Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

maktulün emniyet kemeri takmaması...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-08-2008, 09:23   #1
av.merve

 
Varsayılan maktulün emniyet kemeri takmaması...

Sayın Meslektaşlarım,

ortası refüj ile bölünmüş gidiş geliş şehirler arası yolda araç hakimiyetini kaybetderek refüj üzerinden geliş istikametine geçen ve bir araç ile çarpışması sonucunda çarpıştığı aracın araç hakimiyetini kaybederek(takla atması sonucunda) araç sürücüsünün ölümüne, yolcusunun yaralanması ile sonuçlanan bir kaza yapan bir şahıs yargılanmış ve neticeten 5 sene hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Karar YArgıtay incelemesinden geçmiş ve kesinleşmek suretiyle onanmıştır.

yargılama aşamasında takip etmediğim bu dosya ile ilgili olarak CMY.308. maddesine göre Yargıtay C.başsavcılığı'nın itiraz yasa yoluna başvurması konusunda talepte bulunacağım.

Bilindiği üzere bu olağanüstü yasa yoluna başvurulabilmesi için açık bir hukuka aykırılık aranmakta.

bilirkişi raporlarında şahıs 8/8 kusurlu bulunmuş, fakat ben maktulün emniyet kemeri takmayışının da tali kusur olarak değerlendirilebileceği kanaatindeyim.

Uygulamada bilindiği üzere araç ile motorun karıştığı ve motor sürücüsünün kafa travması sonucu vefat ettiği olaylarda, motor sürücüsünün kask takmayışı, tali kusur olarak nitelendirilmekte. bu görüşten yola çıkarak, araçların karıştığı ve maktulün travmaya bağlı olarak ölüm sonucunun meydana geldiği durumlarda acaba emniyet kemerinin takılmayışı kusur olarak nitelendirilebilir mi?

Siteye üye olan bir meslektaşımın sorusunun içeriğinden adli tıp kurumu'nun emniyet kemeri olmayışından dolayı kusur izafesinde bulunduğuna dair bir cümle geçmekte. fakat CMY.308 başvurusunda bu itirazda bulunmam için somut bir takım verilere ihtiyacım var. bilgi ve düşüncelerinizi paylaşmanızı dilerim
saygılarımla.23.08.2008
Old 28-08-2008, 13:32   #2
av.haskoylu

 
Varsayılan

Sayın Av. Merve,
sorunuz üzerine benimd merak edip yaptığım araştırmalarda emniyet kemeri takmayana kusur izafe edilmesi yönünde bir Yargıtay kararı bulamadım. Ancak şahsi görüşüm kaza sonucu ölümün yakın sebebinin emniyet kemeri takmama olmadığı için bu şekilde bir kusur izafesi olmayacağı yönünde. Kaza sonucu ölümün diğer araç sürücüsünün tam kusurlu olarak diğer araca çarpması söz konusu olduğu için emniyet kemeri açısından ancak -ki tespiti oldukça zor- emniyet kemeri takılsaydı ölümün gerçekleşmeyeceğini ispatla mümkün olabilir diye düşünüyorum.Bu konuda da Yargıtay'ın veya mahkemelerin bir inceleme yapması şahsi tecrübelerimden oldukça zor görünüyor. Saygılarımla
Old 28-08-2008, 13:59   #3
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sn. Meslektaşım;

Ben de sizinle aynı fikirdeyim. Zarar görenin de üzerine düşen özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmemesi, onun da kusurlu sayılmasını gerektirmelidir. Emniyet kemeri ile alakalı doğrudan bir karar bulamadım ancak; Yargıtay daha önceki bazı kararlarında, sürücünün alkollü olduğunu bilerek bir araca binmeyi "zarara uğramayı zımnen kabullenmek" olarak değerlendirmiştir. Buna ilişkin bir kararı aşağıya koyuyorum.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2004/4-207

K. 2004/226

T. 14.4.2004

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Davacıların Trafik Olayında Ölen Desteklerinin Hatır Yolcusu Olarak Araçta Bulunması - BK. Md. 43 İle Yapılan İndirimin Md. 44 Hükmünün Uygulanmasına Engel Teşkil Etmeyeceği )

