03-06-2009, 22:52 | #511 |
|
Bir fotoğrafa...
....
.... Demiştim sana hatırlarsan: “Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil, ‘zamanla bırakmamak’tır..” Şimdi bana, geçen o zamanın Unutulmaz sancısı kalır Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim... Nazım Hikmet Ran |
03-06-2009, 23:19 | #512 |
|
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın. Rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve. Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliiiii hanımeli açan ev.. Bu sene bu şiiri Müşfik Kenter'den dinleme şerefine eriştim. Çok büyük bir şanstı benim için |
04-06-2009, 13:00 | #513 |
|
yağmur....bugün yağmur yağıyor..
FLAŞ
.... .... Yorulduğun zaman söyle Susalım, hiç konuşmayalım istersen Sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin Açık denizler gibidir zaten elimde Her zaman ama her zaman bir kıyıyı sezdiren Hatırlıyorum da kelimelerini bir bir: Şairlerin flaşları kalpleridir Dışarıya da parlamalı biraz Kaldı ki ben içimde gezinmekten yoruldum Sensin, iyi anlarsın beni Gözlerine başka türlü bakıyorum Ben bütün gözlere başka türlü bakıyorum şimdi Nemli bir tülbent olup buğulanıyor Ve yaslı ve mahzun Ve devrilmiş bir boya kabı gibi de yoğun Memleketimin gözleri Yağmur yağacak. Öyle bir yağmur ki bu, bilirsin Dam saçak demeyecek, yağacak Yağacak bir hışım gibi canevine kentin Kalplerimiz küle gömülmüş elmalar gibi Patladı patlayacak Alacak sonunda kendi rengini. Edip CANSEVER |
04-06-2009, 13:09 | #514 |
|
Ağladığımı kimse görmez
bilirsin. Ben de anlamazdım tuzlu olmasa yağmur damlaları 1987-Cebeci |
04-06-2009, 13:29 | #515 |
|
GÜL AĞACI DEĞİLEM
Gül ağacı değilem, her gelene eğilem Çek elini elimden, men sevgilen değilem Nice bile arzayleyem kızıl gülem men Kollarını sarboynuma sevgilinem men Çok hoşuma gitti. |
04-06-2009, 19:45 | #516 |
|
MERDİVEN
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın sema:ya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl hava:ları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisa:n-ı hafi:dir ki ru:ha dolmakta, Kızıl hava:ları seyret ki akşam olmakta... Ahmet Haşim'i ölüm yıldönümünde saygı ve özlemle anıyoruz. Umarım edebiyatımız yeni Haşimler kazanır. ------------------ |
04-06-2009, 19:46 | #517 |
|
Bir Günün Sonunda Arzu
Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümâyân, Güller gibi... sonsuz iri güller, Gün doğdu yazık arkalarından! Altın kulelerden yine kuşlar, Tekrârını ömrün eder i'lân, Kuşlar mıdır onlar ki her akşam, Âlemlerimizden sefer eyler? Akşam, yine akşam, yine akşam, Bir sırma kemerdir suya baksam; Akşam, yine akşam, yine akşam, Göllerde bu dem bir kamış olsam! Ahmey Haşim ------------------ |
05-06-2009, 14:43 | #518 |
|
gül kokuyorsun..
