Yeni İstanbul ( Çağlayan) Adliyesi Maceralarımız

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Saat 10.25 civarındaysa birisi bendim. Dediğiniz gibi bir yığılma vardı. O nedenle çantasını aratan meslektaşlar yolu tıkıyordu. Bu defa şeridi kaldırıp altından geçtim. İki güvenlik görevlisiyle gözgöze geldik. "Günaydın" deyip geçtim.

Sizin bizim gibi avukatlara yakında "meczup" gözüyle de bakılabilir.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Sizin bizim gibi avukatlara yakında "meczup" gözüyle de bakılabilir.

Demek ki, bazı meslektaşlarla, bizim gibi düşünen meslektaşlar arasında, mesleğe bakış açısı farkı bulunmaktadır.

Ben ulusal ve uluslararası mevzuata uygun davranmaya devam edeceğim.

Alıntı: Yazan Av.A.Prc Dün İstanbul Adliye Sarayı'nın B kapısında bulunan Avukat giriş kapısında bir avukat arkadaşımı beklerken tamamıyle meraktan giren avukatlara bakım dedim acaba kaç kişi çantasını aratmadan geçeçek.Tam o sırada Bakırköy'den servis aracınında gelmesiyle birlikte bir izdiham oluştu ve benim saydıgım yaklaşık 100 meslektaşımdan yalnızca 3 tanesi çantasını x-ray cihazına koymadı.Ve hiç bir güvenllik görevliside niye koymuyorsunuz dahi demedi. Eğer ki biz kendi meslek hakkımıza sahip çıkmazsak acaba kim çıkıcak? insanoğlunun yapısı gereği zamanla alışır ki korkum şudur gelecek zamanda artık üstümüzüde aramaya başlayacaklar ve bizim gerek meslektaşlarımız gerekde baromuz bu durumuda kabulleneceklerdir...Saygılarımla...

Dilimizde tüy bitti Sayın Av.A.Prc. Yapacak birşey yok bir noktadan sonra.

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Demek ki, bazı meslektaşlarla, bizim gibi düşünen meslektaşlar arasında, mesleğe bakış açısı farkı bulunmaktadır. Ben ulusal ve uluslararası mevzuata uygun davranmaya devam edeceğim.

Bu konudaki mevzuat aynı zamanda hukuka da uygundur. Kesinlikle katılıyorum.

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Dilimizde tüy bitti Sayın Av.A.Prc. Yapacak birşey yok bir noktadan sonra.

Mevcut yasal durum uyarınca şu yapılabilir: Yasaya aykırı olarak çantasını x-ray cihazından geçirme konusunda tereddüdü olmayan ve çoğunluğu teşkil eden avukatlar şu kapıdan, yasaya uygun şekilde çantasını cihazdan geçirmemeye devam eden azınlıkta kalmış avukatlar diğer kapıdan.

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Saat 10.25 civarındaysa birisi bendim. Dediğiniz gibi bir yığılma vardı. O nedenle çantasını aratan meslektaşlar yolu tıkıyordu. Bu defa şeridi kaldırıp altından geçtim. İki güvenlik görevlisiyle gözgöze geldik. "Günaydın" deyip geçtim.

Yok üstadım ögleden sonra saat 1 civarıydı ama gerçekten bu lafı bir iki güvenlik görevlisinden duyar oldum. Aynen şu şekilde" Diğer avukatlar aratıyor demekki yaptıgımız iş yasal " ve şok oluyorum. Hayır diyorum yasal değil onlar kendi insiyatiflerini kullanıyorlar..Ama üzgünüm yakında bu işlem teamül haline gelecek..

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Mevcut yasal durum uyarınca şu yapılabilir: Yasaya aykırı olarak çantasını x-ray cihazından geçirme konusunda tereddüdü olmayan ve çoğunluğu teşkil eden avukatlar şu kapıdan, yasaya uygun şekilde çantasını cihazdan geçirmemeye devam eden azınlıkta kalmış avukatlar diğer kapıdan.

Bu iyi geldi bana.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Mevcut yasal durum uyarınca şu yapılabilir: Yasaya aykırı olarak çantasını x-ray cihazından geçirme konusunda tereddüdü olmayan ve çoğunluğu teşkil eden avukatlar şu kapıdan, yasaya uygun şekilde çantasını cihazdan geçirmemeye devam eden azınlıkta kalmış avukatlar diğer kapıdan.

Ben şahsen bıkmadan,usanmadan yasayla tanınmış bir hak ancak ve ancak yasayla geri alınır mantığı çerçevesinde aratmamaya devam edicem..Ümit ederim diğer arkadaşlarda bu şekilde düşünürler...

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Mevcut yasal durum uyarınca şu yapılabilir: Yasaya aykırı olarak çantasını x-ray cihazından geçirme konusunda tereddüdü olmayan ve çoğunluğu teşkil eden avukatlar şu kapıdan, yasaya uygun şekilde çantasını cihazdan geçirmemeye devam eden azınlıkta kalmış avukatlar diğer kapıdan.

Artık kimin ne yaptığı, yapacağı ile (baro dahil) ilgilenmiyorum. Ben kendimi arattırmayacağım, onu biliyorum, bu bana yeter... Mesleki bir vebal hissetmeyecek kadar huzurluyum.
Adliyeye kamp kurup, çantasını patır patır cihazlara bırakan avukatların önüne siper olacak değilim/değiliz ya.
Saygılar.

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Artık kimin ne yaptığı, yapacağı ile (baro dahil) ilgilenmiyorum. Ben kendimi arattırmayacağım, onu biliyorum, bu bana yeter... Mesleki bir vebal hissetmeyecek kadar huzurluyum.

Bu kadar mı aynı fikirde olurmuşuz yani...

Açık teşekkürlerimle...

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Artık kimin ne yaptığı, yapacağı ile (baro dahil) ilgilenmiyorum. Ben kendimi arattırmayacağım, onu biliyorum, bu bana yeter... Mesleki bir vebal hissetmeyecek kadar huzurluyum.

Şahsen aynı şekilde düşünüyorum üstadım..

SENE: 90 ların sonu 2000 li yılların başı...

Avukatlık Kanunu'nda değişiklikler gündemde...

İSTANBUL BAROSU TBMM Adalet Komisyonu'na önerilerini iletiyor...

Bakın BARO o tarihte ne öneriyor neyi savunuyor... Peki bugün neden aksine uygulamalara karşı sesini çıkarmamakta? Yoksa bu görüşler sadece o günkü yönetimimi bağlamakta? İstanbul Barosu bu konu hakkında bugün hangi görüşte? Susmayı neye yorumlayabiliriz? Takdirinize. Saygılarımla...

Alıntı: İstanbul Barosu'nun Önerisi: Avukatların yazıhanelerinin ve üzerlerinin aranması konusunda getirilen olumlu değişikliğin beklenen yararı tam olarak sağlayabilmesi ve uygulamanın kolluğun yorumuna bırakılmaması amacıyla ''konut'' ve ''çanta'' kavramlarının da yasada yer alması gerektiği; Av. K.-58.Md./1. fıkra: ''.....Avukat yazıhaneleri ve konutu ancak ...... aranabilir. Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri ve çantası aranamaz.''

NOT: Söz konusu aktarım İstanbul Barosu'nun 2000 yılında bastırdığı

1136 Sayılı Avukatlık Yasası

TBMM Adalet Komisyonu'nda Kabul Edilen Yasa Tasarısı

TBMM Adalet Komisyonu'na İletilen İSTANBUL BAROSU ÖNERİLERİ adlı kitapçıktan yapılmıştır.

Geçen gün adliyenin iki vatandaş girişindeki sırayı görünce çok şaşırmıştım. Duruşmaya daha zaman olduğu için bri sigara içeyim dedim. Kuyruğa kaynak yapmaya çalışan birisini, sıradakiler uyarıyordu: "Kardeşim bizim de duruşmamız var. Hem de saat: 10.00 daydı" diye. O sırada saat: 10.17 idi. Yani vatandaş duruşmaya saatinde gelmiş ama içeri giremiyordu. Davacıysa(ve vekili yoksa) davası müracaata kalabilirdi ya da tanıksa hakkında yakalama müzekkeresi çıkarılabilirdi.

Bugün de aynı kalabalığı (saat:10.00 civarı) görünce üşenmedim, saydım. Bir kuyrukta tam 64 kişi vardı.
Belki okuyan olur da önlem alınır diye yazdım.

Yine adliyenin çevresi bozkır gibi bomboş. Az rüzgar esse bile, etkileniyorsunuz. Dışarıda bekleyenler veya sigara içmek dışarı çıkanlar için sığınacak hiçbir yer yok. Yarın kar yağmaya başladığında ne olacak?