• HATIR YOLCUSU ( Davacıların Trafik Olayında Ölen Destekleri - Maddi ve Manevi Tazminat/BK. Md. 43 İle Yapılan İndirimin Md. 44 Hükmünün Uygulanmasına Engel Teşkil Etmeyeceği )

• TRAFİK KAZASINDA ÖLEN DESTEK ( Maddi ve Manevi Tazminat/BK. Md. 43 İle Yapılan İndirimin Md. 44 Hükmünün Uygulanmasına Engel Teşkil Etmeyeceği - Hatır Yolcusu Olarak Araçta Bulunması )

• DESTEĞİN TRAFİK KAZASINDA ÖLMESİ ( Maddi ve Manevi Tazminat/BK. Md. 43 İle Yapılan İndirimin Md. 44 Hükmünün Uygulanmasına Engel Teşkil Etmeyeceği - Hatır Yolcusu Olarak Araçta Bulunması )

• TAZMİNATIN TENKİSİ ( Davacıların Trafik Olayında Ölen Desteklerinin Hatır Yolcusu Olarak Araçta Bulunması - BK. Md. 43 İle Yapılan İndirimin Md. 44 Hükmünün Uygulanmasına Engel Teşkil Etmeyeceği )

• ORTAK KUSUR ( İçkili Sürücünün Arabasına Onun Bu Durumunu Bilerek Binen Kişi - Meydana Gelebilecek Zarara Önceden Kapalı Bir Şekilde Razı Olduğunun Kabulü Gereği )

818/m. 43, 44

2918/m. 87

ÖZET : Davacıların trafik olayında ölen desteklerinin hatır yolcusu olarak araçta bulunduğu, alkollü sürücünün aracına bindikleri çekişmesizdir. Alkollü sürücünün kullandığı araca binmek, kabule göre fiile rıza yada ortak kusur olarak ele alınsın, ölenler yönünden; yukarıda anlatılan hukuki olgular dikkate alındığında, Borçlar Yasası'nın 44. maddesine göre hesaplanacak tazminattan indirim sebebini oluşturur. Ölenlerin hatır yolcusu olmaları nedeniyle Borçlar Yasası'nın 43. maddesi ile yapılan indirim, aynı Yasa'nın 44. madde hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.
DAVA : Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 08.02.2000 gün ve 1995/924 E. 2000/64 K. sayılı kararın incelenmesi davalı A.G. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17.10.2000 gün ve 2000/5960-8843 sayılı ilamı ile; ( ...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
a ) Tazminatın kapsamı ile ilgili olarak hazırlanan ve mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda bilinmeyen döneme ait ücret artışı ve indirimi yıl yıl yapılmamış olduğundan gerçekte zarar tam olarak belirlenemez.
O halde bilinmeyen döneme ait gerçek zararın ve hüküm altına alınacak tazminat miktarının belirlenmesi için, raporun düzenlendiği tarihte bilinen son gelir miktarı esas alınmalı ve her yılın toplam geliri % 10 oranında arttırılmalı ve yine % 10 oranında indirilmek suretiyle hesaplama yapılmalıdır.
Açıklanan bu yönteme uygun düşmeyen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması, tazminatın belirlenmesi ilkelerine uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
b ) Dava, trafik kazasından kaynaklanan desteğin ölümü nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, karar davalılardan A.G. tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu trafik kazası; desteklerin ve temyiz eden davalının gazinoda birlikte eğlenmelerini müteakiben meydana gelmiştir. Destekler alkol aldığını bildikleri A.G.nin kullandığı araca binmişlerdir. Alkol alan davalı sürücünün aracına binmiş olmaları kendilerinin de bölüşük kusuru bulunduğunu gösterir. Bu durumda BK.nun 44. maddesi gereği hesaplanan tazminattan indirim yapılması gerekir. Anılan yön gözetilmeden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilleri, murislerin, davalıların kullandığı ve maliki oldukları araçların çarpışmaları sonucunda meydana gelen trafik kazasında vefat ettiklerini belirtilerek maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemenin; davalı A.G. yönünden ortada hatır taşımacılığı durumunun mevcut olduğu, bu nedenle de tespit edilen zarar tutarlarından Borçlar Yasası'nın 43. maddesi uyarınca indirim yapılarak, maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair kararı, davalı A.G. vekili tarafından temyizi üzerine Yüksek Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş, yerel Mahkeme, bozma ilamının ( 2/a ) bendinde belirtilen bozma nedenlerine uyulmasına, ( 2/b ) bendinde yazılı bulunan bozma nedenine ise; "önceki kararda % 20 hatır taşımacılığı nedeniyle yapılan indirim oranının usul ve yasaya ve de hakkaniyet ilkesine uygun olduğu nedenle" buna ilişkin önceki kararın ilgili bölümünde direnmiştir.
Somut olaya geçmeden önce, uygulanması uyuşmazlık konusu olan yasa hükümlerinin irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Tazminat hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin malvarlığında oluşan eksilmeyi gidermek durumundadır. Ne var ki, zararın tamamen giderilmesini amaçlayan "tam tazmin" ilkesinin katı uygulaması, haksız ve adil olmayan sonuçlara yol açabilmektedir. Bu nedenle, somut olayda gerçekleşen özel sebepler nedeniyle tazminatta bazı indirimlerin yapılması, hakkaniyete daha uygun düşer. Bu düşünceden hareketle, Borçlar Yasası'nın 43 ve 44. maddelerinde, bazı olgular, tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmiş ve somut olayda bunların varlığı halinde, hakime tazminattan indirim yapma, gereğinde tamamen reddetme yetkisi tanınmıştır.
Borçlar Yasası'nın,"Tazminat miktarının tayini" üst başlıklı 43/1 maddesi ile Hakimin, olayların özelliklerine ve durumun gereğine göre zararın miktarını tespit edeceği hükme bağlanmıştır. Burada sözü geçen, "olayın özellikleri, durumun gereği ( hal ve mevkiin icabı )", ekonomik ve sosyal olgular içinde değerlendirilebilecek geniş yorumlu kavramlardır. Bu kapsamda; zararlı sonuç doğuran olayın, failin, zarar gören yararına bir davranışta ( hatır işinde ) bulunduğu sırada meydana gelmesi de gösterilebilir. Gerçekten de zarar, zarar verenin hiçbir karşılık almadan, zarar gören yararına yaptığı bir iş, bir eylem sonucunda meydana gelmişse, hakim, olayın bu oluş tarzını da gözeterek tazminattan indirim yapabilecektir. Hatır işleri ve bu arada özellikle de hatır taşımacılığı, bir indirim sebebi olarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası m. 87/1 de hükme bağlanmıştır. Hatır için taşımada salt yolcunun yararı bulunduğu açıktır. Buradaki amaç, olayın özelliklerine göre hakkaniyete uygun bir sonuca ulaşmaktır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Borçlar Yasası m. 44'de öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. "Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı" yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Anılan madde kapsamında yer alan indirim sebeplerinden bir kısmı; zarar verici fiile rıza, ortak veya kişisel kusurdur. Zarar gören, zararlandırıcı olayın sebep olacağı zarara önceden razı olabilir. Zarar gören, zarara açık veya örtülü bir irade beyanıyla razı olabileceği gibi, rızanın, diğer birtakım olgulardan da çıkarılması mümkündür. Bu duruma yargısal kararlarda en sık rastlanılan örnek; içkili sürücünün arabasına, onun bu durumunu bilerek binen bir kişinin, meydana gelebilecek zarara önceden, kapalı bir şekilde razı olduğunun kabulü yönündedir. Makul bir insanın aynı şartlarda kendi yararı gereğince yapmaması gereken harekette bulunması da, zarar görenin ortak kusurunu ifade etmektedir. Zarar görenin bu kusuru, illiyet bağını kesmeyecek yoğunlukta ise tazminattan bir indirim sebebidir. Burada da hakim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak, hakkaniyet düşüncesiyle indirim yapabilecektir.
Somut olay; davacılar murisleri ile davalı A.G.nin, birlikte lokantada yemek yiyip, içki içmelerinin ardından, alkol aldığı bilinen davalının yönetimindeki araca binerek, birlikte diğer bir eğlence yerine gidilirken trafik kazası şeklinde meydana gelmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, Yüksek Özel Daire, yerel Mahkemenin hatır taşımacılığı nedeniyle Borçlar Yasası'nın 43. maddesi hükmü uyarınca tazminattan yaptığı indirimi bozma nedeni olarak öngörmemiş olması karşısında, bu yön uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık, belirtilen somut olayda, Borçlar Yasası'nın 44. maddesinin uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davacıların trafik olayında ölen desteklerinin hatır yolcusu olarak araçta bulunduğu, alkollü sürücünün aracına bindikleri çekişmesizdir. Alkollü sürücünün kullandığı araca binmek, kabule göre fiile rıza yada ortak kusur olarak ele alınsın, ölenler yönünden; yukarıda anlatılan hukuki olgular dikkate alındığında, Borçlar Yasası'nın 44. maddesine göre hesaplanacak tazminattan indirim sebebini oluşturur. Ölenlerin hatır yolcusu olmaları nedeniyle Borçlar Yasası'nın 43. maddesi ile yapılan indirim, aynı Yasa'nın 44. madde hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.
Açıklanan nedenlerle
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara ve aynı yöne işaret eden bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
2-Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak oluşturulan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
1-Davalı A.G. vekilinin 1 numaralı bende ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,
2-Yukarıda ikinci bentte yer alan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.04.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 28-08-2008, 16:27   #4
av.merve

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım;

öncelikle değerli fikirlerinizi paylaştığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum. 2007 yılı içerisinde sorusu yayınlanan bir meslektaşımın sorusunun içeriğinden kendi takip ettiği trafik kazası ile ilgili "Adli Tıp Kurumu"nun maktule emniyet kemeri takmadığından tali kusur izafe edildiğine ilişkin bir raporun var olduğunu algıladım. Fakat o meslektaşım ile irtibat kurmam mümkün olmadı. Keza yine google haber küpürlerinden bilirkişi kurulları tarafından emniyet kemeri takmayan yaralı yada maktule kusur izafe edildiğini okudum.(Bağdat caddesinde iki gencin ölümü ile son bulan ve medyaya çokça yansımış olan kaza ile ilgili okumuştum.maktullerden birisi de Selin Uras idi.).Fakat henüz çok yaygın bir uygulama değil kanaatindeyim.
Old 02-09-2009, 15:05   #5
Av.İlhami Akan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;
AYnı konudaki bir davamda, trafik bilirkişisi, emniyet kemeri takmayan maktulün tali kusurlu olduğu konusunda raqor vermişti. İtiraz üzerine dosya Adli Tıp'a gitti ve Adli Tıp, sürücünün %100 kusurlu olduğuna karar verdi. Dolayısıyla, emniyet kemeri takmayan yolcunun kusurlu olması diye bir ihtimal sözkonusu değildir. Raporu veren birimin, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi olduğunu, ve altınad iki profesör ile bir başkanın imzasının bulunduğunu belirtmeliyim.

Esasen, kusur oranı, kazanın meydana gelmesi yönünden araştırılmalıdır. Ölüm, kaza nedeniyle meydana gelir. Kaza da aşırı hızdan. alkolden veya diğer kusurlardan meydana gelir. Şu halde, ölümün meydona gelmesinde, emniyet kemeri takmamayı kusur kabul etmek doğru değildir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukat: İşkence, Emniyet: Düşme ağaoğlu Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 11 09-01-2010 20:22
Maktulün faile ilişkin beyanı, bu beyana itibar hakanokan Meslektaşların Soruları 2 02-02-2007 22:13
emniyet personelinin branş değişikliği soner Meslektaşların Soruları 2 12-01-2007 10:20
Maktulün ölüm zamanı ve yerini böcek söylüyor Av.Duygu Işık Behrem Hukuk Haberleri 0 05-01-2007 10:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06602812 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.