Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Garip bir gerekçeli karar!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-01-2009, 15:45   #1
Gamze Dülger

 
Varsayılan Garip bir gerekçeli karar!

Sayın meslektaşlarım,

Alacak davasında davacı,davalılardan 30.000 Tl talep etmiştir.

Yerel mahkemenin kararı şu şekildedir:

"20.000 Tl'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya dair talebin reddine,
..... avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
..... avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı X'e verilmesine
................. "

Biz davalı X'in vekiliyiz.

Karar davacı açısından kesinleşmiştir.

Bana göre ;

1-Müvekkil x aleyhine verilen bir karar olmadığından karar temyiz edilmemelidir.

2-Karar icraya intikal ettirildiğinde ise "Davalı X aleyhine bir hüküm kurulmadığından X aleyhine bir icra takibi yapılamaz" şeklindeki itirazla takibin iptali istenmelidir.

3-Yine karar X tarafından icraya konulmalı ve avukatlık ücreti tahsil edilmelidir.

Siz ne düşünüyor sunuz?

Saygılarımla
Old 23-01-2009, 21:12   #2
pir_i fani

 
Varsayılan

bir yazım yanlışlığı olduğu ortadadır.Alacağın ödenmemesi halinde ilamlı icra takibi yapmakta hiç bir sakınca yoktur.Ödemekte direnirlerse takibi şikayet edebilirler.Ama icra hakiminin söze değil öze bakacağını düşünüyorum.
Old 23-01-2009, 22:32   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

10.000,00.-TL ye dair dava reddi var. Elbette kısmen kabul, kısmen red şeklinde açıklamalı, içtihatlı bir karar daha isabetli olurdu (Mesajınızdaki "Davalı" ile "Davalı x", aynı kişilerse)

Ancak "Karar davacı açısından kesinleşmiştir" cümlenizden, durumun biraz daha karışık olduğu sonucuna varmak gerek -10.000,00.-TL, temyiz sınırının üstünde olduğundan-

Sanıyorum, sorunuzun biraz daha açıklanmaya ihtiyacı var.

Saygılarımla...
Old 23-01-2009, 22:44   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Karar kesinleşmiş ise, kararı temyiz etmeyen Davacı sonucuna katlanacaktır.
Old 23-01-2009, 22:48   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Karar kesinleşmiş ise, kararı temyiz etmeyen Davacı sonucuna katlanacaktır.

Sanıyorum mesajınız Sayın Saim'in kastettiği yanıta muhtaçtı , o sizi daha iyi anlamış.

Saim beye katılıyorum.

Saygılarımla
Old 24-01-2009, 09:58   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

A.Soruda yazıldığı şekliyle kararda davacı lehine hükmedilen av.ücretinin davacıya verileceği yerde hazineye irat kaydına karar verilmesi ( herhalde bakiye harçla karıştırılmış ) dışında bir gariplik gözükmüyor.

B.Ancak davada X in dışında örneğin Y isimli başka bir davalı da varsa ve mahkeme 20.000 TL.nin Y den tahsiline karar vermişse;

1....TL av.ücretinin davalı Y den tahsili ile davacıya verileceği yerde hazineye irat kaydı yanlışlığı dışında,

2.Davalı X hakkında esas yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesi ,

3.Fazlaya ilişkin talebin reddi sonucu davacıdan tahsil edilecek av.ücretinin davalı Y’ye verilmesi gerekirken davalı X ‘e verilmesi ,

4.Buna karşın aleyhine hüküm tesisi edilmeyen X için tam av.ücretine hükmetmek gerekirken eksik av.ücreti tayini gibi yanlışlıklar ve çelişkiler ortaya çıkmaktadır.

Tabii karar ne şekilde kesinleşirse o şekliyle infaz edilecektir. Bunun sonucu olarak ta davalı X aleyhine kurulu bir hüküm bulunmadığından X aleyhine icra takibi yapılamayacak, buna karşın X lehine tayin edilen av.ücretini davacıdan talep edebilecektir. Davacının veya davalı Y'nin olası bir tavzih talebi de tavzih yoluyla kararda değişiklik yapılamayacağından başarılı olamayacaktır. Diye düşünüyorum.
Old 24-01-2009, 13:13   #7
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
A.Soruda yazıldığı şekliyle kararda davacı lehine hükmedilen av.ücretinin davacıya verileceği yerde hazineye irat kaydına karar verilmesi ( herhalde bakiye harçla karıştırılmış ) dışında bir gariplik gözükmüyor.

B.Ancak davada X in dışında örneğin Y isimli başka bir davalı da varsa ve mahkeme 20.000 TL.nin Y den tahsiline karar vermişse;

1....TL av.ücretinin davalı Y den tahsili ile davacıya verileceği yerde hazineye irat kaydı yanlışlığı dışında,

2.Davalı X hakkında esas yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesi ,

3.Fazlaya ilişkin talebin reddi sonucu davacıdan tahsil edilecek av.ücretinin davalı Y’ye verilmesi gerekirken davalı X ‘e verilmesi ,

4.Buna karşın aleyhine hüküm tesisi edilmeyen X için tam av.ücretine hükmetmek gerekirken eksik av.ücreti tayini gibi yanlışlıklar ve çelişkiler ortaya çıkmaktadır.

Tabii karar ne şekilde kesinleşirse o şekliyle infaz edilecektir. Bunun sonucu olarak ta davalı X aleyhine kurulu bir hüküm bulunmadığından X aleyhine icra takibi yapılamayacak, buna karşın X lehine tayin edilen av.ücretini davacıdan talep edebilecektir. Davacının veya davalı Y'nin olası bir tavzih talebi de tavzih yoluyla kararda değişiklik yapılamayacağından başarılı olamayacaktır. Diye düşünüyorum.

Sayın Kocabaş,

Davada X dışında, (Y ) bir davalı daha vardır.

Davada "Davalıdan tahsili " şeklindeki karar ne X ne de Y aleyhine verilmiştir"

Yani sadece "20.000 Tl'nin davalıdan tahsiline fazlaya dair talebin reddine " dair karar bana göre her iki davalı açısından hüküm doğurmayacaktır.

Yine davacı kararı okuyup yanlışlığı farkedip temyiz hakkını kullanmadığından, "Davalı ne X ne de Y aleyhine avukatlık ücreti talep edemeyecek ve yine hiç bir davalıya müracaat edip alacağını tahsile gidemeyecektir"!.

Kararda sadece X vekili olarak bizim lehimize bir avukatlık ücreti tayin edildiğinden, bu hüküm "Sadece X açısından, avukatlık ücretinin tahsili anlamına gelen bir hüküm olmaktan öteye gidemeyecektir".

Sonuç itibarıyla Sayın Saim'in de beyan ettiği gibi "Davacı hükmü temyiz etmemenin sonucuna katlanacaktır".

Tüm bunlar bir yana, " Yargılama yedi yıl sürmüş, diğer davalı Y'ye ilanen tebligat yapılmış,karar ise Y'ye ilanen tebligat ile bildirilmemiştir"

Üzgünüm...

Ama, ben yargılamada sadece bir tarafı temsil eden,bir tarafın hak ve iddalarını savunan bir avukatım...

Saygılarımla..
Old 25-01-2009, 01:44   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gamze Dülger
Sayın meslektaşlarım,

Alacak davasında davacı,davalılardan 30.000 Tl talep etmiştir.

Yerel mahkemenin kararı şu şekildedir:

"20.000 Tl'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya dair talebin reddine,
..... avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
..... avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı X'e verilmesine
................. "

Biz davalı X'in vekiliyiz.

Karar davacı açısından kesinleşmiştir.

Gerçekten bu kararın temyiz edilmemesi şanssızlık olmuş

Ama aynı karar, davalı x veya davalı y için de temyiz edilmeme halinde sorun kaynağı olabilir. Yani "Hangi davalıdan tahsili" sorusu, alacaklı açısından davalı x veya davalı y ayrımına gitme güçsüzlüğüne değil de, ayrım gözetmeme şansına dönüşüp, icra aşamasında davalı yan için de sorun yaratabilir. Zira, talihsizlik sonucu kesinleşmiş bu kararı, alacaklı vekili sıfatıyla 20.000.-TL için icraya koyacak olsam, davalı x veya davalı y icra emrini şikayet konusu yaptığında, "Kararda DAVALIDAN tahsili öngörülüyor, siz davalı değil misiniz?" sorusunu yöneltirdim

Ama "... vekalet ücretinin davalıdan alınıp hazineye irat kaydına" ...
Bu cümle için yapacak bir şey yok tabii... Kurumlardan sonra hazine de mi vekalet ücretlerinden gelir kalemi oluşturmaya başladı?


Saygılarımla...
Old 26-01-2009, 17:27   #9
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Yukarıdaki açıklamalardan sonra,davacının yeni bir dava açmak zorunda kalması halinde "kesin hüküm itirazında bulunabilir miyim?" diye merak ettim.

Bulunabilirmişim!

Artık her gerekçeli kararı ayrıntılı olarak okuyorum...(Daha fazla okuyorum)

Aşağıda karar sunuyorum.

Saygılarımla..


T.C.

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/1694

K. 2007/2739

T. 15.3.2007

• DAHA ÖNCE HÜKME BAĞLANAN KONUNUN İNFAZ EDİLEMEMESİ ( Önceki Davalarda Yargıtay Yoluna Başvurularak Giderilebilecek İstekler İçin Bu Yola Başvurmaksızın Hükmü Kesinleştiren Davacıların Açtıkları Davanın Hukuki Yarar Yokluğu Nedeniyle Reddi Gereği )

• HUKUKİ YARAR YOKLUĞU ( Önceki Davalarda Yargıtay Yoluna Başvurularak Giderilebilecek İstekler İçin Bu Yola Başvurmaksızın Hükmü Kesinleştiren Davacıların Açtıkları Davanın Bu Nedenle Reddi Gereği )

• KESİN HÜKÜM ( Davacılar Haklarına Kavuşmak İçin Daha Önce Hasımları Aleyhine Dava Açarak Lehlerine Hüküm Sağladıklarından ve Bu Hüküm Kesinleştiğinden Aynı Konuda Yine Lehlerine Hüküm Verilmesi İçin İkinci Davayı Açamayacağı )

1086/m.237


ÖZET : Eldeki davadaki sorun daha önce hükme bağlanan istek konusunun tapu dağılımındaki oranlama nedeniyle infaz edilememesinden kaynaklanmaktadır. Hem bu davanın konusu hem de daha önce açılan davalardaki konu mülkiyet aktarımına ilişkindir. Davacılar haklarına kavuşmak için daha önce hasımları aleyhine dava açarak lehlerine hüküm sağladıklarından ve bu hüküm kesinleştiğinden aynı konuda yine lehlerine hüküm verilmesi için eldeki bu ikinci davayı hukuki yarar yokluğu nedeniyle açamazlar. Önceki davalarda Yargıtay yoluna başvurularak giderilebilecek istekler için bu yola başvurmaksızın hükmü kesinleştiren davacıların açtıkları davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekir.
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.2.2000 gününde verilen dilekçe ile tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.9.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve müdahil vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar dava dışı yüklenicinin 228 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bina yaptığını, yapılan binadan bağımsız bölüm satın aldıklarını, 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/548, 1995/288, 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/425, 1995/378 ile 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/1086 ve 1995/281 esaslarında dava açarak yükleniciden aldıkları bağımsız bölümüne karşılık adlarına arsa payı tescilini sağladıklarını, hükümlerin kesinleştiğini, ancak hükmen kazandıkları payların tapuda infaz edilerek adlarına geçirilmediğini, hükmen tescili sağlanan payların bilirkişi aracılığı ile hesaplanarak birbirini tamamlar şekilde adlarına tesciline karar verilmesini, olmadığı takdirde yapının kat irtifakının kurularak dairelere isabet edecek payın adlarına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece binanın onaylı projesinin bulunmadığı, yapı ruhsatı ve iskan ruhsatı olmadığından 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi hükmünce yıkılacak yerlerden olması nedeniyle dava reddedilmiştir.
Hükmü davacılar ve müdahil davacı temyiz etmiştir.
Görüldüğü üzere, davacılar daha önce değişik mahkemelerde açtıkları davalarda mahkemeden hukuki himaye talep ederek haklarının hüküm altına alınmasını sağlamışlar, mahkemece verilen tapu iptali ve tescil kararları kesinleşmiştir.
Eldeki davadaki sorun daha önce hükme bağlanan istek konusunun tapu dağılımındaki oranlama nedeniyle infaz edilememesinden kaynaklanmaktadır. Hem bu davanın konusu hem de daha önce açılan davalardaki konu mülkiyet aktarımına ilişkindir. Davacılar haklarına kavuşmak için daha önce hasımları aleyhine dava açarak lehlerine hüküm sağladıklarından ve bu hüküm kesinleştiğinden aynı konuda yine lehlerine hüküm verilmesi için eldeki bu ikinci davayı hukuki yarar yokluğu nedeniyle açamazlar. Önceki davalarda Yargıtay yoluna başvurularak giderilebilecek istekler için bu yola başvurmaksızın hükmü kesinleştiren davacıların açtıkları davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin davacıların önceden hükmen sağladıkları haklarını da ortadan kaldıracak şekilde davanın değişik gerekçeyle reddedilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Ancak, kurulan hüküm sonuçta davanın reddine ilişkin bulunduğundan davacıların ve müdahil davacının temyiz itirazlarının reddi ile sonuç olarak usul ve yasaya uygun hükmün HUMK.nun 438/son maddesince gerekçesi düzeltilerek DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 15.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 26-01-2009, 17:57   #10
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Usul kuralları dairesinde meslektaşlarımın genel yorumlarına katılmakla birlikte olaya bir de şu yönden bakmak gerektiğini düşünüyorum. Burada hükmün gerekçe kısmının, Hakimin ve/veya katibin alelade bir "kopyala+yapıştır" hatası neticesinde bu şekilde oluşturulduğu aşikar. Bu denli açık bir hata nedeni ile salt temyiz yapılmadı diye davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hazineye irat kaydedilmesi çok tuhaf olacak! Temyiz edilmeksizin kesinleşerek hazineye hibe edilen bir avukatlık ücreti hikayesi Tabii devlet bunu hangi davalıdan tahsil eder orası da ayrı bir hikaye... Çok yazık olmuş.(tabii sizin müvekkiliniz dışındakilere) Nasıl bir karar bu böyle!
Old 26-01-2009, 18:35   #11
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

İlk cevabımı ( X ve Y isimli iki davalı olduğu ve 20.000 TL.nin Y 'den tahsiline karar verildiği) kurgusu üzerinden vermiştim. Gamze Hnm. ortada X ve Y isimli bir davalı da bulunduğu doğrulayarak alacağın isim tayin edilmeden (davalıdan tahsiline ) şeklinde hüküm kurulduğu bilgisini vermiştir.

Bu açıklamaya göre; cevabımda değişiklilk olacaktır.

1. 20.000 TL alacağın davalı X' den tahsiline denilmemiş fakat davalı Y 'den tahsili de öngörülmemiştir. Gamze Hnm . burada geçen (davalı ) müvekkilim X değildir diyor ama, Şehper Hnm.ın belirttiği gibi davalı Y 'de buradaki (davalı) ben değilim diyebilir. Fakat ortada bir tahsil kararı vardır. Bu para birilerinden tahsil edilecektir.

Bana göre kararda (müşterek ve müteselsil ) tahsilat öngörülmediğinden 20.000 TL.nin davalılar X ve Y den eşit oranda tahsilinin ifade edildiği icra aşamasında kabul edilebilir.

2. Davacı lehine hükmedilen av. ücretide bu şekilde ikiye bölünerek infaz edilebilir. Bu paranın hazineye irat kaydedilmeyeceği açıktır. Burada maddi bir hata yazım hatası vardır. Tavzih yoluyla düzeltilebilir.

3. Ret edilen miktara göre tayin edilen av.ücretinin tamamı kararda yazılı olduğu gibi davalı X e verilir.

Bu garip duruma mahkeme sebebiyet vermiştir.Davacının bu şekilde bir karar verilmesinde katkısı yoktur. Ancak kararı temyiz etmeyerek haklarını tam olarak kullanmamış sayılabilir.Fakat böyle bir kararın tüm olumsuz sonuçlarının davacıya yükletilmesinin hakkaniyet ilkeleri ile bağdaşmayacağını , infaz sırasında mutlaka bir çözüm yolu bulunacağını düşünüyorum.
Old 26-01-2009, 18:55   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bu garip değil de sanki traji-komik bir karar gibi.

Benim fikrime göre burada maddi hata kapsamına girebilecek ve tavzih ile düzeltilebilecek bir durum yok. Çünkü, davacı ve/veya davalı dışında Hazine davaya eklenmiş ve bununla da yetinilmemiş bir de irat kaydedilmesine hükmedilmiştir. Yani kararda Davacı yazacakken davalı yazması veyahut 10 YTL yazacakken 100 YTL yazılması gibi maddi bir hata yok alenen konulmuş bir hüküm var.

Artık, Yargılamanın iadesi mi olur yoksa başka bir yol mu olur bilemiyorum. Allah temyiz etmeyen avukata sabır ve kolaylık versin diyebiliyorum. Zira zor ve temyiz etmeyen avukat için izahı mümkün olmayan bir durum var!
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kısa karar/gerekçeli karar/iş davası/vekalet ücreti Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 4 04-12-2012 14:36
İş mahkemesinde tefhim edilen kısa karar ve gerekçeli karar TABUOSMAN Meslektaşların Soruları 3 18-06-2008 13:04
Kısa karar/Gerekçeli karar/Hmuk m. 388 Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 13 11-04-2008 12:01
Ekli gerekçeli karar üye18721 Meslektaşların Soruları 1 12-10-2007 19:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04678893 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.