Alıntı: Yazan av.ankarahukuk SENE: 90 ların sonu 2000 li yılların başı... Avukatlık Kanunu'nda değişiklikler gündemde... İSTANBUL BAROSU TBMM Adalet Komisyonu'na önerilerini iletiyor... Bakın BARO o tarihte ne öneriyor neyi savunuyor... Peki bugün neden aksine uygulamalara karşı sesini çıkarmamakta? Yoksa bu görüşler sadece o günkü yönetimimi bağlamakta? İstanbul Barosu bu konu hakkında bugün hangi görüşte? Susmayı neye yorumlayabiliriz? Takdirinize. Saygılarımla... Alıntı: Alıntı: İstanbul Barosu'nun Önerisi: Avukatların yazıhanelerinin ve üzerlerinin aranması konusunda getirilen olumlu değişikliğin beklenen yararı tam olarak sağlayabilmesi ve uygulamanın kolluğun yorumuna bırakılmaması amacıyla ''konut'' ve ''çanta'' kavramlarının da yasada yer alması gerektiği; Av. K.-58.Md./1. fıkra: ''.....Avukat yazıhaneleri ve konutu ancak ...... aranabilir. Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri ve çantası aranamaz.'' NOT: Söz konusu aktarım İstanbul Barosu'nun 2000 yılında bastırdığı 1136 Sayılı Avukatlık Yasası TBMM Adalet Komisyonu'nda Kabul Edilen Yasa Tasarısı TBMM Adalet Komisyonu'na İletilen İSTANBUL BAROSU ÖNERİLERİ adlı kitapçıktan yapılmıştır.

Meslektaşlarımızın azımsanmayacak kadar bir oranı uygulamanın doğru olduğunu savunuyorsa meslek odasının bu zamana kadar değişiklik gösteren yaklaşımına ve konunun gündemde kalmamasına yönelik tavrına şaşmamak gerekir diye düşünüyorum. Bugün bir adliyede baro odasındaki çantaların x-ray cihazından geçirilmesi uygulamasına ilişkin sohbette azınlıkta kaldım. Meslektaşlarımızdan bir kısmı, terör konusunu örnekleyerek uygulamanın doğru olduğunu ve hatta avukatların üstlerinin de herkes gibi aranabilmesi gerektiğini savundular.

Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Geçen gün adliyenin iki vatandaş girişindeki sırayı görünce çok şaşırmıştım. Duruşmaya daha zaman olduğu için bri sigara içeyim dedim. Kuyruğa kaynak yapmaya çalışan birisini, sıradakiler uyarıyordu: "Kardeşim bizim de duruşmamız var. Hem de saat: 10.00 daydı" diye. O sırada saat: 10.17 idi. Yani vatandaş duruşmaya saatinde gelmiş ama içeri giremiyordu. Davacıysa(ve vekili yoksa) davası müracaata kalabilirdi ya da tanıksa hakkında yakalama müzekkeresi çıkarılabilirdi. Bugün de aynı kalabalığı (saat:10.00 civarı) görünce üşenmedim, saydım. Bir kuyrukta tam 64 kişi vardı. Belki okuyan olur da önlem alınır diye yazdım. Yine adliyenin çevresi bozkır gibi bomboş. Az rüzgar esse bile, etkileniyorsunuz. Dışarıda bekleyenler veya sigara içmek dışarı çıkanlar için sığınacak hiçbir yer yok. Yarın kar yağmaya başladığında ne olacak?

Suat Bey, halinden memnun herkes, boşuna konuşuyoruz.

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Geçen gün adliyenin iki vatandaş girişindeki sırayı görünce çok şaşırmıştım. Duruşmaya daha zaman olduğu için bri sigara içeyim dedim. Kuyruğa kaynak yapmaya çalışan birisini, sıradakiler uyarıyordu: "Kardeşim bizim de duruşmamız var. Hem de saat: 10.00 daydı" diye. O sırada saat: 10.17 idi. Yani vatandaş duruşmaya saatinde gelmiş ama içeri giremiyordu. Davacıysa(ve vekili yoksa) davası müracaata kalabilirdi ya da tanıksa hakkında yakalama müzekkeresi çıkarılabilirdi. Bugün de aynı kalabalığı (saat:10.00 civarı) görünce üşenmedim, saydım. Bir kuyrukta tam 64 kişi vardı. Belki okuyan olur da önlem alınır diye yazdım.

Dün sabah saatlerinde Bakırköy Adliyesi vatandaş girişindeki kuyruk ben saymadım ;ama neredeyse adliyenin ilk giriş kapısı olan noktaya çok yaklaşmıştı. O an aklımdan havaalanları geçti ve artık mahkemece çağırılacak kişilere yapılacak tebligatlada uçuş saatinden ayy pardon duruşma saatinden 1 saat önce adliye sarayının giriş kapısında olun ihtarı yazılmalı diye düşündüm. Neyseki şimdilik duruşmalar hala saatinde alınmamakta da vatandaş mağdur olmamakta; ama yeni HMK adaleti hızlandıracağı için teklifim yabana atılmamalı derim.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Meslektaşlarımızın azımsanmayacak kadar bir oranı uygulamanın doğru olduğunu savunuyorsa meslek odasının bu zamana kadar değişiklik gösteren yaklaşımına ve konunun gündemde kalmamasına yönelik tavrına şaşmamak gerekir diye düşünüyorum. Bugün bir adliyede baro odasındaki çantaların x-ray cihazından geçirilmesi uygulamasına ilişkin sohbette azınlıkta kaldım. Meslektaşlarımızdan bir kısmı, terör konusunu örnekleyerek uygulamanın doğru olduğunu ve hatta avukatların üstlerinin de herkes gibi aranabilmesi gerektiğini savundular. Saygılarımla..

Ben,
"Ben, kemerimi, cebimdekileri çıkararak, istendiğinde çantamın içini açarak girmeye razıyım. Gocunacak birşeyim yok ki." diyene şahidim.

Alıntı: Yazan av.ankarahukuk Dün sabah saatlerinde Bakırköy Adliyesi vatandaş girişindeki kuyruk ben saymadım ;ama neredeyse adliyenin ilk giriş kapısı olan noktaya çok yaklaşmıştı. O an aklımdan havaalanları geçti ve artık mahkemece çağırılacak kişilere yapılacak tebligatlada uçuş saatinden ayy pardon duruşma saatinden 1 saat önce adliye sarayının giriş kapısında olun ihtarı yazılmalı diye düşündüm. Neyseki şimdilik duruşmalar hala saatinde alınmamakta da vatandaş mağdur olmamakta; ama yeni HMK adaleti hızlandıracağı için teklifim yabana atılmamalı derim.

Çok mantıklı geldi bu fikir bana.

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Ben, "Ben, kemerimi, cebimdekileri çıkararak, istendiğinde çantamın içini açarak girmeye razıyım. Gocunacak birşeyim yok ki." diyene şahidim.

Şimdi oldu işte, demek bizim gocunduğumuz bir şey varmış ki bu kadar ısrar ediyoruz hukuk, kanun, savunma diye.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Meslektaşlarımızın azımsanmayacak kadar bir oranı uygulamanın doğru olduğunu savunuyorsa meslek odasının bu zamana kadar değişiklik gösteren yaklaşımına ve konunun gündemde kalmamasına yönelik tavrına şaşmamak gerekir diye düşünüyorum. Bugün bir adliyede baro odasındaki çantaların x-ray cihazından geçirilmesi uygulamasına ilişkin sohbette azınlıkta kaldım. Meslektaşlarımızdan bir kısmı, terör konusunu örnekleyerek uygulamanın doğru olduğunu ve hatta avukatların üstlerinin de herkes gibi aranabilmesi gerektiğini savundular.

Ben bu noktada meslek bilincinin eksik olduğu düşüncesindeyim. Günümüzde avukatlık mesleğinin önemi, değeri, konumu, tarih içindeki gelişimi maalesef bu işi yapanlarca yani avukatlarca dahi unutulmuş durumda. Bizler bu mesleğe atılmadan önce okul hayatımızda mesleğin bilincine ilişkin bir şey duymadık görmedik! Baroya başvurduk staj için; 1 sene geldi geçti yine ortada bir şey yok! Akılda kalan sadece 1200-TL ruhsat için harcanan masraf oldu!!! Eee çalışman yasak şuyun yasak buyun yasak ama aidatı daha mesleğe başlamamış adaydan almak nasıl iş ben anlamadım. Neyse konumuz bu değil lafı daha fazla uzatmadan saygılarımla.

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Ben, "Ben, kemerimi, cebimdekileri çıkararak, istendiğinde çantamın içini açarak girmeye razıyım. Gocunacak birşeyim yok ki." diyene şahidim.

Güzel Türkçe'mizde bu lafı söyleyen "hukuk fakültesi mezunu olup ta avukatlık stajını tamamlamış kişi" için söyleyebileceğim birkaç; ne birkaçı, birçok sıfat var ama işte THS'nin de kuralları var...

Olmuyor...

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Ben, "Ben, kemerimi, cebimdekileri çıkararak, istendiğinde çantamın içini açarak girmeye razıyım. Gocunacak birşeyim yok ki." diyene şahidim.

Şaşırtıcı gelmiyor artık bu tarz şeyler..Meslektaşlarım kendileri edip kendileri buluyor.Avukatlık mesleğinin şimdilerde bu kadar saygı görmemesinin nedeni yine biz avukatlar diye düşünüyorum...Umarım mesleklerinin ve kendilerinin bir gün farkına varırlar...

Artık Çağlayan'daki adliyeye girerken sorun yaşamıyorum, hatta ooo oğuzhan bey hoş geldiniz, nasılsınız gibi sözlerle karşılanıyorum.güvenlik görevlisi arkadaşlar ismimi yaza yaza ezberlemiş sanırım. gerçi artık ismimi de yazmıyorlar. sanırım abone sıfatı kazandım

Her nedense bana da kemer çıkarmak çok zor geliyor. Her seferinde sanki zorla uçkur çözüyormuş hissine kapılıyorum. Ya bir de öbür tarafta bağlaması o da bir dert
Soyunma odası ya da kabin gibi birşey konulmalı. Ya da xray cihazına kemerleri tanıyan bir program yüklenmeli.
Bu arada telaştan kaybolan eşyanızı bulabileceğiniz bir emanet ofisi bile yok.
Danışmaya soruyorsunuz onlar güvenlikçilere yönlendiriyorlar. İETT bile bu konuyu halletmiş. Daha sonra sahibi bulunamayan eşyaları da belli bir süre sonra satıyorlar. Ancak Çağlayan Adalet Sarayında Güvenlik B ürosunun konuyla ilgilendiğini başkalarından tesadüfen öğrendim. Bu önemli konu vatandaşa en iyi bçimde duyurulmalıdır. Danışmalar ve güvenik görevlileri de bilgilendirilmelidir. Aksi halde vatandaş kayıp eşyasını nerede bulabileceğini (sorgulayabileceğini) bilememektedir.

Önümüzdeki Salı; ayın 20' sinde sonunda kudretli İstanbul AVM tanışacağım. Bakalım neler olacak

Haydarpaşa' nın merdivenlerinde evrak çantamı yere atıp "SENİ YENECEĞİM İSTANBUL" demeyi düşünüyorum

Alıntı: Yazan Av.Oğuzhan Dayar Önümüzdeki Salı; ayın 20' sinde sonunda kudretli İstanbul AVM tanışacağım. Bakalım neler olacak Haydarpaşa' nın merdivenlerinde evrak çantamı yere atıp "SENİ YENECEĞİM İSTANBUL" demeyi düşünüyorum

O gün ben de girişte hazır olup çanta ve üst aramanızı bizzat gerçekleştireceğim. (Bundan böyle aramalar, gönüllü avukatlar vasıtasıyla yapılacaktır.)

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ O gün ben de girişte hazır olup çanta ve üst aramanızı bizzat gerçekleştireceğim. (Bundan böyle aramalar, gönüllü avukatlar vasıtasıyla yapılacaktır.)

Üstadım arayan siz olun; yeter (:

Şaka bir yana çocuklar gibi şenim ya hu!

İnşallah üstümü aramak isterler
-------------------------
Macera başladı...
Ya ben nereye geleceğim (:
28. Asliye Ticaret Mahkemesi...

Asya mı Avrupa' mı...

Baronuzun rehberi pek rehber olmadı bana

Alıntı: Yazan Av.Oğuzhan Dayar Macera başladı... Ya ben nereye geleceğim (: 28. Asliye Ticaret Mahkemesi... Asya mı Avrupa' mı... Baronuzun rehberi pek rehber olmadı bana

Çağlayan Adliyesi, Avrupa tarafında. Çağlayan'da.

Alıntı: Yazan Av.Oğuzhan Dayar Önümüzdeki Salı; ayın 20' sinde sonunda kudretli İstanbul AVM tanışacağım. Bakalım neler olacak Haydarpaşa' nın merdivenlerinde evrak çantamı yere atıp "SENİ YENECEĞİM İSTANBUL" demeyi düşünüyorum

Haydarpaşa'dan Çağlayan'a nasıl gideceksin? İşte yol tarifi:

1- Evrak çantanı yerden al.
2- Şehirhatları vapuru ile Eminönü'ne geç. Yolda martılara simit at.
3- Bir taksiye bin. "Ben buraların yabancısıyım, Çağlayan'a gidecektim." de.
4- Tüm tarihi yerleri görebileceğin bir turistik gezi sonrası şansına göre 100-200 TL taksi ücreti ödeyip taksiden in. (Taksiciyle kavga etme, kırk yılda bir İstanbul'a geliyorsun, oraları başka türlü göremezdin.)

Ağabey ben yabancısıyım buraların derim (:
Hmm sevindim ya Avrupa' da olmasına...

İstanbul' da bir kahvaltıcım vardı, Cağaloğlu' nda Eski Postanenin çaprazında...

Orada kendime güzel bir kahvaltı çekerim...

Salı sabahı Cağaloğlu' na gelenlere kahvaltılar benden!