Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

anılar....ama komik olsun gülelim:)

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-11-2007, 21:35   #91
suskun_juliette

 
Varsayılan

Bugün annemin doğum günüydü(unutmuşum).İnternette bari durumu kurtarayım dedim,görüntülü konuşma yapıyorduk,güç bela annem interneti yeni yeni öğrenmeye başladı..Bir e-kart gönderdim,kabul et seçeneğini gösterene kadar canım çıktı,diyarbakırdan bursaya yetişmeye çalıştım resmen.Neyse kabul etti,dosya gönderildi.Şimdi anneme dosyayı açmasını nasıl öğretecektim?Anne dedim masa üstünü aç,göremedi,masa üstü ne bilmiyor))Masa üstünü göster sembolünü anlatmaya çalıştım yine anlamadı garibim,en sonunda annem çıldırdıBen bilmem masa üstü falan,aç aç aç diye ordan bağırma yok burda masa örtüsü falan!!!)))masa üstü artık masa örtüsü oldu)
Old 19-03-2008, 19:53   #92
supernatural

 
Neşeli bir anıda benden

elimden pek yemek yapmak gelmesede kek ve börek konusunda iyiyimdir hani en azından yenilecek düzeydedir.birgün öyle bir aşka geldim ve evde 2 tepsi börek yaptım kardeşim kedi gibi etrafımda dönmesine rağmen sadece 1 dilim yiyebildi çünkü onların hepsi yarın işteki arkadaşlarıma yedireceğim diye.neyse güzel bir peynirli ıspanaklı börek yaptım hani yağsız ve güzel olmuştu.neyse sabah kalktım börek iki ayrı tepside gitmesin diye bir tepsiye hepsini doluşturdum aldım tepsiyi yanıma servise bineceğim durağa gittim ancak duraktakilerin hepsi elimdeki tepsiye pis pis bakmakta ve "ne var onda " diye sordular börek yaptım dedim ama benim bölümdeki arkadaşlarıma yetsin diye buyrun yiyin demedim (oy oy başıma bunun geleceğini bilsem ikram etmez miyim? )
servise bindim başkasının yanına oturacağım için mecburen tepsiyi elimde tutmayayım dedim otobüsün üst tarafına koydum hani belki aksilik olur düşer başıma diye de arkamda oturan adamın kafasının üstüne koydum.
yol uzun olduğu için uyuyakalmışım tam yolun sonundaki dönemecin orda birden kafamda tak diye bir ses sonra bir ağrı ve çığlık ardından gülme sesleri 2 tepsilik börek kafama düşmüştü (o kadar kafama düşmesin diye uğraşamama rağmen
).tabi çığlık sesleri otobüstekilerin herkes benim gibi uyuklamıştı bir anda öyle bir ses duyunca korktular sonradan onlarda anlayınca ne olduğunu gülmekten koptu bende güldüm ama ne yalan söyleyeyim kafam iyi ağrımıştı ondan beridir şirkete börek mörek yapmıyorum. ....şimdi soruyorum size acaba böreğimden yiyemeyenlerin ahımı tuttu yoksa benmi böreğin tepsisini yukarıya koyarken yanlış hesaplamıştım?
Old 19-03-2008, 20:33   #93
Gülümse

 
Varsayılan

Evet dostum bence böreği yiyemeyenlerin ahı tutmuş. Bence bundan sonra dört tepsi börek yapın ve THS deki dostlarınızı da unutmayın.
Old 19-03-2008, 21:26   #95
hukukcuismail

 
Varsayılan

Bir anı da benden olsun.Birgünle başlayan.Birgün anayasa dersine geç kalınca girmedim ne olur ne olmaz diye.Girmeyince de kapı önünde hocanın çıkmasını bekliyordum bir arkadaşla.Tam o sırada bir japon geldi kapıdan içeri baktı ne olduğunu tam olarak anlayamamış olacakki döndü ve bana 'Pardon anayasa dersi burda mıydı?'diye sordu.Benim japonların Japonca konuşacağı zihnime nasıl yerleşmişse artık cevabım aynen şu oldu iki elimi de korkar gibi havaya kaldırarak:Şey ben japonca bilmiyorum.Tabi ondan sonra yanımdaki arkadaş bastı kahkahayı japon da şaşkın bir şekilde sanırım 'acaba japonca mı sordum' diye düşünerek uzaklaştı yanımdan bende niye aniden öyle bir tepki verdiğimi hala düşünürüm
Old 16-04-2008, 21:54   #96
yağmurdamlası

 
Varsayılan :)

Geçen gün yolda yürüyorum işte karşıdan bir yaşlı adam geliyor ama o kadar tatlı bir dede ki insanın merhaba diyesi gelir...Ben tebessümle selam vermeyi bile düşündüm neyse yan yana gelmek üzereyiz dedeyle dede birden bir tiz sesle başladı sezenin şarkısını söylemeye hanig parça mı
Şinanay yavrum şina şina nay şinanay şinanay hopaşinanay
Old 20-06-2008, 16:24   #97
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

3.sınıftayım ve eşya hukuku dersinin vizesi için sınıf arkadaşımla çalışıyoruz.Zaten hocamız,genelde sorularını pratik kitabındaki testlerin aynısı olarak hazırlardı.Biz de,bilmem kaç sayfalık kitaptaki test sorularının hepsini tek teekk ezberlerdik.Bütün gece hiç uyumadan çalıştık(ezberledik).Ben sınavın saatini 13.00 olarak biliyordum,ve arkadaş ısrarla "bak Nilay,bilmiyosan söyle,anneme sorayım" dedi.(ailesinde mutlaka sınav takvimi olurdu,ama kendisinde

Biz,saat 13.00 e kadar ezbrlerimizi tekrar ettik ve sınav salonlarımıza geçtik.Fakat ikimizden başka da gelen yoktu. Ben bir aşağı bakayım diyerek,salondan çıktım,aşağı indiğimde sınav (test) sorularının cevapları bile asılmıştı.Arkadaşa haber vermek için gittiğimde,hala ders çalışıyordu Güleyim mi ağlayam mı bilemeden arkadaşa sınavın bitmiş olduğunu anlattım ve rapor almak üzere hastaneye koştuk.

Eşya hukukunu malesef,o kaçırdığım vize yüzünden alttan almak zorunda kaldım...
Old 13-07-2008, 11:43   #98
Emel YILMAZ

 
Varsayılan

Merhaba,
Bana göre ürpertici ama anlattığım birkaç kişinin anlatırken sürekli güldüğü bir olayı anlatayım:
Bir gün üniversitedeyken(lisans) üniversitemizin yemyeşil yürüyüş yolunda ağaçların arasında dolaşmak ve güneşin doğuşunu izlemek için sabahın erken saatlerinde kalkıp dışarı çıktım. Kampüse sivillerin girmesi yasak olduğundan ve de sürekli devriye arabaları dolaştığından korkulacak bişey yoktu Bir çok kişi sabah yürüyüşüne çıkar ama ben biraz erken çıkmışım. Neyse. Sabit adımlarla yürürken uzakta birini farkettim. Bi adam ama değişik Gözleri neredeyse dışında gibi büyük,saçları kısa ve bembeyaz ve neredeyse iskelet kadar zayıf... Güya yürüyüşe çıkmış bi insan ama ağzında da yandığından emin olmadığım piposuyla yürüyo (Biraz ürperdim ama bozuntuya vermiyorum tabi). Derken beni gördü ve sonra da durdu. Aynı kaldırımdayız ve ben yürüdüğüm için mesafe giderek daralıyo. sakin ol dedim kendi kendime, o sadece yürüyüşe çıkmış ilginç bi akademisyen ve bişey düşünüyo ve farkında olmadan durdu.( bazen ben de düşündüğüm şeye kendimi çok kaptırınca duraklarım) Öyledir dedim.Yok yok adam gözümün içine bakıyo. Acaba insan mıydı yoksa ben mi kurguluyordum? Eğer tahmin ettiğim gibi akademisyense diye, o çok önem verdiğim nezaket kurallarımdan da taviz veremiyorum; görünce kaçtı gibi ayıp olmasın diye yolun karşısına da geçemiyorum. Yavaş yavaş mesafe daraldı ve o yolu ortalayan ve duran adamın yanından sakince geçecektim . Yanına yaklaştım ve boynunu bana çeviren adamın yanından geçtim. Kalbim öyle çarpıyo ki, pat dese küt diye yere düşecem Yine de şaka yapıyor olmasını ummuştum. sonra uzaklaştım. Ne yapıyor diye arkama bakamadım.
Dönüşte de karşılaşmamak için yolumu değiştirip yurda gittim. Sonra da hazırlanıp derse gittim. O da ne! Adam bizim fakültede takım elbise giymiş ama aynı sıskalık ve o yanmayan piposu ağzında Bana baktı gözümü kaçırdım. Ve o yıl bitene kadar onunla hep karşılaştım. Her seferinde de gözleriyle sanki seni hatırlıyorum tanımıyomuş gibi yapma diyordu ve çok çok çok hafif bir yarım dudak tebessümü ama gözü yine gülmüyodu.Sorun şu:
1. O normal bir insansa(doğa ötesi birisi değilse ) ve zararsız ; çünkü birşey yapmadı, neden öylece durup beni korkuttu.
2. İnsan değilse takım elbiseyle bizim okulda ne işi vardı
PARDON BAKAR MISINIZ DEYİP SORACAKTIM AMA CESARET EDEMEDİM
Old 10-09-2008, 17:35   #99
Gülümse

 
Varsayılan

Son zamanlarda gerçekten yoğun bir şekilde çalışıyorum... Hani derler ya kafamı kaşıyacak zamanım yok, aynen öyle...

Yoğun zamanlarımda kendimi dinlendirmek için iş ritmime göre hobiler yad a yeni işler buluyorum... Bu sefer bulduğum hobilerden biri çalıştığım dizinin sitesine gelen mesajları kontrol edip, düzeltmek ve sitede yayınlanmasını sağlayan arkadaşlara yardım etmek...

Dün gece siteyi açtığımda mesajları onaylayıp sitede yayınlanması komutunu verdim... O sıra yazılan mesajin hemen yayınlanmasından uyanan genç arkadaş hemen tekrar bir mesaj yazdı... "Orada biri mi var?" tabi mesajı sildim...
Ardından yeni bir mesaj daha geldi... " Orada havalar nasıl?" onu da sildim... Tabi arada gelen mesajları onaylamayı da unutmadım...

"Bak benden sonra gelenin mesajini onayladin benimkini onaylamadın anladım orada kesin biri var" gülüp yine mesaji sildim...

Ardından dizi hakkında bir satır karaladı ben de doğal olarak onay verdim...

Bu sefer tekrar mesaj yazdı... "Orada biri olduğunu anlamıştım... Bak güzelim ben ...... eğer bayansan benim msn adresim ....... beni msnine ekle görüşelim..."

Bu mesajida doğal olarak sildim... Sonra unutum... Bugün bilgisayarımı açtığımda biriken mesajlar arasında ona sıra geldiğinde gülmekten yerlere yatmak üzereydim...

"Demek erkeksin ha... Zaten nerede bende o şans"...
Old 18-09-2008, 22:59   #100
Gülümse

 
Varsayılan İster inanın ister inanmayın ama gerçek bir hikaye... :)

Güzel ve lüks bir lokanta... Bir dostun davetlisiyiz... Lokantanın kapısında elinde liste olan genç bir bey bizi karışıladıktan sonra isimizi öğrenmek istedi...
-Doktor Hasan Koyu
Görevli listeye bakarken ismi tekrar etti...
-Hasan Koyun... Hasan Koyun...
Gülmemek için dudaklarımızı ısırdık. Arkadaşım düzeltti...
-Hayır n yok... N siz...
Genç görevli özür diledikten sonra listeye göz atmaya devam etti...
-Hasa Koyun... Hasa Koyun...
Old 25-09-2008, 12:54   #101
Gülümse

 
Varsayılan Müze ziyareti

Görümcemle ortak zevkimiz özel müzeleri veya sergileri gezmektir. Geçen ilkbahar İstanbul'a geldiğinde o dönemin en popüler sergisine kalabalık olamayacağına inandığımız hafta içi bir günde gittik. Gerçekten sergide bizden başka kimse yoktu. Bir tek biz ve bekçiler.

Tam sergi sonuna doğru kalabalık bir bayan grubu içeri girdi. Abartılı kahkahalar ile aralarında şakalaşıp sohbet etmeye başladılar. Kaşları çatılan görümcem sinirli bir şekilde sergi yetkilisine doğru gidip, bu saygısız insanları uyarması gerektiğini hatta sergiden atılması gerektiğini söyledi.

Görümcem söyledikçe sergi yetkilisi yutkunup durdu. Bende gülerek görümcemi oradan uzaklaştırıp, o gürültü yapan grubun aslında sergi sahibi olduğunu söyledim. Görümcem sergi yetkilisinin neden yutkunduğunu anlayıp gülmeye başladı.
Old 28-09-2008, 05:19   #102
Gülümse

 
Varsayılan

Eşim çok iyi araba kullanmasına ve araba park etmesine ramen, son kullandığı arabadaki park sensörleri yüzünden park etme alışkanlığı değişti. Araba daha bir metre ötedeki duvar için uyarı vermeye, yaklaştıkça avaz avaz bağırmaya başlıyor.

Bu rahatlığa alışan eşim, benim arabamda olmayan bu özellik yüzünden arabamı önceleri traşlamaya ardından vurmaya başladı. Hani bizimki bayan arabası ya, her gören vurukları benden biliyor. Sonunda arabayı kapartacıya gönderip tüm çizik ve vurukları yaptırıp boyattım. Tabi ardından benim de çenem açıldı.

Bu gece yine dışarı çıktık. Arabayı kullanan yine eşim. Gittiğimiz yere vardığımızda eşim arabayı park ederken bende uyarılarıma başladım. .

" Dikkat arkadaki araba... duvara sürteceksin... yavrum o kadar yanaşma bu araba senin araban gibi çarpmadan önce uyarmıyor...Sırf senin için bu arabayada sensör taktıracağım"
Gülyüzlü, gülkokulu kızım başladı gülmeye...

" Bu arabanın sensöre ihtiyacı yok çünki sen varsın".
Gül gül yerlere yattık. Karar verdim bir daha eşim benim arabamı alıp park etmeye kalkarsa, hiç bir şey söylemiyeceğim, sadece bipleyeceğim... Siz ne dersiniz ?
Old 15-10-2008, 22:08   #103
Gülümse

 
Varsayılan Azar işiten ressam,

Son zamanlarda birden fazla ressam ve heykel traşın bir araya gelip fuar tarzı sergi açmaları moda oldu.

Geçenlerde bu tür açılan sergilerden birine gittim. Her seksiyonda ayrı ressam yada heykeltraş vardı. Eşimin her zaman övgüyle bahsettiği ressamın seksiyonuna özellikle zaman ayırdım. Resimleri tek tek yakından uzaktan inceledim. Tam serginin sonuna geldiğimde neşeli bir iki kişinin resimlere sırtını dönerek muhabbet ettiklerini gördüm. Resimin önünden çekilmelerini sağlamak için bir iki defa "Pardon" dedim ama kimse oralı olmadı.

Kararlı ve sinirli bir sesle? "Pardon ama sohbetinizi burada yapacağınıza şurada yapsanız" diye orta yeri gösterdim. Elinde kadehi neşeli sohbet yapan beylerden bir tanesi birden bana ardından da arkasını döndüğü resme bakıp, "Aaa haklısınız hele bunu sanatçı alarak ben yapıyor olmam çok ayıp" dedi ve resmin önünü boşaltılar.

Resme bakarken bende jeton düştü. Biraz önce tatlı sert azarladığım kişi, incelediğim resimlerin ressamıydı.
Old 05-12-2008, 17:18   #104
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

istanbul sulh ceza mahkemesi.
sanığın kimlik tespiti yapılır,yaşı,geliri vs.. derken hakime hanım sorar:evli misin bekar mısın?
sanıktan cevap: beraber yaşadığım biri var efendim
hakime hanımdan cevap: banane kardeşim..
Old 28-04-2009, 17:26   #105
av_ispir

 
Varsayılan

Sulh Ceza Mahkemelerinden biri. Sanık müdafii yerini aldı. Müşteki de hazır. Tanıklar dinlenecek, ancak hakim bey dosyaya şöyle bir bakıyor. Konuşmaları aynen aktarıyorum:
-Avukat bey lütfen oturun. iki saniye sonra Avukat Bey sanık Mustafa..... nın müdafii değil mi
-Evet hakim bey
-Tamam Avukat bey lütfen oturun üç beş saniye sonra Avukat bey iki isim var ama sizin isim hangisi idi?
-Mehmet...... Hakim bey
-Tamam lütfen oturun Avukat Bey üç beş saniye sonra Avukat Bey sanık yok mu
-Hakim bey il dışında gelecek celse hazır edebileceğiz
-Lütfen oturun.Yine beş saniye sonra Avukat bey aslında kararlık hazır olsaydı, celse arası getirsenizde alsak ifadesini?
-Nasıl taktir ederseniz, biz hazır ederiz.
-Lütfen oturun, tanıkları bir dinleyelim de bakalım.Oturun Avukat bey lütfen
- Yok hakim bey böyle iyi akşama kadar oturuyoruz müsadenizle ayakta iyi)))
Old 02-05-2009, 21:00   #106
suskun_juliette

 
Varsayılan

Ben salonda uyuyakalmışım,televizyon sesine uyandım.Baktım babam çekyatın üzerinde başı öne düşmüş,ağzında kürdan uyuyor(!)'Baba' diye seslendim birkaç kez.Normalde hemen ufacık sese uyanan adamda tık yok!İçime birden bir ürperti geldi,değdim yüzüne,Buz gibiydi.Babam öldü diye düşündüm,içimde derin bir boşluk oluştu,'Baba,baba,baba!' diye üstüne atılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.O sırada babam kıpırdandı ve el cevap:'Nooluuyoo be?'))Yani bravo babacım benim ya,ecel teri döktürüverdin orda iki dakika zararsız zararsız uyurken
Old 15-05-2009, 20:42   #107
suskun_juliette

 
Varsayılan

Geçen haftalarda hastaneye gittim..Muayene sırası için giriş yaptıracağım,o gün de sabaha kadar uyumamışım,kadın kimlik bilgilerimi soruyor,ben söylüyorum o teyit ediyor vs..böyle bir süreçten sonra kısa bir sessizlik olmuştu.Benim de kafam dağılmış,kadın bana 'Hangi bölüm?' diye bir soru yöneltti.Benden gelen cevap:'Hukuk,son sınıftayım.'Kadının 'Ne alaka' dercesine bakışları,bende ise 'Ne dedim ben' şeklinde bir dumur anı...Neyse ikimiz de birden kahkahalara boğulduk.Ve nihayetinde 'Cildiye' deyip kurtulmuştum
Old 15-05-2009, 23:06   #108
Gülümse

 
Karar Beni avukat yaktı

Bizim şirkette çalışan bir Samsunlu var. Adam ilk işe başladığında peşmurde dolaşırdı. Sonra baktım adamcağınız eli yüzü üstü başı düzeldi, en önemlisi yüzü gülmeye başladı. Anladık ki ayrıldığı eşi eve dönmüş yeniden evlenmişler.

Adama ne zaman eşini sorsam, yüzü gülüyor. Belli ki karısını seviyor. Merak edip neden eşinden ayrıldıklarını sordum. Gülerek “Beni bizim avukat yaktı” dedi...

Efendim bizim Samsunlu, İstanbul’a gelip buraya yerleşmek istemiş. Ama karısı diretmiş olmaz demiş, orası büyük yer bizi yutar, geçinemeyiz, üstelik orada hep senin arkabaların var beni ezer. Ben buralardan memnunum düzenimi bozup gelemem.

Eee bizim Samsunlunun bir kadın tarafından yönetilmek kanına dokunmuş, çekmiş resti; Eğer benimle İstanbul’a gelmezsen seni boşarım demiş. Karadeniz kadını da az değildir hani, o da boşarsan boşa benden daha alasını bulacak halin yok ya demiş.

Eh bizim ki o kızgınlıkla avukata boşanmak için başvurmuş. Eee dedim sonra ne oldu ? Ya abla sorma dedi, bizim avukat hiç beklemezdim ama becerikli çıktı bir celsede boşattırdı bizi. Onda gurur, bende gurur ayrı düştük. Neyse oğlan hastalandı da bizim hanım geri geldi... Yoksa bizim avukat yüzünden karıdan olmuştuk dedi...

İlgililere duyrulur ☺
Old 30-05-2009, 15:00   #109
Av.Denizcan Sarıkaya

 
Varsayılan

Ben de annemin bana anlattığı kadarıyla dedemin bir anısını anlatayım bari.
Yer İzmir...Dedem bir fabrikada işçilerden sorumlu bir nevi şef pozisyonunda.İşçiler maaşlarına zam yapılmadığı için greve başlarlar.Dedem de grevin başındadır ve seslerini en yüksek şekilde duyurmak isterler.Fabrikanın patronları dedemi yanlarına çağırır ve cazip bir teklif sunarlar:
'Bu grevi son erdir.İşçiler senin sözünü dinler.Eğer sona erdirirsen maaşına zam yapacağız ve İzmir'in elit bir kesiminden sana bir ev vereceğiz.' derler.
Dedem tabi buna karşı çıkar ve dava arkadaşlarımı satmam edasıyla odadan çıkar.
Daha sonra patronlar bir kısım işçiyi yanlarına çağırır ve isteklerini kabul edeceklerini ve zam yapacaklarını söylerler.Tabi bir şartları vardır:
'Şefiniz Salih ustayı istemediğinizi beyan edin.Onu işten çıkarmak kaydıyla isteklerinizi kabul ederiz.'
İşçiler hiç düşünmeden kabul ederler dedemim işten çıkarılmasını.Sonuç mu?
Dedem için elde var koca bir sıfır.HEm işinden hem de evden mahrum kalır....Dedeme bu anısını hiç sormadım,soramadım.Birde onun ağzından dinlemek isterdim
Old 30-05-2009, 18:27   #110
suskun_juliette

 
Varsayılan

Bir bilseniz başım ciddi anlamda dertte!Kaldığım yurdun güvenlik görevlisi beni ne zaman yakalasa hukuki bir şeyler soruyor.Onu ikna eden,çok pardon,onun beklediği cevapları vermediğimde ise 'Sen ne biçim hukukçusun!' diye bağırıyor.Kurtarın beni onun elinden,ben zavallı kendi halinde bir öğrenciyim lütfen,tek derdim 60 alıp derslerden geçmek.Rencide edilmekten çok bunaldım,ben de yakında Michael Jackson gibi maskeyle dolaşacağım enselenmemek için!Ya da en sonunda onu da THS'ye üye yapıp ben rahat bir nefes alacağım,sizin sonunuz ne olur bilemeyeceğim
Old 30-05-2009, 21:53   #111
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Denizcan Sarıkaya
Ben de annemin bana anlattığı kadarıyla dedemin bir anısını anlatayım bari.
Yer İzmir...Dedem bir fabrikada işçilerden sorumlu bir nevi şef pozisyonunda.İşçiler maaşlarına zam yapılmadığı için greve başlarlar.Dedem de grevin başındadır ve seslerini en yüksek şekilde duyurmak isterler.Fabrikanın patronları dedemi yanlarına çağırır ve cazip bir teklif sunarlar:
'Bu grevi son erdir.İşçiler senin sözünü dinler.Eğer sona erdirirsen maaşına zam yapacağız ve İzmir'in elit bir kesiminden sana bir ev vereceğiz.' derler.
Dedem tabi buna karşı çıkar ve dava arkadaşlarımı satmam edasıyla odadan çıkar.
Daha sonra patronlar bir kısım işçiyi yanlarına çağırır ve isteklerini kabul edeceklerini ve zam yapacaklarını söylerler.Tabi bir şartları vardır:
'Şefiniz Salih ustayı istemediğinizi beyan edin.Onu işten çıkarmak kaydıyla isteklerinizi kabul ederiz.'
İşçiler hiç düşünmeden kabul ederler dedemim işten çıkarılmasını.Sonuç mu?
Dedem için elde var koca bir sıfır.HEm işinden hem de evden mahrum kalır....Dedeme bu anısını hiç sormadım,soramadım.Birde onun ağzından dinlemek isterdim

Salih ustaya saygılarımla.
Old 30-05-2009, 22:53   #112
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Salih ustaya saygılarımla.

Kuzusunu yediğin için mi, yoksa Denizcan'ın anısı sebebiyle mi?
Old 31-05-2009, 07:27   #113
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Kuzusunu yediğin için mi, yoksa Denizcan'ın anısı sebebiyle mi?

Kuzu için daha önce teşekkür etmiştim. Anlatılan olayda lider konumunda olan Salih ustanın onurlu davranışının önemi ve değeri, geçmişdeki ve günümüzdeki bir çok lider ile karşılaştırıldığında çok açık bir şekilde anlaşılıyor.
Old 13-10-2009, 19:48   #114
suskun_juliette

 
Varsayılan

Bu akşam yurtta merdivenlerde havada parende atarak kurbağa gibi yere yapıştım.Hani düşünce ya da başınıza bir kaza gelince hep daha önce sakatlamış olduğunuz uzvunuza denk gelir ya,aynen öyle oldu.Eklem sıvısı kayan bileğimin üzerine düştüm.Komik olan kısmı neresi derseniz işte;

Yere düştüm ve kalkamadım,elimin acısı boğazıma düğümlendi,ağlamamaya uğraşıyorum,öyle ya serde delikanlılık var!Ama öyle bir acı ki gözümden sicim şeklinde akıyor yaşlar.O sırada yurdun güvenlikçisi tepeme dikilir ve şöyle bir diyalog başlar:

G: Düştün?

-İçses:Yoo,uzanmış güneşleniyordum!

G:Yurtta düştün?

-İçses: Yok,dışarda düştüm de küfeyle beni yurda bıraktılar!Yok yok hatta 5ci kattan beri yuvarlanıyordum işte giriş katında mola vereyim dedim!

G:Gel seni götüreyim,kalk hele götüreyim?
Ben: Nereye götüreceksin?
(Artık sesimi hissedebiliyordum konuşacak gücü toparlamıştım,hastaneye götüreceksen işim var diyecektim,gelen cevapla dumur oldum!)

G: Aha şuradaki sandalyeye...

Düştüğüme üzülüp canımın acısını anlayamadım bile,onlar nasıl sorulardı öyle?Cidden abartmıyorum )))))
Old 28-12-2009, 00:42   #115
üye8180

 
Varsayılan

Bu yaşanmış bir olay.

1950 li yıllar. Annemin teyzesi, sevdiği gençle kaçmak için sözleşir. Gemiyle kaçacaklardır. Büyük teyzem gemide sevdiği genci beklemeye başlar. Anlaşmaya göre, yanına gelip oturacaktır. O sevdiğini beklerken, yanına başka bir erkek gelir ve oturur. ' X. gelmeyecek. Ben geldim. ', der. Büyük teyzem geri dönmeye cesaret edemez ve boynunu bükerek, 'Kaderim böyleymiş' der. O erkekle evlenir. Çocukları olur. Ömrünün sonuna kadar bu evlilik devam eder.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tutanaklardan komik anlar obaykan Konumuz : Hukukçular 22 29-09-2016 16:51
Komik Hukukcu Fıkraları Serhat Arasan Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 1 28-08-2012 21:22
Sadece Gülelim Diye :) neslihanvural Site Lokali 12 14-04-2010 12:08
Bana Komik Geldi... Batu Han Site Lokali 7 19-03-2003 15:07
Biraz da gülelim.Ama..Ağlanacak halimize Cest la vie Site Lokali 0 17-04-2002 14:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,34735894 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.