Tapu İptalİ

Merhabalar,
Kötü niyetin ispatı yönünden bir sorum olacak, müvekkil nikahsız eşine evi üzerine ipotek konulması iile ilgili işlemler için vekalet veriyor.Oysaki bu vekalet satım yetkisinide taşıyor.Vekil koca evi satıyor/tapuda görünürde satım akdi yapıyor.Müvekkil vekil ve alıcıya karşı tapu iptali davası açıyor.Dava red oluyor.Yargıtay vekalet görevinin kötiye kullanılması yönünden araştırma yap ona göre karar ver diyerek kararı bozuyor.Dosya temyizde iken davalı tedbiri kaldırtıyor.Ve ve taşınmazı x şahsına satıyor.(X şahsı y şahsına vekalet veriyor.y şahsı vekalet ile x şahsı adına alım yapıyor.)Mahkeme müvekkile HUMK 186. YA GÖRE SEÇİMLİK HAKKINI kullan diyor.Müvekkilde yeni malike karşı ayın davası olarak devam edeceği yönünde beyanda bulunuyor.Ben bu aşamada devreye giriyorum.Tüm bu olaylar olurken müvekkil evinde iakmet etmeye devam ediyor.Ev elme armut gibi alınıp satılıyor ama kimse gelipte bu ev nerdedir veya ben bu evi aldım çık veya kira ver filan demiyor.60.000 TL LİK EV TAPUDA 23.00 TL YE SATILMIŞ.tÜM BU VERİLER KARŞISINDA BEN 3. ŞAHSIN KÖTÜ NİYETİNİ NASIL İSPAT EDEBİLİRİM.dAVA HAKKINDA TAVSİYELERİNİZ NEDİR?
SAYGILAR.

Alıntı: 3. ŞAHSIN KÖTÜ NİYETİNİ NASIL İSPAT EDEBİLİRİM.

Kötüniyetin en önemli ispatı, tapuda işlem yapanların birbirleri ile çıkar ve iş birliği içinde olan kişiler olduğunu ispatlamak ile olacaktır.

Vekilin tanıdığına evi satması, yine bu kişinin de aradaki danışığı bilen veya bilebilecek durumda olan kişiye tapuyu nakletmesi kötüniyet olarak değerlendirilecektir. bu noktada tanık delilinden ve polis araştırmasından da (kişilerin birbirlerinin iş ortağı, müşterisi...vs. olup olmadığı noktasında) ve taraflar araasında akrabalık olup olmadığı noktasında nüfus kayıtlarından da yararlanılabilir..

Yine devir işlemlerinin yakın tarihli olması ya da tedbirin kalkmasını fırsat bilerek yapılması yararlanabileceğiniz ayrıntılar olmak zorundadır.

Satış bedellerinin düşük olması da size ek yarar sağlayacaktır.

Saygılarımla,

Teşekkürler Sayın Av- ufuk, kişilerin çıkar ve işbirliği içinde olduğunu veya satışın gerçek bir satış olmadığını maddi olayı irdeleyerek ortaya koyabilir miyim?Benim aklımda olan sırlama şöyle;bir satışın gerçek satış olabilmesi için 4 unsur gerekli.1-alıcı alacağı yeri gidip görecek 2-taşınmazı kullanan ile satan kişi aynı kişi mi bakacak 3-tapu kaydına bakacak 4- ve satımdan sonra yeri teslim alacak.
Somut olaya gelince, ne taşınmazı ilk alan alıcı ne de son alıcı kişi, ne satımdan önce nede sonra evi ne görmüş nede teslim almak yönünde bir talepleri olmuş.Ev elma armut gibi sürekli düşük bedelle alınıp satılıyor.Ancak ev hiç müvekkilin kullanımından çıkmamış.
Bu noktalar öenmli diye düşünüyorum.Bu konuyla ilgili yargıtay kararı olan arkadaşlar yardımcı olursa sevineceğim*
İkinci sorum bu davamız red olur ise-ki muhtemelen red olacak- müvekkilin en azından yerin tapudaki bedelini istemek için tazminat talepli bir dava açama hakkı var mı?
SAYGILAR

Alıntı: bu davamız red olur ise-ki muhtemelen red olacak- müvekkilin en azından yerin tapudaki bedelini istemek için tazminat talepli bir dava açama hakkı var mı?

Eğer üçüncü kişinin kötüniyetini ispatlayamadığınız için davanız reddolunursa, müddeabihi temlik eden eski davalıdan (vekaleti kötüye kullanan) TAZMİNAT isteme hakkınız elbette vardır. Ve bunun taşınmazın gerçek değeri olduğunu düşünüyorum. "Tapuda gösterilen satış değeri" değil.(Denkleştirici adalet ilkesini de incelemenizi öneririm).

Siz seçimlik hakkınızı kullanmakla, ilk davalıya karşı olan davanızdan ve asıl hakktan feragat etmiş değilsiniz.

Kolay gelsin.