Boşanma davası-evin kullanılması

Karı-koca evlilik birliği içerisinde, kredi ile bir konut almışlardır. Konut kredisini kadın çekmiştir ve konut kendisinin üzerinedir.


Boşanma davası açıldıktan sonra, kadın evden ayrılmak zorunda kalmış, koca ise ısrarcı olarak evde yaşamaya devam etmektedir.

Kadın, kocasının evde yaşaması dolayısıyla, mal rejiminin tasfiyesi anında, bu kullanım bedelini isteyebilir mi yada kocanın alacağından mahsup edebilir mi?

Kadın, müşterek konutu kullanan kocasına karşı, boşanma davası devam eder iken, kullanımdan kaynaklı dava açma hakkı var mıdır?

musterek konutu kullanmadan dolayı ecrımısıl ıstenememez. halı hazırda halen ev kredısı odenmekte ıse bosanma davasında karşı tarafın onayı olmadan evın satılabılmesı hakkında tedbır nıtelıgınde arar karar ısteyebılırsınız dıye dusunmekteyım.

Müşterek konutun kullanilmasindan dolayı yarı hissesi kadar ecrimisil talep edemez mı? Hangi hukuki sebebe dayanarak talep edemez diyorsunuz. Açıklarsanız sevinirim. Teşekkürler

müşterek konutta paylı mulkıyet degıl elbırlıgı mulkıyet hukumlerı uygulanır. dolayısıyla taraflar musterek konuta yarı yarıya ortak degıller, taşınmazın tamamına malıktırler.
dolayısıyla ecrımısıl ıstenemez.

Benim öğrenmek istediğim husus ; koca aile konutunu kullanırken kadın kullanamıyor. Uygulamada aile konutunu kim kullanır ? Aile konutunu kullanmayan es ne gibi talepte bulunabilir? Mesala kira parası istenemez mı ?

sayın meslektaşım bence sorunuzun cevabını yukarıda vermısım. ama sanırım sızın ıcın yeterlı olmamıs; maalesefkı bu konuda baskaca soyleyebılecegım bır sey yok. umarım forumdakı arkadaslar yardımcı olabılırler.

Mahkemeden tedbir kararı almadıktan sonra yapılacak bir şey yok gibi görünüyor...Kolay gelsin...

Ev aile konutu nitelğinde ancak boşanma davası açıldığı tarihte ödenen kredi miktarı kadarı edinilmiş mal sayılacak yani eve karı koca malik değiller;dolayısıyla ecrimisil yerine 6284 sayılı yasa uyarınca tedbiren konutun kadına tahsisine kararı almak gerekir diye düşünüyorum saygılar...

Arkadaşlar, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle mal rejimi sona eriyor. Bundan sonraki eşlerin hareketlerin, mali yönden farklılık arzetmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yani, taraflar arasında boşanma davası var. evin kredisini kadın veriyor, erkek evde oturmaya devam ediyor. Sonra ev üzerinde edinilmiş mallara göre bir paylaşım yapılsın. Yani bunun bir mantığının olduğunu düşünmüyorum.

Ayrıca aşağıdaki yargıtay kararının, belki de böyle bir şeyin varlığına yönelik ip ucları taşıdığını düşünüyorum. sizlerin, bu yargıtay kararına ilişkin yorumlarınızı da alacak şekilde bilgilerinizi beklemekteyim.

Yargıtay
1. Hukuk Dairesi
Esas : 2004/11744
Karar : 2004/11666
Tarih : 20.10.2004
*PAYDAŞLAR ARASINDA ELATMANIN ÖNLENMESİ
*ECRİMİSİL
*İNTİFADAN MEN
(4721 s. MK. m. 683, 688, 693)
Özet : Davacının payı oranında elatmanın önlenmesi isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı ile paydaşı oldukları 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 nolu bağımsız bölümü davalının kullandığını, yararlanmasının engellendiğini, haksız olarak işgal ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine, 2.350.000.000 TL. ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazın tamamı davalıya aitken, bedelsiz olarak yarısının davacıya verildiğini, davacının kira isteme hakkı olmadığını, intifadan men edilmediğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazda paydaş bulunduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi talebinin reddine, bilirkişi raporu doğrultusunda ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Berna Dizdaroğulları Koç´un raporu okundu, düşüncesi alındı.
Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinin reddine, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu bağımsız bölümün paylı mülkiyet üzeri olduğu, davalı ve davacının bu yerde paydaş bulundukları ve karı-koca olarak birlikte otururlarken 23.08.2002 tarihinde boşanma davası açıldığı, davacının evi terketmesi sebebiyle 12.12.2002 tarihinde davalıya ihtarname çekerek taşınmazı boşaltmasını ve ecrimisil istediği ihtarın 16.12.2002 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, buna rağmen davalının çekişmeli yeri işgale devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu husus mahkemenin ve taraflarında kabulündedir.
Bu durumda davacının mülkiyetten kaynaklanan hakkına değer verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davacının payı oranında elatmanın önlenmesi isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kadın intifadan men etmeli ve müdahelenin men-i ile ecrimisil isteyebilmeli o halde tabi mülkiyet hakkına dayanarak genel görevli mahkemedeKoca da aile konutu savunması ile edinilmiş maldır savunması yapacak haliyle,boşanma açılmakla eşler ayrı yaşama hakkı kazanırlar ve mal rejimleri sona erer ancak katılma alacağı için kesinleşme gerekecek,mahsup söz konusu olmaz, ecrimisil ayrıca değerlendirilecek diye düşünüyorum.