Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Trafik Kazası Sonucu Taksirle Ölüme Neden Olma

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-04-2015, 12:40   #1
abuj

 
Varsayılan Trafik Kazası Sonucu Taksirle Ölüme Neden Olma

Sayın meslektaşlarım,
Müvekkil, ehliyeti alınmışken ve ehliyetini almaya 5 gün kala aracı ile bir yayaya çarparak ölümüne neden oluyor. Vefat eden kişi 83 yaşındadır ve koah hastalığı mevcuttur. Kaza tespit tutanağında müvekkil asli kusur verilmiştir. Asli kusurun sebebi ise 109/d maddesidir. Yani"kavşağa gelen sürücüler kavşak giriş ve çıkışlarından kurallara uygun olarak karşıya geçen veya geçmek üzere olan yayalara, geçiş hakkını vermek zorundadırlar". Vefat eden kişi ise 68 maddeden tali kusur vermiştir. Kazanın olduğu yer kavşak geçildikten 20-30 metre sonrasında ve yaya geçidi olmayan yayaların karşıya geçişinin yasak olduğu yerde meydana gelmiştir. Ayrıca yol boyunca araçlar park ettiğinden vefat eden kişi araçların arasından bir anda yola çıkıyor ve bu hususu gören tanıklarımız mevcuttur. Şu an vefat edenin yakınları ile irtibat halindeyiz.

1-) Söz konusu suç şikayete tabi değildir. Ancak karşı yanın şikayetçi olup olmaması hakimin tutumunu değiştirir mi?

2-) Karşı yan müvekkilde "kan parası" adı altında bir miktar tazminat istemektedir. Ancak yüksek miktarlar istendiğinden anlaşma sağlanamaktadır. Müvekkilin söz konusu tazminatı karşı yana ödemesi ve şikayetçi olmamaları hali birlikte değerlendirilip cezanın sınırına etkisi olur mu?

3-) Kaza raporunu kabul etmediğimizden mahkemeden kusur oranının değişmesi amacıyla keşif talep edeceğim. Mahkemenin keşif talebimi reddetmesi ihtimali var mıdır?

4-) Kusur oranının değişmesi amacıyla başka hangi yasal yollara başvurabilirim?

5-) Son olarak ehliyetine el konulmuşken söz konusu kazanın olması bilinçli taksire girer mi?
Old 18-04-2015, 13:57   #2
AV. COŞKUN ÖZBUDAK

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Kanaatimce, cezanın tayininde karşı yanın şikayetçi olup olmamasından ziyade, TCK'nın ilgili hükümleri göz önüne alınacaktır.
Yargıtay; 01.06.2005 tarihinden sonra işlenmiş olan herhangi bir suç nedeniyle alt ve üst sınırlar arasında bir ceza belirlenmesi gerektiğinde, kural olarak göz önünde bulundurulması gereken ölçütün, 5237 sayılı TCK'nun 61. maddenin 1. fıkrasındaki düzenleme olduğunu, ancak taksirle işlenen suçlar açısından kanun koyucunun, aynı kanunun 22. maddenin 4. fıkrası ile bir ölçüt daha eklediğini, bu durumda, taksirle işlenen suçlarda alt ve üst sınır arasında ceza belirlenirken, TCK'nun 61/1 ile 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerin birlikte göz önüne alınması gerektiğini, öte yandan, TCK'nun 61/1. maddesindeki ölçütlerin her birinin her suça uymayabileceğinden, her suç için tüm ölçütlerin değil, sadece ilgili suça uyan kısımların nazara alınması gerektiğini, örneğin, taksirli suçlar açısından TCK'nun 61/1. maddenin (b) bendinde yer alan "suçun işlenmesinde kullanılan araçlar", (f) bendinde yer alan "kastın yoğunluğu" ve (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" ölçütünün uygulanamayacağını kabul etmektedir (YCGK, 7.7.2009, E: 2009/9-62, K: 2009/191).
Bildiğiniz üzere, TCK'nın 50/4. maddesinde: "Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adli para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz." hükmü bulunmaktadır.
Buna göre eylemde bilinçli taksir olup olmaması hükmolunacak hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi açısından belirleyicidir.
Olayınızda bilinçli taksir uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi bakımından (şimdilik)kaza tutanağındaki veriler önemlidir. Ancak Mahkeme mutlaka bilirkişi incelemesi yaptıracaktır.
Benim tavsiyem, mevcut kaza tutanağının eksiklik ve yanlışlıklarını ortaya koyan beyanlarınızı şimdiden dosyaya sunmanızdır. Çünkü dosya Mahkemece, salt bu kaza tutanağıyla bilirkişiye gönderildiğinde, ilk rapor esas alınarak kanaat belirtilmesi ve bundan sonraki itirazların da kabul görmemesi muhtemeldir.
Öğretide ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun birçok kararında taksirin unsurları; fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması, hareketin iradi olması, sonucun istenmemesi, hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması, sonucun öngörülebilir olmasına rağmen öngörülememiş olması, şeklinde kabul edilmektedir.
5237 sayılı TCK’da taksir; basit taksir ve bilinçli taksir şeklinde ayrıma tabi tutulmuş, kanunun 22/3. fıkrasında bilinçli taksir; "kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi" şeklinde tanımlanmış, bu halde taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarıya kadar arttırılacağı öngörülmüştür.
Basit taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırıcı ölçüt; taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörememesi, bilinçli taksir halinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır.
Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin hali ile bir tutulamaz. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.
Görüleceği üzere, bilinçli taksir değerlendirmesinde esas alınan unsur "eylem"dir. Sürücü belgesinin geri alınmış olmasına rağmen araç kullanılması, kanaatimce başka yaptırımı olan tali bir unsurdur.
Kolaylıklar.
Old 27-04-2015, 10:09   #3
abuj

 
Varsayılan

Sayın Av. Çoşkun ÖZBUDAK cevabınız çok aydınlatıcı oldu teşekkür ederim. Merak ettiğim husus şu; bu tarz bir davada hakim sırf taksirli suç olması ve maddi manevi tazminatın ödenmiş olması sebebiyle cezayı paraya çevirir mi? Tamamen takdir yetkisi olduğunu biliyorum ancak bu tarz bir davada sanık vekilliği yapan meslektaşlarım, hakimlerinin bu davalarda ki tutumu nedir?
Old 28-04-2015, 11:20   #4
AV. COŞKUN ÖZBUDAK

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım, son sorunuzun cevabı yukarıdaki mesajımın içinde var. TCK'nın 50/4. fıkrasına ve bu fıkranın uygulanmasına ilişkin kararlara bakınız.
İyi günler.
Old 17-06-2015, 17:35   #5
abuj

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, yukarıda anlatmaya çalıştığım trafik kazası ile ilgili olarak müteveffanın mirasçısı olan kızı ile maddi manevi tazminat konusunda anlaşmaya vardık. Ceza davasının ilk duruşması daha görülmedi. Amacımız karşı yanın maddi manevi zararını gidermek ve şikayetçi olmamalarını sağlamaktır. Şikayete bağlı bir suç değil ancak ceza tayininde etkili olabileceği görüşündeyim. Ancak sorun şu; biz paranın ilk duruşmadan sonra, şikayetçi değiliz dendikten sonra vermek ancak karşı yan duruşmanın öncesinde paranın verilmesini istiyor ortada bir anlaşmazlık var. Nasıl bir yol izlemeliyiz. Bu konuda tecrübeli meslektaşlarımdan yardım bekliyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Taksirle Ölüme Neden Olma avukat48 Meslektaşların Soruları 1 24-02-2015 10:49
Taksirle Ölüme Neden Olma hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 1 24-08-2011 14:37
Taksirle ölüme neden olma. cenksel2001 Meslektaşların Soruları 4 02-09-2010 14:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04834294 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.