Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Dekolte elbiseyle balık tutmaya ceza

Konuyu Kilitleyin
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-07-2008, 22:26   #31
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bu maddede (Bir başka konu başlığında da ayrıca yazdığımı hatırlıyorum) bir tuhaflık var. O tuhaflık ise bence tartışılan konunun özünde yatıyor, şöyle ki:

Kanun koyucunun, Hayasızca hareketler kapsamında Alenen Cinsel ilişki ile Teşhirciliği "Eş" düzeyde suç olarak görmesi, bence başkaca br hususu tartışmamıza engel teşkil ediyor. Bu yaklaşım olduğu sürece... Kısaca: Neyi tartışacağız ki?
Old 08-07-2008, 09:30   #32
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

CMK'nın 153. maddesi gereğince;

4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/23 md.) Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.
(5) Bu maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır.


Burada açıkça görülmektedir ki kanun soruşturma ve kovuşturma evresinde dosyanın incelenmesi hususunda müdafii ve vekil arasında bir ayrıma gitmemiştir.
Kanuna göre müdafii ve vekil iddianamenin kabulunden itibaren dosya içeriğini inceleyebilir ve örnekleri harçsız olarak alabilir. Savcılıka bunu engellemek mümkün değildir.

Kanunda bu kadar bariz bir hüküm mevcut iken yönetmeliğin bu konuyla ilgili bir hüküm içermesi gereksizdir. Yönetmeliğin uygulanma kabiliyeti yoktur.
Old 08-07-2008, 23:21   #33
bozoli

 
Varsayılan

Bence bu resimdeki kıyafet dekolte değil. Ama daha açık bir kıyafeti bu kadar çirkin bir kadının giymesi körlüğe yol açacağından bence kabahat değil Topluma karşı suçlar içinde değerlendirilmeli. Şaka bir yana ilginç bir karar olmuş doğrusu ama kadının ceza kesilen kıyafetini de merak ettim ama kör olmaktan korkuyorum açıkçası..
Old 09-07-2008, 03:18   #34
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya ceza

Benim datça'da bir koyum var

Koydaki tüm arazi bana ait

Ben burada arkadaşlarımla çıplak dolaşsam kime ne
Old 09-07-2008, 03:21   #35
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya ceza

Sokakta giyinik olarak dolaşan insanların çıplaklardan farkı ne?

Baktığınızda yakışıklı veya güzel demek için çıplak olmasını değerlendirme noktası olarak alıyor musunuz?
Old 09-07-2008, 03:27   #36
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya ceza

Burada tartışılması gereken teşhircilik kavramı.

Teşhircilik psikolojik yanları ağır basan farklı bir tanımlama

Bence köprüde balık tutarken yapılmaz.

Benim bildiğim (veya bilebildiğim) teşhirciler pardüsonün altından açıp kapatırlarmış. Neye yarar bir türlü anlamadım. Ama helal olsun iddia gerçek olsa bile hatun özgür giyinmeyi seçmiş. Neden teşhircilik olsun?

Ben kilot giymemeyi yasaklayan bir madde anımsamıyorum.

Ruzgarda ataeklari açılıp kilotları gözüken tüm bayanları da mı cezalandıracağız.
Old 09-07-2008, 17:01   #37
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

İnsan mahremini kasten açarsa ceza verilir. Kastı yoksa suç oluşmaz.
Ayrıca belirli bir mülke sahip olmak orada dilenilen hareketin yapılmasına cevaz vermez. Genel ahlaka aykırı fiiller nerede olursa olsun suç teşkil ettikleri takdirde cezalandırılırlar. Aksi takdirde benim mülkümde ben istediğimi yaparım düşüncesi toplumu kaosa sürükler.
Old 09-07-2008, 17:09   #38
AvTürk

 
Varsayılan

MADDE 225.–GEREKÇE Madde metninde, toplumun sahip bulunduğu ortak edep (ar ve haya) duygularının, edep törelerinin ihlâli, incitilmesi ve her ne suretle olursa olsun edep ve ahlâk temizliğine alenen saldırı niteliği taşıyan hareketler, tutum ve davranışlar ve takınılan durumlar suç olarak tanımlan­mıştır.
Bu hükme göre, genel olarak edep ve iffete saldırı niteliği taşıyan dav­ranışlar, suç oluşturmaktadır. Böylece, halkın ar ve haya duygularının, top­lumun ortak edep ve ahlâk temizliğinin korunması amaçlanmıştır. Bu suretle toplum kültürünün önemli bir kısmını oluşturan edep, iffet, ar ve haya duy­guları, edep töreleri korunmakta ve bu değerlere saldırı niteliği taşıyan hare­ketler yasaklanmaktadır.
Hayasızca hareketlerin cezalandırıldığı bu suç tanımında, bu kavrama açıklık getirmek amacıyla, “alenen cinsel ilişkide bulunmak” ve “teşhircilik” ifadeleri kullanılmıştır. Madde metninde geçen cinsel ilişki, cinsel arzuların tatmini amacına yönelik her türlü davranışı ifade etmektedir. Teşhirciliğin konusu, kişinin cinsel organlarından ibaret değildir. Vücut bölgelerinin, madde metniyle korunması amaçlanan hukukî değeri ihlâl niteliğindeki teş­hiri, bu suçun oluşumuna neden olacaktır.
Bu davranışların suç oluşturabilmesi için, alenen gerçekleşmesi gere­kir. Aleniyet için aranan ölçüt, gerçekleştiği koşullar itibarıyla fiilin belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır.
Old 09-07-2008, 22:51   #39
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya ceza

Sayın Buyukavcı;

Kendime ait bir koy dedim. Burada yaşayan insanların da anlayışı çıplak güneşlenmenin doğru olduğu. Böyle davranıyorlar.

Burada o insanların edebine bir aykırılık yok. Sizin edep anlayışınızla da ilgilenmiyorlar.

Siz (misalen) o özel araziye izinsiz giriyorsunuz veya dürbünle gözetliyorsunuz gidip şikayette bulunuyorsunuz.

Hangisi daha edebe aykırı?

Sn AvTürk;

Teşhirciliği nasıl tanımlayacağız:

Bir erkeğin pantolunun altından kabarıklığı gözükmesi ile bir kadının rüzgarda kilotlu veya kilotsuz eteğinin altının görünmesinden hangisi teşhircidir.

Kabarık pantolanlan dolaşan mı eteği rüzgarla açılan mı.

Saygılar.
Old 10-07-2008, 01:39   #40
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
Sn AvTürk;

Teşhirciliği nasıl tanımlayacağız:

.

Sayın Av.Türk,, harhangi bir tanımlama yapmamıştır.İlgili yasa maddesinin gerekçesini sunmuştur.Teşhircilik anılan yasa maddesinde tanımlanmıştır.
Old 10-07-2008, 22:17   #42
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
Benim datça'da bir koyum var

Koydaki tüm arazi bana ait

Ben burada arkadaşlarımla çıplak dolaşsam kime ne

Bir sonraki THS toplantısını artık siz düzenlersiniz Sayın Erdoğan.
Old 10-07-2008, 23:48   #43
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Şimdi her somut olayda vereceğimiz cevap tabii olarak değişecektir.
Kendi ıssız koyunda çıplak arkadaşlarıyla yüzen kişi kimseyi ilgilendirmez. Ancak ben o koyun ilerisine ailemin bulunduğu tekneyle gezintiye gelirim ve sabah kalktığımda etrafımda anadan doğma insanlar görür isem o zaman bir hukuka aylırılıktan söz edebiliriz.
Yani her olay farklı şartlarda hukuka aykırı veya uygun olabilir.
Bir erkeğin önünün kabarması veya bir hanımın eteğinin kalkmasında irade söz konusu olmadığı istem dışı hareketler olduğu için bunların hayasız hareketler olduğunu düşünemeyiz.
Old 11-07-2008, 05:59   #44
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya ceza

Sn Saim üzgünüm

Kandırdım

Benim Datça'da bir koyum yok.

Sayın Vardar;

Benim Sn Türk'e karşı doğrudan bir eleştirim yok. Dediğiniz gibi gerekçeyi açıklamış. Gerekçe beni bağlamaz. Ben yasa yı da doğrudan eleştirebilirim.

Sn. buyukavci;

O koyun ne kadar yakınına geleceksiniz? Sizin sınırınız nerede, koyda yüzen insanların sınırı nerede? Sanırım yatınızı koydaki evimin salonuna parketmeyi düşünmüyorsunuz.

Artık bu tartışmaya katılmayacağım. Tadı kaçmaya başladı. Artık etek pantolon olaynı tartışmayacağım. Ama aşağıdaki ifadelerimi tartışırım.)

Kuşkusuz ki insanlar düşündükleri gibi yaşamazlar. yaşadıkları gibi düşünürler. Ancak her insanın ifadesinde en azından özlemini ifade eden, kendisine ait bir şeyler vardır. Keşke düşündüğümüz gibi yaşayabilsek. Harkes bizim gibi düşünmek zorunda değildir.

Başka insanların da haklarına ve düşüncelerine saygı gerekir.

Aha işte karım geldi aklım karıştı!

Herkese sevgiler saygılar.
Old 11-07-2008, 22:37   #45
DeryaK

 
İnceleme

Sayın Erdoğan.

Sayın Büyükavcı'nın görüşlerini aynen paylaşıyorum.

Kime ait olursa olsun, Hukuk Devletinde hiçbir hak ve özgürlük sınırsız değildir.

Kişiler "Benim malım.Kime ne?" diyerek,mülkiyeti kendilerine ait olan evini yakamazlar.Aksi halde kasden veya taksirle yangın çıkarma suçunu işlemiş olurlar.

Evinizde çıplak gezebilirsiniz.Ancak "balkona" çıktığınızda,çıplak olmak hakkınız değildir.Bu hareket suçtur ve kovuşturmayı gerektirir.

Mülkiyeti size ait plaj veya koyunuzda da çıplak olma gibi bir hakkınız yoktur. Çünkü doğal olarak, her an birileri sizi rahatça görebilir.Bunun için röntgenci olmaya veya dürbün gibi bir alet kullanmaya ihtiyaç yoktur.

Selam ve saygılarımla.
Old 13-07-2008, 00:08   #46
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Avukat meslektaşların dikkatine,

Alıntı:
Yazan Av.Ateş
Feminist aktivist ve avukat Selin Nakıpoğlu Akın, Sultanahmet Adliyesi'nde o güne kadar hiç yaşamadığı bir muameleyle tanıştığını söylüyor.
Nakıpoğlu Akın, 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin Gülcan Köse hakkında verdiği "hayasızca hareketler"den 5 aylık hapis cezası kararını görmek için dün (1 Temmuz) adliyeye gitti. Mahkeme kaleminden dosyayı istedi, aldı.
"Amacım Köse'ye yardımcı olabilmekti. Temyiz süresinin geçip geçmediğini, temyiz sürecinde müdahil olabilmek ve bilgilenmek için dosyayı görmek istedim" diyor.
Yaklaşık 15 dakika kadar not aldıktan sonra, kalem müdürünün "O dosya o dosya mıydı, Başsavcının talimatı var. O dosyayı kimseye göstermeyin" dediğini anlatıyor. Bu arada kimliğini istediklerini de söylüyor.
"Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, avukatsanız, vekaletiniz olmasa da, kopya almadığınız sürece dosyayı görebilir, isterseniz akşama kadar not alabilirsiniz" diyor.
Ancak kalemdekiler Nakıpoğlu Akın'ın bir sayfalık not kağıdını da alıyorlar, bu arada gerek olmamasına karşın kimliğini göstermesini de istediklerini söylüyor Nakıpoğlu Akın.
Kalem: Not almakla fotokopi arasında fark yok

bianet'in görüştüğü Başsavcılık Kalemi, böyle bir talimattan haberleri olmadığını söyledi. Daha sonra konuştuğumuz 1. Sulh Ceza Mahkemesi Kalemi'yse "Başsavcının talimatıyla olan bir şey yok. Yetki belgesi [vekaleti] olmayan avukatlara izin vermiyoruz" dedi. Vekaleti olmayan avukatların kopyasını almadıkları sürece, dosyayı görme ve not alma hakları olduğunu anımsattığımızdaysa "Öyle uzun not alıyorlar ki. Ha not almışsınız ha fotokopi çekmişsiniz, fark etmiyor. Biz de izin vermiyoruz" diye konuştu. (TK/EZÖ)

KAYNAK : http://www.bianet.org/bianet/kategor...o-dosyayi-geri

Aynı olayla alakalı bir haber olduğu için bu foruma aktarmayı uygun buldum ancak olayda tartışılabilecek -ki sitemizde de defalarca tartışılmış- aksaklık ve hukuksuzluklar yer alıyor.

Saygılar...

Avukat meslektaşların dikkatine,

Altını çizgileyerek ve iri olarak yazdığım konuda TUTANAK TUTULMASINI, eğer Yazı İşleri birimindeki görevliler tutanak tutmaz ise HEMEN AVUKAT HAKLARI MERKEZİNDEN GÖZLEMCİ İSTENMESİNİ VE TUTANAK TUTULMASINI öneriyorum.

Avukatın yazılı notlarını almak değil, bakmak bile suçtur.

Ömer KAVİLİ
Örgüt üyesi - 15638
Avukat Hakları Merkezi yöneticisi
Old 13-07-2008, 00:37   #47
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya

Sn. Konak;

1- Açıkladığınız çerçevede evde çıplak dolaşmanın da hakılılığı yoktur.

2- Neden benim özgürlük sınırım sizin anlayışınıza göre belirleniyor? Bana yasa kurallarını vermeyin, o yasa kurallarını ben koymadım ve eleştirmek hakkına sahibim. Neden sizin özgürlük anlayışınız, benim anlayışıma veya sınırlarıma göre belirlenmiyor da ben sizin yargılarınıza uymak zorunda kalıyorum?

İnsanların yarısı bir yapıya diğer yarısı ise diğer yapıya sahiptir. Sokakta bir insanı gördüğünüzde nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlarsınız. Bunun için çıplak gezmesine ihtiyaç yoktur. Siz tahrik olmak istedikten sonra saçından da, kalçasından da, yürüyüşünden de veya başka bir nedenle tahrik olabilirsiniz. Bir insanı hangisini saklamaya zorlayacağız, neden?

Duyduğuma göre Hindistan'da hala insanlar tuvalet ihtiyaçlarını sokağa çömelerek giderebiliyormuş.

Biz karşı çıksak da çıkmasak da insanlar soğuktan ve güneşten korunmak için giyineceklerdir. Benim karşı çıkışım doğal bir ihtiyaç olan giyinme olgusunun bir zorunluk haline getirilmesidir. Bunun da demokrasi ve özgürlüğün, toplumsal yaşamın bir unsuru olarak ifade edilmesidir.

Örneğin dünyanın ilk kanalizasyon teşkilatı olan efeste tuvaletler açık alanda ve yan yana. İnsanlar ihtiyaçlarını giderirken sohbet de ederlermiş. O insanlar tahrik olmuyor da bu insanlar niye tahrik oluyor? Veya onlar niye bu kadar edepsiz de biz böyle edepli olduk?
Old 14-07-2008, 23:56   #48
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Bu sene side'de tatil yaparken dikkatimi çekti.Sahilse insanlar suç işliyordu .Ama daha önemlisi jandarma ve savcılarımız suç işliyordu.Onlarca hatta yüzlerce insan teşhircilik yapıyordu.Ancak alenen ve kasten vücutlarının edep yerlerini teşhir eden kadınlar ve erkekeler hakkında jandarmanın yanısıra savcılarımızda harekete geçmeyerek adli görevlerini ihmal ediyorlardı.Bir ara tatilimi yarımbırakıp kanun hak hukuk ve adalet uğruna vatanın bölünmez bütünlüğü için milletimizin yüksek menfafatleri ve yüksek ahlaki değerleri için görevini yapmayan savcılar ve jandarma yetkilileri için suç duyurusunda bulunmayı bu ahlaksızlıklara göz yumdukları için adli görevlerini ihmalden dolayı ihbar etmeyi düşündüm ama sorumlu bir muhbir vatandaş olmayı ezelden beceremediğim için yapamadım.<Suç işlenmesine teşhirciliğe ve adli görevin ihmal edilmesine resmen ve alenen seyirci kaldım.
Hadi kadınlar göğüsleri açık altta ipkinileri ile karayağız türk delikanlaılarının peşinde koşmak üzere ve aziz türk milletinin üstün ahlaki değerlerini alt üst etmek için teşhircilik yapıyor ve bunların kalça ve göğüsleri çatalları halkımızı tahrik etmekle kendilerine tecavüz etme hakkımız direnme hakkımız nedeniyle doğuyordu.ve bu direnme ve cezalandırma hakkımızda kapitalist batı aleminde ülkemizi ülkemizin ahlak ve fazilet düşkünü erkekelerini kötülemek için kendilerini öldürtmek üzere elin gavur hanımefendileri tarafından alenen tahrik ve teşvik edfiliyordu bunu anlamış ve idrak etmiş bulunuyoruz da erkek cinsinden bazı unsurlarında ipkini giyerek gezmeleri doğrusu teşhircilik suçunun da sınırlarını aşarak vatanın bölünmez bütünlüğü ile direkt olaraktan ilgvili olmasına rağmen vatansever kolluk görevlileri savcılar ve sivil insiyatif tarafından derdest edilmemelerini cidden anlayabilmiş değilim.
Gidiyort azizim vatan elden gidiyor,millet elden gidiyor ahlak elden gidiyor benim gül gibi yakışıklı delikanlı 20 yaşındaki oğlum elin ruslarının elinde gidiyor.bu teşhircileri ahlaksızları namussuzları bir an önce hal ve katletmeli.yoksa memleketin hali nolacak.daha da önemlisi ya bunlara özenip bizim karılarımız kızlarımız da öyle küçücük küçücük ipkiniler giyerlerse ya da giymek isterlerse bizim delikanlılığımız namusumuz dinimiz imanımız itibarımız erkekliğimiz ne olacak.gerçi ademle havva incir yaprağından elbise ile tasvir edilir ama olsun.o başka şimdi bizim ahlaki değerlerimiz başka.gerçi televizyonlarda her gün yapılan teşhirlere son derece meraklı ve hevesliyiz ama olsun.o da başka.Sonra side de resmen ve alenen barlarda teşhir eden edene hatta özel görevli rus olduğunu düşündüğüm uzun bacaklı güzellerin direklerde şuh tavırlarla yaptıkları dans tam da teşhir konumunda ma tekrara düşsem de jandarma ve savcılarımızın gözünden kaçmış.yada memeleketin ahlakından mesul sorumlu ve duyarlı yurdum insanlarının nasıl oluyorda dikkat ve ihbar faaliyetinden kurtuluyorlar anlayamadım.
Old 15-07-2008, 21:57   #49
DeryaK

 
Karar

Alıntı:
Neden benim özgürlük sınırım sizin anlayışınıza göre belirleniyor? Bana yasa kurallarını vermeyin, o yasa kurallarını ben koymadım ve eleştirmek hakkına sahibim. Neden sizin özgürlük anlayışınız, benim anlayışıma veya sınırlarıma göre belirlenmiyor da ben sizin yargılarınıza uymak zorunda kalıyorum?



Sayın Erdoğan.

Yasa kurallarını ne siz ne de biz koyduk.Kanun koymak,TBMM.nin yasama tasarrufudur.

Doğru bulmadığınız yasa kurallarını eleştirmek tabiki hakkınız.

