14-01-2008, 20:11 | #151 |
|
İç İçe Geçmiş İstanbul Öyküleri (Aziz Gökdemir)
Baskısı yok ama Gendaş'dan çıkmıştı. |
19-01-2008, 01:38 | #152 |
|
Çehov'un tüm kitapları...
|
27-01-2008, 20:24 | #153 |
|
Rus Edebiyatının Başyapıtlarından :
" Nasıl Yapmalı " N. Çernişevski "Piraye'ye Mektuplar" Nazım Hikmet Okuyanı gerçekten büyüleyen,insanı yüce sevgi ve emekle tanıştıran,yoğuran ve büyüten: kutsayan iki kitap... |
26-02-2008, 12:37 | #154 |
|
'yaşamak sevmek ve öğrenmek' leo buscaglia nın bence müthiş kitabı. okuyacaklar için söylüyorum hayata bakışınız muhakkak değişecek......
|
26-02-2008, 21:47 | #155 |
|
Nihal Yeğinobalı'nın etkileyici bir kalemi olduğunu düşünüyorum. Çevirileriyle ünlü olan bu yazarın,
Vincent Ewing takma adıyla yazdığı Genç Kızlar Ardından, Mazi Kalbimde Yaradır Sitem Belki Defne Cumhuriyet Çocuğu Adlı kitapları, kuvvetli bir anlatım matematiğine sahip. |
04-03-2008, 17:21 | #156 |
|
Bugün Sakıp Sabancı Müzesine gittiğimde Sakıp Sabancı Çocuk Eğitim programı başlığı altında basılan kitapları gördüm. Şöyle bir göz attığımda sadece çocukları değil büyükleri de büyüleyebilecek bir dizin olduğunu anladım.
Ben Halı Ben Çengiz Han kitaplarını almadan edemedim. Çocukları olan dostlarıma gönül rahatlığı ile tavsiye etmek isterim. Çocukları olayanlara da "siz bir bakın nasıl olsa kitap kendisini aldıracak" demek daha dürüstçe olacak |
07-03-2008, 17:04 | #157 |
|
güzel bir kitap
Albert Camus'un VEBA sıda okunmaya değer bir kitap arkadaşlar zaten 1957 Nobel Edebiyat ödülü ile de bunu kanıtlıyor.
|
11-03-2008, 19:03 | #158 |
|
http://www.balca.net/siir10139.aspx
ben de size bi yazar önerisinde bulunmak istedim,eserini alıntı yapmaksızın linki yazıyorum,eminim okuduğunuzda duygusal ve sıradan anlatımında ki hoşluğunu farkedeceğiniz bir yazar:FÜGEN ÜNAL ŞEN,kUZEY YANIM AYAZIM ADLI KİTABIDA TAVSİYEMDİR. |
05-06-2008, 23:39 | #159 |
|
Konusunu ezbere biliriz, hatta bir sürü filmini seyretme olanagimizda oldu... Ama yine de Hamlet'i okumanızı tavsiye ederim...
|
02-07-2008, 21:33 | #160 |
|
O/Hakkari'de Bir Mevsim - Ferit EDGÜ
ve bir de; Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin ALİ " Bir kadının bize her şeyini verdiğini zannettiğimiz anda onun hakikatte hiçbir şey vermiş olmadığını görmek, bize en yakın olduğunu sandığımız sırada bizden, bütün mesafelerin ötesindeymiş kadar uzak bulunduğunu kabule mecbur olmak acı bir şey.." |
17-07-2008, 10:35 | #161 |
|
Tolstoy'un Yalancı İlişkiler kitabını duyan veya okuyan var mı.
|
04-08-2008, 09:22 | #162 |
|
Nermin Bezmen'in Kurt Seyt&Shura ve Kurt Seyit&Murka ardından da Mengen Çingeneleri ilginç bir üçleme oluşturuyor...
|
26-08-2008, 11:24 | #163 |
|
Twilight
Twilight sonradan çıkan bölümleri ile seri oluşturacak olan serinin ilk kitabı. Şu an satış rekorlarına bakılırsa Harry Potter'i tahtından indirmek üzere gözüküyor...
Harry Potter dediğimde bunun gençlere yönelik bir seri olduğunu anladınız değil mi? Evet Twilight ve serisi gençlere yönelik yazılmış kitaplardan bir tanesi... Ama gençler o kadar büyük hevesle okuyor ki anne ve babaların merakını çezbedip onların da okumasına neden olmuş... Sonuç ilginç Twilight mam veya Twiligh dad fan klupleri oluşmuş. Bu kitabı bizim evde gül kokulu kızım fark edip almış ve bir solukta okumuştu. (Bence ingilizcesini ilerletmek isteyen çocuklarımız için harika bir hediye) Ardından onu takip eden kitapların çıkışını dört gözle beklemiş yurt dışına giden dostlarımıza ricada bulunmuş, gönderenleri büyük minnetle karşılamıştı. Şimdi dördüncü kitabı çıkan serin ilk kitabı sinema seyircilerinle buluşmak üzere... Dizinin ilk kitabı "Alacakaranlık" ismiyle çevrildi... Stephenie Meyer'in yazdığı Ayşegül Uzer'in çevirdiği kitabı okuyarak Twilight mam olma yolunda olmanın zevkini paylaşmadan edemedim... Emin olun Twilight mam yada dad olmak keyifli bir yolculukmuş... Not: En önemlisi çevremdeki bir çok genç sırf bu kitabı okumak adına İngilizcelerini bayagi ilerlettiler. |
26-08-2008, 12:46 | #164 |
|
kitaplar...
Bu forumu açan meslektaşımıza çok teşekkür ederim, çevremizde kitaplardan konuşabildiğimiz kişi sayısı o kadar az ki, bu zevki bize tattırdığınız için teşekkür ederiz. Ben de aklıma ilk etapta gelen iki yazardan bahsetmek isterim:
Rıfat ILGAZ, Hababam Sınıfı sanırım bizden sonraki nesillerin de her izlediklerinde gülecekleri ve düşünecekleri bir başyapıt, ama Rıfat ILGAZ ustanın kendi hayatını anlattığı Sarı Yazma'yı okuyunca çileli hayata nasıl gülerek bakmayı bildiğini daha da iyi anlıyorsunuz ve onu erken kaybettiğimiz için içinizde birşeyler parçalanıyor. Yaşadığı toplumu o kadar iyi irdelemiş ve bunu eserlerine o kadar iyi aktarmıştır ki onun kitaplarını elinize aldığınızda içinizin ısınmaması mümkün değildir. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sı sanırım çoğumuz okumuşuzdur ama Raskolnikof'un cinayeti işledikten sonra büründüğü ruh hali öyle bir anlatılmıştır ki,kendinizi cinayet işlemiş gibi hissedersiniz. |
29-08-2008, 09:51 | #165 |
|
Khaled Hosseini’nin Uçurtma avcısı ve Tom Robbins'in parfümün dansı kitapları bu ara okuduğum ve çok beğendiğim büyülü kitaplardan..tavsiye ederim
|
19-09-2008, 23:51 | #166 |
|
Nadine Gordiner'in iki eseri; Yanımda Kimse Yok, Kısa Hikayeler...
|
24-09-2008, 06:44 | #167 |
|
Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi kitabını büyülü kitaplar arasına konulabilinir mi bilmem ama anlattığı aşk hikayesinin büyülü olduğu ayrı bir gerçek.
|
28-09-2008, 06:10 | #168 |
|
Masumiyet Müzesi ve Bence...
Genelde anlatım ve dilbilgisi bozuklukları yüzünden bir çok okurun okumakta zorlandığı yazarlarımızdan Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi ile bir kez daha karşımızda.
İlk on sayfasında yaptığı dil hataları yüzünden okumayı yarıda bırakan bir dostum ile karşılıklı kahve içmeye gittiğimizde ona oku(ya)madığı beş yüz küsür sayfada anlatılan hikayeye anlatmaya başladım. Hikayenin belli bir yerine geldiğim zaman, gerçek kitap kurdu olan dostumun bana büyük bir merakla kilitlendiğini fark ettim... Ben sustukça sabırsızlanıp, kitabın devamını öğrenmek istiyordu. İşte Mahsumite Müzesinin büyüleyici tarafı da bu; bir kere hikayesine girdiyseniz kitabı bir daha elinizden bırakamıyorsunuz. Bu kitabının en büyük özelliği ise karakterleri. Orhan Pamuk bu karakterler üzerine gerçekten ince ve detaylı bir çalışma yapmış olduğu belli. Yazdığı her satır, bahsettiği her karakter, yazılan her diyalog, hatta yerdeki küçük çetvel, kül tablasına bastırılan her sigara ana olayına hizmet eder durumda. O minicik gibi görünen objelerin bile hikayede bir işlevi var. Büyük merakla izlediğimiz aşk hikayesinin ardın geçen yakın tarih bile bu aşkla bağlantılı. (Gece dışarı çıkma yasakları yüzünden kısa süren ziyaretler, sevgilisinin kullandığı ayva rendesi ile yapılan arama ve ayva rendesini kesici alet olarak el konulması vb) Hani çağdaş dekoru klasik dekordan ayıran oyun içinde yaşayan ve işlevi olan demektir ya, Orhan Pamuk'un Mahsumiyet Müzesinde yer alan her satır her obje olaya hizmet ediyor. Seneler bir anda geçebiliyor, yada bir anlık olan olaylar ise sayfalar dolusu hale gelebiliyor. İncecik detayları olayların başrolünde olması zaman zaman insanı düşündürmüyor değil. Nasıl olurda bir erkek, kadınsal olan bu detayları yaşayabilir? Bir erkek bunu nereden bilir ya da bir erkek bu duygusallığı bu şekilde yaşar mı ? Sorularını sorduruyor. Sonradan bu sevginin, aşktan daha çok bir tutku ve saplantı olduğuna karar veriyorsunuz. Bu aşk hikayesi sizi rahatsız etmeden hayrete düşüren, büyük etrikalar olmadan kurulmuş. Orhan Pamuk bu hikayenin kahramanı Kemal'i o kadar içselleştirmiş o kadar güzel işlemiş ki insan ister istemez onun yazar tarafından yaralıtmış bir karakter değil de gerçekten yaşamış bir insan olduğunu düşünüyor. Hatta birbirlerini soruyorlar, böyle biri var mı, bu Orhan Pamuk mu? İşte bu noktaya geldiğimizde söylenecek tek bir şey kalıyor, kurduğu hikaye ile yarattığı karakterlerle; Orhan Pamuk gerçekten iyi bir yazar... Orhan Pamuk okumakta zorlanan dostlara gelince, Orhan Pamuk eğer kitaplarını İngilizce veya başka bir dilde yazsaydı, ve dile hakim olan bir çevirmen tarafından Türkçeye çevrilseydi, o zaman siz de Orhan Pamuk'u benim kadar beğenir, yeni çıkacak kitaplarını büyük sabırsızlıkla beklerdiniz. |
03-10-2008, 13:47 | #169 | |||||||||||||||||||||||
|
Hayır. Orhan Pamuk kötü bir yazar. "Yüreğinden fışkıranları ve beyninden fırlayanları" çalakalem yazan Stj.Av.Emin kardeşimize, O'nun tahammül sınırlarını zorlayacak kadar yazdığımız eleştirilere bir bakalım; çoğu Türkçe'nin doğru kullanımı üzerine. Bu eleştirileri Orhan Pamuk'dan neden esirgeyelim? Prof.Dr.Ali Nesin için "aritmetiği biraz zayıf ama çok iyi matematikçidir" diyebilir miyiz? Temeli olmayan bir bina sağlam olabilir mi? Hayır, Orhan Pamuk iyi bir yazar değil. En başta Türkçe bilmediği için kötü bir yazar. Eh, "barut yok" dedikten sonra gerisinin bir önemi yok. Son paragrafta yazdığınız espriye gelince: Belki gerçekten de o yetenekli çevirmen(ler) sayesinde Orhan Pamuk'a Nobel Edebiyat Ödülü verdiler. |
03-10-2008, 14:04 | #170 |
|
Kesinlikle katılıyorum. Bence de Orhan Pamuk vasat bir yazar ve Masumiyet Müzesi de ikinci sınıf bir roman.*
Benim esas şaşırdığım İletişim Yayınları'nın, Masumiyet Müzesi'ni mevcut haliyle yayınlayarak kalitesinden/itibarından verdiği ödün. Nihayetinde demek ki herşey "tamamen duygusal!" *Henüz yarısındayım, sıkılmaya başladım. Nihayetinde -olası- değişiklik hakkımı mahfuz tutarım. |
03-10-2008, 14:50 | #171 | |||||||||||||||||||||||
|
Aynen katılıyorum. Üstelik okumadan yorum yapmış değilim, toplam beş kitabını okudum. Artık okumaya gerek duymuyorum. Farklı zamanlarda farklı hikayelerle gündeme gelen yazarın her kitabı böylesine çok satılıp deyim yerindeyse hiç okunmazsa bir sorun var demektir ki sorun yazarlığın ilk koşulu olan dilin kullanımındaki aksaklıktır. Son olarak kitapları modernizmden çıkıp postmodernizm etkisine girdikten sonra daha dağınık bir kurgu ile, daha anlaşılmaz ve bozuk bir dille yazılır oldu. |
04-10-2008, 14:56 | #172 |
|
Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
'Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum.' dedi. 'Bu eksiklik sana değil, bana ait... Bende inanmak noksanmış... Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum... Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... Ama şimdi inanıyorum... Sen beni inandırdın. Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... Seni istiyorum...İçimde müthiş bir arzu var... Bir iyi olsam!...' |
04-10-2008, 17:40 | #173 |
|
Sayın Aladağ o kadar güzel anlatmış ki, kendisini tebrik ediyorum.
|
04-10-2008, 20:09 | #174 |
|
Orhan Pamuk'la ilgili yazdıklarım, veri kaybında kayboldular Tamamını yeniden eklemeyeceğim, ancak Selahattin Duman'ın deyimiyle, kendime zulüm de etmeyeceğim
Saygılarımla... |
04-10-2008, 21:22 | #175 | |||||||||||||||||||||||
|
O zaman ben ekliyeyim:
|
13-10-2008, 09:48 | #176 |
|
Vedat Türkali'nin "Bir Gün Tek Başına" romanını okuduğumda büyülenmiş, uzun süre de etkisinden kurtulamamıştım. Yeni bir roman, kitap keşfini bir yana bırakıp, yeniden "Bir Gün Tek Başına" romanını okumaya karar verdim.
Bakalım roman ilk okuduğum zevki verecek mi? Yeniden beni büyüleyebilecek mi? |
13-10-2008, 11:36 | #177 | |||||||||||||||||||||||
|
Okuduğumda üniversitede öğrenciydim. Mütevazi öğrenci odamdaydım, kitabı bitirdiğimde. Kitap öyle büyüleyici gelmişti ki, bittiğinde yarım saat kadar daha ağladım (Kitap finalinde ağlama olayımın ilki ve sonudur, bugün okusam bu kadar etkilenmem herhalde) Gerçek yaşama dönebilmek için sürekli olarak kendime "Bu yalnızca bir kitap, kitaptı o" filan dediğimi anımsıyorum. Üzerinden tam 14 yıl geçmiş... Bugün üzülecek bir şey varsa, o da artık çeşitli vesilelerle anlamamıza neden olan, arkasından el sallamamız gerektiğini farkettiğimiz gençlik ve o yıllardaki kendimizden başka bir anı değil galiba |
13-10-2008, 13:31 | #178 |
|
Bir Gün Tek Başın'nın ilk yüz sayfasını geride bıraktım.
O kadar çok detayı unutmuşum ki. Sayın Demirel gibi kaç sene önce kitabı okuduğumu hesap etmek bile istemiyorum çünki benim hesap 20'nin üstünde çıkacak gibi. (Ya 30 sene önce okumuştum dememek için hesaplamaktan vazgeçtim). Tam okumayı bitirmedim ama kitabın halen büyüleyici bir tarafı olduğunu itiraf etmeliyim. |
13-10-2008, 15:48 | #179 | |||||||||||||||||||||||
|
Aslında ben neredeyse kitabı unuttum, yani niye ağladığımı bile hatırlamıyorum |
20-10-2008, 01:57 | #180 |
|
Sabahattin Ali dendiğinde aklımda gelen ilk kitap Kürk Mantolu Madonna oluyor. Neden acaba ?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Adli Yargi Hakımlık Sinavi İçin Kaynak Kitaplar | SHODAN | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 50 | 25-09-2009 01:28 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |