|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
05-02-2014, 15:42 | #1 |
|
Hizmet Tespiti Davasinda Yetki Ve Sona Ermiş Kollektif şirketin Pasif Dava Ehliyeti
müvekkilim 1985 senesinde istanbulda bir işyerinde çalışırken işyerinin bulunduğu semtten sorumlu olan ssk şubesine işe giriş bildirgesi verilmiş ve fakat primleri yatırılmamış, o tarihte bir gün dahi sigortalı sayılması emeklilik açısından kendisine çok büyük kolaylık sağlayacak. bunun için hizmet tespiti davası (primi yatmayan çalıştığı günlerin tespitinden ziyade o tarihte bir gün priminin olması daha önemli, bu tür davalara hizmet tespiti davasının bir türü olarak sigortalılık başlangıcının tespiti davası denildiği de oluyor.) açacağız.işyeri şu an faaliyette olmayan bir kollektif şirket. müvekkilim kayseride ikamet ediyor. şu an faaliyette olmayan kolektif şirketin son adresi ile bildirgenin verildiği ssk şubesi istanbul da.
1-ulaşabildiğim içtihatların çelişik olması sebebiyle bu davanın neredeki mahkemede açılacağına ilişkin görüşlerinizi merak ediyorum. 2-işveren kollektif şirket şu an sona ermiş olduğundan yeni TTK 'nın aşağıdaki maddeleri gereğince şirket yerine sgk ile birlikte şirket ortaklarından birini veya birkaçını davalı olarak göstermem gerekir mi? MADDE 236- (1) Ortaklar, şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı müteselsilen ve bütün malvarlığı ile sorumludur. (2) Şirkete yeni giren kişi, girme tarihinden evvel doğmuş olsa bile, şirketin borçlarından ve taahhütlerinden diğer ortaklarla birlikte müteselsilen ve bütün malvarlığı ile sorumludur. (3) Birinci ve ikinci fıkralara aykırı olarak sözleşmeye konan şartlar, üçüncü kişiler hakkında geçerli olmaz. II- Sorumluluğun derecesi MADDE 237- (1) Şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede şirket sorumludur. Ancak, şirkete karşı yapılan icra takibi semeresiz kalmış veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş ise, yalnız ortak veya ortakla birlikte şirket aleyhine dava açılabilir ve takip yapılabilir. (2) Yukarıdaki hükümler, ortakların kişisel mallarına ihtiyati haciz koymaya mani değildir. Bu fıkra hükmünce konulmuş bulunan ihtiyati hacizler hakkında İcra ve İflas Kanununun 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen süre, birinci fıkranın ikinci cümlesi hükmünce ortağa karşı dava veya takibe başlama yetkisinin doğduğu tarihten itibaren işlemeye başlar. Bununla beraber, ihtiyati haciz tutanağının tebliğinden itibaren kanuni süre içinde şirkete karşı takibe veya davaya başlanmadığı takdirde ihtiyati haciz düşer. III - Mahkeme kararı MADDE 238- (1) Yalnız şirket aleyhine alınmış olan mahkeme kararı, şirket hakkındaki takip semeresiz kalmadıkça veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş olmadıkça ortaklar hakkında icra edilemez. (2) İcra emrinin şirkete tebliğine rağmen borç ödenmediği takdirde, alacaklı, şirketle birlikte ortakların veya bazılarının da doğrudan iflasını isteyebilir. bilgilerinizi paylaşırsanız memnun olacağım.şimdiden teşekkür ederim. |
05-02-2014, 18:03 | #2 |
|
Hizmet tespit davalarında SGK ile işveren birlikte davalı olarak gösterilmelidir. Şirket tasfiye edilmiş ticaret sicilinden silinmiş bir şirket ise;
Şirketin ihyası gündeme gelecektir. Yargıtay tasfiyenin hatalı yapıldığından bahisle Borçlar Kanunundaki hata hükümlerine göre şirket tasfiye memurları ile ticaret siciline dava yöneltilerek şirketin ihyasının sağlanmasını zorunlu kılıyor. Ancak şirketin ihyasının mantığı davanın kazanılması durumunda SGK'nın işverene rücü edebilmesi. Bu kapsamda eğer davalı olarak işveren gösterilemiyorsa(davacıdan kaynaklanmayan sebeplerle, örneğin ihyası mümkün değilse) bu durum SGK ile işveren arasındaki bir mesele olduğundan davacı olan işçiyebi etki yapmamaktadır. Okuduğum bir Yargıtay kararında işverenin ölmesi ve mirasçılarının da mirası red etmesi üzerine açılan hizmet tespit davasında işverenin davalı olarak gösterilmemesini davaya etki etmeyeceğini, bu durumun sadece SGK'nın rücu hakkını etkilemesi gerektiğini belirtiyordu. Bu kapsamda şirkete husumet yöneltilemese dahi diğer olguların değerlendirilmesi ile birlikte davanın kabulüne karar erilmesi gerekmektedir. Ancak şirket ihyasını hata hükümlerine göre değerlendirildiğinde ve hata ile ilgili 10 senelik zamanaşımı söz konusu olduğunda açılacak şirket ihyası davasının reddi durumu da (Zamanaşımı defiinden)göz önünde bulundurulmalıdır. |
05-02-2014, 18:23 | #3 |
|
Ayrıca şu hususu da belirtmek gerekir işyeri giriş bildirgesi verildiğinden hak düşümü süresi ortadan kalkmaktadır. Ancak işe giriş bildirgesi ile birlikte fiili çalışma olgusunun tespiti önem arzetmektedir. Özellik bordro tanık anlatımları, komşu işyeri dönem çalışanlarının ifadeleri önem arzetmektedir. Re'sen araştırma ilkesinin mevcut olduğu bir dava türü olduğundan hakim tarafların getirdikleri belgeler ve bilgilerle yetinmeyecektir. Diye biliyorum.
|
10-03-2015, 15:55 | #4 |
|
Meslektaşlarım benzer bir dava da ben açacağım. Davalı şirket kollektif şirket ve tasfiye edilmiş durumda olduğunu biliyoruz. Müvekkille ilgili kuruma 1982 yılında işe giriş bildirgesi verilmiş ancak prim yatırılmamış. Müvekkilimin o dönemde mevcut olan yaklaşık 9 aylık çalışmasının tespiti için dava açacağım. Buradaki asıl amacımız müvekkilimin 1982 yılında işe başladığını tespit ettirip o tarihteki emeklilik şartlarına tabi olmasını sağlamak. Davalı olarak işverenin işe giriş bildirgesindeki ünvanını ve de adresini belirtip, tebligat yapılamaması durumunda ticaret sicil kayıtlarını isteterek tespit edilecek ortakları davalı olarak davaya dahil etmek mümkün müdür? Zira; sigorta primlerine ilişkin şirket ortaklarının şahsi malvarlığı ile de sorumlu olması nedeniyle davaya dahil edilebileceklerine ilişkin karar olduğunu duydum. Ancak ben bu hususta henüz karar bulamadım. Bu hususta elinde karar olan veyahut bilgisi olan meslektaşım varsa ve yardımcı olurlarsa minnettar olurum. Saygılar.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İş akti ne zaman sona ermiş olur? | adalet için | Meslektaşların Soruları | 7 | 15-10-2011 12:42 |
Apartman yönetisinin pasif dava ehliyeti | law in law | Meslektaşların Soruları | 1 | 27-09-2010 10:35 |
Pasif dava ehliyeti | nurigüzel | Meslektaşların Soruları | 1 | 27-05-2010 21:18 |
tasfiyesi sona ermiş bir limited şirketin borçlarından sorumluluğu | smn_lkm | Meslektaşların Soruları | 0 | 29-05-2008 17:04 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |