Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

takibin iptalinde örnek yargıtay kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-03-2012, 10:08   #1
hukukcu gürkan

 
Varsayılan takibin iptalinde örnek yargıtay kararı

sayın meslektaşlarım takibin iptali davasında dosya borcunun ödenmiş olduğuna ilişkin elimizde banka dekontları bulunmaktadır ve bu dekontlar üzerinde icra dosyasının numaraları yazmakta ve borç alacaklı kurumun banka hesabına yatırılmış bulunmaktadır.takip dosyasında güncel kapak hesabına göre borcun tamamı ödenmiş bulunmaktadır.

sorum ise bu dekontların takibin iptali davasında İİK göre geçerli belge niteliginde olup olmadığıdır.elinizde bunların geçerli belge olarak kabul edildiğine ilişkin yargıtay kararı var ise bunları paylaşırsanz sevinirim.

şimdiden teşekkürler.
Old 27-03-2012, 10:11   #2
tiryakim

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/11882
K. 2005/15157
T. 13.10.2005
• İTİRAZIN İPTALİ ( Uyuşmazlık Ödünç Aktinden Kaynaklanmakta Olup Ödünç Verdiğini Davacının Yasal Delillerle Kanıtlaması Gereği )
• BANKA DEKONTU ( Paranın Ödünç Olarak Yatırıldığına Dair Bir Açıklama Olmaması - Banka Dekontunda Paranın Gönderiliş Nedeni İle İlgili Bir Açıklamanın Bulunmadığı Hallerde Paranın Mevcut Bir Borcun Ödenmesi İçin Gönderildiğinin Kabulü Gereği )
• YEMİN TEKLİFİ ( Uyuşmazlık Miktar İtibarı İle Tanıkla İspat Sınırının da Dışında Olduğu - Davacının Davalıya Yemin Teklif Etmeyeceğini de Bildirmiş Olması Karşısında Mahkemece İspatlanamamış Olan Davanın Reddine Karar Verilmesi Gereği - İtirazın İptali )
• PARANIN ÖDÜNÇ YATIRILMASI ( Banka Dekontunda Paranın Gönderiliş Nedeni İle İlgili Bir Açıklamanın Bulunmadığı Hallerde Paranın Mevcut Bir Borcun Ödenmesi İçin Gönderildiğinin Kabulü Gereği - İtirazın İptali )
2004/m.67
ÖZET : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ödünç aktinden kaynaklanmakta olup, ödünç verdiğini davacının yasal delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Banka dekontunda paranın ödünç olarak yatırıldığına dair bir açıklama yoktur. Banka dekontunda paranın gönderiliş nedeni ile ilgili bir açıklamanın bulunmadığı hallerde, paranın mevcut bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin, kabulü gerekir. Uyuşmazlık, miktar itibarı ile tanıkla ispat sınırının da dışındadır. Davacının davalıya yemin teklif etmeyeceğini de bildirmiş olması karşısında mahkemece ispatlanamamış olan davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalının kendisinin amiri olduğunu, davalının isteği üzerine vakıftan para çekip davalı hesabına yatırdığını, davalının borcunu ödememesi üzerine icra takibi yaptığını ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatını istemiştir.

Davalı, asıl davacının kendisine borcunun olduğunu, davalının çocuğunun doğumu sırasında elden 2.000.000.000 TL ödediğini, davacının bu parayı yatırdığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davacının davalıya elden 2.000.000.000 TL verdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı davalının talebi üzerine kendi vakıf kredisinden para çekip davalı hesabına yatırdığını, geri ödenmemesi üzerine yaptığı takibe itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise hesabına yatan paranın davacıya verdiği borcun geri ödemesi olduğunu savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ödünç aktinden kaynaklanmakta olup, ödünç verdiğini davacının yasal delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Banka dekontunda paranın ödünç olarak yatırıldığına dair bir açıklama yoktur. Banka dekontunda paranın gönderiliş nedeni ile ilgili bir açıklamanın bulunmadığı hallerde, paranın mevcut bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin, kabulü gerekir. Uyuşmazlık, miktar itibarı ile tanıkla ispat sınırının da dışındadır. Davacının davalıya yemin teklif etmeyeceğini de bildirmiş olması karşısında mahkemece ispatlanamamış olan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-03-2012, 10:11   #3
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2005/13-774
Karar: 2006/14
Karar Tarihi: 25.01.2006

ÖZET: Somut olayda davalı, tapuda satış bedelinin düşük gösterildiğinin doğru olduğunu ancak davacıya satış bedelinin, dava dışı alıcı tarafından kardeşleri ile ortak olan hesaptan ödendiğini, kendisinin para almadığını savunmuştur. Davalı bu savunmasını kanıtlayamaz ise davacı taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedelini davalıdan istemekte haklıdır. Davalı savunmasını yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Davalı savunmasını ispat için bir banka dekontu ibraz etmiş ise de; dekontta yapılan ödemenin taşınmaz satış bedeline karşılık olduğuna ilişkin bir açıklama olmadığı gibi, davacı, davalının bu savunmasını kabul etmediğinden mahkemece yemin teklif hakkının hatırlatılması gerekir.

(818 S. K. m. 390, 392) (1086 S. K. m. 288)

Dava: Taraflar arasındaki <tazminat > davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; G. 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 05.03.2004 gün ve 2002/1352 E. 145 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.11.2004 gün ve 2004/7473-17375 sayılı ilamı ile;

( ... Davacı, 15780 parsel sayılı taşınmazda maliki olduğu 1/2 hisseyi dava dışı S. O.'ye satış yapmak üzere 23.05.2002 tarihinde davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının aynı gün satış işlemini gerçekleştirdiğini ancak taşınmazı vekalet görevini kötüye kullanarak çok düşük bedelle devrettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın rayiç değeri üzerinden 210.000.000.000 TL. nin satış tarihinden faizi ile davalıdan alınmasını istemiştir.

Davalı, davacının hissedarı olduğu şirkete ait hastanede başhekim olarak görev yaptığı dönemde, kardeşi olan S. O. ile dava konusu taşınmazın satışı konusunda haricen anlaştıklarını ve satış bedeli olarak davacının banka hesabına, ortak hesaplarından 125.000 Dolar havale edildiğini, kendisine tapuda resmi işlemin yapılması için vekalet verildiğini, davacının başhekimlik görevine son verilmesi dolayısıyla duyduğu husumet nedeniyle bu davayı açtığını belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece ortak hesaptan yapılan ödemenin taşınmazın satış bedeli olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacıya ait 15780 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payın 23.05.2002 tarihli vekaletname ile aynı gün davacının vekili olan davalı tarafından dava dışı alıcı S. O.'e tapuda resmi satış akdi ile 65.000.000.000 TL bedelle satılıp, bedelin peşinen ve nakden alındığı tapu akit tablosundan anlaşılmaktadır. Davacı, vekili davalı tarafından tapuda taşınmazın gerçek değerinden düşük bedelle satılmış gibi gösterip, alınan parayı kendisine vermediğini iddia ederek, davalının vekil olarak görevini iyi yapmadığı ve kendisine hesap vermediği iddiası ile bu davayı açmıştır.

BK.390.maddesi hükmüne göre vekilin mesuliyeti umumi surette işçinin mesuliyetine ait hükümlere tabidir. Vekil, müvekkiline karşı vekaleti iyi bir surette ifa ile mükelleftir. Ayrıca BK. 392.maddeleri hükmüne göre de vekil, müvekkilinin talebi üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve bu cihetten dolayı her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkiline tediyeye mecburdur. Yasanın bu düzenlemelerine göre davalı vekaleti iyi bir şekilde ifa ettiğini ispat etmeli, aksi takdirde en ufak bir kusurunun varlığı halinde müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğu gibi, satış bedeli olarak aldığı paranın hesabını da vermek zorundadır. Davalı, tapuda satış bedelinin düşük gösterildiğinin doğru olduğunu ancak davacıya satış bedelinin, dava dışı alıcı tarafından kardeşleri ile ortak olan hesaptan ödendiğini, kendisinin para almadığını savunmuştur. Davalı bu savunmasını kanıtlayamaz ise davacı taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedelini davalıdan istemekte haklıdır. Davalı savunmasını yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Davalı savunmasını ispat için bir banka dekontu ibraz etmiş ise de; dekontta yapılan ödemenin taşınmaz satış bedeline karşılık olduğuna ilişkin bir açıklama olmadığı gibi, davacı, davalının bu savunmasını kabul etmemiştir. Gerçekten ödemenin yapıldığı hesabın dava dışı S. O.'e ait olduğunu ve havalenin de S. O. tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı bu dekonttan başkaca yazılı belgede ibraz edememiştir. Bu dekont yalnız başına davalı savunmasını ispata yeterli değildir. Miktar itibariyle ve davacının açık muvafakati bulunmadığından olayda davalı savunmasının ispatı için HUMK.288 ve devamı maddeleri hükmü gereği tanık dinlenemez ve tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamaz. Davalı savunmasını yazılı belge ile ispat edememiş ise de, delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığı anlaşıldığından savunmasının ispat için davalıya, davacı tarafa yemin teklif hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir... )

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.01.2006 gününde yapılan 2. görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.(¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
örnek Yargıtay kararı hırs Meslektaşların Soruları 2 23-05-2011 11:31
Adi Takibin İptali( Örnek 7 Yerine 49 Gönderildiyse)/ M.B.B. Suçu Oluşur Mu? Av. Gediz Eranıl Meslektaşların Soruları 12 17-10-2008 12:44
Senedin geçersizliği sebebi ile takibin iptalinde ödenen paraların iadesi av.pınar Meslektaşların Soruları 3 19-10-2007 15:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04638195 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.