Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı

Yanıt
Konu Notu: 8 oy, 4,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-01-2012, 18:28   #61
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Madem konu alevlenmiş...

Evet madem konu alevlenmiş, şu efendi - esir konusu ile ilgili olabileceğini düşündüğüm bir mektubu, evet bir yargıca yazdığım mektubu mesleki bir konu olması sebebiyle dostlarla paylaşmak istiyorum.

Konu hem 6100 sayılı Yasa ile hem de, neyse sözü mektuba bırakalım.

Yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum:




Sayın Yargıç ******,


Mahkemenizde, .12.2011 günü katıldığım talimat duruşmasında, duruşma esnasında yaşadığımız bir olayı size açıklamak için bu mektubu kaleme alıyorum.

Söz konusu duruşmada tanıklar mahkemece dinlenip ifadeleri alındıktan sonra taraf vekili olarak bize “Sorunuz var mı?” diye sordunuz. Biz de sorumuzun olduğunu belirtip tanıklara sorumuzu yönelttik. Bu esnada bize bir uyarıda bulundunuz ve “Avukat bey, soruyu mahkemeye hitaben yöneltin” dediniz. Biz de 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince (madde 152) tanıklara doğrudan soru soracağımızı belirttik; ve bu şekilde sorularımızı doğrudan yönelttik. Tamamen yasaya dayanan bu talebimizi elbette siz de olumlu karşıladınız.

Ancak sorumuzu tanığa yöneltirken bize bir uyarı daha yaptınız ve “Avukat bey lütfen ayağa kalkın” dediniz. Biz buna karşın, “Sayın yargıç, lütfen müdahale etmeyin bu şekilde daha uygun” şeklinde yanıt verdik ve sorularımızı tanıklara oturduğumuz yerden yönelttik.
Öncelikle yasal düzenlemelere baktığımızda, avukatların duruşma esnasında iki halde mutlak surette ayağa kalkma zorunluluğu olduğunu görürüz. Birincisi, tanıklar yemin ederken, ikincisi hüküm fıkrası okunurken ayağa kalkma zorunludur. (HMK m.233 - 294) Bunun dışında avukatların duruşma esnasındaki herhangi bir aşamada ayağa kalkma zorunlulukları bulunmamaktadır.

Ancak uygulamada avukatların büyük çoğunluğu (ben de dahil olmak üzere) mahkeme yargıcı ile konuşurken ayağa kalkar. Bu genellikle bir saygı ifadesi, bir gelenek olarak kabul edilir.


Ancak bir avukatın, tanığa soru sorarken ayağa kalkması asla zorunlu olmadığı gibi, esasen bu konuda uyarılması, şık bir davranış biçimi değildir. Çünkü bir avukat, duruşmada ne zaman ayağa kalkması ne zaman oturması gerektiğini bilir. Bu konuda kendisine bir uyarı yapılması gereksizdir.

Durumu ve konu hakkındaki yorumlarımızı, bilgi ve eleştirilerinize sunar, bu vesile ile saygılarımızı bildiririz.


Avukat Hakan EREN
İstanbul Barosu – 22201
Old 05-01-2012, 19:43   #62
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Evet madem konu alevlenmiş, şu efendi - esir konusu ile ilgili olabileceğini düşündüğüm bir mektubu, evet bir yargıca yazdığım mektubu mesleki bir konu olması sebebiyle dostlarla paylaşmak istiyorum.

Konu hem 6100 sayılı Yasa ile hem de, neyse sözü mektuba bırakalım.

Yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum:




Sayın Yargıç ******,


Mahkemenizde, .12.2011 günü katıldığım talimat duruşmasında, duruşma esnasında yaşadığımız bir olayı size açıklamak için bu mektubu kaleme alıyorum.

Söz konusu duruşmada tanıklar mahkemece dinlenip ifadeleri alındıktan sonra taraf vekili olarak bize “Sorunuz var mı?” diye sordunuz. Biz de sorumuzun olduğunu belirtip tanıklara sorumuzu yönelttik. Bu esnada bize bir uyarıda bulundunuz ve “Avukat bey, soruyu mahkemeye hitaben yöneltin” dediniz. Biz de 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince (madde 152) tanıklara doğrudan soru soracağımızı belirttik; ve bu şekilde sorularımızı doğrudan yönelttik. Tamamen yasaya dayanan bu talebimizi elbette siz de olumlu karşıladınız.

Ancak sorumuzu tanığa yöneltirken bize bir uyarı daha yaptınız ve “Avukat bey lütfen ayağa kalkın” dediniz. Biz buna karşın, “Sayın yargıç, lütfen müdahale etmeyin bu şekilde daha uygun” şeklinde yanıt verdik ve sorularımızı tanıklara oturduğumuz yerden yönelttik.
Öncelikle yasal düzenlemelere baktığımızda, avukatların duruşma esnasında iki halde mutlak surette ayağa kalkma zorunluluğu olduğunu görürüz. Birincisi, tanıklar yemin ederken, ikincisi hüküm fıkrası okunurken ayağa kalkma zorunludur. (HMK m.233 - 294) Bunun dışında avukatların duruşma esnasındaki herhangi bir aşamada ayağa kalkma zorunlulukları bulunmamaktadır.

Ancak uygulamada avukatların büyük çoğunluğu (ben de dahil olmak üzere) mahkeme yargıcı ile konuşurken ayağa kalkar. Bu genellikle bir saygı ifadesi, bir gelenek olarak kabul edilir.


Ancak bir avukatın, tanığa soru sorarken ayağa kalkması asla zorunlu olmadığı gibi, esasen bu konuda uyarılması, şık bir davranış biçimi değildir. Çünkü bir avukat, duruşmada ne zaman ayağa kalkması ne zaman oturması gerektiğini bilir. Bu konuda kendisine bir uyarı yapılması gereksizdir.

Durumu ve konu hakkındaki yorumlarımızı, bilgi ve eleştirilerinize sunar, bu vesile ile saygılarımızı bildiririz.


Avukat Hakan EREN
İstanbul Barosu – 22201

Mektubunuzda imza yok.
Old 05-01-2012, 22:28   #63
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum:




Sayın Yargıç ******,


...
Ancak uygulamada avukatların büyük çoğunluğu (ben de dahil olmak üzere) mahkeme yargıcı ile konuşurken ayağa kalkar. Bu genellikle bir saygı ifadesi, bir gelenek olarak kabul edilir.
Ancak bir avukatın, tanığa soru sorarken ayağa kalkması asla zorunlu olmadığı gibi, esasen bu konuda uyarılması, şık bir davranış biçimi değildir. Çünkü bir avukat, duruşmada ne zaman ayağa kalkması ne zaman oturması gerektiğini bilir. Bu konuda kendisine bir uyarı yapılması gereksizdir.
Durumu ve konu hakkındaki yorumlarımızı, bilgi ve eleştirilerinize sunar, bu vesile ile saygılarımızı bildiririz.

Avukat Hakan EREN
İstanbul Barosu – 22201

Hiç bir biçimde cevapsız kalmayacağından, mektubun cevabını çok merak ediyorum Sayın EREN.
Bu vesile ile saygılarımı sunar, paylaşımınız nedeniyle teşekkür ederim.
Old 06-01-2012, 09:36   #64
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Mektubun içeriği, hukuki isabeti ve Sayın Eren'in üslup ve dil hakimiyeti beni sevindirdi.
Hakime mektup yöntemi ise şaşırttı. Az rastlanır, nostaljik bir yöntem olmuş, kalem/mahkeme adresine gönderdiniz herhalde.
Elinize sağlık, meslek aşkınız hiç sönmesin!
Old 06-01-2012, 09:48   #65
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Av. Hakan EREN;

Hassasiyetinizden ötürü öncelikle sizi tebrik eder, teşekkürlerimi sunarım. Konu hakkında yorum, bilgi ve eleştiri davetinize acizane bir iki kelam ile icabet etmek istedim.

Yasaları uygulamak ve yasalara uymakla hepimiz yükümlüyüz ancak hüküm veren konumunda bulunan hakimlerin azami dikkat ve hassasiyet göstermeleri gereken açık ve net düzenlemeler karşısında direngen davranması hiç kabul edilebilir değil.

Yeni yürürlüğe giren bir kanun olması nedeniyle geçiş sürecinde HMK gereği tanığa doğrudan soru sorma hususunda zaman zaman gergin anlar yaşanıyor -ben de bir duruşmada bu konuda direngenlikle karşılaşmıştım ama mektup yazmak hiç aklıma gelmemişti- ve bu gerginliklerden/yasaya aykırı tutumlardan sıyrılmak için hakimlerin açık yasal düzenlemeleri içselleştirmesi elzemdir.

Saygılarımla..
Old 06-01-2012, 18:01   #66
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Doğrudan soru yöntemi / soruya cevap

Sayın Karaca'ya, Sayın Güntay'a ve Sayın Ekici'ye eleştirilerinden ötürü teşekkür ediyorum.

Aslıda bu forumun konusu değil ama önemine binaen söz konusu duruşmada yaşanan (ve fakat mektuba konu edilmeyen) çok önemli bir konuyu daha dostlarla paylaşmak istiyorum.

Tanıklara doğrudan yönelttiğimiz sorular neticesinde verilen yanıtlar, yargıç tarafından tanığın ifadesinin içine uygun bir yere yerleştirildi. Biz, bu yönteme derhal itiraz ettik ve:
  1. Tanığa sorduğumuz sorunun, vekil olarak tarafımızdan sorulduğunun ve bu sorunun ne olduğunun açıkça ve ayrıca tutanağa geçmesini,
  2. Verilen yanıtın da ifadenin içine monte edilmeyip, sorulan sorunun hemen ardından yanıt olarak tutanağa geçirilmesini talep ettik.
Yargıç, bu talebimizi uygun gördü ve soruyu da yanıtı da ayrı ayrı tutanağa geçirdi.

Doğrudan soru yönteminin uygulanmasında bunun çok önemli bir ayrıntı olduğunu düşünüyorum.

Old 06-01-2012, 18:09   #67
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Sayın Karaca'ya, Sayın Güntay'a ve Sayın Ekici'ye eleştirilerinden ötürü teşekkür ediyorum.

Aslıda bu forumun konusu değil ama önemine binaen söz konusu duruşmada yaşanan (ve fakat mektuba konu edilmeyen) çok önemli bir konuyu daha dostlarla paylaşmak istiyorum.

Tanıklara doğrudan yönelttiğimiz sorular neticesinde verilen yanıtlar, yargıç tarafından tanığın ifadesinin içine uygun bir yere yerleştirildi. Biz, bu yönteme derhal itiraz ettik ve:
  1. Tanığa sorduğumuz sorunun, vekil olarak tarafımızdan sorulduğunun ve bu sorunun ne olduğunun açıkça ve ayrıca tutanağa geçmesini,
  2. Verilen yanıtın da ifadenin içine monte edilmeyip, sorulan sorunun hemen ardından yanıt olarak tutanağa geçirilmesini talep ettik.
Yargıç, bu talebimizi uygun gördü ve soruyu da yanıtı da ayrı ayrı tutanağa geçirdi.

Doğrudan soru yönteminin uygulanmasında bunun çok önemli bir ayrıntı olduğunu düşünüyorum.


Çok haklısınız. Müdahaleleriniz de fevkalade yerinde olmuş.
Mahkemelerde, ya davacı/davalı vekilinin talebi ile soruldu yazıp, tanığın anlatımını yazdırmaya devam ediyorlar veya sanki tanık kesintisiz konuşmuş gibi bizim sorumuzu yargılamanın isbat belgesi duruşma tutanağına hiç yansıtmayıp tanık anlatımına yediriyorlar.
Hukuka ve usule uymazlık ve avukat tanımazlık noktasında (hiç olmaması gerektiği halde) hakimlerin direnç göstermesi ne acı.
Saygılarımla.
Old 09-10-2012, 11:50   #68
advocare

 
Varsayılan Molierac Denen Şahsiyet Hakkında

Bu konu hakkında siz meslektaşlarımın neler bildiğini öğrenmek için bu konuyu açıyorum. Muhtemelen Molierac denen şahsiyetin aşağıda yazdığım bu meşhur sözünü hepiniz bir yerlerde duydunuz.

''Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz, fakat hiçbir hiyerarşık üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı.''

Molierac*



Şimdi diyelim ki ben bu sözün uydurma olduğunu iddia ediyorum;



Soru 1: Molierac kimdir? Paris barosunda bir avukat imiş... ispat lütfen.

Soru 2: Şu sözün Fransızcasını gören var mı?

Soru 3: Türkiye dışında neden kimse tanımıyor bu adamı?

Soru 4: Google bir araştırma modülü olmamakla birlikte, arama sırasında Türk hukuk siteleri dışında neden başka bir yerde çıkmıyor?

Soru 5: Bu sözü kim çevirdi?

Soru 6: Ülkemizdeki avukatlar peki nasıl avukat oluyorlar da, nereden geldiği belli olmayan bu sözün aslını araştırmadan sitelerine koyuyorlar? (Hani aslı olmadığını iddia ediyorum ya, aksini ispatlasınlar diyorum, o bakımdan.)

Soru 7: Bahsi geçen söz öbeği ne kadar gerçeği yansıtıyor?

Yukarıda sıraladığım sorulara cevaplarınızı bekliyorum sevgili meslektaşlarım. Söze diyeceğim bir şey yok. Hoş söz hepimizin gururunu okşuyor ama Türk sitelerinden başka hiçbir yerde yer almaması ve o kadar araştırmama rağmen sözün Fransızcasının bulamamam beni bu konuyu açmaya sevk etti görüşlerinizi bekliyorum.
Old 09-10-2012, 14:56   #70
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan advocare
Bu konu hakkında siz meslektaşlarımın neler bildiğini öğrenmek için bu konuyu açıyorum. Muhtemelen Molierac denen şahsiyetin aşağıda yazdığım bu meşhur sözünü hepiniz bir yerlerde duydunuz.

''Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz, fakat hiçbir hiyerarşık üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı.''

Molierac*



Şimdi diyelim ki ben bu sözün uydurma olduğunu iddia ediyorum;



Soru 1: Molierac kimdir? Paris barosunda bir avukat imiş... ispat lütfen.

Soru 2: Şu sözün Fransızcasını gören var mı?

Soru 3: Türkiye dışında neden kimse tanımıyor bu adamı?

Soru 4: Google bir araştırma modülü olmamakla birlikte, arama sırasında Türk hukuk siteleri dışında neden başka bir yerde çıkmıyor?

Soru 5: Bu sözü kim çevirdi?

Soru 6: Ülkemizdeki avukatlar peki nasıl avukat oluyorlar da, nereden geldiği belli olmayan bu sözün aslını araştırmadan sitelerine koyuyorlar? (Hani aslı olmadığını iddia ediyorum ya, aksini ispatlasınlar diyorum, o bakımdan.)

Soru 7: Bahsi geçen söz öbeği ne kadar gerçeği yansıtıyor?

Yukarıda sıraladığım sorulara cevaplarınızı bekliyorum sevgili meslektaşlarım. Söze diyeceğim bir şey yok. Hoş söz hepimizin gururunu okşuyor ama Türk sitelerinden başka hiçbir yerde yer almaması ve o kadar araştırmama rağmen sözün Fransızcasının bulamamam beni bu konuyu açmaya sevk etti görüşlerinizi bekliyorum.

Sayın advocare,
bu alana mesaj yazanlara ve THS - Katılımcılarına tepeden bakan, katılımcıları küçük gören, hukukçuları araştırma yapmadan gördükleri ve hoşlarına giden aslı astarı olmayan herşeye inanan kişiler olarak gören düşüncenize katılmak mümkün değil.

Başkalarını araştırma yapmamakla suçlamadan önce kendinizin yeteri derecede araştırma yapıp yapmadığınız konusunda düşünmeniz gerekir bence.

Örneğin:
Ankara Barosunun dördüncü baskısı 2007 yılında çıkan
Avukatlık Meslek Kuralları isimli yayınına baktınız mı? Molierac'ın kim olduğunu ve 'esaretlikle' ilgili veciz sözünü ve kaynağını orada görebilirsiniz.
http://www.ankarabarosu.org.tr/Sitel.../2007Kasim.pdf

Ayrıca, ben Fransızca bilmem ama, eğer Fransızca biliyorsanız Molierac'ın Ankara Barosu yayınında adı geçen kitabına internetten ulaşıp satın alabilirsiniz.

http://www.abebooks.de/buch-suchen/a...ERAC/PELLERIN-

Saygılarımla
Old 09-10-2012, 18:18   #71
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan advocare
Soru 6: Ülkemizdeki avukatlar peki nasıl avukat oluyorlar da, nereden geldiği belli olmayan bu sözün aslını araştırmadan sitelerine koyuyorlar? (Hani aslı olmadığını iddia ediyorum ya, aksini ispatlasınlar diyorum, o bakımdan.)

"Çoğu zaman şüphe içinde bırakılmak, gerçeği işitmekten daha zalimdir." (Molierac)
Old 05-04-2016, 15:17   #72
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Avukatlar Günümüz Kutlu Olsun!

Kazanımlarımız ve olması gereken; kötü örneklerle perdelenemez..İyi ki varız, iyi ki hukukun üstünlüğü var.

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlar Günü Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 5 05-04-2020 13:41
Avukatlar Sendikası Av. Hacı Ali Özhan Hukuk Sohbetleri 18 05-04-2010 17:04
İntihar etmeyi deneyen fakat ölmeyen kişinin ceza hukuku açısından durumu QUELLE Hukuk Sohbetleri 12 23-09-2007 00:40
evliliğin iptali kabul olmadı,peki boşanmada neler yapmalı? gülgüzeli Hukuk Soruları Arşivi 7 15-10-2006 01:31
Stajer Avukatlar cigdem Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 20:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09939289 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.