Avukatlık Anıları

üni. 1. sınıfta hazır yaz okuluna kalmışken tanıdığımız bir avukatın yanına gideyim 1-2 aylığına bir adliye kokusu alayım dedim.
Neyse daha ilk gün elime bir 89/1 beyanı verdiler dosyaya sunacaksın çok kolay dediler. İyi dedim Şişlide bir icra müdürlüğüne gittim şuan hangisi hatırlamıyorum neyse girdim içeri müdürü bulup kağıdı uzattım "bu ne hani bunun dosyası" dedi. Bende hmm afedersiniz dedim. Daire içinde bir avukata pardon dosya nerden alınıyor diye sordum bana baro odasını tarif etti gittim boş bir dosya alıp içine beyanı taktım tekrar müdürün önüne koydum, kadıncağız kahkahalarla güldü bende gülmesi geçene kadar neden güldüğünü anlamak için sinirlenerek bekledim, halen hatırladıkça gülerim )

Alıntı: Yazan myilmaz üni. 1. sınıfta hazır yaz okuluna kalmışken tanıdığımız bir avukatın yanına gideyim 1-2 aylığına bir adliye kokusu alayım dedim. Neyse daha ilk gün elime bir 89/1 beyanı verdiler dosyaya sunacaksın çok kolay dediler. İyi dedim Şişlide bir icra müdürlüğüne gittim şuan hangisi hatırlamıyorum neyse girdim içeri müdürü bulup kağıdı uzattım "bu ne hani bunun dosyası" dedi. Bende hmm afedersiniz dedim. Daire içinde bir avukata pardon dosya nerden alınıyor diye sordum bana baro odasını tarif etti gittim boş bir dosya alıp içine beyanı taktım tekrar müdürün önüne koydum, kadıncağız kahkahalarla güldü bende gülmesi geçene kadar neden güldüğünü anlamak için sinirlenerek bekledim, halen hatırladıkça gülerim )

Yıllar önce, benden sonra staja başlayan bir arkadaşım da benzer bir olay yaşamıştı.
Yanında staj yaptığı avukat, hazırladığı icra takiplerini bitirmiş, yeterince tebligat zarfı olmadığını görünce arkadaşımdan zarf almasını rica etmiş. Stajyer arkadaşımız da kırtasiyeye gidip mektup zarfı alıp gelmiş. Avukat ağabeyi durumu idare etmiş hemen; şöyle demiş: "Evet, çok iyi etmişsin, bu zarflardan yoktu. Demin söylemeyi unuttum, biraz da tebligat zarfı alır mısın?"
Bizimki hatasını anlamış tabii.

Yıl 2005 CMK ve TCK değişmiş. neredeyse tüm sanıklara müdafii atanıyor. bir gün bir duruşma bekliyoruz ama kış günü akşam saat 18:00 veya daha ileri hakim dosyaları bitirememiş daha çok dosya var önünde. müdafiisiz bir sanığın dosyasını aldı. biz de salonda duruşma bekliyoruz. sanık hakimin önüne iki sayfalık bir dilekçe uzattı. hakim dikkatlice bu belgelere bakmaya başladı ve sanığa sordu. bunu kim yazdı diye. sanık ta vaktin bir hayli geç olması ve kış günü soğuk olmasından dolayı kendisine sıra gelmediği için tanıkların beklemediğini , onun için tanıkların ifadelerini istidacıya yazdırdığını ve bu tanık ifadelerini mahkemeye sunduğunu söyledi. olay koptu tabi. hakim sanığı yerin dibine soktu tabi.

Cmk görevi suç tarihi eser kaçakçılığı bu sefer ; adamlar ankarda bilumum yerleri kazma kürek kazmışlar en ankara kalesinin bulunduğu yerde bir kazı çalışması yapmışlar
polis:ne diye kazdınız
şüpheli:bizim ..... abiye ev yapacaktık
polsi:ne evi
şühheli:çiftlik gibi bir şey

Birgün ağır ceza salonunda duruşma izliyorum

Yaşlı bir amca müşteki sıfatıyla dinleniyor. Başkan bir olayla ilgili adamın evinde bulunan hanımın kim olduğunu sorup salondaki bekleyen bir hanımı gösterip bu muydu evdeki kadın diye soruyor. Yaşlı amca ise ısrarla hayır bu değil, o gün evimde olan kadın budur deyip ( katibe hanımı göstererek ) ısrar ediyor.

Başkan bıyık altından gülerek tamam amca tamam deyip amcayı psikiyatriye gönderiyor.

Bu zamana kadar hep komik anılar anlattım ama geçen gün yaşadığım olay, mesleğimin yıpratmaya başladığı şu dönemde gerçekten beni çok üzdü.
Mesleğe ilk başladığım yıllarda aynı işyerinde işten çıkarılmış 8 kişinin vekili olmuş kıdem ve ihbar tazminatları ile birikmiş ücret alacakları için dava açmıştım. Davalar bitti, talebimizin üzerinde bir alacak miktarına hükmedildi. İcra takibine geçtik. Şirket iflasını açıklamıştı ve şirketin üzerine sadece 2 adet araç kalmıştı ve bunlar da şirketin vergi borcundan dolayı hacizliydi. Müvekkiller araçların satış masrafını karşılayacak durumda değillerdi, olsa dahi yapılan masraf yanlarına kar kalacaktı. Durumu kendilerine izah ettim, karşı taraf vekiliyle defalarca telefonda görüşüp müvekkillerin ne kadar zor durumda olduklarını anlattım. Bu arada, ben ne davalar ne de icra dosyaları için vekalet ücretimi alamamıştım. Sürekli oyalamaları karşısında işsiz kaldıkları için üzülüp tolerans göstermiş, kiminin iş bulmasına yardımcı dahi olmuştum. Davalar sırasında şehir dışında bulunan bir müvekkilin dava masraflarını da aynı hissiyatla kendim karşılamıştım. Daha sonra aradan uzun zaman geçti, dosyalar için masraf dahi verilmediğinden ben de vekillikten çekildim. Yıllar sonra, masraflarını benim karşıladığım müvekkil büroma geldi ve dosyasını ona iade etmemi söyledi. Dosyalardan çekildiğimi, bendeki evrakları veremeyeceğimi, dilerse fotokopi verebileceğimi söyledim. Ağıza alınmayacak hakaretler ve küfürlerle üzerime yürüdü, büroyu terk etmesini söyledim. Koridorlarda küfürlerine devam ederek gitti. Bu arada beni , karşı taraftan rüşvet almış olmakla da suçladı. Kötü olan şey ; yardımcım büroda değildi ve komşularıma da duyup duymadıklarını soramadım. Biliyorum ki suç duyurusunda bulunsam bir şey çıkmayacak ve sonuçta o kişi kendini daha güçlü ve haklı hissedecek. Acemiydim, idealisttim, anlaştığım vekalet ücreti ödenmese de davaları sonuçlandırmıştım. Hatta vekalet ücret alacağım için icra takibi bile yapmamıştım, zaten işten çıkarılmışlardı, zaten işsiz ve yoksullardı.Şimdiyse üzgünüm, mutsuzum...

Aile mahkemesi.Avukat meslektaşlarımız tanıklar derken hakim beyin kafası bir dönmüş ki bildiğiniz gibi değil. Saat 12.15.Tanığa soruyu yöneltti ne biliyorsun. Tanık cevapladı.Ben hiç bir şey bilmiyorum. Hakim bey 2 dakika filan hiçbir şey demeden davacı avukatına baktı.Ancak yüz ifadesi çok hoş.Neyse hemen arkasındaki dosyayı aldı. Davacı vekil tutmamış. Yurdumdan insan manzaraları, köylü genç bir vatandaş.22-23 yaşlarında.Davalı da bir genç kızımız yine yaşmaklı ve avukatı da var. Üçüncü celse davalı kızcağız ilk geliyor. Dolayısı ile hakim ilk ona sordu. Ne diyorsun davaya? Kız bende boşanmak istiyorum ama nafaka tazminat isterim. Kocam beni dövdü dedi.Hakim davacıya döndü.Aynen aktarıyorum. -Sen ne diyorsun?
-Neye hakim bey
-Boşanmaya
-Ben boşanmak istemiyorum
-Vazmı geçtin, feragatmı ediyorsun?
-Hayır ben hiç boşanmak istemedim ki
-Nasıl,kim?Sen boşanma davası açmadın mı?
-Hayır
-Gel bakayım buraya yaklaş, bu imza kimin
-Benim
-Boşanmamıza karar verilsin yazıyor
-Ben yazmadımki hakim bey
Hakim bunun üzerine sağ elini kaldırarak;
-tokadı bir patlatacaksın şeklinde tepki veriyor.(Filmin koptuğu an) Davacı da sakınıyor tabi.)))) Meğer bizim oğlan arzuhalciye eve dön çağrısı yazdırmış. Öyle bir açıklama yaptı sonradan))))

Stajımı yaptığım sırada bir ceza davası.. Varoşlardan iki komşu kadın saçsaça baçbaşa kavga etmişler. Biri diğerinden şikayetçi olmuş.. İkisi de avukat tutmamış.. Salon önünde çoluk çocuk akraba eş dost dolu.. İlk duruşma başlar ve hakim sorar:
-Anlat bakalım ne oldu niye saldırdı sana?
-(Müşteki)Efendim sanık benim komşum olur, bir gün..
-(Sanık aniden ayağa fırlar)Sensin sanık senin ağzını burnunu kırarım!
-(Hakim)Otur yerine terbiyesizlik yapma!!!
-(Sanık)Duydunuz bana "sanık" dedi, kimse bana sanık diyemez!!!
-(Hakim biraz gülerek biraz sinirlenerek) Çıldırtma insanı sen sanık değil misin? Ben diyorum işte sanıksın?
-(Sanık)Hakim bey siz diyebilirsiniz bir tek ama o diyemez!!
-(Müşteki)Sanıksın işte saaanık saaaanık..
Hakim bana bakarak aynen:
-Edemem ki bunlarla uğraşam..
O günkü kadar güldüğüm sayılıdır..

Bir arkadaşım staj döneminde iken hacze gidiyor,borçluya'' ben Av.Ali Bey'in stajiyeriyim hacze geldik ''diyor.Borçlu Av.Ali Bey'i arayarak ''Alooovvv Ali beeeeyyy, şu an menejerin yanımda hacze gelmiş ,ne yapacağız bu borcu ...'' dediği anda arkadaşım gülmeye başlıyor.Bana anlattığında 1 hafta gülmüştüm.

Stajyer arkadaşımın çalıştığı büronun katibi hacizli araba yakalanınca şöyle söylüyor: "Avukat hanım araba gözaltında!!!"

Arkadaşımın gülerek cevabı: "İfadesini alın..."

Öğrencilik döneminde benden önce mezun olan bir arkadaşımın yanında çalışmaya başlamıştım.Yer beyoğlu.İst. Adliyesine gideceğim.Yapmam gereken de x icra dairesindeki dosya bilgilerini, tebligat vs. incelemek.Hayatımda icra dosyası, tebligat görmemişim. İncelemem gereken 8-10 dosya var.Bunları çıkarttım.Ama hiç bir şey anlamıyorum.Her bilgiyi yanımda getirdiğim kağıda yazıyorum.Bu durumda adliye kapanana kadar 3 saat kadar adliyede kaldım. Büroya döndüğümde oldukça merak etmişler.O zamanlar cep telefonu da yok..Ben de niye merak ettiklerini merak etttim.Öyle ya bu kadar icra dosyasını incelemek kolay değil.. )
Yıllar sonra: özellikle sık çalıştığım bölge adliyesinde; öğrenci ve stajyer arkadaşlardan icra dosyası hazırlaması bürosunda gösterilmemiş meslektaşlara yardımcı olmaya çalışıyorum.Zira bende bir çok şeyi meslektaşlarıma sorarak öğrendim,öğrenmeye de devam ediyorum.

sulh cezadaki stajım sırasında duruşmada;

hakim: evladım sizin karı-koca her hafta duruşmanız var. benden çok geliyorsunuz adliyeye. neyse sen karına sokakta vurmuşsun bi de hakaret etmişsin ne diyosun,
sanık: hakim bey ben karıma vurmadım. ama bu kadın ve ailesi bıktırdı beni, ben masumum, 2 çocuğumuz var bi de yalancı şahit tutmuş bunları allaha havale ediyorum.
hakim: peki son sözlerin neler, artık karar vereceğim.
sanık: BOŞANMAK İSTİYORUM HAKİM BEY!

ben dayanamadım koptum. baktım hakim de kendini zor tutuyor..

Alıntı: Yazan poseidonmavi sulh cezadaki stajım sırasında duruşmada; hakim: evladım sizin karı-koca her hafta duruşmanız var. benden çok geliyorsunuz adliyeye. neyse sen karına sokakta vurmuşsun bi de hakaret etmişsin ne diyosun, sanık: hakim bey ben karıma vurmadım. ama bu kadın ve ailesi bıktırdı beni, ben masumum, 2 çocuğumuz var bi de yalancı şahit tutmuş bunları allaha havale ediyorum. hakim: peki son sözlerin neler, artık karar vereceğim. sanık: BOŞANMAK İSTİYORUM HAKİM BEY! ben dayanamadım koptum. baktım hakim de kendini zor tutuyor..

Hakim boşanma kararı verdi mi?

hakim bey ne ceza verdi bilmiyorum. zaten ben sonrasını hatırlamıyorum..

Staj döneminde çalıştığım ofisteki takip memuru arkadaşın yeddiemini 7Emin olarak not aldığını gördüğümde çok gülmüştüm...

Meslek anıları anlatılmakla bilmez.-Askerlik anıları gibi.-
Bulunduğum bölgede -başka bir meslektaşla beraber çalışıyorduk.-Bölge içinde bulunan ve asayişin biraz sıkıntılı olduğu bir semtte ek hacize gideceğim.Gittim ve muhafaza yapmak istedim.Borçlunun oğulları babamızın yeni taşındığı adres falanca yer diyerek bizi "o yer" e götürdüler. Büyük bir konvoy halinde, memurlar, askerler,borçlu yakınları mahal'e gittik.Yer iki kat halinde ve henüz inşaa halinde olan bir bina.İkinci kata çıkmak zorunda kaldık ki,dış cephesi bitmeyen inşaatın iç cephesi de natamam.Yüksek tansiyonla o haciz günü tanıştım.Ve fenalaşıp merdivenlere oturmak zorunda kaldım.Gerisinde yaşananları anlatmayayım..

Alıntı: Yazan salimengin Staj döneminde çalıştığım ofisteki takip memuru arkadaşın yeddiemini 7Emin olarak not aldığını gördüğümde çok gülmüştüm...

7 Emin..Güzel bir anıymış...

Bulunduğum bölgenin alışkanlığımıdır bilemiyorum.-Bölge adliyesini ve tüm mensuplarını çok özleyeceğim.10 senem burada geçmiş ve hemen herkes beni tanımış.Duruşmalar sırasında katiplerle göze göze gelip gülümsemişik. Tüm adliye personeliyle güzel bir diyaloğumuz olmuş..Bu kadar sıcaklığı ve içtenliği bulmam için yeni adliye mekanımda bir kaç yıl daha geçmesi gerek galiba..

Stajımın ilk dönemleriydi sanırım.Yanında çalışığım avukat arkadaşım X bir adliyenin Y icra dairesine beni hacze gönderdi giderken de borçlu biraz ters adam polis almayı unutma dedi.Polisimizi alıp haciz mahalline gittik ,bahçeli müstakil bir evdi mahallimiz.Bahçenin içinde onlarca meyve ağacı mevsim yaz ve hepsinin dalları aşağı kadar sarkmış.İcra müdür yardımcısı önde ben arkasında, arkamda da polis memuru (ben öyle sanıyormuşum) haciz mahalli olan eve girdik.Birden demir kapı kapandı bayan müdür yardımcısı ben ve içerde bir sürü adam kalakaldık.Sağıma baktım polis yok soluma baktım polis yok.Adamlar izbandut gibi ve üstüne üstlük de hırçın denizli bir memleketin uşakları.Neyse işte kavga gürültü sonra durgunluk ile haczi tamamladık ve kilitli kapıları açıp dışarı çıktık.Bizim polis memuru bahçede dut ağacına dadanmış götürüyor.Kendimi tutamayarak sordum biz sizi niye getirdik buraya hani bizi koruyacaktın.
El-Cevap:Ben hanginizi koruyacağıma karar veredim ,birden şaşırdım o arada sizde içeri girmişsiniz bende meyve yiyeyim dedim

Ben:Yok yok siz buraya dutları korumaya gelmişsiniz ama onu da becerememişsiniz

Alıntı: Yazan erdemlihukukcu Küçük yerlerde insanlar uğraşacak birşey bulamazlar,o yüzden de sürekli birbirleriyle uğraşırlar."O bana bunu dedi,bu bana yan gözle baktı,şu ayağını yan bastı .... falan filan.Birgün büromuz böyle bir olay yüzünden bir aile tarafından istila edildi.Hareket edecek yer kalmadı büroda! Anne,baba,büyükanne,torunlar...... İki aile kavga etmiş,savcılığa şikayet edeceklermiş.Dertlerini anlatan bir dilekçe yazdık,gittiler.SANMAYIN Kİ BÖYLE KOLAY ATLATTIK Ertesi gün duruşmaya gitmek için bürodan çıkıyoruz eşimle.Önceki gün gelen 2 kadın yine geldi.Duruşmaya yetişmemiz lazım desek de yok giriverdiler büroya!!! Neler oldu bi bilseniz diye başladılar lafa...(Ama bilmek istemiyoruz ki ) Elinde de bir poşet, ama nasıl tutuyor o poşeti anlatamam.Sanki canlarını oraya sokmuşsunuz.Kadınlardan biri anlatmaya başladı " Dün akşam yine kavga ettik,gelinleri bana ayakkabı fırlattı,yüzüme geldi! "...ahaa bu da delili ! (bir yandan da elindeki poşeti bize uzatıyor) Eşimle birbirimize bakıp,neki acaba bu diye düşünürkeeeeeen...............POŞETTEN KOCAMAN BİR ERKEK AYAKKABISI ÇIKTI Yüzüne atılan ayakkabıyı almış gelmiş.Kadın bana dönüp "Bu delil değil mi bu.Tabi delil ahaa işte yüzüme attığı ayakkabı..." DURUN DAHA BİTMEDİİİ.Meğer ayakkabının sahibi de köyden beri kadınları takip ediyormuş "Ayakkabımı geri verin,yoksa kötü olur "diye de tehdit ediyormuş Oyüzdenmiş telaşları,o yüzden poşete öyle sarılmışlar meğer... Bürodan çıkarken ayakkabı burda kalsın neolurdediler.Biz de kıramadık onları.Şuanda ayakkabı büroda e tabi çokönemli bir delil velhasıl iyi muhafaza etmek lazım

BUŞŞŞ vardı ya hani ona atılan ayakkabıya milyon dolar teklif edenler vardı..inşallah sizin büroda saklana ayakkabıya da böyle teklifler gelir.

Harika anılar gül gül gözümden yaş geldi

ANILARINI BİZİMLE PAYLAŞAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM GÜLMEKTEN ÖLDÜM MORALİM YERİNE GELDİ

Bugün İstanbul 1.Fikri Sınai Haklar Hukuk duruşma salonunda pek çok meslekdaş oturmuş hem duruşmaları izleyip hemde sıramızı bekliyorduk.Fikri Sınai Haklar ihtisas mahkemesi olduğundan genelde hep aynı simaları görürüz.Yanımda oturan 55-60 yaşlarında üzerinde cüppesi olan bir bayan avukat kulağıma eğilerek "sağda duran davacı avukat, soldaki de davalı avukat, değil mi "diye sordu.Şaşkın şaşkın yüzüne bakarak "evet, siz avukat değilmisiniz?" diye sorunca, "ben yeni emekli olan hakimim, yeni alışıyorum " demez mi?HAKLI TABİY Kİ KÜRSÜDEN YENİ İNMİŞ!!!!!!!

Çok Hoş anılar var Elinize Dilinize Sağlık
Bende Geçen sene okul devam ederken adliyede 3asliye hukuk mah. kalemine gitmiştim bi dosyanın fotokopisini almak üzere Avukatın yanına gelip gidiyorum kendimi geliştirmek için neyse kalemdeki memura sordum şimdi işim var sonra gel dedi neyse dedim 20 dk sonra geri geldim hemşerim sana sonra gel demedimmi dedi bende dedim içindenmisin köyündenmi dedim Tabi memur manasız olarak baktı arkadaş işim var şuan bakamam dedi neyse dedim adliyedeki diğer işleri hallettim tekrar geldim birader işin gücün yokmu senin git mübaşire sor dedi
Peki dedim baktım ortada mübaşir yok mahkemeye girdim hakim dava bitmiş karar yazıyor . Pardon dedim çıkıyordum buyrun buyrun dedi neye baktınız dedi mübaşire bakmıştım dedim bi dosya fotokopisi alacaktım dedim.Kalemdeki memur arkadaş yardımcı olsun dedi Bende dedim memur arkadaşın çok işi varmış yaklaşık 3 saattir adliyeyi arşınladım dedim az önce tekrar geldiğimde mübaşire git sor dedi bende bu yüzden mahkemeye bakıyordum dedim hakim memuru çagırdı Verdi odunu kalayı adamın yüzü kıpkırmızı oldu kaleme gittim kardeş sen nasıl katipsin dedi bende dedim katip oldugumu söylediğimi sanmıyorum ayrıca kardeşinde değilim stajer Avukatım dedim Dahada bi kızardı özür diledi
Stajer avukat şimdi oldum

Aynı şey benimde başıma gelmişti.. adliyeye girdiğimde dışarda yağmur yağıyor alel acele ismimin söylendiğini duydum koşarak salona girdim, İCM de taahhüdü ihlal... yerimi aldım şikayet devam ediyor dedim karar verildi 3 ay hapsen tazyik... sonra hakim bey dönüp bana 'bir daha cüppeyi unutmayalım avukat hanım, pardesünüz siyah olunca yeni farkettim' diyerek gülmeye başladı, tabi salondaki arkadaşlarda...hala unutamam..

bir meslektaşın yaşanmış olaya dair anlatılarından oluşan kitabından alıntıdır.
bir ceza davasında olayın tanığı olarak bir hayat kadını geliyor. Hakim tarafından doğruyu söyleyeceğinize Allah' ınız ve namusunuz üzerine yemin edermisiniz? diye sorulunca kadın bir duraklıyor hakime bakıyor hakim duymuyormusun be kadın edermisin diyor akabinde kadın 'namus' cümlesini çıkarırsanız ederim diyor hakim katibe yaz kızım ederim dedi diye kayda geçiyor.

Nafaka,maddi-manevi tazminat talepli boşanma davasına giriyoruz,dava karar aşamasına geldi,Hakim kararı okumaya başladı,ilk anda karar bizim taleplerimizle uyuşuyor ve Hakimi dinliyorduk,fakat bir süre sonra Hakim altınların müvekkile, bilirkişi raporundaki görüş dahilinde verilmesi, falan deyince, bende bir şaşkınlık bizim dosya bilirkişiye gitmedi , ayrıca ortada altın falan da yok..Ben hemen, "Efendim bizim dosyamızda böyle şeyler yoktu"Hakim "olur mu öyle şey Avukat Bey, dosyanızı da mı bilmiyorsunuz?!!"Ben ısrarla "ama yok"Neyse Hakim ısrarıma karşın notlarına bir daha baktı.."Eyvah,yanlış kararı okuyormuşum!!!"Bu sefer dosyamızla ilgili kararı okudu..Karşı taraf meslektaşım,şakayla karışık "ÖNCEKİ KARARDA DİRENİLMESİNİ TALEP EDERİM"dedi))

Aile mahkemesinde tanıklı bir dosyam var ve davalı vekiliyim.Önce karşı tarafın tanıkları dinleniyor ve davacı vekili meslektaşım tanığın adını söylüyor biizm alem mübaşire ......Çullu diyor çağırması için.O da gidip adamı bir çağırıyor yok iki çağırıyor yok neticede buluyor adamı ve bir hışımla meslektaşımın yanına geliyor.Meğer avukat arkadaş adamın soyadını yanlış söylemiş Çullu değil "kıllı" ymış.Bizim mübaşir bir hışımla solana geliyor ve yüksek sesle "avukat bey sen adamın soyadna Çullu diyorsun adam "ben kıllıyım" diyor.Tabi gülem krizinden duruşmaya 5 dk sonra devam edilebildi

bağcılar adliyesi, asliye hukuk mahkemesi (tek) duruşma salonu, sabah, isim ve yaş tashihi davaları savcı beyin biran önce mekanı terk edebilmesi için öne alınmıştır.

hakim seslenir:yosma gelsin, yosmaaaa, (matrak adamdır, genellikle tashihi için başvurulan isim komikse böyle yapar)
mübaşirkapıdan, yüksek sesle) yosmaaaa!
yosma gelir, 30 yaşlarında bir kadıncağız
hakim:sen yosma mısın?
kadın:he benim
hakim:ismini değiştirecen, memnun değilsin galiba (gülmemek için kendini zor tutmaktadır)
kadın:annamadıım?
hakim:ismini diyorum, yosma'yı değiştirecen?
kadın:yok, ben yaşımı büyültecedim dee..

hakim dosyaya bir daha bakar, gerçekten yaş tashihi talebiyle açılmıştır dava.

hakim:şahidin var mı?
kadın:he var (parmağıyla kapıda dikilen bir adamı gösterir)
hakim:gel, gel, geç şöyle, söyle bakalım, adın?
adam:kuzu

hakim bir tarafta, savcı başka bir tarafta, duruşma bekleyen avukatlarsa yerlerdedir.


YILLARDIR MERAK ETMİŞİMDİR BU DOĞRU MU DİYE bana maille gelen bir yazı, bunun tanığı var mı aranızda)

Bende şahit olduğum üzücü bir duruşmayı aktarayım.

Stajımın Asliye Hukuk safhasındayım. Tüketici Mahkemesi sıfatıyla baktığı dosyalardan biri... Davacı kadın, o sene oldukça iyi karneler getirdikleri için çocuklarına 1 bilgisayar almış. Almış almasına ama 3 ay boyunca defalarca arızalanmış bilgisayar. Her defasında da aynı problem...

Kadıncağız "Herşeyimden kesip bilgisayar aldım. Çocuklarımı ödüllendireyim istedim ama arızalı bilgisayar vermişler..." mealinde mağduriyetini anlattı.

Hakim: "100 TL bilirkişi ücreti yatıracaksın, incelenecek"
Kadın: "Hakim bey, dün evimizde ekmek yoktu. Nasıl y..."(Sessizce ağlamaya başlıyor...)
Hakim: "Ama bilgisayar almaya paran var! Onu bunu bilmem, bul buluştur yatır o parayı ki incelensin bilgisayar"
Kadın: "Ama efendim..."
Hakim: "Tamaaaam!.. Çıkabilirsin!.."

Kadın çıkıyor, arkasından duruşma salonu:

Hakim: "(Duruşmalarını bekleyen avukatlara dönerek)Madem paran yok bilgisayar senin neyine... Çocuklar oyundu moyundu bozmuşlardır bilgisayarı..."

Ardından meslektaşların hakime hak verme yarışına girmeleri...

Hala kızarım kendime niye salondan çıkıp kadına yardım için yol göstermedin diye...