|
Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için. |
Anket Sonucu: MOBESE Kameraları bizi mi gözetlemektedir? | |||
Evet bizi gözetlemektedir. Ancak sakıncası yok güvenlik için gerekli bir şey. | 221 | 43,68% | |
Hayır, sadece suç işleyenleri veya işleyecekleri gözetlemektedir. | 32 | 6,32% | |
Evet bizi de gözetlemektedir. Kendimi BBG evinde gibi hissediyorum. | 34 | 6,72% | |
Gözetlese de, benim için sakıncası yok. Çünkü kaygı duyacak davranışlarda bulunmuyorum. | 98 | 19,37% | |
Evet bizi gözetlemektedir. Birileri arşiv amaçlı ve kötüniyetle kullanabilir.Karşıyım | 71 | 14,03% | |
Evet . Ayrıca bu kişi hak ve özgürlüklerine bir saldırı sayılmalıdır. Hukuka aykırıdır. | 138 | 27,27% | |
Birden Fazla Seçenek İşaretlenebilen Anket. Oy Verenler: 506. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 94) | |||
|
17-12-2008, 14:05 | #151 | |||||||||||||||||||
|
Makale çok uzun olduğu için devam olarak;
http://www.yarsav.org.tr/oku.php?t=yazilar&id=67& |
18-12-2008, 00:59 | #152 |
|
sayın Ege, sizin son postalarınızı okurken, bu forumun bir başına gideyim dedim bu forumun asıl konusu neydi diye, ( bu forumda bayağı eski oldu galiba) konu aslında mobesa denen kamera sisteminin bizi Orwellian tarzda bir yaşama doğru sürükleyip sürüklemediğiydi. Yani polisin diktiği bu kameralar özel hayatımızı yok ediyor mu etmiyor mu? demokratıik olduğunu iddia eden bir rejim bizi 24 saat gözetleme hakkına sahip mi?
bana göre bu sorunun yanıtı çok açık , koca bir EVET , çünkü artık öyle bir çağda yaşıyoruz ki aslında özel hayatımızın gizliliği falan kalmamış durumda, bütün bu konu üstüne yazılan şeylere bakmayın , 21. yüzyılda özel hayat diye birşey yok. Buna alışalım artık Bugün kullandığınız bilgisayardan , ziyaret ettiğiniz sitelere, alışveriş için kullandığınız kredi kartından ,alışveriş için gittiğiniz dükkana, bilet almak için gittiğiniz havayolu şirketinden ,gittiğiniz yerdeki havalimanına, kullandığınız cep telefonundan , çocuğunuzla oynadığınız oyun konsülüne kadar bizi çevreleyen herşey aslında bizim eskiden özel hayat diye tanımladığımız kavrama tecavüz eden sizinle ilgili çok özel bilgileri sizin rızanızla ya da rızanız dışında depolayan unsurlar aslında ve bunun sınırları her geçen gün ilerlemekte. Şimdi siz özel hayatınıza tecavüz ediyor diye bu saydığım şeylerden hangisinden vazgeçebilirsiniz ? Artık kaçmakta olanaksız zaten . Dolayısıyla böyle bir yüzyıl tanımı yaptığımızda kötü niyetli kişileri yakalamak amaçlı olduğu düşünülen kamera sisteminin zaten gerçek anlamda sahip olamadığınız özel hayatınızı kısıtlıyor diye etkisiz hale getirmeye çalışmak bana pek mantıklı gelmiyor. Artık teknolojik gelişmeler o kadar arttı ki eski hukuksal kavramlara sıkı sıkıya bağlı kalmak pek sorunlarımızı çözmüyor,özel hayat gibi kavramların yeniden tanımlanması gerekiyor gibi... Sizin attığınız son postadaki , yazdığınız herşeye sonuna kadar katılıyorum... sanırım forum sizin işaret ettiğiniz noktalara doğru doğal bir evrim geçirmiş bulunuyor... bu noktada sanırım tartışmamız gereken şu olmalı... Bize ait bilgileri toplayıp bunları depolayabilen bir Polis teşkilatı nasıl yapılandırımalı ki bu bilgileri bize karşı haksız şekilde kullanamasın ve devamlı hukuk içinde kalmak zorunda olduğunu hissetsin ? saygılar |
19-12-2008, 18:51 | #153 |
|
Cep Telefonu Olan Herkes Fişleniyormuş
Türkiye Bilgisayar Mühendisleri ve Programcıları Derneği Başkanı Sönmez, telefon sahibinin adının, soyadının, hatta gittiği yerlerin bile kaydının yapıldığını söyledi.
--- TBMM Telekulak Komisyonuna bilgi veren, Türkiye Bilgisayar Mühendisleri ve Programcıları Derneği Başkanı Yılmaz Sönmez, cep telefonlarının yaydığı sinyal cihazlarından telefon sahibinin adının, soyadının, hatta gittiği yerlerin bile kaydının yapıldığını söyledi. Sönmez, "Yani, artık cep telefonu olan herkes fişleniyor" dedi. Komisyonun 2 Aralık'ta yaptığı toplantının tutanakları şöyle: SÖNMEZ: Sinyal bilgilerinin tespiti. Bu da Türkiye'de alenen yapılıyor. Yani, artık, Türkiye'de 70 milyon insanın nereye gittiği... BAŞKAN HAKKI KÖYLÜ: Yani, bunu kolluk güçlerinin dışında başkaları da mı yapıyor? SÖNMEZ: Bu kaydediliyor. Herkes fişleniyor mu desek özellikle. Yani herkes, cep telefonu olan kişi, adı, soyadıyla birlikte login kaydı olarak fişleniyor. SÖNMEZ: 60-70 bin dolarlık bir takım frekans tespit cihazları var. Uyducular çok kullanıyor. Her eve çanak kuruyorlar mesela. Havadaki frekansı yakaladığınızda indiriyorsunuz laptopunuza. Atıyorum 555 741'li bir numarayı seçiyorsunuz havada, o yayındaysa indiriyorsunuz ve bilgisayarınıza kaydediyorsunuz. Bu pasif dinleme gibi gözüküyor ama, havadaki sanal bir frekansı tespit etmek. Bunu genelde büyükelçilikler yapıyor gibi görüyorum, düşünüyorum. Çünkü, bazen bakıyorum antenlerine, bu GSM anteni diyorum, ne yapıyor bu anten burada diye. Mertlik öldü Sönmez, cep telefonlarına sahibinin haberi olmadan gönderilecek bir mesajla da dinleme yapılacağını söyledi. Sönmez, "Şu an odanın içinde ne kadar cep telefonu varsa, bütün sinyaller bize en yakın baz istasyonuna kayıtlanıyor. Yani, artık cep telefonu olan herkes fişleniyor" dedi. (Milliyet) |
19-12-2008, 22:01 | #154 |
|
Sayın persona ve sayın Ergin,
Şehir efsanelerine, komplo teorilerine inanmayınız. Bu işler o kadar kolay değildir. Tamam zor da değildir ama geleneksel beceriksizliği gözardı etmeyiniz. |
19-12-2008, 23:58 | #155 |
|
Ben de amerika birleşik devletlerinden bir örnek veriyim, hepimizin bildiği Bush yönetimi war on terror kapsamında bu tür dinleme faaliyetlerini yasalaştırdı (bu yasanın süresi bu yıl doluyor Obama yönetiminin ne yapacağı belli değil ) bu faaliyetlere genel olarak Wiretapping diyorlar, bu kelimenin türkçe karşılığı kabloya vurmak gibi bir şey,tam çevrimini bilen varsa yazarsa sevinirim ... neden böyle demişler amerikalılar çünkü bu dinleme faaliyetleri telefonun çktığı ilk dönemlerde gerçekten kablolara vurmak onlara ek yapmak suretiyle yapılıyormuş. Her neyse konuyu dağıtmadan, kısaca bugün internet üzerindeki dinleme faaliyetlerine de wiretapping diyorlar... işte Bush yönetimiyle beraber bu faaliyetin boyutu şu dereceye kadar artmış durumda...
Bugün amerika birleşik devletlerinde herhangi bir siteden terörle bağlantılı bir madde alırsanız , ya da şüpheli sitelerden birine tıklarsanız servis sağlayıcılarındaki sistem sizi otomatik olarak IP adresinizle fişliyor,tekrar tekrar aynı faaliyette bulunursanız bu sefer gizli servis hemen sizi gözlem altına alıyor ve the newyork times taki habere göre bu sistemlerle IP adresleri alınanların sayısı her ay ortalama 100 000 artmakta... her nekadar CIA elinde fişlemeye yarayan bazı sistemleri durdurdum dese de temel olanlar hala faaliyette... Amerikada hükümet yetkilileri, yetkili bir mahkemeden alacakları Subpeona (sapina diye okunuyor) kararıyla bütün servis sağlayıcıların ve arama motorlarının elindeki kullanıcı bilgilerine girme hakkına sahipler...Örneğin Google firmasına gidip kimler belli linkleri tıkladı diye bir istemde bulunabilir, hiçbir internet şirketi buna karşı çıkma hakkına sahip değil... Amerikada internetin ne kadar insanların hayatına girdiği düşünülünce bu faaliyetlerin gücünü o kadar anlarız sanırım... Big BROTHER heryerde!!!! Sayın Aladağ a da bir noktada çok katılıyorum her ne kadar bütün bu adı geçen sistemler bizim hayatımızın her an kayıt altına alındığını gösterse de verilerin çokluğu çoğu zaman en pahalı sistemleri bile çok güç durumda bırakıyor. Aslında burada olan Foucault un meşhur kitabındaki hapishane deneyindeki durum... hepimizin bildiği şey, avrupada bir hapisanede her yere yapay kameralar konmuş ve kontrol odasındaki bir birimin devamlı hapisanede olup biteni kaydettiği söylentisi bilerek yayılmış. Sonuçta suçlular devamlı gözetlendiklerini sanarak hapisanede suça yönelik hareketlerini büyük oranda azaltmışlar. Dünyaca ünlü medyamızdaki son dönemde artan oranda yapılan bu haberler bana biraz bu deneyi hatırlattı Bu noktada şu ana kadar tartıştığımız noktaları da değerlendirecek şekilde, Formu başlatan kişi olarak sayın Suat Ergin den bir toparlama yazısı umut etmekteyim. saygılar |
26-12-2008, 17:11 | #156 |
|
Gülelim mi ağlayalım mı:)
Hayatımızın her anında izleniyoruz, peki ya yarın?
Big Brother George Orwell’in “1984” adlı romanındaki “gelecek kehaneti.” Romanı 1940 yılında kaleme alan Orwell’e göre öyle bir gün geliyor ki insanlar hâkim otorite tarafından sürekli izleniyor, kimse iktidarın çizdiği çizgilerin dışına çıkamıyor, çıkan anında cezalandırılıyor. Orwell, 1840’ta bunun 1984’te gerçekleşebileceğini düşünmüş. Tabii Orwell faşist bir yönetim modelini hayal etmiş gelecek için. Herkesin robotlaştığı bir dünya. Bu kehanet, bir anlamda gerçekleşti. Kimi iktidar gücü kullananların telefonları dinlemesi, e-mail trafiğimizi izlemeleri değil sadece. Aslına bakarsanız onlar zaten yasal olarak da suç, ama işleniyor işte. Benim kastettiğim biz farkında olmasak da her an izlenir olmamız, üstelik bunu adeta gönüllü olarak yapmamız. Cep telefonunu kullandığımız sürece birileri nerede olduğumuzu, kiminle konuştuğumuzu biliyor. Kredi kartı kullandığımız an birileri neyi, kaça ve nereden aldığımızı öğrenebilir. Sokakta yürürken burnumuzu karıştırırsak MOBESE’nin başında duran bizi görüp dalgasını geçebilir. Teknoloji elbette çok büyük kolaylıklar getirdi ama kişi hakları ve en önemlisi özgürlüklerine, dolaylı yoldan bile olsa tecavüz bir anlamda yasal hale geldi. Okurlardan Melih Alkan bir yazı göndermiş. Bir yerde yayınlandı mı bilmiyorum ama yakın bir gelecekte aşağıda okuyacağınız diyalog gerçek olabilir. Hele telefonda yeni nesile geçilmesi, herkesin tüm bilgilerinin bulunduğu yeni nüfus cüzdanlarının da yürürlüğe girmesiyle, absürd bile gelse okuyacaklarınız bir anda gerçek olabilir. Gelin isterseniz bir müşteri ile pizzacının telefonla sipariş alan görevlisi arasındaki “hayali” konuşmayı birlikte okuyalım: Operatör: Pizza xxx’i aradığınız için teşekkürler. Müşteri: Merhaba, sipariş verebilir miyim? Operatör: Evet... siz... Bay Mehmet S...’siniz ve Kadıköy’deki evinizden arıyorsunuz. Ev numaranız 216-xxx 61 62, ofisinizin numarası 216-xxx 70 80 ve mobil telefonunuz xxx 201 25 25... Müşteri: Bütün numaralarımı nereden biliyorsunuz? Operatör: Sisteme bağlıyız efendim. Müşteri: Bir bol sucuklu, pastırmalı, kıymalı pizza istiyorum... Operatör: Bu iyi bir fikir değil efendim! Müşteri: Nasıl yani? Operatör: Tıbbi kayıtlarınıza göre tansiyonunuz ve kolesterolünüz oldukça yüksek efendim. Müşteri: Nasıl? Peki ne almalıyım? Operatör: Diyet maydanoz-brokolili pizzamızı deneyin. Seveceksiniz. Müşteri: Seveceğimden nasıl emin olabilirsiniz ki? Operatör: Geçen hafta bir kitapçıdan ‘Maydanozun Faydaları’ ve ‘Brokoli Yemekleri’ kitaplarını almıştınız efendim. Müşteri: Tamam, teslim oluyorum... Ondan bana 3 aile boyu gönderin lütfen. Ne kadar tutuyor? Operatör: 6 kişilik aileniz için bu yeterli olacaktır efendim. Toplam 61 YTL. Müşteri: Kredi kartıyla ödeyebilir miyim? Operatör: Maalesef nakit ödemeniz gerekecek efendim. Kredi kartınız limitini doldurmuş ve geçen yıl Kasım’dan beri bankanıza 3720,55 YTL borçlusunuz. Buna aldığınız plazma TV taksitleri de dahil değil üstelik... Müşteri: Sanırım adamınız buraya gelmeden önce yakındaki bir ATM’den nakit çekmem gerekecek. Operatör: Yapamazsınız efendim. Kayıtlarınıza göre bugünkü nakit çekme limitiniz olan 1000 YTL’yi doldurmuş durumdasınız. Müşteri: Önemli değil, siz pizzaları gönderin. Adamınız gelene kadar parayı ayarlarım. Gelmesi ne kadar sürer? Operatör: Yaklaşık 45 dakika efendim ama bu kadar beklemek istemiyorsanız 34 ZVT 666 plakalı motosikletinizle gelip daha kısa sürede buradan kendiniz de alabilirsiniz.. Müşteri: Ne! Operatör: Sistem kayıtlarına göre 34 ZVT 666 plakalı bir scooter motosikletiniz var... Müşteri: *’!^ *%^**%^I7* Operatör: Sözlerinize dikkat etseniz iyi olur efendim. Unutmayın ki 15 Temmuz 1997’de polise hakaretten tutuklanmıştınız... Müşteri: (Sessizlik...) Operatör: Başka bir isteğiniz var mı efendim? Müşteri: Yok... Bu arada reklamınızdaki 3 şişe bedava kolayı da gönderiyor musunuz? Operatör: Normal olarak gönderirdik efendim ama kayıtlarınıza göre diyabetliksiniz, size Zero Cola gönderiyorum. http://haber.gazetevatan.com/haberde...ryid=4&wid=142 |
31-01-2009, 17:03 | #157 |
|
Türkiye’yi dinleten hakimi dinleyip, açığa aldılar
Türkiye’yi dinleten hakimi dinleyip, açığa aldılar
Türkiye’yi dinleme izni veren karara imza atan hakim görevden alındı İzmir’in Özel Yetkili Savcısı Murat Gök, telefonlarını dinlettiği hakim S.T.’yi ’rüşvetle tahliye’ olayına adı karıştığı için görevden aldırdı. S.T. 2005 yılında MİT’e Türkiye’yi dinleme izni veren kararı imzalamıştı özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök’ün talimatıyla geçtiğimiz aylarda Çeşme’de başlatılan ’Sahil’ adlı operasyonla tefecilik ve yasadışı çek-senet tahsilatı yaptığı iddia edilen B.K. liderliğindeki çeteye darbe vuruldu. Çete liderinin de aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklandı. Bu operasyonun hazırlık aşamasında çete liderinin telefon dinlemesine Ağır Ceza Mahkemesi hakimi S.T. de takıldı. İddiaya göre hakim S.T. çete liderinin adam yaralamadan tutuklu kardeşinin serbest bırakılması olayına karıştı. Soruşturmayı yürüten Gök, olayla ilgili hazırladığı dosyayı ve teknik takiple (telefon dinlemeyle) elde edilen bilgileri, suçüstü yakalanma olmadığı için mevzuat gereği, soruşturmanın devam edebilmesi için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na gönderdi. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, önceki gün soruşturma dosyasını inceleyerek adı rüşvet iddialarına karışan hakim S.T.’yi soruşturma tamamlanana kadar açığa aldı. Hakim S.T.’nin Diyarbakır’da görevli olduğu 2005 yılında MİT’e tüm Türkiye’de dinleme olanağını sağlayan ve tartışmalara yolaçan karara imza attığı da öğrenildi http://w.gazetevatan.com/Turkiyeyi_d...20920/1/Manset |
07-09-2009, 15:05 | #158 |
|
Cep Telefonu Kayıtları 5 Yıl Saklanıyor
İletişimde büyük gözaltı
Kemal GÖKTAŞ - VATAN -------------------------------------------------------------------------------- Türkiye’de cep telefonu kullanıcılarının bütün iletişim bilgilerinin 5 yıl geçmişe yönelik olarak tutulduğu ortaya çıktı. GSM operatörlerinin tuttuğu bu bilgiler, gerektiğinde soruşturma ve davalarda kullanılıyor ANKARA - Cep telefonlarına ilişkin kayıtların tutulması, son günlerde Ergenekon davasıyla birleşen Danıştay saldırısı olayı ile ilgili soruşturmanın genişletilmesi ve Bakırköy’deki bir cinayet soruşturması sırasında geçmişe yönelik dinleme kayıtlarının mahkemeye gönderilmesi ile gündeme geldi. Bu iki olay kamuoyu tarafından bilinmeyen bir durumu ortaya çıkardı. Daha önce istihbarat örgütlerinin mahkemelere başvurarak 3’er aylık dönemlerle iletişim detay kayıtlarını aldığı biliniyordu. Ancak Yargıtay’ın jandarmaya yönelik verilen Türkiye genelindeki iletişimin tespiti kararını hukuka aykırı bularak bozmasının ardından bu tür genel kararlar alınamıyor. İstihbarat örgütlerinin iletişimin izlenmesine yönelik kararları Türkiye geneli yerine il bazında almaya devam ettiği belirtiliyor. Bu gelişmelere karşılık, herkesin iletişim bilgilerinin 5 yıl süreyle GSM operatörlerinde tutulduğu ve gerektiğinde kullanılması için ilgili makamlara verildiği ortaya çıktı. Buna göre GSM operatörleri, kimin kiminle görüştüğü, mesajlaştığı ve cep telefonunun baz istasyonu sinyal bilgilerini 5 yıl süreyle kayıt altında tutuyor. Baz istasyonu sinyal bilgileri yoluyla cep telefonu kullanıcılarının bulunduğu yerler de kayıt altında tutuluyor. Kayıtlar operatörlerde saklanıyor TİB Başkanı Fethi Şimşek, VATAN’a yaptığı açıklamada telefon detay kayıtlarının 5 yıl süreyle tutulması konusunda şunları söyledi: “Ücretlendirmeye esas fatura bilgileri operatörlerde var. Operatörlerle aboneler arasında ilerde hukuki bir ihtilaf olması halinde kullanılmak üzere bunlar bu sürede tutuluyor. Bunların mahkemelerde delil olarak kullanılması ancak TİB aracılığıyla mümkün. Adli bir soruşturma sırasında mahkeme kararıyla ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcıların talebiyle bu bilgiler operatörlerden alınarak mahkemeye ve savcılığa gönderiliyor. Ancak bunlar iletişimin tespitiyle sınırlı. Yani kimin kiminle görüşüp mesajlaştığına yönelik bilgiler. İçerik yani ses kaydı anlamında bunlar tutulmuyor.” Geçmişe yönelik dinleme var mı? Şimşek, İstanbul’daki bir cinayet soruşturması sırasında geçmişe yönelik dinleme kayıtlarının mahkemeye gönderilmesine ilişkin olarak da şunları söyledi: “Herhangi bir mahkeme kararı olmadan TİB üzerinden dinleme yapılamaz. Bahse konu haber bu açıdan yanlıştır. Zaten dinleme TİB’de değil, Emniyet, Jandarma ve MİT’te yapılıyor. TİB’de yapılan mahkemelerin verdiği dinleme kararlarının hukuka uygun olup olmadığına bakmaktır. Zaten, herkesi dinleyerek konuşmaları kaydedecek bir teknoloji de TİB’de yoktur. Olsa bile mahkeme kararı olmadan kimsenin dinlenmesine izin verilemez.” Kişisel verilerin gizliliğine aykırı İletiŞİm hukuku uzmanı avukat Fikret İlkiz VATAN’a yaptığı değerlendirmede, iletişim bilgilerinin 5 yıl boyunca saklanmasının insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. İlkiz, “İletişime ait detay kayıtlarının 5 yıl boyunca tutulması tamamiyle insan haklarına aykırıdır. Çünkü insan haklarına göre kişisel verilerin gizliliği esastır. Ama bizdeki sisteme bakarsanız kişisel verilerin gizliliği kişiler için geçerli, öyle anlaşılıyor. Kolluk güçleri istedikleri gibi değerlendiriyorlar ama kişi bunlara ulaşamıyor” dedi. İlkiz, bu uygulamaya karşı herkesin dava açma hakkı olduğunu belirterek “Bu konuda hukuki girişimde bulunmak isteyen vatandaş, öncelikle bilgi edinme hakkı çerçevesinde kişisel verilerin ne olduğunu sormalı. Eğer varsa ve tutuyorlarsa kişisel verilerin gizliliği konusunda dava açmalıdır. Bu dava hem bir hak ihlali nedeniyle tazminat davası şeklinde olabilir hem de kensidiyle ilgili verilerin imha edilmesi talebiyle açılabilir” dedi. İlkiz, bu konuda AİHM kararlarının da net olduğunu belirterek “AİHM kararlarına göre bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin (Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.) ihlalidir” dedi. İlkiz, AİHM’e dava açmadan önce iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğini kaydetti. “İşin kolayına kaçılıyor” TelefonlarIn dinlenmesiyle ilgili olarak yapılan tartışmalarda ön plana çıkan siyasetçilerin başında MHP Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir geliyor. İstanbul eski Emniyet Müdür olan Özdemir VATAN’a şunları söyledi: “Şu anda sizinle Gaziantep’teki evimin önünde konuşuyorum. Teknik olarak bunu tespit etmeleri mümkün. Bunu baz istasyonları kanalıyla yapıyorlar. Ancak bu bilgileri 5 yıl boyunca saklı tutuluyor olması iletişim özgürlüğü açısından sorunlar yaratıyor. Özellikle bu bilgilerin mahkemelerde delil olarak kullanılması konusunda şüphelerim var. Çünkü cep telefonu taşınabilir bir cihaz. Birisi sizin cep telefonunu taşıyarak suç işleyebilir. O zaman suçlu siz mi olacaksınız? İşte bu yüzden sanki silahınıza sahip çıkıyor gibi cep telefonunuza sahip çıkmanız gerekir. Ancak bakanın söylediği gibi sadece şekilsel değil içerik anlamında da dinlemeler olduğunu düşünüyorum. Bugün suçluluları yakalamak için cep telefonu kullanılıyor. Suçlularla mücadele için başka enstrümanlar da var. Bu, işin kolayına kaçmak.” YÖNETMELİK NE DİYOR? 14 ŞUBAT 2007’de Resmi Gazete’de yayınlanan “Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin yönetmelik” 5 yıl saklanan bilgilerle ilgili şu bilgiye yer veriyor: “İletişimin tespiti: İletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemlere bu ad verilir” İngiltere’de 1 yıl, İtalya’da 5 yıl Cep telefonları şirketlerinin müşterin özel bilgilerini belli bir süre de olsa saklaması, dünyada da çok tartışılan bir konu. Başta ABD ve İngiltere’de olmak üzere birçok ülkede birçok sivil toplum kuruluşu, özel şirketlerin ve devletlerin bu tür bilgilere ulaşmasını sert eleştiriyor. İngiltere’de telefon operatörleri, müşteri bilgilerini kanunların izin verdiği 1 yıl süreyle saklıyor. İtalya’da bu süre ise 5 yıl. 2006 yılından Avrupa Birliği üye ülkelere, vatandaşlarının cep telefonu bilgilerini 6 ay ile 2 yıla kadar süreyle saklanması ile ilgili kanun çıkarmalarını tavsiye etti. Ancak üye ülkelerin yarısı, bu tavsiyeye henüz uymuş değil. Yasa 3 yıldır Meclis’te bekliyor HERKESİN iletişim ve seyahatlerine ilişkin verilerin bu şekilde tutulmasını önleyebilecek bir kanun tasarısı ise 3 yıldır TBMM’de tutuluyor. “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı” 28 Temmuz 2006’da Meclis’e sevk edildi ancak, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra kadük olan tasarı Ekim 2007’de yenilendi. Tasarıda, kişisel nitelikteki verilerin tanımı yapılıyor ve korunması amacıyla idarî bir yapının oluşturulması hedefleniyor. Tasarıyla kişisel verilerin hangi hallerde kullanılacağı ayrıntılarıyla düzenleniyor ancak hukukçular bu tasarı yasalaşsa bile kişisel verilerin korunmasını tam anlamıyla sağlayamacağını savunuyor. |
11-09-2009, 16:10 | #159 |
|
MOBESE nin düzeni sağlamaya yönelik bir sistem olduğu açıkca belli.Bu sebepten ötürü keşke daha fazla gözetlensek bile diyorum.
Saygılarımla. |
13-09-2009, 20:42 | #160 |
|
Nİyet ???
NİYET kelimesi sihirli bir kelimedir.
Dünyada hiçbir kılıç insan boynu kesemezdi, eğer "niyet" insan boynu kesmek ve kelle almak olmasaydı. Kılıç veya bıçak, kameradan çok daha tehlikeli ve öldürücüdür. O halde, onu da mı yasaklamayı düşünelim ve dünya üzerinde hiç kesici alet kalmasın mı? Niyet iyi mi kötü mü? Sorun niyettedir. NİYET VAR ise ve sorunları çözmek niyetinde iseniz sorunlar çözülür. NİYET YOK ise sorunları çözemezsiniz ve sorunlar daha da büyür. Peki dünya üzerindeki insanların niyetlerinden emin olabileceğimiz bir ortamı yaratabilecek bir mekanizma veya bir cihaz var mı? Hayır. Yoktur. Tanrı bile ibadet etmeden önce içinizden de olsa niyet edin diyor. Niyetinizi kalbinizden geçirin diyor. Belli ki kayda geçsin ve öteki dünyada itiraz ve inkar eden olursa o kayıtları delil olarak öne sürmek istiyor. "Beyinlerde ve kalplerde olan biteni bilen ve herşeye kadir olan yaratıcı bile insanlardan (kullarından) niyet beyanı istiyor. Bu çok ilginçtir. Bunun anlamı üzerinde düşünülürse, görülecektir ki, yaratıcı bile bu dünyada kulunun iradesine karışmıyor. Başka türlü öte dünyada hesap sormazdı. O halde, bu dünyada tanrının bile karışmadığı o hür iradeyi ve bir insanın ruhunda saklı olan niyetini siz nasıl kontrol edebilirsiniz? Sadece mobese kameraları için de değil. Genel olarak, tartışılması gereken şey, niyetin ne olduğudur... Sokaklara kamera konulup konulmaması değil, hangi niyet ile sokaklara kamera konulacağı ve hangi niyet ile kayıtların kullanılacağı önemlidir. Gerisi hikayedir. Anadolu'da bir anonim hikaye vardır: Bir adam aşırı derecede kıskançmış ve çok temiz kalpli olan karısını hep kendisini aldatmakla suçlar ve eziyet edermiş. Karısı bu duruma katlanamaz hale gelince, niyetini bozmuş ve adama dersini vermek üzere, bir delikanlı ile anlaşmış. Kocasının geleceği saatte elini hamura bulamış. Delikanlı da evin tuvaletine saklanmış. Adam gelince, kadın eli hamurlu şekilde kocasını karşılamış ve aman bey demiş, tam da sana hamur açıyordum, ellerim hamurlu, tuvalete gitmem lazım, şu uçkuru bir çöz de işimi göreyim demiş. Adam denileni yapmış, kadın işini görmüş gelmiş (delikanlı pencereden kaçıp gitmiş) ve kocasına aman bey şu uçkuru bağla da senin hamuru bir güzel yoğurayım demiş... Anadolu'da evlenecek delikanlılara anlatılan bir hikayedir bu. Halk kültürümüz zengindir. Niyet, en önemli unsurdur. Kamera, ayrıntıdır. |
19-09-2009, 02:23 | #161 |
|
Bir ArkadaŞimin SÖylemine GÖre Ankarada Mobesa Kamerasi YokmuŞ Trafik IŞiklarinda YokmuŞ Sebebini Sordum Cankayada Bir Ara Kamera KoymuŞlar Milletvekilleri Buna KarŞi ÇikmiŞ Rahat DolaŞamiyorlarmiŞ Yaptiklari Ne Yapiyorlarsa Artik Izlendiklerinden Rahatsiz OlmuŞlar Dedİ.ŞaŞirdim
|
14-11-2009, 19:55 | #162 |
|
Sizde mi Dinleniyorsunuz?
Danıştay Başkanı Mustafa Birden, yargı mensuplarının takibe alınmasının yargıyı kontrol etme amacı olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
“Yargı mensuplarının dinlenmesi, fiziki takibe alınması, yazılı ve görsel basında haber ve görüntülerine sıklıkla yer verilmesi yargıyı kontrol etme ve üzerinde etkili olma gayesinden başka bir şey değildir. İnsan hak ve özgürlüklerine yönelik ihlallerin engellenmesinde çok önemli konumları bulunan yargıç ve savcıların aynı neviden hak ihlallerine muhatap olmaları, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesini zedelediği gibi bu durumu insan haklarına saygılı, demokratik ülke kavramıyla bağdaştırma olanağı da bulunmamaktadır. Haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğine ilişkin Anayasal temel hak ve özgürlüklerde ciddi bir aşınma ve ihlalin varlığı söz konusu. Gelinen noktada sadece yüksek yargı mensupları, hakim ve savcılarla ilgili değil, tüm dinleme kararlarında gerekli özen ve hassasiyetin gösterilmediği görülüyor. ‘Ben de dinleniyor muyum?’ yolundaki endişe ve korkular toplumda ciddi bir güven bunalımı yaratmıştır. İnternette, haber ve yayın organlarında hergün yeni bir ses ve görüntü kaydı yer alıyor. Bu, mahkeme kararıyla yapılan teknik takip ve dinlemeler dışında gayri hukuki dinleme yol ve yöntemlerine sıkça başvurulduğu konusunda kamuoyunda yaygın bir kanının oluşmasına sebebiyet vermiştir. Toplumda oluşturulan güven bunalımı en kısa sürede telafi edilmeli, en etkili ağızlardan kamuoyunu tatmin edici açıklamalar yapılmalıdır.” http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12...id=0&oid=0&l=1 |
14-11-2009, 19:59 | #163 |
|
Sizi de mi dinliyorlar
Korkudan ‘cep’lerini kapatıyorlar
En yüksek tirajlı Amerikan gazetelerinden biri olan New York Times, Ergenekon davası ve telefon dinlemeleriyle ilgili ilginç bir yoruma yer verdi. İşte gazetenin haberi: “Ergenekon Türkler’in atalarına göre bir mistik vadiydi. Ama modern Türkler’e göre Türkiye’nin tarihindeki en ateşli davanın adı. 2007 Haziran’ından bu yana 300’den fazla kişi gözaltına alındı. 194’ü hakkında dava açıldı, 43’ü ise halen soruşturuluyor. Suçlamaların ciddiyeti soruyu kime sorduğunuza bağlı olarak değişiyor. Bir kısım, bu kişilerin yargının manipülasyonu sonucunda kurban olan masumlar olduklarını, bir kısım ise Türkiye ve Türk hükümetine karşı çok büyük bir tehlike olduklarını söylüyor. Bu dava Türkiye’de laik güçlerle İslami tandanslı hükümet arasındaki büyük savaşı da gözler önüne serdi. İddianameleri inceleyen Türkiye uzmanı Gareth Jenkins’e göre suçlamaların bazıları fantastik ve absürd. İddianamede telefon dinleme kayıtlarına çok sık bir şekilde yer veriliyor. İşte bu nedenle entelektüeller ve gazeteciler akşam yemeklerinde buluştuklarında ilk yaptıkları için telefonlarını kapatmak olduğunu söylüyor.” http://haber.gazetevatan.com/haberde...?Newsid=270670 |
16-12-2009, 20:21 | #164 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın persona ısrarlı bir şekilde çağımızda özel hayatın teknolojik gelişim neticesinde zaten yok olduğunu ve var olandan da gövenliğimiz için vazgeçmemiz gerektiğini belirtiyor. Üzerinde durulması gereken iki konu var ortada: 1. Güvenliğimiz uğruna, devletin verilerimizi depolamasına göz yummamız gerektiği ve 2. Özel hayatın zaten ortadan kalktığı, buna karşı yapabileceğimiz herhangi bir şey olmadığı. 1. Güvenliğimiz uğruna, devletin verilerimizi depolamasına göz yummamız gerektiği: hiçbir itirazım yok, eğer toplanan veriler gerçekten güvenliğimizi koruyacaksa. Burada belirttiğim ‚eğer‘ üzerinde durulması gereken bir kavram bence. Bal tutan parmağını yalar hesabıdır sonuç, çünkü veriileri elinden tutanın bunları kötüye kullanmıyacağını veya verilerin üçüncü kişilerin eline geçmesini hiçbir şekilde önleyemezsiniz Uzağa gitmeye gerek yok, ‚telekulak‘ hepimizin malumu demekle geçiştimeyeceğim; Almanyadan bir örnek: Hıristiyan Demokratlara ait bir milletvekili, sosyal demokrat birisine ait olan verileri, polis olan kızından elde edip dışarıya sızdırdı bundan bir süre önce. Olay ortaya çıktığından beri hasta hıristiyan demokrat milletvekili, ortaya çıkmaktan korkuyor. Benim bu konudaki en büyük korkum, sistem değişikliği olduğunda yeni güç sahiplerinin eskilerin topladığı verilerden nasıl faydalanacağı. 2. Özel hayatın zaten ortadan kalktığı, buna karşı yapabileceğimiz herhangi bir şey olmadığı. Tarihte ‚temel hak ve özgürlükler‘ denen bir kavram zaten yoktu. Bu kavramlar Fransız Devrimi’nin sonucu olarak hukuktaki bugünkü yerini aldı benim bliğim kadarı ile. Teknolojik ilerlemenin/devrimin ve küreselleşmenin bu temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak üzere olduğu da bir gerçek. Bence bu gidişi önlemenin iki yoılu var, yeni bir hukuk devrimi veya temel hak ve özgürlükleri insanlık onuru olarak gören tek tek hukukçuların gidişi önlemek için çabalamaları. Hukuk devriminden fazla bir şey beklenir mi bilemiyeceğim. Geriye sözünü ettiğim ikinci yol kalıyor. Bundan önceki Alman Hükumetinin, CDU/CSU ve SPD den oluşan büyük koalisyonun getirdiği kişisel verilerin güvenlik gerekçesi ile altı ay depolanmasını öngören yasaya karşı Anayasa Mahkemesinde 35.000 dava açılmış. Davacıların aralarında eski ve yeni bakanlar, millertvekilleri ve şimdiki adalet bakanı var. O zamanlar muhalefette olan ve yasanın iptali için dava açan şimdiki bakının nasıl bir tavır takınacağı merak ediliyor. Konu Asteriks hikayesine döndü; Temel hak ve özgürlükleri insanlığın onuru olarak gören bir avuç hukuksever, Asteriks’in küçük Galya Köyünün, Romalılara karşı duruşuna benzer bir duruşla, bu hak ve özgrülükleri güvenlik adına ortadan kaldırmaya çalışan küreselleşen tekniğe ve yerel yöneticilere ve küresel firmalara baş kaldırıyor. Saygılarımla |
18-02-2010, 21:25 | #165 | |||||||||||||||||||||||
|
O da geliyor ve gelecek te, şu Almanlar muzırlık yapmasa! Ne mi yapıyorlar? Anlatayım. Dünya devi Google Firmasının 'Google Earth'den sonra bir de 'Google Street View' adında bir uygulaması var. Google bununla uydular vasıtasıyla, caddeleri, evleri, sokaklarda park etmiş arabaları, sizin anlıyacağını menkul ve gayri menkul herşeyi gözetliyor ve başkalarına gözetletiyor. Yakında programa girdiğinizde komşunuzun yatak odasını bile gözetliyebileceksiniz gibime geliyor. Mobese kamerasına ve ona benzer cihazlara gerek yok artık; herkes herkesi gözetler ve dünya güvenlği de sağlanmış olur. İş daha o dereceye kadar gelmedi ama, şimdilik biraz önce saydıklarımı izleyebiliyorsunuz, komşunun yatak odasına ve dünya güvenliğine biraz daha zaman ister. Google sayesinde kardeş kardeş yaşamamıza ve güvenlik içinde yaşamamıza engel olan muzırlar işte burada sahneye çıkyor ve 'benim özel hayatım elden gitti' diye bağrışıp duruyorlar, sadece bağırmakla kalsalar iyi, üstüne üstlük bir de dava açıyorlar. Ama iş bununla da bitmiyor, çünkü tam bu noktada Almanya'nın Federal Adalet ve Federal Tüketici Bakanları ortaya çıkıp işi ters düz ediyorlar ve diyorlar ki 'bizim vatandaşlarımızın dava açmasına gerek yok, Google günde milyonlarca sayıda özel hayatın gizliliğini ihlal ediyor, bu ihlallerin önünü almak için Google'nın uydu vasıtası ile kaydedip yayınladığı kişilerden izin alması gerekir' Muzırlık işte, ellerine geçen fırsatı değerlendiremiyorlar. Google biraz daha maddi destek verip sistemin daha da geliştirilmesine yardımcı olsalar güvenlik problemlerini ne güzel çözerler halbuki. Değmez mi sizce güvenliğimiz için özel hayatımızın gizliliğinin birazıcık ihlal edilmesi. Aslına bakarsanız Almanların bu kadar gürültü çıkarmasına da gerek yok, gösterilenler altı üstü sessiz çekimler, bizim telekulaçılarımızdaki ses alıntıları bile yok.i Saygılarımla |
03-04-2010, 17:52 | #166 |
|
Konu BaŞliĞi Çok İlkel Kaliyor Artik
Konu: "Biri Bizi Gözetliyor"
Bu başlık artık çok ilkel kalıyor... Zira, iş bunun çok ötesine geçti. Gözetlemek de ne kelime? Üç kart (veya 3 kağıt) düzeni bile artık tek kart düzenine varmak üzere ve tek bir kart ile, bırakınız gözetlemeyi, uzaktan kumanda ile yönetilmek ve yönlendirilmek üzereyiz hanımlar, beyler... Banka kartı, sim kartı ve rem kartı (Türkçe söylenişleriyle) Yani; banka hesabı, bilgisayar internet hesabı ve cep telefonu hesabımız ile gözetlenmenin çok ötesinde yönetilmek ve yönlendirilmek üzereyiz. Bilgisayar yok iken bile, önce bir lider ve yardımcıları konseptine uygun çizgi roman kahramanları ile şartlandırıldık (yönlendirildik) sonra konsept değiştirildi ve bir tim veya ekip çalışması içinde eşit görevler üstlenen insan modeline uygun çizgi roman kahramanlarına geçildi... Farkında mıydık? Değildik. Bu üç kart düzeni kısa zamanda tek kart düzenine dönüşecek ve tek bir kart veya avuç içi cihaz ile hem banka hesaplarımız (iktisadi) hem bedensel vaziyetimiz (fiziki) hem de ruhsal/beyinsel durumumuz (istihbari) yalnızca gözetlenmeyecek, yalnızca erişilmeyecek veya kontrol edilmeyecek, aynı zamanda yönetilip yönlendirileceğiz. HAARP PROJESİ gizli ve süratlı bir şekilde geliştiriliyor. Tek merkezden tüm bilgilerimize, fiziki (bedensel) konumumuza ve ruhi (beyinsel) aktifliklerimize veya aksiyonlarımıza vakıf olmak bir yana, belki bize ilham da verecek ve fikir de aşılayacaklar... Biz de onları kendi düşüncemizmiş gibi algılayacak ve uygulayacağız... Gözetlenmenin "hukukiliği"ni veya bireyin "hürriyeti"ni tartışmakta çok geç kaldık ve tartışma anlamını çoktan yitirdi diyebilirim. Bireyler robotlaştırılıyorlar. Robot geliştirmekten daha ucuz olsa gerek... Facebook üzerinden bir hakimin, savcının veya avukatın (dostun veya düşmanın) zevklerini, temayüllerini, fikirlerini, inançlarını, heyecanlarını, anılarını vs. anasından, babasından, kocasından, karısından daha derin ve detaylı olarak öğrenebilirsiniz. Açık istihbaratı değerlendirme yetiniz mevcut ise... Elimize vazgeçemeyeceğimiz bir kart tutuşturulacak ve yolda, izde, internet üzerinden elektro manyetik ağlarda ve ortamlarda, nerede olduğumuzu, o anda ne düşündüğümüzü veya kiminle ne konuştuğumuzu, gelecek için ne planladığımızı öğrenmek bir yana, bireyin yönetilip yönlendirilmesi ihtimali mevcut... Haa Devlet mi? O ancak yerel asayişi sağlamakla görevli olabilir? Hani tek merkezden bireye müdahale ekonomik olarak pahalıya geleceğinden, Devlet görevlileri birileri adına yerel asayişi sağlamakla görevli olurlar... Yani, uluslararası gücün emrindeki yerel jandarma/polis. Kemerlerinizi bağlayın! Uçuyoruz... Ama, bence olay budur. Bu mudur? Evet budur... Birileri bizi sokakta gözetliyorlarmış da... Ne gam! Hayyam, Hayyam... Ömer Hayyam... "Siz hiç gitmeyecek gibisiniz değil mi? İşte gidenler de sizin gibiydiler." |
05-04-2010, 00:28 | #167 |
|
Biri Bizi Gözetliyor
Sayın fikirbay;
ben seksen sonrası ikiyıl civarında kaçak yaşayabildim. Ama bugün bir ay yaşayabileceğimi sanmıyorum. Sistem bizi kendi araçları ile kontrol altına alıken bizide sisteme adapte ederek kontrol makenizmasını kolaylaştırıyor. Garip bir durum. Artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek gerek. Saygılar. |
16-05-2010, 16:10 | #168 |
|
Google Herkesi Gözetlemiş!
Google herkesi gözetlemiş!
Google StreetView için yaptığı çalışmalarda büyük bir skandala imza attı İnternetin en büyük arama motoru Google ABD ve Avrupa’da hizmete sunduğu StreetView için yaptığı çalışmalarda büyük bir skandala imza attı. Avrupa ve ABD’yi neredeyse sokak sokak en ince ayrıntısına kadar gösteren StreetView için yollarda dolaşarak çekim yapan araçlarının geçtiği yerlerde şifresiz çalışan kablosuz internet bağlantılarından da bilgi topladığı ortaya çıktı. Alman yetkililerin uyarısı üzerine inceleme yapan Google, ülkede 600 gigabyte’ın üstünde bilginin bu şekilde toplandığını açıkladı. Google mühendisleri şimdi kullanılan yazılımı elden geçirmek ve toplanan bilgileri ayıklayarak temizlemek için uğraşıyor. Firma yöneticilerinden Alan Euastace da hatayı kabul ederek özür diledi. Euastace “Ancak bu konuda yetersiz kaldık. Ciddi bir hata yaptık ama bu bilgiler arama motoru dahil hiçbir Google hizmetinde kullanılmayacaktır” dedi. Google’ın en çok tartışılan uygulamalarından olan StreetView, bir harita üzerinde seçilen sokakların fotoğraf olarak görülmesini sağlıyor. Uygulamanın yakın bir tarihte Türkiye’de de hizmete girmesi bekleniyor. http://www9.gazetevatan.com/google-h...5804/43/Manset |
09-06-2010, 20:02 | #169 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Konuyu tam 4 yıl önce açmışım. Ne Ergenokon Davası vardı, ne Balyoz Operasyonu, ne de Deniz Baykal'ın kasedi vs.vs... İlk mesajlardan bazılarından alıntı yaptım. Koyulaştırdığım bölümleri dikkatlere sunmak istiyorum. Kimlerin dinlendiğini, izlendiğini ve ne dediklerini vaktim yettiğince bu alana taşımaya çalıştım. Son dinlenen kişinin beyanatında da bazı bölümleri koyulaştırdım. Tanıdık geldi mi? Şimdi benim üye imzamın ilk bölümüne bakın, lütfen. Yine mutlu olmadım.
|
09-06-2010, 20:30 | #170 |
|
Bu da anketin son durumu!
nket Sonucu: MOBESE Kameraları bizi mi gözetlemektedir?
Evet bizi gözetlemektedir. Ancak sakıncası yok güvenlik için gerekli bir şey. 176 45.48% Hayır, sadece suç işleyenleri veya işleyecekleri gözetlemektedir. 22 5.68% Evet bizi de gözetlemektedir. Kendimi BBG evinde gibi hissediyorum. 24 6.20% Gözetlese de, benim için sakıncası yok. Çünkü kaygı duyacak davranışlarda bulunmuyorum. 75 19.38% Evet bizi gözetlemektedir. Birileri arşiv amaçlı ve kötüniyetle kullanabilir.Karşıyım 45 11.63% Evet . Ayrıca bu kişi hak ve özgürlüklerine bir saldırı sayılmalıdır. Hukuka aykırıdır. 114 29.46% Birden Fazla Seçenek İşaretlenebilen Anket. Oy Verenler: 387. Bu ankette daha önce oy kullandınız. (Anket no : 94) |
09-06-2010, 20:55 | #171 | |||||||||||||||||||||||
|
THS gibi bir hukuk sitesinde "Sakıncası yok" anlamına gelen seçeneklerin daha fazla işaretlenmesi üzücü... Ama itiraf edeyim ki, "Sakıncası var" anlamına gelen seçeneklerin bu kadar çok işaretleneceğini tahmin etmemiştim. Demek ki, enseyi karartmamak lazımmış. |
09-06-2010, 21:31 | #172 | |||||||||||||||||||||||
|
http://www.turkhukuksitesi.com/showp...7&postcount=35 demişsiniz... Suat Bey... )) Türkiye'nin terörle mücadelesi sürdükçe ben de Mobeseyi güvenlik için gerekli görüyorum. |
10-06-2010, 10:12 | #173 |
|
MOBESE kameraları eğer doğru amaç için etkili şekilde kullanılıyor ise elbette sağladığı, sağlayacağı yararlar ile kamu düzeni ve yararına da aykırılık teşkil etmeyeceği düşüncesindeyim. Ancak yaşadığımız ülke--> Türkiye. Ne yazık ki bu konuda Sn. Av. Suat ERGİN ile aynı endişeleri yaşamaktayım. Ne de olsa bu ülkede ne yazık ki herşeyin yeri gelir diye arşivlendiğini, usulsüz ve hukuka aykırı birçok dinleme yapıldığını ve hatta bunların gazetelerde manşet manşet yayınlandığı ve insanların hukuka, adalet sistemine olan inancının bilinçli ve sistemli bir şekilde kırılmaya çalışıldığını ve hatta ne yazık ki bir kısım insanlar üzerinde de bu başarının sağlandığı aşikardır. Gelecekte kamu yararı adına MOBESE gibi birçok uygulamanın geliştiği ancak bunların kukuka aykırı saklanıp ileride yine hukuka aykırı şekilde delil teşkil etmek üzere arşivlenmediği, kullanılmadığı gerçek amacından şaşmayacak ve gerçekten kamu yararı için kamu adına yapılabildiği bir ülke olabilmeyi temenni ediyorum.
Saygılarımla |
10-06-2010, 18:24 | #174 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Cevap verdiğim metni alıntılamadığınız için, alıntısını yaptığınız mesajım anlamını yitirmiş. Okuyacaklar için cevap verdiğim mesajı alıntılıyorum:
Diper yazdığınız konuda defalarca görüş belirttiğim ve zaman beni haklı çıkardığı için yeniden yazmama gerek bulunmamaktadır. |
04-12-2010, 01:15 | #175 |
|
Özür dileyerek belirtiyorum.
Mobese şu ana kadar neyi engelledi. Mobese başındaki arkadaşlar Protokol geçişi hariç neyi dikkate aldılar. Veeeee. Bir tane insan çıksın desin ve bana ispatlasınki. Türkiyede kişilerin kayıtları (Telefon, görüntü, ses v.b.) tutulmuyor. Emn. te bi vatandaşlık numarası girilsin bakın neler neler dökülüyo ortaya. |
14-02-2011, 11:20 | #176 |
|
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futb...95.asp?gid=373
Türkiye'nin konuştuğu anketin sonuçları Paylaş Hurriyet.com.tr'nin dev anketi sona erdi... Bir iş adamının TT Arena’daki kameralarla ilgili isyanıyla başlayan, Balıkesir’deki mahkeme kararıyla devam eden ‘kameralı hayat’ tartışmasıyla ilgili "Her yere kamera konulması sizce doğru mu?" sorusunu sormuştuk. Ankete katılan 65 bin kişi kararını verdi. 31 bin kişi 'Her yere kamera konulsun' yanıtını verirken, 32 bin kişi ise kameralı hayata 'hayır' dedi. |
14-02-2011, 11:26 | #177 | |||||||||||||||||||||||
|
|
14-02-2011, 11:56 | #178 | |||||||||||||||||||||||
|
Anayasa halk oylaması sonucu gibi (neredeyse). İlginç... |
14-02-2011, 11:57 | #179 | |||||||||||||||||||||||
|
31.000 Kişi de evet demiş... Sizce bu oran alkışlanabilir mi? |
14-02-2011, 12:32 | #180 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben "hayır" diyen çoğunluğu alkışladım. "evet" diyenler, anlamıştır. Ayrıca, bir günlük gazetede "hayır" oyu verenler, "evet" oyu verenlerden daha çoksa; hukukçuların ağırlıkta olduğu THS'de "evet" oyu verenlerin daha fazla olması, üzerinde düşünülmesi ve üzülünmesi gereken bir konudur. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yaşamak Değil ,Bizi Bu Telaş Öldürecek.. | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 8 | 02-12-2007 02:15 |
Affet Bizi Heraklit! | Av. Bülent Sabri Akpunar | Hukuk Sohbetleri | 0 | 30-01-2003 15:27 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |