Nama ifaya izin davası kararının uygulanması- Satış ve tahsilat usulü

Herkese iyi çalışmalar,
Nama ifaya izin talebiyle açmış olduğumuz davamız kesinleşti ve kararın hüküm kısmı "Davanın kabulü ile ...ili Merkez .....mah. .... ada ..... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapılara ilişkin olarak davalıca yüklenilen iş ve işlemlerden bilirkişi kurulunun ..... tarihli ek raporunda belirtilen noksan ve kusurlu işler bedeli olan 21.704,83 TL ile binanın yapı kullanma iznin alınması için ilgili yer ve kurumlara yapılması gereken masraflar toplamı 27.000,00 TL nin davalı nam ve hesabına olmak üzere ......mahallesi ..... Ada ...... Parsel .......bağımsız bölüm numaralı 100.000,00 TL bedelli dükkanın satışından elde edilecek tutardan kullanılmak üzere davacılara yetki ve izin verilmesine, satıştan artan tutarın adı geçen taşınmaz kayıt maliklerine iadesine" şeklinde. Satış işlemleri için icra takibi başlattık, karar üzerinden uzun süre geçmesi nedeniyle ve davalı adına dükkana yeniden kıymet takdiri yapılma ihtimalinde bizim alacağın çok düşük kalmaması adına alacağımıza faiz talep ettik. Ancak İcra Müdürlüğünce hükmün eda hükmü içermemesi ve İcra Müdürlüğünün yetkili kılınmaması nedeniyle ödeme emri düzenlemedi ve talebimizi reddetti. Uygulamada benzer bir durum ile karşılaşan var mı?Mahkemeden ek karar mı talep edilmeli, İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yoluna mı başvurmalıyız?

Bağımsız bölümün satışı sureti ile nama ifaya izin verilmesi davasında Hakim, "satılacak bağımsız bölümün değerini tespit ederek,o değerden aşağı olmamak kaydı ile satılıp elde edilecek paranın arsa sahibin eksik bırakılan iş ve işlemlerinde kullanılıp, artanın yükleniciye iadesi için arsa sahibine yetki ve izin verilmesi" şeklinde hüküm tesis eder ve arsa sahibi verilen yetki ile bağımsız bölümün satışını yaparak satış bedelini avans olarak kullanıp, eksik ve ayıplı işleri ve yapılmayan işlemleri tamamlar.Karar da bu suretle infaz edilmiş olur.

Mahkeme kararının yukarıdaki tanıma uygun olarak verildiği anlaşılıyor. Ek karar HMK. 305/A'ya göre karar kesinleşmesine kadarki süreçte talep edilebilir. Hüküm açık değilse yada icrasında tereddüt ediliyorsa 305 m.göre hükmün açıklanması talep edilebilir ise de bence böyle bir durum söz konusu değildir. Burada icra dairesine bir görev verilmediği gibi bana göre verilmesi de söz konusu olmaz. Bu yönden İcra Müdürünün kararında da bir yanlışlık bulunmadığını düşünüyorum.

SONUÇ olarak ; Kesinleşen hükmün gereği , icra dairesince değil davacı tarafça yerine getirilecek bir iştir . Hükmün kesinleşme tarihi ile şimdiki zaman arasında uzunca bir süre geçmiş ve tespit edilen bedeller çok düşük kalmış ise , İcra Müdürlüğünün kararının kesinleşmesini takiben yeni bir eda davası açılarak , hükmün bugünkü şartlara göre infazının sağlanabilmesi için, gerek satılacak dükkanın ve gerekse yapılacak işlerin parasal değerlerinin yeniden tespiti istenmeli diye düşünüyorum.