Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Belediyeler sınırlarında meydana gelen kazalrdan sorumlumudurlar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-11-2006, 22:24   #1
papoose

 
Varsayılan Belediyeler sınırlarında meydana gelen kazalrdan sorumlumudurlar

Avukatlığını yaptığım belediye başkanlığı sınırlarında tek taraflı kaza meydana geldi ve kaza yapan şahıs yoldan çıkarak DSİ nin kanalına düştü. Ölenin yakınları açtıkları dava ile maddi tazminat destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiler. bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişiler yeterli işaretlemeler ve uyarılar yapılmadı diye kazadan % 40 Belediye başkanlığını sorumluluk yüklediler. adli tıp incelemesi için itiraz ettik... böyle bir şey olurmu belediyeler sınırlarında meydana gelen kazalardan sorumlu olur mu??? ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM
Old 11-11-2006, 15:59   #2
medenikal

 
Varsayılan

DEPREM NEDENİYLE OLUŞTUĞU İLERİ SÜRÜLEN ZARARLARIN TAZMİNİ İSTEMİYLE AÇILAN BU DAVADA, UĞRANILDIĞI BELİRTİLEN ZARAR, İDARENİN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREV VE YÜKÜMLÜLÜĞÜ GEREĞİ GİBİ YERİNE GETİRMEMESİNDEN, DOLAYISIYLA EYLEM YA DA EYLEMSİZLİĞİNDEN KAYNAKLANDIĞINDAN, MAHKEMECE 2577 SAYILI İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNUNUN 13. MADDESİ UYARINCA DAVANIN SÜRESİ İÇERİSİNDE AÇILIP AÇILMADIĞI HUSUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKECEĞİ HK.<
Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- ?
Vekili : Av. ?
2- Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
Karşı Taraf : 1- Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
2- ? Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ?
3- ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Bursa 2. İdare Mahkemesinin 20.12.2000 günlü, E:2000/980, K:2000/1626 sayılı kararı davalı idarelerden Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından gerekçe yönünden davacı tarafından da usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın Savunmasının Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davacı ile Yalova Belediye Başkanlığı'nın Savunmalarının Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi : Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini istemiyle açılan bu davada, uğranıldığı belirtilen zarar idarenin üzerine düşen görev ve yükümlülüğü gereği gibi yerine getirmemesinden, dolayısiyla eylem ya da eylemsizliğinden kaynaklandığından Mahkemece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesi uyarınca davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekeceğinden anılan Yasanın 12. maddesinin olaya uygulanması suretiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : Dava, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde konutu yıkılan davacı tarafından idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazmini isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 12. maddesinde öngörülen süre geçtikten sonra açılmış olduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar taraflarca temyiz edilmiştir.
2577 sayılı Yasanın 13 üncü maddesinde; idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek halinde altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.
Tazminat istemine konu yapının bulunduğu bölgenin çok riskli deprem kuşağında kaldığı önceden bilindiğine ve burada olacak depremin olası sonuçlarının öngörülebilmesine olanak sağlayacak düzeyde bilgi ve belgeler bulunduğuna göre, depremden doğabilecek zararların önlenmesi, en aza indirilmesi için gerekli yasal tedbirleri almayan, denetim ve kontrol görevlerini yerine getirmeyen, böylece zararın artmasına sebep olan idarenin bu tutum ve davranışı hizmet kusuru sayılabilecek idari bir eylemdir.
Bu durumda, uğranıldığı öne sürülen zarar idari eylemden doğduğundan, Mahkemece dava açma süresinin 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi kapsamında değerlendirilerek buna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet görülmediğinden bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı ve Onbirinci Daireleri müşterek heyetince 2577 sayılı Danıştay Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince dosyanın incelenmesinden, zararın davalı idarelerin yapının bulunduğu bölgenin 1. derece deprem bölgesi olmasına rağmen imar planları yaparak imara açmaları, imar planlarında yapılaşma şartları belirlenirken bölgenin özelliklerini dikkate almamaları, yapı ruhsatı verilen yapıların mevzuata ve projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığını kontrol etmemelerinden doğduğunun iddia edildiği, bu bağlamda tazmini istenen zararın idari eylemlerden değil, 3194 sayılı Yasa ve ilgili Yönetmelik uyarınca imar planı yapmak, inşaat ruhsatı vermek, projeyi onaylamak, yapılaşmayı kontrol etmek, yapı kullanma izni vermek gibi idari işlemlerden kaynaklandığı, dava açma süresinin 2577 sayılı Yasa'nın 12. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dava dilekçesinde zarar doğurduğu iddia edilen işlemlerin tesis ve yürütme safhalarını tamamlamış işlemler olduğu, işlemlerden doğduğu iddia edilen zararın işlemlerin icra tarihinde değil, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremle ortaya çıktığı anlaşıldığından 17.8.1999 tarihinde meydana gelen deprem sonucu sahibi olduğu evi yıkılan davacının bu tarihi izleyen günden itibaren 60 gün içinde veya bu süre içinde olmak koşuluyla 2577 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde öngörülen başvuru yolunu kullandıktan sonra tam yargı davası açması gerekirken, bu süreler geçtikten sonra açılan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar esas yönünden davacı, gerekçe yönünden de davalı idarelerden Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde "İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir" hükmü yer almaktadır.
Anayasa'nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Bir idari işlem veya bir idari sözleşmenin uygulanması durumunda olmayan, idarenin her türlü faaliyetlerinden veya hareketsiz kalmasından, araçlarının kullanımından, taşınır ve taşınmaz mallarının veya tesislerinin yönetiminden dolayı oluşan zararları idari eylem sonucu oluşan zarar ve buna yolaçan eylemi de sonuç olarak idari eylem kavramı içerisinde düşünmek gerekmektedir.
Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini istemiyle açılan bu davada, yapının üzerinde bulunduğu zeminin özelliği, zemin durumuna göre depreme dayanıklılığının kontrolü, yapı kullanma izni bulunup bulunmadığı, imar planları ve inşaat ruhsatlarının hangi idarelerce yapıldığı ve verildiği, yapıların imar açısından denetlenmesi, afete uğramış ve uğrayabilecek bölgeler ile yapı ve ikamet için yasaklanmış afet bölgelerinin tespit ve ilan edilip edilmediği, afet bölgelerinde yapılacak yapılarla ilgili kuralları, yapı tekniklerini, projelendirme esaslarını, ülkenin deprem haritalarını hazırlamak konusunda idarelerin üzerlerine düşen görev ve yetkileri yerine getirip getirmediği, denetim ve kontrol görevlerini yapıp yapmadığı hususları ayrı ayrı irdelenmeli ve idarece gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı belirlenmeli ve bunun sonucuna göre; idarenin belli bir hareket tarzı izleyip izlemediği veya hareketsiz kalıp kalmadığı ortaya konulmalıdır. Olaya bu açıdan bakınca yukarıda yapılan belirleme sonucu olayda idarelerin hareketsizliği söz konusu olmakla öğretide de kabul edildiği gibi idarenin bu hareketsizliğinin "olumsuz eylem" olarak kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, uğranıldığı ileri sürülen zarar idarenin "olumsuz eyleminden" kaynaklandığından Mahkemece 2577 sayılı Yasa'nın 13. maddesi uyarınca davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekirken davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Bursa 2. İdare Mahkemesinin 20.12.2000 günlü, E:2000/980, K:2000/1626 sayılı kararının bozulmasına, 6.610.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 4.920.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 12.4.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-KAR-DER; SAYI:5)

YÖ/ŞGK
Old 11-11-2006, 16:05   #3
medenikal

 
Varsayılan

SEKİZİNCİ DAİRE 2005 2106 2004 4512 04/05/2005

KARAR METNİ
DAVACILARIN ÇOCUĞUNUN 4.8.2001 TARİHİNDE, KALDIRIMDA BULUNAN MERDİVEN BOŞLUĞUNA DÜŞEREK SAKATLANMASIYLA SONUÇLANAN OLAYDA BELEDİYENİN HİZMET KUSURU BULUNDUĞUNU AYNI OLAYLA İLGİLİ ADLİ YARGI YERİNDE AÇILAN KAMU DAVASINDAN HABERDAR OLDUĞUKLARINDAN BAHİSLE 13.5.2004 TARİHİNDE AÇTIKLARI DAVANIN, 2577 SAYILI İDARİ YARGILAMA USULÜ YASASININ 15/1-B MADDESİ UYARINCA SÜREAŞIMI YÖNÜNDEN REDDİNE İLİŞKİN KARARDA HUKUKA AYKIRILIK BULUNMADIĞI HK.<
Temyiz İsteminde Bulunanlar : Kendilerine asaleten ...'a velayeten ..., ...
Vekilleri : Av. ....
Karşı Taraf : Turgutlu Belediye Başkanlığıı - Turgutlu/MANİSA
İstemin Özeti : Davacıların çocuğu olan ... 'un 4.8.2001 tarihinde kaldırımda bulunan merdiven boşluğuna düşerek sakatlanmasıyla sonuçlanan olayda belediyenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle ... için 5.000.000.000.-lira maddi ve 10.000.000.000.-lira manevi, anne ... ve baba ... için ayrı ayrı 3.000.000.000.-lira manevi olmak üzere toplam 21.000.000.000.-liralık zararın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesi istemiyle açılan davada; olayın meydana geldiği tarihten sonraki 1 yıllık süre içerisinde konunun araştırılması durumunda olayın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğunun kolayca tespit edilebileceği sonucuna varıldığından, davacıların çocuğu hakkında kesin raporun verildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde tazminat istemiyle idareye başvurulması gerekirken, olayla ilgili olarak Turgutlu Asliye Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasında bilirkişilerce verilen raporun tebliğ tarihi esas alınarak idarenin hizmet kusurundan haberdar olunduğundan bahisle bu tarihten itibaren 1 yıl içinde idareye başvurulmak suretiyle açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Manisa İdare Mahkemesinin 26.5.2004 gün ve E:2004/523, K.2004/537 sayılı kararının; idarenin olayda hizmet kusuru bulunduğunun 21.1.2003 tarihinde öğrenildiği buna göre davanın süresinde açıldığı öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Halil YÜKSEL'in Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Radiye TİRYAKİ'nin Düşüncesi : Davacılardan 12 yaşındaki ... 'un karanlık bir ortamda etrafında herhangi bir korkuluk ve ikaz işareti bulunmayan merdiven boşluğuna düşerek kafa travması geçirmesi nedeniyle 21 milyar maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle Turgutlu Belediye Başkanlığına yapılan başvurunun yanıt verilmemesi üzerine söz konusu miktarın tazmini istemiyle açılan davayı süreşamı nedeniyle reddeden idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
İdare Mahkemesince, olayla ilgili olarak merdiven boşluğunu yapan kişi hakkında açılan kamu davasında, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 14.1.2003 günlü raporla Turgutlu Belediyesinin 4/8 kusuru olduğunun belirtilmesi ve bu raporun 21.1.2003 günlü celsede tebliği üzerine davacılar tarafından tazminat ödenmesi istemiyle 16.1.2004 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 13.5.2004 tarihinde işbu dava açılmış ise de,davacılar tarafından 2577 sayılı Yasanın 13.maddesinde yazılı bir yıllık sürede idarenin hizmet kusuru bulunduğunun kolayca belirlenebileceği sonucuna varıldığından, davacıya Manisa Devlet Hastanesi tarafından verilen kesin rapor tarihinden itibaren bir yıl içinde tazminat istemiyle idareye başvurulması gerekirken,kamu davası sonucu verilen bilirkişi raporu esas alınarak hizmet kusurundan haberdar olduğundan bahisle bu tarihten itibaren bir yıl içerisinde yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davada süreaşımı bulunduğundan 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, olayda söz konusu yeri kiralayan ve tadilat yaparak,bodrum katının üstünün açılması sonucu merdiven boşluğu yaratan kişi hakkında kamu davası açılması ve davada yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile merdiven boşluğu yaratan kişi ile Turgutlu Belediyesinin hizmet kusuru bulunduğunun belirlenmesi üzerine, 2577 sayılı Yasanın 13.maddesinde yer alan bir yıllık süre içerisinde tazminat ödenmesi istemiyle davalı belediyeye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine açılan davada süreaşımı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle davayı süreaşımı nedeniyle reddeden idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına 4.5.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemi yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini isteme hakkı tanındığına göre, olay tarihinden yaklaşık iki buçuk yıl sonra, aynı olaya ilgili olarak Turgutlu Asliye Ceza Mahkemesi Hakimliğinde açılan E:2001/1079 esasta kayıtlı davaya sunulan bilirkişi raporundan, davalı idarenin "gerekli denetimi yapmamasından dolayı dikkatsiz davranması nedeniyle 4/8 (sekizde dört) kusurlu olduğu"nun öğrenilmesi üzerine süresi içinde yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine dava yasanın öngördüğü süre içerisinde açıldığından davayı süre aşımı nedeniyle reddeden t+emyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.
BŞ/Aİ
Old 12-11-2006, 01:20   #4
cisseven

 
Varsayılan

Belediye protokol sınırları içerisinde buluanan ve sadece şehir içi trafiği sağlayan yollar belediyelere ait olup diğer yollar ise Karayolları genel Müdürlüğüne aittir olay belediye sorumluluk sahasında meydana geldiğinden dolayı belediye görevini ihmal etmiştir.
Old 12-11-2006, 01:31   #5
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Belediyeler sınırlarında meydana gelen kazalrdan sorumlumudurlar

Ben neden %40 verdiklerini merak ettim*

Belediyeler görevlerini layiki ile yerine getirn kurumlar değilmidir?

saygılar
Old 19-11-2006, 15:35   #6
papoose

 
Mutsuz merhaba

bu kararlar ışığında belediye başkanlığına başvuru yapılarak tazmin edilmesi talep edilmediğine göre 1 yıllık sürenin geçirilmesini bekledikten sonra itiraz ederk iş bu kararları kullansak sanırım daha iyi olacak ancak tazminat davası asliye hukuk mahkemelerinde açıldığından acaba bu süreye ilişkin koşula engel olur mu görüşlerinizi alabilirmiyim ayrıca kararları yorumlayabilirseniz sevinirim ne de olsa kararların yorumlamaları da önemli
Old 19-11-2006, 22:43   #7
ağustos

 
Varsayılan

sayın papoose

belediye gerekli levhaları ve işaretleri koymadığı için kusurlu bulunduğunu söylüyorsunuz,anladığım kadarıyla..bu takdirde belediye gerekli işaretleri koymamışsa,bu hizmet kusuru olmuyor mu ve bu durumda idarenin hizmet kusuru işlemesi hali ortaya çıkıyor .Açılacak tazminat davasında ise görevli yargı yeri idare mahkemesi olduğu kanaatindeyim ve zamanaşımı süresi de dikkate alınmalı ayrıca
Old 19-11-2006, 23:41   #8
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Bu noktada şunu sorarsam meseleyi uzatmış mı olurum?

1-Hernekadar bazı yargıtay kararları aksini söylese de ıslah yoluyla davalı sayısını artırabilir miyiz?

Zira yasada ıslahla davalı sayısını artırılamaz diye bir maddeyi ben göremedim. Ayrıca bilirkişi raporundan sonra davaya idareyi neden dahil etmeyeyim (usul ekonomisi açısından)

2- Hadi ıslahla belediyeyide davaya dahil ettik diyelim, bu noktada görevli mahkeme sizce neresi olmalı? (tecrübesizliğimden soruyorum)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Belediyeler Ve Yap İşlet Devret modeli Uygulamaları eylem Meslektaşların Soruları 5 05-01-2012 16:17
Tebellug Nasil Meydana Gelir Melahat Hukuk Soruları Arşivi 4 01-03-2002 21:53
Bir Bürokrattan Gelen Manevi Zarar !!! ebeveyn Hukuk Soruları Arşivi 1 14-02-2002 01:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05965304 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.