Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Anket Sonucu: Hukukta Uzmanlık Sınavını
Destekliyorum 544 66,91%
Desteklemiyorum 226 27,80%
Kararsızım 43 5,29%
Oy Verenler: 813. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 276)

HUS Hukukta Uzmanlık Sınavı

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 4,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-01-2010, 16:30   #91
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Bence bu aşamadan sonra sınav olup olmaması değil sınavın ve hukuk eğitiminin nasıl olması gerektiği tartışılmalı. Çünkü anayasa mahkemesi sınavı kaldıran kuralı iptal etti.
Old 22-01-2010, 15:59   #92
Av. Özge TOSUN

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım ve sevgili arkadaşlar;

Foruma yeni katılmış bir üye olarak izniniz olursa kısaca bir anım eşliğinde görüşümü beyan etmek isterim;

Ben İst. Üni. 2000 girişliyim, avukatlık sınavı hatırlanacağı üzere 2001 mayıs girişli öğrencileri(yanılmıyorsam) kapsamaktaydı. Okulda okurken, ailemde hukukçu olmayışı ve okuduğum dönemde başta AİHM olmak üzere neredeyse her gün bir şekilde Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararlarından bahsedilmesi, hukukçuların yorumlarda bulunması okuduğum bölümde beni hem heyecanlandırıyor hemde şımartıyordu,diğer bir anlamda zevkle okuyordum muazzam hayallerimle??? derken okul bitti stajer oldum, bu dönemde İstanbulda kalabilmem için ücret almak zorundaydım zira ailem destek olamazdı, gittiğim kimi görüşmelerde öyle acı teklifler sunuyorlardı ki... (Misal öğle yemeğinde yarım tavuk döner yersin diyenler bile vardı) mesleğime olan inancım ve hayallerim azalmıştı. Stajım bitince bu sefer aynı çile avukat olarak iş aramaya başlamamla da devam etti. Tabi avukat olmak için ruhsatname için verdiğim 1000 liranın üzerindeki meblağdan bahsetmiyorum. Sınava tabi olan bir arkadaşım, dün gibi aklımdadır, sınavın iptalinin görüşüldüğü bir meclis oturumunu heyecanla izliyordu ve staj eğitim merkezinde binlerce imza toplanmıştı...;

Şimdi;

Aynı arkadaşımın çalıştığı büro da avukat fazlalığı olduğundan işten bile çıkarılması gündemde, çalışan bir arkadaşım ayda 400 TL(lütfen bu rakamı unutmayın!!!)belki kazanıyorum diyor ve yapabileceği tek şeyi hakimlik sınavına çalışmak olarak görüyor. Öğreniyorum ki bırakın özel üniversiteleri kendi okulum bile 1200 öğrenci alıyor. Peki biz bu durumda avukatlığın serbest meslek olması, kazanılmış hak olması, huk. fak. öğrencilerinin sınava tabi olmaması vs vs nasıl tartışabiliriz. Aç insanların demokrasi mi umrundadır, yoksa karınlarını duyurması mı? Meslek icabı bu mesleğin yapılması gereken yer ofistir. Mesleğin saygınlığı için tabii ki engin bilginin yanı sıra şık görünmek de gerekmektedir. Bu kadar fakültenin içerisinde binlerce öğrenci yine bu sınav olmamalı diyecek, mezun olacak, şanssız olanlar belki iş bile bulamayacaktır. Eğer gerekirse ben de tüm avukatların sınava girmesini, her gün umutsuzca işe gidip dışardan "avukat adam" övmeleri altında ezilip bir gıdım paraya çalışıp icra dairelerinde helak olan meslektaşlarımı görmeye yeğlerim. Ben az önce saydığım arkadaşlarımdan daha şanslıyım ama bu gerçekleri görmeme engel değil, o sıralardan yeni gelmiş, dününü unutmamış, çevresinde mesleğine, çektiği çile yüzünden en ufak saygısı kalmamış arkadaşları olan biriyim. Bu aslında bir vicdan meselesidir değerli arkadaşlar bu sınavla çözülebilir mi? eğitim sistemi kaliteli hale getirilse daha mı iyi olur? Artık bu sorular için gayet ve gayet geçtir. Durum inanın çok vahim, zira insanlara umut verip bu umutları bir anda onlardan almak o insanlar için bir yıkım, şu an olan da bu. Sınavı geçememekten korkup, "sınav olmasın olur mu öyle şey diyen" ve şimdi "çok avukat olması sebebiyle" işten çıkartılabilecek arkadaşım için de bu bir yıkım, gece gündüz ders çalışıp, asosyal yaşayıp, şimdi iş dahai bulamayan arkadaşım için de.

Özel üniversite mezunu arkadaşlarım alınmasın ama, bizim sınavdan sınava gördüğümüz hocalarımızdan 20-30 kişilik sınıflarda ders alamamak bizim mi suçumuz, paramızın olmayışı mı? veyahut bırakın bunu yurt dışında kazandığım yüksek lisansa maddi durumum sebebiyle gidememek de mi benim suçum?Peki Stajda ücret alınamaması alınsa bile dalga geçilir gibi ücret verilmesi, yılda 400 Lira aidat alan baroların burs yerine tacir gibi faizsiz de olsa kredi vermesi, mezun olmuş 1 senedir sigortasız, belki de ücretsiz yaşamış, sonrasında da dalga geçilir gibi ciddi bir meblağ ücret ruhsat almaya meslektaşım itilmesi, Herkes bir gün hukukçu olacak sloganıyla tonlarca fakültenin açılması, hür iradesiyle araştırması, şık görünmesi, adaleti sağlamada önemli rol alması gereken ama umutsuz ve artık neredeyse çaresiz bırakılan meslektaşlarımın kaybolan umutları kimin suçu?

Günü kurtaran veyahut kendini kurtaran bir zihniyet eğer bu mesleğe de sıçramış ise, okuyan umut dolu insanların çok değil 2-3 sene sonra hayalleri yıkılacaksa burada herkesin gönlünü alarak bir sonuç alınamaz. Eğer soruna cidden çözüm diyorsanız, eğitimin ücret karşılığında olmasına karşı çıkmalıyız, herkes meslek sahibi olacak sanıp binlerce insana aynı diplomayı verip, rekabet yaratıp, umutsuz işsiz, 3 kuruşa çalışmak zorunda kalan meslektaş yaratan zihniyete karşı çıkmalıyız, 3 saatlik sınavlara kaderimizi bağlamamıza karşı çıkmalıyız. Yani eğitim sistemin kalite olması veyahut diğer tum hususları tartışmak ancak gerekli koşullar sağlanınca olabilecektir. Biz bu koşulları sağlayabilecek bir sisteme dahi sahip değilken…


Sevgili arkadaşlar inanın çoğu avukat, meslek onurundan, rencide olmamak için, utancından kötü durumlarını dile getirmekten çekiniyor,
Yazdıklarımdan ötürü eğer başta meslektaşlarım olmak üzere üzdüğüm insanlar olduysa lütfen özrümü kabul edin.
Old 22-01-2010, 16:35   #93
kordelya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Özge TOSUN
Değerli meslektaşlarım ve sevgili arkadaşlar;

Foruma yeni katılmış bir üye olarak izniniz olursa kısaca bir anım eşliğinde görüşümü beyan etmek isterim;

Ben İst. Üni. 2000 girişliyim, avukatlık sınavı hatırlanacağı üzere 2001 mayıs girişli öğrencileri(yanılmıyorsam) kapsamaktaydı. Okulda okurken, ailemde hukukçu olmayışı ve okuduğum dönemde başta AİHM olmak üzere neredeyse her gün bir şekilde Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararlarından bahsedilmesi, hukukçuların yorumlarda bulunması okuduğum bölümde beni hem heyecanlandırıyor hemde şımartıyordu,diğer bir anlamda zevkle okuyordum muazzam hayallerimle??? derken okul bitti stajer oldum, bu dönemde İstanbulda kalabilmem için ücret almak zorundaydım zira ailem destek olamazdı, gittiğim kimi görüşmelerde öyle acı teklifler sunuyorlardı ki... (Misal öğle yemeğinde yarım tavuk döner yersin diyenler bile vardı) mesleğime olan inancım ve hayallerim azalmıştı. Stajım bitince bu sefer aynı çile avukat olarak iş aramaya başlamamla da devam etti. Tabi avukat olmak için ruhsatname için verdiğim 1000 liranın üzerindeki meblağdan bahsetmiyorum. Sınava tabi olan bir arkadaşım, dün gibi aklımdadır, sınavın iptalinin görüşüldüğü bir meclis oturumunu heyecanla izliyordu ve staj eğitim merkezinde binlerce imza toplanmıştı...;

Şimdi;

Aynı arkadaşımın çalıştığı büro da avukat fazlalığı olduğundan işten bile çıkarılması gündemde, çalışan bir arkadaşım ayda 400 TL(lütfen bu rakamı unutmayın!!!)belki kazanıyorum diyor ve yapabileceği tek şeyi hakimlik sınavına çalışmak olarak görüyor. Öğreniyorum ki bırakın özel üniversiteleri kendi okulum bile 1200 öğrenci alıyor. Peki biz bu durumda avukatlığın serbest meslek olması, kazanılmış hak olması, huk. fak. öğrencilerinin sınava tabi olmaması vs vs nasıl tartışabiliriz. Aç insanların demokrasi mi umrundadır, yoksa karınlarını duyurması mı? Meslek icabı bu mesleğin yapılması gereken yer ofistir. Mesleğin saygınlığı için tabii ki engin bilginin yanı sıra şık görünmek de gerekmektedir. Bu kadar fakültenin içerisinde binlerce öğrenci yine bu sınav olmamalı diyecek, mezun olacak, şanssız olanlar belki iş bile bulamayacaktır. Eğer gerekirse ben de tüm avukatların sınava girmesini, her gün umutsuzca işe gidip dışardan "avukat adam" övmeleri altında ezilip bir gıdım paraya çalışıp icra dairelerinde helak olan meslektaşlarımı görmeye yeğlerim. Ben az önce saydığım arkadaşlarımdan daha şanslıyım ama bu gerçekleri görmeme engel değil, o sıralardan yeni gelmiş, dününü unutmamış, çevresinde mesleğine, çektiği çile yüzünden en ufak saygısı kalmamış arkadaşları olan biriyim. Bu aslında bir vicdan meselesidir değerli arkadaşlar bu sınavla çözülebilir mi? eğitim sistemi kaliteli hale getirilse daha mı iyi olur? Artık bu sorular için gayet ve gayet geçtir. Durum inanın çok vahim, zira insanlara umut verip bu umutları bir anda onlardan almak o insanlar için bir yıkım, şu an olan da bu. Sınavı geçememekten korkup, "sınav olmasın olur mu öyle şey diyen" ve şimdi "çok avukat olması sebebiyle" işten çıkartılabilecek arkadaşım için de bu bir yıkım, gece gündüz ders çalışıp, asosyal yaşayıp, şimdi iş dahai bulamayan arkadaşım için de.

Özel üniversite mezunu arkadaşlarım alınmasın ama, bizim sınavdan sınava gördüğümüz hocalarımızdan 20-30 kişilik sınıflarda ders alamamak bizim mi suçumuz, paramızın olmayışı mı? veyahut bırakın bunu yurt dışında kazandığım yüksek lisansa maddi durumum sebebiyle gidememek de mi benim suçum?Peki Stajda ücret alınamaması alınsa bile dalga geçilir gibi ücret verilmesi, yılda 400 Lira aidat alan baroların burs yerine tacir gibi faizsiz de olsa kredi vermesi, mezun olmuş 1 senedir sigortasız, belki de ücretsiz yaşamış, sonrasında da dalga geçilir gibi ciddi bir meblağ ücret ruhsat almaya meslektaşım itilmesi, Herkes bir gün hukukçu olacak sloganıyla tonlarca fakültenin açılması, hür iradesiyle araştırması, şık görünmesi, adaleti sağlamada önemli rol alması gereken ama umutsuz ve artık neredeyse çaresiz bırakılan meslektaşlarımın kaybolan umutları kimin suçu?

Günü kurtaran veyahut kendini kurtaran bir zihniyet eğer bu mesleğe de sıçramış ise, okuyan umut dolu insanların çok değil 2-3 sene sonra hayalleri yıkılacaksa burada herkesin gönlünü alarak bir sonuç alınamaz. Eğer soruna cidden çözüm diyorsanız, eğitimin ücret karşılığında olmasına karşı çıkmalıyız, herkes meslek sahibi olacak sanıp binlerce insana aynı diplomayı verip, rekabet yaratıp, umutsuz işsiz, 3 kuruşa çalışmak zorunda kalan meslektaş yaratan zihniyete karşı çıkmalıyız, 3 saatlik sınavlara kaderimizi bağlamamıza karşı çıkmalıyız. Yani eğitim sistemin kalite olması veyahut diğer tum hususları tartışmak ancak gerekli koşullar sağlanınca olabilecektir. Biz bu koşulları sağlayabilecek bir sisteme dahi sahip değilken…


Sevgili arkadaşlar inanın çoğu avukat, meslek onurundan, rencide olmamak için, utancından kötü durumlarını dile getirmekten çekiniyor,
Yazdıklarımdan ötürü eğer başta meslektaşlarım olmak üzere üzdüğüm insanlar olduysa lütfen özrümü kabul edin.

Söylediklerinizin tek kelimesine dahi katılmadan, sizi onaylamadan geçemedim; zira o kadar haklısınız ve aslında hukukçular olarak o kadar haklıyız ki...
Old 22-01-2010, 17:53   #94
Kilimanjaro

 
Varsayılan

Sayın Av. Özge TOSUN, meslekle ilgili tespitlerinize aynen, çözüm önerilerinize ise bir ölçüde katılıyorum.

Avukatlar olarak bizler mesleğimizi icra ederken aynı zamanda kamu hizmeti görmüş oluyoruz. Bu açıdan adalet mekanizmasında doğrudan görev alan savcı, hakim, avukat ve diğer çalışanların özellikle mali yönden (ülke şartlarının elverdiği ölçüde) güçlü kılınması gerektiğine inanıyorum. Yoksa bir Yargıtay başkanının ifade ettiği gibi, "vicdanıyla cüzdanı arasına sıkışmış" kişilerle sağlıklı yürüyen bir adalet mekanizmasının kurulması mümkün değildir. Mali yönden zayıf kılınmış hakim, savcı, avukatla adaleti mülkün temeli kılmak imkansızdır. Şayet adalet mekanizmasında görev alan kişileri mali yönden güçlü kılarsanız, bu durum mesleğe olan ilgiyi artırır, bu da rekabeti doğurur, rekabet te kaliteyi getirir.

Özellikle yeni ruhsatını almış avukatların çok düşük ücretlerle çalıştığı ne kadar gerçekse, bir kısım avukatların çok yüksek gelir elde ettikleri de o kadar gerçek. Yani gelirlerin bölüşümündeki adaletsizlik mesleğimiz için de söz konusu. Çok kişinin çalıştığı, çok yüksek gelir elde eden bürolarımız var... Mesela Avukatlık Kanunu'nda şöyle bir değişiklik yapılsa: "Bir avukat bir başka avukatın yanında ona tabi bir şekilde iş görürse, bu kişiye ödenecek aylık ücret ..........'dan az olamaz ve avukata ödenecek olan aylık ücret haricinde, avukatın bizzat takip ettiği işler sebebiyle elde edilen vekalet ücretinin de %...'ı tabi avukata ödenir." Böyle bir hükümle tabi çalışan avukatların mali sorunu büyük ölçüde çözülmüş olmaz mıydı?

CMK, adli yardım gibi havuz sistemleri etkin kılınsa ve bunlara yenileri eklense, mesela ilk beş yıl için vergiden muafiyet getirilse, bağımsız çalışan avukatların mali sorunları büyük ölçüde çözülmüş olmaz mıydı?

Bunlar çok çok ham fikirler, her yönüyle tartışılabilir. Detaylı düşünüldükten ve sorunu gerçekten çözmek istedikten sonra herkesin ikna olacağı bir formül pekala üretilebilir. Bu arada bir soru: Avukatların mesleki örgütlenmesi için kurulmuş olan barolar siyasi/ideolojik faaliyetler dışında acaba bu tür önemsiz (!) meselelerle ne derece uğraşıyorlardır dersiniz? Siz kendi sorununuzu kendiniz çözmez, çözüm önerileri geliştir(e)mezseniz, birileri gelir bu sorunları belki de size hiç sormadan ve hatta görüşlerinizin tam aksine bir şekilde çözer, siz de bunu seyretmek durumunda kalırsınız, değil mi? Bu gidişle olacak olan da bu zaten...
Old 23-01-2010, 21:22   #95
Oğuzhan Er

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nalan Nagehan ALTUĞ
Biri bana BAĞIMSIZ DÜŞÜNMEK ne açıklar mı.
Ve biri bana HUKUK ADALETİ DAĞITIRKEN İNSAN ELİYLE YAPIYORSA BUNU bu ne kadar adil olur ve o kişi ne kadar adil olabilir açıklar mı.
Ve biri bana BAŞLIĞA KONU SINAVIN İÇİNDEN CANAVAR ÇIKACAKMIŞ EDASIYLA DAVRANILMASININ MANTIĞINI açıklar mı.
Ve biri bana HUKUK FAKÜLETESİNE NEDEN MESLEK KAPISIYMIŞ GİBİ BAKILDIĞINI açıklar mı.
(Her bir sorunuzu ayrı bölümlerde kendimce cevaplamaya çalıştım.Eksiklik ve kusurlarım olmuş olabilir,ama nacizane düşüncelerim bunlardır.)
-Burada anlatılmak istenen bağımsız düşünme,maddi kaygıların ön plana çıkmayarak,mesleğin hukuk erdemi içinde sürdürülebilmesidir.
-Adaleti tabiki insanlar dağıtacaktır.Bu, insanların ihtiyaçlarına göre koyulan kanunlarla ve insanların kanunları tatbik etmesiyle sağlanacaktır.Adillik konusunda ise,aklı hür,vicdanı hür olmaktan söz edilir.Burada anlatılmak istenen ise tarafsızlık ve bağımsızlıktan başka bişey değildir.Bağımsızlık baskılardan ari olmak;tarafsızlık ise objektif olmaktır.Yine bunları sağlayacak olan unsur maddi kaygılardan uzak olmaktır.Eğer bir hukukçu bu şartlar altında da adil olamıyorsa(gerçi bu şartlar gerçekleşmese bile adil olmak hukukçunun boynunun borcudur) o kişi hukuçu değil,hukuk mezunudur sadece.
-Sınavla ilgili sorunuza gelince;zaten değerli meslektaşlarımızın taşıdığı kaygılar ve getirdikleri çözüm önerileri yeterince mantıklı diye düşünüyorum.
-Son olarak hukuk fakültesine ekmek kapısı olarak bakma meselesine gelelim.Hiçbir hukukçu(gerçek anlamda hukukun faziletini idrak edebilmiş kişilerden bahsediyorum) mesleğini icra ederken yani insanların hak arama mücadelesine yardım ederken buna ilk planda maddi boyutuyla yaklaşmaz.Fakat o hukukçunun da eşi ve çocukları vardır ayrıca kendisinin de hayatını idame ettirebilmesi ve kişisel gelişimini sağlaması gereklidir.Eğer siz bunları parasız olarak temin edebileceğimiz bir yol biliyorsanız paylaşın ki hukukçular mesleği sadece insani erdemlerine dayanarak, gerçekten inanarak,
işten çok hobi olarak zevk alarak yapsınlar.Aksi takdirde sorgulayıp suçlamanız gereken hukukçular değil,dünyadaki sistem olacaktır.Saygılarımla...
Old 24-01-2010, 06:59   #96
trajikomedya

 
Varsayılan

henüz birinci sınıfım ve gecenin bir yarısı,medeni hukuktan okuduğum dört yüz sayfanın ve çözdüğüm beş pratiğin ertesi,üşenmedim ve bu formdaki bütün yazıları tek tek okudum. öyle şeyler dile getirilmiş ki,bu bir birinci sınıf öğrencisi için :
Beş-altı yaşlarındaki bir çocuğun karanlık bir odada kilitli kalması yahut gecenin bir yarısı en dehşetengiz filme seyirci olması gibi bir şey...
biran kitaplarıma baktım ve nerede olduğumu,saatlerdir ne için çabaladığımı sorguladım.
o inatçı ve kararlı yapıma dönmem uzun sürmedi..lakin okuduklarımın bana verdiği bu geçici his...
bu anlatabileceğim bir şey değil.

öncelikli olarak,ben hali hazırda bir öğrenci olarak hus sınavını destekliyorum. yalnız benim desteklediğim sistem kesinlikle bu değil. avukat sayısında bir yığılma olduğu,bununda hem geliri hemde mesleğin prestijini düşürdüğü ortadadır. aynı şekilde haklı olarak bu 'ekmek kavgası'ndan çekinen mezunların arttığı bununda
hakimlik-savcılık sınavında yığılmalara yol açtığı ortadadır. artık bir elemenin şart olduğu da ortadır.
elbetteki işin bu aşamaya hiç getirilmemesi,bazı şeylerin daha önceden öngörülmesi gerekirdi. buna sebebiyet verenler bana göre,ya ortalama bir zekanın altındalar ya da çok zekiler ve bu işte gerçekten bir kasıt,başka başka planlar söz konusu...bildiğim kadarıyla son olarak açılan on fakültenin bile yedisi çok küçük öğrenci alımları yaptı,üçü henüz alımı başlatmadı. bu yedi üniversitenin öğrenci alımını zamanla arttıracağını,hacettepe,on dokuz mayıs,inönü,izmir gibi üniversitelerin ileride öğrenci alımına başlayacağını ve malesef mevcut devlet üniversitelerinin gerçekten sınırlarını zorlayan arttırımlara gittiğini ve gitmekte olacağını (?) düşünürsek...durum daha da vahim bir hal alıyor. yalnızca bir dönemde altı yüzden,sekiz yüze,
sekiz yüzden,bin iki yüze çıkan kontenjanlar söz konusu.
ve bunlar bir müjdeymiş,yerinde yapılmış birer icraatmiş gibi duyuruluyor. öğrenci seçme sınavı çilesinin çözümü,herkesi üniversite mezunu yapmak olarak görülüyor. belki de bu şekilde daha geniş bir kitle susturulmaya çalışılıyor. ve bu durumun hukuk gibi belkide bir ülkede en birincil şekilde kaliteye sahip olması gereken bir bölüme fazlaca etki ederek, onu kalitesizleştirmesi, görevlerini hür bir şekilde yapması gereken mezunlarını ekmek kavgasına sürüklemesi gerçekten fazlasıyla kaygı verici bir durum. farkında mısınız bilmem. biz bu bölümü seçerek,gerçekten büyük bir fedakarlık yapıp,hayatımızın büyük bir bölümünden vazgeçtik. daha birinci sınıf olmama rağmen çevreme baktığımda en asosyal,en ruhsuz,en bezmiş,en saçları dökülmüş,beyazlamış,gözlüklenmiş,ders ve okuma telaşında öğrenci modeli olarak hukukluları görüyorum.belkide hiçbir birinci sınıfın zorlanmadığı kadar zorlanıyoruz ve büyüklerimiz ileride bu çalışmaların kat kat fazlasını yapmak durumunda olacağımızı söylüyor.
avukatlarımız yıllarca büyük zorluklar altında çalışıp,bir nevi sürünüyor.hakimlerimiz savcılarımız daha şanslılar belki ama onlarda on beş yirmi sene,bir istanbul'dan,ankara'dan,izmir'den mahrum kalıyor örneğin. hayatları başka başka ücra şehirlerde geçiyor.
tehdit,baskı,rüşvet,topallayarak ilerleyen bir adalet sistemi de cabası. halkta uyanan avukat=yalancı, hakim=rüşvetçi denklemlerinin ayrıntılanmasına ise hiç girmiyorum. her işin bir zorluğu var elbet ama... öss öncesinde başlayan ve yıllarca devam eden ve yıllarca hayattan çok kitaplarda yaşanmasını gerekli kılan bunca emeğin karşılığı bu mu olmalı diye soruyor insan.
ve düşündükçe bunun en azından bir kısmının kırılması,bir şeylerin değiştirilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. bu da şuan için pek tabiki bu alandaki yığılmaları önlemekle mümkün. yığılmaları önlemenin tek yolu ise malesef ki,düşenler üzerine basarak ilerlenen,acımasız ve her ne usul ile yapılırsa yapılsın,şahsımca adil olmayacak bir sınavla mümkündür.çünkü bana göre varsayalım ki kesintisiz dört yıl boyunca eğitim verdiğiniz bir insana,adil bir sınav öngörüyorsanız bu sınav süresinin dört yıldan bir saniye bile eksik olmaması gerekir. bir saniyelik fark bile tam bir adaleti ortadan kaldırır..ki biz dört yıl için bir kaç saatten bahsediyoruz.
adaletsizliğin ikinci ayağı pek tabiki klasik bir sınav usulüdür.şahsımca klasik bir sınavın,nesnel olarak değerlendirilmesi imkansızında ötesindedir. kime göre(?),neye göre(?) durumunu doğurur.ve son olarak bir mülakat öngörülmesi adaletsizliğin üçüncü ayağını oluşturur. zira orada da 'yakınlarının yakınları' sisteminin uygulanması kaçınılmazdır ve biz buna bayılırız.
sınavı geçemeyenlerin katip olacağı fikri şuan için bana biraz uçuk,hatta imkansız gelmektedir.eğer ki böyle bir şey olursa bu adaletsizliğin bir ayağı değil,başlı başlına bir abidesi olur.
sınavın üçüncü sınıfta yapılması fikri ise bana göre temkinli yaklaşılması ve açıklanan şartlar dahilinde değerlendirilmesi gereken bir durum. sınavın içeriği, sonrasında kaç yıl ve ne şekilde okunulacağı ile oldukça bağlantılı bir durum.

bana göre durumu düzeltmeye öss'den başlanmalıdır.içinde hukuk aşkı olup da bir kaç matematik sorusu yüzünden buna ulaşamayanların,hukukçu olmayı, 'para çok','prestij çok' diyerekten fakültelere giriş yapan öss canavarlarından çok daha fazla hakettiğini düşünüyorum. buna kendim ve diğer bütün fakülteler de dahil. sonrasında yine yığılma meydana gelirse,bunun eğitimin bitiminde,mülakatsız ve test usulü bir sınavla yapılması gerektiği görüşündeyim.
fakat daha önceden de belirttiğim gibi sistemin adil olması imkanı söz konusu değildir. sınava tıpkı öss gibi birden fazla giriş mümkün olmalı ve geçenler avukatlık stajını yapabilmeli,hakimlik-savcılık sınavlarına girebilmelidir. avukatlık için önce hus,sonrasında bir avukatlık sınavı da bana pek akıl karı gelmiyor. husta(benim öngördüğüm hus) yapılan nitelikli bir elemeyle,avukatlık için ikinci bir sınava gerek duyulmamalı diye düşünüyorum.hakimlik savcılık içinse prestij kaynaklı talep her zaman yüksek olacağından hustan sonra kendine özgü bir sınav şart gözüküyor. şuanki şekliyle değil pek tabiki...

ben de buranın bazı saygı değer üyeleri gibi,meselenin zihniyetle fazlasıyla alakalı olduğunu düşünüyorum. belkide hukukun ayağa düşürülmesi birilerinin işine gelmekte kimbilir? (ki kendileri açık öğretimde neden hukuk yok seslerinin bile duyulmasına ve tarafımdan yalnızca gülünülmesine sebep olmuştur.)kimbilir belkide bu sayede kendi sistemlerini daha rahat öngörebilecekler ve hukuka daha fazla nufuz edebilecekler...heleki sınav klasik olursa,heleki sonunda mülakat olursa...
Old 26-01-2010, 16:46   #97
jurist27

 
Varsayılan

"HUS"TTT !!!... Yeter diyorum artık! İçimiz dışımız sınav oldu. Sınavın adına ve Özge Yücel hanımın açıkladığı içeriğe bakarsanız "AMACIYLA ORANTISIZLIĞI" açıkça görebiliriz. İnanılmaz sayıda sınavlar yapılıyor ve inanılmaz paralar alınıyor bu sınavlardan. Bırakın yeni sınav yapmayı da yapılan sınavlardan alınan paralar ile "sınav yapmayı düşündüğünüz alanın eğitim seviyesini artırıcı politikalar izleyin" derim sınavı yapanlara ....
SAYGILARIMLA...
Old 26-01-2010, 21:23   #99
hakasya

 
Varsayılan

Nitelik olarak az nicelik olarak çok olan hukuk fakültesi mezunlarının önüne geçilmesi para ile diploma satın alan kişlerin özellikle avukatlık mesleğine kabulü konusunda elemeye tabi tutulmaları bakımından son derece olumlu buluyorum.
Old 27-01-2010, 17:51   #100
Alican MERT

 
Varsayılan

Henüz hukuk fakültesinde okumakta olan bir öğrenci olarak desteklemekle birlikte derin şüpheler duymaktayım. Öncelikli olarak sınavın nasıl yapılacağı? Değerlendirmenin nasıl olacağı? Bu değerlendirme ne kadar sağlıklı olacaktır. Torpilin engellenmesi mümkün müdür? En kötüsü de eğer ki 11 Aralık'ta gerçekleştirilen toplantıda ve rahmetli Esin Hoca'nın bize anlattığı tarzda bir sistem olursa daha da korkulan olur. Biz ki 4 yıl boyunca yoğun şekilde hukuk öğretimi almamıza rağmen eksiklikler oluyorken hiçbir şekilde bu işin öğretimini görmemiş bir kişi nasıl olur da 2 yılda bu mesleği icra edecek kadar bilgi donanımına sahip olabilir.

Bahsedilen şey hukuk dünyası için gerçekten acıdır. Evet bir sınav gerekmekte, ama bu sınavın nasıl, kim tarafından gerçekleştireleceği ise bu alanda uzman ve yine hukuk alanında eğitim görmüş kişilerin görüşleri ile şekillenmelidir.
Old 28-01-2010, 00:22   #101
ratiolegis27

 
Varsayılan

Sayın Muzaffer Erdoğan.,mesajıma

"Sn. ratiolegis27 böyle zor bir ismi neden seçtiğinizi anlamadım.
bundan sonra size sayın 27 diyeceğim."demişsiniz.Ben size nasıl kısaca 'Muzo' demiyorsam lütfen sizde nickimi orjinal şeklinde kullanınız.Ayrıca "ratiolegis;kanunun ruhuna egemen olan temel düşünce" demektir.Bunu bütün hukukçular bilir,sizde madem 25 yıllık avukatmışssınız bu nick niye size "zor"geldi bende bunu anlamadım.Ayrıca bana madem ücret azlığından dert yanıyorsunuz,müvekkilin parasını alın kaçın demişssiniz.Bunu şaka olarak kabul ediyorum ve daha fazla konuyu kişileştirmek istemiyor,bu yolu önerdiğinize göre bu yolu nerden bildiğinizi merak ettiğimi belirtmekle yetiniyorum.25 yıl önce avukatlık sınavı olmuş olsaydı dahi merak etmeyin siz benim bu sınav dolayısıyla avukat olmamı da engellemiş olmazdınız.Belki de sırf bu nedenle eski avukatlara müteşekkir bile olurudum.
Avukatlık mesleğindeki sorun hem nicelik,hem nitelik sorunudur.Nicelik sorununu zamanında Avukatlık sınavına karşı çıkan zihniyet sayesinde aşamadık maalesef.Nitelik sorunuda bizim gibi genç avukatlara sağolsun kalan eskilerden miras sayesinde pek de aşılacak gibi görünmüyor.
Sorun avukatlık mesleğinin etik ve ilkeli bir meslek haline getirebilmesi sorunudur. Yineliyorum;avukatlık hukuk fakültesinin zorunlu bir sonucu değildir,bir MESLEKTİR ve konu bu yönüyle ele alınmalıdır.Hukuk fafültesi ve bu fakültelerfe alınacak kontenjan sayısının azaltılması Anayasamızda belirtilen eğitim ve öğretim hakkı çerçevesinde değerlendirilmeli,herkes hukuk eğitimi alabilmelidir.Ancak her hukuk okuyan hakim-savcı,müfettiş,kaymakam olamıyorsa AVUKAT DA olamamalıdır.Avukatlığın serbest meslek olması durumu değiştirmez,zira İİBF ve SBF fakültesi mezunları mali müşavir olmak için staj öncesi ve staj sonrası sınava tabi tutulmakatadır.Kazanılmış hak kavramının arkasına sığınmadan herkesi kapsayacak bir sınava"EVET"
Old 28-01-2010, 02:22   #102
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Sn. ratiolegis27;

bana muzo diyebilirsiniz. Kızmam.

Demek ki konu ile çok fazla ilgilenmediniz. Sizin eleştrilerinizi ileten başka bir arkadaşımız da oldu. Benim ifademi iyi okursanız iyiki avukat oldunuz dedim

Sorun şurada: İnsanları alıp okutuyorlar sonra birbirine düşürüyorlar. Ben sizi tanımam ve hiç bir husumetim olamaz.

Ben sadece tartışmanın uç noktalarını ön plana çıkararak tartışmaya uğraştım.

Evet ifade ettiğiniz gibi avukatlık bir meslektir.

Nasıl bir meslektir?

Yargıda koruma açısından örgütlenmiş bir meslektir.

Ben yukarıda da belirttim. Ben sınavı geçtim. Benim dönemimde sınav vardı. Ama ben hiç diğer hukuk mezunlarını kendime rakip olarak görmedim. Sorunu eğitim sisteminde aradım.

Sizin avukatlığınızı engeleyyemeyeceğim konusunda kesinlikle haklısınız. Benim için önemli olan bir insanın bu eğitimi aldıktan sonra yeniden sınava tabi tutulmasıdır. Peki bir avukat olarak burada bir hak kaybı olduğunu düşünmüyormusunuz? Al insanı 4 yıl okut, onun zamanını çal, annesinin babasının parasına harcattır, sonrada sen hukukçu değilsin de.

İnsan sormazmı? Bu diploma ne?

Bir avukat olarak bu hakkı savunmayacakmısınız?

Bence burada sistemin yanlış biçimde oturtulmaya uğraşıldığını belirterek o na karşı kışımı ifade ettim Sizin şahsınızde bir saldırı yoktur ve olamaz. Sizi tanımıyorum.

Size bir soru sorayım. Hergün hukuk fakültesi açılıyor, öğrenciler alınıyor, aileler para harcıyor, devlet yatırım yapıyor. Sonra sınav.

Burada sorgulanması gereken nedir?

Büyük umutlarla fakülteye kaydını yaptıran çocuklar mı, eğitim sistemi mi?

İstanbul daha önce vardı. Ankara Hukuk 20 li yıllarda açıldı. İzmir yanılmıyorsam 76 veya 78. Düşünün TC 50 yılda bir hukuk fakültesi kurmaya karar verebiliyor, 80 sonrası 50 hukuk fakültesi kuruyoruz. Kadro?

Benim tartışmak istediğim nokta rahatsızlıklarımızı diğer insanlardan sormak yerine bu rahatsızlığı yaratan yapılanmadan sormaktır. Bu çerçevede ben yeni avukat olmasın diye tartışamam. Yeni avukata ihtiyaç var mı diye tertışırım. Ne siz ne de yeni mezunlar benim düşmanım değil. Benim dostlarım. Ben bir avukat olarak onların haklarının korunması gerektiğini savunuyorum.

Saygılar.
Old 28-01-2010, 02:44   #103
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Bunu şaka olarak kabul ediyorum ve daha fazla konuyu kişileştirmek istemiyor,bu yolu önerdiğinize göre bu yolu nerden bildiğinizi merak ettiğimi belirtmekle yetiniyorum.
Evet şakaydı.

Nereden bildiğimi merak ediyorsanız gelin öğreteyim

Sizden özür dilemek zorundayım: Meslek hayatında 25 yılı aşmışım. (kendimi genç göstermek güdüsü olsa gerek)

Ama HAKKIMDA TEK BİR ŞİKAYET YOK.

Saygılar
Old 28-01-2010, 15:07   #104
Yavanna

 
Varsayılan

Bu sınavın kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur.
Biz Almanya'da yaşamıyoruz.
Orada uygulanan bu Devlet Sınavı sisteminde öğrencilerin eğitim sistemi bizimki gibi torpil ve ezber üzerine değil.
Orada avukata verilen değer bizdeki gibi düşük değil.
Orada üniversitelerin hukuk fakültesi kontenjanları 1000'lerle ölçülebilen sayılar hiç değil!

Orada Devlet sınavını(bize gelecek HUS'u) kazanamayanlar, danışmanlık yaparak ayda en az 15.000 € para kazanabiliyorlar, mütalaa verebiliyorlar. İstanbulda şu an kayıtlı taksi sayısı kadar avukat tabelası var. Kaç tanesinin ayda masraflarını çıkardığınızda 2000-3000 lira cebine girebiliyor?
Yapmayın, hukuk diye okuttuğunuz bölüme çocuklarını sokabilmek için varını yoğunu harcayan anne babalara acıyın. Zaten stajyer avukatken bile afedersiniz köpek muamelesi gören, sigortasız adliyelerde takip memuru gibi koşuşturan, hor görülen hukuk fakültesi mezunlarının olduğu bir hukuk camiasının içinde yer alıyoruz.
Peki HUS'u kazanamayanların yaşadığı yığılma sonucu ne olacak? Bu insanlar nasıl aile geçindirecek? Gene dersanelere umut bağlanacak. Ayrıca klasik sınavı okuyan hocanın "objektif" davranabileceğini kim söyleyebilir? Klasik sınav kadar torpile ve subjektif notlandırmaya daha müsait bir sistem daha yoktur.
Bu sınav felaketimiz olacak.
Haberiniz olsun.
Old 28-01-2010, 18:31   #105
emrahcevik

 
Varsayılan

merhaba,

sınavı ben başından beri destekliyorum. hatta mevcut avukatlara da uygulanması gerektiğini düşünüyorum.

gelişmiş bir ülkede yaşamadığımız için zaten sınav gereklidir. almanya'da yaşıyor olsaydık zaten avukat olmak için başka yollardan geçmemiz gerekecekti.

şu an için tek çözüm sınavdır. düşünebiliyor musunuz bir ülkede hakim olamayacak bir kişinin avukat olabilmesinin vehametini.

ülkemizde avukat olmak için hukuk fakültesini bitirmenin dışında herhangi bir meziyete sahip olmak gerekmiyor. bu bizim hukuku algılayış şeklimizin sonucudur.

hak, hukuk, adalet, avukatlık o kadar önemsizdir ki bu ülkede; yargılamanın diğer iki sujesinden biri olabilmek için geçmeniz gereken herhangi bir sınava girmeniz bile gerekmez.

uzman doktor olabilmek için binlerce kişiyle yarışıp tus'u kazanmanız gerekirken; bir toplum için belki de sağlıktan daha önemli bir işlev gören adalet mekanizmasını -çoğu zaman- harekete geçiren avukat olmak için herhangi bir yeterliliğie sahip olmak gerekmez.

en önemlisi de hukuk fakültelerinden mezun bir kişinin herhangi bir mesleği yoktur. hukukçuluk diye bir meslek kolu yoktur. hukuk fakültesi hukuki düşünme biçimini, neyi nerede bulacağını vs. gösterir. eğer bir mesleğiniz olsun istiyorsanız fazladan çaba göstermeniz gerekir.

ve avukatlık kesinlikle bu çabanın gösterilmesini gerektiren bir meslektir. avukatlık her hukuk fakültesi mezununun yapamaması gereken bir meslektir.

umarım sınav bir an önce hazırlanır ve tüm meslek mensupları bu sınava tabi tutulur.
Old 28-01-2010, 21:36   #106
YCanik

 
Varsayılan

Üniversiteye giriş sınavında derece yaparak İstanbul Hukuka girdim. Fakültedeki notlarım beni tatmin ediyor.. Bütünleme nedir bilmem.. falan falan falan..

Şimdi bu hus denen zırvada bir aksilik yaşasam ve geriye dönüp baktığımda harcadığım tüm emeklerin 3-5 çok bilmiş yüzünden mahfolup gittiğini görsem bana bunun hesabını kim verecek?? ve benim gibi yüzlerce binlerce öğrencinin hesabını? Ne olacak, avukatlık hayalleriyle girdiğim fakültede katip olarak mı çıkacağım?? Yok ya?

Olabilecek en kötü durumları konuşursak sınav iyi mi kötü mü karar verebiliriz.. Diğer türlü 'çok avukat var çok hukuk mezunu var snav gelsin' den öteye malesef geçemeyiz..

Ben de çiçeği burnunda bir öğrenci olarak diyorum ki hus benzeri bir sınav mezunlara da uygulanacaksa gelsin.. Aksi taktirde ben parayla hukuk okuyan veya ucundan kıyısından hukuk okumaya hak kazananlarla aynı kefeye konmak istemiyorum..! Bunun da en doğal hakkım olduğunu düşünüyorum..

Herkes üniversiteye yerleşsin, gizli işsizler ve geleceğin işsiz adayları kenarda dursunlar ve biz onlarınüzerinde envai çeşit denemeler yapalım daha doğrusu çok öğrenci alarak mahvettiğimiz düzeni öğrencileri mahvederek düzeltelim.. Ayıptır günahtır..
Old 02-02-2010, 18:14   #107
Oğuzhan Er

 
Önemli

Alıntı:
Yazan ratiolegis27
Hukuk fafültesi ve bu fakültelerfe alınacak kontenjan sayısının azaltılması Anayasamızda belirtilen eğitim ve öğretim hakkı çerçevesinde değerlendirilmeli,herkes hukuk eğitimi alabilmelidir.Ancak her hukuk okuyan hakim-savcı,müfettiş,kaymakam olamıyorsa AVUKAT DA olamamalıdır.
Öncelikle selamlar.
Herkesin hukuk eğitimi alabilmeli demişsiniz.O zaman ÖSS (şimdi adı değişti mi bilmiyorum, neyse)'nin kalkması ve herkesiistediği bölümü özgürce seçebilmesi gerekir.Bu durumda mesela sınava giren ortalama 2 milyon kişinin tamamı tıp okumak isteyebilir.Öyleya anayasal bir haktan bahsediyoruz!Bu durumda bu öğrencilere kim,nerde,nasıl eğitim verebilecektir?
Bana kalırsa siz ideal bireğitim sistemi kurguluyorsunuz;fakat ülkemiz sizin de çok iyi bildiği gibi bu şartları yerine getirebilecek müreffeh bir ülke değil.İnsanlar bir fakülteye kayıt olurken,bu eğitimin entelektüel açıdan kendilerine ne katacağını değil,fakülte bittiğinde hangi şartlarla çalışabileceklerini düşünüyor.Burada insanları suçlamak işin kolay yanı.Bir de işin içyüzüne bakılmalı.Her insanın insan olmaktan kaynaklanan ihtiyaçları vardır.Bunlar yeme,içme,barınma gibi olmazsa olmaz ihtiyaçlar ve mesela sinemaya,tiyatroya gitmek,gazete,kitap okumak,çağımızda bilgisayardan ve internetten yararlanmak gibi eğitim,kültür ve sanat etkinliklerinden yeterince faydalanmak gibi insan onuruna yakışır bir hayat sürmek için gerekli olan ihtiyaçlardır.Bu bağlamda insanların günümüz dünyasında ilk önce yukarıdaki ihtiyaçları karşılayacak ve yarınını görebilir durumda olmasını sağlayacak bir geliri olmalıdır.
Bütün bu düşünceler ışığında insanların para kazanabilmek için fakülte bitirmesine(hiç olmazsa ülkemiz şartlarında) saygı gösterilmelidir.
Hayal etmek kolaydır,önemli olan gerçeklerle yüzleşip,gerçek çözümler bulmaktır.
Old 02-02-2010, 20:56   #108
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ratiolegis27
Sayın Muzaffer Erdoğan.,mesajıma

"Sn. ratiolegis27 böyle zor bir ismi neden seçtiğinizi anlamadım.
bundan sonra size sayın 27 diyeceğim."demişsiniz.Ben size nasıl kısaca 'Muzo' demiyorsam lütfen sizde nickimi orjinal şeklinde kullanınız.Ayrıca "ratiolegis;kanunun ruhuna egemen olan temel düşünce" demektir.Bunu bütün hukukçular bilir,sizde madem 25 yıllık avukatmışssınız bu nick niye size "zor"geldi bende bunu anlamadım.


İlk olarak sormak istediğim şey şu: Muzaffer Türkçe bir isim mi, isme karşı bir aşinalık söz konusu mu telaffuzu zor mu? Yani burada seçtiğiniz isim ile kıyas yapma yoluna giderken bu unsurları göz önüne aldınız mı? Nihayetinde ben çat pat İngilizce bilmeme rağmen isminizi telaffuz edemiyorum, kabul edersiniz ki sizinle muhatap olurken size verdiğimiz değeri yansıtabilmek adına öncelikle doğru bir şekilde size hitap etmek gereklidir.

İkinci olarak sormak istediğim, ratiolegis-in kelime manasını bütün hukukçular bilir demişsiniz. Forumda özellikle son bir kaç ayda yazdığım yazıları takip ederseniz bu izleniminizi değişeceğine ve hayal kırıklığı yaşayacağınıza eminim. Neden diye soracak olursanız o hayal kırıklığını ben yaşadım, gerçekten fevkalade hukukçular var ama, cümlenin devamında ama bağlacı var işte

Ayrıca mevzu bahis hırsızlık konusuna da değinmek istiyorum. Siz bir insan nasıl öldürülür biliyor musunuz? Biliyorsanız şayet hiçbirisini öldürmüş olma ihtimalinizden söz edebilir misiniz?
Old 03-02-2010, 00:14   #109
justitie

 
Varsayılan

Eğer amaç kaliteli hukukçu yetiştirmekse neden özellikle bu yıl hukuk fakülteleri kontenjanları yüzde yüze yakın arttırıldı?O fakültelerde ne kadar kaliteli eğitim verilebilir?? Bence bu tasarıdaki tek amaç hukuk alanında da ara hizmet kategorisi oluşturmaktır, bizi ucuz iş gücü olarak kullanacaklar.
Old 03-02-2010, 13:55   #110
Av.Bkr

 
Varsayılan

Av.Yavuz beye katılıyorum. Fakat bir konu daha var. Sınavın yazılı yani klasik olacağı söyleniyor. Bence bu sınav şekli de en az sözlü sınavlar kadar tehlikeli.Çünkü yazılı(klasik) sınavların okunmasınında da mutlaka kanaat kullanma ve torpiller olacaktır. Ben eğer bir sınav olacaksa test olmasından yanayım.
Old 04-02-2010, 12:00   #111
onureyuboglu

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım, Avukat , Stajyer Avukat ya da Hukuk Fakültesi Öğrencisi diye ayırmadan, çünkü hepimiz meslektaşız.

HUS ya da adı her ne olacaksa çünkü fakültenin 3. sınıfında yani henüz öğrenciyken yapılacak bir sınav uzmanlık sınavı olmaz olsa olsa baraj sınavı olur. Benim öğrencilik yıllarımda Anadolu Liselerinin hazırlık sınıfından sonra yapılan ingilizce baraj sınavı gibi yani. Sınavı geçersen orta 1 den devam edersin geçemezsen hazırlık sınıfını bir daha okursun. Bu da bir baraj sınavı olacak diye düşünüyorum.

İkinci olarak bu baraj sınavını faal avukatlara nasıl uygulatmayı düşünüyorsunuz onu da pek anlamadım. Ayrıca bir avukatlık sınavı getirilirse ki bu yasama döneminde böyle birşey olacağına da ihtimal vermiyorum. Olduğunu varsayarsak ben sınav günü çok hastalandım mesela, ya da sınava giderken kaza yaptım ve sınavı kaçırdım, dikkat ederseniz burada sürekli dış etmenlerden bahsediyorum. Bu durumda benim ruhasatnamemi iptal edeceklerse ve ben 6 ay daha bu sınavın yeniden yapılmasını hiçbir şey yapmadan elimi hiçbir işe süremeden bekleyeceksem burada benim mesleki bilgim ölçülmüş mü olacak sizce?

Evet uzmanlık sınavı yapılsın, tıpkı TUS gibi girdiğin daldan, ceza, icra, idare v.s. uzman hukukçu olarak çık. Tabelana Avukat X Ceza Hukuku Uzmanı yaz. Ama TUS da başarılı olamayan doktorların diplomaları iptal ediliyor mu ya da onlara " kardeşim sen tıp mezunusun ama TUSdan geçemedin sen git evine otur hiçbir iş yapma ya da gel seni x sağlık ocağına hademe yapalım sigortasız migortasız çalış hatta sana maaş da vermeyelim" mi deniyor. TUS'dan geçemezsen pratisyen hekimsindir ama hala hekimsindir. Hala hasta muayene edebilirsin, teşhis koyabilirsin tedavi yapabilirsin paranı da alırsın.

Avukatlık sınavı gelirse sınavı veremeyecek olan stajyer avukatlar ne olacak, staj süreleri sona erdiği için stajyer avukat olmayacaklar, sınavı geçemedikleri için avukat da olmayacaklar, eee ne olacak bu kadar insan?

Bence olması gereken eğer elinde her fakültede derslere sokacak profesör yoksa elindeki prof. sayısına göre fakülte açarsın mezun olan hukukçu da hukukçu olur. Hatta hukuk fakültesini 6 yıl yaparsın okul bitmeden 2 yıl staj yaptırırsın stajlarından da not verirsin okul bitince de elinde gerçek manada hukuk insanı olur.

Bana kalırsa bu baraj sınavı garabet birşey olacak.

Siyasetin şapkasından bize yine tavşan çıkacak

Saygılarımla
Old 05-02-2010, 01:10   #112
üye20814

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan E.Polat
Türkiye de bir kimsenin ÖSS den yüksek puan alıp, en iyi hukuk fakültesine girmesi onu çok iyi bir hukukçu ( hakim, savcı, avukat) yapmayacağı gibi, hukukçulara zor bir uzmanlık sınavı yapılması da niteliklerine, nitelik katacak değil. Bir kimsenin hukuk fakültesinde başarılı olmasıda onu meslekte çok başarılı yapmıyor.

Sebebini herkes çok iyi biliyor. Eğitim sistemi şöyle, böyle diye yakınmak istemiyorum. Yapılacak olan bir uzmanlık sınavıda, kimseyi çok iyi bir hukukçu yapmayacak. Sadece birilerini eleyecek. Bu elemede haksız olacak. Saygılarımla..

ilk paragraf bu ülkede artık yadsımamamız gereken bir durum arkadaşlar ..

ayrıca yazılı sınav yapılsın ama sözlü sınava sonuna kadar karşı olan arkadaşlara soruyorum lütfen tasarıyı dikkatli okuyun yazılı sınavın KLASİK olacağı düşünülüyormuş ! bu çok enteresan ve bu tür sınavlarda pek alışılmadık bir durum keza test olan bir sınavda yanıtlar bellidir kaç doğru yaparsam ona göre puan alırım yani benim cevaplarımla oynanamaz ancak klasik bir sınavda bir çok insanı memnun edemeyebilir benim yanıtlarım,binlerce insanın gireceği düşünülürse böyle bir sınava ben girdiğim klasik usül bir sınavda başarılı olamadığıma nasıl ikna edileceğim çok merak ediyorum doğrusu,anlatmak istediğim yazılı sözlü olması değil bu tasarı tümüyle samimiyetsiz geliyor bana ..
bir hukukçu olarak bende kabul ediyorum kalifiye düzeyimizdeki sorunu ancak bu durumumuzun birilerinin rantı olmamasına dikkat etmeli.
Old 05-02-2010, 11:23   #113
Av. Özge TOSUN

 
Varsayılan

Arkadaşlar;

Sınav olmasın heba oluruz, adilane çözüm denmiş, peki ÖSS'ye girerken bu sitemler nerdeydi, bu ülkede milyonlarca fakir ögrenci kalitesiz lise eğitimi veya maddi sebepler ile(dersaneye gidemedikleri için) ÖSS'yi kazanamazken bu serzenişler nerdeydi, sınava karşı olanlar bu sınava girip Huk. Fak. kazanırken ve kimileri giremezken adalet anlayışları nerdeydi, Huk. Mezunları işsiz kalacak diyenler, yine Üniversiteye giremeyenlerin haklarını savundular mı? Hus a dış etmenlerden giremeyenler, bilirler mi her yıl onbinlerce insan bu dış etmenlerin mağduru oldu bu sınavda, Senin ülkende yüzbinlerce eğitim fakültesi mezunu her sene KPSSye girmek zorunda bırakılmadı mı? 1, kimi zaman 2 sene bu sınavların olmasını beklemedi mi? Bu insanlar işe giremezken, ne yer ne içer diye düşündün mü? Bu insanlara sınav nasıl yapılır, hepsi iş sahibi olmayı haketmeli dedin mi hiç? Peki neden sana yeni bir sınav getirilince bu kadar panik yapıyorsun? Elbetteki sınavlar hiçbirşeyi ölçmez, 3 saatlik sınavla derece ile biryere girmek o insanı dahi yapmaz, eğer o insan zeki olduğunu düşünüyorsa, başarılı olduğunu düşünüyorsa, aksine hiçbir sınavdan korkmaz, ülkemizin ACI GERÇEĞİ çok genç ve az iş olmasıdır, eğer sınava karşı çıkılıyorsa, bir kere hayatınızı değiştiren 3 saatlik sınava girerek buraya geldiğinizi unutmayın ve her sınava karşı çıkın, ben de sınava karşıyım arkadaşlar, ama fakülte kontenjanları 1000 ler ile ölçülüyorsa, mezun olan insanlar Üni. mezunu değildir, başarılı kitap ezberleyicisidirler,diyorsunuzki Avrupada, Almanyada şöyle, Almanyada bir fakülteye 1200 kişi alındığı olmuş mu hiç? Yine bir arkadaş meslek saygınlığına dem vurmuş, para kazanabilmek, geçinebilmek adına meslek saygınlığı mı bırakılmıştır? Stajyerler doğrudur, haciz memurları gibi çalışıp beter koşullarda yaşamaktadırlar, biliyormusunuz İstanbul'da adliyelerde staj için insanların sırada beklediğini ve staj bitince ne olacaklarını meçhul olduğunu? Eğer bir sistem eleştiriliyorsa her yönü ile eleştirip çözüm getirin, sınav olsun ve elbette herkes bu sınava girsin, gerekirse mezun olanlar bile. “Huk. Mezunu işsiz, kimliksiz insanlar oluşacak”, ülkende 5 milyon işsiz insan var, şimdi mi aklına geldi Üni. Mezunu insanların işsiz kalmasına karşı çıkmak? Hem Avukatlığı nitelikli meslek olarak arzu edecek, hem onbinlerce mezun olmasını uygun görecek, hem de hepsinin iş sahibi olmasını temenni edeceksin, Her sokakta bütün gün işsizlikten boş oturan avukat gördüğünde yine bunları isteyecekmisin? Hiç mi için sızlamayacak mesleğin geldiği hali görünce, Peki, sınavı kazanamayanlar ne olacak, bu sınavı zamanında getirip tekrar kaldırıp tekrar getiren devlet, buna alternatif çözüm bulmak ZORUNDADIR. Herkesi üniversite mezunu yapıp, insanların umudunu yükselt, oylarını al, mezun olunca “TÜH, KRİZ VAR, İŞSİZLİK VAR, KUSURA BAKMA” günü kurtaran insanlarız, hiçbir zaman geleceği düşünmeyen, öngörmeyen, tanıdıklarını biryerlere getirme, adam kayırma derdinde olan bir toplumuz, başarı bizim için hak değil, lükstür, bunu kabul etmeliyiz.
Old 05-02-2010, 11:44   #114
onureyuboglu

 
Soru HUS mu baraj sınavı mı?

Sevgili Meslektaşlarım;

Öncelikle tekrar vurgulamak istiyorum ki ben uzmanlık sınavına karşı değilim, uzmanlık sınavı olsun tabiki ancak Hukukta Uzmanlık Sınavı adı altında önümüze sunulmaya çalışılan garabet olmasın bu sınav.
Birincisi bu sınav (okuduklarımı doğru anladığım kanaatindeyim) hukuk fakültelerinin 3. sınıfında yapılması planlanan bir sınav. Sayın Meslektaşım Özge YÜCEL hanımefendinin belirttiği gibi "Sözü edilen toplantı konusunda bir akademisyen olarak bilgi sahibi olduğum için sizi de bilgilendirmek isterim. Ne yazık ki yapılmaya çalışılan şeyin iç yüzü hepinizi hayalkırıklığına uğratacaktır. Çünkü YÖK'ün planı şudur: Bir kişi, hukuk fakültesine diyerek girecek, üç yıl okuyacak ve bu üç yılın sonunda söz konusu sınava tabi tutulacak, bu sınavı geçemezse fakülteye devam edemeyip zabıt katibi olarak görev yapabilecek, eğer sınavı geçerse iki yıl daha okuyacak ve sınavlara girmeye hak kazanacak." ise bu sınav bunun uzmanlık sınavıyla uzaktan yakından alakası yoktur, bu bir baraj sınavıdır.
İkinci olarak H.U.S. olacaksa aynen T.U.S. gibi belirli alanlarda uzmanlaşmak amacı güden bir sınav olmalıdır. Nasıl ki hekimler T.U.S.u geçemedikleri takdirde hekimlik yapmaya devam edebiliyorlarsa hukukçular da H.U.S.u veremedikleri takdirde bir şekilde ( danışman v.s. adı altında) yine mesleklerini yapmaya devam etsinler belirli yetkileri ellerinden alınmış olarak tıpkı pratisyen hekim gibi.
Üçüncüsü H.U.Su geçip uzman olan avukatlar da uzmanlaştıkları alanın dışında iş yapamasınlar. Yani Ceza Hukuku uzmanı bir avukat icra takibi yapamasın. Ya da uzman İcra Avukat ceza davalarına ya da boşanma davalarına giremesin. Nasıl ki kadın doğum uzmanı bir hekim KBB hastalarına bakamıyorsa aynı düzenleme buraya da getirilsin. Böylece biz hukukçular tıpkı yurt dışındaki meslektaşlarımız gibi belirli alanlarda uzmanlaşalım.
Bu şartlar altında yapılacak olan bir sınava da kimsenin birşey diyeceğini zannetmiyorum. Böylece bu akvaryumda küçük balıkların da yaşama hakkı olacaktır diye düşünüyorum.
Saygılarımla
Old 05-02-2010, 17:05   #115
üye23342

 
Varsayılan

Nedir bu ya ? Saçmalığın ta kendisi. Fakülte açanda devlet sınav getirende. Nasıl bir tezat ? Psikolojimiz bozuldu artık ya, yeter sınav, sınav, sınav.
Umarım böyle birşey olmaz ..
Old 12-02-2010, 16:48   #117
Av.Ömer U.L

 
Varsayılan

Barolar birliği 20.01.2010 tarihinde yapmış olduğu duyuru ile son noktayı koymuş.Daha yeni fark ettim.Yukarıda da defalarca yazdığım gibi ben ve benim gibi düşünen arkadaşlar haklı çıktık.Duyurunun özeti şu:Meclis yasal düzenleme yapıncaya kadar avukatlık sınavı yok.İsteyenler verdiğim linke bakabilirler. http://www.barobirlik.org.tr/calisma/duyuru/?d=819 (Hus'la avukatlık sınavının alakası yok ama yıne de ekleyeyım.)
Old 13-02-2010, 10:03   #118
lawyeresen

 
Varsayılan

Bence , mülakatın olduğu yerde torpil kesin vardır ve vicdanı hür irfanı hür insanların yapması gereken bu mesleğe torpille adım atıldığı takdirde ,adil kararlar beklemek ne derece mümkün olabilir bir düşünmek lazım.Ayrıca ,ona buna sınav getirileceğine ,açılan hukuk fakültelerinin sayısını bir düşünelim ,lise açar gibi neredeyse her ili geçtik her ilçeye hukuk fakültesi kurulma gibi bir eğilim var .Öncelikle eğitimin kalitesini artırmak ve zibil gibi açılan hukuk fakültesi kurulmasına bir dur demek lazım diye düşünüyorum...
Old 11-04-2010, 01:30   #119
ratiolegis27

 
Varsayılan

Girişi kısıtlamak yetmez,çıkışı da açalım:Avukatlara yaş haddi nedeniyle zorunlu emeklilik getirilsin.

'kazanılmış hak kavramının arkasına sığınılmadan herkesi kapsayacak bir sınava EVET'
Old 10-05-2010, 13:30   #120
Av. Özge TOSUN

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım bu sene Hukuk Fakültesi kontenjanları bir kez daha arttırılıyor,İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1800 Öğrenci alacak, diğer fakültelerde de benzeri arttırımlara gidilecek, malesef...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hukukçu uzmanlık sınavı? kapbana Meslektaşların Soruları 7 16-12-2009 21:17
Tıpta uzmanlık eğitiminin hizmet süresine dahil edilmemesi av.aslıı Meslektaşların Soruları 2 03-12-2009 17:47
İşleten ve İstihdam Edenin Sorumluluğu,Uzmanlık alanı dışında yapılan bilirkişilik ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 1 10-10-2009 22:54
Uzmanlık Alanı Tecavüzü Av.Dr.Yahya DERYAL Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 30 12-03-2009 10:45
Sayın Opioid'in Başarısı - Tıpta Uzmanlık Sınavını Kazandı Armağan Konyalı Site Haberleri 25 30-12-2008 11:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08980799 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.