05-10-2006, 14:50 | #1 |
|
Kadınlar neden kıskanç?
Sevgili arkadaşlar,
Görüyorum ki biz bayanlar çok kıskancız..Erkeklerde de kıskanç olanlar çok ama bizim kadar olmadığını düşünüyorum.Yeri geliyor eşimiz dostumuzu yeri geliyor babamızı annemizden kıskanan biz bayanlar.Sizce neden biz böyleyiz? |
05-10-2006, 15:33 | #2 |
|
Erkeklere güvenmediğimiz için belki de
|
05-10-2006, 16:34 | #3 |
|
Belki de öyle ama bu kıskançlığımız sadece erkeklere değil ki.Bazen öyle bayanlarımız var ki kıskançlıklarını belli etmemek için ellerinden geleni yapanlarımız var..
|
05-10-2006, 23:19 | #4 |
|
Bu kadınların doğasında var. Mesala 3 kadının paylaştığı bir öğrenci evindeki kavgalar ile 3 erkeğin paylaştığı bir öğrenci evindeki kavgaların içeriği ve sayısı bir değil. Tezinize katılıyorum kadınlarda birbirini çekememezlik had safhada bu olay erkeklerde o kadar yok.
|
05-10-2006, 23:36 | #5 |
|
bence bayanlar kendine güvenemediği için bu kadar kıskanç... buyrun
|
20-11-2006, 12:20 | #6 |
|
Vallaha kendine güven meselesiyle kaynaklandığını düşünmüyorum oan bakarsak erkekler de çok kıskanıyor..Ben kadınlarınkini merak ediyorum ama sevgiden bu sevgiden...
|
21-11-2006, 01:01 | #7 |
|
Biz bize mi benzeriz?
Yazılanları okuyunca kafama takıldı, bilimsel araştırmalarla sitede yazılanların birbirine uyup uymadığı konusu. Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre kadın ve erkeklerin yüzde 80 i kıskanç. Erkeklerin yüzde 32 si, kadınların yüzde 28 i aşırı derecede kıskanç olduğunu belirtiyor. 1980 e kıyasla kadınlardaki kıskançlık oranı iki katına, erkeklerdeki kıskançlık oranı ise üç katına çıkmış. Kıskançlığın dışa vuruşu kendisini kadın ve erkelerde değişik şekillerde gösteriyor. Kıskanç kadın acı çekiyor, buna karşılık kıskanç erkek çileden çıkıyor ve kendisini kaybediyor. Erkek erkeklik onurunun kırıldığını hissediyor. Erkeklerin karılarını öldürmelerinin yüzde 90 ı kıskançlık yüzündenmiş araştırmalara göre. Kıskanç erkek kıskançlığını çoğunlukla içine atar, hemen parlamaz, bir parladı mıda pir parlar. Bu en azından benim düşüncem. Bu düşüncemi medyadaki haberler doğruluyor. Erkeleri konu edinen on kıskançlık haberine karşılık kadınları konu edinen haberlerin sayısı iki veya üçtür. Almanyada 80 li yıllara oranla erkeklerdeki kıskançlık oranının üç katına çıkmasını, kadınların eski toplumsal yapıyı kırıp birtakım haklar elde etmelerinde ve erkeklere karşı bağımsızlıklarını elde etmelerinde görüyorum. Bizde aile içi şiddetin artmasının bir sebebi de kadınların eskisi gibi herşeye evet dememelerinde yatıyor olabilir. Saygılarımla |
21-11-2006, 14:23 | #8 |
|
Sevgili yağmurdamlası,
Niye "biz" diyorsun böyle pervasızca bakiyim Kıskanç olmayan kadın nüfusunu silme pahasına hem de. Birini mülküm gibi görmezsem, birey ve özne olduğunu bilirsem, kavrarsam onu niye kıskanayım? Kim bana, beni sevme konusunda bu kadar büyük bir teminat verdi? Kim bana sen yeter ki beni sev , ben senin nesnen olmaya tarafından savrulmaya hazırım, dedi de saygımı ve sevgimi kazandı? Böyle bir teminat verilse bile buna inanacak kadar ham mıyım? Hangi sevgiye yapışıp kalmak hakkımdır? Sevgimi birinin üzerinden her hal ve şartta boca edebilir miyim? Ben birini seviyorum diye onun gözünün benden başkasını görmemesini talep edebilir miyim? Biri benden bunu talep etse, hemen evet der miyim? Hem şairin dediği gibi " Sen elmayı seviyorsun diye/ Onun da seni sevmesi şart mı?" Ya da şarkıda dediği gibi " Birini seviyorsan onu serbest bırak" Saygılar. |
22-11-2006, 02:43 | #9 |
|
Sayın Yılmaz;
Bende sizin gibi düşünüyorum.Bu mülk sahipliği anlayışına erkekler daha çok sahip diye düşünüyorum.Hatta oyle bir benimsemişlerki hayatları,davaları bu konu üzerine kurulmus nerdeyse.Dolayısıyla kendine olan guvensızlıklerınden dolayı karsı tarafı sahıplenme(?) ve buna bağlı olarak bir özgürlüğü kısıtlama çabaları içine giriyorlar.Tabiki bu durum bayan içinde geçerli.Bana kalırsa bu kıskançlık olayı kişinin özgüveniyle ilgili bir durum.Özgüveni eksik olan insan, haddini aştığının farkına bile varmıyor.Çünkü hareketleri kendi anlayışı çerçevesinde gayet normal ve asıl anormal olan karşı taraf yani özgüveni tam olan kişi.İyisimi uzak durmak.Kimse kimseye karışmasın.Kimse kimsenin üzerinde bir hak tesis etme hakkına sahip olmadığı bilmeli.İşte bakın eşya hukuku geldi hemen akla.Eşya,hak,sahiplik,mülk vs.Düşününce bile insan kendini kötü hissediyor.Ruhum boğuldu bir an.Kısıtlanmıs hıssettım kendımı.Daha fazla yazmamalıyım.Umursamayın derim. Sayın yağmur damlası; Bu konuları nasıl buluyorsunuz şaşırıyorumForma ugradığımda,sizin konularınıza da bakmadan geçemiyorum.Bir nevi canlı radyo programını andırıyor insana.Tesekkur ediyorum.Saygılar... |
22-11-2006, 11:12 | #10 |
|
Bence kıskanma sevginin işaretidir. Biz kadınlar daha çok kıskancız çünkü biz, sevdik mi ta en derinlerde bir yerden seviyoruz.Erkekler ise duygulardan, hislerden ziyade cinselliğe önem veriyorlar. Ayrıca kadınların erkeklere nazaran daha tutkulu bir aşık olduklarını düşünüyorum. Bu içten sevgi ve tutku beraberinde kaçınılmaz olarak kıskançlığı getiriyor. Sevdiği erkeğin eşini ya da sevgilisini içten içe yok etme, en azından şöyle saçını başını yolma hayalleri kuran ne kadar çok kadın vardır kimbilir değil mi meslektaşlarım ?
|
22-11-2006, 11:46 | #11 |
|
Üç yaşında bir kız çocuğuyken başlayan "kıskançlık" duygusu diye katılmak istiyorum tartışmaya.
Kıskanılan nedir? Beden mi, zaman mı, para mı,dostluklar mı, hepsi mi? Örneğin futboldan fobi derecesinde nefret eden bir kadın olduğunuzu düşünün (erkekler için başka bir konu olabilir tabii, kadınlar açısından anlatıyorum). Birlikte olduğunuz erkek "tam bir hasta" bu konuda.İzlediği maçlarda kendi gibi bir kadınla tanışır. Maç sonrası birahanede, sonuçları tartışmaktan büyük keyif alırlar. Sizinle ilişkisi açık bir ilşkidir adamın. Size heyecanla "bu tanışmayı ve fikir birlikteliğini" anlatır. Siz dinlersiniz! Bu örneğe "madem öyle, sen de katıl, belki zevk de alırsın" diyecekler de olacak. Yazımın başında dediğim gibi, özne bensem, maç anında veya sonrasında krize girer "Papa'yı ben öldürdüm, çocukları fuhuşa ben sürükledim vs." diye saçmalamaya başlayabilirim. Haftada bir gün buluşmalar, takım formaları rengini taşıyan ucuz-pahalı hediyelik eşyalar, durumları uygunsa şehir dışı, hatta yurt dışı maç organizasyonlarına katılmalar falan-filan.... Ne diyorsunuz? |
22-11-2006, 12:07 | #12 |
|
E, gidecekse gitsin adam n'apalım yani? Üç yaşında bir kız çocuğu gibi ayaklarımızı yere vurup "Bana ne bana ne ben onu istiyom." mu diyeceğiz?
Birliktelik, "başarılan" birşey olmuyor her zaman. Verilen emeğe, sevgiye rağmen olmuyor. Sevgi, kendisinden başka neyin sermayesidir ki? |
22-11-2006, 12:41 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Adam gitmiyor Sevgili Işıl(Kızlarımdan birinin de adı Işıl, bütün Işıl'ları severim). Maça gitmeyen kadını sevdiğini söyleyip "boş bir kıskançlıkla suçlayarak, bir de feminist olacaksın, hiç sana yakışıyor mu" diyorsa ne olacak? Not:Maç şart değil, yerine herhangi bir şey koyabilirsiniz tabii. |
22-11-2006, 12:50 | #14 |
|
Feminist de olsam, özgürlükçü de olsam, kıskanç olmakla, özgüven eksikliği ile itham edilsem de ben bu duruma el koyardım arkadaşlar. Diyelim ki bu buluşmalara, hediyeleşmelere, ortak sohbetlere hiç sesimi çıkartmadım, hatta sahte bir gülümsemeyle onay bile verdim. Peki benim göğsümün ortasında hissetmeye başladığım sızı ve acı ne olacak? Benim olumsuz duygularımı, nefretimi kim engelleyecek? Ya ben çekip giderim. Mutluluklar dilerim. Ya o kadın geldiği yere gönderilir. Başka alternatif göremiyorum.
|
22-11-2006, 12:57 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Peki, tersini söyleyelim: Kadın avukat(örneğin), eşi-sevgilisi mühendis. Kadının sinema, tiyatro, ağaç dikme vs gibi hobileri ve bunu paylaşabildiği erkeklerden oluşan bir grubu olsun. Erkek bunlara katılmaktan benim gibi nefret eder olsun. Üstelik o, erkek olduğunu ve erkeklerin aslında neyi düşündüklerini bildiğini, kadının saf olduğuna inandığını da savunarak kıskançlık ederse ne olacak? |
22-11-2006, 13:06 | #16 |
|
Bu bence kadın haklarına bir saldırı olur. Kadının iradesini hiçe sayarak onu etkisizleştirme çabası olur Ayşegül hanım. Ne yapalım olacak bazen biraz çifte standart...
|
22-11-2006, 13:27 | #17 |
|
Ayşegül Hanım,
Adaşıma selam ve sevgiler Mesele erkek - kadın meselesi değil ki burada. Her ne kadar yağmurdamlası kıskançlığı kadınlara izafe etmişse de buna katılmadığımı belirtmiştim. İki taraf için de aynı durum geçerlidir. Biri sizin yanınızda durmak istemiyorsa, ister maçtan ister saçtan gider zaten. Sevdiğiniz ve gitmesini istemediğiniz biriyse bu "elinizden geleni" yaparsınız ama yine de gider. Birini sevmek onu sevmekten başka bir işe yaramaz diyorum ben. ( Ki, bu da büyük bir iştir. ) Sevdiğimiz ama bizim yanımızdan gitmek isteyen birini uğurlamayı bilmek gerek. Bizim tutacağımız yas, onun suçu olmamalı. Saygılar. |
22-11-2006, 16:05 | #18 | |||||||||||||||||||
|
Sevgili Işıl, Yazdıklarını okuyunca aklıma Arif Damar'ın bir şiiri geldi. İlk beşliği aşağıda. Üç yaşında bir "erkek" çocuk dizesi midir bu şimdi... Sevgiler... * GİTME KAL Nice nice acıları aklına getir Bunca yoksulluğu aklına getir Gözyaşlarını aklına getir "Gitme kal" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir Gitme, aklına getir ... Arif Damar |
22-11-2006, 16:26 | #19 | |||||||||||||||||||
|
Bu arada yazdıklarının geneline ve özellikle yukarıdaki alıntına da katılıyorum. Evet, büyük ve başlı başına bir iştir. Ve yalnız kendisiyle vardır ve belki de yalnız kendisi için vardır. "Ölümdür tek başına yaşanan, aşk iki kişiliktir" derken bile bir başka şair, umut yolculuğunda, sevmenin yalnızlığını inkara çalışmaz mı aslında. |
22-11-2006, 17:30 | #20 |
|
cevab aslında sizde bizde değil
[quote=yağmurdamlası]Sevgili arkadaşlar,
Görüyorum ki biz bayanlar çok kıskancız..Erkeklerde de kıskanç olanlar çok ama bizim kadar olmadığını düşünüyorum.Yeri geliyor eşimiz dostumuzu yeri geliyor babamızı annemizden kıskanan biz bayanlar.Sizce neden biz böyleyiz?[/quote-sendurhukuk] aslında bu soruyu size sormak lazım.Neden bayanların içinde bir kıskançlık fobisi vardır.Çoçuğu eşinden kıskanan anne tanıyorum ben inanamıyorum.Eşinizi,partnerinizi çok sevdiğinizden mi böyle yapıyorsunuz yoksa içinizdeki o üstünlük duygularınızı tatmine çalışıyorsunuz. |
22-11-2006, 17:38 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
[quote=sendurhukuk]
"Bayanların" ne düşündüklerini bilemem ama biz kadınlar, bizden esirgeneni, para, sevgi, zaman, paylaşımlar, birliktelikler gibi tüm güzellikleri istiyoruz. Verilmesi bize atfedilen tüm bu güzelliklere yalnızca erkeklerin sahip olduğu noktada "tırnaklarımızı" çıkarıyoruz. |
22-11-2006, 18:14 | #22 |
|
oooo bayağı çoşmuş burası..
Merhaba arkadaşlar,
Işıl abla haklısın sizin gibi bayanları önemli not olarak belirtmem gerekirdi.Çünkü kıskanmayan ve sevdiğini belli etmeyen,gelirse gelir giderse gider diyen bayanlarımız ne yazık ki az.Ama gerçekten de ben de fazla kıskançlık yapılmaması gerektiğine inanıyorum kıskançlık başladığında kadın kendini kaybedebiliyor.Erkekte fazla havalara girebiliyor.Çevremde gördüklerimi size kısa olarak şöyle aktarmak isterim.Erkek çok sevse de kolay seviyorum diyemiyor ama sevgisi yalan olan için seviyorum demek çok kolay bir cümle haline geliyor.Kadın ağırlığı her zaman muhafaza etmek zorundadir.Kadını kıymetli yapan zor olmaktır zaten.Kadın bunu aklından çıkarmamalı ve de fazla erkek milletinin maydanozlu laflarına kanmamalıdır. Geçen gün bir arkadaşıma çocuğun bir ilanı aşk ediyor.Ben de dedim ki aşk bu kadar kolay mı kaç gündür aşıksın ki dedim.Seviyorum diyor başka bir şey demiyor.Ben de dedim ki bir kilo filli boya al yurdun kapısına seni seviyorum yaz dedim arkadaşımın adını da belirterek tabii...Sonra yok ben onu kalbime yazdım diyor.Ben de dedim ki biz cerrah değiliz kalbini açıp seviyorum yazısını göremeyiz canını da yakmayalı değil mi dedim. SİNİR OLDU ÇOCUK BANA..KARA KEDİ KOYDU ADIMI ÇOK DA TIN.. Evet kıskançlık bayanlarda daha çok bunun sebebi biz daha fazla duygularla yaşauan yaratıklarız.Mantığı erkekler kadar kullanmaktan hoşlanmayız.Sevdiğimizi inkar etmekten çekinmeyiz.Ama erkekler yeri gelince daha katı olabilirler..Tabii sözüm meclisten dışarı ve yarası olan gocunur bu eleştirime.Ben sadece olan durumları aktarmaya çalışıyorum.Erkekte de kadında da kıskançlık farklı yollarla işlevselleşir.Ama kadınların kıskançlığı paylaşamamak ve tek gördükleri kişinin gözünde de tek olmak.. Ya içebileceğin lşeyi içeceksin.. Sevebileceğine inandığını seveceksin. Aşkı şarap sanıp içince zehirlenen çok oluyor.İçeceğin şey suysa su ayran sa ayran sütse süt... Kıskançlığı da fazla önemsemeyeceksin ilişki için tabii.. Bu sözlerim hem erkeklere hem de bayanlara..Bu konuda eleştiri almak istemem.Ama işte hayat ve insanlar zaıf noktaları olabiliyor herkesin.. değil mi? |
22-11-2006, 19:13 | #23 |
|
Sevgili Yağmur Damlası, Kadınlar hayatın gerçeğidir, neş'esidir ve asla "bayan bir yaratık" olamazlar. "Bayan" sözcüğü mektup zarflarının üzerinde yer alan "hitap sözcüğü"dür
Kadınlar birbirlerine herşeyi anlatırlar. Erkeklere asla sır vermezler. Taa Kibele'den kalma bir alışkanlıktır bu. Günümüzde de yararını gördüğümüz bir şiardır. Sevgiler |
24-11-2006, 14:27 | #24 |
|
hayatın ilacıyız...
Sevgili ayşegül hanım evet bir kadınlar bu hayatta olmamız gerekli ki ALLAH bile Adem(a.s) yalnız kalmasın diye biz insanğolunun ilk anası olan Havvayı yaratmış.Evet kadınların kıymeti bilinmeli buna benim zaten lafım olamaz.Bizler yaratılanlar arasında bir insan olarak en güzel yaratılanlardanız.Onun için diyeceğim şudur ki.Herkes kıymetlidir kadınların da kıymeti bilinmelidir.Sevgi ve saygının olduğu yerde kıskançlık çukuruna düşülmez zatenn.Saygılarımla...
|
24-11-2006, 14:56 | #25 |
|
Valla erkek ne kadar,bayanlar ne derece kıskançtır bilemiyorum ama "İnsanoğlu her türü kıskançtır".
Belki kıskançlıkta ki dışa vurum çeşitliliği doğru az-çok değerlendirmesini getiriyor |
24-11-2006, 20:00 | #26 |
|
"İnsanoğlu" yalnızca erkeği anlatan bir sözcüktür. "İnsansoyu" demeliydiniz. Bu mantıktan bakınca kıskanan yalnızca insanoğlunun türleridir.
|
24-11-2006, 20:06 | #27 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Yağmurdamlası bir itirazım daha olacak: Siz "Havva"nın savunucusu olabilirsiniz ama ben "Lilith" demeyi tercih ederim. Yani Adem'le aynı anda, topraktan yaratılan ve Adem'i reddeden kadın. Kıskanç olan Lilith değil, Adem'dir. Saçlarını bağlar Lilith'in kaçmasın diye ama başaramaz. Havva'nınsa kaçmak gibi bir sorunu yok. O, Adem'den yaratıldığı için uydusudur zaten. |
21-12-2006, 20:01 | #28 |
|
Kaçan kovalanır..
Haklısınız ayşe hanım aslında kaçan kovalanıyor.Kıskançlığın kimde olduğu belli olmuyor erkekte ya da kadında...Sadece şunu diyelim ayşe hanım belki bayanlar kıskançlıklarını daha fazla yüz üstüne çıkarabiliyor erkekler bunu içinde de yaşayabiliyor sıkıyorlar kendilerini...
|
16-03-2007, 18:40 | #29 |
|
Fazla kıskançlığa gerek yok...
Kadınlar çok seviyor(bayanlar demiyorum o hala tartışma konusu)ve fedakarlık olarak birçok şey yapmaya da hazır hale geliyorlar.Ama bakıyorum da erkekler bu konuda kadınların arkasında kalıyorlar gördüğüm bu görmediklerimden ben sorumlu değilim.Kadınlar gönüllerindeki tahtta oturtmamalılar hemen sevdiği erkeği bir müddet sandalye yeter onlara. Erkekler alınmasın ama çekmeden kıymet bilmiyorlar.Kıskançlığa gerek yok demiyorum ama yine de göstermemek lazım...yani içimizde kalsın kıskançlık krizlerine girmeyelim..
|
19-03-2007, 11:02 | #30 |
|
::)
Sevgili arkadaşlar kıskançlık hakkında biraz daha derinlere inebiliriz heralde.Eşler arasındaki kıskançlık hakkında bilgi veren bir site adresiniz sizlerle paylaşayım istedim. http://www.panik-atak.com/v3/index.php?option=com_content&task=view&id=20&Itemi d=28 buraya da bir gözatalım...
saygılarımla.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 3 (0 Site Üyesi ve 3 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ödüller,Kadınlar... | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 14 | 30-10-2008 20:55 |
Göçebe Kadınlar | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 29-07-2004 09:36 |
Arabistanda Kadınlar | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 1 | 17-07-2004 20:37 |
Kadınlar Nerede? | ege | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 17 | 04-06-2004 10:11 |
Bir Sene Neden 12 Aydır Ve Şubat Ayı Neden Cüce Kalmıştır? | Gemici | Site Lokali | 3 | 30-03-2004 08:26 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |