Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iptal kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-11-2007, 14:20   #1
MEGA46

 
Mesaj iptal kararı

1999 yılında belediyeye inş.ruhsatı müracaatı yaptım.hiç bir evraklarıma ve projelerimde eksiklik olmaması sonucunda tarafıma harç yatırılması istenilmiş ve nakden yatırılmıştır.Harç yatırmam sonucunda inşaatıma başladım.Ruhsatımın çıkarılıp verilmesi gerekirken düzenlenip verilmemiştir.2002 yılına kadar düzenleme yapılmayıp tarafıma herhangi bir cevap yazısı bile yazılmamıştır.2002 Yılında tarafıma şiafi olarak otopark ücreti yatırılmam istenilmiş,bende egerki otopark yatırmam gerekiyorsa niçin cevap yazısı ile cevap vermediklerini,kaldıki yan inşaatlara otopark ücreti alınmadan ruhsat verildiklerini şikayet etmiş bulunmaktayım.Belediye kurumu bu şikayetim ile tarafıma teşekkür edilerek otopark ücreti veyahut inşaat alanında otopark sorununu çözmemi istemişlerdir.Bende mimari projede otopark sorununu kanunen tadilat yaptırarak çözdüm.Tekrar belediyeye verdim yine ruhsatım düzenlenip verilmemiştir.2006 yılında adli yargı tarafından ruhsat alınması için herhangi bir fiili veya hukuki eksikliğimin olup olmadığı hususunda tespit talebinde bulundum.Bilirkişi raporunda herhangi bir eksikliğimin bulunmadığı 1999 yılında ve 2002 yılındaki müracaatlarda ruhsat verilmesi gerektiği rapor edilmiştir.Bu raporu ekleyerek daha önceki haklarımın yani müktesep haklarımın iadesi için belediye kurumuna müracaat ettim.Belediye kurumu bu müracaatıma karşılık önceki müktesep haklarımın olmadığını belirten cevabi yazıyı tarafıma göndermişlerdir.Bende g.antap idare mahkemesine başvurarak iptalini istedim.Karar iptal edilmiştir.
İptal kararı belediyeye tebliğ edilerek belediye temyize gitmeyerek karar kesinleşmiştir.Hal böyle iken kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde kararın yerine getirilmesi gerekirken yani daha önceki müktesep haklarımın verilmesi gerekirken belediye 4 ay sonra tarafıma bir tutanak göndererek yaptırdığım inşaatın bir kat fazla olduğunu bu fazla katın yıkıldığı takdirde ruhsat verileceğini belirtmişlerdir.Belediyenin bu tutanağını yargı kararına uymamak adına kılıf aradıklarını düşünerek tekrardan adli yargı tarafından tespit talebinde bulundum böyle bir fazla katın olup olmadığı hakkında.Bayındırlık müdürlüğünden istenilen bilirkişi raporunda yine önceki bilirkişi raporu gibi projeye uygun mevzuata uygun olarak inşaatın yapıldığını herhangi bir fazla katın bulunmadığını belirtmişlerdir.Bu raporu belediyeye tebliğ ettim yine ruhsatım düzenlenmemiştir.
1-Belediyeyi savcılığa şikayetde bulundum.
2-Tam yargı tazminat davası açtım.
Belediyenin bu haksız keyfi kasten yargı kararını uygulamadıkları aşikar olup konu ile alakalı danıştay kararları varmı yokmu bilmek okumak istiyorum tüm arkadaşlara saygılar
Old 03-11-2007, 14:31   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Danistay
9.Dairesi
Esas: 1997/3067
Karar: 1998/2270
Karar Tarihi: 28.05.1998

ÖZET: Kararının idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde yerine getirilememesi halinde yasal faiz ödenmesi gerekir.

(2577 S. K. m. 28)

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1) ... Belediye Başkanlığı

Vekili: Av. ...

2) ... Fabrikaları A.Ş.

Vekili: Av. ...

İstemin Özeti : Yükümlü şirket tarafından ödenen ancak Danıştay 9. Dairesi kararı ile iadesine hükmedilen ve vergi dava daireleri genel kurulu kararı ile kesinleşen 1990 yılı Emlak Vergisi birinci taksiti bakiyesi, yargılama gideri, avukatlık ücreti ile kararın Belediyeye tebliğ tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizin tarafına ret ve iadesi istemiyle açılan davayı, 2577 sayılı kanunun 28. maddesinin 6. fıkrasında, tazminat ve vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi nedeniyle idarece kanuni gecikme faizi ödeneceğinin hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden yükümlü kurumun sahibi olduğu taşınmazlar için 1990 dönemi için arsa vergisi tahakkuk ettirilerek 457.650.450.-Lira arsa vergisi birinci taksitinin tahsil edildiği, ancak bu taşınmazların arazi olduğu halde arsa vergisi olarak tahsil edildiğinden fazla tahsil edilen miktarın iadesi istemi ile yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair belediye başkanlığı İşleminin iptali istemiyle Danıştay Dokuzuncu Dairesinde açılan davanın kabul edilerek bu yerlerin arazi olduğu ve fazla ödenen verginin iadesine hükmedildiği, bu kararın vergi dava daireleri genel kurulu tarafından da onandığı, bu kararlar üzerine idareye verilen muhtelif tarihli dilekçeler sonucunda idarenin 20.11.1995 gün ve 15308 sayılı yazısı ile 46.000.- Lira yargılama gideri, 200.000.-Lira avukatlık ücreti ve 390.148.200.-Lira kanuni faizin taraflarına ödenmesinin talep edildiği, buna karşılık 1.854.794.- Lira damga vergisi olmak üzere 454.606.450.-Liranın davacı kurum adına bankaya yatırıldığı, daha sonrada 46.000.-Lira yargılama gideri ile 200.000.-Lira avukatlık ücretinin 22.7.1996 tarih ve 304 nolu vezne makbuzu ile ödendiği, ancak 1.221.362.-Lira emlak vergisi ve talep edilen 396, 148.200.-Lira kanuni faizin ödenmediğinin anlaşıldığı, ihtilafın yargılama gideri ile avukatlık ücreti dışında kalan 1.221.362.-Lira ile 390.148.200.-Lira kanuni faize ilişkin olduğu, yükümlü kurumun sahibi olduğu taşınmazlar için 1990 yılında arsa vergisi birinci taksiti olarak 455.827.812.-Lira yatırıldığı, kesinleşen ve ihtilaf konusu olmayan aynı yılın arazi vergisinin ise 452.751.656.-Lira olduğu, dolayısıyla fazla yatırılmış olan ve iadesi gereken farkın 3.076.156.-Lira olduğu, ancak ihtilaf konusu olmayan ödenmesi gereken 1.854.994.-Lira damga vergisinin düşülmesi halinde 1.221.362.-Liranın iadesi gerektiği, kanuni faize gelince, Danıştay Dokuzuncu Dairesi kararının tebliğ tarihi olan 17.6.1993 tarihini takip eden 30 günün sonunda süresinde ödenmeyen toplam 246.000.-Lira yargılama gideri ve avukatlık ücreti için ödeme yapılan 22.7.1996 tarihine kadar geçen süre için kanuni faiz ödenmesi gerektiği, diğer yandan halen ödenmediği anlaşılan 1.221.362.-Lira üzerinden 17.7.1993 tarihinden itibaren ödeneceği tarihe kadar geçen süre için kanuni faiz ödenmesi icap ettiği gerekçesiyle kısmen kabul eden Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 2.1.1997 tarih ve K:1997/3 sayılı kararının yükümlü şirket tarafından, Danıştay kararına göre ödenmesi gereken miktarlar geç ödendiğinden kararın tebliğ tarihinden itibaren kanuni faiz ödenmesi gerekirken sadece belli bir miktar üzerinden faize hükmedilmesin yerinde olmadığı, belediye başkanlığı tarafından ise belediyelerinin verginin iade edilmesi yönünden bir borcu kalmadığı gibi Danıştay Dokuzuncu Dairesi kararının tebliğinden itibaren faiz işletilmesinin de yerinde olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Taraflarca yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Savcı Metin Yüksel'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenle taraflar temyiz istemlerinin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi Demet Ünal'ın Düşüncesi : Olayda, Danıştay Dokuzuncu Dairesi kararıyla 455.821.312.-Liralık kısmın iadesine karar verildiğinden ve kararın tebliğinden itibaren 30 günde ödenmeyen bu meblağ ve 246.000.-Lira yargılama gideri ve avukatlık ücreti üzerinden yasal faize hükmedilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dosyanın incelenmesinden Yükümlü kurumun sahibi bulunduğu taşınmazlarla ilgili olarak 1990 dönemi için tahakkuk ettirilen 457.650.450.-Lira arsa verdiği ödendikten sonra anılan taşınmazın arazi vasfında olduğu, bu nedenle ödenen meblağın taraflarına iadesi istemi ile yaptıkları düzeltme-şikayet başvurusunun cevap verilmeksizin reddi üzerine açılan davayı kabul ederek fazla tahsil edilen meblağdan 1990 yılı arazi vergisi miktarı düşüldükten sonra 455.821.312.-Liralık kısmının yükümlüye iadesine hükmedildiği ve bu kararın Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulunca onanarak kesinleştiği, Danıştay 9. Daire kararının davalı idareye 17.6.1993 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen anılan meblağdan 3.052.000.-Lira 1990 yılı eni ak vergisi düşüldükten sonra yükümlüye 28.3.1996 tarihinde 107.277.593, 3.4.1996 tarihinde 100.000.000.-, 10.4.1996 tarihinde 100.000.000., 3.5.1996 tarihinde 70.474.063.-Lira ve 8.5.1996 75.000.000.- Lira olmak üzere toplam 452.751.656.-Liranın hesaplarına, havale edildiği, yükümlünün ise söz konusu meblağın ödenmeyen 1.221.362. TL ile 200.000.-Lira avukatlık ücreti ve 46.000.-Lira yargılama gideri ve bunlara isabet eden 390.148.200.- Lira yasal faizin taraflarına red ve iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemi ile açılan davanın ise 1.221.362.-Liranın iadesine kanuni faiz isteminin ise 46.000.-Lira yargılama gideri ile 200.000.-Lira avukatlık ücreti olan 246.000.-Lira için 22.7.1996 tarihinden ödeme tarihi olan 22.7.1996 tarihine kadar geçen süre için yasal faiz ödenmesi gerektiği, 1.221.362.-Lira üzerinden yine 17.7.1993 tarihinden itibaren ödendiği tarihe kadar geçen süre içinde kanuni faiz hesaplanması icap ettiği gerekçesiyle kısmen kabul edildiği anlaşılmıştır.

İdarenin hukuka uygun hareket etmesini sağlamada en etkili araç olan idari yargı yerlerince verilen kararların idare tarafından uygulanması zorunluluğu hukuk devleti anlayışının bir gereğidir.

Bu zorunluluk 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda açıkça belirtilmiş ve 28. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan 1. bendinde, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin en geç otuz gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu açıklanmış, 6. bendinde ise tazminat ve vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle idarece kanuni gecikme faizi ödeneceği hükme bağlanmıştır.

Vergi alacağının kanunsuzluğundan bahisle dava açılması ve davanın kabul edilmesi durumunda kanuni faiz ödenmesi, yukarıda bahsedilen yasa hükmüne göre mahkeme kararının geç infaz edilmesi halinde mümkün olup, idare idari yargı kararının kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde kararın gereğini yerine getirmek zorunda olup bu sürenin bitiminde karar gereğini yerine getirmeyen idarenin, infazdaki gecikme nedeniyle doğduğu kanunen kabul edilen yükümlü zararını karşılaması zorunlu bulunmaktadır. Vergi mahkemesi veya Danıştay kararının idareye tebliği üzerine gecikmenin başladığı otuzuncu günden itibaren iadenin yapıldığı tarihe kadar kanuni faiz ödenmesi gerekmektedir.

Temyize konu vergi mahkemesi kararının 1.221.362.-Lira emlak vergisi bakiyesi ile 246.000.-Lira avukatlık ücreti ve yargılama giderine ilişkin hüküm fıkrası dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle dairemizce de yerinde görüldüğünden bu kısma ilişkin belediye başkanlığı temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

Yükümlü temyiz istemine gelince:

Olayda, arsa beyannamesi verilerek ödenen emlak vergisi birinci taksitinin iadesi istemiyle açılan dava Danıştay Dokuzuncu Dairesince kısmen kabul edilerek yükümlü şirketten tahsil edilen 1990 yılı emlak vergisi 1. taksiti olan 457.821.312.-Liradan 455.221.312.-Liralık kısmın iadesine hükmedilmiş olup bu meblağın ise yükümlü şirkete Danıştay kararının tebliğ tarihi olan 17.6.1993 tarihinden çok sonra 1996 yılının muhtelif aylarında peyderpey ödendiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, idarenin Danıştay Dokuzuncu Dairesi kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 günün bitiminden itibaren kamu alacağının iade edileceği tarihe kadar yasal faiz ödemesinde bulunması gerekirken 27.4.1993 tarih ve K:1993/1868 sayılı Danıştay Dokuzuncu Daire kararının tebliğ tarihi olan 17.6.1993 tarihinden itibaren 30. günün sonu olan 17.7.1993 tarihinden iade edildiği tarihine kadar 454.606.450.-Lira, bakiye 1.221.362.-Lira ve 246.000.-ura yargılama gideri ile avukatlık ücreti üzerinden yasal faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece sadece toplam 1.467.362.-Lira üzerinden kanuni faize hükmedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle belediye başkanlığı temyiz isteminin reddine yükümlü temyiz isteminin kabulü ile Ankara 1. Vergi Mahkemesin 2.1.1997 tarih ve K:1997/3 sayılı kararının onanmasına, diğer kısımlarının bozulmasına yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine, 28.5.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
www.sinerjias.com.tr
Old 03-11-2007, 14:33   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Danistay
6.Dairesi

Esas: 2001/1396
Karar: 2002/2298
Karar Tarihi: 16.04.2002

ÖZET: Manevi tazminata tazminat davasının açıldığı günden itibaren yasal faiz hükmedilmesi gerekir.

(2709 S. K. m. 138) (2577 S. K. m. 28)

Temyiz İsteminde Bulunanlar: 1-(Davacı) ...

2-(Davalılar) ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili : Av. ...

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : 1-(Davalılar) ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili : Av. ...

Vekili : Av....

2-(Davacı) ...

İstemin Özeti : Antalya 2. İdare Mahkemesinin 1.11.2000 günlü, E:2000/980, K:2000/979 sayılı kararının manevi tazminata ilişkin bölümünün usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek taraflarca bozulması istenilmektedir.

Davacının Savunmasının Özeti : Temyiz edilen kararın davanın manevi tazminata ilişkin bölümünün kısmen kabulüne ilişkin kısmında bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın anılan bölümünün onanması gerektiği savunulmaktadır.

Davalıların Savunmalarının Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının manevi tazminata ilişkin bölümünün bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M. İclal Kutucu'nun Düşüncesi : Tarafların temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını . gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle tarafların teniyiz istemlerinin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, davacının taşınmazına komşu, ..., ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz için verilen inşaat ruhsatının kesinleşen mahkeme kararları ile iptal edilmesine rağmen, yargı kararının uygulanmaması nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle, 1.000.000.000.-lira maddi, 1.000.000.000.-lira manevi tazminatın, idarenin işlem tesis etmesi gerektiği iddia edilen tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, davanın kısmen reddi, kısmen de kabulü yolunda verilen kararın 850.000.000.lira maddi tazminat isteminin kabulüne istemin bu meblağı açan bölümünün ise reddine ilişkin kısmının onanması, diğer bölümlerinin ise bozulması yolunda Danıştay Altıncı Dairesince verilen 26.4.2000 günlü, E:1999/1643, K:2000/2469 sayılı kararın bozmaya ilişkin bölümüne uyularak, dava konusu olayda manevi tazminatın koşulları bulunduğundan, davacının duyduğu elem ve sıkıntıların da dikkate alınması suretiyle takdiren 250.000.000.-lira tutarındaki manevi tazminatın davalı idarelerce davacıya ödenmesi gerektiği, diğer taraftan maddi tazminat için hesaplanacak faizin ise yerleşik yargı içtihatları gereğince dava açma tarihinden itibaren yasal faiz oranında ödenmesi gerektiği, manevi tazminata ilişkin olarak ise faiz yürütülmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat için dava açma tarihi olan 18.10.1996 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizin ve 250.000.000.-lira tutarındaki manevi tazminatın davalı idarelerce davacıya ödenmesine, manevi tazminat isteminin fazlası ile manevi tazminata yönelik faiz isteminin ise reddine karar verilmiş, bu kararın manevi tazminata ilişkin bölümü taraflarca temyiz edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 138.maddesinde yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.

Bu kural uyarınca, idarelerin yargı kararlarının gereğini gecikmeksizin yerine getirmesi zorunludur ve yerine getirilmemesi durumunda ağır hizmet kusuru işlendiğinin kabulü gerekir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Kararların Sonuçları" başlıklı 28. maddesinin 3. fıkrasında da, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği kuralı yer almaktadır.

Manevi tazminat temelde gerçek bir tazmin aracı olmayıp doğrudan doğruya bir manevi tatmin aracıdır. Bir idari işlem veya eylem nedeniyle ızdırap duyan kişiye sadece tatmin aracı olan bir miktar para verilerek bu üzüntü ve sıkıntının tam olmasa bile bir miktar azaltılması temel amaçtır.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacı bağımsız bölüm maliki olduğu binaya komşu parsel üzerine inşa edilen yapı nedeniyle huzurunun bozulduğunu, idarenin yargı kararının gereğini yerine getirmemesi nedeniyle 25 yıldır oturduğu daireyi terk ederek başka bir yere taşınmak zorunda kaldığını, yıllardır sürdürdüğü hukuk mücadelesi de dikkate alındığında çektiği acı ve sıkıntının kısmen de olsa karşılanması gerektiğini iddia etmektedir. Bu nedenle, dava konusu olayda manevi tazminatın koşulları bulunduğundan, davacının duyduğu elem ve sıkıntıların yargı kararının gereğinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle halen devam ettiğinin de dikkate alınması suretiyle uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir. Davacı 18.10.1996 gününde açtığı bu davada, yargı kararının gereğinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak 1.000.000.000.lira manevi tazminat istemiş, İdare mahkemesi kararında ise takdiren 250.000.000.lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmiş ve bu miktara faiz de yürütülmemiştir.

Doktrinde de kabul edildiği üzere, manevi tazminatın manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda, fakat idarenin olaydaki kusurunun niteliğini ve ağırlığını ifade edecek ölçüde ve tazminat olarak istenilen meblağın da gözönünde bulundurulması suretiyle saptanması zorunludur.

Bu durumda, halen yargı kararının gereğinin yerine getirilmediği de dikkate alındığında 1.000.000.000.-lira manevi tazminat isteminin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Ayrıca, yargılama sürecinin uzun sürmesi ve ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon da dikkate alındığında, manevi tazminata da tazminat davasının açıldığı gün olan 18.10.1996 gününden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu Antalya 2. İdare Mahkemesinin 1.11.2000 günlü, E:2000/980, K:2000/979 sayılı kararının manevi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA, 4.240.000'er lira karar harcı ile fazladan yatırılan 3.160.000'er lira harcın temyiz isteminde bulunanlara iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 16.4.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
www.sinerjias.com.tr
Old 11-11-2007, 12:32   #4
MEGA46

 
Varsayılan

tazminata ve savcılığa suç duyurusunda bulundum.ancak belediyenin bu iptal kararını yerine getirmemesi hakkında ayrıca bir yaptırım varmıdır.Bunu ögrenmek istiyorum.araştırmalarımda bulamadım saygılar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
vasiyet iptal edilirmi orhan üçyıldız Meslektaşların Soruları 5 13-02-2008 15:53
tapu iptal ve tescili advocat63 Meslektaşların Soruları 1 01-06-2007 10:39
Kayıp olan senetlerin iptal kararı av.remzieroglu Meslektaşların Soruları 2 13-03-2007 09:19
Rektör yasasına iptal Y£LİZ Hukuk Haberleri 0 07-02-2007 22:30
savunmanın yd kararı ile tebliği yönünde prensip kararı sincap Meslektaşların Soruları 2 22-01-2007 17:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,14266706 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.