GÜL KOKUYORSUN
Gül kokuyorsun bir de Amansız, acımasız kokuyorsun Gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun Dayanılmaz bir şey oluyorsun, biliyorsun Hırçın hırçın, pembe pembe Öfkeli öfkeli gül Gül kokuyorsun nefes nefese. Gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun Ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle Sen koktukça düşümde görüyorum onu Düşümde, yani her yerde Yüzü sararmış, titriyor dudakları Şakakları ter içinde Tam alnının altında masmavi iki ateş İki su İki deniz bazen Bazen iki damla yaz yağmuru Mermerini emerek dağlarının Şiirler söylüyor gene Ölümünden bu yana yazdığı şiirler Kızaraktan birtakım şiirlere Büyük sular büyük gemileri sever çünkü Ve odur ki büyüklük Şiir insanın içinden dopdolu bir hayat gibi geçerse O zaman ölünce de şiirler yazar insan Ölünce de yazdıklarını okutur elbet Ve senin böyle amansız gül koktuğun gibi Yaşamanın her bir yerinde. .... .... Edip Cansever |
06-06-2009, 15:05 | #519 | |||||||||||||||||||||||
|
Çok hoşuma gitti, ya olamaz böyle bir şiir. Çok samimi ve içten olmuş. Elinize sağlık |
08-06-2009, 15:13 | #520 |
|
ZİYA PAŞA TERKİB-İ BEND
pek rengine aldanma felek eski felektir...............(pek rengine aldanma felek eski felektir) zira feleğin meşreb-i nasazı dönektir.................(zira feleğin yaradılışı dönektir) ya bister-i kemhada ya viranede can ver...........(ister ipek döşekte ister viranede can ver) çün bay u geda hake beraber girecektir.............(çünkü zengini de fakiri de toprağa beraber gidecektir) allah'a sığın şahs-i halimin gazabından................(yumuşak huylunun gazabından (korunmak için) Allah'a sığın) zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir.................(zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir) yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm..............(O nezaket ve tebessüm nice canlar yaktı) şirin dahi kasdetmesi cana gülerektir..................(Aslanın bile cana kastetmesi gülerektir) bed-asla necabet mi verir hiç üniforma...............(Üniforma soysuzlara soyluluk mu verir?) zerduz palan ursan eşşek yine eşşektir...............(eşeğe altın semer/palan vursan eşek yine eşektir) bed-maye olan anlaşılır meclis-i meyde...............(soysuz içki sofrasında anlaşılır) işret güher-i ademi temyize mihenktir.................(içki alemi incelemek için iyi bir durumdur (gibi bişey) ) nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir..................(laf ile akıllanmayanı uyarmak gerekir) tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.................(uyarmakla akıllanmayanın hakkı dayaktır) nadanlar eder sohbet-i nadanla telezzüz.............(cahiller cahillerle konuşmaktan hoşlanır) divanelerin hemdemi divane gerektir...................(divanelerin (deli) dengi divanelerdir) afv ile mübeşşir midir eshab-ı meratib.................(Rütbe sahiplerini (kodaman diyelim) af ile müjdelemek mi gerekir) kanun-i ceza acize mi has demektir....................(kanun ve cezalar sadece acizler için midir) milyonla çalan mesned-i izzete serefraz...............(milyonları çalanların mevkisi seçkinlik) birkaç kuruşu mürtekibin cay-i kürektir.................(bir kaç kuruşu çalan hırsızın yeri kürektir) |
09-06-2009, 10:40 | #521 |
|
Ertelenen Sevdalar
Ertelenen sevdaların bedelini ödemiyor yaşam. O zaman şimdi, sımsıkı tutup yüreklerimizi, bir kez daha yitirmemek için geleceği, suskunluğu bozmanın zamanı gelmedimi? Özlemek yetmiyor ... Özlemleri sıraya koymak gerek hikayenin bu yerinde. Varsayımlar üzerine kurulan gelecekte, eğilmeden, bükülmeden varabilmek için hedefe, kaçakcısı olmadan duyguların yakalaya bilirsek birlikteliği bu günde bizim yarın da... Tayfun Talipoğlu |
09-06-2009, 10:48 | #522 |
|
Silahımsın!!
başım havalarda gezerim en yıkık günlerimde bile... Atımsın!! ölümü çiğnetmedin düşmanımakaranlıkta kurşun yağarken üstüme... Karımsın!! dölümü paylaşan tarlamsın benim... kollarımda uyuttuğum geceler seni, göğsüne sığındığım geceler senin, öfkemi bir tabanca gibi denediğim geceler sende. kulaç atmışçasına Kızılırmak'ta yorulup düştüğüm geceler senden.. ve ilk görüyormuşum gibi baktığımda gözlerine kızıltı sonbaharlar, alabulut yazlar, tren tren yolculuklar... seni ben,ekmek paramız olmadığı günlerde de gördüm, yiğittin! seni ben,korkunun kara tırnaklı titrek elleri bileklerime bir hayalet gibi sarıldığı günlerde de gördüm, yiğittin! seni ben,zorlayıp o peygamber köşkünün kapılarını, hücreme temiz çamaşır ve sigara ve selam yolladığın günlerde de gördüm, yiğittin! bir çift ateş karanfil, bir dost kitapve bir bardak su gibi beklediğin günler de oldu, hasta yatağımın baş ucunda yiğittin! soframızda kuş sütü balık yumurtası yoksa da işçi ellerinin tadı,aydın gözlerinin balı var... ne zaman kekik koksa,gül koksa çamaşırlarım, elma erik ceviz zeytin portakalanam koksa çamaşırlarım, ucuz çamaşırlarım, ucuz sabunlarda ellerini anımsarım... ellerin canım karım, ellerin! yaban güllerine, mısralara, pırnallara değen ellerin... ellerin canım karım, ellerin! iki taştan bir un eden ellerin... ve göller bölgesi'nin gül bahçelerinden, gül toplar gibi haziranda şafakta, çetin kitaplardan bal toplayan ellerin... canına okumuşlar ekmeğimizin, zincire yatırmışlar delikanlı günlerimizi, kan etmişler ellerimizi, kan etmişler düşlerimizi, canım gülüm, kan... gayrı bize ölüm yok, kavgayı şiiri ve seni çok seviyorum!!! Hasan Hüseyin Korkmazgil
(Ve Ece bu duygu yoğunluğuna daha fazla dayanamaz, ağlar... ) |
09-06-2009, 11:55 | #523 | |||||||||||||||||||||||
|
Hasan Hüseyin, bana şiiri sevdiren 4 şairden biridir. Bütün kitaplarını almıştım. Dizeleri kurşun gibidir. Saygıyla anıyorum. |
09-06-2009, 13:04 | #524 |
|
Suat bey bu şiiri Tayfun Talipoğlu'nun sesinden dinlemenizi tavsiye ederim..
|
09-06-2009, 13:40 | #525 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkür ederim. İlk fırsatta dinleyeceğim. |
09-06-2009, 13:43 | #526 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Benim en sevdiğim şiiri ise aşağıdadır. Bunu da Ruhi Su'nun davudi sesinden dinlemek harika oluyor.
|
09-06-2009, 21:26 | #527 |
|
Çok sevdiğim bir şiiri paylaşmak istiyorum. umarım telif haklarına filan takılmaz. Malum bu konuda pek bilgim yok
KARINCA ulan karınca 46´ncı kata nasıl çıktın merdivenle mi asansöre mi bindin? ulan insan kendini beğenmiş şaşkın demek senin yaptığını yapabildiğime şaştın bahse girer misin her işte karıncadan üstün olduğuna? insan oğlu güldü sonra 46´ncı katın pencerelerinden birini açtılar ikisi birden atladılar insancık torba kağıdı gibi patlayıverdi kaldırımda kan revan karıncaya gelince acelesi yoktu o daha 42´nci katın önündeydi. Bedri Rahmi Eyüboğlu |
09-06-2009, 21:28 | #528 | |||||||||||||||||||||||
|
Şairini de yazarsanız, sorun olmaz. |
09-06-2009, 21:46 | #529 | |||||||||||||||||||||||
|
Ekledim. İlginiz için teşekkür ederim. Unutmuşum bir an. |
10-06-2009, 08:07 | #530 |
|
"Kör olasın demiyorum,
Kör olma da gör beni" Bir çok sanatçı yorumladı bu şiiri, çok güzeldir.. |
10-06-2009, 08:22 | #531 |
|
Lokman Hekimin Sev Dediği Bu yürek, seni sevecegini biliyordu hanidir bu kafa seni kuracagini seziyordu herhalde... bire bin veren bugday, elmadaki mayhosluk, hukuki beser,çinçinli hamam, çizmeli kedi... sanki elleriyla komuslar gibi ikimizden bir ismar ... seni sevmemis olsam,sözlerim yari yariya, gözlerim yarim, ellerim çolak hüseyin eli. seni sevmesem ,nefes almayi beceremem ki... bu gün günlerden ne? cumartesi seni sevdigim için,cumartesi elbet! seni sevdigim için ,bak temmuz ayindayiz! ayse onbasi,pirsultan abdal, büsbütün sevdaliyim sana... bu gemiler nereye gidiyor,seni sevdigim için? seni sevdigimden, suyun akasi geliyor, bacalarin tütesi, nurhayat'in halleri, seni sevdigim için güzel ibrahim'in dilleri... insan sevince,tutsakliga kizar tabi!! savasin adi geçse,cinifrit olur ereyli'nin kömürünü düsünür ne kömür o be... raman'i düsünür,çurova'yi düsünür seni sevdigi için haliç'te bir ugultu, marmara'da bir deniz.. isparta bahçesinde güller, seni sevdigim için koncalaniyor. seni sevdigim için ,kilim dokuyor avsar'da, yarin sabahlar,seni sevdigim için icat edildi, penisilin, halk siiri,canli sinama mapushaneler,yedi düvel,harbi ispanyol nezlesi.. sultan hamit,doncivani ne bilsinler seni sevdigimi?? basaklanmayan yulafa söylemeli, cilik yumurtaya, pasli demire. kulagini bükmeli kurtlu kirazin, hosnut degillerse bu gidisattan akil etsinler seni sevdigimi... yesille turuncunun kafa baristirmasi,bu sevdadan ötürü tepemizdeki o göçmez tavan sulardaki yakamoz,ortancadaki pembe ben seni sevdim diye... bingöl vilayetinde, kamyondan inince tig gibi bir delikanliya soruyorum, siz nerenin bulutlarisiniz böyle? "biz sizin sevdanizin bulutlariyiz" bir yildizli aksami varsa ankara'nin 1953 kislari içinde, karni tok, sirti pekse hisim akrabanin konu-komsu, dirlik düzenlik içinde ise birbirimizi daha çok sevelim diye... insan seni sevince is-güç sahibi oluyor sair oluyor mesela... meyhaneden cayiyor bir aksam üzeri.. caysin be güzel, zaysin be iyi, tütünü birakiyor. tütün neyime zarar? keseme zarar,cigerime zarar,sevdama zarar.. seni sevince adamin pabuçlari eskimiyor beti-benzi yani çarktan çikmis gibi seni sevince insan bilgili saygili gönlü gani saçlari zencefilli erkencecik evine dönmek istiyor cani.. hep seni düsün, hep seni yasat, hep seni yika, seni doyur üç ögün.. seni bir kanim uyut,sonra uyandir. lokman hekim ,seni sevdiyor bana !! seni sevmeseydim ,ilk bahari kodunsa bul gayri istanbul diye bir kent yoktu ki yeryüzünde umut diye bir sey yoktu ki, seni sevmeseydim hak, hukuk ,bereket diye esitlik,kardeslik,hürriyet diye yüregime,saglik ne iyi ettim...! METİN ELOĞLU |
10-06-2009, 14:26 | #532 |
|
Sînene aşk ile elifler kes
Bilsin ol servi sevdiğin herkes Bakî Ey âşık!.. Bağrına aşk ile selvi biçimli çizikler çek; ta ki o selvi boyluyu sevdiğini herkes anlasın. |
10-06-2009, 15:51 | #533 |
|
sen güneşin yıkandığı denizsin
hüzünlerin cennetisin ey sahra vahaların olsun cümle ormanlar sen de şiirlerin ormanısın ya bir deve kervanı çöl sükutunda velut bir anadır şiir doğurur artık kelimeler bir bedevidir her ayak sesinden şiir yoğurur şairin ölümü bir fırtınadır bu sarı denizde kopar vaveyla kaybolan şiiri çağırmak için şairler Mecnun’dur sahra bir Leyla hasna bir devenin tek vuruşundan kaç vezin doğurdun ve de kaç hüzün sesini alırım hüma kuşundan failatün failatün failün Mustafa İslamoğlu |
10-06-2009, 15:53 | #534 |
|
çöllerin benzi sarıdır
veremli bir gelin gibi anne elin kınalıdır yüreğin de elin gibi Mustafa İslamoğlu |
11-06-2009, 20:26 | #535 |
|
Harbiye Marşı
kara harp okulu mar$i olarak da bilinir. yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız, tufanları gösteren, tarihlerin yadıyız, kanla, irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti, cehennemler kudursa, ölmez nigahbanıyız. yaşa varol harbiye, yıkılmaz satvetinle, göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle: türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen, kartal yuvalarında, hürdür millet seninle. yüzyıllardır harbiye bu orduya şan verir, çıkardığı dehalar semalara yükselir baştan başa tarihtir mektebin her zerresi sarsılmayan azminle çelik kal'alar erir. şahikalar üstünde meydan okur bu erler yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti tarihlere sorun ki bize "ölmez türk" derler. söz : hüsnü öncü beste : cevdet şakir çetiner |
16-06-2009, 22:02 | #536 |
|
BENDE KALSIN
al da git eğreti gülüşlerimi isyanı kutsayan yüz bende kalsın maviye boyama zor düşlerimi gemimi yakacak köz bende kalsın mermere saplanan bir deli su’ca nefreti sevdama etmişim boca karanlığa dönük bir çift namluca tetikte bekleyen göz bende kalsın neşeyi açmadan solanlara ver gülüp eğlenmeyi yılanlara ver baharı, bahçeyi çalanlara ver Van Gogh’un çizdiği güz bende kalsın bilirim yol uzun sürmek zor ama çekmediğin kahrı koy matarama azık kıt, vakit dar, tuz bas yarama çiledeki aziz giz bende kalsın Mustafa İslamoğlu |
16-06-2009, 22:06 | #537 |
|
NERDESİN
göğe baktım gözü yaşlı yere baktım yer yaslı sular bugün kan tadında eski yeni, büyük küçük, kara kızıl tüm dertlerim burdalar sen neredesin? sen ve kuşlar gözyaşının gözyaşına benzediği kadar benziyorsunuz vurulan bir ceylanın yavrusuna söylediği şarkıyı söylüyor onlar bu sabah yine kondular telörgüye beni acımla başbaşa bırakmadılar sen nerdesin? hava soğuk, dışarda kar yağıyor her zaman ellerim üşürdü bugün içim üşüyor hasretin geldi, hayalin geldi bak, kokun da geliyor bugün Yakub oldum bre hey ey acıların kadını sen nerdesin? Mustafa İslamoğlu |
19-06-2009, 03:47 | #538 |
|
Gözüme uyku girmediği an
Bilki aç şiirler dövüşür kafamda Hepside yarım yamalak Hayat bulacağı anı beklerler... Uykuyu unut... Sabah ezanı gelir,sessiz ve derinden... İmamın işi kolay Koysa kasete kim anlayacak bu saatte... Kafamda bir ırmak akar Ellerim değemez suyuna Yıldızlar kayar,kıyamaz tutmaya Akar...akar... akar... Hepside terk eder ilk sabah ışığında Sana kalan kan çanağı gözler... (Benim için şiirlerin büyüsü hece vezni diye düşünürdüm,artık bende seviyorum soyut ifadelerin öyküsünü ve zenginliğini, bir de ben deneyeyim şu serbest şiiri dedim |
19-06-2009, 08:40 | #539 |
|
Yanıma yaklaşıp kibrit istediğinizde,
ıssız bir adaya düşen yalnız adamın dumanı görülsün diye yaktığı ateşiydi sizlere uzattığım... Ve siz her seferinizde sigaranızı yaktınız ama açıktan geçen gemiler gibi yanınıza beni almadan gittiniz! .. Sunay Akın |
24-06-2009, 21:26 | #540 |
|
Eskiden
bir adamın ince olan yüzü sonradan toparlak- laşırsa bilelim/mi/ki acımasızlık daha çok yakışır böylelerine Cebini değil keşke, insanın zihnini zengin eden bir meslek edinmiş olsaydım, diyorum sözlük yazarı mı olsaydım kelime oyuncakçısı mı yoksa kurşun harfler döken bir dökümhanede körükçü olmakta yeterdi belki sırtı, evlerin çatısına benzeyen koyu mavi bir kamyona gazeteleri istifleyen muavin de olabilirdim İncecik incecik bir güneş vursa penceremden içeri perdenin kenarında biliyorum o saat gülümseyecek yüzüm Ilık bir lodos ya da yakalayıp geçse ucunu kasketimin alnım yeniden ışıklanacak ben, sormadan görme arkadaşın hem rüzgara hem güneşe gülümsüyorum Yüzüne bakıp kimseyi yargılamamalı bir daha şişman yatıp da insan zayıf kalkabilir sabaha Metin Önal Mengüşoğlu |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 5 (0 Site Üyesi ve 5 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) | Gemici | Site Lokali | 122 | 21-03-2014 00:13 |
Tatil Keyfi :))) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Gezi, Tatil ve Eğlence | 128 | 26-01-2013 21:06 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |