![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Herkese merhaba,umarım davalarınız güzel gidiyordur
![]() ![]() 1998 de 20 yıllığına kiralamış sözde 3 ton buğdayına ![]() 1-Bu tahdit Ziraat Bankasının ipoteği koyduğu 1956 yılından mı başlar yoksa büyükabamın tapuyu aldığı 1969 yılından mı? 2-MK.713/2 nin altında özel kanun hükümleri saklıdır diyor;bu özel hükümler arasına kalkmış dahi olsa 4753 Sayılı Kanun da girer mi?Yani MK 713/2 nin zilyetlikle kazanıma ilişkin hükmünün istisnası 4753 Sayılı Kanun'un 57 ve 58.madde hükümleri olur mu?Çünkü uygulamada 25 yıl boyunca kaldırılmamış bu şerhler. 3-Tahditin kalkması gerektiği tarih nedir?Zilyetlik tahditin kalktığı tarihten sonra işler mi? 4-Sizce bu davada bizim için doğru savunma nedir? Karamsar baktığım bu davada meslekdaşlarımdan gelecek her bilgi benim için çok değerli,şimdiden teşekkürler,saygılar.... |
![]() |
#2 |
|
![]() Sayın avukatneşe,
4753 Sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, 19.07.1973 te yürürlüğe giren 1757 Sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu kanunda kazanılmış haklar saklı tutulmuş ise de 17.10.1976 T., 1973/42 E, 1976/48 K sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile iptal edilmiş ve böylece imar ihyaya mesnetle 4753 Sayılı Kanuna göre hak isteme yolu ve 4753 Sayılı Kanunda belirlenen kısıtlamalara dair hükümler de ortadan kalkmıştır. 1966 yılında yürürlüğe giren ve 5602 Sayılı Yasanın (52. maddeye göre 4753 S.K. yürürlük tarihine kadar yapılmış ihyalar ihya edenler ve mirasçıları adlarına tapulanır) yerini alan 766 Sayılı Kanunun 37. maddesine göre 4753 S.K. a göre devletin hüküm ve tasarrufunda olan, 27.3.1950 den önce masraf ve emek sarfı ile ihya edilmiş gayrimenkuller Hazine adına tespit ve tescil olunur; ihya edenler kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir. 19.02.1995 te yürürlüğe giren 4070 Sayılı Kanun Geçici m.2/2: “Mülga 28/06/1966 tarihli ve 766 sayılı Kanunun 37 nci maddesi gereğince konulan şerhler bu taşınmazların Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre satın alınmaması halinde tapu idarelerince resen kaldırılır.” 4753 S.K. m.57: “Bu kanunla verilen arazi, sahibi tarafından işletilemeyerek terk edilir veya ortakçılıkla veyahut özürsüz olarak kira ile işletilirse Tarım Bakanlığının, bu kanun gereğince ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere, gayrimenkullerin geri verilmesini ve tapu kaydının silinerek Hazine adına değiştirilmesini mahkemeden istemeye hakkı vardır. Bu işlerde basit muhakeme usulü uygulanır.” 1966 da kadastro ile ilgili büyükbabanın başka ilde olması ve zilyetin kendisi olmaması? Bu anılan yeri büyükbaba, 4753 S.K. uyarınca kendisi kullanmayarak kiraya vermiş olması tapu kaydının aslen Hazinede olması gereğini doğurmakta? Yukarıdaki anlatımları bir yana bırakıp anlatımınız ışığında tapuda ve eklerinde (Hazineyle ilgili) bir sorun yok? diyelim ![]() 1969 da büyükbabanın söz konusu gayrimenkulü satma hakkı bulunmamaktadır. Kaldı ki 3. bir kişiye satışa dair vekaletname vermesi (bence) gayrimenkulü o kişiye sattığı (daha doğru bir ifadeyle tapuda devir ve temlik yapılmadığına göre satışını vaat ettiği) anlamına da gelmez. 1973 yılı itibariyle büyükbabanın tapulu gayrimenkulünü satış hakkı vardır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışı resmi şekilde yapılmadıkça geçersizdir. (Bu arada 1973-1985 arasında şayet bu 3.kişiye satış olsaydı büyükbaba sağ iken devir ve temlik de yapılırdı denebilir). Anladığım kadarıyla 3.kişinin elinde satışa dair adi senet de bulunmamaktadır. 1973 ten 1985 e de 3.kişi, büyükbabanın söz konusu gayrimenkulü kendilerine sattığını başkaca yasal delillerle ispatlayamamaktadır (diye kabul edip devam edersek ![]() 1985-2008 yılları arasında; vefat etmiş büyükbaba adına kayıtlı tapulu gayrimenkul. Yani 4721 S.K. m.713/2 deki tapu kaydının maliki 20 yıl önce ölmüş kimse adına olan gayrimenkul ve bu 20 yıl (hatta somut olayda 24 yıl) boyunca da zilyedi olan 3.kişi söz konusu. Sizin konunuzda 4721 S.K. 713. maddesinde önem arz eden durum: ”davasız ve aralıksız olarak “ ve “malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi” şartlarıdır. İspat etmeniz gereken husus 3.kişinin büyükbabanın gayrimenkulünü “malik sıfatıyla” kullanmayıp “kiracı” sıfatıyla kullandığıdır. Büyükbabanın 1985 yılında vefat etmesi ve bu kişinin bu yeri kullanmaya devam etmesi (şayet kiracı sıfatını ispatlayabilirseniz) onun kiracı olarak kullanmaya devam ettiği, daha açık bir ifadeyle kiracı olarak zilyet olduğu hususunu ortadan kaldırmaz. Yani zilyetliği kiracı olarak devam etmekle 4721 S.K. m.713 teki şartları karşılayamamış olur. 3.kişinin bu yeri kardeşlerine devretmesi, onların burada ev yapması ve bu yeri kullanmaları, kardeşe kiraya verilmesi; bunlar 3.kişinin “malik sıfatıyla zilyet” olduğunu anlatmaya çalıştığı hususlar (diye düşünüyorum ![]() (Not: Yalnız bu yerin aslında büyükbaba tarafından kira yasağı olan dönemde bu kişiye kiralanmış olması hali 4753 S.K. uyarınca tapunun Hazine adına kaydını gerektiren bir durum; buna da dikkat etmenizde fayda olduğu kanaatindeyim ![]() Saygılarımla… |
![]() |
#3 |
|
![]() Sayın Hades,cevabınız için çok teşekkür ediyorum,Hazinenin bu aşamada dava açıp tapunun iptalini isteme dava etme hakkının bulunmadığına dair bir karar okumuştum.O yüzden büyükbabamın ortakçılık,yarıcılık,kiracılık ilişkisi ile bu yerleri o kişiye kullandırmış olmasının bu aşamada aleyhimize bir durum yaratacağından endişelenmiyorum.Zilyed bu yerleri malik sıfatıyla aralıksız olarak 50 yıldan beri kullandığını(iddia konusu satım tarihi 1969),malik sıfatıyla kullandığını iddia ediyor,aslında benim cevap dilekçemde biraz da davayı husumetten red ettirebilmek için ileri sürdüğüm ve esasen de gerçek ve fiili durumu yansıtan;kendisinin taşınmazlara zilyed olmadığı,bunları kardeşlerine paylaştırdığı şeklindeki şimdi yanlış olduğunu düşündüğüm savunmamı çürütmek için ısrarla buraları kendisinin zilyed olduğunu zaman zaman kardeşlerinin kendisine ziraatte yardımcı olduklarını sadece 1 parseli kardeşlerden birine 1998 de 20 yıllığına adi yazılı kira sözleşmesi ile kiraladığını ileri sürdü,ayrıca şerhin kaldırılmama sebebi olarak da bir Yar.İBK na dayandı,ben de 3080 Sayılı Tarım Reformu Kanununun uygulanması ile ilgili bir genelde bulmuştum;neticede 25 yılın dolmuş olması ve borcun da olmadığının tesbiti halinde şerhin resen kaldırılması gerektiği ile ilgili,bu yüzden takyidin başladığı tarihi sormuştum;1956 da ipotek konulduğuna göre takyid de bu tarihten başlar diye düşünüyorum,bu sebeple en nihayetinde 1981 de takyit kaldırılabilrdi ve büyükbaba henüz sağdı.Ben karşı tarafın avukatı olsam dava sebebini sadece 713/2 ye dayandırırdım diye düşünüyorum,çünkü biz mirasçıların elinde kirayı ispat edecek yazılı bir delil yok,24 yıl boyunca bu kişiden kira istediğimizi ispat edecek ihtar veya dava yok,belki büyükbabaya sağlığında evine gidip gelerek birşeyler ödediğini tanık ile ispatlayabiliriz.Bu arada Ziraat odasına ve ilçe tarım müdürlüğüne de gittim;kişinin bu taşınmazlar sebebiyle buralarda herhangi birişlem yapıp yapmadığını,destekleme primi alıp almadığını öğrenmek istedim,ilçe tarımda parsele dayalı ve büyükbabamın ismine dayalı sorgulama yaptılar birşey çıkmadı,adamın zaten kendisine ait başka tarlaları da var,onlardan da gelir elde ediyor.Öte yandan bu adam 2001'de Bağkur'dan emekli olmuş(çiftçi),bu kayıtlar çiftçilik yapmadığına karine olur mu?Ayrıca belediye köy arazi ve bina beyan defterini inceledim(burası bir belde belediyesine bağlı köy),bu ev de kesinlikle ne kendisi ne de kardeşince beyan edilmemiş,sizce neleri araştırmalıyım?
|
![]() |
#4 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]() Sayın avukatneşe,
Karşı tarafın sunduğu İBK 24.05.1982 T., 1982/1 E., 1982/1 K. ise; dikkatle incelerseniz bu kararın karşı tarafın aleyhine olduğunu farkedeceksinizdir (gerçi ben bu karardaki karşı oyların daha doğru olduğu kanaatindeyim ![]()
iddia etmesi birbiriyle çelişmektedir. Ek olarak, büyükbabanızın sağlığında gelirleri nelerdi; neyle geçiniyordu ![]() Saygılarımla... |
![]() |
#5 |
|
![]() Sayın Hades,karşı taraf 9.10.1990 Tarihli ve 1990/3 E.-5 K.nolu YİBK na dayanmış,bu kararın bir yerinde 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu'nun Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra getirilen 3083 ve 3202 sayılı kanunlarda 4753 sayılı kanuna göre dağıtılan topraklar üzerinde mevcut olan hazinenin geri alma hakkının düşeceğine dair hükümlere yer verildiği halde Tapulama Kanununun 37.madddesinin 1 ve 2.fıkralarının ne şekilde uygulanacağına dair bir açıklama yapılmadıdenmesinden yararlanarak taşınmazların beyan hanesindeki 4753 sayılı kanun 57-58.maddelerindekihazine lehine konan takyidin son bulmadığını,25 yıllık tahdidin sona erdiği dönemde de büyükbabamın vekalet verdiği kişinin yani adamın annesinin ağır felç geçirmiş olması sebebiyle tapuda bu vekalete dayanarak oğlu olan adama devir işlemi yapamadığını iddia ediyor yani bana göre hakimin kafasını karıştırmaya çalışıyor
![]() ![]() |
![]() |
#6 |
|
![]() Sayın meslekdaşlarım,M.K.713/2 sebebiyle oldukça karamsar başladığım ve davalı vekili olduğum davada Pazartesi günü davanın reddine karar verildi.Dava esnasında Anayasa Mahkemesi'nin 713/2'deki "ölmüş"sözcüğünü iptal etmesi ve bu hukuka aykırı maddenin iptali de savunmamda dayandığım önemli noktalardan biri olmuştur.Anayasa Mahkemesi kararındaki "mirasçının M.K.m.705 ile ölümle kazandığı mülkiyet hakkının kazanılmış hak sayılarak korunması gerektiği"yönündeki esasa ilişkin yorumun çok önemli olduğunu düşünüyorum.Anayasa mahkemesi kararlarının herkesi bağlayacağı Anayasal ilkesi ve artık mevcut olmayan bir hükmün ve buna ilişkin yorum kararlarının da geçerliliğinin bulunmadığı gözönünde bulundurulduğunda,ileriki safhalarda hukukun dinamikliği ve gelişime uygun şekilde ihdas edilen yeni karar ve içtihatları da paylaşmayı diliyorum.
Hepinize iyi çalışmalar dilerim. |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yönetim planı ile getirilen yasaklarla mülkiyet hakkının ihlali sözkonusu olabilir mi | R.Acar | Meslektaşların Soruları | 10 | 09-11-2023 11:47 |
İmar Planı-Okul Alanı-Mülkiyet Hakkının Kullanılmasını engelleme | avfehmi | Meslektaşların Soruları | 9 | 15-03-2011 14:56 |
3239 sayılı kanun (Bir çok kanunu değiştiren bir kanun) | ibreti | Meslektaşların Soruları | 7 | 24-09-2010 13:01 |
Internet sitesi üzerinden marka hakkının ihlali | tolga | Meslektaşların Soruları | 1 | 15-05-2008 11:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |