Savcı Avcı, savcılara süper yetki istedi

HSYK kararıyla İzmir'den Kars' atanan savcı Gültekin Avcı, yolsuzlukların tam anlamı ile aydınlatılabilmesinin "süper yetkili savı gruplarıyla" mümkün olacağını ileri sürdü

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla Kars Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğine atanan İzmir Bayındır Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, yolsuzlukların tam anlamıyla aydınlatılabilmesi için TBMM'de ''süper yetkili özel savcı gruplarının'' oluşturulması gerektiğini savundu.

Gültekin Avcı, Beyoğlu'ndaki Bilim Sanat Felsefe Akademisi binasında düzenlediği basın toplantısında, yazdığı ''Karanlık İlişkiler'', ''Doğu'nun İstilası'' ve ''Medeniyetler Savaşı'na Doğru'' adlı kitapların, birilerini rahatsız ettiğini söyledi. İzmir'den Kars'a tayin edildiğini belirten Avcı, 15 yıllık mesleğini orada sürdüreceğini kaydetti.

Türkiye'de ''Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bir tabu olduğunu ve herkesin ondan korktuğunu'' ileri süren Avcı, TSK'nın da yargının da eleştirilebileceğini, çünkü eleştirilen kurumların kendilerini geliştirebileceklerini bildirdi. Avcı, tabulardan korkmamak gerektiğine işaret ederek, asker ve devlet adamı, kim olursa olsun adaleti çiğneyenlerin cezalandırılması gerektiğini vurguladı.

Şemdinli iddianamesinden dolayı savcı Ferhat Sarıkaya'nın görevinden ihraç edilmesi kararını eleştiren Avcı, Şemdinli olayının, Türkiye'de savcılar açısından ordu birimleri aleyhine soruşturma yürütmenin ne denli zor olduğunu gösterdiğini savundu.

Danıştay saldırısının ise fevkalade organize bir operasyon olduğunu öne süren Avcı, bunun, Türkiye'nin demokratikleşmesi ile istikrar ve AB sürecine indirilmiş bir darbe olduğunu söyledi. Avcı, demokratik cumhuriyeti koruma ve kollama görevini, cumhuriyet savcıları ve yargı mensuplarının yaptığını vurgulayarak, ''Yolsuzlukların tam manasıyla aydınlatılabilmesi için TBMM'de süper yetkili özel savcı gruplarının teşkil edilmesi gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu.

-''ORDU, KORKULAN KURUM OLMAKTAN ÇIKARILMALI''-

TSK ve Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması ve askeri istihbarat birimlerinin sivil otoriteyle bağlantı içinde olması gerektiğini savunan Avcı, ordunun korkulan bir kurum olmaktan çıkarılması gerektiğini kaydetti. Avcı, ''ordunun sivil otoriteye bağlı istihbarat birimleri tarafından izlenmesi, jandarma teşkilatının ya organik olarak Genelkurmay ile bağlantısının koparılması veya tasfiye edilmesi gerektiğini'' ileri sürdü.

Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın emri olmadan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının hiçbir açıklama yapmamaları gerektiğini ileri süren Avcı, ordunun kışlaya ve asli görevlerine dönmesinin daha doğru olduğunu iddia etti.

Avcı, ''TSK'nın İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi; 'Durumdan vazife çıkarmak, Cumhuriyeti korumak ve kollamak' derhal kaldırılmalı'' diye konuştu. Askeri yargının disiplin mahkemeleri dışında kaldırılması, TSK mensuplarının cumhuriyet savcıları tarafından soruşturulabilmelerinin önünün açılması gerektiğini kaydeden Avcı, siyasal otoritenin, Genelkurmay Başkanı seçiminde ve Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) yetkili bir konuma getirilmesi gerektiğini ileri sürdü.

Başbakan'ın istemediği kişinin Genelkurmay Başkanı ya da kuvvet komutanı olmaması, YAŞ ile HSYK kararlarının yargı denetimine açılması gerektiğini de iddia eden Avcı, ''MİT'in, askeri yapısından arındırılması, askeri istihbarat birimleri ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı üzerinde sivil denetimciler bulunması gerektiğini'' öne sürdü.

AA

izmir'den Kars'a, savcılıktan ağır ceza mahkemesine atanıyor.
İzmir'den Kars'a atanır iken Beyoğlu'nda basın toplantısı düzenliyor.
Ataması ile ilgibi eleştirilerde bulunuyor. Bunu yapar iken mensubu bulunduğu kurumu töhmet altında bırakacak açıklamalar yapıyor..
Sonra da kalkıp "Süper yetkiler" istiyor..
Devleti mukavva kutu gibi görüyor ve yaptığı basın toplantısında dil uzatmadığı kurum kalmıyor.
Pes doğrusu...
Acaba kendi işini yapıyor mu?

Alıntı: Acaba kendi işini yapıyor mu?

Elbette yapıyor,Onun asıl,asal,esas işi sizin de tespit ettiğiniz konulardır.Yakındır, esbab-ı mucibesi anlaşılır.

Alıntı: izmir'den Kars'a, savcılıktan ağır ceza mahkemesine atanıyor. İzmir'den Kars'a atanır iken Beyoğlu'nda basın toplantısı düzenliyor. Ataması ile ilgibi eleştirilerde bulunuyor. Bunu yapar iken mensubu bulunduğu kurumu töhmet altında bırakacak açıklamalar yapıyor.. Sonra da kalkıp "Süper yetkiler" istiyor.. Devleti mukavva kutu gibi görüyor ve yaptığı basın toplantısında dil uzatmadığı kurum kalmıyor. Pes doğrusu... Acaba kendi işini yapıyor mu?

Sayın ibreti,
yazdıklarınızın hepsini yukarıya aldım. Tek bir kelime ile bile ileri sürülen fikirlere doğru veya yanlış diye bir açıklama getirmiyorsunuz. Yazdıklarınızın hepsi savcılıktan hakimliğe sürülen eski savcı yeni hakim Gültekin Avcı'nın şahsiyetine yöneltilmiş suçlamalar.

Bir insanın, özellikle bir savcının yapılan bazı uygulamaları eleştirmesi, sizce 'Devleti mukavva kutu gibi' gibi görmek midir?

Saygılarımla

Alıntı: Yazdıklarınızın hepsi savcılıktan hakimliğe sürülen eski savcı yeni hakim Gültekin Avcı'nın şahsiyetine yöneltilmiş suçlamalar.

sayın gemici savcılıktan hakimliğe sürülme diye birşeyin sözkonusu olmadığı inancındayım, kaldı ki ikiside eşdeğer özelliklere sahiptir, hatta insan hayatı hakkında son sözü hakim söylediği için hakimlik bu yönden savcılıktan biraz daha ağır basar gibidir, burada sayın savcının cumhuriyet savcılığından ağır ceza mahkemesi üyeliğine atanması bence sürgün değil mükafattır, 2-3 yıl sonra sayın hakim muhtemelen batıda acm üyesi, sonra da başkan adayıdır...

Sayın nfb ve sayın Gemici;
1) Sn.Avcı eleştiri getirdiği konulara İzmir'den Kars'a, savcılıktan ağır ceza mahkemesine atanmakla mı vakıf olmuş?
2) Sn.Avcı eleştiri getirdiği konulara önceden vakıf ise neden bugüne kadar basının önüne çıkıp da aynı şekilde beyanat vermemiş? Yoksa İzmir'de oturduğu koltuğun verdiği sıcaklık ve rehavet mi engel olmuş bildiklerini açıklamasına?
3) Mevcut yetkileri ile (ki zaten en yüksek derecede yetkilere sahipler) hangi başarıları göstermiş? Neler yapmış? Mevcut yetkilerinden hangisi yetmemiş de ek yetkiler istiyor? İstediği ek yetkiler nelerden ibaret? Kapsamı ne?
-----
Sn.Avcı'nın beyanatında yukarıda sunduğum sorulara açıklık yok ise, sistemdeki aksaklıklar ancak bir görevden başka göreve atanınca aklına geliyor ise bu tutumda samimiyet yoktur. Bunun adına şov derler!!!

Bu şovu ile kendisini gündeme getirdikten sonra yapacağı iş bellidir. İstifa eder ve avukatlığa başlar. Hatta kartvizitine de "eski savcı" diye yazdırır. Somut örnekleri pek çok bu durumun.

Saygılarımla..

sevgili ibreti,
Sanırım bir yanlış anlaşılma var.

Alıntı: Ataması ile ilgibi eleştirilerde bulunuyor. Bunu yapar iken mensubu bulunduğu kurumu töhmet altında bırakacak açıklamalar yapıyor.. Sonra da kalkıp "Süper yetkiler" istiyor.. Devleti mukavva kutu gibi görüyor ve yaptığı basın toplantısında dil uzatmadığı kurum kalmıyor.

Bunlar sizin tespitleriniz ve ben de avcı savcının asal asıl esas işinin bunlar olduğunu söylüyorum zaten.
Savcı Avcı ile ilgili düşüncelerimi adalet.org sitesinde okuyabilirsiniz.

Savcıdan ilginç çıkış: Danıştay saldırısı Özel Harp operasyonu

Bayındır eski Savcısı Gültekin Avcı'dan ilginç çıkış. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) kararıyla Kars'a atanan Avcı, düzenlediği basın toplantısında Danıştay saldırısını 'Özel Harp operasyonu' olarak nitelendirdi.
Atabeyler Çetesi ve İsmailağa cinayetinin de Özel Harp yöntemlerinden olduğunu savunan Avcı, operasyonların amacını ise şöyle açıkladı: "AB sürecinde demokrasiye darbe vurmak, mütedeyyin insanlara darbe vurmak, siyasi iktidarı zor durumda bırakarak cumhurbaşkanını seçmesini engellemek ve ülkeyi istikrarsızlaştırmak". Avcı ayrıca, bu olaylarla ülkede yeni bir 28 Şubat ortamı oluşturulmaya çalışıldığını savundu. Karanlık İlişkiler-Susurluk, Şemdinli ve Danıştay Olaylarının Şifresi ile Doğu'nun İstilası isimli kitaplara da imza atan Avcı, amacının 'yolsuzlukları ve ihanetleri' ortaya çıkarmak olduğunu söyledi. Asker ya da sivil, adaleti çiğneyen her devlet adamının cezalandırılması gerektiğini söyleyen Avcı, "Yargının ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yedeği yoktur, eleştirilemez." sözüne de katılmadığını dile getirdi. Avcı, "Her kurum eleştirilebilir." dedi. Şemdinli iddianamesinin ardından meslekten ihraç edilen Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'ya da destek veren Avcı, "Sarıkaya'nın iddianamesi fevkalade isabetli. Sarıkaya'nın ihracının ardından, bir yolsuzluğun içinde asker varsa, cesaret gösterecek savcı çıkamayacak. Çıkarsa tanrıların gazabına uğrayacak." ifadelerini kullandı. Sarıkaya'nın sadece görevini yaptığını belirten Avcı, böyle bir savcının İtalya ya da ABD'de olması halinde milli kahraman ilan edileceğini söyledi. Emre Soncan, İstanbul


Zaman

Bir savcının sıcacık koltuğundan kaldırılıp bir başka yere atanması nelere kadirmiş
Gözünü müsteşarlığa dikmiş savcımız. Ağır Ceza Mahkemesini pek beğenmemişe benziyor

Fetuşun asker fetişliği depreşince yayına başlıyorlar böyle.

Savci Avci Madem Van Eskİ Savcisi Ferhat Sarikayaya Destek Verİyor İse İstİfa Etsİnler De Beraber Sİyaset Yapsinlar....oturarak Yerİnde Ahkam Kesmek, Yetkİ İstemekte Neyİn Nesİ......????

Savcı Gültekin Avcı'nın Siirt'te görev yaptığı son aylarda ben burdaki büromü yeni açmıştım.
Bir dosyasında da zorunlu müdafiilik yapmıştım.
Kendisi alabildiğince mütevazi alabildiğince farklı alışılagelmişin dışında hayata gülümseyerek bakabilen bir savcıydı.
Yazdığı kitaplar,yaptığı açıklamalar haketmediği muamelelerle yüz yüze kalmasına yol açtı.
Yazdığı kitaplarla ilgisi var mı bilinmez ama en son İzmir'deki babasının evinin kurşunlandığı haberini okumuştuk.

Bu nedenle yukarıda kendisiyle ilgili yapılan olumsuz yorumları okuyunca üzüldüm.
Hele de "müsteşarlığa gözünü dikmiş",sözü...Bu sözü hakettiğine inanmıyorum.

Adı geçen Savcı'yı pek tanımıyorum. Yalnızca "bir Savcıyı kızağa çekmenin, elini kolunu bağlamanın en iyi yoludur onu ağır ceza üyesi yapmak" sözünü okumuştum. Tabi ki ağır ceza üyelerinin de adalete hizmet etme görev ve imkanı mevcuttur. Ancak burda anlatılmak istenen başka bir husus sanırsam.

Savcıya yöneltilen "İzmir'deki sıcak koltuğundan kaldırılınca mı aklına gelmiş?" yorumlarına katılamıyorum. Zira "sıcak koltuğun" rehavetine kapılmadığından ötürü o koltuktan kaldırılmış olabilmesi de mümkündür. Sadece olayı basına açıklaması yeni olmuş olabilir.

Tabi bunlar tahmini yorumlardır. Elde bilinen bir veri yok.
Savcı Ferhat Sarıkaya görevinden alınınca neden o da istifa etmedi sorusu ise aklıma şu soruyu getirdi. Savcılık bir nimet makamı mıdır? Yoksa külfet-hizmet- makamı mı? Bence bu soruya verilecek yanıt istifa etmemesinin doğru mu yanlış mı olduğunu belirleyecektir.

Şüphesiz ki şu an yapması gereken hizmetini ağır ceza mahkemesinde yürütmesidir.

İyi günler dilerim...