|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
30-04-2012, 01:03 | #1 |
|
Hırsızlık suçunda etkin pişmanlıktan faydalanmak için mağdura ödenecek para ne kadardır
Nitelikli hırsızlık suçunda, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyoruz. Çalınan paranın miktarı 4.000,00 TL. Fakat mağdur faiziyle birlikte mağduriyetinin 8.000,00 TL olduğunu söylüyor.Sanık müvekkil ise sadece çalınan parayı ödeyebileceğini söylüyor. Araştırdım. Herkes farklı birşey söylüyor. Kimi ödenecek miktar karşılıklı anlaşmaya bağlı derken, kimisi de çalınan para miktarını ödemek yeterli diyor. Bende sizlere danışmak istedim.Şimdiden çok teşekkür ederim.
|
30-04-2012, 09:03 | #2 |
|
Tck 168/1 de aynen geri verme veya tazmin demektedir.Çalınan bir eşya ise aynen geri verme konusu olur,para ise sizin zararı tazmin etme anında mağdurun zararı ne kadarsa o diye düşünüyorum.Çünkü paraya ilişkin zararlarda zaman geçtikçe zarar artar.Maddede de alınan para dememekte mağdurun zararı tazmin edilir diyor.Aksi halde mağdur 2 kere haksızlığa uğrayacaktır.İyi çalışmalar.
|
30-04-2012, 09:09 | #3 |
|
Teşekkür ederim cevabınız için. Bende olay tarihinde çalınan miktarın birebir ödenmesinin, paranın zaman içinde değer kaybına uğrayacağından dolayı haksızlık olduğunu düşünüyorum. Sanırım doğrusu, paraya yasal faiz ekleyip ödenmesi olacak.
|
30-04-2012, 09:11 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Ödenecek miktarın anlaşmaya bağlı olması da 168/2 ye giriyor bence. Yani kısmen ödeme veya tazmin söz konusu olursa bu durumda mağdurla anlaşmak gerekir. Ancak sizin 4000 TL yi ödeyerek diğer şartlar da uygunsa etkin pişmanlıktan yararlanabileceğinizi düşünüyorum. |
30-04-2012, 09:15 | #5 |
|
Teşekkürler cevap için. Fakat paranın uğradığı değer kaybı, kafamı kurcalıyor ve ben bu konuda net birşey bulamadım. Tarafların anlaşmasına bağlı diyor. Fakat mağdur olan kişi 4000 TL'ye bir yılda 4000 TL daha faiz ekleyip 8000 TL istiyor. Faiz işlettiğimizde bile bir senede 8000 olması imkansız. 4000 TL ödememiz de yeterli olur mu bilemiyorum.Yani tarafların anlaşması imkansız.
|
30-04-2012, 09:47 | #6 |
|
mağdur 4.000 TL'ye razı edilemezse, bu miktara olay tarihinden itibaren yasal faiz işletip ekleyin. bundan fazla da zarar olduğu iddiası varsa mağdur bunu ispatla yükümlü.
burada mağdurun fazla para koparma niyetiyle rakamı abartması, hakkın kötüye kullanılması çerçevesinde de değerlendirilebilir. |
30-04-2012, 11:07 | #7 |
|
Yanında staj yaptığım avukat bey faiz işletme olmaz dedi.Olay anındaki zararın giderilmesi ile indirime ilişkin 168. madde uygulanırmış.Gerekçe olarak da mağdur uğradığı gerçek zararın tazminini hukuk mahkemesinden ister dedi.Ceza mahkemesi için olay anındaki zarar önemli imiş.Bana mantıklı gelmedi çünkü mağdurun aleyhine bir durum doğuruyor ama üstadın görüşü o yönda.Size tekrar iyi çalışmalar.
|
30-04-2012, 11:10 | #8 |
|
Hırsızlık tarihinden ödeme tarihine kadar faiz işletip biliyorsanız mağdurun bir hesabına yatırarak, bilmiyorsanız konutta ödemeli posta yolu ile parayı ödeyin. Makbuzu mahkemeye sunun, etkin pişmanlık anlamında hakim bunu dikkate alacaktır. Faiz türü konusunda yasal faiz yerine, banka mevduat faizleri esas alınabilir.
|
30-04-2012, 11:25 | #9 |
|
T.C. YARGITAY
1.Ceza Dairesi Esas: 2009/10174 Karar: 2010/2 Karar Tarihi: 13.01.2010 ÖZET: Zararın belirlenmesinde hakim, ceza yargılamasında şahsi hak davasına yer verilmediği gerçeğini de göz önünde bulundurmak koşuluyla, kanaat verici basit bir araştırma yapmalı, hukuk hakimi gibi gerçek zararı tam anlamıyla saptamaya çalışmamalıdır. Zira 5271 Sayılı Yasanın 231. maddesindeki düzenleme, kişinin ileride hukuk mahkemesinde şahsi hak davası açmasına ve giderilmediğini düşündüğü gerçek zararın saptanarak kalan kısmın da hükmedilmesini istemi yönünden bir engel oluşturmamaktadır. (5237 S. K. m. 29, 62, 86) (5271 S. K. m. 231, 309, 310) (6136 S. K. m. 13) (YCGK. 03.02.2009 T. 2008/11-250 E. 2009/13 K.) Dava: Kasten yaralama suçundan sanık Murat'ın, 5237 sayılı TCK'nun 86/1, 86/3-e, 29/1, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis (2 kez) cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 05/03/2009 tarihli ve 2005/217 Esas, 2009/35 Karar sayılı kararma müdahiller vekilince yapılan itiraz üzerine, katılanların zararının tespiti açısından beyanlarının alınarak, sanıktan bu zararı karşılayıp karşılamayacağı sorulmadığından itirazın kabulü ile anılan mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/04/2009 tarihli ve 2009/335 Değişik İş sayılı kararının, 5271 Sayılı Kanunun 231. maddesinin 6. fıkrasının <(c)> bendindeki zararın giderilmesi koşulunun yalnızca zarar suçları bakımından uygulanma yeteneğinin bulunması; sanığın sabıkasız olması ve herhangi bir zararın bulunmaması, 5271 Sayılı Kanunun 231. maddesinin uygulanması için gerekli şartların mevcut bulunması karşısında, Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 14/04/2009 gün ve 2009/335 Değişik İş sayılı karar ile, itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmadığı vurgusuyla; Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 07.07.2009 tarih ve 37425 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 18/08/2009 tarih ve 182679 sayılı tebliğnamesine bağlı dava dosyası Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 16/11/2009 gün ve 17535/20425 sayılı görevsizlik kararı ile birlikte Dairemize gönderilmekle okundu; gereği konuşulup düşünüldü. TÜRK MİLLETİ ADINA 1- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI: Uyuşmazlık, Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 05/03/2009 tarihli ve 2005/217 Esas, 2009/35 Karar sayılı ilamı ile kasten yaralama suçundan sanık Murat'ın, 5237 sayılı TCK'nun 86/1, 86/3-e, 29/1, 62/1. maddeleri uyarınca neticeten 1 yıl 8 ay hapis (2 kez) cezasıyla cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CMK. nun 231/5. maddesi gereğince <hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına> ilişkin kararına vaki itirazın Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/04/2009 tarihli 2009/335 Değişik iş sayılı kararıyla itirazın kabulü suretiyle <hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması< yönündeki kararın; 5271 Sayılı Kanunun 231. maddenin 6. fıkrasının <c> bendine uygun olup olmadığının tespiti hususunda düğümlenmektedir. 2- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME; Öğretide <olağanüstü temyiz> olarak da isimlendirilen yasa yararına bozma yasa yolunun koşulları ve sonuçları 5271 sayılı CMK'nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir. 5271 Sayılı Yasanın 309. maddesinde Adalet Bakanlığı'na, 310. maddesinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na tanınan bu yetki, hakim veya mahkemelerce verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılığı gidermeyi amaçlayan olağanüstü bir yasa yoludur. Bu biçimde kesinleşmiş bir karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay'ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay Ceza Dairesi'ne verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay'ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse talep reddedilecektir. 5728 Sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 231/5-6. madde ve fıkraları uyarınca; sanığa yükletilen suçtan dolayı yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleriyle, duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. Kanun yararına bozma isteminde CMK'nun 231. maddenin 6. fıkrasının <c> bendindeki zarar gideriminin yalnızca zarar suçları bakımından uygulanma yeteneği bulunduğu biçimindeki düşüncenin uygulamada yer bulmadığı açıktır. Şöyle ki: Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03/02/2009 günlü ve 2008/11-250 esas, 2009/13 karar sayılı olup; <hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesidir. Burada uğranılan zararlardan kastedilen maddi zararlar olup, manevi zararlar bu kapsamda değerlendirilmemelidir. Maddi zararın bizzat sanık tarafından yerine getirilmesi gerekmeyip, sanık adına onun bilgisi ve rızası tahtında üçüncü kişiler tarafından da tazmin, aynen iade veya eski hale getirme suretiyle giderilmesi de olanaklıdır. Ancak, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşul aranmayacaktır. Örneğin 6136 Sayılı Yasanın 13. maddesine aykırılık suçunda herhangi bir zarar bulunmadığından zararın giderimi koşulu aranmaz. Zararın belirlenmesinde hakim, ceza yargılamasında şahsi hak davasına yer verilmediği gerçeğini de göz önünde bulundurmak koşuluyla, kanaat verici basit bir araştırma yapmalı, hukuk hakimi gibi gerçek zararı tam anlamıyla saptamaya çalışmamalıdır. Zira 5271 Sayılı Yasanın 231. maddesindeki düzenleme, kişinin ileride hukuk mahkemesinde şahsi hak davası açmasına ve giderilmediğini düşündüğü gerçek zararın saptanarak kalan kısmın da hükmedilmesini istemi yönünden bir engel oluşturmamaktadır.> biçimindeki yol gösterici içtihadı olayımıza ışık tutmaktadır. Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi 05.03.2009 tarih ve 2005/317 Esas, 2009/35 Karar sayılı kararı ile kasten yaralama suçundan sanık Murat'ın neticeden 1 yıl 8 ay hapis (2 kez) cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın sabıkasız oluşu, kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği düşüncesiyle CMK. nun 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir. Katılan vekili, 11/03/2009 tarihinde bu karara, aynı yer 1. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde yasal sürede itiraz etmiştir, itirazı inceleyen Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 14/04/2009 tarihli 2009/335 Değişik İş sayılı kararı ile, eylem sonucunda mağdurun uğradığı zararının tespiti yönünden anlatımlarının alınması ve sanıktan bu zararı karşılayıp karşılamayacağının sorulması gerektiği kanısıyla kararın kaldırılmasına karar vermiştir. Kasten yaralama suçlarında maddi zararın doğması mümkündür. Tedavi ve sağlık giderleri v.b. zararlarının bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur. Yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda katılan mağdurun maddi zararının doğması muhtemel olduğundan, itiraz merciinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılması yönündeki kararında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış ve <kanun yararına bozma> isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Sonuç: 1- Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/04/2009 tarihli ve 2009/335 Değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK. nun 309. maddesi uyarınca <kanun yararına bozulmasına> yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın isteminin REDDİNE, 2- Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 13.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı |
30-04-2012, 11:31 | #10 |
|
Cevaplarınızı teker teker okuyorum. İlginiz için teşekkür ederim. Fakat halen kararsızım. Bu hepimizin başına gelebilecek bir durum.
|
05-09-2016, 09:28 | #11 |
|
T.C
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ ESAS NO.2014/25461 KARAR NO.2016/7287 KARAR TARİHİ.18/04/2016 Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanığın olay tarihinde, müştekiye ait tarlada sulama amaçlı bulunan elektrikli dinamoyu çalması şeklinde gerçekleşen eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun'un 141/1. maddesi gereğince uygulama yapılması, 2- 26.01.2013 tarihli kolluk tutanağına göre; sanık ... ile haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanıklar ... ve ...’in içinde bulunduğu aracın bagaj kısmının aşırı yükten dolayı çökmüş olduğunun görülmesi üzerine kolluk görevlileri tarafından aracın durdurulduğu, yapılan aramada araçta iki adet dinamonun ele geçtiği, sanıkların suça konu dinamoları çaldıkları yeri göstererek, henüz hırsızlıktan haberdar olmayan müştekiye ulaşılarak suça konu dinamonun iade edildiği, müştekinin soruşturma aşamasında alınan beyanında da, su dinamosunun elektrik kablolarının kesilmesi suretiyle çalındığını belirttiğinin anlaşılması karşısında, öncelikle müşteki dinlenerek herhangi bir zararının bulunup bulunmadığı sorulup, zararının bulunmadığının anlaşılması halinde sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesinin; zararın bulunduğunun ve giderilmediğinin anlaşılması halinde ise sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası bulunup bulunmadığı sorularak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/1-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 18/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
sahte fatura suçunda etkin pişmanlık uygulanırmı | avyıldız | Meslektaşların Soruları | 2 | 14-06-2013 12:39 |
kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda mağdura yaklaşmama kararı alınabilir mi? | avukat.derviş.yıldızoğlu | Meslektaşların Soruları | 4 | 01-02-2010 19:23 |
Hırsızlık, Muhafaza, El Koyma, Mağdura İade | tcenkmen | Meslektaşların Soruları | 5 | 21-02-2009 10:00 |
İlamdan sonra ödenecek harç miktarı ne kadardır? | av.knel | Meslektaşların Soruları | 2 | 23-10-2008 16:36 |
Hırsızlık suçunda asgari limit var mı | a.lawyer | Meslektaşların Soruları | 8 | 05-04-2007 15:58 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |