Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hırsızlık İçin Konut Dokunulmazlığının İhlali

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-01-2012, 10:28   #1
av.yağmur deniz

 
Varsayılan Hırsızlık İçin Konut Dokunulmazlığının İhlali

daha önce işyeri olarak kullanılan yer hakkında doğal mafet nedeniyle yıkım kararı alınıyor ve sözkonusu yer boşaltılmasına rağmen yıkılana kadar depo olarak kullanılıyor ve kapısı kilitleniyor.Ancak çatısında güvercin besleniyor ve çatıdan binaya açılan kapı açık bırakılıyor.Çocuklar ise çatıdan girerek hırsızlık yapıyorlar.dava tarihinde yıkım gerçekleştiği için keşif yapılamadı.Mahkeme konut dokunulmazlığını ihlalden şikayet olmaması nedeniyle düşme,kil.sur.muh.alt.alınan eşya hakkında hırsızlıktan ise ceza verdi.HAGB nedeniyle temyiz edemedim.
Ancak savcı düşme kararına karşı TCK 142/4 nedeniyle resen kovuşturma yapılmadığı,116.maddeden şikayet olmaması nedeniyle düşme verilmesinin yasal olmadığı nedeniyle temyiz etti.
Ancak hernekadar kapı kapalı olsa da çatıdaki açık kapıdan girme sonucu suçun işlenmesi ve yıkım kararı nedeniyle binanın artık konut veya işyeri vasfını kaybetmesi ve boş olan bu binadan hırsızlığın yapılması 142/6 nın oluşmasına engel değil midir?Temyize bu şekilde bir savunmayla cevap verdiğimiz takdirde, sözkonusu hırsızlık yönünden de dosyanın incelenmesini sağlayabilir miyiz.Çünkü HAGB nedeniyle temyiz edemedik ancak anlattığımız bu nedenlerle olayın basit hırsızlık olduğu kanaatindeyiz.Muhafaza altına alınmış eşya olarak nitelenmemeli.Ayrıca aynı işyeri ile ilgili bir başka mahkeme işyeri vasfının yitirildiği kanatiyle beraat verdi.kısacası temyize cevabımızda savcının ileri sürdüğü nedenlerin ötesine giderek biz hırsızlık yönünden de temyiz etmeyi sağlayabilirmiyiz.
Old 13-01-2012, 10:38   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yağmur deniz
kısacası temyize cevabımızda savcının ileri sürdüğü nedenlerin ötesine giderek biz hırsızlık yönünden de temyiz etmeyi sağlayabilirmiyiz.


Yargıtay 1.C.D. 2006/967 E. 2006/584 K. 09.03.2006 Tarih
...
Müdahilin 21.10.2004 tarihli dilekçesi, temyiz dilekçesi mahiyetinde olmayıp, sanıkların temyiz dilekçelerinin müdahile tebliği üzerine verilmiş temyize cevap dilekçesi olduğundan, sanık müdafilerinin ve yerel Cumhuriyet Savcısının temyizi üzerine; sanık O. hakkında öldürme, öldürmeye teşebbüs, sanıklar B., N., İ. H. ve Ş. haklarında kavgada el uzatma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık T. hakkında kavgaya katılmaktan kurulan beraat hükmüne hasren yapılan incelemede;
...
Old 13-01-2012, 16:41   #3
Av.Erkan Şenses

 
Varsayılan

HAGB kararına karşı C. Savcısının da temyiz hakkı bulunmamaktadır, itiraz edebilir ancak.
Old 16-01-2012, 12:12   #4
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Erkan Şenses
HAGB kararına karşı C. Savcısının da temyiz hakkı bulunmamaktadır, itiraz edebilir ancak.
cumhuriyet savcısı HAGB kararına değil kon.dok.ihlalden verilen düşmeye karşı temyize gidiyor.
Old 16-01-2012, 14:07   #5
Av.Erkan Şenses

 
Varsayılan

Savcının temyiz istemiyle ilgili Yargıtay'a göndereceğiniz dilekçede belirttiğiniz hususlara girin, Yargıtay temyiz istemini reddedip oranın konut sayılamayacağına ilişkin bir karar verirse bu karar üzerine CMK m. 311/ e) gereği esas mahkemesine başvurarak yeniden yargılama talebinde bulunabilirsiniz. Andığım hüküm şöyledir:
"Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkum edilmesini gerektirecek nitelikte olursa".

Kolaylıklar dilerim.
Old 16-01-2012, 14:13   #6
Av. Seda Üstün Tuğ

 
Varsayılan

Suç 19.12.2006 tarihinden önce mi işlendi acaba? Bu tarihe kadar işlenen suçlarda konut dokunulmazlığı suçu şikayete tabi.Diğer bir yandan böyle bir durum söz konusu değilse, hırsızlık suçunun işlenmesi sırasında konut dokunulmazlığı suçunun da işlenmesi durumunda failin, aynı zamanda bu suçtan da cezalandırılması gerekir.

T.C. YARGITAY

Ceza Genel Kurulu
Esas: 2009/9-153
Karar: 2009/285
Karar Tarihi: 08.12.2009


ÖZET: Sanığın olay tarihinde kasada bulunan paraları almak amacıyla ….. Bankası’na girmesi eyleminde, hırsızlığa teşebbüs suçu yanında işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçu da oluştuğundan, Özel Daire çoğunluğunun; bileşik suç kuralları gereğince sanığın sadece hırsızlığa teşebbüs suçundan sorumlu tutulması gerekip, ayrıca işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan cezalandırmanın mümkün bulunmadığı görüşünde isabet bulunmamaktadır.

(5237 S. K. m. 35, 42, 43, 44, 116, 119, 142, 143, 152) (5560 S. K. m. 6)

Dava: Nitelikli hırsızlık suçuna teşebbüs, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından sanık M. Ç.’ın,

1- Hırsızlığa teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCY’nın 142/1-b, 143 ve 35. maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay 7 gün hapis,

2- Mala zarar verme suçundan TCY’nın 152/1-a ve 152/2-a maddeleri uyarınca 4 yıl hapis,

3- İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan TCY’nın 116/4 ve 119/1-c maddeleri uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.11.2008 gün ve 209-532 sayılı hüküm, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 13.04.2009 gün ve 2058-4385 sayı ile;

<1- Mala zarar verme ve hırsızlığa teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede;

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık ve müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, bu suçlara ilişkin hükümlerin onanmasına,

2- İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükme gelince;

Sanığın kimliği belirlenemeyen kişilerle birlikte T.C. Ziraat Bankası Yeşilli Şubesinin penceresini kırdıktan sonra içeriye girip bina içindeki kasa dairesini oksijen kaynağı kullanıp açarak içindeki para ve dövizi alacağı sırada durumun kolluk kuvvetlerince fark edilmesi üzerine bunları alamadan olay yerinde bırakıp kaçmaktan ibaret eyleminde;

Hırsızlık suçunun <Bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşya> hakkında işlenmesi 5237 sayılı TCK. nun 142/1-b maddesinde bu suçun ağırlaştırıcı nedeni olarak düzenlenmiş olup, suçun işlendiği banka şubesinin bina içinde bulunması nedeniyle, aynı Yasanın 42. maddesinde öngörülen bileşik suç kuralları gereğince sanığın sadece hırsızlığa teşebbüs suçundan sorumlu tutulması gerekip, ayrıca işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan cezalandırmanın mümkün bulunmadığı gözetilmeksizin bu suçtan da mahkumiyetine hükmedilmesi,> isabetsizliğinden oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiş, Daire Üyeleri Ekrem Ertuğrul ve Ayşe Doğan; <işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan sanığın mahkumiyetine karar veren mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığı> görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

Yargıtay C. Başsavcılığı ise, 23.06.2009 gün ve 1071 sayı ile;

<TBMM Adalet Komisyonu’nun gerekçesinde suçların içtimaına ilişkin bu kural <kaç tane fiil varsa o kadar suç, kaç tane suç varsa o kadar ceza vardır> şeklinde ifade edilmiş olup, kuralın istisnalarından olan <bileşik suç> 5237 sayılı TCK. nun 42. maddesinde düzenlenmiştir.

Doktrinde bileşik suçun teknik olarak tanımlanamayacağına, düzenleme ile yetinilmesi gerektiğine, tanım hükmü getirilecek ise yerinin 6. madde olması gerektiğine yönelik eleştiriler getirilmiş olmakla birlikte (Prof. Zeki Hafızoğulları, http//www.zekihafızoğlulları.com/makaleler), 5237 sayılı TCK.nun 42. maddesinde, <Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça> bileşik suç denir şeklinde bir tanım getirilmiştir.

Gazi şerhinde Prof. Dr. İzzet Özgenç, konut dokunulmazlığının ihlali suretiyle hırsızlık suçunun işlenmesi halinde, hem konut dokunulmazlığının ihlali hem de hırsızlık suçundan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunması gerektiğini, konuya ilişkin bu önerisinin TBMM Adalet Komisyonunda başta uygun görülmesine rağmen bilahare madde metnine yapılan ilavelerle 765 sayılı Kanunun sistemine yaklaşıldığını vurgulayarak, bu sistemde ayrıca konut dokunulmazlığını ihlalden dolayı cezaya hükmolunamayacağını belirtmektedir(Gazi Şerhi s. 538 ).

Buna karşılık 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b maddesindeki suçun bileşik suç olmayacağı, kanun koyucunun son fıkradaki değişikliği yaparak bu konudaki düşüncesini net olarak ortaya koyduğu ileri sürülmüştür (İsmail Malkoç, Açıklamalı İçtihatlı Yeni Türk Ceza Kanunu, 1. Cilt s. 1192).

Hırsızlığın bina veya eklentileri içinde gerçekleştirilmesini nitelikli hırsızlık sayan 5237 sayılı TCK. nun 142/1-b maddesi hükmünün bir bileşik suç ortaya çıkardığı ancak aynı yasanın 142. maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen 4. fıkranın bir fiilden dolayı faile iki ceza verilmesine yol açacağı ve bu sonucun hukuk devletinin bir gereği olan cezaların işlenen suçla orantılı olması ilkesine uygun düşmeyeceği de yine öne sürülen görüşler arasındadır (Prof. Dr. M. Feyzioğlu- Dr. D. Güngör, AÜHFD, Yıl 2007 140)

Tüm bu tespitler ile yasal mevzuat da nazara alındığında, 5237 sayılı TCK. nun 142. maddesine 5560 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen son fıkra hükmü öncesindeki yasal durumda, 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b maddesinde yazılı suçun <bileşik suç> örneği olarak ceza kanununda yer aldığının kabulü gerekir.

Ancak 5237 sayılı TCK. nun 142/son madde ve fıkrası ile getirilen düzenleme aynı Yasanın 142/1-b maddesinde yazılı suçun <bileşik suç> özelliğini ortadan kaldıracak mahiyettedir ve 5237 sayılı TCK. nun suçların içtimaına ilişkin yukarıda tespit konusu yapılan genel prensip de nazara alındığında, işyerine girerek hırsızlığa teşebbüs eden sanığın eyleminde 5237 sayılı TCK. nun 42. maddesindeki bileşik suç koşulları bulunmadığından, 5237 sayılı TCK. nun 116/2-4 madde ve fıkraları uyarınca ayrıca cezalandırılması gerekmektedir> görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

Karar: Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kapsamına göre, Ceza Genel Kurulundaki inceleme, sanığın işyeri dokunulmazlığını ihlal etme eyleminden kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, işyerine girmek suretiyle işlenen hırsızlık suçunda, sanığın hırsızlık suçunun yanında ayrıca işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan da cezalandırılmasının gerekip gerekmediğine ilişkindir.

İncelenen tüm dosya içeriğinden; 11.11.2007 tarihinde gece vakti sanıkla, açık kimlikleri tespit edilemeyen kişi ya da kişilerin, Mardin İli Yeşilli İlçesi Ziraat Bankası Şubesi’ne, alarmı susturduktan sonra pencereyi kırıp demir merdiven kullanarak girdikleri, önce kasa dairesinin çelik ve şifreli kapısını oksijen kaynağı ile yakarak kapıyı açtıkları, sonra içerisinde 36.800 Lira, 7.640 Euro ve 4.630 Amerikan Doları bulunan kasanın kilit ve şifresinin olduğu bölümü oksijen kaynağı ile yakarak açmaya çalıştıkları, bu sırada polisi fark etmeleri üzerine suçta kullandıkları eşyaları olay yerinde bırakarak kaçtıkları anlaşılmakta olup, yargılama konusu olayın bu şekilde gerçekleştiği hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

5237 sayılı TCY’nın hazırlanmasında esas alınan asıl kural gerçek içtima olup <kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza> söz konusudur. Nitekim Adalet Komisyonu raporunda bu husus; <Ceza hukukunun temel kurallarından birisi, <kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır> şeklinde ifade edilmektedir. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Böylece verilen her bir ceza, bağımsızlığını koruyacaktır> şeklinde ifade edilmiştir (TBMM Adalet Komisyonu’nun 03.08.2004 gün ve 1/593-60 sayılı Raporu). Bu kuralın istisnaları ise, 5237 sayılı TCY’nın <suçların içtimaı> bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44. (fikri içtima) maddelerinde düzenlenmiştir.

Gerçek içtima kuralının istisnalarından birisi olan ve uyuşmazlık konusuyla yakından ilgisi bulunan bileşik suç, Yasanın 42. maddesinde; <Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir> şeklinde tanımlanmış ve bununla da yetinilmeyerek; <bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz> hükmü getirilmiştir.

Sanığın olay tarihinde işlemeye kalkıştığı bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkındaki hırsızlık suçu 5237 sayılı TCY’nın 142/1-b maddesinde; <Hırsızlık suçunun; ...b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, ... İşlenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur> şeklinde düzenlenmiştir.

İlk bakışta bu düzenlemenin <kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır> kuralının bir istisnası olduğu, yani bileşik suç tanımına uyduğu söylenebilir ise de, yasa koyucu bu madde ile, hırsızlık suçunun <bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşya> hakkında işlenmiş olması halini nitelikli bir hal olarak düzenlemiş, bina veya eklentiye girmeyi bu suçun oluşumu açısından bir unsur olarak aramamıştır. Buna göre hırsızlık suçunun bu nitelikli halinin, <bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşya> hakkında bina veya eklentileri içine girilerek işlenmesi olanaklı olduğu gibi bina veya eklentiye girilmeden de işlenebilmesi olanaklı olup her iki durumda da Yasanın 142/1-b maddesinin uygulanması gerekecektir. Başka bir anlatımla; maddedeki düzenleme ile, bina veya eklentilerine girilip girilmemesi hususu değil, çalınan eşyanın bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olması nitelikli hal açısından önemsenmiştir. Yasa koyucu, bu suç tipini bileşik suç olarak düzenlemek isteseydi, madde metnini <bina veya eklentilerine girmek suretiyle işlenirse> şeklinde düzenlerdi. Bu nedenle, hırsızlık suçunun bu nitelikli halinin işlenmesi sırasında bina veya işyerine girilmiş olması halinde hırsızlık suçunun yanında ayrıca konut dokunulmazlığını bozma suçu da oluşmakta ve buna bağlı olarak failin bu suçtan da cezalandırılması gerekmektedir.

Bunun yanında, yasa koyucu bu iradesini pekiştirecek şekilde 5560 sayılı Yasanın 6. maddesiyle 5237 sayılı TCY’nın 142. maddesine; <Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikayet aranmaz> şeklindeki 4. fıkrayı eklemiştir. Eklenen fıkranın gerekçesinde de; <Kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza> kuralı gereğince, hırsızlık suçunu işlemek için başkasının konutuna girilmesi veya mal varlığına zarar verilmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmetmek gerekir denilmek suretiyle yasa koyucunun amacının, hırsızlık suçunun işlenmesi sırasında işlenen diğer suçların da ayrıca cezalandırılması olduğu açıkça ortaya konulmaktadır.

Bu nedenle 5237 sayılı TCY’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen suç bileşik suç niteliğinde olmadığından hırsızlık suçunun işlenmesi sırasında konut dokunulmazlığını ihlal suçunun da işlenmesi halinde, failin ayrıca bu suçtan da cezalandırılması gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Sanığın olay tarihinde kasada bulunan paraları almak amacıyla Mardin İli Yeşilli İlçesi Ziraat Bankasına girmesi eyleminde, hırsızlığa teşebbüs suçu yanında işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçu da oluştuğundan, Özel Daire çoğunluğunun; <TCY’nın 42. maddesinde öngörülen bileşik suç kuralları gereğince sanığın sadece hırsızlığa teşebbüs suçundan sorumlu tutulması gerekip, ayrıca işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan cezalandırmanın mümkün bulunmadığı> görüşünde isabet bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Dairenin bozma kararının işyeri dokunulmazlığını ihlal suçuna ilişkin olarak kaldırılmasına ve sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 13.04.2009 gün ve 2058-4385 sayılı kararının işyeri dokunulmazlığını ihlal suçuna ilişkin olarak KALDIRILMASINA,

3- Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.11.2008 gün ve 209-532 sayılı hükmünün ONANMASINA,

4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, oybirliği ile karar verildi.
Old 16-01-2012, 14:33   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Temyize cevap dilekçesinin tebliği üzerine verilen cevabın, sanık aleyhine olan kısımlarına cevap verilebilir. Esasen, temyiz incelemesine kapalı hususlar (HAGB) ve aleyhe temyiz olmayan noktalar temyize cevabın konusu olamaz kanısındayım. Burada hırsızlık suçu açısından verilen HAGB kararının temyize cevap içine dercedilerek tetkiki mümkün olamamalıdır.

Yargılamanın yenilenmesine ilişkin bir sebebin ortaya çıktığı düşüncesinde iseniz bu temyize cevap dilekçesinin konusu değildir. CMK.m.318'e göre hükmü veren mahkemeye temyize cevap dilekçesinin dışında ayrı bir dilekçeyle başvurulmalıdır.
Old 17-01-2012, 00:36   #8
Av.Erkan Şenses

 
Varsayılan

Yargıtay Temyiz istemini reddedip anılan yerin konut sayılamayacağına hükmederse kanaatimce red kararı yeniden yargılama nedeni olabilir.
Old 17-01-2012, 10:44   #9
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Erkan Şenses
Yargıtay Temyiz istemini reddedip anılan yerin konut sayılamayacağına hükmederse kanaatimce red kararı yeniden yargılama nedeni olabilir.
sizinle aynı kanatteyim yargılama aşamasında konut casfının kaybedilğpini ileri sürmemeize rağmen ceza verildi,üstelik keşif yapılamamasına rağmen.Temyize cevapta bu hususları ileri sürdüm umarım karar bozulur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hırsızlık- konut dokunulmazlığını ihlal miss_lawyer Meslektaşların Soruları 6 30-12-2010 12:19
Evlilik Birliğinde: Hırsızlık ve Konut Dokunulmazlığını İhlal av.knel Meslektaşların Soruları 6 02-08-2009 09:26
Konut Dokunulmazlığının İhlali umutlaw Meslektaşların Soruları 2 06-05-2009 22:13
Zina Suç Değil Ancak Konut Dokunulmazlığının İhlali Var Y£LİZ Hukuk Haberleri 58 05-11-2008 20:53
Konut Dokunulmazlığının İhlali Diyebilir Miyiz? Biraz Acele... caner87 Meslektaşların Soruları 6 14-03-2008 01:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07281995 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.