|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
31-03-2016, 09:53 | #61 | |||||||||||||||||||||||
|
|
31-03-2016, 12:12 | #62 |
|
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi Esas: 2014/8719 Karar: 2014/9201 Karar Tarihi: 10.06.2014 ALACAK DAVASI - KARAR DÜZELTME İSTEMİ - ELEKTRİK FATURALARINA YANSITILAN KAYIP KAÇAK BEDELİNİN TÜKETİCİDEN ALINIP ALINAMAYACAĞI - DAVANIN REDDİNİN İSABETSİZLİĞİ - BOZMA KARARININ KALDIRILARAK HÜKMÜN ONANMASINA KARAR VERİLMESİ GEREĞİ ÖZET: Dağıtım şirketlerinin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmaları mümkün olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş olup usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken hükmün bozulmasına ilişkin karar doğru görülmediğinden bozma kararının kaldırılarak, hükmün onanmasına karar verilmiştir. (4628 S. K. m. 4) (1086 S. K. m. 440) (YHGK 21.05.2014 T. 2013/7-2454 E. 2014/679 K.) Dava: Davacı ...İnş. Taah. Tic.Ltd.Şti. ile davalı UEDAŞ aralarındaki kayıp-kaçak bedelinden doğan alacak davasına dair ...5. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 09/04/2013 günlü ve 2012/214 E.-2013/121 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 22/01/2014 günlü ve 2013/16374 E.-2014/731 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Karar: Davacı vekili; davacı şirketin davalı şirket tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmetinden yararlandığını, davalı kurumun başkaları tarafından kaçak olarak kullanılan elektrik bedelini davacının faturasına yansıtarak tahsil ettiğini ileri sürerek, davacı tarafından ödenen 5.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren, 15.727,92 TL'nin 15/03/2013 ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; kayıp-kaçak bedeli alınmasının davalı kurumun iradesine bağlı olmadığını, EPDK Kurul kararları doğrultusunda işlem yapıldığını, kurul kararının iptali için Danıştay'da dava açılması gerektiğini, bu bedellerin mevcut yasal hükümler uyarınca tahsil edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 5.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 15.727,92 TL'nin ıslah tarihi olan 15/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin tüketiciden alınıp alınamayacağı hususundadır. Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Başka bir deyişle, kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 4. maddesinin 2. fıkrasında Kurum'un "...bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten" sorumlu olduğu belirtilmektedir. Buna göre, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahiptir. Kayıp-kaçak bedeli, Kurumun Kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve Kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedeldir. Söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan Kurul Kararı Kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliğe haizdir. Tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluktur. Lisans sahibi şirketler, tarifeyi değiştiremeyeceği gibi, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemez veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamazlar. Bu nedenle, perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli, perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almaktadır. Bu durumda, dağıtım şirketlerinin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmaları mümkün olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir. Bu kez, davacı vekili 11/03/2014 tarihli karar düzeltme talebini içeren dilekçesinde; Kayıp-kaçak bedelinin oluşmasında hiç bir kusuru olmayan müvekkilinin bu zarardan sorumlu tutulmasının açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan, bozma kararının kaldırılarak, kararın onanmasını talep ettiği görülmüştür. Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile; elektrik şirketlerinin tüketicilerden fatura yoluyla tahsil ettikleri kayıp-kaçak bedelinin hukuka, hakkaniyete ve şeffaflığa aykırı olduğundan, faturalara kayıp-kaçak bedelinin yansıtılmamasına karar vermiştir. Yüksek Genel Kurulun bu karar ve uygulamasına dairemizce de uyulmasına ve bu şekilde uygulama yapılmasına oy çokluğu ile karar verilerek bu şekilde uygulama yapılmasına karar verilmiştir. Bu nedenle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 22/01/2014 gün ve 2013/16374 E.-2014/731 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verilmiş, dosyanın temyiz incelemesine geçilmiştir. Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir. Davacı Kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükümlerine yer verilmiştir. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir. Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil etmişlerdir. Ancak yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir. Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Hem bu hâl, parasını her halükarda tahsil eden davalı Kurum’un çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davalı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir. Bununla birlikte, nihai tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.) Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken Dairemizin 22.01.2014 tarih, 2013/16374 E.-2014/731 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına ilişkin kararı yukarıda açıklanan gerekçeler ile doğru görülmediğinden bozma kararının kaldırılarak, hükmün ONANMASINA 10.06.2014 günü oyçokluğuyla karar verildi. NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ. T.C. BURSA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA ESAS NO: 2012/214 KARAR NO: 2013/121 DAVA: Alacak DAVA TARİHİ: 17.07.2012 KARAR TARİHİ: 09.04.2013 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirket tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmetinden yararlandığını, taraflar arasında akdedilen abonmanlık sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, özel hukukta geçerli olan ahde vefa ilkesi gereğince bu kamu kurum veya kuruluşlarının bu akitlerle bağlı olup tek taraflı olarak herhangi bir değişiklik yapamayacaklarını, ancak davalı kurumun davacı şirketin kusuru olmaksızın başkaları tarafından kaçak olarak kullanılan elektrik bedelini davacının faturasına yansıtarak tahsil ettiğini, bu hususun sözleşme hükümlerinin hukuka aykırı bir şekilde ihlali olduğunu, sözleşme hükümlerine aykırı bir şekilde davacıdan tahsil edilen miktarın faizleri ile birlikte kesim tutarının ancak davacı tarafından ödenen tüm fatura suretlerinin davalı idareden celp edilmesinden sonra yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğinden HMK'nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davasının açılması zaruretinin doğduğunu ve BK'nın 125. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu belirtilerek davacı tarafından fazladan ödenen 5.000,00.-TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili duruşmada tekrarladığı cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın Elektrik Piyasası Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından EPDK karar ve yönetmeliklerine uygun şekilde hareket edildiğinden açılan davanın Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na yöneltilmesi gerektiğinden davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini, esas yönünden de Türkiye genelinde 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu dahilinde ulusal tarifenin uygulanmakta olup söz konusu tarifelerin EPDK tarafından belirlendiği 01/01/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere uygulanacak tarifelerin 28/10/2010 tarih 2999 EPDK kararı ile yayınlandığını, bu tarife kapsamında uygulanmakta olan enerji bedelinin perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli kalemlerine ilave olarak kayıp/kaçak bedeli ve perakende satış hizmet bedelleri olarak belirlendiğini, söz konusu bu bedellerin EPDK tarafından tanınan geçiş süreci dahilinde 2011/nisan döneminden başlayarak elektrik faturalarında yer almaya başladığını, açılan davanın dayanaksız olup kanuna ve hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğu belirtilerek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, Kaçak elektrik kullanımlarından dolayı elektrik faturalarına yansıtılan fazla ödemelerin istemine ilişkindir. Taraf vekilleri kanıt olarak; Davalı kurum tarafından tanzim edilen Elektrik faturalarının suretlerini, abone dosyasını,2999 sayı 28.12.2000 tarihli kurul kararını, EPDK kararlarını ve ilgili yönetmenlikleri, bilirkişi incelemesini göstermişlerdir. Taraf vekillerinin göstermiş olduğu tüm deliller toplandıktan sonra, dosya mahkemece resen bilirkişi olarak atanan Elektrik Mühendisi Veysi Er ve İsmail ER"den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, Bilirkişi heyetinin 07/02/2013 havale tarihli raporunda özetle; Davaya konu edilen Elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedeli, EPDK.nın 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ve bu kararın ekindeki cetvellerde belirtilen esaslar dahilinde faturalara yansıtıldığını, dava konusu olayda yapılan uygulamanın bu doğrultuda yapıldığını, dosyaya ibraz edilen davacı aboneye ait ödeme cetvellerinde yazılı kayıp kaçak bedellerinin 20.727,92 TL. Olduğunun tespit edildiği anlaşılmış olup, davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda davasını 15.03.2013 tarihinde 15.727,92 TL. Artırarak (20.727,92 TL.) üzerinden ıslah etmiş ve gerekli ıslah harcını yatırmıştır Tüm dosya kapsamı, dosya ya sunulan deliller ve bilirkişi raporuna göre davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: 1-Davanın kabulü ile, 5.000,00 TL.nin dava tarihinden itibaren 15.727,92 TL.nin ıslah tarihi olan 15.3.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine 2-Kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 1.415,92-TL nispi karar ve ilam harcından Mahkememiz dosyasından alınan 74,25-TL peşin ve 268,60 ıslah harcın mahsubu ile bakiye 1.073,07.-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan 21,15.-TL başvurma harcı, 74,25.-TL peşin harç, 268,60TL. ıslah harcı, 6,60.-TL vekalet harcı, 73,00.-TL davetiye gideri, 22,90.-TL müzekkere gideri ve 670,80.-TL keşif-bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.137,30.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 2.487,35.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa VERİLMESİNE, Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09.04.2013 (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı |
31-03-2016, 12:13 | #63 |
|
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi Esas: 2014/8422 Karar: 2014/16251 Karar Tarihi: 10.12.2014 ALACAK DAVASI - KAYIP KAÇAK VE SAYAÇ OKUMA BEDELİ - DAVALININ TAHSİL ETTİĞİ BEDELLERİ DAVACI ABONEYE İADE ETMEK ZORUNDA OLUP OLMADIĞI - BEDELLERİN TÜKETİCİLERDEN TAHSİL EDİLEMEYECEĞİ - DAVANIN REDDİNİN İSABETSİZ OLUŞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU ÖZET: Mahkemece, davaya konu bedellerin tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. (4628 S. K. m. 4, 12) (YHGK 21.05.2014 T. 2013/7-2454 E. 2014/679 K.) Dava: Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Karar: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davaya konu fabrikada elektrik abonesi olduğunu, elektrik sarfiyatı nedeniyle düzenli olarak gelen faturaları ödediğini, bu faturalarda kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedellerinin de tahsil edildiğini, bu bedellerin abone sözleşmesi ve mevzuata aykırı olduğunu iddia ederek, aboneliğin tesis edildiği tarihten dava tarihine kadar her ay faturalara ne kadar kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedeli yansıtıldığı tespit edilerek, bu bedelin davacıya iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğradığını, faturalarda kayıp kaçak ve sayaç okuma bedeli yansıtıldı ise bunu davacının ispat etmesi gerektiğini, şayet yansıtıldı ise miktarının belli olacağını bu nedenle belirsiz alacak davası açılamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davalı tarafından 4628 Sayılı kanun hükümlerine dayanılarak tüketicinin elektrik tüketim bedeli faturalarına yansıtılan dava konusu bedellerin mevcut yasal düzenlemelere uygun olduğu, 4628 Sayılı kanunun 6352 sayılı yasanın 64.maddesi ile değiştirilen 12.maddesinde kurulun yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabileceği belirtildiği, buna göre kurul kararlarının iptal edilmediği sürece geçerliliğini koruduğu, bu nedenle davalı tarafından tahakkuk ettirilen bedellerin mevzuata uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyize konu uyuşmazlık; davalının abonelerinden kayıp-kaçak, ve sayaç okuma bedeli isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davalının davacıdan tahsil ettiği bu bedelleri davacı aboneye iade etmek zorunda olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir. Davalının elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 4.maddesinde bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiş olup, sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmemiştir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli adı altında bir bedel tahsil etmiştir. Tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 4.maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu'na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir. Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanılan elektrik bedellerinin ödeme yapan abonelerden tahsili yoluna gidilmesi hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Diğer taraftan elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir. Bununla birlikte abonenin faturalara yansıtılan kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (HGK.nun 21.05.2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar) Hal böyle olunca mahkemece, bu ilkelere gözetilerek davaya konu bedellerin tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı |
31-03-2016, 12:13 | #64 |
|
Yukarıda eklenen 2 karara göre ticarethanelerde tüketicilerde kayıp kaçak davalarını belirsiz alacak şeklinde açabilir.
|
04-04-2016, 14:27 | #65 |
|
Sayın Meslektaşlarım merhabalar;
Kayıp kaçak bedeli konusunda sizce süreç nasıl devam edecek mahkemeler ve yargıtay tüketici lehine karar vermeye devam mı edecek sizce? Bir grup dosya var dava açıp açmama konusunda tereddütlüyüm. Yol gösterip tavsiyede bulunursanız çok mutlu olurum. |
11-04-2016, 16:13 | #66 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın uzer5613, eklediğiniz kararın tamamını paylaşabilir misiniz veya davanın perakende satış şirketine yöneltilebileceğine dair bir Yargıtay kararı var mı elinizde ? |
13-04-2016, 21:35 | #67 |
|
Reaktif Kullanım Bedelinin alınması hukuka uygun mudur?
Ticari müvekkiller için elektrik faturalarında alınan haksız bedellere ilişkin istemde bulunurken Reaktif Bedeli'de geri istenebilir mi? |
15-04-2016, 15:13 | #68 |
|
T.C.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ ESAS NO. 2015/1595 KARAR NO. 2016/155 KARAR TARİHİ. 18.1.2016 >SANAYİ TİCARİ VE MESKEN TİPİ ELEKTRİK ABONELERİNE AKTİF TÜKETİM BEDELİ DIŞINDA MALİ YÜK GETİRİLEMEMESİ-NİHAİ TÜKETİCİNİN HANGİ HİZMET KARŞILIĞINDA NE BEDEL ÖDEDİĞİNİ BİLMESİ 2004/m. 72 2709/m. 73 ÖZET : Dava, elektrik faturasından dolayı davacı yanın davalıya borçlu olmadığının tespiti ile faturanın iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir. Elektrik dağıtım şirketlerinin; elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticarî ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir. Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaştığı da söylenemez. Nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi davalı dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflık bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Ne var ki, davaya konu bedeller ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda; hesaplamaya psh, iletim, dağıtım bedelleri de dahil edilmiş, bu hesaplama şekli benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ve anılan bedeller dahil edilmeden hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Dosyanın önceki bilirkişiler dışında dava konusunda uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişilerden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedelleri dahil edilmeden hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak, karar verilmesi gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin plastik imalat işi ile uğraştığını, davalı dağıtım şirketinin, elektrik abonesi olan müvekkili şirket hakkında kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla tutanaklar tanzim ettiğini ve bu tutanağa bağlı olarak 432.634,44 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, ancak müvekkili şirketin iddia edildiği gibi kaçak elektrik kullanmadığını,davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen faturanın hesaplanma yönteminin usul ve yasalara aykırı olduğunu, 90 gün içerisinde davacı şirketin belirtilen elektrik enerjisini tüketmesinin fiziken mümkün olmadığını belirterek 432.634,44 TL bedelli elektrik faturasından dolayı davacı yanın davalıya borçlu olmadığının tespiti ile faturanın iptaline karar verilmesini dava ve istemiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 12.11.2013 ve 17.03.2014 tarihli bilirkişi raporları doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; tutanağın 22.30'da düzenlenmiş olması dikkate alınarak aylık çalışma süresinin 600 saat kabul edilmek suretiyle kaçak ve ek tüketim bedelleri hesaplandığı anlaşılmıştır. Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 29.12.2005 tarih ve 622 Karar numaralı Kurul Kararı'nın 1 maddesinin D) bendinin 3. fıkrası "Sanayi abone grubundan enerji alanlar ile turistik tesisler, akaryakıt istasyonları, hastaneler, alışveriş merkezleri gibi vardiyalı hizmet veren müşterilerden, tek vardiyalı çalışanlar için 200 saat, iki vardiya çalışanlar için 400 saat, üç vardiya çalışanlar için 600 saat kabul edilir. Vardiya sayısının tespitinde dağıtım şirketi görevlilerinin tespiti ve şirket kayıtları, bunun mümkün olmaması halinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen resmi belgeler göz önüne alınır. Çalışma saatlerinin yukarda belirtilenlerden daha fazla olmasının tespiti durumunda ise, tespit edilen saatler esas alınır.” hükmünü ihtiva etmektedir. Buna göre mahkemece; belirtilen bu hüküm çerçevesinde davacı şirketin vardiya sayısının ve buna bağlı olarak çalışma saatinin belirlenmesi, ondan sonra bilirkişiden rapor aldırılması gerekirken, bu husus gözetilmeden dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edilmesi ve buna bağlı olarak eksik inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Ayrıca, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, kanunla verilen yetkiye dayanarak; 11/08/2002 gün ve 24843 Sayılı Resmî Gazetede; “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”, “Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ve “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği” ni yayımlamış, sonrasında ise yönetmeliklerin uygulanması için çıkardığı kurul kararları, tebliğ ve ikincil mevzuat uyarınca lisans sahibi şirketler elektrik tarife ve fiyat belirlemesinde kayıp-kaçak bedelleri ile psh dağıtım, iletim bedelleri, sayaç okuma bedeli dahil edilmiştir. Ancak, yukarda açıklanan mevzuatın dayanağı olan 4628 ve 6446 Sayılı Kanunlarda, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu'na sınırsız bir tarife ve fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir. Elektrik dağıtım şirketlerinin; EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticarî ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir. Oysaki; Türkiye Cumuriyeti Anayasasının 73.maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı da ortadadır. Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payıda kanunla getirilmiş ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmektedir. Elektrik Piyasası Kanununun verdiği yetki uyarınca çıkarılan EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir. Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairecede benimsenen HGK'nun 21/05/2014 tarihli ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaştığı da söylenemez. Öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi davalı dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflık bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Ne var ki, davaya konu bedeller ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul Yukarıda açıklanan ilke ve Somut olayda, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda; hesaplamaya psh, iletim, dağıtım bedelleri de dahil edilmiş, mahkemece; bu hesaplama şekli benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ve anılan bedeller dahil edilmeden hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, dosyanın önceki bilirkişiler dışında dava konusunda uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişilerden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 Sayılı kurul kararı hükümlerine göre ve tahakkuk bedeline; kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedelleri dahil edilmeden hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporları benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
20-04-2016, 11:31 | #69 |
|
Bu dava kayıp kaçak ile ilgili değildir.
Bu davanın konusu; şirket hakkında , kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla tutanaklar tanzim ettiğini ve bu tutanağa bağlı olarak 432.634,44 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, ancak müvekkili şirketin iddia edildiği gibi kaçak elektrik kullanmadığını ve şirketin borçlu olmadığı hakkında yargıtay kararıdır. |
20-04-2016, 12:59 | #70 |
|
Arkadaşlar kayıp kaçak ile ilgili, organize sanayi bölgesinde bulunan bir müvekkil için dava açacağız fakat osb lerle ilgili yargıtay kararı yok, müvekkil osb yönetimi ile arasının kötü olmaması için osb'ye dava açmamızı istemiyor. Bu durum il eilgili elinde karar olan arkadaş varsa sevinirim..
|
20-04-2016, 17:23 | #71 | |||||||||||||||||||||||
|
|
20-04-2016, 17:25 | #72 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşlarım yok mu tavsiyede bulunacak kayıp kaçak bedeli işine gireyim mi girmeyeyim mi? Memleket öyle bir hale geldi ki artık yargıtay kararlarına bile güvenip dava açamıyoruz. |
20-04-2016, 17:34 | #73 |
|
OSB ler sadece kdv den muaf diğer kalemler haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak alınmaya devam ediyor...
|
20-04-2016, 17:35 | #74 |
|
OSB ler ile ilgili karar çok bu arada hepsinde lehe kararlar...
|
20-04-2016, 18:33 | #75 |
|
Sayın tiryakim, Yargitay tek bilirkisiden alinan raporu yeterli goruyor mu ? O bilirkisinin faturadan hukuka aykiri bedelleri toplu olarak hesaplamasi yeterli mi yoksa her bir fatura icin ayri ayri hesaplayip bunu raporunda belirtmeli mi ? Bu konuda bilginiz varsa paylasirsaniz cok sevinirim benim de yakin zaman da on inceleme durusmam olucak.
|
21-04-2016, 15:47 | #76 |
|
OSB nin lisans alıp satışını yaptığı ve faturasını kestiği bedellerle ilgili açtığımız davalarda osb'yi taraf göstermedik direk dağıtım şirketine dava açtık fakat bu durumla ilgili yargıtay kararı bulamıyorum. Yani müvekkil osb'de bulunan bir fabrika, faturasını osb kesiyor, osb dağıtım firmasından alıyor, müvekkil osb yönetimi ile kötü olmamak adına osb'YE DAVA AÇMAK İSTEMİYOR.
OSB lerde bulunan fabrikalar ortalama aylık 500bin ile 2milyon arası fatura ödüyor ve çok büyük rakamlar çıkıyor. Her ne kadar trt payı ve kdv muafiyeti varsada.... |
21-04-2016, 17:09 | #77 |
|
yanlış bilgilendirme için özür dilerim. dağıtım şirketinde çalışan arkadaşım bana osblerden kayıp kaçak bedeli alınmıyor demişti. iyi çalışmalar...
|
03-05-2016, 15:07 | #78 |
|
Arkadaşlar, şuanda meclis komisyonlarında bulunan ve muhtemelen çıkacak olan kanun maalesef bir çok sıkıntıya yol açacak, söz konusu kanun ile mevcutta açılan davaları maalesef ber taraf edecek bir tasarı nasıl olacak ne yapmamız gerekiyor , anayasa mahkemesinden döner mi, masraflar, vek. ücreti ne olacak hiç bilmiyorum. Siyasi irade yine yaptı yapacağını vatandaşa mı üzülelim, onlara laf anlatamıyacağımıza mı yoksa kendimize mi??? Nasıl bir yol izlemeliyiz * yorumlarınızı bekliyorum.
|
03-05-2016, 15:24 | #79 |
|
Sayın Meslektaşlarım;
İçeriden aldığım güvenilir olmayan bilgilere göre, halen devam eden dosyaları kapsayacak şekilde kanun tasarısı hazırlanıyormuş. Temkinli olmakta fayda var. |
04-05-2016, 15:00 | #80 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence bu konu için bir başlık açın sayın meslektaşım ... Ne olacak bende merak ediyorum. |
18-06-2016, 09:46 | #81 |
|
Elektrik dağıtım ve görevli tedarik şirketlerinin, kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelini tüketicilerden tahsil etmesini sağlayan mevzuat değişikliği Resmi Gazete'de yayımlandı.
Şimdi bu durumda açılan ve ya açılacak davalar ne olacak? Alınan paralar geri mi iade olacak |
21-06-2016, 12:55 | #82 |
|
Türkiyeye hoşgeldiniz, hak arama özgürlüğü, kanuni yollarla vatandaş hakkının gaspını içerir yeni kanunumuz hayırlı olsun
|
21-06-2016, 14:37 | #83 |
|
|
21-06-2016, 16:55 | #84 |
|
Anayasa Mahkemesine iptal davası açıldı mı?
|
22-06-2016, 10:03 | #85 | |||||||||||||||||||||||
|
|
25-06-2016, 13:41 | #86 | |||||||||||||||||||||||
|
http://www.haberturk.com/ekonomi/ene...yuksek-yargida haberine göre kayıp-kaçak ile ilgili Anayasa Mahkemesine müracaat edilmiş |
29-06-2016, 17:12 | #87 | |||||||||||||||||||||||
|
Anayasa Mahkemesi'nin yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararını dört gözle bekliyoruz. |
14-07-2016, 11:52 | #88 |
|
Anayasa Mahkemesi bugun 09:30 da gorusmeye basladi. Sonuctan haberi olan olursa paylasabilir mi?
|
19-07-2016, 17:15 | #89 |
|
Sayın Meslektaşlarım davalı şirketler cevap verdi ve yetki itirazında bulundular konuya ilişkin fikirleriniz almak istiyorum . Bir ilin bütün ilçelerinde abonelikler söz konusu ve biz de o ilin merkezinde dava açtık ancak bundan önce de davalı şirketlerden sözleşmeleri istedik ve sözleşmeler gönderilmedi. Temin edebildiğimiz sözleşmelerde de o ilin mahkemelerinin yetkili olduğu yazıyor.
Davalı şirket ise talep etmemize rağmen göndermediği ve yetkili mahkeme olarak şirket merkezini gösteren bir sözleşmeye istinaden yetki itirazında bulundu . Biz hem temin ettiğimiz sözleşmelere istinaden hem de ifa yeri olduğunu düşünerek o il merkezinde açmıştık. Dava dilekçemizin delil kısmında abonelik numaralarına ilişkin bilgi vermemize ve liste sunmamıza rağmen (il merkezi ve ilçeler dahil ) rağmen tensip zaptı ile sadece il merkezindeki abonelikleri bildirmemiz için 2 hafta süre verildi. Ayrıca geriye dönük kaç yılı kapsadığı konusunda açıklama yapmamız için. Ancak biz deliller kısmında karşı taraftan son 10 yıllık faturaların celbini talep etmiştik, sunduğumuz cd içerisindeki excel tablosundan da geriye dönük 10 yıllık olduğu anlaşılıyor. Bu durumda açıklama yapmaya gerek var mı, dava da belirsiz alacak davası olarak açılmış. Bu durumda mahkeme diğer abonelikler için yetkisizlik kararı verecek gibi görünüyor fikirlerinizi paylaşabilir misiniz. |
21-07-2016, 12:46 | #90 |
|
Anayasa mahkemesi görüşme sonuçu ne oldu ?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
elektrik aboneliği kendi üzerine olamayan kişş kaçak elektrik kullanma suçu işlemiş olur mu? | avukat ademoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-05-2015 21:54 |
kaçak kayıp bedeli | av.asenaozdmr | Meslektaşların Soruları | 2 | 19-01-2015 13:55 |
Elektrik aboneliği ile kaçak elektrik kullanımı görevli mahkeme?? | Şükran Sultan | Meslektaşların Soruları | 3 | 16-05-2012 10:38 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |