Nilgün'ün dizelerinden seçmeler...........

Gelincik tarlalarıydı dizelerim...i
kadife duygularda ..,kırmızı harflerle seni beklerim....
doğanın ten kokusu ulaşır sokaklarıma ve sanki her yağmur yağışında..
böylesine hançerlenir yüreğim yokluğunla..

kıştan kalan bir haziran akşamında..
elimde kalemim ..penceremin başında..
masamda orta şekerli köpüklü kahvem..
hiç gelmeyecek de olsan yine de
bana merhaba deyişini özlerim..

Gelincik tarlalarıydı dizelerim..
dokunsan koptu kopacak harflerim ..,aynı, aynı gelincikler gibi..
tüy gibi hafif özlemlerim..
yaşamla tek bağımsa..
aynı gelincikler gibi..
ha koptu ha kopacak..
o incecik ve çelimsiz çiçeklerim..

Gelincik tarlalarıydı dizelerim..

ve yine bu akşam baktığım her şeyde .. dinlediğim tüm ezgilerde..
seni sorar..
seni arar gözlerim..
NİLGÜN
---------

12.haziran 2006/18.43
pazartesi
BURSA

Koca Yunus ne güzel demiş:

"Sevdiğimi demez isem, sevgi derdi boğar beni"

Güzel duygular ve de güzel dizeler için tebrikler,esinti yarattığınız için de teşekkürler.

Teşekkürler HSKARACA

Dizelerimin ;sizin gibi şiir ve edebiyata saygılı ,nezih kişilerin merceğinde beğeni alması bana ayrı bir onur verdi..

sevgiyle kalınız
14.06.2006/09.31

Ölüm sessizliğinde .
ışıklar yanıp söner..ve gerilir ipler..
Sınırlar çevrilir..VE ETRAFIMDA derin mi derin köşeler...
ezilirim..kulağıma yankılanan, delme çatma ve de yalandan ,düzmece sözler..
KAYBETTİM
kaybettim sevdiğim seni ..
kaybettim sensizliğimde.!
yüreğimde güz ,HAZİRANIN tam da ortasında..
sokağımda dev dalgalar var bak şimdi..camıma vuran..,
güvensizliğinin okyanusunda.
ıslanır kalemim..

ve yuvarlanırım mısralarımda..
kimbilir ne zaman kendime gelirim..,
Ama
sen üzülme sakın..
ben düşe kalka böyle de yaşarım..
yaşamak zorundayım..

olsa da umutlarım alabora..

Neredeyim bilinmez..bu çıkmaz sokaklarda..
kaybettim seni..,
kaybettim o güzellikleri..
tanıyamamış mıyım yoksa yürürken kim varmış..,
ve elini tuttuğum yanıbaşımda..
başımı yasladığım kimin omzuydu her hıçkırığımda..
bilmiyorum bile şimdi.

ölüm sessizliğinde,
kuruldu darağacı acımasızca..
bak mahkum ediyor sorgusuz sualsizce
son duan nedir bile demeden...
asıyor urgan ipe..
geçen onca sevgiyi .
ve bizi..

ölüm sessizliğinde..
yokolur içimde aldığım nefes..
kaybettim seni ve kayboldum senin güvensizliğinde..
nerede şimdi boy veren bizimle birlikte büyüyen bahçemdeki o fidan..
nerde efsunlu sevgimiz nerede..

Hoyrat bir eldi ..,
değdi..takvim yapraklarına..
seçti en can alıcı ve en güzel günleri..
hey dur zalim..
ne yapıyorsun demeye bile zamanım olmadı..
sıçradı koyarak cüzdanına geçmişi..
atladı terastan..
gitti geldiği gibi..
sessizce..
değdi hoyrat eli ..
ihanet miydi..
kader mi..
saçtı sonsuzluğa
tüm sevgileri..
hoyrat bir eldi..
hoyrat bir eldi..
kopardı tüm meyveleri..

İhanet denizlerinde bir şilep karaya vurdu bu sabah..
hiç anlayamadan nasıl iplerin koptuğunu ..,öyle kendiliğinden..
ve sessizce.. vurdu sahile..!
dümeni kırmaya vakit bulamamıştı besbelli..
yolaldığı rotada ..
hesaplayamadan poyrazları..
sürüklendi gerçeğin kıyılarına..
ve dibe vurdu yalanları..

İhanet denizlerinde bir şilep kıyıya vurdu bu sabah..
kaptanı yol haritasını mı bulamadı
yoksa..sahilleri mi şaşırdı..
bilinmez..ama göründü bacası bu taraflardan..
son hızla
son hızla
son hızla..
dumanı çıka çıka...
sirenleri çala çala..
düştü yolu bu limana..
geçmişten izler bırakırcasına..
köpük köpüğe yükseldi dev dalgalar..
devrildi ahşap sandallar..
sessizce marinada..
ağladı martılar..
biten sevdalara..
yiten umutlara..
giden anılara
kanat çırptılar..

16.06.2006/17.35
BURSA..
*****************************

az önce..bulutlar katran karasıydı..
sarıldı bedenime..
kemer oldu sedefler..
..........................
sen silinmiştin sanki..
ortalık geceydi..
sanki hep gece olacak zannettim gelecek gündüzleri..

az önce seven bir yürek yazdı..
mısralara kendini astı..
kırdı kalemini sevdanın..
yıktı inancı..
yitirdiğini sandığı aşkına
ağladı ağladı
ağladı..
yeşil gözlerden
inciler aktı..
yastaydı..ağıtlar yaktı..
az önce dünya yörüngesinden oynadı..
öylesine bir deprem..
yerle bir tüm mekanlar...
ne mavi kaldı semada..
ne de yeşil bursada..

az önce az önce..
deprem vardı burada..
yerlebir tüm dünya..
enkazdı tutkular..

sanki hep öyle kalacak sandım..
ve her kapımı araladığımda ..
sallanacak sanki yaşadığım tüm doğa..
az önce..
renkler silinmiş..harfler kaçıp gitmişti..
sensizliğin arkasında....

Seviyorum seni..
ağlarken gülecek kadar....
yağmur yağarken sırılsıklam ıslanır bedenim..koşarım ışığına..
yanımda olmadığın halde ..sana dönecek kadar pervane ..yüksek vadilerde..
toplarım en nadide çiçekleri..
Seviyorum seni
yokluğunun ihtimalinde bile .,ölecek kadar..
esirim tutkularına..
atlıları gelir sevdanın dört nala..
şövalyesi başında ,yakut miğfer..
pembeyi taşır avuçlarında..
ve bir avuç umutla..
katar tozu dumana..
sabahın kör karanlığında..
bir çift söz için ..


seviyorum seni..

Bodrum ve sen güzelim..bindiğimiz tekne yelken açarken masmavi sulara..!.
Bembeyaz badanalı duvarlara,
gözlerin gibi KESKİN..,aşkı işlerdim oya oya..Nakış nakış..kalırdı izleri..
bodrum kalesinde dalgalanır acı ile karışık sevdanın sözleri.
ıglasıastan bir melodi yükselirken semaya..,
seninle bindiğimiz o 2 kişilik teknede.., son desibel..
sevgin atardı yüreğimde..
Bodrum'da güzelim..
palmiyeler titrerdi akşam rüzgarında..
asfalt parlardı yanan ışığınla..
attığın her adım .. benim yanmda..,
yıkardı yolları..
kafeteryalar ara sokaklarda..
çılgınca dans eden ..
birbirine sarılmış efsunlu kızlar ve oğlanlar..
ellerinde bira ve şampanyalar....
bağıra bağıra eşlik ederlerdi çalan buzukaya..

Bodrum'da güzelim ,açan menekşeler gibi saf ve masumdun bana..ve tutkulu..

dalgalar sessizce kıyılara vururken
adını yazardım sahildeki kumsala..
ve kaybolurdu....
geldiği gibi usulca..

bodrumda yavrum..saçlarım dalga dalga..
düzeltmeye çalışsam da boşuna..
uçuşurdu sağa sola..
bak kumsalda dev bir ateş var..
etrafında harman gibi..uçuşur gölgen havaya..

ne zaman Bodrumla ilgili bir şey düşse aklıma..,.
bir şarkı, bir resim ya da tek bir isim..
bir film şeridi gibi..

SEN gelirdin odama....
çok eski tarihlerden -ALBÜMDEN-ve çok..eski sayfalardan....
tarihten süzülerek gelirdin yanıma..

açarken ağladığım bir tarihtin bana.. her baktığımda..

Seni yaşardım sensiz..BODRUM sokaklarında...
Seni anardımm..-fotograflarda..ve ..BODRUM..akşamlarında..

Filler karıncaları ezdi bu gece canım zalimce..
haksız bir serüvenle gelerek..
fırtınalarda sürüklendiler..
haince bir dumanla
maviyi siyaha çevirdiler..
sulara kül rengi yansıdı..
ihanetti yaşattıkları..
ölümdü amaçları..
ellerinde baltalar..
olmayan bir çığlığın yankılarında..
karanlığı aradılar..
köşe bucak
taradılar yeşili maviyi..
ve sümbüldeki saf pembeyi..
ve renkleri talan etmeye gelmişlerdi..
ufukta gri bir toz bulutu..

filler karıncaları ezdiler bu gece..
asırlarca süren dostluğa acı ekmeğe..
yakıp yıkmaya..
ve katletmeye and içmişlerdi..
yüreğimdeki sevgiyi de biçip gittiler acımasızca..
filler..
geldiler ve talan ederek çekip gittiler,
has gülümseyişleri gülüm gizlice...
ne bir güven kaldı yüreğimde..
ne de yaşama sevinci..
hepsini ayaklarının altında ezip geçtiler..
ezip geçtiler..
ezip geçtiler gülüm..

En ışıltılı döşeklerde doğmuştu o..,
en kaliteli meyve ve sebzelerden yedi..en zarif okullarda okudu..

en şık resteurantlarda yudumladı şarabını..yanında en kaliteli kadın..

en ferah muhitteydi evi..
BOĞAZ'a karşı..
evine gelen dostları da.., en...en samimi olduğunu sandıklarıydı..
en güzel çiçekleri yolladı hep aşkına..,
en şık markaları giydi sırtına..
hani 3 askeri ücret etiketle alınan.
en pahalı arabaları kullandı..
jantları bile ithal.
haftada bir değişirdi mobilyalaları..
en gözde salonda kıyılmıştı nikahı..,
atılan şen kahkahalar..
duyulmuştu fakir sofralardan..,

en güzel yatlarla dolaştı deryayı..,
zannedersin imkan bulsa..
fethedecek uzayı..
öylesine bir görkem..
ve zamana inat..,izleri yüzünde parlıyordu paranın..

gün geldi hastalandı..
en kalite bir hastahanenin...,
1.sınıf odasında.,etrafında tek bir dost aradı..,
bulamadıiçine aktı zehir gibi gözyaşları
anladı ki para satın alamamıştı
o samimi başlangıçları..
bir film şeridi gibi geçti tüm yaşamı..
en hızlısından...çaresizliğine
kahroldu
kahroldu
kahroldu

yanında 3 kızı ve 3 damadı,
ve 4 yıl öncesi boşadığı karısı..
timsah gözyaşları ile uğurladı onu son yolculuğuna..
en kaliteli ağaçtan yapılmış tabutta..,
en değerli mermer kabristanına..,
duydu ölümü yüreğinde..,
en derinden
ve en acısından..

Bir hayli anarşist bir şiir oldu...içimden geldi..az önce çekirge cd.den geldim..oradaki görkem başımı döndürdü ve yazdım bu dizeleri..
affınıza sığınarak..
nil.

Elimde kalemim..önümde beyaz bir sayfa..
harfleri beklemedeyim..
bütün br gün..
akşam oldu ..
hala yok ortalarda dizelerim..
elimde kalemim..
beklerim..
neredesiniz şiirlerim..nerelerdesiniz..?

--------22.06.2006/20.25
perşembe

Hadi bul bulabilirsen beni bıraktığın yerde şimdi..,
evimizin duvarını saran borazanla,asmalar sarmaş dolaştı ya terasta.,
hani bunu ikimiz de aynı anda farkederek ,birbirimize kilitlenerek gözlerimiz..
kahkahalarla nasıl da gülmüştük..

Bak senin gittiğin günden beri,
yağmurlar da uğramıyor artık Bursa'ya,
Ne sarmaşık kaldı ortada ne de onun beline dolanan asma..,
sokağımda bile bir matem var sanki..,
evlerdeki badanalar soluk..,
renkler sanki alabora, bu sabah bana..,
Komşumuzun avlusundaki tulumbada da su çıkmıyor artık bak..,
Karadeniz türküleri de çalmıyor artık yan sokakta..
tası tarağı toplayıp gitti Trabzon'a..,
ne ses kaldı buralarda ne ahenk,
asfalta düşerdi ya gölgesi haziran gecesinin,
biz yürürken cadde boyunca..,
seyrettiğimiz vitrinler bile karardı sanki olabildiğince..,
Dallarda hışırtısını dinlerdik,seninle esen yelin,
bak be güzel eşim,
sen kaybolduğun günden beri,
yapraklar da yas tutuyorbak besbelli..,
ne bir kuş cıvıltısı var,
ne de yuva yapmış hiçbiri..,
yaşamıyorlar sanki...
doğa bile vazgeçti o esrarengiz heybetinden..,
mevsimlerse yerdeğiştirdi sanki..,
kış ortasında erir
haziranda titrerim..,
Kimbilir..,
hatırlarsın belki gününbirinde sana 13 yılını veren eşini..,
buralarda var ..,bu evde ...bekleyen seni..!
Ama dönersen ,yüreğini sunarak geri..!
Hadi bul bulabilirsen beni..
giderken bıraktığın gibi..!

Aynı evi..aynı hayatı 13 yıldır paylaştığım..,
22 HAZİRAN'ı unutan -eşime- ithafdır..
-------------------------------------

23.06.2006/14.40
cuma

Kurulur idam sehpası,
mahkeme toplanmadan,
kendini savunmadan,
can soluğun acısında..can sonun kaygısında..,

Son isteğin nedir..?denir..
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Daha az acıtın alırken canımı..!
Daha az anın bu sehpadayken adımı..,
Ve daha güzel olsun gün..
herzamankinden çok daha güzel..,
ve de güneşli..,
Daha fazla ne isteyebilirim ki..,
Savunabilsem kendimi..,
Haklıyım diyeceğim,
asmayın salıverin beni..,
diyeceğim belki..,
ama nafile..,
ne dinleyen var beni..
ne de işiten nacizane sesimi..,
kurulur idam sehpası..,
ellerim bağlı arkamdan..,
gözlerimde bandaj..,
yüreğindeki yargının dehlizinde..,
atılmayı bekleyen bir mahkum gibiyim yüreğinden..,
sessizce..sessizce..sessizce..!
26.06.2006/09.29
BURSA

Gitme kal desem,elinde tek kişilik dönüş biletin,
biliyorum imkansızdır..ama kaçsın otobüsün sensiz gitsin gideceği yere ..
gel-takıl peşime desem,çıkalım birlikte bu terminalden,
sadece sen ve ben ..anlıyor musun..?
Karışalım kalabalıklara..,
kaybolalım bugünlük..!
Kapatalım telefonları..,bırak arayanlara desin santralden keskin ve
kışkırtıcı bir ses..,
ARADIĞINIZ NUMARAYA ULAŞILAMAMAKTADIR..!desin ne çıkar..bugünlük..

Gel çıkalım SARIALAN'a
kekik toplayalım Uludağ'da,
binerek telexlere bulutlara dokunarak..
yıldızları toplayalım..,
ayağımıza batsın çalılar,
koşalım dar patikalarda..,
ızgara yapalım mangalda..,
ve uzanarak şezlonga,
uykuya dalalım.yanyana..
bugünlük ha ne dersin..dinle beni..,
Kal gitme..!dönersin.
Sana söz..,
sabah 9 arabasına..!

26.06.2006/09.57
BURSA

Düşlerle gerçekler..karışır birbirine..,
çoğu zaman..
Ne zaman uykusuz bir geceden uyansam..,
sabahları beynimde bölük pörçük kalan rüyaları anlatırım akan suya..,
Böylesine iç içe yaşanır gerçekler ve rüyalar..,
olmayan bir zamanın..,
hiç yaşanmayacak olan bir takvim sayfasından..,
ışınlanarak..,
zamanı durdurmaktır bazen..,
sanki hiç yaşanmayacakcasına..,
sanki yeni doğmuşcasına..,
inanmaktır görülen rüyaya..,
26.06.2006//-10.02
BURSA

Şiir boyvermektir taze bir fidanın ufuklarında,
bir harfle bir çiçek daha açar..,
dalında meyveler dolar,
bir bakmışsın ulu bir ağaç olmuşsun,
mısraların gölge olur seni okuyanlara..,
Köklerine isimler kazınır,
aşıklar salıncak kurup sallanırlar..,
Vazgeçilmezi olursun..kök saldığın toprakların..,

Şiir boy vermektir taze bir fidanın ufuklarında..,
budakları kök salar umutsuzluklara,
b,ir de bakarsın bir ışık oluverir..,
HAYAT BİTTİ..!dendiği anda,
kimbilir hangi yürekte..,
ve hangi ıslak yastıklarda..,
gilümseyiş oluverir ağlayan dudaklarda..,
Şiir boyvermektir..taze bir fidanın ufuklarında..,
kah yaşlı bir adama dokunur..,
kah ana rahminde henüz doğmamış çocuğa..,
sınırsız bir boyuttadır duygular..,
köşesi kıyısı olmayan..,
Şiir başkaldırısıdırkalemin hayata..,
bazen de sınırsız bir itaat..!
Bazen tutkulu bir sevda..
bazen de kaçıştır..kapalı kapıların ardına..,
Şiir sazıdır şairin..,
Kaelemin ucu bazen sivridir..
bazen silik..yazan..ve gözle görülmeyecek kadar
derin..,
şiir tutsaklığıdır ozanın aşka..,
özgürlüğüdür..mısraları..duygulara..

Şiir sözlerin tükendiği anda..,
tek çaredir anlatılara..

Papatyalardan taç yaptığım saçlarıma..,
mermiler değmekte artık şimşek hızıyla..,
gökyüzükurşuni, bulutlarda barut..,kin ve öfke..kokusu var,ve bu hiç bitmeyecek sandığım işkencenin dakikalarında,
yarından emin olmadığın bir sabaha uyanmak nedir ,bilir misiniz?
Nereden bileceksiniz ki..?

Siz hiç okul yolunda kurşunlanmadınız ki..!
Parkta oynarken duvara mıhlanmadınız..,
sorgusuz sualsiz kırılmadı hiç gecenin karanlık bir vaktinde sokak kapınız..,
Adı konulamayan bir demokrasinin..
sefil terazisi altında..
dengeleri altüst eden bir ölüm, kol gezer artık, ülkemin ara sokaklarında..,
tarihi belirsiz hürrüyetlerin,vahşice çığlıkları altında..,
cesetler toplanır naylon torbalara..,
camınıza kurşunlar isabet etmedi ki sizin hiç..böyle ulu orta..,
Bunun içindir ki papatyadan taçlarımız yoktur artık bizim..,
ve de yaşama sevincimiz..,
kalmamıştır artık bizim..,
Kah bir caminin avlusunda,kah annemizinn karnında..,
belki de yarısı yıkılmış bir hastahanenin arka sokağında..,
Hayatla tek bağı da, bir yudum su ve bir tas sıcak çorba olduğu,
soframızda -yarını-ümid etmek nedir bilir misiniz..
Nereden bileceksiniz ki..
Siz hiç ölüme bu kadar yakın olmadınız ki..

NİLGÜN ÇAKICI
------------------
Basralı ömer'e ve................................................ ................
Irak'da Filistin'de ve savaşın kol gezdiği tüm topraklardaki çocuklara
hediyemdir bu şiir..

BARIŞ DOLU BİR DÜNYA DİLERİM..

26.06.2006/13.24
bursa

Delme çatma bir kayıkla ,
geçeceğim sahili,
binbir umutla..,
zaten olanca yorgunum..
bir de küreklerimden biri düştü suya..,
sahil çok uzakta..
bir yakalayabilsem ulaşacağım kıyıya..,
delme çatma bir kayıkla.
geçeceğim sahili...
işte o da delinmiş, su alıyor besbelli..
olanca hızıyla batıyorum güneşin ufuklarında..
bu bilmediğim yabancı okyanuslarda batıyor..
batıyorum..
Feryadım boşuna..,
çırpınmam boşuna,
gizli bir el,hatta birkaç el..
vakumlamakta hızla,
kumların arasına..,
delme çatma bir kayıkla..,
batıyorum..yavaşça..yavaşça..yavaşça..!

Açılmamış bir mektup gibi,sin bana,
ya da okunmamış bir kitap,rafından yeni çekip aldığım...
yaşanmamış bir bahar,ya da henüz doğmamış bir sabah..
Hiç açılmamış bir kapı,ve inşaatı yeni bitmiş bir yapı,
beyaz badanalı ve ve duvarları salkım söğütlerle kaplı,
çam dalları gibisin bana Uludağ'da
ya da yamaçlarında buram buram kekik kokusu dolar ya,
hani avuçlarıma aldığımda mis gibi duyarım o güzelliği,
Hani zirvenin en doruğunda,tüm BURSA dev bir tablo gibi serilir ya ayaklarının altında,ya da ızgara yaparsın Sarıalan'da,
soluduğum hava gibisin işte tam o anda bana,
Ve öylesine muhteşemsin bana,
senin yanımda olduğun her anda..
işte hayat böylesine mükemmel görünür bana...
************************************************** ********

Bütün bir şehre sığacak kadar
Büyük bir yürekle gelmiştim ben sana,
ellerimde saı güller,
ve yüzümde tebessümler,
asfalta düşerdi yorgunluğu batan güneşin,
gözkapaklarımda ayışığı parlardı..
ve sonsuz bir umuta,
boynuma dolanmış yokluğun,
unutmaya çalışırdım boy veren umutsuzlukları..,
Bütün bir şehre sığacak kadar büyük bir yürekle gelmiştim ben sana,
masamda kandiller..,
sokak lambasının ışığında yazardım mısralarımı..
ve anlatma çabasıydı sevgimi
sana anlıyor musun..?

NİLGÜN
---------

29.06.2006/09.54
perşembe

Dokunduğum her eşyada izin vardı sanki..,
dinlediğim her seste...sesin yankılanır..,
soluduğum her nefes seni taşır odama..,
sen gelirdiğin baktığım her yanda..
umutsuzca da olsa..
yaşamak güzeldi
sanki yanımdaymışsın gibi..
29.06.2006/09.59.

Şiirime can veren
akarsu kadar berrak,
güneş kadar parlak
ve ölecek kadar tutkulu
özlemimdir sana olan..
Şiirime can veren,
bahar kadar canlı,
yağmur gibi serinsin bana..
ve ben günün bu ilk saatlerinde..
seni yaşamanın sevincini duymaktayım..

Bugün ,hiçbir palette olmayan bir renkle..,
hiçbir kitapta yeralmayan bir ahenkle..,
yaşanması imkansız şahane bir an var ellerimde..,
geldim işte yanına..,

bugün,
günlerden perşembe..,
umutsuzluklarla sevdanın çözgülediği bir desende..,
nakış nakış işliyorum seni yüreğimde..,
hiçbir kalbe sığamayacak kadar büyük bir görkemle..,
geldim işte,

bugün,
çayımda burcu burcu hasretin dolar odama,
ulaşamasam da..
sesini duyamasam da..
sana dokunamasam da,
ne farkeder..,
geldim işte..
bugün
döndüm kollarına..,
bak seninleyim hala..

NİLGÜN-/6.07 2006-11.58.

Hadi gülümse biraz..
hayat herşeye rağmen yaşamaya değer,
bak basabiliyorsun ayaklarının üzerine,
alabiliyorsun nefes..,
ve duyabiliyorsun ses,
sadece kendine inan,ve beni dinlersen eğer..
gülümse biraz..,ve yaşadığın bu konforu
özleyenleri izle..,

Bak hastahanedeydim dün,
dializde uzun bir müracat vardı,
insanlar tahammülsüz ve üzgün,
kalp ve onkolojilerde umutsuzdu bakışlar..,
Bir düşün,
bunlardan daha fazla ne derdin olabilirdi ki..,
Sağlığın yerinde,
yüreğin dingin,
üstelik paran cebinde,
yine de neşesiz ve keyifsizsin..,
dün hastahanenin polikliniğinde..,
ellerinde tahliller..,
dr. un tokat gibi vurduğu teşhislerle
dibe vurmuştu geleceğe dair düşler..!
yüzü sararmış,dertli insanlar gördüm ben..,
üstelik de yoksuldular herbiri..,
ellerinde yeşilkart,
ayaklarındaki iskarpin sanırsın bin asırlıktı..,
cebinden eski ekose mendilini çıkararak alnındaki teri silerek..,
elindeki uzun reçetenin endişesi yüzlerinde..,
buruk tebessümleri gördüm ben...,
dün hastahanedeydim..,
beyaz önlüklerle koşuşturan o muhteşem hastabakıcılarla
heybetle yürüyen doktorların acilde nasıl-zamanla yarıştıklarına-şahit oldum..,
iyi ki gelmişim..ve
iyi ki yolum düştü buralara..,
Hayatın gerçek silüeti ile yüzleştim bu karidorlarda.,
yoksullukla hastalıkların cenk ettiği
yüz hatlarına
baktım
baktım
baktım..
Anladım ki
en büyük yoksulluk..,
elindekiyle yetinmemekmiş..,
ne derdin olabilir ki daha fazla..,
oturmuşsun masanda..,
sağlığın yerinde..,
herşey tıkırında..,
oflayıf puflama..
bak dinle beni..
gülümse biraz..
ve inan en büyük konfor..
sağlıktır unutma..
sağlığın bozuldu mu..,
biryerlerinde ağrı..,bir taraflarında amansız bir sancı..,
yapıştı mı yakana..yandın..!
paran da nafiledir..
değerini bil..
ve
sarıl sımsıkı yaşadığın hayata..

gülümse karamsarlığı bırakarak..

<<Bursa devlet hastahanesi-6 temmuz 2006 17.00>>

Yaşamak zorundasındır..,
kimi zaman duvarlar üzerine üzerine gelir..,
kendini çaresiz yorgun ve de
tükenmiş hissedersin..,
ve hatta öylesine bezgindir ki hayat..,
etrafındaki sesler senden millerce uzak,
ayak sesleri farklı bir galaksideymişcesine yabancıdır sana,
ama yine de yaşamak zorundasındır ,
sevdiklerin için..,
ve de seni sevenler için,
kimi zaman mutluymuşsun gibi..,
kimi zaman gülümseyerek aynalara,
giyinir kuşanır,taranırsın,
allanıp pullanarak,takıp takıştırarak, tadını çıkarırsın sanki hayatın..,
ama hissetmezsin hiçbirşeyi..,
içinde kopan med cezirleri..,
duyamaz senden başka hiçkimse o sesleri ve 9.8 lik depremleri..
ve işin en komiği de nedir..!
senden uzak gelişir seninle ilgili herşey,
sanki
sanki
sanki,
yaşanan ömür senin değilmiş gibi..,
rayından fırlamış bir vagon gibi savrulur durursun gardan gara..,
durmak istersin duramazsın..,
bazen öyle bir durur ki tüm evren..,
ne yaparsan yap..,
yörüngenden bir mikron bile kımıldayamazsın..,
ama herşeye rağmen,yoluna çıkan tüm engellere rağmen..,
tökezlesen de,
engellensen de,
yaşamak zorundasındır ..,
çünkü tüm karamsarlıklara rağmen..,
ölüm çok uzak bir ihtimal..,
hele hele pes etmek ölmektende beterdir..
işte bu nedenle,
yeni dikilen bir fidanın toprakla ilk teması gibi..,
yeni doğan bir çocuğun annesine ilk kaynaşması gibi..,merakla,
sevinçle ve coşkuyla..,
yaşamak zorundasındasındır hayatta.

NİLGÜN/10.07.2006-13.59

Ağır zorlu bir yokuşta ,emin adımlarla,
çıkarak basamakları,
belirlediğin doruğa,
kanat çırpmaktır,
bazen tanımadığın bir okyanusta,
acemi kulaçlarla yaklaşırsın kumsala,
yönünü gösteren yıldızlara bakarak
hem aydınlanır,
hem yol alırsın dalgalarda..,

Ağır zorlu bir yokuşta ,
sessiz bakışlarla,
süzülerek sabaha,
akşamdan kalan bir mahzunluk, biner omuzlarına,
uyanmak için doğrulur ama kalkamazsın,
yaşamak bazen gökyüzüne çıkarır,bazen de milyonlarca rakım derinliklerde
hapseder insanı,
bazen eski moda bir istekle beklersin postacının kapıyı çalmasını,
bazen de kart yazarsın sevdiklerine öyle ulu orta..,
kimi zaman da long play çalarak pikapta,
geçmişi anımsarsın,Demis roussos'un şarkılarında,
yaşamak böyle birşeydir aslında,
dün bugün ve yarın arasında..,
ince keskin bir halatla bağlar seni zamana,

Yaşamak hedeflerindir,kaybettiklerinle beklediklerin arasında,
seni geçmişle gelecek arasında dizginleyen,
yaşadığın sadece şu andır..

Albümlerde ararsın geçmişi,
bazen yıllarca önce yitirdiğin babanın nefesini özlersin,
Bazen aylardır görmediğin bir dosttur hatırda kalan,
telefonda beklersin özlediğin o sesi..,
kimi zaman bir kaçış olur seni sevenden,
kimi zaman kovalarsın seni hiç düşünmeyeni ..,
öylesine çelişkili bir durumdur yaşamak..,

Kafesteki kuşla dertleşirsin bazen,
direksiyonda bağırırsın seni süratle geçeni,
bazen slow bir müzik olur ,bazen sessiz bir gülüş,

seni o anın büyüsüne taşır,
donar kalırsın saatlerce,
gözlerin kilitlenmiş belirsiz bir noktaya,
bazen,
uçan bir martının kanat çırpışına,
kaldırımdaki bir kedinin aç bağırışına,
ya da,
iskeledki bir dilencinin el açışına..!
ta ki sana sert bir ses çarpana kadar,
Dalar gider bakışların, derin bir boşluğa..

Yaşamak hissetmektir..varolduğun her anı..

12 temmuz 2006/10.30/Mudanya
--------------------------------

Bu sabah,
düş kokulu bir oğlan çocuğu,
ayağında ,yarısı ayrılmış iskarpinleri,
tişortu kirli mi kirli,siyah pantalonu üzerinde,
aylardır yıkanmamış gibiydi..,
ve avuçları terliydi..,Emirsultan'ın mermer basamaklarında,
fırlayıverdi yoluma,
örtü istermisiniz dedi yaşından beklenmedik zerafet ve bakışlarla..,
farklıydı tavırları diğerlerinden,
pırıl pırıldı gözleri,
ışıl ışıldı sözleri..,
kirlenmemişti..eskimemişti..ve yitirilmemişti içindeki güzellikleri..,
yüreğime yatırarak,öpesim geldi o şahane gözleri..,
saçlarını okşayarak, dizlerime yatırarak,
sevesim geldi..,
uzattığı örtüyü aldım elinden,verdiğim paranın üstünü istemeden,
uzattım kartımı,ara beni dedim..
okul masrafların benden..,

sevinçle attığı çığlığı yayılıyordu sanki taa Şible'den,
o yedi yaşındaki mavi gözlü,
yaşından asırlarca olgun ve bedeni yorgun,
devi;yüreğime nakşettim..!yaşı, yedi değilde sanki otuzyediydi..!
öylesine büyük bir yükü sırtlanmıştı ufacık omuzlarında..,

Bu sabah rastladığım bu devi ..,
yüreğime hapsettim ,
her adımımda..,onun mavi bakışlarıyla,
hançerlendi belleğim,..
birbaşkaydı ondaki hatlar,
birbaşka,doludizgin,zeki,
cesur ve onurlu! ..
13.07.2006/14.03
BURSA-EMİRSULTAN

Yanıyor ortadoğu, ateş topu parklar,çocuklar alev almış..,
silinmiş umutlar,
yarını unutulmuş insanlar,
Kaçışıyor,Filistin ve Beyrutta,
can pazarı ve bitmek bilmeyen, dinmeyen bir sancı..,
değişecek belki de haritada sınırlar,
dev gövdesiyle vahşet
acımasızca patlamada.,
meydanlarda,havaalanlarında,
belediye binalarında,Filistin'de ve Lübnan'da akıl almaz ölümler,
enkaza dönüşmüş evler,ceset torbalarında parçalanmış etler,
yorgun düşmüş
takvimde günler,
yanıyor ortadoğu..!
***************************************
Çiçekler mermi olmuş ,alev almış parklar,
mini ,mini canlar,henüz doğmadan yok olmada..
annesinin karnında,
açlık ve karanlığa mahkum,
zavallı korumasız insalar,
***************************************
neyin savaşıdır bu ve neyin kavgası,
***************************************
neyi paylaşamamanın faturasıdır..kopan infilaklar..
****************************************
?????????????????????????????????????????????????? ?
yanıyor ortadaoğu ,alev almış, insanca tüm duygular,
merhamet duygusu kilitlenmiş biryerlere,hiç açılmamak üzere..,
öldüresiye bir kin kan,nefret ve öfke,
diz boyu,
barut kokularına bulanmış kırmızı güller..,
sevgi şevkat ve acıma duyguları unutulmuş,
yitirilmiş tüm güzellikler..,
yanıyor ortadoğu,
alev almış, tüm bedenler..

CNN'de izlediğim infilak görüntüleri üzerinedir.
NİLGÜN ÇAKICI
15.07.2006/13.18

Bugün,17 temmuz pazartesi,çok sevdiğim bir arkadaşım
evlendi..
Bembeyaz saten fiyonklarla orkideler yapılmış,zarif bir masada,
herşey mükemmel düşünülmüş,
kalpli nikah şekerlerinin içinde zeynep ile aykut isimleri..,
platin harflerle yazılıydı..,

Bugün içim bir başka titredi..,
alkışlar içinde peri kızı gibiyd,i elinde kır çiçekleri buketi..,
uzun zaman bu an için beklemişti..,
onun içindi bu süzülen sevinç gözyaşlarım,
sabahın onbiri,
ve eşiyle kenetlenmişti elleri..,
arkadaşımın titreyen sesiyle -evet deyişlini izledim..
ve onu takiben eşinin onu sarılarak öpmesini,..
ne büyük bir evetti o..,
verilen sözlerin en yücesi..,
en görkemlisi..,
ve en güzeli.

En sevdiğim arkadaşımın düğünüydü bugün,
birbirini çok sevdiği belli iki insanın savinci ve aynı yürekte aldığı nefesi hissettim..
ve gururla yaşardı gözlerim..,
Verilmiş en sorumluluk dolu söz ve dünyanın en güçlü eveti..
SÖYLENMİŞTİ BUGÜN BESBELLİ..

Neydi beni bu kadar hayata bağlayan,
kimi zaman tüm heybetiyle üzerime yıkılır zaman,
kimi zaman da koşarım ardından yakalayamam dakikaları,
olanca hızıyla sürükler beni poyrazında..,

Çevremde olup bitenler silik cansız birer hayal,
bazen hepsi yanıbaşımda ve ben onlara yıllarca aşina,
neydi beni hayata bağlayan,
kah ağlarken gözyaşlarımda,
kah gülerken kahkahalarımda,
harf harf dizilirler yanıbaşıma..,

Galiba anlıyorum ,
sevdiğim ve değer verdiğim her ne varsa,
yoluma çıkarak,
yeni dikilen bir fidanın verdiği ilk sürgün gibi,
azim ve uğraşla,
bana sevgiyi aşılamakta..

ve bunlar beni hayata bağlamakta..
güneşin doğuşu ile batımı arasındaki zamanda..,
tüm karamsarlıklar dibe vurarak,
yaşama sevinci kazınır, zamanın temasına..
ve ben eşlik ederim teybimde çalan şarkılara,
temmuzun bu güzel sabahında..
umutla ...!