İcra Takibinde İstenmeyen İşleyecek Faiz Daha Sonradan İcra Takibi Yapılarak İstenebilir mi ?

Müvekkilimiz aleyhine banka tarafından icra takibine geçilmiş işleyecek faiz % 0 olarak gösterilmiştir.Bunun üzerine müvekkil borcu ödemiştir.Daha sonra banka tarafından işleyecek faizin %0 olarak gösterilmesinin maddi hata olduğu bahisle tekrar icra takibi açılmıştır.
Sormak istediğim husus banka tarafından istenmeyen işleyecek faiz istenebilir mi Bununla ilgili yargıtay karar var mı. Şimdiden teşekkürler.İyi çalışmalar

Asıl borç sona ermişse faiz talep edilemeyecektir.

8.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/5761
Karar: 2010/1314
Karar Tarihi: 25.03.2010:"...faiz isteğinin ayrı bir davaya konu yapılması halinde, dava tarihi itibariyle asıl alacağın ödenmemiş olması, ödenmiş ise de ihtirazı kayıt konulması şarttır. Aksi halde faiz alacağı da sona ermiş sayılır..."

İlamlı takipte asıl alacağa ilişkin faizi talep etmeyi unuttuk.

Alacaklı da dosyaya ödeme yaptı ve dosya kapandı.

Bu durumda, sadece unutulan faize ilişkin ayrı bir icra takibi yapabilir miyiz?

Merhaba

Bu hususta doktrinde faiz alacağı talep edilmemiş olsa bile asıl alacağa bağlı olan feri alacak olması sebebiyle zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava veya icra takibi yoluyla istenebilir bir alacak olduğu dile getirilmektedir.Bu hususta Çelik Ahmet Çelik’in sitesinde konu ile alakalı bir çok içtihat bulunmaktadır.

Üst mesajda yazılan ihtirazi kayıt konulmaksızın ödeme yapılmışsa istenemeyeceği artık geçerli bir içtihat değildir.Yukarıda meslektaşımızın aktardığı kararı bütün halinde incelediğimiz taktirde ödeme yapılması sırasında alacaklının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı bu sebeple yeni dava açamayacağı yönündedir. HUMK döneminde uygulamada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmaksızın işlem yapılması halinde fazlaya ilişkin haklardan zımnen feragat edildiğine yönelik hakim olan bir anlayış varmış.Örneğin bir işçi alacağını kısmi olarak açtınız Kıdem Tazminatı 100 TL,İhbar Tazminatı 100 TL vs gibi ama bu davayı açarken fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmaksızın eğer bu dava açılmışsa bilirkişi raporu ile gelen fazla miktar üzerinden zımnen bir feragat ettiği kabul edilirmiş.Ancak yeni kanunla birlikte kanun koyucu 6100 sayılı HMK 109/3 “Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.” Denilerek artık uygulamanın yorumunun bu konuda bir geçerliliğini bırakmamıştır.Dolayısıyla yukarıda aktarılan içtihat bu çerçevede artık bir geçerliliği kalmış bir içtihat değildir.Bunun yanında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmaksızın bir dava veya takibe geçilmişse örneğin ıslah ile arttırılan kısıma karşı yapılan fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı itirazı geçerli bir itiraz da olmayacaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise talep etmediğiniz faizi, talep ederken faizsiz alacak olarak talep ederseniz daha lehinize olacağı düşüncesindeyim.Aksi taktirde faize faiz yürür,bu da itiraz olması halinde sizin açınızdan sorun olabilir.Kolay gelsin.



Örnek İçtihatlar için bkz: http://www.tazminathukuku.com/yargit...enebilmesi.htm

Alıntı: Yazan TBK 131 A. Asıl borca bağlı hak ve borçların sona ermesi MADDE 131 - Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir. Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve konkordatoya ilişkin özel hükümler saklıdır.

Asıl borca bağlı feri alacak olan temerrüt faizinin zamanaşımı süresi içerisinde ek dava yolu ile istenebileceği kuralı halen devam etmektedir. Bu durumun istisnası ise Eski BK'nun 113. maddesine paralel yukarıdaki TBK 131. maddesidir. Buna göre asıl borcun ifa anına kadar ile ferileri talep hakkı saklı tutulmuşsa ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılıyorsa istenebilir. Aksi takdirde istenemez.

Uygulama eskiden de böyle idi şimdi de bu şekilde. Sunulan linkteki içtihatların tamamı eski BK döneminde verilen kararlardır ki bazılarında asıl borç tahsil edilmedikçe istenebileceği açıkça vurgulanmıştır. (Örn: YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ T. 23.11.1992 E.1992/10267 K.1992/6169)

Ayrıca HMK 109/3 hükmünün konu ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Kısmi davada fazlaya ilişkin hakları talep hakkının saklı tutulması/tutulmaması halinin ferileri talep ile bir alakası bulunmamaktadır. Kısmi dava "asıl alacağın" bölünerek bir kısmının dava edilmesi halidir. Tamamen farklı bir durumdur. Kaldı ki yine linkte sunulan kararlar HUMK'daki eski düzenleme yürürlükte olduğu halde verilmiştir.

Soruya gelince THS Şerhine eklediğim linkte yer alan içtihat durumunuzla benzeşiyor. Burada da ilamlı icra olmasının genel kuraldan ayrılmayı gerektirmediği ve tahsilden önce faiz talep hakkını saklı tutma iradesinin ortaya konulması gerektiği vurgulanıyor. Tahsilden önce benzer bir işlem yapmadıysanız faiz talep etmeniz pek mümkün görünmüyor.