetkisiz kişinin bono imzalaması, şirket kaşesi, aval. Hasan Bahadır Büyükavcı Meslektaşların Soruları 5 12-05-2009 17:31
Ltd.Şti'de Yetkisiz Kişinin Şirket Adına Çek Karnesi Alıp Kendi Imzasıyla Kullanması Av.Pınar Ertunç Meslektaşların Soruları 10 01-02-2008 13:54
Hakim, kendi imzaladığı 'dinlemeye' takıldı av.ismailibis Hukuk Haberleri 1 25-07-2007 11:47
Yetkisiz Temsilci Viyola Meslektaşların Soruları 10 08-06-2007 19:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08232498 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.