|
Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için. |
Anket Sonucu: Evcil Hayvan Besliyor musunuz? | |||
Evet | 216 | 31,72% | |
Hayır | 465 | 68,28% | |
Oy Verenler: 681. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 130) | |||
|
26-12-2006, 18:37 | #31 |
|
Bir arkadaşımız köpeğin kılının ciğerlerine yapışması nedeniyle şu an ölümle pençeleşiyor.Hastanede komada.Bu nedenle evde köpek,kedi beslenmesine şiddetle karşıyım
Av.Sedat Yüce |
26-12-2006, 19:51 | #32 |
|
Sayın sedat yüce
Arkadaşınızın şanssızlığı nedeniyle üzüldüm. Acil şifalar diliyorum. Ancak arkadaşınızın rahatsızlığı ciğere kıl yapışmasından kaynaklanmamaktadır. Sanıldığının tersine, sorun kıldan değil, kılın üzerindeki parazitlerden kaynaklanır. Bu kisti oluşturan parazitin insanlara geçmesinin tek yolu da evcil hayvanlar değildir. Yenilen içilenlerden de ağız yoluyla alınabilir. Evdeki dostlarımıza parazit öldürücü ilaçlar düzenli olarak verilirse bu kist tehlikesine karşı kesin önlem alınmış olur. Düzenli veteriner muayenesi altındaki evcil dostlarımız kiste karşı bizden daha büyük güvenceye sahiptir. Ayrıntılı bilgi aşağıda sunulmuştur. Saygılarımla EKİNOKOK KİSTİ(Hidatid-Hidatik Kist) Kist hidatik insan ve hayvan sağlığını tehdit eden, ülkemizde çok yaygın olan, önemli bir paraziter hastalıktır. Hastalığın etkeni E.granulosus'dur. Parazitin olgunu köpek, kurt, çakal gibi etçil hayvanların ince bağırsağında yaşar. Yumurta ve larva formu ise, insan ve diğer memelilerin iç organlarinda yaşar. Parazit, kedilerde bulunsa bile üreyemediğinden dolayı insanlar için bir tehlike arz etmez. Parazitlerin yumurtası, köpeklerin dışkısı ile atılır ve çevreye yayılır. Bu yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta 1 yıl kadar canlı kalabilirler. Yumurta, ağız yolu ile insan ve diğer memelilerin bağırsaklarına ve oradanda kan yoluyla iç organlara özellikle akciğere ve karaciğere taşınır ve larva formuna dönüşür. Larva formuna kist hidatik denir ve bunlar içi sıvı dolu keselerdir. Köpekler, kisli bir memelinin etini çiğ olarak yedikleri zaman ,parazitle enfekte olurlar.Bu parazitler köpeklerin bağırsağında olgunlaşarak yumurta verirler ve bu döngüyü devam ettirirler. Kist hidatik, zannedildiği gibi tüylerden kaynaklanan bir hastalık değildir; ancak köpekler dışkısını yaparken, dışkıdaki yumurtalar tüylere bulaşır. Memelilerdeki kistler yavaş büyürler. Dokularda, kistler kapsülle sarılarak sınırlandırılır ve maksimum portakal büyüklüğüne ulaşabilir. Göğüs ve karın boşlugu gibi boşluklu organlarda ise 10-20 yıl gibi bir süre zarfında 20cm çapa erişirler ve bu aşamada fiziksel belirtiler oluşur. Kistler çoğunlukla klinik belirtiler göstermese de lokalize olduğu organ veya dokuya yaptığı basınç, kapladığı hacim nedeni ile normal fonksiyonları bozar ve ağrı yapabilir. Diğer bir tehlikesi ise kistlerin kendiliğinden veya ameliyatta yanlıslıkla patlatılmasıdır ki bu da anaflaktik soka ve tekrar enfeksiyonun alınmasına neden olur. Kist hidatik'in dışında yine Ekinokok cinsine bağli E.alveolaris türünün larvasina ise alveolar kist denir. Bu parazitin taşıyıcıları kemiriciler, çesitli memeliler ve insandir. Bu etkenin yaşam döngüsü ise genellikle yabani hayvanlar ve tarla fareleri arasında olur. Yol açtığı hastalık diğer yönleriyle kist hidatik'in neden oldugu hastalığa benzerdir. Teşhis, köpek kili üzerinde veya dışkısında parazitimsi segmentlerin bulunması ile yapılır. Kist hidatik'ten korunmak için petlerinize çiğ veya az pişmis et vermekten çekinmeli ve Veteriner Hekiminizin belirleyeceği bir paraziter mücadele programını takip etmelisiniz. Kist Hidatikle mücadele programı, ya 4 ayda bir dışkı muayenesi ya da mevcut paraziti dökmek amacıyla paraziquantel etken maddesini içeren antiparaziter ilaçların kullanılmasi şeklinde olur. Etken insanlara sindirin yoluyla bulaştığı için aldığımız gıdaların temiz olmasına dikkat etmemiz korunmak için yeterli olmaktadır. |
26-12-2006, 21:56 | #33 |
|
Benim de hayatımın ilk 20 yılı kedilerle iç içe geçti. Kedilerin nankör olduğuna dair söyleme katılmıyorum, belki eve bağlılıkları kişiye bağlılıklarından biraz daha fazla. Bir arkadaşımın hediyesi olan kuşum Çapkın (muhabbet kuşu) ise son zamanlarda işlerim dolayısı ile yeterince ilgilenemediğim için depresyona girdi.Eskisi gibi ötmemeye ve tüyleri dökülmeye başlayınca onunla ilgilenebilecek kuşları çok seven bir arkadaşıma birbirlerine arkadaş olsunlar diye verdim, şimdi ikiside çok mutlu. Banada kala kala akvaryumdaki balıklarım kaldı, balık deyip geçmeyin akvaryuma yaklaştığım zaman hepsi akvaryumun duvarına yapışıyorlar.onlar beni ben onları yani biz birbirimizi çok seviyoruz...
|
27-12-2006, 03:07 | #34 |
|
Sadık dostlarımız
Çocukluğumda bahçeli evde kedilerimiz,civcivlerimiz ve ne acıki kurban bayramı için beslediğimiz kuzularımız vardı ama ben bilemezdimki o kuzulara bağlanacağımı,kuzuların benim hareketlerimi taklit edeceğini,elimden ot yiyen hayvanın,gün gelip de hain,vicdansız katil bir kasap tarafından kesileceğini. Günlerce ağlamıştım ve o büyüyüp koç olan kuzunun etini kesinlikle yememiş protesto etmiştim.ta ki buzdolabında et kalmayıp,kasaptan et almağa başlayana kadar.
2 adet Kangal misafirim oldu 10 yıl boyunca; Cesur ve Şirin;bu 2 sadık arkadaşı tuvalet ihtiyaçlarını yaparken gören olmadı ailede,çünkü onlar nedense ayıp denen şeyi bir çok insandan daha iyi biliyorlardı, bu iki koca dost ;ellerini omuzuma dayadığında benim boyumda olurdu... erkek olan Cesur, 190 cm... Çocuklarım henüz çok küçüktü,Sencer ile Gökçen elleri ile bu dostların ağzını açarlar,merakla bakarlar hatta yemesi için ellerinde bulunan eti ,bu dostların taa ağzının içerisine kadar sokarlardı ama hiç bir gün bu dostlar ağızlarını kapamadı,çocuklarımın eli ağızlarının içindeyken. Bu dostlarımız çoğunlukla bağlı değildi, ancak misafir gelince bağlanırlardı (korkanlar oluyordu), hep özgür kalmışlardı,öldüklerini bile görmedik,çünkü bize ölümlerini göstermediler. Hatırlıyorum Kızlarım istediği için, 2 adet japon balığı aldım onlara,bir sabah balıklardan birinin öldüğünü gördü eşim,bana söyledi,kızlarım uyanmadan acele ile ölen balığa tıpa tıp benzeyen bir balık alıp akvaryuma koydum.Uykularından kalkan kızlarım japonlara yem vermeğe gittiler ve hemen dedilerki ''Baba Gökçen'in balığı değişik duruyor,benziyor ama o değil sanki dediler'' çocuklarımdan öğrendimki sevdiğin şeyleri en ufak detaylarına kadar bilirsin, tanırsın. Evde yapışkanlı fare tuzağıyla minik bir fare yakaladım,Kızım Gökçen bırakmadı,'' ben beslerim onu yazık minicik o farecik'' diyerek,önümde durdu kollarını açtı, kapıları kapadı. Evet büyüdükçe korkuyoruz doğadan,hayvanlardan . 6 aydan beri minik bir kedimiz var adı Boncuk,kendiliğinden geldi,6 ay önce sürekli bahçede oturuyorduk,geldi ve kendini kabul ettirdi,Boncuk.Evin içinde değil özgür olarak dolaşıyor,yatacak yeri,yemeği,herşeyi tamam... ÖZGÜRLÜĞÜDE tamam |
27-12-2006, 11:08 | #35 | |||||||||||||||||||||||
|
|
27-12-2006, 15:28 | #36 |
|
Bizim de pekingese cinsi,çok ama çok ama çok tatlı bir köpeğimiz var. Ama artık köpek değil oğlumuz gibi.Tüm planlar ona göre yapılıyor.Hayatımızı kökten değiştirdi.Herkese tavsiye ederim.
|
27-12-2006, 22:50 | #37 |
|
Benim de bir su kaplumbağam var.Eskiden balıklarım da vardı.Hayvanları gerçekten çok seviyorum.Hep bir köpeğim olsun istemişimdir.Küçükken de hep tavşanım olsun isterdim.Umarım ilerde bir köpeğim olur.Sadık ve çok iyi arkadaşlar çünkü...
|
27-12-2006, 23:17 | #38 |
|
Kızımın adı Şanslı
11 yaşını doldurmuş dünya güzeli bir kızım var. Adı Şanslı. Koyu gri, uzun tüylü bir tekir. Bıyık yakışan tek dişi.
|
27-12-2006, 23:54 | #39 |
|
Ne kadar evcil kategorisine girerler bilemem ama; küçücükken, bir oğlağım vardı: Adı da "kurt", peşimden ayrılmazdı. Bi de bir dönem 3 tane diken topu gibi kirpimiz oldu, uzunca bir vakit karpuz kabuğu ile beslemiştik. Birinin sonu pek hayırlı olmadı, pek evcil olmadıklarından diğer ikisinin akibetlerinden haberim yok.
|
28-12-2006, 11:58 | #40 |
|
Küçükken bir komşumuz bir kutu içinde yirmi kadar küçücük ipekböcekleri getirmişti.Çok küçüklerdi.Evde kedi,köpek beslememizi istemeyen annem bu şirin böcekleri görünce bizi kırmadı ve ipekböceği serüvenimiz başladı.İpekböcekleri sadece dut yaprağı ile besleniyorlar(ya da biz öyle biliyorduk).Evimizin hemen yakınında kocaman bir dut ağacı vardı.Hergün kardeşimle birlikte ipekböceklerimize yaprak toplardık o ağaçtan.Dut yapraklarını tek sıra halinde böceklerimizin üzerine yerleştirir ve sessizlikte yaprakları yerken çıkardıkları hışırtıları dinlerdik.Zamanla böceklerimiz büyüdüler artık kutuya sığmaz oldular,sonra kozalarını ördüler.Bizim için çok zevkli bir uğraştı ipekböcekleri Tavsiye ederim.
Şimdi ise bir akvaryum dolusu balığımız var. |
28-12-2006, 12:39 | #41 |
|
ben artık beslememeye özen gösteriyorum.bugüne kadar balık ve kuş besledim. ama ömürleri çok kısda ve ben onların ölmelerine dayanamıyorum çok fazla üzülüyorum.o yüzden beslememe kararı aldım.
|
28-12-2006, 14:49 | #42 |
|
ben de hayvanları çok seviyorum ama maalesef şimdilik besleyemiyorum.daha çok su hayvanlarını seviyorum ve ilerde kendime devasa bir akvaryum yaptırmayı düşünüyorum.çünkü bu bana hem huzur hem de büyük bir haz veriyor.daha önce de bir çok kez muhabbet kuşu ve kanarya besledim.kedim ve köpegim de oldu ama evde balıkları tercih ederim..
|
28-12-2006, 17:51 | #43 |
|
tibette yedi yılı yeniden çekecek kadar geniş bir hayvansever topluluğu olmuş..
Hayvanları severim ama onlarında doğal ortamlarında yaşaması gerektiğini düşünüyorum, bir insanmış gibi davramasını beklemek yanlış.. sev ama değiştirme..sevginiz onların doğasını değiştiriyorsa onlara zarar vermiş olursunuz .. belkide yanlış düsünüyorum ..bilmem..böyle iştee.. |
28-12-2006, 20:01 | #44 |
|
bence evcil hayvan beslemek gerçekten çok zevkli ve rahatlatıcı bir şey herkese tavsiye ediyorum.iki yavru kangalım var onlara bayılmayan bir kiş bile görmedimbi hukuk öğrencisi olarak en yorulduğum anda onlarala eğlenebiliyorum ne stres ne ders aklımdan uçup gidyor.Ve LÜTFEN sevelim sevmeyelim ama hayvanlara eziyet etmeyelim olur mu.
|
28-12-2006, 20:22 | #45 |
|
şu an beslemiyorum ama daha önce kedi köpek kuş kaplumbaga besledm.. hepsi de öldü siz benim yerimde olsanız o günahsız hayvanları evinize alır mısınız! sorun bende galiba....
|
28-12-2006, 21:42 | #46 |
|
Şimdiye kadar sürekli evcil hayvan besledim...Gerçekten insanın yaşamına ayrı bir neşe katıyorlar,güzel vakit geçiriyorsunuz...Ne yazık ki bir çoğunun ömrü pek uzun olmuyor ve ölüncede acayip derecede üzülüyorsunuz.Bu yüzden evcil hayvan beslemeyi bir süreliğine de olsa askıya aldım
|
28-12-2006, 22:37 | #47 |
|
Benim bir köpeğim var o kadar uysal ki anlatamam.Ona gösterilen sevgiyi şevkati hemen farkediyor.Herkese tavsiye ediyorum
|
29-12-2006, 20:40 | #48 |
|
Benim gibi köyde doğup büyüyenler varsa iyi bilirler. Birkaç tane köpek,yüzlerce koyun ve kuzu,inek,v.b. sayılamayacak kadar hayvanı sorunlu olarak baktım.Onlarla o kadar içli dışlı oldum ki çadırda kaldığım zamanlarda köpekle birlikte uyudum. Artık yeter diyorum ama, evimi korumak için iyi bir bekçi köpeği neden olmasın.
|
31-12-2006, 03:36 | #49 |
|
Ev arkadaşımın ısrarıyla,tüm şüphelerime rağmen 8 ay önce koskoca yeşil gözleri olan,koca kulaklı ve kuyruklu,bembeyaz bir ankara kedimiz oldu!şimdi düşünüyorum da iyi ki arkadaşımı kırmamışım,yoksa sabahları yorganımın içinde mırlayarak beni uyutmayan şımarık kızım şimdi hayvanat bahçesinde soğuk,karanlık dört duvarın arasında yaşıyor olacaktı!ha bir de mahallenin sarman ana kızı var,aynı kedinin bir küçük bir de büyük hali!Peşpeşe gezmelerini bir görseniz,iki tombul sarı yaratık!Çooook tatlılar...
|
05-01-2007, 14:23 | #50 |
|
Hayvanları severim ama evde değil. Herkesin yaşayacağı bir yer vardır. İnsanlar genelde kapalı alanlarda yaşarlar, hayvanlar açık alanda yaşarlar. Hayvanların açık alanda yaşayabilmeleri için sahip oldukları özellikler vardır. Kürkleri, soğuğa karşı dayanıklı olabilmeleri için bahşedilmiştir. Yani her canlı yaşayabileceği ortama göre donatılmıştır. Hayvanların yeri ev değildir, diye düşünüyorum. Ama O sevimli, miniminnacık kuşlar hariç. Onlar evde de yaşayabilirler. Kedi, köpek, bukalemun gibi hayvanlar evde asla...
|
05-01-2007, 15:50 | #51 |
|
Köpek bence de asla , ama bazı kedi türlerinin ev dışında yaşayamadığını biliyor muydunuz?
|
05-01-2007, 17:03 | #52 |
|
doğduğum günden beri hep evimde kedi olmuştur.Oğlumda öyle ve hala bir değil 15 tane kedilerimiz var.asla zarar görmedim.bilakis oğlumun gelişiminde çok yararını gördüm.herkese ama herkese tavsiye edeim.Ne olur kediler içinde NANKÖR demeyin önce onları tanıyın
|
05-01-2007, 17:51 | #53 |
|
benim de bir köpüşüm var.bumburuşuk,şeker ve de uyuşuk birşey..sevgisini,bağlılığını hissetmek apayrı bir duygu.herkese tavsiye ederim arkadaslar,karsılıksız sevgi tam anlamıyla bu!
|
05-01-2007, 18:55 | #54 |
|
hayatım kedi beslemekle geçti diyebilirim..Kediler hayatımda çok özel yere sahip..Boncuğumu kaybettiğimde dünya başıma yıkıldı sanmıştım..Beni ağlayanlar ne oldu diyince kedim öldü demiştim ve bana alaycı gözlerle bakmışlardı..Ne yazık...Asıl ben onlara alaycı gözlerle bakıyorum..Allahın yarattığını sevmeyen insanlardan ürküyorum..Şimdi paşa adında bir kedim var...Boncuğun yerini tutmasa da o benim dostum..Kediler nankör diyenlere şunu demeden geçemeyecem..İnsanlar daha da nankör..Hayvanlara zarar vermeyin...Verenlere siz zarar verin
|
06-01-2007, 12:14 | #55 |
|
şuanda golden retriever cinsi bir oğlum var..adı tofi 10 aylık yakışıklı bir delikanlı..dünyadaki en sevimli şey..daha öncedende başka hayvanlar besledim aralarında en benim için en önemlisi terrier cinsi köpeğimdi ama annemin gazabına uğradı sadece birbuçuk sene beraber kalabildik ve kuzenime verdik.. bunun dışında yüz küsür balığım 11 muhabbet kuşum 3 hamsterım oldu..sanırım çocuklarla hayvanların arasına ilk olarak anneler giriyor..enazından benim çevremdekiler öyle yok pisletirmiş yok istemezmiş..şimdi tek başıma yaşıyorum ve değiştirdiğim 2 ev arkadaşından sonra hayat arkadaşı olarak oğlumda karar kıldım..işin garibi artık annemlerde çok seviyorlar ve evlerine gittiğimizde benden önce torun gelmiş die onla oynuyorlar..
|
06-01-2007, 12:45 | #56 |
|
herkes hayvan sever okadar cok sorumluluklarımız varkı bız ogrencılerın bırde evcıl hayvan sorumlulugunu kaldırabılecegımı dusunemıyorum)))))))))))
|
06-01-2007, 20:09 | #57 |
|
saygılı kopegın sahıbı
kopegın saygılı oldgunu nasıl anlıyorsunuz.pekı ıllakı bellı bır ıletısımle olyor bu onlara saygıdan zıyade sevgı ıle yaklasmanın netıcesınde onla ınsanları saygılı olurlar ve sevgı gosterısınde bulunur degılmı ben oyle bılıyorum dıye dusunuyorum
|
06-01-2007, 20:56 | #58 |
|
Çocukken gazetelere kedilerle köpeklerle yaşayan insanların haberlerini okuyunca abartmışlar derdim.Bir siyam kedim oldu 3 yıl besledim.Sabah işe giderken benimle bahçeye iner yardımcım eve gelirken peşine takılır tekrar eve dönerdi.Bir gün kayboldu aylar boyu aradım.Bu arada sokakta yaşayan pek çok aç susuz hayvanla karşılaştım.Artık çöpe rahatça artık gıda atamıyorum.her akşam artıkları paket yapıp sokaklara düzenli bırakıyorum.Kediler ve köpekler için.Artık onlarda benim hayvanlarım.Şimdi yine 1 yaşında bir siyam kedim var.Hayvanların dostluklarını sevgilerini anlatamam.Kendilerini seven insanı anlıyorlar.Sabah yürüyüşerimde rasladıklarım bana katılıyorlar.Kirlenen bu Dünyada onlar hala aynı.Ve artık hayvanlarla yaşayan insanları anlıyorum.Hayvan sevgisi tarif edilemez bir duygu.Evim 1. katta yada zeminde olsa onlarca hayvan bakardım.Başlangıçta tepkili olan oğlum ve eşimede kendilerini kabul ettirdiler.Ayrıca bir kediden kist bulaşma olasılığı iyi ykanmamış yeşillikten bulaşma olasılığından çok çok düşük.Hele ev hayvanıysa ve çiğ et yamiyorsa neredeyse sıfır.
|
07-01-2007, 17:54 | #59 |
|
Hayvanları sevmeyenler insanları sevmiyor olabilir ama ben seviyorum, şu an besleyemiyorum fakat köyde en sevdiğim hayvanlar : Köpek,koyun ve keçi idi.
|
07-01-2007, 20:46 | #60 |
|
Benim üç yıldır beslediğim bir su kaplumbagam var.Çok çirkin olmasına rağmen çok sevimliArtık beni tanıyor ve sesime yanıt veriyor tepkileriyle. Çocukluğumdan beri hep sevmişimdir hayvanlarla uğraşmayı,beslemeyi
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |