Hâkimin Bir Sonraki Yıla Devrettiği Dosya Sayısı Sıfır

25 yıllık hakim, görev yaptığı her yerde bir sonraki yıla sıfır dosya devretmesiyle tanınıyor.

Sıfırcı hakim Ahmet

Ali DAĞLAR 16 Ocak 2011

Ahmet Korkusuz, infial yaratan tahliyelerin ve yargıdaki iş yükünün tartışıldığı şu dönemde ilginç bir hakim portresi. 25 yıllık hakim görev yaptığı her yerde bir sonraki yıla sıfır dosya devretmesiyle tanınıyor. Bu performansıyla adliyedeki lakabı ‘Sıfırcı Hakim’e çıkmış

İstanbul Adliyesi’nde 13. Asliye Ceza’dayım. Dört yılda dört bin dosya gelmiş; sadece 104 dosya devrettim yeni yıla. Diğer mahkemelerde devir sayısı yaklaşık bin civarında. 1985’te Gaziantep’te ağır ceza üyesi olarak hakimliğe başladım. Van Gürpınar’da iki yıl Sulh Hukuk ve Sulh Ceza Mahkemeleri’nde görev yaptım, iki mahkemeden de sıfır dosyayla ayrıldım. Kahramanmaraş Türkoğlu’nda Sulh Hukuk, Sulh Ceza ve Tapu Mahkemesi’nde üç yıl çalıştım. İki bin dosya devraldım, ayrılırken Sulh Ceza ve Sulh Hukukları sıfır, tapu mahkemesini dokuz dosyayla devrettim. Şırnak’ta Sulh Hukuk mahkemesinde iki yıl görev yaptım, 300-400 dosyayı sıfırladım. Yozgat, Sorgun’da iki yıl Asliye Ceza hakimliği yaptım. 1000 dosyadan 90 devir yaptım. Adana’da Asliye Ceza hakimiydim. Dokuz tane Asliye Ceza vardı, en az dosya yine benimdi.

TEK ÖĞRETMEN YETMEZ AMA TEK HAKİM ÇOK ŞEY YAPAR

Azıcık hakimin de gayreti gerekiyor. 25 senedir evime iş götürüyorum. Her evrakımı günlük, kendim takip ediyorum. Şimdi kırtasiye problemi de yok, katip problemi de. Bir ülkede milli eğitimdeki problemi çözmek için tek başına öğretmen yeterli değil, akıllı veli olacak, iyi sınıf olacak, akıllı öğrenci olacak, araç-gereç olacak, soba sıcak olacak. Ama hukukta problemi çözmek için tek başına bir hakim çok şey yapabilir.

EN ÖNEMLİ NEDEN EMNİYETİN GECİKTİRMESİ

Bir dosyam vardı, perşembe duruşma vardı, cuma keşfe gittim. Bilirkişiye, “Duruşma günü verdiğim raporu pazartesi getireceksin” dedim, geldi. Dosyayı karara çıkardım. Yargılamayı uzatan temel noktalardan biri, emniyetin evrakı geciktirmesi. Bir davamda sanık üç celsedir tutukluydu, davacı ifadesini zorla getirtme kararına rağmen gelmediği için alamıyorduk. Katibe, “Cezaevinde olabilir” dedim. UYAP’tan baktı, adam cezaevinde çıktı, dosyayı karara bağladık. Bir başka davada sanık tutukluydu. Davacı, üç celse duruşmaya getirilemedi. Kadına telefon ettim, “Ben hakimim. Ne sizi, ne sanığı tanıyorum, sadece siz gelmediğiniz için sanık tutuklu, gelin ifade verin bitireyim” dedim. Kadın geldi, dosyayı bitirdim.

TANIĞI TELEFONLA ÇAĞIRDIM, İNANMADI

Başka bir dosyada davacı üç-dört senedir arıyorduk. Tesadüfen dosyada telefonunu buldum. Telefon ettim, kadın geldi, “Şikayetimden vazgeçiyorum” dedi, dava bitti. Avukat gelmezse telefon açıyorum, geliyor, dosyayı karara bağlıyorum. Mesela adam nişanlısıyla Tahtakale’de gezerken kadının çantasından bir şey çalıyorlar. Adam şahit tabii. Duruşmaya sanık, davacı geldi ama tanık ortada yok... Telefon ettim, babası çıktı. Adam, “Sen hakim değilsin, hakim 08.30’da işe gelmez, evrakı özel takip etmez” dedi. İçine kurt düşmüş, geldi, duruşmada “Sesimi aldın değil mi, telefon eden bendim” dedim. Telefon ettiğimi zapta da geçiyorum. Kendi telefonumla da ediyorum.

ALT KATTAKİ EVRAK ALTI AYDA GELMİYOR

Türkoğlu’nda hakimim. Alt kat nüfus, üst kat tapu dairesi. Adliye içinde her istediğim evrakı mübaşirimle elden aldırıyorum. Yazarsam altı ayda gelmiyor bir alt kattan. Normal yolla bir adamın sabıkasını alt kattan istemek için savcılığa müzekkere yazıyor, zimmete kaydediyor, savcılık üst yazıyla nüfusa yazıyor, zimmete kaydediyor, odacıya veriyor, nüfus idaresi de aklına düşerse bir ay sonra savcılığa, ‘mahkemeye gönderilmek üzere’ diye yazıyor, onlar birkaç gün bekliyor, sonra savcılık müzekkereyle yan odaya gönderiyor.

ELDEN TAKİP YAPINCA ÖZEL İŞİM SANIYORLAR

Ben müzekkereyi direkt nüfus müdürlüğüne, tapuya yazıyordum. Mübaşirimin eline veriyor, git şu nüfus ve tapu kayıtlarını al gel diyordum. İki dakika sonra tapu müdürü ve nüfus müdürü beni arıyordu. “Hakim bey nüfus kaydını hemen gönderdik” diye. Onlar sanıyordu ki özel işim. İki böyle, beş böyle adam alıştı, ben müzekkere gönderdiğimde aynı gün getiriyordu. Şırnak’ta vasi tayini davalarında adamı zabıtayla getirtemiyordum. Katibe, “Şu adamı kahveden bul getir” diyordum, alıp geliyordu. Küçük yer, hangi kahvede olduğunu biliyordu. Benim olduğum yerde herkes biliyordu, “Ertesi güne kalmaz hakim Ahmet’in evrakı” diyordu.

SİCİL MÜDÜRÜ ARADI: SİZDE ANORMALLİK VAR

Davaları karara bağlayıp kapatıyoruz ya peş peşe. Adli Sicil Genel Müdürlüğü’nden aramışlar kalemi; “Sizde bir anormallik var” demişler. “UYAP’a mı girmiyor musunuz, dosya sizde neden az görünüyor” demişler. Halbuki dosyayı eşit alıyoruz. Türkoğlu’nda müfettiş, devam eden dosyaları istiyor katipten. Katip, “Devam eden dosya yok” deyince müfettiş “Benimle dalga mı geçiyorsun” demiş. Sıfır dosya yani. Benim gibi çalışan arkadaşlar var; yine Türkiye’nin en iyi kurumuyuz. Yargıtay’dan onamam da yüzde 80-90.

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/pazar/16774541.asp

bravo memlekette böyle hakimlerimizin çoğalmasını temenni ederiz.

helal olsun. zamanında sami selçuk yargıtay'da görev yapmadan önce böyle şeyler yaparmış ve dosyalar hızla bitermiş. aslında usul birebir uygulansa böyle şeylerin çok rahat olabileceği kanaatindeyim.

Şaşırdım açıkçası.Var mı böyle hakimler?
Öyle ki bazen bazı hakimler vekillere beyanda bulunmak için vekilin talebi olmadığı halde ısrarla süre veriyor, ertelemek için bahane arıyorlar.
sayın hakimimize helal olsun diyor, başarılarının devamını diliyorum.

Darısı diğer hakimlerimize. Ama çok da ümitli değilim açıkçası.

Ben Ankara Hukuk'ta öğrenci iken Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk bir konferans için okulumuza gelmişti. Ve kendisi de bize bir anısını anlatmıştı Sami Selçuk bir adliyeye ziyaret için gittiğinde ona oradaki bir hakimi kendisine çok övmüşler. Bu hakim tüm dosyaları aynı yıl içinde çözüyormuş. Diğer yıla devreden dosyası bulunmuyormuş demişler. Bunun üzerine Sami Selçuk o hakimi merak etmiş ve yanına çağırmıştı. Ve bunu nasıl yaptığını sormuştu. O hakimde Sayın Sami Selçuk'a ben duruşmaya gireceğim dosyalar hakkında bir gün önceden sorular çıkartıyorum ve duruşmada da sanıklara aynı soruları soruyorum ve bu nedenle de davalar uzun sürmüyor. Aynı yıl içinde bitiyor demişti. Sayın Sami Selçuk'ta o hakimi azarlamıştı. O Hakime çok kızgın bir ses tonuyla sen bu şekilde duruşma başlamadan önce sanıklar hakkında vereceğin kararı kafanda çok önceden belirliyorsun demişti. Sami Selçuk'un bize anlattığı ceza mahkemesindeki hakim ile bu hakim aynı hakim mi bilemiyorum. İnşallah aynı hakim değildir.
Hakim Ahmet Korkusuz'un söyledikleri cidden çok güzel. Geç gelen adalet adalet değildir ama sırf elindeki dosya hemen bitsin diyede acele edilirse de adalet tecelli etmez. İnşallah bu hakim dosyalar hakkında gereği gibi inceleme yapıyordur.

Alıntı: Yazan av.isa1923 Ben Ankara Hukuk'ta öğrenci iken Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk bir konferans için okulumuza gelmişti. Ve kendisi de bize bir anısını anlatmıştı Sami Selçuk bir adliyeye ziyaret için gittiğinde ona oradaki bir hakimi kendisine çok övmüşler. Bu hakim tüm dosyaları aynı yıl içinde çözüyormuş. Diğer yıla devreden dosyası bulunmuyormuş demişler. Bunun üzerine Sami Selçuk o hakimi merak etmiş ve yanına çağırmıştı. Ve bunu nasıl yaptığını sormuştu. O hakimde Sayın Sami Selçuk'a ben duruşmaya gireceğim dosyalar hakkında bir gün önceden sorular çıkartıyorum ve duruşmada da sanıklara aynı soruları soruyorum ve bu nedenle de davalar uzun sürmüyor. Aynı yıl içinde bitiyor demişti. Sayın Sami Selçuk'ta o hakimi azarlamıştı. O Hakime çok kızgın bir ses tonuyla sen bu şekilde duruşma başlamadan önce sanıklar hakkında vereceğin kararı kafanda çok önceden belirliyorsun demişti. Sami Selçuk'un bize anlattığı ceza mahkemesindeki hakim ile bu hakim aynı hakim mi bilemiyorum. İnşallah aynı hakim değildir. Hakim Ahmet Korkusuz'un söyledikleri cidden çok güzel. Geç gelen adalet adalet değildir ama sırf elindeki dosya hemen bitsin diyede acele edilirse de adalet tecelli etmez. İnşallah bu hakim dosyalar hakkında gereği gibi inceleme yapıyordur.

kesinlikle haklı ancak genelde bir hakim iddianame gelir gelmez dosya hakkında kararını vermiş olur.

Alıntı: Yazan av.isa1923 . İnşallah bu hakim dosyalar hakkında gereği gibi inceleme yapıyordur.

Emin olun ülkemizin diğer hakimleri ne kadar yapıyorsa o da en onlar kadar inceleme(!) yapıyordur. Hatta bence onlardan daha çok inceliyordur.

Eğer gerçekten bu kadar süratli bir biçimde vermiş olduğu kararlarda vicdanen rahatsa takdire şayan...

Alıntı: Yazan av.emrullah akbaş Eğer gerçekten bu kadar süratli bir biçimde vermiş olduğu kararlarda vicdanen rahatsa takdire şayan...

Eminim her yargıç kadar rahattır, çünkü delillerin hızlı biçimde mahkemeye sunulmasını sağlayarak kararların verilme süresini kısaltıyor. Ayrıca dosyalarının Yargıtay'ca onanma oranı %80'lerde ki bu iyi bir rakam bence. Hatta belki de vicdanı daha rahattır diğer yargıçlardan, çünkü adil yargılanma ilkesine uygun hareket ediyor.

Ben Hakim Ahmet Beyi bütün kalbimle taktir ediyorum.

Çok şaşırdım ve mutlu oldum.Varmış demek böyle hakimler.Söylenebilecek tek şey helal olsun...

Saygıdeğer Yargıcı en içten dileklerimle kutluyorum.

Alıntı: Yazan av.isa1923 İnşallah bu hakim dosyalar hakkında gereği gibi inceleme yapıyordur.

Yargıtaydan %80-90 onama alıyorum demiş aynı hakim. Yani inceleme yapıyor belli ki.

Son iki gündür girdiğim her ortamda bu haberi paylaşıyorum. herkes önce bir şaşırıyor inanamıyor, "nasıl oluyormuş!!!" diyor. Ben de haberin içeriğine göre izah ediyorum sonrasında da buradaki gibi malum sonuç beliriyor: takdir ediliyor. Önceleri övünçle anlattım: Türk hukuk sisteminde böyle de bir hakim var diye... Sonrasında ise bir utanç kapladı içimi koca Türk hukuk sisteminde böyle sadece bir hakim mi var diye...

Türk Adliyesinin değerli bir üyesi ile aynı çatı altında görev yapmaktan, böyle bir haberi Türk Hukuk sitesinde okumaktan duyduğum mutluluk kelimelerle ifade edilemez. Onur duydum. Yargıtay'dan % 80 - 90 oranında onama ile yerine getirilen bu çalışmanızın devamını ve tüm genç hukukçulara örnek olmasını dilerim. Sağlık ve başarılar diliyorum. Saygılarımla

kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dilerim. ama merak ettiğim bir husus var. yılın son aylarında açılmış, kasım, aralık aylarında açılmış dosyalar nasıl bitirilebiliyor. bu anlamda sıfır devir mümkün olabiliyor mu?

17 Temmuz 2009 tarihinde müvekkil adına menfi tespit davası açtım, ilk celsede kendini alacaklı sayanın vekili "..tüm ödemeleri kabul ediyoruz, hiçbirine itirazımız yok" demesine rağmen karar 24.01.2011 tarihinde çıkabildi yanlış anlaşılmasın gerekçeli değildi karar.. Bu sebepten okuduklarıma inanamadım gerçekten böyle hakimler var ama ben ve çevremde tanıdığım meslektaşlarımın hepsi mi şanssız da biz denk gelemiyoruz Ahmet bey gibi hakimlere!

Gel de bu hakim karşısında düğmeni ilkleme. Bizzat kendisini ziyaret edip tebrik edeceğim.

Çok Şaşırdım...Valla Hakimi tebrik etmek lazım. Böyle hzılı hakimlere ihtiyacımız var...

15 yıl bekleyen davalar, zamanaşımndan düşenler, iş yükü iş yükü diye bağıranlar buradan ders çıkarsın. Bu hakimimiz diğerlerine örnek pardon kapak olsun. Çalışkan, mesleğini severek yapan herkes her işte başarılıdır. Bu hakimimizi tebrik ediyor, Türk adaletine kattığı değer ve saygı için kendisine şükranlarımı sunuyorum.

İşi bilmek etmiyor, aynı zamanda bitirmek gerekiyor. Hem iş bilen hem iş bitiren tüm yargı mensuplarını, özellikle de hakim beyi tebirk ediyorum.