Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İş davasında davalının ölümü

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-04-2016, 14:36   #1
Mgulerer

 
Varsayılan İş davasında davalının ölümü

Merhabalar;

İşçi alacağıyla ilgili davayı açtığımız gün davalının öldüğünü öğrendik.

Meslekte yeni olduğum ve ilk kez karşıma çıkan bir durum olduğu için siz meslektaşlarıma danışmak istedim.. Bu aşamada mahkemeden veraset ilamı almamız için yetki verilmesini istememiz yeterli olur mu? Sonrasında veraset ilamındaki murislere- mirası reddetmedikleri takdirde- ıslah yoluyla taraf teşkili mi sağlamalıyız ? İlk aşamada ne yapacağım konusunda kafam karışmış durumda açıkcası..
Old 21-04-2016, 17:07   #2
ekinheval

 
Varsayılan

Konu hakkında farklı kararlar var. Örneğin "Ölü kişi aleyhine dava açılması hukuken olanak dışıdır. Kural olarak davanın tarafları ıslah yoluyla dahi değiştirilemez. Pasif ve aktif husumet dava şartlarından olup mahkemece istek olmaksızın resen gözetilmelidir. Hal böyle olunca, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu yönünden reddine karar verilmesi gerekir. " ancak HUKUK GENEL KURULUNUN da daha yeni tarihli ve usul ekonomisine de uygun olduğunu düşündüğüm aşağıdaki kararı doğrultusunda hareket edebilirsiniz.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2013/14-612
K. 2013/1297
T. 11.9.2013

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı/Nüfus Kayıtlarındaki Karışıklık Nazara Alındığında Davacının Ölü Kişiye Karşı Dava Açması Durumunun Yanılgıya Dayalı Olduğunun ve Dürüstlük Kuralına Aykırı Olmadığının Kabulü Gerektiği )
ÖLÜ KİŞİ ALEYHİNE DAVA AÇILMASI ( Tapu İptali ve Tescil - Davacının Ölü Kişiye Karşı Dava Açması Durumunun Yanılgıya Dayalı Olduğunun ve Dürüstlük Kuralına Aykırı Olmadığı/Davacıya Davayı Mirasçılara Yöneltme İmkanı Tanınması Gerektiği )
• GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ( Davacının Taşınmazı Davalı Olarak Gösterilen Ölü Kişiden Değil Dava Dışı Başka Bir Şahıstan Aldığı/Ölü Kişiye Karşı Dava Açması Durumunun Yanılgıya Dayalı Olduğu ve Dürüstlük Kuralına Aykırı Olmadığı/Davacıya Davayı Mirasçılara Yöneltme İmkanı Tanınması Gerektiği - Tapu İptali ve Tescil )
• DÜRÜSTLÜK KURALI ( Tapu İptali ve Tescil - Nüfus Kayıtlarındaki Karışıklık Nazara Alındığında Davacının Ölü Kişiye Karşı Dava Açması Durumunun Yanılgıya Dayalı Olduğunun ve Dürüstlük Kuralına Aykırı Olmadığı/Davacıya Davayı Mirasçılara Yöneltme İmkanı Tanınması Gerektiği )
6100/m.124
ÖZET : Dava; noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazı gayrımenkul satış vadi sözleşmesi ile davalı olarak gösterilen ölü kişiden değil, dava dışı başka bir şahıstan almıştır. Başka bir ifade ile taşınmaz maliki bu yeri anılan şahsa; bu da satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satmayı vaat etmiştir. Davacının, davalı ile bir mesaisi olmadığı gibi, doğrudan muhatap olacak bir ilişkisi de olmamıştır. Davacı, dava açarken taşınmaz malikinin nüfus kaydını temin etmiş, bu kayda dayanarak dava açmıştır. Kayıtta muhatabın ölü olduğuna ilişkin bir kayıt olmadığı gibi davalının gittiği kayıt da gösterilmemiştir. Davacı tam da bu kayda dayanarak dava açmış ise de, dava dilekçesinin muhataba tebliği aşamasında davalı olarak gösterilen kişinin ölü olduğunun tebligata dercedilmesi üzerine Mahkemece aynı davalıya karşı açılan başka bir dosyaya celbedilen nüfus kaydında davalının ölü olduğu anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalının bu kaydındaki TC kimlik numarası ise tamamen farklıdır. Nüfus kayıtlarındaki bu karışıklık nazara alındığında davacının ölü kişiye karşı dava açması durumunun yanılgıya dayalı olduğunun ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece davacıya, HMK.m.124 gereğince davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınmadan ve yöneltmek istediği takdirde de mirasçılarının tespiti ile bunlara tebligat çıkartma fırsatı verilmeden hatalı değerlendirme sonucu ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki “gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.05.2012 gün ve 2011/325 E.-2012/198 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 17.09.2012 gün ve 2012/9222 E.-2012/10360 K. sayılı ilamı ile;

( ... Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

Mahkemece, ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı temyiz etmiştir.

Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK'nun 50.maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.

6100 sayılı HMK'nun “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124.maddesi gereğince;

Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.

Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.

Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.

Türk Medeni Kanununun 28.maddesinde ise; gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava açılamaz ise de; yukarıda belirtildiği üzere maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi, davacının tüm özeni göstermesine rağmen dava açacağı kişiyi doğru tespit edememesi, kısa süre önce kendisiyle işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi durumlarında yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse ortaya çıkan dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir.

Bu durumda mahkemece, ölen kişinin veraset belgesi ile belirlenen tüm mirasçılarına dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasının incelenmesi gerekir.

Somut olayda, aleyhine tapu iptali ve tescil davası açılan Pandali kızı K. A.'nın dava tarihinden önce öldüğünden kural olarak aleyhine dava açılamaz ise de davacı tarafın yargılamayı uzatmak yönünde bir niyeti olmadığı anlaşıldığından mahkemece Pandali kızı K. A.'nın mirasçılık belgesi temin edildikten sonra mirasçılarının belirlenmesi, dava dilekçisinin usulüne uygun biçimde mirasçılarına tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, daha sonra yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.

Kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Mahkemenin, davanın reddine dair verdiği karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Özel Daire'ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece, "ölü kişiye karşı dava açılamayacağı” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Hükmü temyize, davacı vekili getirmektedir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu'nun önüne gelen uyuşmazlık; ölü kişi aleyhine dava açılması halinde, 6100 sayılı HMK m.124 uyarınca ölenin mirasçılarının davaya dâhil edilmesi suretiyle davaya devam edilip edilemeyeceği, varılacak sonuca göre, davalının ölü olduğunun davacı tarafından bilinmemesinin maddi hataya dayalı ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Bir davada taraf ehliyeti dava şartlarından ( HMK m. 114/1-d ) olup taraf ehliyeti ise medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olmakla mümkündür ( HMK m. 50 ). Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder ( TMK m. 28 ). Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği öngörülmüştür ( HMK m. 55; HUMK m. 41 ). Ne var ki, Kanun'da ölü kişiye karşı dava açılması halinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir.

Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacının davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK'nun 124.maddesinde; “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu maddenin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamak yargılama ilişkisini katı bir forma bağlayacaktır ki, bu da yargılamaya hakim olan ilkelerden “usul ekonomisi ilkesi” ( HMK m. 30 ) ile bağdaşmaz.

Şu halde davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının sağ olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır.

Bütün bu açıklamalar karşısında somut olay ele alındığında; davacı, dava konusu taşınmazı gayrımenkul satış vadi sözleşmesi ile davalı olarak gösterilen ölü K.'den değil, dava dışı F. Ö.'den almıştır. Başka bir ifade ile taşınmaz maliki K. bu yeri F.'ye; F. de satış vaadi sözleşmesi ile davacı İ.'ye satmayı vaat etmiştir. Davacının, davalı K. ile bir mesaisi olmadığı gibi, doğrudan muhatap olacak bir ilişkisi de olmamıştır. Davacı, dava açarken taşınmaz maliki olan K.'nin nüfus kaydını temin etmiş, bu kayda dayanarak dava açmıştır. Kayıtta muhatabın TC kimlik numarası ... ... olup, ölü olduğuna ilişkin bir kayıt olmadığı gibi davalının gittiği kayıt da gösterilmemiştir. Davacı tam da bu kayda dayanarak dava açmış ise de, dava dilekçesinin muhataba tebliği aşamasında davalı olarak gösterilen K.'nin ölü olduğunun tebligata dercedilmesi üzerine Mahkemece aynı davalıya karşı açılan başka bir dosyaya celbedilen nüfus kaydında davalının ölü olduğu anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalının bu kaydındaki TC kimlik numarası ... ... ise tamamen farklıdır. Nüfus kayıtlarındaki bu karışıklık nazara alındığında davalının ölü kişiye karşı dava açması durumunun yanılgıya dayalı olduğunun ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığının kabulü gerekir.

Açıklanan nedenlerle, mahhkemece davacıya, HMK.m.124 gereğince davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınmadan ve yöneltmek istediği takdirde de mirasçılarının tespiti ile bunlara tebligat çıkartma fırsatı verilmeden hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Hal böyle olunca; Hukuk Genel Kurulu'nca da yukarıdaki ilave gerekçelerle benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, direnme kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 1086 sayılı HUMK'nun 440/1.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun çoğunluğunun bozma kararına katılmakla birlikte aşağıda yer verdiğim nedenlerle bozma gerekçesine katılamıyorum.

Sayın çoğunluk; ölü kişi aleyhine açılan davanın HMK 124.maddesi gereğince mirasçılarının davaya katılması ile sürdürülebileceğini kabul etmiştir.

HMK.'nun 124.maddesi, "tarafta iradi değişiklik" başlığını taşımaktadır. Taraf değişikliğinin öncelikle karşı tarafın rızası ile mümkün olacağı kabul edilmiştir.Bunun istisnasını düzenleyen son fıkrası hükmüne göre de, karşı tarafın rızası olmaksızın yanılgıya dayanan hallerde hakim taraf değişikliğini kabul edebilir. Bu durumda, hakim taraf değişikliği ile taraf olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmedecektir.

Yukarıda sözü edilen HMK'nun 124.maddesinin uygulanabilmesi için, açılan davada öncelikle bir davalı tarafın bulunması gerekir. Rızası aranmayacak olsa dahi bir taraf yer almalıdır. Davaya neden değilse, davada yanılgı ile taraf gösterilen taraf yararına avukatlık ücretine hükmedilecektir.Maddenin uygulanabilmesi için davada taraf sıfatına sahip bir tarafın varlığının ön koşul olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

Ölü kişi aleyhine açılan davada ise taraf mevcut değildir. Ölü kişinin taraf sıfatı bulunmadığından bu madde dayanak yapılarak taraf değişikliğinden söz edilemez. Her ne kadar, madde gerekçesinde ölü kişi aleyhine açılan davalarda bu hükmün uygulanabileceğinden söz edilmiş ise de hukuki olmayan, taraf ehliyetini gözardı eden gerekçeye değer verilemez.

Eski usul yasası zamanında oluşan, 04.05.1978 gün ve 1978/4 Esas, 1978/5 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da açıklandığı gibi, "Medeni Kanunun 27.maddesinin 1.fıkrası hükmünce şahsiyet, çocuğun sağ olarak doğduğu andan başlar ve ölümü ile nihayet bulur. Bu nedenle, ölümle kişiliği son bulan bir kimsenin medeni hakları kullanmasından ve taraf ehliyetinden sözedilemez."

Burada, ölü kişi mirasçılarının davaya katılması ancak, HMKnun 119.maddesinin uygulanması ile olanaklıdır. HMK.'nun 119/b maddesi hükmüne göre; dava dilekçesinde davacı ve davalının adı soyadı adresleri yer almalıdır. Maddenin son fıkrasına göre, ( b ) bendindeki bir eksiklik halinde, hakim eksikliğin tamamlanması için davacıya bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verir.

Ölü kişi davada taraf gösterilmişse taraf ehliyeti bulunmadığından taraf değişikliğinden sözedilemez. Dava dilekçesinde, taraf gösterilmemiş gibi HMK'nun 119.maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan Sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Old 21-04-2016, 22:25   #3
korayoz

 
Varsayılan

Mirasçılardan vekalet alip mecburi dava arkadasi olarak tum mirascilar adina davaya devam edebilirsiniz.
9. Hukuk Dairesi 2011/52279 E., 2012/3146 K.

HUSUMET
İŞ SÖZLEŞMESİNİN HAKSIZ FESHİ
YARGILAMA SIRASINDA DAVACININ ÖLÜMÜ

Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, tazminat ve işçilik alacaklarının ödenmediğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai, tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalı işverenlerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

6100 sayılı HMK'nın 55. maddesi uyarınca "taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya reddetmemiş ise, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir". Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Zira mirasçılara intikal etmeyen, tarafın ölümü ile konusuz kalan davalarda gerek bulunmamaktadır.

Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, TMK'nın 28/I. maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.

Davacı vekilinin temyiz dilekçesine eklediği nüfus kaydına göre davacı işçi yargılama sırasında 15.12.2010 tarihinde ölmüştür. Dava konusu istek malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların malvarlığını etkilemektedir.

Ölü kişi adına hüküm kurulamayacağından, mahkemece anılan usul hükümleri dikkate alınarak, mirası reddetmeyen mecburi dava arkadaşları davacının mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması ve HMK'nın 77/1. maddesi uyarınca mirasçıların vekaletnamelerini sunması için vekile süre verilmesi gerekir. Yazılı şekilde dava sırasında ölen ve taraf ehliyeti son bulan davacı hakkında hüküm kurulması hatalıdır.

S o n u ç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 22-04-2016, 09:41   #4
sokratik

 
Varsayılan

dava açıldıktan sonra öldüyse; davaya mirasçılara karşı devam edebilirsiniz. ancak ölü kişiye dava açıldıysa (yukarıdaki yargıtay kararı müstesna) davanız taraf ehliyeti olmadığı için reddedilebilir.
Old 22-04-2016, 11:46   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Siz mahkemeden davalının öldüğünü beyan edip veraset ilamının alınması için yetki isteyin.

Mahkeme resen nüfus kaydına bakıyor ve size yetkiyi veriyor.

Aldığınız yetki ile veraset ilamını alıp dosyaya sunuyorsunuz.

Veraset ilamında görünen mirasçılarına dava dilekçesi gönderiliyor.

Sıkıntı olacak bir durum yok...

Kolay gelsin...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma davasında davalının ölümü elmas Meslektaşların Soruları 7 12-11-2014 15:20
İcra Takibinin iptali davasında davalının ölümü. kerimo Meslektaşların Soruları 1 28-10-2012 08:45
karardan sonra temyizden önce davalının ölümü avukatselvi Meslektaşların Soruları 2 28-01-2011 18:04
Davalının ölümü halinde davacının izleyebileceği yollar gag Meslektaşların Soruları 4 01-10-2009 10:53
tenfiz davalının ölümü sonrası yapılacak işlemler nabucadnazar Meslektaşların Soruları 1 03-04-2009 12:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05375600 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.