20-01-2010, 19:35 | #211 | |||||||||||||||||||||||
|
Lütfen... Bu soğuk havada, bir ayağını sürüyerek, iki bastonla yürümeye çalışan, elindeki poşette, büronun camından gördüğüm kadarıyla, evine ekmek ve yiyecek taşıyan, iki büklüm olmuş dedeyi görünce, şu andaki halime, yürüyen ayaklarıma, sağlığıma ne kadar şükrettiğimi, ne kadar şanslı olduğumu düşündüğümü bilemezsiniz. Beterin beteri var! |
20-01-2010, 22:14 | #212 | |||||||||||||||||||||||
|
|
21-01-2010, 08:28 | #213 | |||||||||||||||||||||||
|
Haklısınız şükretmeyi bilmek çok büyük erdem, ama bazen öyle kötü hissediyoruz ki başkalarını görmüyor gözümüz |
21-01-2010, 14:04 | #214 |
|
Çok inadım var, isteyenlere hemen verebilirim..
|
21-01-2010, 18:09 | #215 |
|
Aldığıma pişman olduğum bir ayakkabım var, iyi fiyat veren olursa okutabilirim. ( Bunu acaba ticari duyurular bölümüne mi yazaydım?)
|
21-01-2010, 18:13 | #216 | |||||||||||||||||||||||
|
Asla iyi bir tacir olamazmışsınız.. İyi bir tacir; -Elimde mükemmel bir ayakkabı var, ama ayağıma küçük geliyor, zevkime güvenene satabilirim yazardı... |
21-01-2010, 18:26 | #217 | |||||||||||||||||||||||
|
Hımm, ticari duyurulara yazmamam iyi oldu belki de... |
21-01-2010, 18:26 | #218 | |||||||||||||||||||||||
|
Kaç numara? Belki anlaşabiliriz.. |
21-01-2010, 18:31 | #219 | |||||||||||||||||||||||
|
36 numara; şahane; aşırı rahat, o kadar rahat ki insan korkar giymeye; topuklu ama dengeli ve sağlam; sizi kovalayan sokak köpeklerinden kaçarken hız kesmez, keserse topuğuyla gerekli korumayı sağlar; kahverengi ama kahverengi sevmiyorsanız vizon gibi de görünüyor, ya o tokası...ahh o toka bir sanat eseri adeta... Abarttım sanıyorsanız yanılıyorsunuz, ayakkabıyı görünce anlayacaksınız. Ayakkabıyı almamdan pişman oluşumun nedeni de bu kadar mükemmel oluşu zaten. O kadar güzel ki, giyeni gölgede bırakıyor. |
21-01-2010, 18:34 | #220 | |||||||||||||||||||||||
|
Birde çok keskin bir zekanız, anında da öğrenme kabiliyetiniz, süper dirayetiniz ve tutumlu yönünüzde var... Eklemekte fayda var.. Numarası uyar bana.. Kaça? Bu arada ilk alım hakkı benim, unutmayın sakın.. |
21-01-2010, 19:17 | #221 |
|
Aklımın sözünü dinlemeyen ve sürekli sardığım kefenini parçalayan bir kalbim var....
|
07-02-2010, 18:46 | #222 |
|
Neyi, niye okuduğunu bilmeyen aydınlarımız var.
|
07-02-2010, 19:00 | #223 | |||||||||||||||||||||||
|
... ve neyi neden okuduğunu bilmeden okuyan, diploma alan gençlerimiz... |
08-02-2010, 08:46 | #224 |
|
Karmakarışık bir kafam ve ruh halim var, ne yapıyorum ben Allah'ım
|
08-02-2010, 20:02 | #225 |
|
Olmayanlarımız dışında her şeyimiz var.
Önemli olan olduğunu ya da olmadığını sandıklarımız. |
08-02-2010, 20:10 | #226 | |||||||||||||||||||||||
|
Yani yarı-aydınlarımız var. |
09-02-2010, 01:05 | #227 |
|
Nef(e)simiz var.
|
09-02-2010, 10:20 | #228 |
|
olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu (shakespeare)
Bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğimdir (Sokrates) insan öğrendikçe ne kadar az şey bildiğni anlar. Öğrenme açlığı artar... Aynı şey sahip olma duyusunda da böyledir. Sahip olduğunuz şeyler artar ise daha çok şeye sahip olmak istersiniz... öğrenme ve sahip olma güdüsü sınırsızdır... |
09-02-2010, 11:22 | #229 |
|
Savunma Mekanizmalarımız var.
Hukuk okuduğuma sevindiğim kadar lisede okuduğuma da seviniyorum. İnsanın kendisinin bile bilmediği direnme gücü bulunduğunu lisedeki psikoloji dersinde öğrendim. En sevdiğim konu savunma mekanizmaları konusuydu. İnsanları anlamak ve affetmek için savunma mekanizmalarını bilmek her zaman işime yaradı. Ama asıl kendimi anlamak ve affetmek hoşuma gitti. Savunma Mekanizmaları İnsanlarda kendisinin bilinçli olarak algılayamadığı pek çok savunma şekli vardır. Bunlara Savunma Mekanizmaları denir. Savunma Mekanizmaları’ndan en çok rastlananlar aşağıda sunulmuştur: BASTIRMA (REPRESSION) En sık kullanılan savunma mekanizmalarından biridir. Bilinçaltından kaynaklanıp Ego tarafından bilinç düzeyine çıkarılarak doyuma ulaştırılmayı isteyen dürtüler, gerçek ilkesi alanında engele uğradıkları ve Ego da bu yüzden bir çatışma içine düştüğünde, bu dürtüyü bilinçdışı alana geri göndermek, bilinç yüzeyine çıkmasını önleyerek geriye bastırma yolunu seçer. Yaşam boyunca pek çok dürtü bastırılmış olup, bilinçdışında her an bilinç yüzeyine çıkmaya hazır bir halde beklerler. Örneğin; belli bazı cinsel dürtülerini açığa çıkarmamak için zorlanmasında, kişinin tüm cinselliği reddeden bir davranış içine girmesi gibi bir savunma tepkisini benimsediği görülebilir. Kendisi bir kadınla cinsel ilişkiyi isteyen, ancak bunu içinde bulunduğu toplumsal koşullar (yaşam biçimi koşulları, olanaklar ya da ahlak anlayışı vb.) nedeniyle gerçekleştirmesi güç olan bir erkeğin tüm cinsel ilişkileri ve bunu ima eden tüm davranışları (kız-erkek arkadaşlığı, açık giysiler vb.) hepten ayıplayıp kötülemesi ve reddetmesi durumunda bir tepki oluşumundan söz edebiliriz. YÜCELTME (SUBLIMATION) - Bilinç yüzeyine çıkarılıp doyuma ulaştırılması kabul edilemeyen, toplum tarafından yasaklanmış ya da engellenmiş bazı dürtülerin kabul edilebilir yüksek sosyal değerli bazı amaçlara yönelik dürtüler halinde değiştirilmesidir. Örneğin; saldırganlık, cinsellik gibi belli bazı ilkel dürtülerin açığa çıkmasının uygun olmadığı koşullarda, kişinin bu enerji birikimini güzel sanat yapıtları, spor ve iş başarıları gibi eylemlere yönelterek, olumlu bir biçimde kullanması gibi. DÜŞLE DOYUM (DAY-DREAM). - Gerçekte doyuma ulaştırılması güç ya da olanaksız olan bazı dürtülerin düş gücü ile doyuma ulaştırılmasıdır. Örneğin; fakir bir kimsenin bir piyango bileti alıp, büyük ikramiye çıkarsa neler yapacağını düşünmesinde de böyle bir düşle doyum söz konusudur. YERİNE KOYMA (SUBSTITUTION) Dürtülerin asıl amacına ulaşması engellendiğinde asıl amacın yerine başka bir amaç ya da nesnenin konarak dürtü boşalımının sağlanması, gerilimin giderilmesi söz konusudur. YANSITMA (PROJECTION) İnsanın kendinde var olduğunu kabul etmek istemediği dürtü uyartılarını, başkalarına yansıtmasıdır. Örneğin; okul ortamı içinde öğretmenlerine karşı kızgınlık ve nefret duyan bir öğrenci, böyle bir nefret duygusuna sahip olmanın hoş bir şey olmayıp ego suyla Superego su arasında çıkarttığı çatışmadan, bu nefret duygusunu öğretmenlerine yansıtarak yani "öğretmenlerim beni sevmiyor, benden nefret ediyor" düşüncesiyle kendini kurtarır. GERİLEME (REGRESSION) Herhangi bir çatışma durumu karşısında insanın ruhsal gelişim sürecindeki daha gerideki bazı dönemlere doğru gerileme göstermesidir. Çocuksu davranış, ağlama, saldırganlık, öfke veya korku anında çocuksu bir davranışla birine sığınmak gereksinimi veya aşırı yemek yemek veya kusmak da bu gibi davranış örnekleridir. Psikosomatik hastalıklarda da böyle bir gerileme süreci söz konusu olup, hastalık gösterisinde simgesel bir anlam taşıyan bir organ belirtisi bulunmaktadır. YADSIMA (DENIAL) Bilinç dışı bir işlemle dayanılması zor olan bazı kaygı, çatışma ve duyguların ve bunları doğuran olay ve eylemlerin kışı tarafından bilinmezlikten gelinmesi, varlığının kabul edilmemesidir. Yaşamını iyi bir sporcu olmaya adamış, bu yolda çalışmış ve başarıya ulaşarak o ilerlemekte olan bir spor yıldızının mesleğinin en parlak döneminde yapılan sağlık muayenesinde kalp yetmezliği saptandığında, böyle bir hastalığı olduğunu kabul etmeyip, kendisini inceleyen çeşitli hekimlerin yanlış bir tanıya vardıkları üzerinde ısrarla tedaviyi kabul etmeyip spor hayatını sürdürmeyi istemesi de bir yadsıma tepkisidir. AKILCILAŞTIRMA (RATIONALIZATION) Anxietenin gücünü azaltmak amacıyla ve çoğu kez yadsıma mekanizmasıyla birlikte kullanılan akılcılaştırmada, iki temel savunma öğesi bulunur: (1) Kişinin davranışını haklı göstermesine yardımcı olan öğe, (2) Ulaşılamayan amaçlara ilişkin düş kırıklığının etkisini yumuşatan öğe. Örneğin; o gece arkadaşının daveti üzerine onunla yemeğe ve sinemaya gittiği için ertesi günkü sınavına hazırlanamayıp kötü not alan öğrencinin, gitmeseydi arkadaşını kırıp üzecekti ve ayıp olacaktı düşüncesiyle avunması da akılcılaştırma türünde bir savunma mekanizmasını harekete geçirmektedir. |
10-02-2010, 15:54 | #230 |
|
Şu an için yanlışlarıyla dövünmeyen ama onları kabul etmeyi öğrenebilmiş bir ruh halim var, inşaallah yakında aynı ruh hali bana yanlış yapmamayı da öğretir
|
10-02-2010, 16:25 | #231 | |||||||||||||||||||||||
|
Yanlış yapmaktan korkarak da yaşanmaz ki... Yanlış yaparız, sonra düzeltiriz, telafi ederiz . Canımız sağolsun. Herşey insanlar için değil mi ? |
10-02-2010, 16:49 | #232 |
|
Gözümün üstünde alerjim var yine yine yine...
|
10-02-2010, 17:01 | #233 |
|
Sevenlerim, sevmeyenlerim var...
|
10-02-2010, 17:10 | #234 |
|
Ne "dedi" ne "kodu" muz var?
|
10-02-2010, 17:12 | #235 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu elbette vardır , dedi siz kodu suz olur mu, siz duymuyor ve de ilgilenmiyorsunuzdur sadece.. İyi de yapıyorsunuz, bende öyle yapıyorum... |
10-02-2010, 17:14 | #236 | |||||||||||||||||||||||
|
O nasıl bir şey üstadım. Gece-kondu gibi mi? |
11-02-2010, 14:44 | #237 | |||||||||||||||||||||||
|
Ama bazen yapğımız yanlışlar çok üzülmemize neden oluyorsa ve geçmesi gerçekten zaman alıyorsa??? Haklısınız canımız sağolsun ama ne kadar az yanlış o kadar huzurlu can sağlığı Yine de yanlış yaparak doğruyu öğreniyoruz sanırız babaannem yanımda olsa öyle derdi... |
11-02-2010, 14:50 | #238 | |||||||||||||||||||||||
|
Elbette. Yaptığımız yanlışların bedelini az veya çok ödüyoruz zaten. Önemli olan hatalardan ders çıkarmak. Yaptığımız yanlışlar, aynı zamanda bizim olgunlaşmamızı da sağlıyor. Dolayısıyla uzak vadede iyi bir sonuca hizmet ediyor diyebiliriz. |
17-02-2010, 22:56 | #239 |
|
Herşeyiyle tastamam bir bedenim ve onu ayakta tutan bir ruhum var...Beni idare eden bir aklım...Aklımı bazen karıştıran ama yinede temiz duygular barındıran bir kalbim var...O kalbi coşturan bir sevgim ve ona dair hayallerim var...Gelecekten beklentilerim ve beklentilerime ulaşacak azmim var...Şükür ki yanımda ailem var ve onlar kadar candan dostlarım var...Çokca sevincim pek az hüznüm var...En önemlisi de hayattaki acı tatlı herşeyle başa çıkabilecek cesaretim var...
|
18-02-2010, 08:05 | #240 | |||||||||||||||||||||||
|
Sahip olduklarınızı okuyunca sabahın bu erken saatlerinde ben bile mutlu oldum, güne iyi başladım. Düşünün sadece sahip olduklarınızla farkında olmadan başka birinin mutluluğuna sebep oldunuz, teşekkür ederim İçi böyle burkulmuşken hayattaki gerçekleri artık kabul etmeyi öğrenmiş bir ruhum var benim de... |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |