İşitme ve Konuşma Engelli Çiftlerin Boşanmasında Vesayete Mecbur Tutulma Hakkında Yardım...

Sayın Meslektaşlarım, öncelikle hayırlı sabahlar ve ilginize şimdiden teşekkürler.

Başlıkta belirtildiği üzere tarafıma başvuruda bulunan ve anlaşmalı boşanmak isteyen işitme ve konuşma engelli bir çiftimiz var. Bu çiftimizin daha önce hiç bir suret ve nam altında kısıtlanmaları yoluna gidilmemiş ve bundan sonrası için hem kendilerinin hemde ailelerinin istemi o ki kısıtlanmakta istemiyorlar. Ancak kendilerinin boşanma davalarını ikame etmeden önce önüme zorluklar çıkma ihtimaline binaen hangi Aile mahkemesi hakimi ile konuştu isem hepsinin söylemi önce çiftleri vesayet altına almam , akabinde davayı vasi aracılığıyla vesayet dosyasına bildirirerek ikame etmem yönünde oldu. Boşanmanın kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğunu zikretmeme rağmen yinede kendilerinin başka şekilde davayı devam ettiremeyeceklerine dair telkinlerde bulundular.Her ne kadar söylem bu işe de bir türlü hukuka uygunluğunu hem doktrinel hemde uygulamaya yönelik mantıklı göremiyorum.

Öncelikle konuya ilişkin bilgisi veya ellerinde herhangi bir içtihat metni bulunan meslektaşlarımın yardımlarını bekler , sizlere ilgi ve ihtimamınız için şimdiden teşekkür ederim...

Merhaba;
Türk Medeni Kanununda Vesayet şartları sayılmıştır. Akıl hastalığı , akıl zayıflığı, küçüklük vs. gibi 404-407. maddeler arasında sayılmıştır.
Bir de isteğe bağlı vesayet vardır ki;
Madde 408.- Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.
Bu maddeye göre TALEP HALİNDE VE SADECE İŞ YÖNETİMİ BAKIMINDAN düzenlenen bir maddedir. Boşanma davası için vesayet kararı istemek kesinlikle kanuna aykırıdır. Sizin de dediğiniz gibi boşanma konusu şahsa sıkı sıkıya bağlı haktır.Burada taraflar fiziki engelli kişilerdir. Burada mahkemenin yapması gereken tek şey konuşma-duyma engelliler için tercüme yapan bir bilirkişi ile davayı yürütmektir.
iyi çalışmalar

Alıntı: Yazan Av.İsmail Yılmaz .. hangi Aile mahkemesi hakimi ile konuştu isem hepsinin söylemi önce çiftleri vesayet altına almam ..

Hangi gerekçeyle?

Alıntı: Yazan Av.İsmail Yılmaz yinede kendilerinin başka şekilde davayı devam ettiremeyeceklerine dair telkinlerde bulundular

.

Ne zamandan itibaren telkin (Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama
)gerekçe yerine geçiyormuş...

Gerekçeleri malum. Şahısların menfaatlerinin zedelenmemesi yönünde hareket ettiklerine dair bir kaç aymaz söylem. Esasen konuya vakıf olmam , davanın ikamesi esnasında da yanımda asili ve engelli mütecimini görmek isteyip istemedikleri yönündeydi. Ancak akabinde duyduğum söylemler ziyadesiyle yordu. Uzun zamandır ceza hukuku ile ilgilendiğimden ve uygulamada bu tarz bir dava ile karşı karşıya gelmedigimden, her ne kadar tüm Hakimlere sıkı sıkıya bağlı haktan dem vursamda , ağız birliği edilmişcesine aynı söylemi diydugumdan, siz meslektaşlarımın konu hakkındaki bilgilerinden faydalanmak istedim.

Ne kadar araştırsamda konu ile ilintili bir Yargıtay içtihati edinemedim. Genelde cezaevinde olan kısıtlıların boşanmasına dair bağıntısız kararlar ile karşılaşıyorum. Eğer elinde buna istinaden bir içtihat olan meslektaşım var ise yardimlarina şimdiden teşekkür ediyorum. Zira ne kadar usulü mucibince konuyu aktarıyor olsak da , hakimlerin bu neziddeki tutumları malum.

Hayırlı forumlar diliyor, ilginize şimdiden teşekkür ediyorum...