Burası (Türkiye) Hukuk Devleti.Mikanos Adası değil.

Hukuk Devletinde bütün hak ve özgürlüklerin bir sınırı vardır.

«Sizin özgürlüğünüz,başkalarının ve toplumun hak ve özgürlüklerinin başladığı yerde biter.»

Saygı ile.
Old 15-07-2008, 23:22   #50
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Derya Konak
«Sizin özgürlüğünüz,başkalarının ve toplumun hak ve özgürlüklerinin başladığı yerde biter.»

Burada tartışılan konu, köprüde dekolte elbise ile balık tutan kadının dekolte giysisinden/giyinişinden rahatsız olanların kadını şikayet etmeleri ve kadının cezalandırılması değil mi?

Genel olarak hak ve özgürlüklerin başladığı ve bittiği yeri bırakıp, somut olay üzerinde tartışırsak, kadının özgürlüğü nerede bitmiştir ve onun davranışlarına tahammül edemiyenlerin hak ve özgürlükleri nerede başlamıştır?

Saygılarımla
Old 16-07-2008, 01:15   #51
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Galata köprüsünün güvenliğinden sorumlu güvenlik görevlisinin görevi, şüphesiz dekolte bir elbiseyle balık avlamaya kalkışacak kadınları gözetlemek ve şikayetçi olmak, olmamalı.

Karşılıklı tahammül kriterleri, uç noktalarda gezinen ve dolayısıyla uzlaşmamakta uzlaşmış bir ülkede yaşamaktayız. Bugün x güvenlik görevlisine aykırı gelen dekolte, ertesi gün y görevlisine dikkate değmeyecek denli sıradan gelebilir.

Sorulması gereken sorular ve aranması gereken yanıtlar başka olsa gerek. Mesela:

1-Kadınlar, bireyselliklerini, kimliklerini alaşağı eden ve esecek rüzgarlara göre yaşamları yeniden ve yeniden inşa edilecek yapraklar misali, değer yargılarına göre yaşamak zorunda mıdır?

2-Dekolte kavramının sınırı ve tanımı, yasalarca yapılmış mıdır?

İki sorunun yanıtı da "Hayır" olduğuna göre, yapılacak yüzlerce iş, yerine getirilecek yüzlerce sorumluluk ve geçirilecek bir tane ömür varken, kanunsuz suç ve ceza olmaz evrensel ilkesinin de gözcülüğünde, tartışmayı yorucu ve sonuçsuz bulduğumu belirtmek isterim.

Keşke herkes Galata Köprüsünde balık avlamaya kalkışacak denli zaman sahibi ve diğerleri de bunu tartışmaya, dahası yargılamaya değmez bulacak denli tahammül sahibi olsa.

Saygılarımla...
Old 16-07-2008, 01:47   #52
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya ceza

Sn. Konak. sorun burada başlıyor zaten.

Alıntı:
«Sizin özgürlüğünüz,başkalarının ve toplumun hak ve özgürlüklerinin başladığı yerde biter.»

Bu sınırları kim veya kimin bakış açısı belirleyecek?

İnsanlar çıplak olarak doğar, çıplak olarak gömülürler.

Bir çok doktor, hemşire hastalarını çıplak görmüşlerdir.

Avukatlar da çeşitli nedenlerle müvekkillerinin çıplak fotoğraflarını görmüş olabilirler.

Önemli olan çıplak olanın değil çıplağa bakanın bakış açısıdır. Eğer kınama gerekiyorsa insanı çıplak gördüğü için rahatsız olan kınanmalıdır.

Yukarıda açıklamaya çalıştım. Hindistan'da insanlar sokakta çömelerek ihtiyaçlarını gideriyorlar ve kimse bunu ahlaka edebe aykırı saymıyor. Hatt bir kast da oluşmuş. Bu pislikleri temizleyen insanlardan oluşan. Toplumda en alt kastmış.

Burada tartıştığımız konu bir kadının rüzgarda eteğinin açılması nedeni ile ceza alması. Böyle bir olayın teşhircilikle ilişkisi olamaz. Teşhirci bunu bilerek ve isteyerek, istediğine yapar. Ruzgarı beklemez.

Burada edebe aykırılık kavramı ve bu edebe aykırılığın, yaşamın olmaz ise olmaz olma koşulu ön plana çıkıyor.

Öncelikle şunu anımsayalım: Devlet bir örgütlenmedir. Egemen edeolojinin toplumu yönetmek için kullandığı araçlardan birisidir. Bunu egemen gruplar olarak da ifade edebiliriz.

Toplum ise devletten farklıdır ve bağımsızdır. Toplum kendisine verilen kurallar içinde yaşamaya çalışan veya bu kurallara karşı çıkan insanlardan oluşur.

Devlet kurumunu "baba" vb şeklinde tanımlayan düşünceleri kabul etmiyorum. Devlet toplumdan soyut ulvi bir şey olsa idi değişmezdi. Tarih ise genellikle yönettiği toplumların karşı çıkışı/isyanı nedeni ile ve süreç boyunca devletin değiştiğine tanıklık etmiştir.

Demokrasi kavramı bu çerçevede çok önemli değil. Ben demokrasiyi kabaca seçenlerin seçme özgürlüğü, seçilenlerin de istediğini yapma özgürlüğü olarak tanımlayabilirim. Siz de çoğunluğun iktidarı olarak tanımlayabilirsiniz. Toplumun seçtiklerinin davranışlarını denetleme olanağı/araçları var mı? Bir dahaki seçimler. Ne olacak? Ha Ali, ha Veli.

Bunlar devlet teorisi üzerine tartışmalar. Konu ile çok ilgisi görülmese bile ilgisi oranında değindim.

Şimdi; siz, devlet kuralları/kendi ahlak kurallarınız gereğince böyle bir durumun cezalandırılması gerektiğini savunuyorsunuz.

Ben böyle bir eylemin cezalandırılmaması gerektiğini savunuyorum.

Sizin dayanağınız TBMM tarafından çıkarılan yasalar.

Benim dayanağım insanın yaratılış, yaşam kuralları.

Gidin Hindistan'da bu edebe aykırıdır diye müdahale edin bakalım. Edemezsiniz. Etseniz de, siz garip karşılanırsınız.

Hindistan'da insanları sizin düşündüğünüz gibi yaşamaya zorlayabilir misiniz? Hayır.

Neden? O insanlar sizin düşündüğünüz gibi düşünmüyor ve sizin yaşadığınız gibi yaşamıyorlar.

Burada bunu yapıyorsunuz: Benim ahlak anlayışım bu. Yasalar da böyle diyor. Herkes benim düşündüğüm biçimde yaşamak zorunda. Aksi taktirde cezalandırılmalıdır.

Peki bu toplumda farklı düşünceler filizlenme meli veya yaşama malımıdır? Bizim dışımızdaki düşünce biçimlerine saygı sırımızı nasıl belirleyeceğiz?

Gelelim koy meselesine:
Birisi her an bizi görebilir. Biz bundan rahatsızlık duymuyorsak rahatsız olan insanın o bölgeden çekip gitmesi gerekir. Hem özel arazime gir, hem de ben seni görebilirim diye, beni (bu elli kişi de olabiliryüz kişi de) giyinmeye zorla. Çok demokratik! Çok özgürlükçü!

Saygılar.
Old 16-07-2008, 09:09   #53
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Olay, koy veya köy meselesinden çok "Teşhircilik" nedir, ne değildir, "Hayasızca hareketler" nedir, ne değildir meselesine dairdir.

Sayın Erdoğan'ın, çıplaklık vurgusu olayı anlatmak içindir. Yoksa sanmıyorum ki evinde veya koyunda çıplak dolaşmak arzusu taşımış olsun!

Haber'in başlığı oldukça ilginç ve rahatsız edici nitelikte. Dekolte kıyafeti teşhircilikle eş görüp, yargılamaya kalkan anlayışa; İran yahut Arabistan dışında başka bir ülkede rastlamak, pek mümkün olmasa gerektir. Bu anlamda haber başlığı ile yargılama aşaması, tüm hukukçularda rahatsızlığa neden oldu.

Dekolte kıyafet, hiç bir zaman teşhircilik olarak nitelendirilemez. Sanmıyorum ki o olayda da teşhircilik veya hayasızca hareketler kapsamında bir eylem olarak nitelendirilmiş olsun!
Gazetecilerin olayı abartması olarak düşünmek istiyorum. Aksi takdirde vah bizim başımıza... Vah memleketimize, Vah hukukçularımıza.. Vah herşeye!

Vah, vah, vah...
Old 16-07-2008, 20:53   #54
DeryaK

 
Karar

Alıntı:
1-Kadınlar, bireyselliklerini, kimliklerini alaşağı eden ve esecek rüzgarlara göre yaşamları yeniden ve yeniden inşa edilecek yapraklar misali, değer yargılarına göre yaşamak zorunda mıdır?

2-Dekolte kavramının sınırı ve tanımı, yasalarca yapılmış mıdır?


Sayın Demirel.

Hakimler Anayasaya,kanunlara,hukuka ve vicdani kanaatlerine uygun olarak karar verirler.

Lütfen bize güveniniz.

Bence de gereksiz yere uzamış bir tartışma.

Selam ve saygılarımla.
Old 16-07-2008, 20:57   #55
DeryaK

 
Karar

Alıntı:
Sizin dayanağınız TBMM tarafından çıkarılan yasalar.



Sayın Erdoğan.

Beğensenizde beğenmesenizde,yürürlükte bulundukları sürece kanunlara uygun davranmaya mecbursunuz.

Doğru bulmadığınız yasal düzenlemelerin kaldırılması için,gerekçeli hukuki görüşlerinizi yazar ve TBMM. Başkanlığına gönderebilirsiniz.

Kolay gelsin.
Old 16-07-2008, 22:49   #56
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya ceza

Sn Konak:
Söylediklerim nedeni ile alınmayın. Sizin nasıl bir düşünsel yapıya sahip olduğunuzu bilmediğim için hakkınızda böyle bir yargıda bulunmuyorum, bulunmak hakkım da yok.

Ancak bilirsiniz. Hukuk kuralları uygulayıcıların elinde vücud bulur. En iyi hukuk kuralı kötü uygulayıcının elinde en kötü kural en kötü kural da iyi bir uygulayıcının elinde en iyi kural olabilir.

Hep verdiğim bir örnek vardır:

Eski 141-142 yi biz italyadan aldık. İtalya'da bu kurallar 2. dünya savaşından sonra hiç kullanılmadı. Tek bir mahkümiyet yok. Bir de T.C.'ye bakın.

Saygılar.
Old 17-07-2008, 00:01   #57
Gemici

 
Varsayılan

Nedir tartışılan konu burada? Dekolte bir elbiseyle küprüye gidip balık tutan bir kadının giysisinin ve bu giysinin havalanmasının köprünün güvenliği ile sorumlu bir kişinin ahlak anlayışına ters düşmesi. Kadının bu davranışı köprünün güvenliğini tehlikeye mi atmış ki, güvenlik görevlisi olaya müdahale etmiş? Cevap hayır, çünkü böyle bir suçlama yok ortada. Nedir problem o zaman? Köprünün güvenliği ile sorumlu kişinin polis çağırması, olaya el koyan polisin ve mahkemenin güvenlik görevlisinin görüşü yönünde karar vermesi problem. Olaydan haberdar olan medya olayı abartarak kamuoyuna bildirmiş. Kamuoyunun tepkisi ne peki? Kadına hak veren cephe ile güvenlik görevlisine, polise ve kadını cezalandıran mahkemeye hak veren bir başka cephe var ortada.

Bu iki cepheden hangisi haklı peki? Dananın kuyruğu burada kopuyor işte!

Aslına bakarsanız ikisi de haklı, herkes kendi dünya görüşüne göre tabii ki? Herkesin kendi dünya görüşü ise sübjektiftir aslında, objektif değil. Herkesin kendisine, kendi şahsiyetine bağlı bu sübjektif görüşü genelde toplumda var olan düşünce akımlarından, toplumdaki değer ölçülerinden, toplum psikolojisinden soyutlanamaz. Çünkü fertlerine o değerleri aşılayan toplumdur.

Burada anlatmaya çalıştığım genel ahlak değerleridir. Genel ahlak değerleri nedir peki, durağan hiç değişmeyen değerler midir? Değil elbette, öyle olsaydı insanlar değil ortaçağda, taş devrinde olurdu halen. Dünya üzerindeki tüm toplumların ahlak değerleri devamlı bir değişim halindedir. Bu değişimin positif mi yoksa negatif mi olduğu başka bir soru, önemli olan değişimin kendisi.

Toplumdaki değer ölçülerinin ve genel ahlakın değişimi pürüzsüz olmaz elbette. Genelde değer ölçülerinin değişimi ile imtiyazlı konumlarını kaybeden toplum katmanları değişime karşı, yeni değer ölçülerinden faydalanabilecek katmanlar taraftardır değişime.

Üzerinde durulması gereken konu burada ‘Teşhir’ kavramının tanımı. Var mı bu kavramın kesin bir tanımı, olabilir mi kesin bir tanım? Bence hayır, olamaz. Neden olamaz? Olamaz, çünkü kavram göreceli bir kavramdır, çağdan çağa, toplumdan topluma değişir. Aynı toplumdaki değişik guruplarda bile değişik tanımlar olabilir.

Bizim burada tartıştığımız konu bir batı ülkesinde genelde normal karşılanır, doğumuzda yer alan birçok ülkede ağır bir suçtur. Batıda rüzgardan uçuşan eteği ile Marilyn Monroe kült olur. Doğumuzdaki ülkelerde kadınlar çador altına sokulur. Bizde nedir durum peki? Tam olarak nereye ait olduğumuza kara veremediğimiz için tartışıp duruyoruz işte!

Yoruma açık olan konularda, yasa hükümleri de fazla bir fayda getirmez. Aynı yasa hükmü bir ülkede başka, diğer ülkede başka türlü uygulanır, yetiştikleri toplumun kültürel bir ürünü olan hukukçuların dünya görüşlerine paralel olarak. Bazı durumlarda hukukçulara sıra bile gelmez ‘mahalle baskısı’ halleder olayı.

Saygılarımla
Old 17-07-2008, 02:34   #58
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Dekolte elbiseyle balık tutmaya

Sn.Saim;

Bir tartışmada karükatirize etmek tanımlamasını kullandığım için çok eleştri almıştım.

Sizin mesajınıza da yanıt vermek için epeyce düşündüm. Bu karükatirize anlamında değil) Ben üç kişilk bir ailede yaşıyorum. Kızım İTÜ mezunu mimar. Eşim emekli öğretmen. Benim kızım ilkokulda çocuk hakları beyannamesini odasının kapısına yapıştırdı. O günden sonra kızımın odasına ve hayatım boyunca kapı kapalı ise yatak odamıza kapıyı çalmadan girmedim.

Yasa dersek o günkü kurallara göre benim tedip hakkım var.

Yasanın bana tanıdığı bir hak. Buna dayanarak karımın va kızımın üzerinde zor kullanmam ne kadar haklıdır? Benim için hiç.

Bazen yasa kuralları insanlar için bir şey ifade etmez. Yasa ne derse desin insan kendi bildiğini okur ve haklı olduğunu savunur.

Direniş hakkı nedir?

İnsanın kendi varlığına karşı saldırılarda kendisini koruma hakkıdır.

Bu nefs'i müdafaa değildir. Böyle bir yasa veya uygulama çıktığında ben buna karşıyım diyebilmektir. Hindistanda binlerce insanı tren yoluna yatırabilmektir.

Yukarıda da belirttiğim gibi kişisel olarak böyle bir tercihim yok. Olabilir de. Bu kimseyi ilgilendirmez.

Belki kızım veya karım ağda yapıyor olabilir. Bunun için kapıyı kapatmışlar ve ben yasal haklarıma dayanarak kapıyı açıp giriyorum. Bu nasıl açıklanabilir?

Dediğiniz gibi çıplak dolaşma yanlısı değilim ve hiç yapmadım. (Yalan söyledim çocukken yapmışımdır.) Ama çıplak dolaşmak isteyen insanın hakkına da saygı duyarım.

Burada sorun başka insanların haklarının tanımlanmasından geçiyor.

Ben başka insanların haklarına ve yaşam biçimlerine saygı duymak konusunda kararlıyım.

Sn. Konak: (Bu arada gemici'ye de sataşacaktım ama aynı yere geliyoruz.)

Yürürlükte olan yasalara uymak zorunda olduğumu düşünmüyorum. Hukukun genel ilkeleri yürürlükte olan yasalardan daha önemlidir. Herkes yürürlükte olan yasalara uysa idi köleler kölelikten, serfler serflikten kurtulamazdı. Sizin uyulmasını zorunlu gördüğünüz yasalar da oluşamazdı.

Unutmayın; özgürlük verilmez, kazanılır. Özgürlüğünü kazanmak isteyen insan da bedelini öder. Örneğin Spartaküs.

Böyle bir tartışmada herkes kendi açısından haklı olamaz. Yasa kuralının olması yasaya uygun davranan insanları haklı kılmaz. Yasaya aykırı davranan insanları da haksız.

herkes çıplak dolaşsa teşhircilik çıkabilir mi, ya da böyle bir yasa maddesi?
Saygılar.
Old 18-07-2008, 21:02   #59
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yasa kuralının olması yasaya uygun davranan insanları haklı kılmaz. Yasaya aykırı davranan insanları da haksız.

Haklıyı veya haksızı ayırmak için objektif kriterlere sahip olmadığımızda yani sizin gibi herkes subjektif anlamda kendisi açısından haklı olduğundan oluşabilecek kargaşanın haddini hesap etmek bir hayli zor olacaktır.

Felsefe doğal hukuk bağlamında olması gerekene ulaşmak amacıyla sizin yaptığınız gibi güzel bir zihinsel faaliyette bulunabilir. Ancak somut olayda karar vermekle yükümlü olan hakim önüne gelen vakıayı o günün objektif şartlarına ve toplumdaki algılamaya ve genel kabul gören kurallara göre sonuca bağlamak haklıyı haksızı ayırmak zorundadır.

Derya Hanıma hak vermek zorundasınız. Hakim herkese haklısın derse mahkemelere ne hacet.

Saygılar.
Old 19-07-2008, 10:37   #60
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bahadir_buyukavci
Derya Hanıma hak vermek zorundasınız.

Neden hak vermek zorunda olduğunun hukuki gerekçesini anlıyamadım ama yukarıya aldığım alıntının bende yaptığı çağrışım:

'İmana gel ey...'

Birileri bizimle aynı fikirde değilse, doğru yola gelme çağrısı ile değil de ileri sürdüğümüz argumanlarla ikna etmeye çalşsak nasıl olur? Eğer ikna edemiyorsak bırakalım istediği gibi düşünsün, kimin kime hak vermesi gerektiğini okuyanlara bırakalım.

Saygılarımla
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Balık yağının yararları Ahmet Turan Site Lokali 32 08-09-2008 11:08
Japonlar, Balık Ve Felsefe deniz75 Site Lokali 3 23-01-2007 23:44
sudan çıkmış balık gibiyim e_s_r_a Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 1 05-11-2006 01:05
Atabeyler, dinamitle balık tutacakmış ahmetsacit Hukuk Haberleri 1 20-09-2006 02:39
Balık ile Hukuk Hamdi Sırrı Duyguseli Hukuk Sohbetleri 0 03-05-2003 18:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06539512 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.