İadesine karar verilen aracın değerinin yükselmesi

Sayın meslektaşlarım,

Müvekkilin sıfır kilometre olarak bayiden almış olduğu aracın ayıplı çıkması sonucu tüketici mahkemesinde bedel iadesi için dava açtık. Davayı kazandık, dosyamız onanarak Yargıtay'dan döndü.

Fakat müvekkilin 37.500 TL'ye almış olduğu aracın muadili bugün 44.000 TL civarında. Bu nedenle müvekkil aynı özelliklere sahip bir aracı bugün alamayacak.

Aracın değerinin dava sırasında yükselmiş olması nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu zararların tazminini talep edebilir miyim?

Görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim.

Mahkeme kararı
"ayıplı malın ayıpsız misliyle değişimine" şeklindedir.
Bahsettiğiniz durumda icra dairesince bilirkişi incelemesi yaptırılarak aracın değeri tespit edilecektir. Bulunan değere nisbi vekalet ücreti,icra harçları ilave edilerek belirlenen meblağı icra dosyasından tahsil edeceksiniz.
Aynı olay başımdan geçtiği için bu sürece yabancı değilim. Başarılar

Alıntı: Yazan lawyersoylu Sayın meslektaşlarım, Müvekkilin sıfır kilometre olarak bayiden almış olduğu aracın ayıplı çıkması sonucu tüketici mahkemesinde bedel iadesi için dava açtık. Davayı kazandık, dosyamız onanarak Yargıtay'dan döndü. Fakat müvekkilin 37.500 TL'ye almış olduğu aracın muadili bugün 44.000 TL civarında. Bu nedenle müvekkil aynı özelliklere sahip bir aracı bugün alamayacak. Aracın değerinin dava sırasında yükselmiş olması nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu zararların tazminini talep edebilir miyim? Görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim.

Malesef sayın Canbazoğlu'na katılamıyorum.

Malın misli ile değiştirilmesi farklı şey, bedelinin iade edilmesi farklı şeydir.

Soru sahibi bedel iadesi davası açtığını ve kararın onandığını ifade etmiştir. Bu durumda esasa ilişkin bir tartışmaya girmeden onanan mahkeme kararında faiz konusunda karar verilip verilmediğine bakılmalı, verilmemiş ise karardan itibaren faiz talebi ile meblağın örnek 4-5 ile icra takibine girişilmelidir.

Temerrüt konusunda diğer deliller ışığında (temerrüt şartları davadan önce veya dava sırasında oluşmuşmu, araç teslim edilmiş mi, davacı tarafından kullanılmış mı vs.) ayrı bir dava açmakta alacaklı muhtardır diye düşünüyorum.

Her iki cevap için de teşekkür ederim.

Sayın Av. İbrahim Yiğit'in belirtmiş olduğu gibi; mahkeme kararı aracın misliyle değişimine ilişkin değil, bedel iadesine ilişkindi. Ve kararda "aracın tesliminden itibaren faiz işlemesine" karar verilmişti. Dolayısıyla yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre faiz talep edemedik.

Biz kararı aldığımız zaman alacağımızı icraya koymuştuk ancak karşı taraf bedeli yatırarak tehir-i icra kararı aldı. Ancak şu anda Yargıtay kararı onadı ve alacağı tahsil etme aşamasındayız.

Benim sorum ise, aracın bugünkü değerinin artması nedeniyle, dava açıldığı tarihteki araç değeri ile bugünkü araç değeri arasındaki farkın müvekkilin zararı olduğu iddiasıyla ek bir tazminat talebinde bulunup bulunamayacağımdır.

Bu konudaki görüşlerinizi de paylaşırsanız sevinirim.

Konunun bir de " munzam zarar" başlıklı Borçlar Kanununun 105. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesinde yarar vardır diye düşünüyorum.