|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
24-02-2009, 11:47 | #1 |
|
şufa hakkını doğuran payda bulunan haciz şerhleri
merhabalar,
çok araştırdım ancak bu konuda bir kitapta yayınlanmış hukuki görüşten başka bir şey bulamadım. Birkaç ay önce, şufa hakkı nedeni ile tapu iptali ve tescil davası açtım ve paya mahkeme yolu ile tedbir koydurdum. TApu kaydı geldikten sonra, dava konusu pay üzerinde, payın davalı alıcıya satılmasından sonra konulmuş olan 9 adet haciz olduğunu öğrendim. Bunlardan 3' ü benim tedbirimden önce, 2' si ise dava tarihimden önce ancak hacizlerde muvazaa yok. Bunun üzerine ben davamı ıslah ederek talep kısmını değiştirdimava konusu pay üzerinde bulunan tüm yükümlülüklerden ari olarak tesciline karar verilmesini talep ettim. Ancak hakimin ne karara vereceği belli değil tabi. Benim sorum şu: Ben mahkeme veznesine gerekli parayı depo etmezsem davam reddedilecek, edersem de mahkeme bana hacizli verirse diye de korkmuyor değilim. Size göre mahkeme, benim talebim dışına çıkarak hacizli bir şekilde tescile karar verebilir mi yoksa hacizleri kaldırmazsa davayı reddeder ve parayı da bana geri verir mi? O kadar kitapta bir tek karar buldum, orada muvazaa iddiaası ileri sürülerek hacilerin ve ipoteğin kaldırılması sureti ile tescil talep edildiği halde mahkeme hacizli olarak tescile karar vermiş, ancak yargıtay muvazaa olduğuna kanaat getirerek kararaı bozmuş. NE dersiniz arkadaşlar? |
25-02-2009, 00:06 | #2 |
|
Satıştan sonra konulan haciz şerhleri ile ilgili olarak;
Borç miktarı şufa bedelinden azsa sorun yoktur. Davacı isterse şufa bedelinden borç bedelinin tenzilini talep eder. Bu takdirde tenzil edildikten sonra geri kalan miktarı şufa bedeli olarak depo eder. Taşınmaz haciz şerhleri ile birlikte davacı adına geçer. İsterse şufa bedelini tam olarak yatırır. Bu miktardan borç miktarı alacaklıya geri kalan da davalıya ödenir. Şerh kaldırılır. Borç miktarı şuf'a bedelinden çoksa , alacaklı aleyhine haciz şerhinin kaldırılması davası açılması gerekir. Bu dava şuf'a davasıyla birleştirilir. Alacaklının kötüniyetinin ispatı gerekir. Genelde satış bedelinin üstündeki borçlanmalar da kötüniyetin varlığı kabul edilir. Dava kabul edilirse şerh kaldırılır.Kabul edilmez veya dava açılmazsa davacı borç bedelinin tamamını şufa bedeli olarak yatırmak zorunda kalır. |
25-02-2009, 08:41 | #3 |
|
yanıtınız için teşekkür ederim.
Acaba siz böyle bir davaya tanık oldunuz mu yoksa yorum mu yaptınız? Benim durumum sizin anlattığınıza pek uymuyor, alacak bedeli şufa bedelinden kat kat yüksek ancak muvazaa yok. Çünkü icra dosyalarını incelediğimde borçlunun birçok taşınmazında bu hacizlerin olduğunu anladım. VE borç nedenleri ile tarihleri de birbirinden farklı. Bu durumda muvazaayı ispatlamam çok zor. Ama sizin dediğiniz olursa o zaman şufa hakkının hiçbir anlamı kalmaz diye düşünüyorum. BAna göre mahkeme payın davalı alıcıya geçmesinden sonra tesis edilen yükümlendirmelerden ari olarak tescile karar vermeli, yatırdığım bedeli de icra dosyaları arasında sıra cetveli düzenleyerek paylaştırmalı. Zira ben de alacaklıların yapacağı paraya çevirme işlemini yapıyorum bir nevi. Ama bu konuda yargıtay kararı yok. Bir hakimle görüştüm ve ben olsaydım mutlaka dediğiniz gibi yapardım dedi ama bakalım ne olacak. İlgili kararınız varsa gönderirseniz sevinirim. İyi günler. |
25-02-2009, 10:53 | #4 |
|
Sayın (günseligonca),
Cevabımdaki görüşler (Hasan Erdoğan, Yargıtay 6.HD Bşk., Şufa Davaları ) isimli kitabındaki bilgilere dayalıdır. 6.HD.si Şuf'a davalarına bakan dairedir. Yalnız haciz şerhlerinin kaldırılmasının şufa davası içinde mi yoksa ayrı bir dava ile mi isteneceği konusunda emin değilim. Satış vaadi sözleşmeleri davalarında da aynı kural uygulanmaktadır. O davalarda haciz şerhinin kaldırılmasının alacaklıyı hasım gösterilerek açılacak davada isteneceği kabul edilmektedir. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=35753 linkinde (sinerji group) tarafından yayınlanan yargıtay kararları da benim verdiğim bilgileri doğrulamaktadır. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. |
25-02-2009, 11:11 | #5 |
|
ilginize teşekkür ederim.
Kendimce şöyle bir yol buldum: Aynı davada hacizlerin kaldırılmasını da talep ettim. MAhkeme bana tapu bedelini depo et deyince ben depo edeceğim. Eğer davamı hacizlerin kaldırılması bakımından reddederse temyiz edeceğim. Onama gelirse de tashihi karar süresi içerisinde davadan feragat edeceğim. Bu durumda mahkeme ödediğim parayı bana iade edecektir değil mi? |
25-02-2009, 11:17 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Evet,edecektir. |
25-02-2009, 11:23 | #7 |
|
çok teşekkür ederim.
Ama konunun tartışıldığı bir içtihadı birleştirme kurulu kararında (esasen tam olarak davadan feagatten değil de davadan önce haktan feragat tartışılıyor ama) şöyle bir cümle geçiyor: Hüküm kurulduktam sonra, davalı ile davacı arasında kanundan soğan bir alım satım ilişkisi doğmuştur, bu nedenle de davacı tek taraflı olarak sözleşmeden dönememelidir. Bu durumda davalı davacıya karşı taşınmazın satın alınması ve karşılığının kendisine ödenmesi talepli bir dava ikame edebilir diyor. İlgi:16.05.1951 tarihli ve 1949/6-19 e. 1951/3 karar sayılı İçtihadı birleştirme kararı. |
25-02-2009, 12:25 | #8 |
|
T.C.
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2004/6154 K. 2004/6627 T. 28.9.2004 DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara davetiyeler gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadı. İncelemeye dosya üzerinde devam edildi, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. KARAR : Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar 27.8.2004 tarihli dilekçeleri ile davalarından feragat etmişlerdir. Karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkün olduğundan feragata ilişkin bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.9.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Trafik kaydında haciz bulunan aracın noter Satışı mümkün mü? | frecans | Meslektaşların Soruları | 12 | 11-01-2012 17:08 |
Şufa hakkından feragat, şufa davasında fiili taksim konusu(acil) | Av.Eda.P | Meslektaşların Soruları | 3 | 08-10-2007 13:53 |
Gayrımenkulde birinci sırada bulunan haciz alacaklısın haricen alacağını aldığı iddia | avalaattin61 | Meslektaşların Soruları | 5 | 12-09-2007 11:33 |
Taşeronunun hakkını kim vermelidir? | Brusk | Meslektaşların Soruları | 1 | 30-05-2007 20:06 |
Noter Satışı İle Devredilen Üzerinde Öncesinden Haciz Bulunan Araç | muzio | Meslektaşların Soruları | 2 | 30-01-2007 16:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |